17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 1984 * • * • HABERLERIN DEVAMI CUMHUKltLl/ll KKTC diplomatik atakta (Baştarafı 1. Sayfada) rişimlerinin Kıbrıs sorununu yeni bir kritik aşamaya ve tehlikeli bir yola itmekte olduğunu" öne sürerek, Rumlar'ın daha çok fedakârhklara kaüanması gerekeceğini söyledi. Kipriyanu, paskalya dolayısıyla yayınladığı mesajda, 1974 Türk Banş Harekâtı'ndan bu yana geçen 10 yıl içinde Türk tarafının uzlaşıcı her teklifı reddettiğini, bir dizi oldu bittiler yarattığmı, her türlü ilerleme kaydetme olanağını ortadan kaldırdığını iddia ederek, 'Yunan hükümeti ile sıkı işbirliği halinde gerekli somut önlemleri alaeaklarını" bildirdi. Bu arada Başpiskopos Hrisostomos da kiliselerde okunmak üzere yayınladığı genelgede, Rum halkını bütun hakları için ödun vermeden mücadeleye çağırdı. Hrisostomos, "Ya Tiirklerin şartlannı kabul eder, er veya geç bu adayı terk ederiz, ya da halkımızın haklarının yeniden saglanması için elimizdeki bıitün kalelerde mücadele ederiz" dedi.Kıbns Müftü Vekili Ahmet Cemal, "Rum Ortodoks Kilisesinin savaş kundakçılığı başlattığını" söyleyerek, "İslam Konferansı ile İslam dünyasının lider ulkesini" göreve çağırdı. Özal 10 yıl istiyor (Baştarafı 1. Sayfada) madığını, 196O'lı yıllann sonundaki politikayı izlediklerini belirterek şoyle dedi: "İhracatın teşviki ve ağırlık verilmesi, öderaeler dengesinin saglanması, Türkiye'nin yurt dışındaki itibannın yükseltilerek, kalkmma hınnın hızlandınl'ması, bunun sonucu yatınmlann yapılması 1980'li yıllann sonlannda açık seçik ortaya konmuştur. Ancak 1970'li yıllann sonunda bu politikanın üzerine toprak serilmiş, uyutulmuştur. 24 Ocak 1980'de ise 6O'lı yıllann sonundaki politikaya döniilmttştur. Bu formülün yararı ortaya çıkmıştır. İhracat 70'li yıllarda 2 müyar dotan aşamazken, 82'de 6 milyar dolara ulaşmışür. thracatın artışı falan filan önlemle ilgili değildir. Demokrasiye donülmesi, işlemesi, itibar ve güven duyulmasıdır." özal, sanayici ile dışsatımcıyı bir ailenin çocuklan olarak tanımladı ve "İlk çocuğun sonraki çocugu kıskanması gibi, sanayiciler ihracatçıları kıskanıyorlar. Bu dognı değildir. Kurtuluş ihracattadır" dedı. "Büyük ihracatctlar yoktu ki biz bunlan koruyalım" diyen özal, "Amaç böyle büyük ihracatçı şirketler yaratmaktır. Çunkü şirket büyük olsun ki, dünyada çeşitli bürolar kursun. Biz büyük küçük ihracatçı bilmeyiz. Amaç daha çok ihracat yapabilmektir" şeklinde konuştu. İSTİKRAR Başbakan özal şöyle devam etti: "Biz yanlış noktadaysak döneriz. Tenkitlere fevkalâde açığız. Ancak inandığımız zaman kararı sonuna kadar götünırüz. Biz kararlı iktidarız. Aldığımız kararlardan eminiz. Dogru yaptığımıza inanıyoruz. Bir iki sene tecrübe edip göreceğiz. Herkes görecek." 1980 öncesinde Türkiye'nin kredi itibannın 103 ülke arasında sondan ikinci olduğunu, şimdi ise 115 ulke arasında 68. olduğumuzu söyleyen Başbakan, konuşmasını şöyle surdürdü: "tlk aşamada belki geri kalmış, mahrumiyet bölgelerinde sanayi tesisleri kuranz. Ancak devletin sanayi ve ticaretle ilgisi olmaması gerekir. Bunu bizim kadar açık ve net söyleyen oltnamtştır. Biz altyapı sahasında olacagız." Konuşmasında siyasi istikrann sağlandığını, yerel seçimlerdeki başarılarına, burokrasinin azaltılması ve konut sorununa da değinen Başbakan, sanayicilere seslenerek, "Sizin işlerinizin iyi gitmesi de, sosyal istikrara baglıdır. Bulundugunuz yerlerde sosyal meselelere, belediyelere yardımcı olun" dedi. Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar'm "Faiz kararnamesine rağmen son Uç ayda mevduat artışı bankalarda yüzde 3 civanndadır" sozune karşı çıkan Başbakan, "Hayır efendim. Üç aydaki artış yüzde 18'dir. Hatta biz para artışından endişe ediyoruz. Piyasadan biraz daha para çekmek lazım. Allah'ın yardımıyla bu yıl havalar da iyi gidiyor. Mayısta da yagarsa, en iyi mahsulu bu yıl ahnz. Şimdi komşularımızdan da çok talep geliyor. Bir ay içinde Iran, Pakistan, Irak ve Libya'ya gidiyonım." Başbakanın sözleri alkışlarla karşılandı. YAZAR'IN KONUŞMASI Toplantıda Başbakan'dan önce kürsüye gelen ve konuşmasını yapan Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar, oda ve borsalann seçimlerinin bü>lık ölçüde tamamlandığını, yarıya yakın değişiklikler olduğunu belirterek, "Geçmişi daima batırlayarak bugün elde ettiğimiz sonuçlann kıymetini iyi bilmeyiz" dedi. Çizilen hedeflerin 1981 ve 1982 yılında başarılı olduğunu, ancak 1983 yılında duraklama olduğunu, dışsatımla ilgili kararlar ile Türk Parasım Koruma Yasası Mevzuatı ile ilgili kararların memnuniyet verici olmasına rağmen, "Bazı ihracatçı kuruluşlara ayncalık tanınmasını doğru bulmadıklanm" söyleyen Yazar, "Önümüzdeki aylarda ihracatımızın aynı tempoda artışını sürdüremeyecegi endişesini taşıyonız" dedi. Bu yılın yüzde 25 olarak amaçlanan enflasyon hızının "daha yüksek olacağının anlaşüdığım" kaydeden Yazar, bankaların daha rasyonel ve dikkatli davranmak zorunda olduğunu sözlerine ekledi. Yazar, konuşmasında konut ve inşaat sektörundeki durgunluğun giderilmesi gerektiğini, piyasa durgunluğunun giderilmemesi halinde orta ve küçük boy işletmelerin daha da sıkıntılı duruma duşeceğini bildirdi. lşsizlik ve kaynak sıkıntısırun giderilmesi için önlemlerin bir an önce alınmasını isteyen Mehmet Yazar, "Bugün için yabancı sermayenin uikemize gelişi yetersiz seviyededir" dedi. Servet beyanının kaldınlma çabalan nedeniyle hükümeti öven Yazar, tuketiciyi koruma taslağını ele^tirdi ve bunun fevkalâde hatalı bir yaklaşım olduğunu ileri sürdü. Gerek bütçe açıklarının kapatılması, gerek kamu gelirlerini arttırmak bakımından devletçe üretilen mal ve hizmetlere zam yapıldığını söyleyen Yazar, "Bu kuruluşlann zaranna çalışıp, açıklannm Hazine'den karşılanması ne kadar yanlışsa, bunlann verimsiz ve savurgan çalışmalannın bedettnin millete odetitanesi de o kadar yanlış ve haksızdır" dedi. 1978'den bu yana surekli olarak özel kesimin yatırımlardaki ; ağırhğının azaldığına, kamu kesiminin ağırhğının arttığına dikkat çeken Mehmet Yazar, bu konuda şunları söyledi: "1978 yılında sabit sermaye yatınmlannda, özel ve kamu kesimleri. yaklaşık yüzde 50 yüzde 50 paya sahiplerken, bu oran 1983 yılında yüzde 39 özel kesim, yüzde 61 kamu kesimi olarak degjşmis bulunmaktadır." Tahran'a (Baştarafı 1. Sayfada) dığı sırada ise, önümüzdeki hafta sonunda, bu kez Başbakan Turgut Özal resmi bir ziyaret için Tahran'a gidecek. özdağlar'ın başkanhğındaki Türk heyeti, Türklran karma ekonomik komisyonunda ticartt protokolunu şekillendirirken, beraberinde giden Türk ihracatçılan da lran'daki çeşitli ithalatçı kamu kuruluşlan ile 1984 yılına ilişkin mal bağlantılarını yapacaklar. Türk tarafının müzakerelerdeki hedefı 1984 yılı ihracaat hacminin 1.5 milyar dolara yükseltilmesi, transit taşımacılığından da 250 milyon dolarlık bir gelir beklenmesi nedeniyle Türkiye'nin İran'dan sağlayacağı toplam döviz gelirinin 1 milyar 750 milyon dolara çıkması hedefleniyor. Müzakereler sonucunda imzalanması beklenen ticaret protokulunda Türkiye'nin ihracat hedeflerinin yanı sıra, aynı süre içinde Türkiye'nin lran'dan ithal edeceği petrol miktan da belirlenecek. Türkiye'nin 1.5 milyar dolarlık ihracatı karşılığında 5 milyon tonluk petrol bağlantısı yapılması yanında, ayrıca buna ek 2 milyon ton petrolün de Türkiye üzerinden yeniden ihracat yapılması üzerinde duruluyor. Türkiye'nin geçen yıl Iran'a ihracatı 1 milyar 115 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Böylelikle Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir ülkeye ihracat 1 milyar doların üzerine çıkmıştı. Dış ekonomik ilişkilerinde îran'a özel bir oncelik veren özal HüI kümeti 1984 yılında bu rakamı da aşmak istiyor. (Baştarafı 1. Sayfada) de Tahran'daki gerilimli havanın sürdüğü yolunda. Yann kalabalık bir ihracatçı gunıbuyla birlikte Tahran'a gidecek olan Devlet Bakanı tsmail Özdağlar'ın ziyareti de bu ortam içinde geçecek. Iran makamlarının ziyaret sırasında geniş güvenlik önlemleri alacakları bildirıldi. Tahran'da meydana gelen saldırılar nedeniyle Başbakan Turgut Özal'ın daha önceden planlanmış olan ziyaretinin tarihinde herhangi bir değişikliğe gerek Eörülmedi. Iran. Ankara'ya (Baştarafı 1. Sayfada) receye kadar ınerken, gece 1 derece oldu. Yetkililer kar yağışııun ne kadar süreceği konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadılar. Öte yandan, Ankara'nın dışında, Afyon, Kütahya ve Eskişehir'de de kar yağışı goruldü. Galatasaray (Baştarafı Sporda) saray'ın daima hizmetlerde birbirini takip eden bir gcnd kurulı sahip ol Pazaroyun Çözümleri Damadım Mabraud MEHMED KEMAL MUSTAFA EKMEKÇİ Hangisi farklı? 5.(Bütün öbür şekiller dö nerek birbirleriyle cakışırlar.) dugunn gostermiştir. Soylediğimiz programımız 2 sene içinde harfiyen yerine geiirilecektir" şeklinde konuştu. Galatasaray Kulübunün 198486 dönemınde görev yapacak yöneıim kurulunda yer alan üyeler ve topladıkları oy dağılımı şöyle: Başkan: Ali Uras (754) Üyeler: özkan Olcay (860), Ali Kurt (856), Aytaç Kot (844), Alp Yalman (783), Metin Oktay (776), Ertan Balin (771), Atilla Oymak (769), Faruk Süren (769), Sdçuk Uygur (763), Necip Kocayusufpaşaoğlu (745). Galatasaray'ın yeni yönetim kurulu üyeleri bugttn sankırmızılı takımın Trabzonspor ile oynayacağı maçı izleyecek, salı günü ilk toplantısını yaparak görev bölümunü belirleyecek. BELGRAD, (Ajanslar) Mareşal Tito'nun eskî silah arkadaşı ve Yugoslavya'nın eski Başkan Yardımcısı Milovan Cilas ile 27 aydın, onceki gece Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da tutuklandı. Yugoslav kaynaklan Cilas'ın evinde buyük bir toplantı yapıldığını öğrendikten sonra polisin eve baskın yaptığını, toplantıda (Baştarafı 12. Sayfada) nalimiz vardı, ikincisinin ihale bulunahlann bazılanrun daha önsini yaptık. Bu iki uydu sistemin ce düşmanca eylemlerde buluden biri bıitün dünya ile, ikinci nan kişiler olduklarını, üstlerinsi de Avrupa ile konuşmaya gi de "birtakım belgeler" bulunduğunu ve bu nedenle tutuklandıkrecek, 1985 içinde. Efendim buraya kadar an larını bildirdiler. Kaynaklar, lattıklarınız hep 1985'te yapıla toplantının "düşmanca amaçlarcak çalışmalar. Aynı yıl içinde la" yapıldığına ilişkin belirtiler daha başka projeleriniz var mı? olduğunu da kaydettiler. Yeni Sınıf adlı kitabında DoBİLGI Var. Çünkü göreve başlarken 1982'yi atılım yılı, ğu Avrupa ülkelerinde uygula1983'ü gelişim yıh, 1984'ü yük nan rejimi eleştirdikten sonra seliş yılı olarak tespit etmiştim. gözden düşen ve 9 yıl cezaevinBu çalışmalann büyük bir kısmı de kalan Cilas (73), Yugoslavda 1985'te gerçekleştirilecek. îm ya'nın Kurtuluş Savaşı'nda Mezaladığınuz yeni bir anlaşma ge raşal Tito'nun en yakm arkadareğince 1985'te fiber, optik kab şı olarak aktif rol oynamıştı. Salo sistemi Ankara'da kurulacak. vaştan sonra yüksek düzeydeki 9600 devresi olan bu sistem ön birçok göreve getirilen Cilas, ce Ulus Yenişehir Bahçeliev 1950'lerde komünizmden düş kıler Maltepe Kavaklıdere tn nklığına uğrayarak, Yeni Sınıf cesu Dikmen santralleri arasın adlı kitabını yazdı. Cilas bu kida kurulacak. Sonra da tüm tapta, sosyalist ülkelerde aynhcalıkh bürokratlardan oluşan yekente yaygınlaştırılacak. Nasri bir yaran olacak bu ni bir sınıfın meydana geldiğıni ifade ediyordu. santralin? 1956'da hapse atılan Cilas, BİLGİ Yağmur yağınca, rüzgâr esince v.s. telefonlannız 1961'de serbest bırakıldı, ancak da o hep şikayet ettiğiniz arıza ertesi yıl tekrar cezaevine kondu. Cilas, 1966'ın sonunda serbest lar olmayacak o zaman. Sayın Servet Bilgi, yine bırakıldı. Yeni Sınıf, Batı Avrupa'da bir 1985'te... BtLGt Hayır, 1985'ten ön zamanlar en fazla satan kitaplar ce, bu yıl özel telsiz linkleriyle, arasında yer almıştı. 1953'ten 500 koye özel telefon konuşma beri Cilas 'ın hiçbir kitabı Yugosları sağlayacağız. Anlaşmasını lavya'da yaymlanmıyor. Belgiki gün önce imzaladık. Bir ha rad'da emekli maaşı ile yaşamıberim daha var. Ankara ve ts nı sürdüren Cilas'ın Yugoslavya tanbul'da teleks bekleyenler fe dışına çıkmasına izin verilmtyorrahlayacak, bu yıl ve yine du. 1985'te teleks bekleyen kimse Yugoslavya'da son zamanlarkalmayacak. Elektronik teleks da yönetimin muhaliflere karşı uygulamasına geçiyoruz. tutumunu sertleştirdiği gözleni Şimdi biraz da zamlardan yor. Bu hafta başında da Rankonuşalım mı? ko Djuric adlı bir gazeteci rejimi eleştirdiği için işinden atıldı. BtLGt Zam konusuna gelince, biz kendi hizmetimizi kendimiz üreten bir kuruluşuz. KARŞIYAKA'da Zarnlar yatırımda kullanılacak. O nedenle bu yıl 23 milyar kar Satacağınız, alacağınız ettik, ama hizmetler için bunun daireler için arayınız. iki misline ihtiyacımız var. Bilmem haksız mıyım? 23 01 13 tzmir Yugoslav muhalif Milovan Cilas tutuklandı UGUR MUMCU GOZLEM FTT (Baştarafı 1. Sayfada) Mükeileflerden 1983 takvim yılına ilişkin olarak servet bildlrimi istenmez ve mükellefler anılan vergilendirme dönemine ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinde gider b'Miriminde bulunmazlar... Bunlan okuduktan sonra bir de Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 28 sayilı karara itişkin tebliğin 5. maddesini anımsayalım: Türkiye'ye her türtü yoldan ve cinsten döviz ithali serbesttir. Hiçbirkayda tabi tutulmaz ve menşeiaraştınlmaz... Yani? Yani, "markı, doiarı, frankı, steriini nereden bulursan bul, yabancı parayı ne yoldan kazanırsan kazan, hesabını sormam ve sordurmam..." Peki niçin? Şunun için: Bu yolla döviz gereksinmemiz karşılanacak. Yurttaş, yabancı parayı nereden bulursa bulsun, bu, hiç önemli değil. Yabancı paranın kaydı kuydu sorulmaz, kaynağı da araştınlmaz. "Sen bu yabancı parayı yasadışı yollardan mı kazandın?" diye de bu "dovizsever yurttaş" tedirgin edilemez. Yabancı paranın hesabı sorulmaz ise marklar, dolartar, sterlinler, franklar su gibi akacaktır. Ekonomideki bu açıklık ve serbestlik anlayışı servet bildirimlerine de yansımıştır. Yurttaştn serveti birdenbire artarsa, bize ne ? Devlet, ancak yurttaş zenginleştikçe güçlenir. Bütün yurttaşlar zengin olursa devlet daha da güçlenmiş olur. Şimdi adama "yaz bakalım şuraya servetini" dersek hiç olur mu? Ya servet sahibi bu yurttaşımız bundan tedirginlik duyarsa?.. Döviz kazanan yurttaşı tedirgin et. Mal mülk sahibi yurttaştn uykusunu kaçır. Olur mu hiç? Olmaz!. Ne dövizin kaynağını soracaksın, ne servetin... Serbestlik, liberallik, kapitalistlik işte bu demektır. Gerçi "Mal sahibi/Mülk sahibi/Nerede bunun ilk sar»fa(?"diye sorarlarsa da bunlar yıkıcı düşüncelerdir. Bu gibi soruları soranlar, Marksistler, Leninistler, anarşistler, Troçkistler ve Maoistlerdir. Yabancı ideolojilere karşı olup yabancı sermayeden yana olmak da milliyetçilik ve muhatazakârhktır efendim! Bilmeyenler varsa, öğrensin... Şimdi diyeceklerdir ki "Efendim, mali denge vergisi yasasını kaldıran yasa ile 'hayat standardı esası' getirilmıştir. Denetim bu yasaya göre yapılır".. Maliyeciler bilirler: Bu yasa ile etkin ve yaygın denetim yapılamaz. "Hayat standardı göstergeleri" serbest kazanç sahiplerinin bildirdikleri gelir, göstergelerde belirtilen tutardan düşük olması halinde vergiye temel olur. Eloğlu, denetimden kurtulmanın ycHunu bilir. Hesabını ona göre tutar. Hem son yasa ile deniliyor ki: Geçmışe yönelik inceleme ve tarhiyat yapılamaz. 8eyan edilen giderhr vergi incelemelerinde veri olarak kullanılamaz. Neyi inceleyeceksiniz o zaman? Servet niye gizleniyor, anlayamıyoruz. Yasal yoldan servet elde eden, bu serveti devlete bildirmekten neden çekinsin? Aman aman bu konuları hiç deşelemeyin. Özal, ne yapıyorsa, memleketin kalkınması için yapıyordur. Özal, daha önce bankerleri batırarak, şirketleri ve bankalan iflaslara sürükleyerek de memleketin kalkınmasına katkıda bulunmamış mıydı? Kimileri servetini açıklamaz, kimileri de yurt sorunlarına ilişkin düşünceterini... Düşüncelerin ve servetin açıklanması ne kadar çok engellenirse ülkemiz o kadar çabuk kalkınacaktır. O yoldayız... Kalite kumasr imaledil i r.umasını rdilrr .ir vebelgesi Alünyıklız kumasından imal Giyimde ayrıcahk, kumaştan kaynaklanır. Kumaşta ayrıcahk, ülkemizde Altmyıldız'dadır. Ünlü vitrinlerde Altınyıldız kumaşıyla yaratılan kostümler (Altınyıldız oluşun u beürten etiketlerle) sergilenir. Giysinin, giyimevinin kahtesi belgelenir. Ve bilinir ki, Altınyıldız'dan yaratılmış her kostüm, giyimbihrler için dayanılmaz bir çağndır. "kayıtsız, şartsız"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle