17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MA YIS 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURtYET/5 İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN SAHİN ALPAY YAYIN DUNYASINDA Talât Paşa üzerine bir biyografi denetnesi Tevfık Çavdar, Talât Paşa: Bir Örgüt Ustasının Yaşam Öyküsü, Dost Yayınları, Ankara 1984, 512 s. ŞÜKRÜ HANİOĞLU Türk siyasal hayatı ve tarihi ile ilgili çahşmalann artüğı gözleniyor. Bu alandaki çalışmalann başhca iki türü var. Ilki, urun süre etkili olan, tarihin bir toplumsallaştırma aracı olarak kullanılması görüşüne karşı, söz konusu konulara tekrar fakat ilk elden kaynaklar aracıhğıyla dönmeye çalışan eserler. tkincisi ise, siyasal tarihimizin bugüne kadar zannettiğimizin tamaınen tersi olduğunu çok sınırlı ve ikinci elden kaynağa dayanarak ispatlamaya çalışan çalışmalar. Bunlardan birincisinin oldukça zor bir uğraş alanı olduğunu söylemeye gerek yok. Herhangi bir vatandaşın toplayabileceği belgelerle yetindikten sonra zaten bildiğimiz bir tasarıma bu belgelerin uyup uyrnadığını kontrol edeceğiz, icap ederse bazı değişiklikler yapacağız ve sonuçta biyografimiz yazılmış olacak. Ne var ki, herhangi bir vatandaşın toplayabileceği vesikalarla eğer bunlarda herhangi bir vatandaşın göremediği ilişkileri kavrayabiiecek üstün bir kuramsal bilgi sahibi değilseniz herhangi bir vatandaşın yazabileceği bir biyografi yazılmış olur. alanda geniş yorumlar yapma seklinde bir sonuç doğurmuştur. Hürriyet Cemiyeti ve daha sonra Terakki ve tttihat Cemiyeti Dahilî Merkezi Umumisi gibi yapıların ortayı çıkışı, Talât Bey'in iktidara etki yapmayı arzulaması, bunun sonucunda sivil, aydın ancak silahlı direnme gücüne sahip bir örgütü tasarlaması gibi bir açıklamaya bağlanmaktadır ki, bu söz konusu örgütlerin gelişimi göz önüne alındıgında, büyuk tartışmaya neden olabilecek bir iddiadır. 12 Eylül, YOK ve Hacettepe Emre Kongar, Üniversite Üzerine, Hil Yayın, İstanbul 1984, 96 s. 12 Eylül'den sonra toplum hayatımızm yeni bir yasaya ve tümüyle yeniden örgutlenmeye konu olan başhca alanlanndan biri de yüksek öğretim oldu. Yuksek öğretimde deneyimlerin ortaya çıkardığı sorunlar; bunlara Kasım 1981'de kabul edilen YÖK yasasının önerdiği çözümler, kamuoyumuzda ne yeterince tartışvldı; ne de bu konudaki tartışmalar bitmişe benziyor. Ernre Kongar, önce Hacettepe Üniversitesi'nin iiyesi; üniversiteden istifa ettikten sonra da bir basın mensubu olarak, yükseköğretimle ilgili " e s k i " ve "yeni" sorunlanmız konusunda kamuoyunun uyarılmasına önemli katkılarda bulundu. Kongar, bu katkılarının bir bölümünü. br kitapta toplamış bulunuyor. Çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış makale ve konuşraalan kapsayan kitapta yazar, yükseköğretimdeki sorunlanmızın bazı can alıcı yönlerine değiniyor. Kitaptaki yazılar arasında benim en çok ilgimi çeken makale, " 1 2 Eylül, Hacettepe ve YÖK" başlığın; taşıyor. Bu makalede yazar, her ikisinden de aynı kişinin birinci derecede soSÜ RELI rumlu olduğu, Hacettepe Universitesi ile yükseköğretimde YÖK düzenine egemen olan yaklaşımların karşılaştırmasını yapıyor. Bu ilginç karşılaştırmanın bazı noktalarını kısaltarak aktarıyorum: '• Hacettepe Ü. 'farklılık' ilkesi üzerine kurulmuştu... Yüksekögretimde farklılık olacaktı ki, hangi kuruluşun daha iyi, daha guzel, daha doğru olduğu ortaya çıksın... ' B i r örneklik" dejenerasyona yol açması bir yana... üniversite duzenindeki yaratıcılığı da engellerdi... YÖK ise 'bir örneklik' üzerine kurulmuştur... Tek yapıya. tek programa uyarlanan üniversiteler lise duzeyine indirilmiştir. " " Hacettepe İ). yurt dışında yetişmiş 'be>in gücünü' yurda çekmek ve üniversiteyi bu.... kadro... üzerine inşa etmek anla>ışı ile kurulmuştu... YÖK kurulduğundan beri, üniversiteden hem yurt içine hem de yurt dışına doğru sürekli bir eleman kaybı söz konusudur." '* Hacettepe Ü. tam bir 'gönüllUliık' ve 'seîerbertik' anlayışı ile kurulmuştu... YÖK lise] tümüyle yapay ve yasal zorlamalara dayalı sislemiyle... eğitim ve öğretim hizmetlerinin de düzeyini... düşürmüştür." " Bilimsel denetim ve hizmet denetimi. Hacettepe'de tam bir 'başan güdulenmesi' içinde, sağlanıyordu.YOK'ün getirdigi '>ukandan aşağı denetim' sistemi, tayinleri yapılan kişilerin bilimsel başan ve yetenekleri tartışmalı olduğu olçüde başansız kalacaktır..." (S.8891) Kongar başka noktalan da kapsayan karşılaştırmasını şöyle bağlıyor: "Türkiye'de on yıl ara ile bu denli zıt uygulamaların 'üniversiteyi düzeltmek' amacı ile orta>a atılmış olması 'toplumsal ve egitsel istikrar' açısından son derece duşundürücüdür. Acısını ise gelecek kuşaklar çekecektir."' Duyduk Gördük Oyuncak bebek deyip de geçmeyelim. Rundan 25 yıl önce piyasaya çıkanlan "Barbie" adlı bebek, daha $imdiden koleksiyoncuların gözdesi oldu. Bu bebeğin özeüiği ne mi? Bir kere girdiği her ulkedeki küçtik kızlar tarafından çok seviliyor. Dunya oyuncak bebek piyasasının yıizde SO'İni elinde tutııyor, babası olan Mattel firmasını da dünyanın bir numaralı hazır giyim kuruluşu haline getirmiş bulunuyor. Çünkü "Barbie"nin yüzü 1967'de gençleştirildi ve bu yüz. dıiz sart saçlarla çevrelendi. 197Tden sonra ise saçlan biraz daha gvrlestL "Barbie" bebeklerinin sahiplerinin katıldığu 1980 yılında Sew York 'ta düzenlenen ilk kongrede bir teknik katalog oluştunıldu ve tüm modeüer'm dökümii yapıldı. Bu bebekltrin I numaraltsı Monako Prensesi Grace'e ait ve Monako Müzesinde sergileniyor. Günumüzde bu bebeğin değeri neredeyse yarım milyon Türk Lirasını buluyor. ABD'de de 300 350 bin Türk Lirası karşıhğmda satılan "Barbie'ler var. Avrupa'da da 1983 yılının şubat ayında açık arttırmayla "Barbie" satışı yapıldı. Onumuzdeki haziran ayında yapılacak bir açık arttırmayla dünyanın 3 numaralı "Barbie"si satısa çıkanlacak. "Barbie"nin en büyuk düsmanı annelerle babalar. Fazla kadınsı, bayağı ve cinsellik simgesi olarak gördükleri bu bebekleri, tüm çabalarma karşın kızlartndan uzak tutamıyorlar ama. Gözde bebek Barbie Ankara^daki bir resim sergisinin ardından 2 Mayıs Çarşamba günü Devlet Resim ve Heykel MüzesVnde, Kanadalt sanatçı Tom Forrestall'ın resim sergisi açılacaktu Ancak bu açılıs ertelendi. Ertelenme için Kanada Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, "Elimizde olmayan bazı teknik sorunlar" deyimi kullamldı. \'eydi bu teknik aksaklık? Tom Forrestall, Ankan'aan once sergisini TelAviv'de açmıştı. Programa göre 29 mart günu İstanbuVda olması gerekiyordu serginin. Ancak sergi, Ankara yerine Frankfurt'a uçuverince serginin açıhşı ertelendi. Seden sonra serginin yanlış yere gittiği öğrenilince, yapılan tüm hazırlıklar iptal edildi. Gazetelere ilan verilerek, dağıtılan davetiyelerdeki tarihin ertelendiği belirtildi. Açıklamada ayrıca serginin 5 mayısta açılacağı, kokteylin ise 9 mayısta gerçekleşeceği belirtildi. Ilanlar fazla bir işe yaramamış olmalı ki, serginin açılacağı 2 mayıs günü Devlet Resim ve Heykel MüzesVne gelenler gerisin geri döndüler. Doyurucu olmayan açıklamalar Murad Bey gibi eski bir lttihat ve Terakki liderinm çevresindeki olaylarla ilgili yorumlar da (s. 107) aşın genellemelere varmaktadır. lttihat veTerakki'nin 1889 1902, 1902 1906, 1906 1908, 1908 sonrası dönemleri ki bunların tümünde Talât Bey'i çeşitli rollerde görüyoruz ve geçirdiği değiştklikler sade bir vatandaşın elde edebileceğinden öte bilgilerle incelenmiş olsaydı çok daha doyurucu açıklamalar getirilebilirdi. UlaşJabilecek belgeler Biyografilerin güçlttkleri Kuşkusuz, biyografi alaıunda bu zorluk bir kat daha artar. Çünkü biyografilerin birinci elden kaynak kullanmadan yazılması imkânsızdır, öte yandan söz konusu dönemin siyasal ortam ve duşüncelerinin değerlendirmesini yapmak zonınludur. Tevfik Çavdar, Talât Paşa üzerine biyografik çalışmasında, oldukça zor ve girişilmesi korkutucu bir görev üstlenmiştir. Sayın Çavdar, birinci elden belge toplamamn güçlüğü karşısında değişik bir model önermektedir: "... Biyografi yazmakararında olan bir kişi, bu olanaksızlıklar karşısında ne yapmalıdır? Uğraşından vaz mı geçmelidir? Kuşkusuz ki hayır. Bu araşurıcının yapması gereken elindeki sınırlı belgeleri kullanarak, belli bir model çerçevesinde olayların gelişimini tasanmlamak, sonra bunu irdelemektir. önerimiz, araştmcmın herhangi bir vatandaşın ulaşabileceği belgelerle yetinerek çalışmasıdır. Böyle bir çahşmanın yapılabilmesi için biyografısi yazılacak kişinin yaşadığı ortamın iyi belirlenmesi, tarihsel dönemin özümlenerek buna uygun bir davranış tasarımınm ortaya çıkanlması gerekir. Bu tasanm ortaya cıktıktan sonKitapta, birinci elden kaynakra, elde bulunan, yani erişilebiların çok az kullanılması bazen len belgelerle bu tasanmın geçer olayları daha ziyade Talât Bey'in liliği irdelenebilir." (s.6) psikolojisiyle açıklamak ve bu Talât Paşa gibı, yakın tarihimizin en önemü şahsiyetierinden biri hakkında belgeler, ulaşılaraayacak durumda değildir. Bir kere Paşa sadrazamlığa kadar yükseldiginden çok daha düşük görev lerdekiler için bile tutulmuş bulunan sicıl dosyası, Başbakanlık Arşivlerindeki Sicil Ahval dosyasından kolaylıkla bulunabilir. Başbakanlık arşivindeki Babıâli Evrak Odası tasnifinden Kitabın bir eksikliği de yararyararlanılarak 1914 yıh sonuna lanılan kaynaklara dipnotlar ile kadar, devlet kademelerindeki atıfta bulunulmaması. Bu dutüm bilgileri tespit edebilmek rum hangi bilginin nereden alınmümkündür. İngiliz Devlet Ardığını anlayabilmemizi zorlaştışivi'nde Ittihatçılann ve bu ararıyor. da Talât Paşa'nın faaliyetleri üe ilgili büyük bir doküman kolekPeki, okuyucunun 512 sahifesiyonu vardır. Aynı husus Al lik ve arkasında uzun bir bibliman Dışişleri ve Devlet Arşivle yografya veren kitapta bulabileri ile Avusturya Arşivi için de ge ceği hiçbir şey yok mu? Hayır, çerlidir. Ayrıca, Ankara'daki mutlaka var. Söz konusu döneTürk Inkılap Tarihi Enstitüsü'n mi yazarın kendi göriişleri çerde Kurtuluş Savaşı sırasında Itçevesinde anlamlandırarak bitihatçılann faaliyetleri ne ilişkin raz romansı bir havada ve güzel Anadolu hareketinin görüşlerini bir üslupla anlatmakta. Çok sabelirleyebilecek vesikalar bulunmaktadır. 1908 öncesi Terakki yıda ikincil kaynağı derli toplu ve lttihat Cemiyeti Dahili bir tarzda sunmakta. Ama büMerkezi Umumisi adına Sâî tün bunlar Talât Paşa gibi bir adıyla Talât Bey'in muhaberatı şahsiyetin biyografisi için yeterelimizdedir. 1908 sonrası lttihat İi değil. Her şeyden önce siyasal ve Terakki kongrelerinin rapor biyografi yazmanın ayrı bir profesyonellik alanı olduğu ve buları bir kenara bırakılamayacak belgelerdir. Ama kurgumuz belli nun siyaset bilimi ve tarih alaise ve herkesin ulaşabileceği bel nında kuramsal bilgileri gerektir geler buna yetiyorsa bu tür yo digini unutmamak gerekir. Akrucu, zor ve gereksiz uğraşlara si takdirde yakın tarihimize duyulan ilgiyi çok yanlış bir şekilgerek kalmaz. de cevaplamış oluruz. • Dr. Şukrü Hanioğlu, I.U. Siyasal Biliraler Fak. öğretim üyesi ve Doktor Abdullalı Ccvdct adlı kitabın yazandır. Alman içeri, Türk dışarı Geçtiğimiz gunlerde Çukurova'yı gezen Alman Tarım Bakanı Kiechle'yı izleyen Adanalı gazetecüer, Türkiye Kalkmma Vakfı'na ait Tarsus'taki Tavuk Çifılıği'nde "konukseverliği de aşan" yabanaya "yağ çekme"nin tipik bir orneğiyle karşılaştılar. Olav şoyleydı: Çiftlikteki tesisler gezilirken sıra "kuluçka" boiumüne geimişti ki, buradaki görevlıler ıçerıye yalnızca Tarım, Orman ve Koyişleri Bakanı Hüsnü Doğan, Alman Tarım Bakanı Kiechle ve bazı usı duzey yönetıcilerının girebiieceğini söylediler. Görevlilerin gerekçesi şuydu: "Efendim, burası surekli dezenfekte edilerek her turlü mikroptan arındırılır. Buraya özel giysili, belli görevlilerden başkasımn girmesi yasaktır. bizi hoş görun..." Gazetealer de, dışanda kalan öbür kışiler de boyun büktuler bu gerekçeye. Amaç minik civcivlerin sağiığını korumak olduğuna göre... Ama ne var ki, aynı görevliler az sonra kapının önune gelen bazı Alman görevlilerle gazetecilerın ayaklarma kendi etleriyle naylon torbalar geçırip buyur ettıler. Bunu gören Türk gazetecileri^de ayaklarma naylon geçırerek içeri gırmek ıstedilerse de görevlilen "ıfcfia" edemediler. Görevlıler hâlâ minik civcivlerin sağlıklarını tehlikeye atamayacaklannı soyluyorlardı. İçeri bir turlü giremeyen Türk gazeteciler dışanda bekleşırken birbirlenne takdmadan edemiyor, herkes yanmdakınin, "Minik civcivler için ne büyuk bir tehlike" olduğunu söylüyordu. Bir gazeteci ise daha da ilginç bir espri yaptı: Bakm, onlar bizi dışarı atıyor, biz onları içeri alıyoruz... YAYENLARDAN "YÖK tartı^ılmah ve değiştirilmeli" Banka ve Ekonomik Yorumlar dergisi Nisan 1984 (Yıl: 21, No: 4) sayısında fevkalade önemli bir "acıkoturum" yayınladı. Prof. Dr. Dündar Sağlam'ın yönettiği "YÖK" konulu açık oturuma Prof. Dr. Memduh Yaşa, Kemal Kurdaş, Prof. Dr. Turhan Oğuzkan ve Prof. Dr. Emre Kongar katılıyordu. Prof. Yaşa'nın sözleriyle: "Geçiş döneminin en ziyade hâkim olduğu bir sırada heniiz Danışma Medisi dahi kurulmadan önce" çıkanlan ve "Bu bakımdan herhangi bir tartışraaya" konu olmadan kabul edilen Yuksek Öğretim Kanunu ve uygulamalarının en yetkin kişilerce enine boyuna tartışıldığı bu açıkoturumu, yükseköğretim sorunlarımızla ilgilenen herkesin okumasını salık veririz. Oturuma katılanlar, ayrıntılı olarak açikladıklan nedenlerle YÖK sisteminin kamuoyunda etraflı bir şekilde tartışılması ve ülkeye daha büyük zararlar vermeden değiştirilmesi gerektiği sonucuna vanyorlar. HAYVANLAR İsmail Gülgeç Kısa... Kısa... Kısa... Niyazi Berkes / TEOKRASİ VE LAtKLİK, Adam Yayıncılık, Mart 1984, 216 s. Değerli toplum büimcimiz Niyazi Berkes'in çeşitli tarih ve yerlerde yayınlanan incelemelerini bir araya getiren toplu yapıtlarının ikinci cjldi çıktı. Atatürk ve Devrimleri başlığını taşıyan birinci cilt geçtiğimiz yıl yayınlanmıştı. (1937) yayınlanan son eseri. Bu kitabında Pirenne, Avnıpa'nın 5. ve 9. yüzyıllar arasmdaki sosyal ve ekonomik tarihini konu alıyor. isımlerinden Alman filozofu Kant'tan seçmeleri bir araya getiren bu ceviride, büyuk düşünürün üç ünlü kitabırun "önsöz ve girişleri ile... tarih, toplum ve insan anlayışı a k t a r a n kısa yazılannı" kapsıyor. Ertaan Akyudıı/TAŞ ÇAĞINDAN OSMANLFYA ANADOLü, Milliyet Y»y., Şubat 1984, 264 s. Arkeolog Akyıldız'ın kitabı en eski çağlardan Osmanh dönemine kadar Anadolu uygarlıklarını konu alıyor. Kitaba yazdığı önsözde Prof. Ekrem Akurgal çalışmayı meslek adamlanna olduğu kadar, öğrencilere ve tüm aydınlara öSvltlüyor. Mesut Gülmez / TLRKİYE BELGESEL ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ TARİHİ, TODAİE Yay., Ankara 1983, 558 s. Doç. Gülmez bu kitapta, Tiirkiye'de Çabşma İlişkileri adlı çalışmasında temel aldığı, 19081936 döneminde çalışma hayatının önemli belgelerini biraraya getiriyor. Cemal Şener / ÇERKES ETHEM OLAY1, Okan Yay., İstanbul 1984, 77 s. Kurtuluş Savaşı Turkiyesi'nin tartışmalı simalanndan Çerkes Ethem'in öyküsü üzerine "elde edilebilen tüm belgelere" dayanılarak yapılan bir inceleme. KIM K1ME DUM DUMA Behiç Ak tsmaU Goldaş İSTANBUL ÎLKOKUL ÖĞRETMENLERİNtN GREVİ, 1920, lstanbul Nisan 1984, 96 s. Milli Kurtuluş SavaşTnda Oğretmenler (1981) başlıklı incelemenin yazarı Göldaş'ın bu araşHanri Pirenne / HZ. MUHAMtırması, ulkemizdeki ilk öğretMED VE CHARLEMAGNE, men grevi olayını irdeliyor. Çev. Mehmet Ali Kılıçbay, Birey ve Toplum Yay., 1984,362 s. Immanuel Kant / SEÇİLMİŞ YAZILAR, Çe\. Nejat Bozknrt, Ünlü tarihçi Pirenne'in son iki Remzi Kitabevi, 1984, 272 s. yılda dilimize kazandırüan üçünFelsefe tarihinin en önemli cü kitabı. ölümünden sonra TIYATROGOSTERI DOSTLAR TİYATROSU SON OYUNLAR tarik tiyotroso 528 66 29 ANKARA HALK TİYATROSU ruvı DEVEKUSUKABARE Gözlennin kendimi göruyorum l ERHAN BENER BÜROKRATLAR MÜZIKLİ GÜLOÜRÛ KYOĞLU KÜÇÜK SAHNEDE Ttl: 144 43 27 U 3 64 17 S3h 18 30. Çarç 16 30 18 30 P«5 18 30 Cuma 18 30 21 15 C » s 14.00 16 30 18.30. Pcar 14 00 • 18 30 AYfdCA HER C TESi PAZAR 11 00(te ÇOCUK OYUNU T&RIHTE BUGUN Mümtaz Ankan 10 mayıs 194O'TA 8U6UH, ALMAN OBPULARl, HOUANPAYI İŞ&Al£ 8AŞLAPI. f3S9'DAKİ POLONVA SALDIRlStNI, 194O NİSANINM DANİ/UA/e& VE NO&t/EÇ. HAREHATt l2±EMİŞ,AeDfNPAN M HİrLER'İN "gATt C£PHSSİ*PLAHLARJklA UYGUN OLABAİC MOUAAIDA'YA GİSİLMtÇn.AStL AMAÇ FRANSA Ü2BRJUE YÜeÛMEKri], ANCAK. SlUlHOAKİ, ÜNUJ "MA6INOT(MAJİNd) HATrt Nl SEÇMB GUÇLÜĞÜ OÜŞÜUÜLEREK BU ^ EN6EÜN 6/T/Ş YEBİ İLE KU26Y DENİZl'AtiA HOUANDA Y£ BELÇİIcA Î İ LARI 6EÇİT OLAEAK KUUAMUYORDU.MA Yl£ SOAJUMA DEĞİN HEIS İKİ ÛLK£ DE 7ESPGANSA'VA GE HOLLANDA'NIN ISGAUL LEVENT KIRCA TİYATROSU TIYATROSU'NDA Tel: 147 36 34 146 35 89 SalıÇarsPerç 1900 Cuma 2100 CumtPazar: 15.001830 KADINCIKLAR TOBAV 1.LİK ÖDÜLÜ tımi Oılligrl Yilın en iyi yerli oyun odulu HARBİYE KONAK SİNEMASINDA 140 54 58 Pazarıesı harıç hergun 22 00 Cumarıesı Paiar 18.00 Genel istek üzerine son 4 oyun Suadıye ATLANTiK SiNEMASf'nda ISalıCarşPerşCum 21 30 |C.tesı 18.30Pazar 18.30 SON HAFTALARIN Biletleri Satılmaktadır Tel: 355 43 70 bizim tiyatro Uskudar.Ttf 333 06 18 22 MAYIS'TAN İTİBAREN . ^ KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİNDE 336 12 00 duygu eğitimi gösterileri 6 14 Mayıs 1984 p.tesi 18.30 5 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet M. Agaelıa göre Beyoğlu cadilesıie Oalaıu ııın küçuk sokaklarında kendi şehir nasıl kendine tesekkül edip çoktan yerleşmiş bulunan ticari olnıalıdır Şimdiye kadar tercüme azaya dağıtılan eskizlerden lstanbul için en muvaftk görulebilecek olanı Fransı:. profesör Agach tertip etmiştir. Profesör Agach bu raporunu on iki fasla ayırmtştır. Mütehassıs sehrin muhtelif taksimatından, mevcut binalarmdan bahsederken htanbul'daki Kapalıçarşı ve 10 mayıs 1934 lstanbul Beyoğlu tepelerini 40 ıııetro genişliğinde ideal bir bulvarla bağlamaktır. f Boğaziçi için de şöyle demektedir: "Istanbul'un dünyaca maluın ziynetlerinden biri olan Boğaziçi tarihi asarile, çok güzel manzaralar ile ve Avrupa ve ls.ro ormanlanmn muazzam methalleri olan Buyukdere. Çubuklu vadileriııin birleştiği sahillerde sıralanan yalılarile pek cazibeli karakterini muhufaza etmelidir." 19341984 ezginin günlüğü'nden « ^EJffc JtWh TB«tk «fB^ *WS^^ ^HBfc ^ '^^ şükran kurdakul'dan 1. cumhuriyet döneminde türk edebiyatı (gelişme evreleri) / 2. şiirierinden örnekler (kendi sesiyle) / 3. "bir yürekten bir yaşamdan" (şiir gösiert / genç oyuncular) YALNIZ tfl 12GÜN y l M Gişe a c ı l m ı s t ı r ^ ^ mcrkezlerin muhafazasını istemis ve demişlir ki: "Istanbul'la Beyoğlu arasında gelip gitnıe müşkulâtı şehrin bu iki kıstnını birbirinden tamamile yabancı bırakmıştır. Beyoğlu 'nu sıhhi şeraitten ari bir sıırelte nııfusu çoğaldığı halde. htanhul'da yangmların tesirile mifus azalnıaktadır. Bizim projeınizin mumeyyiz noktalanndan birisi de emin igüs (vokalcura) / vedat verter (bağlarrva) / nadir goktürk (gitar) geleneksel müzlgimizden örnekler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle