24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 13 MA YIS 1984 AYAK Bir "isyunkâr" futbolcu: Metin Kurt MEHMED KEMAL POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL "Yöneticilere göre futbolcunun aklı, aut çizgîsinde bitmeli" 5 Konuştuğum futbol yıldızları arasında, şündiye değin, bir Metin Kurt değişik açıdan bakıyor. Nasıl Yeşilçam'dan artist, bar ve pavyonlardan dansöz, yapı işçileri arasından şarkıcı, televizyondan soyunan kadın çıkarsa, futbol sahalanndan da futbolcu çıkanyorlar, yıldız yapıyorlar. Her alana ağını kurmuş olan örümceğin adı sömürüdür. Metin Kurt her davranışı ile içten, sevecen, güleç... KarşılıkL konuşuyoruz. Ne düşünüyorsa, ne söyleyecekse, çekinmeden, sakınmadan söylüyor. Hep söylemiş de... Böylesi kişilerin başı belalı olur. Metin'in de başı derde girmiş. Su testisinin su yolunda kırıldığını çoktan öğrenmiş, yılgısız, yanılgısız konuşuyor: "Yoksul aile çocuklarının bireysel olanaklan sınırlıdır" diye söze başlıyor. "Ya artist olacaksınız, ya şarkıcı olacaksımz, ya da futbolcu. Bir de Milli Piyango var. Ben de ağabeyimin iinlü bir futbolcu oldugundan mıdır (tsmail Kurt) futbolu seçtim. Okulu askıya aldım. Biitiin giiciimle iinlü bir futbolcu olmak için didindim, durdum. Bir yıllık bir çalışma sonucunda A Milli Takımı'na kadar yiıkseldim. Mutlu olacağımı sanıyordum. Ancak mutluluk dilediğim ölçiide gerçekleşmedi. İçimdeki rahatsızlık siiriiyordu. Herkesin özlediği liıks yaşama girmiş, istediğimizi alır hale gelmiştik. Ancak beklediklerimiz olmuyordu. O sırada oynadıgım PTT takımınm malzemecisi iki cilt kitap getirdi. O güne değin elbiseci vilrinlerine bakardım da, kitapçı vitrinlerinde pek göziim yoktu. Kitaplan getirdi, 'Al bunlan oku!' dedi. İki ciltlik kitabın adı: SefiUer'di. Çok sevdigim bir ağabeydi malzemeci. Fazla parası da yoktu. Bu kitaplara kesesinden epeyce para vermişti. Bazı yerlerini atlayarak bu kitabı okuyama başladım. Okudukça gözlerim açüdı. Dünyada bir şeyler olup bitiyordu, ama ben farkında değildim. Çok şey öğrenivordum. Bu kez merak ettiMİLLİ TAKIMDA "Milli takıma seçilmenin, görev anlayışı dışında bir sporcuya hiçbir yararı yoktu" diyor Metin Kurt. ğiıtı konularda kitaplar aiıp okumaya başladım. FAZİLET MÜCADELESt Kitapçılann birinde öldürülen ABD Başkanı Kennedy'nin 'Fazilet Mücadelesi' adlı kitabı dikkatimi çekti, aldım. Okudum. Oradaki bir söz beni çok etkiledi. 'Hak bildiğin doğruları, koşullar ne olursa olsun kazan' diyordu. 'Bir gün haklı çıkarsın.' Düşiindüm, pratige koymaya çalışlım. Ben de fazilet mücadelesi ne karar verdim. PTT takımında bir genel kaplan vardı. Bu genel kaptanın uygulamalan bana ters diışüyordu. Bana göre verdiği sözlerde Yedi tepeli kent istanbul'u kim tanır, kim tanımaz diye tartışmalar yapılıyordu. Eski İstanbul'u tammak belki bir oranda olası idi. Yedi tepe üstüne kurulu kentin semtleri, mahalleleri belliydi. Tepeler de surtarın içinde olanlarıydı, dışında kalanları değil. İkinci Meşrutiyet'ın yenilik isteyen yöneticilerinden biri. polis ve bekcileri kentin mahalle «e sokaklarından sınava çekmek istemiş. Öyle ya, bir kenti bekçi ve polis de bilmezse kim bilir? Ancak sorular sorulacak ama yanıtlarının doğru mu, yanlış mı oldugunu kim bilecek? Sorgucular arasında soruların yanıtınt verecek birini bulamamışlar ve vaz geçmişler. Konunun görüşüldüğü toplantıda bayanlardan biri, "Bana sorsalar, ben bitirdim." diyesi olmuş. "Nereden bitirdin?" "Bilirdim işte." Nasıl bilirdin söylesene!.." İstanbul'un kökten sürme yerlisi olan gün görmüş yaşlı bayan, orda bulunanların yüzüne alaycı bir gözle baktıktan sonra, şöyle anlatmış: "Üvey annem yaman bir dilenci idi. Kör numarası yapar dilenmeye çıkardı. Her dilenmeye çıktığında beni de yanına alırdı, ben onu yederdim. İşte bu yüzden eski İstanbul'un bilmediğim semti, görmediğim mahallesi, sokağı yoktur. Bana sorsalar şıpınsak söylerim." "Ne oldu sonra üvey annen?" "Dilencilikten çok para kazandı, zengin oldu bu işi bırakt." İstanbul artık Yedi Tepe diye anılan kent değildir. Yeni kurulan gecekondu semtleri ile tepeler, Çeliktepe, Fikirtepe, Esentepe, Gayrettepe, bilmem ne tepe adları tepe tepe çoğalmıştır. Kentin çeyrek yüzyıl öncesıni bilenler, bugün yenıden baksalar İstanbul'u tanıyamazlar. Hele eski istanbulluların tanıması olası değildir, bakar bakar, sinirleri sağlam değilse çıidırması işten değildir. Eski İstanbul güzel miydi, çirkin miydi bir şey demiyeceğim ama, kendine özgü, geleneği, töresi olan 'kadim bir İstanbul'a surların içinde kalan yedi tepeden ötürü Yeditepe de derler. Bugünlerde 35. yılını doldurmuş olan Yeditepe dergisine de dostumuz Hüsamettin Bozok bu adı, bu anlamı korusun diye vermiştir. 1874'lerde İstanbul'a gelen bir İtalyan gezgini Edmondo De Amicis, yedi tepenin yedisıni özetle şöyle anlatır: "...Birinci tepeden, Marmara Denizi'nin kıyılarını yaladığı ve üçgenin ucunu oluşturan tepeden yola çıkmalıdır. Bu tepe, söz uygunsa İstanbul'un başıdır. Babıâli'nin yükseldiği pek derin olmayan bir vadiye inilir. İmparatorluğun bütün karabahtmın toplanmış gibi göründüğü ciddf ve sessiz bir semt... Bu vadiden ikinci tepeye çıkılır. İkinci tepe de Nuruosmaniye Camisi... Marmara Denizi'ne ve Haliç'e egemen üçüncü tepenin üstünde Ayasofya'nın karşıtı olan Türk şairierin İstanbul'un keyfi ve görkemi dedikleri dev gibi Süleymaniye Camisi... Üçüncü tepe ile dördüncüsü arasında evlerle dolmuş vadinin üzerinde çelenk halinde sarkan yeşiliiklehe örtıilü iki sıra kemerden oluşmuş, İmparator Valens'in su bentleri... Bendin altından geçerek dördüncü tepeye çıkılır. Başka bir köyle örtülmüş, başka bir vadiyi geçince, bostan haline gelmiş eski aziz Pierre Sarnıcı'nın yanındaki Sultan Selim Camisi'nin yaptldığı beşinci tepeye çıkılır. Aşağıda Haliç boyunca, Patrikhane'nin bulunduğu bir Rum mahallesi olan Fener vardır. Beşinci vadiye inilip, altıncı tepeye çikılınca, sadece dördüncü tepeyi içine alan ilk sur çemberinin dışında, Kostantinos'un sekiz birtiğinin yerleştiği, yedinci birliğinin isgal ettiği alana gelinir. yedinci tepenin üstünde imparatorların taç giyme törenlerinde kullanılan sarayın duvarları hâlâ duruyor. Türkler bugün buraya Tekfur Sarayı derler. Tepenin eteğinde, Haliç kıyısmda, kentin surlarına değin uzanan pis bir mahalle vardır; bu istanbul'un Yahudi mahallesi olan Balafdır." Bir yabancı gezgine göre, İstanbul'un^yedi tepesi bunlardır. Bugün kime sorsamz, surların içinde kalan tepeleri değil de, Gültepe, Bülbültepe, Çeliktepe gibi surdışı yeni semtleri sayar. Büyük kentler görkemli görüntüleriyle emekle kurulmuşlardır. Emeği harcayan işçilerin nerelerde oturduğu uzun yıllar anlatılmamıştır, anlatılmışsa da küçümsenmiştir. Bugünse kentleri kuşatan gecekondu mahalleleri adlarını kendileri, kendi tepelerine koyarak tarihin içine girmek istiyoriar, giriyorlar da... Bu kez de ötekileri bunları unutturmuyor mu? "Bir gün milli takım kampındaydık. 'Spor Basınını Kımyoruz' diye bir bildiri hazırladım. Büîün futbolcular imzaladüar. Ajanslara bildiriyi bıraktım. Olayın yankısı büyük oldu. Bir gazete, yorumunda, 'çizmeyi aştılar' dedi. Ama baskılara rağmen Coşkun Özarı ile Hasan Polat beni kadrodan çıkartmadılar." "Galatasaray'da bir prim anlaşmazlığı oldu. Birkaç futbolcu geç gittik. Yasin, Büyük Mehmet ve ben kadro dışı bırakıldık. On beş gün sonra ikisi özür dilediler. Benim de özür dilememı istediler, ben dilemedim. Kayseri'ye gittim. " durmuyordu. Buna karşılık ilk ulaşmak için yelmedigini kesinfazilet mücadelesini denemeye kes öğrenmiştim. Artık benim karar verdim. Artık fırsal kollu için bundan böyle yalnızca elbiyordum. Bir toplanlıda genel se vitrinleri yoktu, kafamda sokaptanımızın bana göre bizleri ru oluşturan konulara ilişkin kisuçlaması üzerine daha fazla da taplar da vardı. yanamadım, ayağa kalktım ve PTT, o zaman ilk üç büyük kendisine kimsenin inanmadığı takımdan biriydi. nı, diinist bir insansa, bu işten Lise son sınıfta idim. "Biz sade bir şey beklemiyorsa. çekilip na okul diploması alırız" dedigitmesini söyledim. Bunun üze ler. On yıl sonra liseyi dısarıdan rine daha önceleri PTT takımın girerek kendim bitirdim. da futbol oynamış ve yöneticileBu olaydaki lavırlannı anlare karşı yaptığı mücadele ile armamıştım. Özellikle sürekli şu kadaşların sevgisini kazanmış, soru kafama takılıyordu: "Bize takım antrenörlüğü yapan Tabirdenbire verilen büyük imkâmer Giıney söz aldı. Saygı duyanın kökeninde ne yatıyordu? Nicağını ve destekleyeceğini sanıçin yaşıtlanmız, arkadaşlarımız yordum. Sokrat'tan başladı, bir bir şey bulamazken biz en lüks çok konulara girdi, çıktı ve so otellerde, en itibarlı konumda nuçta bana döniip 'Pılını pırtını oluyorduk." topla, kampı terket'dedi. Başım VUR ENSESİNE dan aşağı kaynar sular akmıştı. AL LOKMASINI Okudugum kitap, fazilel müOtellerde kalıyorduk. Okucadelesini böyle yazmıyordu, ya dukça düşündükçe, >aptığımu da ben anlamıyordum. isin toplumsal açıdan önemli bir ANTRENÖRLN NASİHATI gorev oldugunu anladım. Vaptıgımız görev toplumda, bazı Kampı terketcim. Ancak içim içime sığmıyordu. Özellikle gü cevrelerin işine geliyordu. Görevendiğim bir antrenörün doğnı vimizi yerine getirdiğimiz sürelar karşısında beni cezalandır ce bol bol ödüllendiriliyorduk. ması çok üzmüştü. DayanamaBunun üzerine bugüne kadar dım. lekrar görüşmeye gittim. olan yıldız sporcu tiplerinin naHaklı olup olmadığımı sordum. sıl kullanıldıgı sorusunun cevaHaklı olabilecegimi, ama hak bını aramaya başladım. Genelarama yolları oldugunu, iiç şe likle, var olan spor yapısında iki ye dikkat etmem gerektiğini soy sporcu tipi baş tacı edilijordu. ledi. Bir, kendi gücünü iyi hesap Birincisi uysal, vur ensesine al et; iki, karşındakinin gücünü iyi lokmasını, önüne gelen her şeye hesap et; üç, zamanı iyi seç. imza atan tip... Ahbap çavuş Bu ögütleri aldıktan sonra, Uk ilişkisi, idareci ile iyi geçinen, kendi çıkarlarını savunan tipişim, aklımda kalan yazarlann ler... tkincisi, bunlar, özel yakitaplannı okumak oldu. Bu olayla, toplumda, haklı ve dog şantılar ile olay yaratanlar, kampta olay çıkaranlar. Bunlaru olmanın beklenen amaca ra bir şey olmuyordu. Sonunda iki tip de hiımetlerinin karşılığını parlak jübile torenleri ile alıyorlardı. Kısacası, yöneticilere göre sporcunun, özellikle futbolcunun aklı aul çi/gisinde bilmeli>di... Bunları düşünürken, yaptıgım sohbetlerde kamplarda, yalnız başıma kalmtştım bile. Benim önemsediğim, düşündugüm, anlattıgım konular arkadaşlarımı hiç ilgdendirmiyordu. Onların anladıkları da beni. Bunun üzerine bir profesyonel futbolcu olarak görevlerim nedir, haklanm nedir, konuyu düşünmeye başladım. Sosyal sigortalara bağlı işçi oldugumuza göre, neden bize ayrı işlem yapılıyordu? Araştırdım. O zaman sigortaya bağlanmıştık. Asgari ucrelten para alı>orduk. Bu arada yasaları okudukça ilginç bir nokta>a geldigimi sezdim. İşçi, tanımlanırken emegini ücret karşılığında başkasına satan kişi olarak gösteriliyordu. Oysa bir, emegimizi değil, kendimizi satı>orduk, pazaıiıyorduk. Bu da kolenin tanımına uyuyordu. Bunun üzerine, özellikle sporcuları, korkunç derecede rahatsız eden, tek laraflı sözleşme uzatmasına kar>ı ikinci fazilet mücadelesini başlatmaya karar verdim. Yaptığım ataklar, her /amanki gibi dönmemem. geniş yankı uyandırdı. İkinci fazilel mücadeleM de, 110 bin lira \erilen teklifi kabul etmedim. 'Siz benim hakkımda konuşamazsınız, benim de fikrimi almak zorundasınız' dedim. Sözleşmem, 28 bin sekiz >üz liraya bağlandı. 110 bin lira yerine 28 bin liraya oynadım. SPOR BAS1MNI KINIYORLZ Artık yavaş yavaş, bu işin tek başına yapılacak mücadele ile çö/ümlenme>ecegini anlamaya başlamıştım. Milli Takım Tarabya'da İlalya maçı için kamp yapıyordu. Ligin ilk >arısı bitmiş, Milli Takıma seçilmeyen sporcular latile çıkmışlardı. Milli Takıma seçilmenin, göre\ anlayışı dışında, bu sporcuya hiçbir \ararı yoktu. O anda kendimizi modern bir hapishanc\e kapatılmış savı\orduk. "Basının elinde ka KA I)RO DIŞI KA I. MA 1)1M "Taraftarların desteği ile kadro rf/>/ kalmadım. Mucadelemi sürdureceğimi dü^unerek futbolu bıraktım. " lemi varsa, bir kalem de ben bulurum, bir gün ben de yazarım" diye düşündüm. "Spor basınını kımyoruz" başhklı bir bildiri hazırladım. Suçlamalara yanıt vermeye başladım. Kıyasıya cevap verdim, meydan okudum. İlalya ile mücadele ederken. spor basını ile mücadeleye karar verdim. Bülün milli futbolculara bildiriyi imzalattım. Bu sefer, bana göre. tek başıma değildim. İmzalar vardı. Ajanslara bildiriyi bıraktım. Olayın yankısı büyük oldu. İmzası olanları kimse önemsemedi, kaale almadılar. "Bu işi Metin Kurt yaptı" dediler. Bir gazete yorumunda, "çizmeyi aştılar" dedi. Ölekikre de bununla beraber olmayın demeye başladılar. Bu işin imza ile olamayacağını da anladım. Bir kez ok yaydan çıkmıştı. Bütün baskılara rağmen, o dönemin federasyon Başkanı Hasan Polat ve Coşkun Özarı beni milli takım kadrosundan çıkartmadı. İtalya kadrosunda ben yer aldım. Ancak bu kez tehlikenin büyüklüğünün farkında idim. Alınabilecek olumsuz bir sonucun futbol >aşantımın sonu olabileceğini düşünüyordum. Maçtan bir gece önce, Federasyon Başkanı Hasan Polat'la koridorda karşılaştım. Benim dalgın, düşünceli halimi göriince, "Ne duşünüyorsun evladım?" diye sordu. "To be or not to be" dediın. "Ne duşüneceğim?" Ancak ertesi günü maç, beklenilenin aksine sıfır sıfır berabere bitince kalemlerini zehirle doldurmuş. pusuda bekleyenlerin beni yok etmelerine şans ve olanak kalmadı. Bu olay * da böylece rastlantının yardımı ile ört bas edilmiş oldu. KADRO DIŞI BIRAKILDIK Galatasara>'da prim anlaşmazlığı oldu. Birkaç futbolcu geç gittik. Yasin, Büyuk Mehmet, ben kadro dışı bırakıldık. onbeş gün sonra ikisi özür dilediler. Benden de istediler. Ben dilemedim. Ka\seri'\e gittim. Orada da başıma benzer olaylar geldi. İdareciler "Sen ne biçim futbolcusun?" dediler. "Içki içmezsin, bara gitmezsin, bizsenin hiçbir açığını yakalayamadık". Olayların dışında, spor dışı bazı kimselerin de bize yardımcı olacağını düşünmüştüm. Ka>seri'de iki >ıl kaldıra. Taraftarların desteği ile ben kadro dışı kalmadım. Bundan sonra bu işi sürdüremeyeceğimi düşünerek futbolu bıraktım. Sporculugumun bittigini, ama spordaki mücadelemin daha bilinçli süreceğini açıkladım. Jübile yapmacım. Jübile, modern dilencilikten farklı bir şey değildi. 36 defa milli olmuştum. Televizyondan bir çağrı aldım. Bir açık oturum \ardı. Amatör sporcuların lemsilcisi. profesyonel sporcu. sporla ilgili yöneticiler. Kurthan Fişek yönetiyordu. Profesyonel sporcuların temsilcisi olacağım söylenince, arkadaşlarımın haklanm savunabilmek için çalışmaya başladım. Özellikle iki sporcu arasında ne fark var? Sporun profesyoneli amalöru oîabilir mi? İki sporun a>rılama>acağını gordüm. Spor ola\ı bir bütündü. Hepsi konuştular. Soru kafamda net değildi. Birdenbire bir konu geldi. Şöyle bir soru sordum. Amatör sporcunun yaptığı amatör >>por, profes)unelin yaplıgı prot'esyoneUe Demokralik Almanya amatör, Federal Almanya da profesyonel. İkisi arasındaki bir maç nedir? Bunun >anıtını alamadım. Bu örnek bir ölçüde görüşlerimi haklı gibi gösterdi.. GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI KARTAL 2. İCRA MEMURLUĞU'NDAN Dosya No: 1983/3015 Esas Bir borçtan dolayı hacizli olup, açık antırma suretiyle satılarak paraya çevrilmesine karar verilen gayriınenkul, Pendik, Doğu Mahallesi, tapunun 98/2 pafia 836 ada, 166 parsel sayılı, 1072.00 metrekare arsa mıktarlı, içinde betonarme karkas apartman inşaatı olan bu yere Pendik'ten kuzeye çıkmakıa olan Dolayoba asfalt yolu lmam Hatip Lisesi'ni gecer gecmez sağa sapan Aydınlı yoluna girilip bu yolun sagandan demiryolu yönüne sapan Bostan sokağının sonunda inşa halinde yapılmakta olan bu apartmanın guney sınırında Devlet Demiryollan olduğu, Gayrimenkulün ön tarafından bahçeye, oradan da apartmanın zemin katına girildiğinde, bu katta önlu arkalı dört daire otup, ilk girişin sağındaki daireıün sıvalan yapılmış diğer dairelenn tuğla bölmeleri yapılmış olup, diğer kısımları noksan durumda bulunduğu, her dört daire de aynı ebat ve aynı evsafta olduğu, iki oda bir salon, mutfak, banyo ve tuvaletten ibaret olduğu. Apartmanın içten beton merdivenle birinci kata çıkıldığında bu katta da iki önde iki arkada olmak üzere dört dairesi olup, bu daireler de zemin kattaki dairelerle aynı ebat ve aynı efsafta bulunduğu, bu dairelerin oda tuğla bölraeleri yapılmış olup, diğer kısımlannın noksan olduğu, ön ve arkada demir korkulukları konmuş balkonlannın olduğu Apartmanın içten merdivenle ikinci kata çıkıldığında bu katta da iki önde iki arkada olmak üzere dört daire olup bu dairenin de iki oda bir salon, mutfak, banyo, tuvaleti olup birinci dairelerin aynı ebat ve evsafında bulunduğu, Apartmanın içten merdivenle üçüncü kata çıkıldığında bu katta da yine bir ve ikinci katın aynı evsafında ve aynı ebadında önde iki, arkada iki olmak üzere dört daire olup bunlann da tuğla bölmeleri yapılmış iki oda bir salon, banyo, tuvaletten ibaret olduğu, Apanmanın içten merdivenle dördüncü kata çıkıldığında bu katta 1, 2 ve 3. katlann aynı ebat ve aynı evsafta dört daire olup, bunlann da tuğla bölmeleri yapılmış diğer kısımlannın noksan olduğu, bu dairenin de iki oda bir salon, mutfak, banyo, tuvaletten ibaret olduğu, Pendik istasyonuna takriben on dakika roesafede meskun Bahçelievler bölgesi içinde kaldığı, IMAR DURUMU: tstanbui Belediyesi tmar MüdUrluğü'nden verilen 22 Temmuz 1983 tarih ve 83/33843712 sayılı imar durumunda aynk nızama tabi olup, yoldan beş, komşu mesafder üç metre olmak üzere beş katlı bina inşasına müsait olduğu bildirilmiştir. KIYMETt: Yukarıda evsafı belirtilen 836 ada, 166 parsel sayılı 1072.00 metrekare miktarh içerisinde nâlamam durumda beş katlı yirmi daireli apartmanın arsası ile birlikte tamamı 40.000.000.TL. değerinde olup, borçluya ait 14/20 hisseye 28.000.000.TL. kıymet takdir edilmiştir. Satış şartlan: 1 Satış 15/6/1984 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadar Kartal 2. İcra Dairesi'nde açık arttınna suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin Vo 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak sartıyla 25/6/1984 cuma günü aynı yerde saat 14.30'da ikinci arttırmaya çıkarılacakur. 3u arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflarını geçmesi sartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin Vo 10'u nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıa istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Bırikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklanm hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiaiannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylasmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasuıdaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden ta'ısil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren •"•' ıilmesi için dairede açık olup masrafı verilf1'" lya bir örneği gönderilebilir. 6 Satısa iştirak edenlerin şa ...ııierecatım kabul etmiş sayılacaklan, bajkac .^ ısteyenlerin 983/3015 sayılı dosya numarasıyla memu.ıugumuza başvurmaları ilan olunur. 25/4/1984. (lc. lf. K. 126) ( + ) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 5886 tSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN 1 Emınönü Fatih Evlendirme Dairesinde fotovideo çekme işi, yıllık 17.500.000. liralık muhammen bedel üzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 1.050.000. liradır. (Emlak ve lstimlak Müdürlüğünden ve ilgili Belediye Başkanlığından belge alınacaklır.) 2 Beyoğlu Şişli Evlendirme Dairesi nikah salonunda fotovideo çekme işinin 1. yıl 16.000.000. liralık,2. yıl 18.000.000 liralık muhammen bedel üzerinden 2 yıl müddetle ihale olunacaktır. İlk teminatı 1.020.000. liradır. (Emlak ve Istimlak Müdürlüğünden ve ilgili Belediye Başkanlığından belge alınacaktır.) 3 Park ve Bahçeler Müdürlüğü ihtiyacı 75.000 adet beton karo ve 90.000 adet parke taşı 22.350.000. liralık tahmin bedel dahilinde ihale olunacaktır. tlk teminatı 670.500. liradır. (Fen lşleri Müdürlüğünde) 4 Adalar ihtiyacı 10.000 m* kaldırım altı kaba kumun 20.000.000. liralık tahmin bedel dahilinde ihale olunacaktır. İlk teminatı 600.000. liradır. (Fen lşleri Müdürlüğünde) Muhammen bedel ve süreleri ile ilk teminat miktarları yukarıda yazılı işler 31 Mayıs 1984 Perşembe günü saat 11.00 de Belediye Encümeninde 1 ve 2 nci işler Kapalı zarf arttırması usulü; 3'üncü ve 4'üncü işler kapalı zarf eksilmesi usulü ile şartnameleri veçhile ayrı ayrı ihale olunacaktır. Şartnameleri; hizalarında yazılı müdürlükler de bedelsiz olarak görülecek veya tespit olunan ücretleri mukabilinde satın alınacaktır. Kapalı Zarf arttırmalarına iştirak etmek isteyenlerin ilk teminat makbuz veya banka teminat mektuplan ile 1 nci ve 2 nci işler için özel şartnamenin 2 nci maddesinin ( 0 fıkrası gereğince emlak ve istimlak müdürlüğünden belge ile yine özel şartnamenin 3 ncü maddesi gereğince ihaleye iştirak edecek isteklilerin en geç ihaleden 7 gün önce (ihale günü hariç) ilgili Belediye Başkanhğına dilekçe ile başvurarak alacaklan ihaleye iştirak belgelerini havi olarak hazırlayacaklan kapalı zarf teklif mektuplannı ihale günü saat 9.30 dan JO.OO'a kadar Belediye Encümenine vermeleri; Kapalı zarf eksiltmelerine iştirak etmek isteyenlerin ilk teminat makbuz veya banka teminat mektuplan ile 1984 yılı Ticaret Odası Vesikası veya bağlı olduklan dernek belgesi ile 4 ncü iş için Eksiltme Şartnamesinin 6 nci maddesinin ( 0 fıkrası gereğince ihalenın yapılacağı günden itibaren (ihale ve tatil günleri hariç) en az 3 gün evvel Belediye Başkanhğına dilekçe ile müracaatla alacaklan ihaleye iştirak belgelerini havi olarak hazırlayacaklan kapalı zarf teklif mektuplannı ihale günü saat 9.30 dan 10.00'a kadar Belediye Encümenine vermeleri lazımdır. Basın 16174 İrtur Her cuma kesin hareket c MARMARIS martı 45.700. ^iggS'*'32.700.. arkide > AJANVA 29.700. 27.700 SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL " H e m sigortahyım h e m d e BağKur'lu" SORU: 1929 dogumluyum. 1971 yılında bir kurumun bünvesinde SSK'ya bağlı olarak "Topluluk Sigortası" adı altında kuruma üye oldum. O yıldan beri de SSK'ya primlerimi odemekteyim. Aynı zamanda bakkal dukkânım olduğu için, 1972 yılından bu yana BağKur'a da prim odemekteyim. Bu durumda hem sigortalıyım, hem de BağKur'lu. Sorum şu, hangi yılda hangi kurumdan emekli olacağım? Yaptığım başvurulardan. bu sorunuma doyurucu bir açıklama alamadım. K.K. DENİZLİ YANIT: 1 nisan 1972'de yürürlüğe giren BağKur Yasasının "Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanlar"a uygulanması öngöriilmüştü. 1979 yılında 2229 sayılı Yasa "Sosyal Sigortalar Kunımu kapsamı dışında kalan" deyimini "Kanunla ve kanunlann verdiği yetkiye dayanüarak kurulu sosyal güvenlik kurumları dışında kalan" olarak değiştirmiştir. BağKur'a prim ödemeye başladığınız 1972 yılında ise siz Sosyal Sigortalar Yasasının 86. maddesi uyarınca "Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamı" içinde bulunmanız nedeniyle BağKur sigortahsı olmamak durumundaydınız. "BağKur Kanunu Kapsamı" konulu BağKur Genel Müdürluğünün 28 Seri No.lu Genelgesinde (24.2.1978 Tarihli) "b) Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak mecburi sigortalı çalışırken veya aynı kanunun 85. maddesine göre istege bağlı veya 86. maddesine istinaden topluluk sigortasına devam ederken bir meslek kuruluşuna yazılarak kendi nam ve hesabına da çalışmaya başlayanlar," BağKur kapsamı dışında bırakılmıştır. Sizin hem Sosyal Sigortalar Kurumuna, hem de BağKur'a prim ödemeniz yasal değildir. Bizim görüşumüz BağKur sigortalılığınızın geçersiz sayılması yonündedir.Bu gorüşe göre de 1986 yılında, 55 yaşını doldurmuş 15 yıldan beri sigortalı ve 3600 gün prim ödemiş durumda emeklıliğinizi Sosyal Sigortalar Kurumundan isteyebiiirsiniz. BağKur Yasasının 86. maddesi "Yanlış ve yersiz olarak alındıgı anlaşılan primler, alındığı tarihten itibaren on sene geçmemiş ise, sigortalıva geri" verilmesini ön.aörmüştür. ÇALIŞANLARIN FETHİVE motel !mcrtel KUSADASI 27.700. u 38.700. ^mer tatil köyü37.700n9un9gec>, TAM PANSMM MONAMUUMk Bartaıos B<jfv*ı. 35 Be«*lafİST~ Tel 161107416183261612281 Tasfiye halinde Ünırani>e Halk Tüketim Kooperatifi Kongresi 20.5.1984 Pazar günü Ahmet Cevdel Paşa llkokulunda Saat 10.00'da yapılacaktır. Çoğunluk sağlanmadığı takdirde 27.5.1984 günü aynı yerde v'Oğunluğa bakılmaksızın yapılacaktır. Üyelere du\urulur. TASFİYE KURVLL MUŞ VALİLİĞİNDEN İL DAÎMİ KOMtSYON BAŞKANLIĞI'NIN 1 MuşMerkez 16 Derslikli ilkokul inşaatı işi 2886 sayılı kanunun 35a maddesi uyarınca kapalı teklif usulu ile eksiltmeye konulmuştur. 2 İşin keşif bedeli (70.106.713.) liradır. 3 Eksiltme 11 Daimi Encümen thale Komisyonu'nda 29.5.1984 salı günü saat 14.30'da yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evraklar ll Bayındırlık Müdürlüğü'nde görulebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: A (2.103.201.) lirahk Geçici teminatlarını, B 1984 yılına ait Ticaret ve Sanayi Odası belgesini, C Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri eksiltme şart namesinde belirtilen usulüne ve yapı tesis ve onarım işleri ihalelerine kalılma yönetmeliğine göre hazırlanmış olan Yapı araçlan bildirisi, Sermaye ve Kredi olanaklannı açıklayan mali durum bildirisi, Teknik personel bildirisi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan almış olduklan (B) grubundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesinin aslını ibraz suretiyle 11 Bayındırlık Müdürlüğü yeterlik belgesi komisyonundan alacaklan eksiltmeye girme belgesini teklif mektuplan ile birlikte zarfa koymaları lazımdır. 6 Istekliler teklif mektuplannı 29.5.1984 şalı günu saat 13.30'a kadar makbuz karşılığında thale Komisyonu Başkanhğına vereceklerdir. 7 Eksiltmeye girme belgesi alınması için son müracaal tarihi 25.5.1984 cuma günü mesai saati sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vaki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilan olunur. Basın: 16267 İLAN T.C ESKİŞEHİR 1. ASLİYE HUKLK MAHKFMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosva No: 1983/526 Davalı Haydar Emir \ckili avukaı Kutlu Vardar tarafından d.ı\ Lilıtar Giırsel Arıkan ve Hatıve Yıldız aleyhlerine açılan mülkiveı lesbiti davası sebebi ile; Adresleri tesbit edilemeyen davalılar Gürsel Arıkan ve Hatiye Yıldız'ın duruşmanın bırakıldığı 7.6.1984 günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri davalılar Gürsel Arıkan ve Hatiye Yıldız'a gıyap davetıyesi yerine geçmek üzere ilanen teb,liğ olunur. (Basın: 16224) • 34 DY 778 \ t ,.'lu lek plakamı kaybettim. Hükümsüzdür. İBRAHİM DOCRUYOL • l.T.Ü. şebekemi, pasomu, ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. ÖNDER BÜLBÜLOĞLV • İ.T.Ü. şebekemı, pasomu, ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdiir. ALİ RIZA ALDEMİR • Nüfus cuzdanımı kaybeıtim. Hüktımsü7dur. HASAN AK KA YA RITTİ İLAN KADIKÖY İKİNCİ ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Konusunda öncü bir kuruluş Moda dünyasının gtnç c,izf»ikrine ilgi duyan. renk, descn, malzeme jjibi kavramlara yakın, tercihan yabancı dil biltn. görjjü. bilgi ve yetentgini uyumlu bir çalışma ortamında ^eliştirecek, genç 1984/117 Vesayet Kadıköy Acıbadem Mustafabey Sokak No: 10 sayılı adreste ikamet eden Emriye Hacıosmanoğlu M.K.'nun 355'nci maddesi gereğince vesayet altına alınmış olup, kendisine aynı adreste ikamet eden oğlu Cengiz Hacıosmanoğlu vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 4.5.1984 Basın: 5884 stilist adaylan anyor. B;ı$vurular fotogrnf \v ktsa biM^rafivı İV;LTCII bir mcktupla Ap's Tckstil vc Ticaret A.Ş. Alı N.ıili T.ırlan L'aJ IVgirmtn ı o l u N<ı: 119121) k m ' n k d v ui'.>ınt vapıtmalıdir < lfa^"i)rııLr kLNinlikk i.\\3pljnılırılaı:aktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle