15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 20 aydır ücret alamayan Vinylex işçileri, fabrikanın önünde protesto gösterilerine başladı. Aker Demir Sanayii'nde de 200 işçinin ücretleri iki aydır ödenmedi. İşSendika Servisi Puro Sabun Fabrikası işvereni, ekonomik zarar gerekçesi ile işçilerine 8 mayıs tarihi itibariyle işyerini kapattığını bildirdi. Ekonomik gerekçelerle ücretlerin ödenmemesi, iflas kararları ile işçi alacaklannm ortada kalması uygulamaları giderek yaygınlık kazanıyor. 20 aydır ücretlerin ödenmediği Vinylex Fabrikasının 300 işçi Sahibi: t umhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketî adına Nadir INadi, • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal. Müessese MudurO: Emine Uşaklıgil. Yazı İşleri Müduru: Okay Goncnsin. • Yazı Işlerı Müdür YardımciM \hmel Konılsan. Haber Merkezi Mudüru: Yalçın Bayer, Sayfa Düzeni Yoneımeni Ali Acar. " ' Temsilaler ANKARA: Yalçın Ooğan, İZMİR: Hikmel (.etinkava, ADANA: Mehmel Mercan.» Senıs Şefleri: İsıanbul Haberleri: Reha Ö*. Dii Haberler: Krgun Balcı. Ekonomi: Osman Llaga*. Kültur: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücdman.Duzeltme: Refik Durbas, Araşıırma: !?ahin Alpay, İşSendika: Sükran Kelenci. Bürotar: • Ankara: Konıır Sokak No: 24 4 Yenişehir, Tel; 189851253257 İdare: 183335. • Izmir: Halit Zıya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesı, T.H.K. I$hanı Kat: 2/13, Tel: 1455019731 • Basun ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39 41. Cağaoğlu. Ist. PK: 246Ist. Tel: 5209703 Telex: 22246 TAKVİM 13 Mayıs 1984 Imsak: 3.57 Güneş: 5.42 Öğle: 13.05 İkindi: 17.00 Akşam: 20.19 Yatsı: 21.56 Ucret ve borçiarını ödeyemeyen Puro Sabun Fabrikası kapandı si, fabrika önünde nöbetleşe protesto eylemini başlattılar. Aker Demir Sanayiinde de 200 işçinin ücretleri 2 aydır ödenmiyor. Öte yandan uzun dönemli ücret ödememe uygulamalarından sonra iflasa giden 20'nin üstünde işyerinden hiçbirinde işçilerin ne ücret ne de sosyal hakları ödenmedi. İş yerleri ile ilişkileri yasal olarak kesilemediği için bir başka sigortalı iş yerinde de çalışma olanağını yitiren bu durumdaki toplam işçi sayısı onbinleri, işverenlerde birikmiş. ücret ve sosyal haklar, kıdem tazminatları alacaklan ise milyarları buldu. Puro işvereninin işçilere gönderdiği yazıda, ihracattan büyük zarar gördükleri. işçilerin maaş ve borçlarının ödenemediği, çevre ^ağlığı nedeni ile fabrikalarının kapatılması da istendiği bildirilerek. söz konusu gerekçelerle kapatma kararı alındığı belirtildi. 100 milyon tutannda kıdem tazminatı 12 milyon tutannda da ikramiye alacaklan bulunduğunu belirten işçiler ancak bu alacaklannın 15 gün içinde ödenmesi koşulu ile kendilerine yapılan tebligatı imzaladıklannı bildirdiler. Vinylex plastik sanayii işletmesine ait Kartal Maltepe'deki fabrikada 20 ay önce işçilere önce 15 gün olarak verilen ücretsiz izin uygulaması, o tarihlerden bu yana sürdürüldü. Fabrika üretime geçmediği gibi, işçi ücret ve sosyal haklarının ödenmesi, yada işçilerin iş akidlerinin feshi için izin, ya da iflasa gitme gibi herhangi bir işleme de başvurulmadı. Iş ilişkileri kesilmediği için, bir başka işe girme olanağını da bulamayan Vinylex işçileri bugüne kadar işveren, İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü, Sıkıyönetim Komutanlığı ve ilgili diğer tüm kurumlara yaptıkları başvurulardan hiçbir sonuç alamadıklarını, işverenin sürekli yakın bir tarihte üretime geçileceği vaadinde bulunduğunu bildiriyorlar. Işverende kalan ücret ve sosyal hak alacaklan için dava da açan işçiler, uygulamanın izin alınarak yapılan çıkarmalardan çok daha fazla işçiyi mağdur ettiğini, çıkarmada hiç değilse ücret, tazıninat ve sosyal hakların ödenmesi ile yeni bir iş arama olanağının doğduğunu, yaygınlaşan bu tür uygulamalarda ise haklarının gaspedilip açlığa mahkum edildiklerini anlatıyorlar. Topkapı Davutpaşa Aker demir sanayiinde çalışan 200 işçi de 2 aydır hiç ücret alamadıklannı ve durumlarını Sıkıyönetim Komutanlığı ile Bölge Çalışma Müdürlüğüne bildirdiklerini açıkladılar. TOPLAYEV DENKLERİ, DÖNÜYORUZ HİKÂYELERİ MKHMET VoU^mflar: R1ZL4 T4ŞOL Alman ekonomisi ve Türkler Duisburg l ımersileM (Jğn'tiııı (»örrvlisi l)r. FARl'K i?KVin <,ahşıııa«ın(lan Almanya'daki Türk işçilerinin geçmişleri çeyrek yüzyıla yaklaşmış bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, 1960'larda 47yıl için bu ülkeye gelen; belirli bir sermaye bihkimini sağladıktan sonra dönmeyi düşünen Türkler, zamanla bu süreyi uzatmak zorunda kalmışlar ve Almanya 'daki konjunktürel dalgalanmalardan büyük ölçüde etkilenmişlerdir. İlk kez 1966/67 yıllanndaki ekonokik kriz sırasmda çok sayıda Türk işçisi, işlerini kaybederek ve yabancılar kanununun olumsuz etkisi ile ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardır. 1973/74 'teki petrol krizi sırasmda da büyük sayıda Türk işçisi Türkiye'ye dönmüştür. 1973 senesinde Ortak Pazar ülkeleri dışından Almanya 'ya işçi getirimi durdurulmuştur. Buna rağmen, 19731981 arasında Almanya'daki Türk sayısınm artışı, ailelerin birleştirilmesi kanununun sağladığı olanaklarla devam elmiştir. Bu yıllar arasında örneğin Ispanyollar 77.800, Yunanlıiar 193.500 azalırken, Türkler 436.500 artmışıır. Bugün 1.552.000 kişi ile Türkler en büyük yabancı grubunu meydana getirmekte. Yabancı düşmanlığının artışına, Alman hükümetinin sert tedbirlerine rağmen Almanya 'daki Türk sayısı son yıllarda önemli bir değişme göstermemişlir. 1981'de 1.546.000 olan bu sayı, 1982'de 1.580.000 'a çıkmış; 1983 'te 1.552.000'a inmiştir. 1979 senesinden iribaren Türklerin A Imanya 'da kalma eğilimleri büyük ölçüde güçlenmiş bulunuyor. 1980'de yapılan genel araştırmaya göre Türklerin yüzde 40'ı temelli AImanya'da kalmayı düşünürken; 1981 yılında Baden IVürttemberg eyaletinde yapılan araştırmada Türkiye'ye geri dönmeyi düşünenlerin oranıyüzde 19'a inmekte, 1983 yılında yapılan yeni bir araştırma ise bu oranın yüzde 11 'e düştüğünü göstermektedir. Almanya'daki her üç Türkten biri çalışmakta; 570.000 kişilik bir grup da 16 yaşından küçük bulunmaktadır. Özellikle genç neslin geri dönüş eğilimi çok düşük düzeydedir. Önümüzdeki üç sene içinde geri dönmeyi düşünenlerin oranı merkezi Frankfurt'ta bulunan ClM'in yaptırdığı araştırmaya göre, 3039 yaşları arasındaki vatandaşlanmızda yüzde 13 düzeyinde iken, bu oran 20 yaşının altındakilerde yüzde 3 düzeyine inmektedir. 1983 senesinde onalama tasarruf eğiliminin yüzde 15 dolayında olduğu Almanya'da, Türklerin tasarruf oranı 1970 'lere göre gerilemekteyse de, yine yüksek düzeydedir. Tasarruflardaki yeni gelişme T.C. Merkez Bankası'nın yüzde 14'e varanfaiz oranlarına rağmen vatandaşlanmızın Alman bankalarını tercihe yönelmeleridir. Türkiye 'ye döviz yollama eğilimi, ailelerin de Almanya'ya gelmesi ve Türkiye'de yatınm yapma eğiliminde gerilime nedeni ile azalırken, lasarruf ve yarırımlar A Imanya 'ya yönelmektedir. YUNUS NADI ARMAGAM '84 FINALISTLERI ALNIMIft YAZISI Gaziantepli Falma Koçyiğit: "Almmın yazısıymış" korkusu yaban ellerde kimsesiz ölup kalmak. diyor. Fatma Koçyiğit'in tek 14 yılın sonunda: Bilet param bile yok Ben işe gidince komşumuz kızını kocamın koynu Çalıştığım yerde Almanlar bealay ediyorlar, na sokarmış. Hiç şüphelenmemişüm. Kocam ikiya nimle bir şeyler söyleyip yüzüme karşı gülüşülancı şahitle beni boşadı. Lisan bi/mediğim için kimyorlardı. Belki de iyi şeyler söyseye derdimi anlatamıyordum. lüyorlardı. Ama ben anlamıyor6 kasından üçüncüsünü. Artık memlekete dönmek istiyordum. Kocam bir türlü tarla alacak parayı denkleştiremiyordu. O biriktirdikçe Türkiye'deki toprak fiyatları artıyordu. Çocuklar biraz büyüyünce, onları komşuya bırakıp gece temizlik işlerine gitmeye başladım. Keşke başlamaz olaydım. Başıma ne geldiyse çocuklar! bıraktığım komşudan geldi. Komşumuzun adı Ahmet Karakuş. Çok iyi görüşürdük. Ben evden işe gidince onlar da kızlannı getirip kocamın koynuna sokarlarmış. Hiç şüphelenmemiştim. Kocam 1975'te Türkiye'ye izne gitti. Dönduğünde, elinde mahkemeden aldığı boşanma kararı vardı. İki tane yalancı şahit bulup işi bitirmişler. Birkaç ay sonra da komşu kızı ile nikâh yapıp başka eve taşındı. Çocukianmın hatırı için hakkımı aramadım. Onlar için para istediğimde beni dövdü. Hiç kimseye derdimi anlatamıyordum. Lisan bilmediğim için polise de gidemiyordum. Aç sefil bir yıl daha dayanabildik. Daha sonra çocukları memlekete gönderdim. Bir orada, bir burada. Ne iş bulursam yapıyordum. Ama el kapılarında hizmetçilik yapmaya bir türlü alışamıyordum. Memlekette fakirdik ama evimin işinden başka iş yapmazdım. Çocukların yokluğuna da dayanamıyordum. Hep moralim bozuluyordu. dum. En çok başörtümü çekiştirip duruyorlardı. Bir gün bayılmışım. Hastanede gözümü açtım. Bir Türk tanıdığımız tercümanlık yaptı. Meğer sinire yakalanmışım. İşegittiğimde çıkışımı verdiler. Ondan sonra da bir daha hiçbir yerde iş bulamadım. Çalışma iznım olmadığı için ne işsizlik parası, ne de herhangi bir yardım alabiliyordum. Bu arada, kocamın hapse girdiğini duydum. Benim üstüme aldığı kadımn babası ihbar etmiş, esrarla yakalanmış. Meğer kocamı bu iş için kandırmışlar. 15 yıl yedi. Ben o güne kadar, tekrar bana döner diye gizli gizli umutlanmıştım. Hapse girdikten sonra her şey bıttı. Bir kere ziyaretine gittim. Ne de olsa çocukianmın babası. Artık dönmek istiyorum. Ama bilet param bile yok. Bilet yardımı için kâğıt doldurdum. 14 yılım burada geçti. Çocuklar bensiz büyüdü. Kocam hapse düştü. Ben sinir hastası oldum. Şimdi de boynumu büküp bilet parasını bekriyorum. Almanya ne verdi ki bana? Bu bana ders oldu ama vakit geçti. Tek korkum buralarda kimsesiz ölüp kalmak. En iyisi cehennem olup buralardan dönmek. Hele bir Antep'e varayım da ne yapacağımı orada düşünürüm. Nasıl olsa el kapılarında çalışmaya alıştık. Memlekette de kendi insanımızın yanında çalışırız. Artık utanmayı elden bıraktık. Katılma no: 297 Almanya'ya gelen kimi Türk kadını sesini yükseltmeye başlamış, kimisi de iyiden iyiye sessizleşmiş. Kocası evden kovmuş, dövmüş, üstüne dost tutmuş. Hiç karşı gelememiş. Sinmiş kalmış. "Alnımın yazısı böyleymiş" diye susmuş oturmuş. Gaziantepli Fatma Koçyigit'de susanlardan. Şimdi 48 yaşında. Dönüş yardımı almak için Berlin Senatosu'nun vereceği cevabı bekliyor. Onun da hikâyesinin başlangıcı 14 yıl önceye dayanıyor. Biriki dönüm tarla için Kocam memlekette rençberlik yapardı. Toprağımız olmadığı için, işsiz kaldığı zamanlar marangozun yanında çırak olarak çalışırdı. Kıt kanaat geçiniyorduk. Almanya'da çalışan bir arkadaşı kocamın kafasını çeldi. Kocam 1969 yılında gitti. Bir yıl sonra da beni yanına aldırdı. Birkaç dönüm tarla parası biriktirdikten sonra dönecektik. O bir fabrikada işçilik yapıyor, ben de otellerde, lokantalarda temizlik işlerinde çalışıyordum. Yabancı adamlardan korktuğum için başörtümü daha sıkı bağlıyordum. Geldiğimizden beri başörtümü ve pantolonumu hiç ihmal etmedim. Birinci yıl ilk çocuğumuz doğdu. Ben mecburen evde oturdum. Arada bir konu komşuya temizliğe gidiyordum. Daha birıncısı ele ayağa gelmeden ikincisini doeurdum. Ar Işçilerimiz sıkılmış limon gibi Resmi rakamlara göre Berlin"de 118 bin 347 Türk yaşıyor. Muayenehanesi olan 10 tane Türk doktoru var. Işçilerimiz Almanea bilmedikleri için Türk doktorlarına muayene olmayı yeğliyorlar. Bu nedenle Türk doktorların başlannı kaşıyacak zamanı yok. 12 bin hastaya bir doktor düşüyor. Göğüs hastalıklan mütehassısı doklor Ümil Uygun. I964yılından beri Berlin'de yaşıyor. Muayenehanesinin salonu sıra bekleyen hastalarla dolu. Kimi tansiyonunu ölçtürüyor. Kimi astım krizinin geçmesi için iğne oluyor. L mil U>gun'un öğle yenıeği iki sandviç. Lokaniaya gitmeye zamanı yok. Sandviçleri yerken anlatıyor: HASTA SAYISI AZALDI Siz kalabalığı geçen yıl görecektiniz. Günde baktığım hasta sayısı 120'nin altına düşmezdi. Bu yıl gelen hasta sayısında oııcmli ölçüde azalma oldu. Ciuıiu.: 7u ııı us^uııe çıkmı>or. Bir zamanlar rapor almak için sıraya giren işçilerimiz şimdi hasta olmaya korkuyorlar. HcpMiıı işteıı atılma korktisıı sarnu>. Tıpkı 1938'deki kıı/de olduğu gibi. Yalnız Türk işçileri dcğıl, Almanlar da ısiirahai alıııakıan çekiııiyor. Bu yüzden Y A R I N : A r i ı k kiıııstkorkusu hepsini büyük bir pres gibi eziyor. Bir de beslenme bozukluğundan kaynaklanan hastahklara çok rastlanıyor. Tek kişinin çalıştığı çok nüfuslu ailelerde amaç beslenmek değil, karın doyurmak. Almanya gibi ülkede bu tip ailelerin temel gıdası ekmek. Çocukların bacaklan cılız, karınları şiş. Tıpki Etiyopya'daki gibi. Tek düşündükleri her şeyden kısarak köşeye birkaç kuruş koymak. Çoğu bu biriken paranın hayrını görmüyor. Ya kalp krizinden, ya da yüksek tansiyondan ölüyor veya vücudunun bir tarafı tutmaz hale geliyor. l)r. Cnıiı Uygun I1t>4'ten beri Türk hçilerini muayene geçen \ıl Berlin'tlc l.o doku. i>iiz kaldı. Kriz boyle dcv jın ederse bu sayı djluı da anacaktıı. •\Nİında Alman ısveroııierin hasta işçivi ışten çıkaınıaya yetkîsî yok. Ama başka bir kulp takıyoı Hasta işçi eııinde sonunda i>teıı uzaklastınlıyor. 3940 derece aıeşlo bııraya gelip, aıc> düşürücj iğnc oldukt.uı hjii.ı çok. t ediyor Hükümetimiz Türkiye'den emeği ihraç ederken kontrola tabi tutmuş. Alman işveren tam teşekküllü hastaneden sağlam rapor olmayana iş vermemiş. Sağlam aldığı biraz tekleyince tutup bir kenara atmış. İşçilerim;/ şimdi sıkılmış limon gibi. Yeterli beslenmeyen, sağlık koşullarından uzak evlerde barınan işçilerimiz işin ağırlığı altında ezilip kalıyorlar. Belki bir daire. bir araba parası biriktiriyorlar, ama artık onların setasını sürecek dermanları kalmıvor. sonra lckrar T=inin b>ı^ınj Joııen İşsulikle beraber işçilerirnizin arasında ülsere yakalananların >ayısı bir hayli arttı. Evvelden Türk işçileri arasında tansiyona cok az rastlanırdı. Şimdi. gelen hastaların p<jı çogunda yükvek tansiyou. k.ln »c danıar ha^talıklJriiu ıcslııı odiyorıız. Ijizlik U a ı ı u \iiİKiıııısın (li>rıııi\«M<k.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle