19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER belgesi"nin bir tür "umut tacirliği" ya da "oyalamaca" olduğu yolundaki tepkiler karşısında Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın S.Giray'ın seçimlere iki gün kala yaptığı açıklama kafalarda yeni duraksamalar, kuşkular yarattı. Sayın Giray sözü edilen belgenin bir tür "hisseli tapu" niteliğinde olduğunu söylüyordu. Oysa "hisseli tapu", adı üstünde bölüşıürülmemiş (taksim edilmemiş) paydaşlık niteliğindeki iyeliği (mülkiyeti) gösteren bir belgedir. "Tapu tahsis belgesi" taşınmaz üzerinde iyeliği, sahipliği belirten bir belge değildir. İmar ve Iskan Bakanlığı eski Danışmanı Sayın Ergun Unaran'ın 33 yıllık meslek deneyimine dayanarak belirttiği gibi, bu olsa olsa "dilekçeniz alınmıştır" anlamındaki bir alındı (makbuz) kağıdı ya da bir tür "niyet mektubu" anlamını yansıtan bir belge olmaktan ileri gidemezdi. Kaldı ki "hisseli tapu" bir çözüm değil, Ankara'daki Demetevler'de olduğu gibi pürüzün ya da çıbanın başını oluşturmaktadır. KAMU GÖREVİ ÖZEL TEKNİK BÜROYA YAPTIRILAMAZ Gecekonducuya ayrılacak arsanın karşılığının saptanmasında kendisinin bildireceği değerin ölçü alınması yasada öngörülmüştür. Değer bildiriminde, yasanın öngördüğü Yeminli Özel Teknik Bürolar yardımcı olacak. Böylece bu yoldan edineceği arsanın kamuya ödeyeceği karşılığı kamusal olmayan özel bir büro aracılığıyla yurttaşın kendisinin belirlemesi gibi kamu tüze ve yönetiminde görülmemiş bir uygulamaya gidilmektedir. Kamu topraklarını yok pahasına elden çıkarmaya kimsenin hakkı yoktur. Kamu taşınmazı, ulufe konusu olamaz. Son yasa, imar tüzemizde belediyelere ya da bakanlığa verilen imar planı yapma görevinin özel teknik bürolarca yapılmasına da izin veriyor. Planlama görev ve sorumluluğu, özel kişi ya da kuruluşlara devredilemez. Olsa olsa bunlardan Ustlenici olarak yararlanılabilir. Kamuoyuna imar ve gecekondu affı yasası olarak tanıtılan bu yasanın yapı kaçakçılığını, gecekonduculuğu özendireceği açıktır. tktidarların gecekondu sorununa oy avcılığı niteliğindeki bu tür özendirici yaklaşımları ilk kez görülmüyor. 19501960 arasında, "davullu zurnalı" tapu dağıtma törenlerinin uzun solukta hiç bir sonuç getirmediğini, eline tutuşturulan "hisseli tapu"nun hiç bir işe yaramadığını gecekondulu yurttaş çok iyi kavramıştı. Son seçimlerde, uzunca bir aradan sonra, aynı oyun yeniden sergilendi. Fakat bu kez bir milyonu aşkın gecekondu ailesinin tapu özlemi ve umudunu ANAP'ın oya dönüştürebildiği anlaşılıyor. YAPI DEĞİL SÜREÇ YASALLAŞTIRILMALI Son yasa da öncekiler gibi tek tek gecekonduyu yasallaştırmaya önem veriyor. Oysa yasallaştırılması gereken yapının kendisi değil, gecekondu yapım sürecidir. Yurttaşın barınma gereksinimini karşılayabilmek amacıyla başının çaresine bakmak için başvurduğu gecekondu, gerçekte geçici bir çözümdür. Oysa gecekonducunun enerjisini, olanaklannı, çabalarını olumlu bir yöne çevirmek, değerlendirmek en gerçekçi ve kalıcı bir yaklaşımdır. Kamunun öncülüğünde, belediyenin desteğinde, her türlü kentsel altyapı ve belediye işgörüleri ile donatılmış bulunan yerleşme alanlannda dar gelirli yurttaşa arsa, kredi, proje, araç gereç, teknik yardım ve kolaylıklar sağlayarak gecekondu yerine daha nitelikli, daha ucuza malolan konut yapılması, daha sağlıklı, daha güzel, daha temiz bir kentsel çevre yaratılması olanaklıdır. Böyle bir uygulamada yurttaşa arsanın tapusunu devretmek gerekmez. Uzun süreli kira ya da yararlanma hakkının güvence altına alınması yeterlidir. Gecekoııductıya Ma\i Boncuk "Tapu tahsis belgesi" gecekonducuya mavi boncuktur. Oy bakımından amacına ulaşmıştır, ama "hisseli tapu bir çöziim değil tam bir çıban başıdır. PENCERE 19 NİSAN 1984 Prof. Dr. CEVAT GERAY Büyük kentlerimizde yaşayan nüfusun yarısından çoğunu ilgilendiren imar ve gecekondu aflanna ilişkin yeni yasa yerel seçimlere on yedi gün kala 8 mart 1984'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yetkililer bir hafta içinde uygulamaya geçileceğini resmen açıkladılar. Seçim propagandası dönemine girildiği gün, gerçekten yasanın yayınlanmasmdan tam bir hafta sonra (14 mart 1984) bu konuda etkin bir rol oynayacak olan "Yeminli özel teknik bürolar"ın kuruluş ve işleyişine ilişkin yönetmelik yürürlüğe kondu. Yasarun öngördüğü uygulama yönetmeiiği çıkarılmamışken, basvuru, "tespit" değerlendirme formları doldurulmadan büyük kentlerimizde "tapu dağıtma" törenleri düzenlendi. Gerçekte Özal iktidarınca, seçimlerde gecekonducuya "mavi boncuk" olarak " t a p u " değil "tapu tahsis belgesi" dağıtüıyordu. Yaklaşık bir yıl önce 21 mart 1983'te çıkarılan aynı adı taşıyan 2805 sayılı imar affı yasasının henüz sonuçları alınıp değerlendirilmesi için yeterli bir süre geçmeden yeni bir bağışlamaya gidilmesi zorunlu muydu? Yapı kaçakçılığını özendiren bu tür bağışlamalara karşı çıktığımızı okuyuculanmız anımsıyacaklardır. Zaten yeni yasayı okuyanlar, bir iki temel farklılık bir yana, birçoğu yürürlükten kaldırılan önceki yasada da bulunan kurallann, Kimi kez aynı maddelerin yenisinde de yer aldığını fark edeceklerdir. Yeni yasanın en çarpıcı, en can alıcı yanı seçim döneminde "gecekonduya tapu" müjdesinin yerine getirildiği anlamındaki "tapu tahsis belgesi" gibi tüzel bir hak belirlemeyen bir tür "piyango bileti" niteliğindeki resmi kâğıdın gecekonducunun eline tutuşturulmasına olanak sağlamasıdır. Gerçi bu piyangoda boş olasıhğı pek düşüktür (yaklaşık °7o 2535) ama ne zaman çekileceği belirlenmiş değildir. Tapu kütüğünün açıklamalar kesiminde gösterilecek olan bu belge islah imar planı yapıl Geleceğin İktidarı? Yatırımlara "kur garantisi" yeniden tanındı. Kur garantisi ne demek? Diyelim ki Amerikan doları 300 lirayken bir işadamı dışardan bir fabrika satın alıyor; makinelerin yurda getirilmesi için 100 milyon dolar borçlanıyor; IMF formülüne göre işleyen "sürekli devaluasyon"da Amerikan doları 400 liraya da çıksa, aradaki farkı deviet ödeyecek. Üçgenin bir köşesinde yerli işadamı, bir köşesinde devlet, bir köşesinde yabancı işadamı bulunuyor. Bizim işadamıyla yabancı işadamı anlaşmca Türkiye devleti girişimin sorumunu üstleniyor, güvencesini sağlıyor. Devlet eliyle kişiyi zengin etmenin "meşhur" yöntemlerinden biridir bu... • Ülkemizde "dışa bağımh çarptk sanayileşme" işte böyle geltşti. Yabancı işadamı yerli Işadamına kredi açtı, borç verdi; ama yabancı çıkarlarına ve döviz girdilerine bağlı tüketim endüstrisi kurulması için... Çarpık sanayileşme yapısından kaynaklanan dış ödemeler açığı bu yüzden hiçbir zaman kapatılamadı, dengelenemedi. Toplumda zenginler türedi. sınıflar arası uçurum derinleşti, bunalım üreten topiumsal yapı oluştu; sanayi yatalaklaştı, "ithal ikamesi modeli" çıkmaza saplandı. • Devlet Amerikan dolarını yerli işadamına hep değerinden ucuza sattı. Türkiye'deki çarpık zenginleşmenin ve holdingleşmenin özünde bu olay yatmaktadır. Amerikan dolarını kimi işadamına değerinin altında satma formülü yalnız "ithal ikamesi modeli"ne özgü değildir. "Dışa açılma modeli"nde de kural işliyor. Bugünkü hükümet dışsatımı nasıl düzenliyor? Ülkenin tüm dışsatımı holding tekellerinin turnikelerinden geçmiyece.c mi? Peki, bu tekeller nasıl çalışacaklar? Dış pazarlara nasıl açılacaklar? Yanrt açık: Devlet hazinesinin desteğiyle. Holdingçi tekelciler dısardan getirdikleri her Amerikan dolarına karşılık "ihracatı teşvA"görüntüsü altında açıktan para alıyorlar. Bu para halkın cebinden çıkıyor. "Sürekli devalüasyon"\a Türk lirasının değerinin düşürülmesi yerli ürünlerı dış pazarda ucuzlatır; ama bu yetmiyor, ayrıca holdingçinin cebine açıktan para koymak gerekiyor ki dışsatıma özendirilebilsin. Kişiyi devlet eliyle zengin etme siyasetinin ikinci yüzü de budur. • Hem yatınmcı işadamına, hem dışsatırncı işadamına 350 liralık doları diyelim ki 100 liraya satarak nereye gidebiliriz? Pahalı Amerikan dolarını holdingçi tekelleşmede hükümetin gözettiği ya da kayırdığı hddingçiye ucuza satmakla düze çıkabilir miyiz? İsviçre'nin anaç bankacılarına bakılırsa sorunun yanıtı daha verilmemiştir; bunlar diyoriar ki: " Türkiye pilot bölgedir; eğer model basarılı olursa öteki az gelişmişlere uygulanacak" * Oysa sorunun yanıtı çoktan verildi de topiumsal gerçekliğe dönüşmesi için bir "zaman" gerekiyor. Özal hükümeti bu "zamanı" kısaltmak ya da hızlandırmakta yararlıdır. Her yöntemin sakıncaları yanında yararlı yanları da bulunur. Özal'ın dışalımsatımı bölgeye kaydırmakta hizmeti dokunuyor. Bir yandan bunu yapan hükümetin Türkiye'yi yabancı sermayenin "ucuz emek cenneti"ne dönüştürme çabaları tepkilerini kısa sürede yaratacaktır. Ne var ki iş bu kadarla bitmez. Hükümetin gözettiği işadamlarının dolar ticaretiyle Türkiye düzlüğe çıkamaz; "kişiyi devlet eliyle zengin etme modeli" başarıya ulaşamaz; ama, bu çağdışı ekonomik yönetime karşı halkın tepkilerini yoğurup geleceğin iktidar seçeneğini yaratmak bir ayrı ustalık isteyen iştir. dıktan sonra verilecek tapuya dayanak olacaktır. Sözü geçen planların yapılması sanıldığı gibi kısa sürede bitecek bir iş değildir. En iyimser yaklaşımla, en az bir yılda tamamlanabilir. Gecekondu, planın öngördüğü imar parseline biçim ya da ölçü olarak uygun düşmeyebüir ya da gecekondunun korunması plana göre olanaksız bulunabilir. Bu durumda "amorti" ya da "teselli ödülü" olarak gecekondu önleme ya da iyileştirme bölgelerinde arsa verilmesi söz konusu olacaktır. Zaten yürürlükteki 775 sayılı gecekondu yasası da aynı kurallan öngörüyor. O halde yönetimin "niyet mektubu" niteliğindeki bu "tapu tahsis belgesi" bir tür hak sahipliğini belirlemekten öte bir yarar sağlamıyor. Üstelik, yasa gecekonduda kiracı olarak yaşayana hiç bir hak tanımıyor. Böylece, gecekondu ağa ya da tecimenlerinin (tüccarlarının) ekmeğine tereyağ sürülmüş oluyor. HtSSELİ TAPU: ÇIBANIN BAŞI... Kamuoyunda "tapu tahsis EVET/HAYIR OKTAY AKBAL HACI ÖMER SABANO HOLDİNG ANONİM ŞİRKETTMN 31.12.1983 T4RİHLİ BİLANÇOSU AKTİF I DÖNEN VARL1KLAR A Hanr Degerler 2 Banka 233.184.983 C Kısa Vadeli Aiacaklar 1 Mü^terilerden Senetsiz Alac. 1.535.000 2 Ortaklardan Senetsiz AJac. 1.296.125 3 Alacak Senetleri (Müşteri) 100.000 Eksi: Alac. Senetleri Reeskontu 5 Iştiraklerden Aiacaklar 19.147.798 6 Personeiden Aiacaklar 21.079.000 10 Diğer Aiacaklar 2.953.996 D Verilen Avanslar G Peşin Ödenmiş Giderler II. DURAN VARLIKLAR A Uzun Vadeli Aiacaklar ve Fonlar 6 Verilen Depozito ve Teminat 171.252 10 Diğer Aiacaklar 37.925 B Bağlı Menkul Kıyrnetler 2 Özel Kesirn Tahvilleri D İştirakler Eksi: Sermaye Taahhüdünden Borç. (448.765.750) F Maddi Sabit Kıymetler 1 Arazi ve Arsalaı336.9O1.573 2 YerÜstü Düzenleri 977.945 4 Binalar 238.175.818 5 Makina ve Tesisler 15.195.084 6 Döşeme ve Derairbaşlar 23.249.443 7 Gemiler ve Taşıtlar 32.156.285 8 Diğer Maddi Sabit Kıymetler Eksi: Birikmiş Amortismanlar (109.840.922) G Maddi Olmayan Sabit Degerler 2 Diğer Maddi Olmayan Degerler 490.185 Eksi: Birikmiş Amortismanlar (98.037) AKTİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR AKTtF GENEL TOPLAMI 281.324.230 233.184.983 46.111.919 İçi Düzgün Olmak... "İçim düzgünse yüz kilo yük taşırım. Değilse yirmi kilo bile ağır gelir." Bir yük hamalının yanıtı bu... Avukat ve eski şairierden arkadaşım Muşir Kaya Canpolat anlattı geçen gün bir hamalla arasında geçen bu konuşmayı... Sırt hamallığı uygar toplumlarda yok, ama bizde bugün de yaşayan bir iş, bir meslek. Sait Faik de 'ip Meselesi' adlı öyküsünde ipi çalınan bir hamalın dünyayı nasıl kapkara gördüğünü anlatır. Canpolat'ın konuştuğu hamal da öyle biri... "İçim düzgünse yüz kilo yük taşırım, değilse yirmi kilo bile ağır gelir." Bu sözde derin bir anlam bulmuyor musunuz? Bizler de öyle değil miyiz? İçimiz 'düzgün' ise uğraşlar, çalışmalar, yorgunluklar bize vız gelmez mi? Ama umutsuzluk kapkara bir bulut gibi çevremizi, daha da çok içimizi sarmışsa o zaman ölüm yeğlenir olmaz mı? Müşir Kaya Canpolat, hem eski dostumdur, hem de davalarımda beni savunmuş avukatımdır. İlk gençliğinden beri toplumculuğa inanmış, bağlanmış bir aydın. Ama onun toplumculuğu gerçekçılığe. sağduyuya, ulus çıkarlarına dayanan bir görüş, bir tutumdur. Uzun yıllar önce şiirler de yazardı, yayınlardı. Bir kez şiire biılaşmayın, şiirin büyüsüne kendinizi kaptırmayın, yakanızı kurtaramazsınız. Canpolat bir şiir tutkunudur Şiirleri, şairleri sever. Belki de bu yüzden benirn gibi baktı ki ortalıkta nice iyi şair var; niye şiir yazmakta direnmeli dedi, vazgeçti dizeler düzmekten... Şiirsever için bütün şiirler 'kendi şiiri'dir. Yazmak ayrı bir mutluluktur, ama şiir sevgisine sahip olmak da ayrı bir mutluluktur. 'İçim düzgünken.." olayını anlattı. Neler de çıkarmamış bu sözden! Bireyterinin tçi düzgün oimayan bir toplum hiçbir alanda başanlı oJamaz. Öyleyse yapılacak en önemli şey, 'tçleri düzgün' insanları çoğaltmaktır. Bunun yolu da toplumda 'mutluluk' denen ruh halini yaygınlaştırmaktır. Mutluluğun ilk koşulları da, gerçek doygunlugu bulabilmektir. Her bakımdan!... Oysa, bu doygunluğa ulaşabilmek büyük bir sorun. Bakıyorum da kimse doygun değil, heno** yakınıyor, herkes kendini bir karanlık sis içinde görüyor. Ne gençler, ne yaşlılar hoşnut yaşamdan!... Kimse yarınlara güvenmiyor. Bekleniyor bir şeyler. Hem de 'iyi' şeyler de değil!... Oturup konuştuk sabah çayını içerek, gazetelere bakarak, geçmişten söz ederek, ortak dostlarımızdan, birtakım olaylardan, adalet önünde yıllardır hesap veren arkadaşlarımızın durumundan, bunlar gibi birtakım güncel şeylerden... Birden bir kâğıt çıkardı. Yeni şiirleri imiş. Sırt hamalıyla konuşması mı esinlemiş, yoksa başka şeyler mi, bilmem! Ama Canpolat hem eski bir şair, hem de eşsiz bir şiir tutkunu olarak "Şiirin akıl çağı" üstüne düşünmüş, sonra da dizelere dönüştürmüş düşüncesini... "Noksansız olmalı Hayat Bilgisi ozanın Uzak tutmalı şiirden yanılgılan Sohbetlerde kalmalı yalan yanlış Özlü doğruları kaydetmiyorsa Kalemi kınlmalı yazanın Ozan tüm bilgileri özümlemeli Yarabcı işleve engeldir ezbercilik Yüzbinlerce deneyimi insanlığm Yansımalı onun sezgi gücünde Geleceği Kâhin gibi görebilmeli Haber vermeli doğanın gizlerinden Nasıl kurtulur toplumun ve insanın yannı Bir ses mi geliyor doğaüstünden Bir belirti mi var bilimin görmediği Mısralar htzlanmalı Bilinmez'in izinden." Şiir böyle başlamış, böyle sürüyor... Görüyorsunuz Canpolat 'şair'den çok şeyler istiyor ve bekliyor! Bunu yapamayan şiir yazmasın, mı demek ister? Sanmam. Canpolat, her türlü şiiri sever, Haşim'i de, Yahya Kemal'i de, Nâzım'ı da, Dağlarca'yı da, Anday'ı da, Yavuz'u da... Ama onun özlediği şair bir çeşit 'kâhin' olmalı... Olabilmeli... Demek ki 'şair'i bir çeşit üştün insan, bir çeşit peygamber, bir çeşit veli gibi görüyor. Öyle olsun istiyor. Ne denir böyle bir özleme? Karşı da çıkılmaz, olsa olsa yanındayer alınır böyle bir özlemin... Pek büyük umut olmasa da!... Haydi, size Canpolat'ın öteki iki 'beşliğini' de yazayım, o(sun bitsin. Bu görüşlere ister katılın ister katılmayın; bir hukukçunun.hukuk savaşımcısı eski bir şairin, bir şiir tutkununun şairden toplum adına neler beklediğini görelim birlikte... "Çağdaş kanvaşası duygulanmanın Şiirin hasında çözümlenmeli Ne kadarı aklın ve yüreğin payı? Ne kadarı gerçek, ne kadarı düş? Ustası olmalı ozan bu denklemi kurmanın Aydını özküttürü hazırlar biçimde özde Ozanı olmak daha da zor başka kültürün Sanatta yersel nirengi yükseltir evrenseli Şiirse özsuyudur yaşamın, derinliğe yürumüş Stzmazsa mısralardan, bir damla yaş olur göze." 'İçi düzgün' müydü Canpolat'ın bu dizeieri yazdığında?... Hiç sanmıyorum. Şair, 'içi düzgün' olmayan, olamayan adamdır. Hem her şey düzgün olsa, olabilse, ne diye şiir yazılır; ne diye sanat yapılır ki? Tüm dünyanın, tüm insanların içleri 'düzgün' olur mu, olabilir mi bir gün? Bilemem... Ama o gün bile, gerçek sanatçt, gerçek şair, daha iyi, daha güzel 'şeyler arayacaktır. 'İçi' yine de 'düzgün' olmayacaktır!... PASİF I KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 436.803.451 B Tahvil Anapara Taksitleri 416.254 DKısa vadeli Borçlar 421.721.822 1 Satıcılara Senetsiz Borç. 795.880 2 Ortaklara Senetsiz Borç. 414.988.318 5 İştiraklere Borçlar 25.000 9Peşin Tahsilatlar 5.901.959 10 Diğer Borçlar 10.665 F Ödenecek Vergi Harç, Prim v.b. 12.376.278 G Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar 2.289.097 II ORTA VE UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 4.459.156 A Tedavüldeki Tahviller 630.000 F Diğer Orla ve Uzun 3.829.166 Vadeli Yaban.Kay. III ÖZ KAYNAKLAR 5.814.739.654 A Çıkanlmış ve 500.000.000 Ödenmiş Sermaye 1 Nominal Sermaye 500.000.000 B Yedek Akçeler 100.000.000 1 Yasal Yedek Akçe. (1. Tertip) 100.000.000 E Yeniden Değerle. 147.208.132 Değer Artış. Fon. F İştiraklerde Değer Artış Karşı. 1.905.875.000 G Dağıtılmamış Kârlar 2.322.517.469 H Dönem Kârı (Vergiden önce) 839.139.053 900.000 1.127.328 974.678.041 209.177 6.700.000 5.879.327.240 536.815.226 TEŞEKKÜR Eşimuı beş kez itiyadi düşük yapmasından sonra tedavisini üzerine alarak gerekli müdahale uygulayıp sonunda amdiyatla bizlere sağlıklı bir kız evlat kazandıran Jinekolog Dr. İHSAN ÜNLÜER ve mesai arkadaşı Jinekolog Dr. REHAD FAİKOĞLlTna 392.148 teşekkür eder, sağolun deriz. Diş. Tbb: Suat Teber, Dah. Müt. Dr. Sermet Teber. TEŞEKKÜR 6.256.002.271 2.370.974.905 8.626.977.176 PASİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR PASİF GENEL TOPLAMI 6.256.002.271 2.370.974.905 8.626.977.176 Göz ameliyatımı başanyla gerçekleştiren ve beni eski sağlığıma kaMişturan, Bilanço Dip Notları: 1) Sabil kıymeller, Toplam 223.030.000 liraya sigortalıdjr. 2) Sabit kıymetler hızlandınlmış amortisman yöntemi ile Amortize edilmiştir. CERRAHPAŞA T1P FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI KÜRSÜSÜ'nden HAQ OMER ŞABANa HOLDÎNG ANONİMŞtRKETt 1.1.1983 31.12.1983 DÖNEMİ GELİR TABLOSU TL. GENEL İDARE GİDERLERİ 181.042.139 Personel Giderleri 86.071.412 Sosyal Yardımlar 1.826.710 Yönetim Kurulu, Murakıp ve Müşavir ücretleri 3.046.000 15.033.292 Amortismanlar 6.329.374 Enerji, Yakıt, Su 2.939.219 Bakım, Onarım 1.118.878 Sigorta PTT, Seyahat, Ağırlama ve Kırtasiye 20.485.155 Ödenen Kiralar 2.213.008 41.979.091 Diğer İŞLETME ZARARI (181.042.139) IŞLETME DIŞI KÂRLAR VE ZARARLAR 1.058.374.100 Iştiraklerden Alınan Kâr 603.372.901 Payları 15.529.350 Alınan Kiralar Alınan Faiz ve Komisyonlar 19.023.048 Sabit Kıymet Satış Zararı Menkul Kıymet Satış Kârı 349^930.200 Diğer 70.518.601 FİNANSMAN GİDERLERİ . Kısa Vadeli Kredi Faizi Orta ve Uzun Vadeli Kredi Faizi Tedavüldeki Tahvillerin Faizi Diğer (38.192.908) 31.300.253 6.892.655 NAMIK KEMAL BEHRAMOĞLU Hukuk Bürosunu açmıştır. Adres: Beyoğlu, Sahne Sok. Ali Han Kat 4 No: 403 Tel: 145 40 66 145 40 67 AVUKAT VERGİDEN ÖNCEKİ KÂR 839.139.053 KURUMLAR VERGİSİ (16.714.883) VERGİDEN SONRAKİ KÂR 822.424.170 Vergiden sonraki kârın tamamının te\ kalâde ihtiyailara alıııması Genel Kurul'ca kararlaştırılmıştır. Ortaklığın Unvanı Hacı Ömer Sabancı Holding Anonim Şirketi. Ortaklığın Merkezi Necalibey Caddesi No: 321 SALIPAZARI/ISTANBUL Ortakhğı Sermayesi: Tamamı ödenmiş 500.000.000. TL.'dir. Ortaklığın Faaliyet Konusu Finansman ve Y'atırım Denetçiler Yalçın Sabancı (Ortaktır). Erdal Aksoy (Ortak değildir.) 21 Mart 1983 Mart 1985 döneminde görevlidirler. Katılınan Toplatılar: Yıl içinde 5 kere Yönetim Kurulu Toplantı sına katılınmış, 4 kez de Denetim Kurulu Toplantısı yapılmıştır. İneeleme, Kapsam ve Tarihleri : 1 İneeleme Kapsamı. Ortaklık hesapları, Muhasebe defterleri, belgeler, Yönetim Kurulu defteri incelenmiştir. 2 Türk Ticaret Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrasımn 3 numaralı bendi gereğince; 26 Nisan, 28 Temmuz, 28 Ekim ve 30 Aralık 1983 larihlerinde ineeleme yapılmış, ancak şirketin herhangi bir suretle kasasında nakit para bulundurmamast, bütün ödemelerini çek veya havale yoluyla gerçekleştirmesi ve her türlü tahsilatın banka kanalıyla yapılması nedeniyle, nakil sayımı söz konusu olmamıştır. 3 Türk Ticaret Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrasımn 4 numaralı bendi gereğince; 20Ocak. 16 Şubat, 30 Mart, 26 Nisan, 30 Mayıs, 27 Haziran, 28 Temmuz, 31 Ağustos, 22 Eylül, 28 Ekim, 18 Kasım ve 30 Aralık 1983 tarihlerinde yaptığımız incelemelerde Şirket kasasında herhangi bir teminat rehin yahuı vedıa'ya rastlanılmaınıştır. Şikâyet ve Yolsuzluk: İntikal etmemiş ve rastlanılmamışlır. Binaenaleyh Hacı Ömer Sabancı Holding Anonim Şirketi'nin 1.1.198331.12.1983 döııcıııi hesap ve işlemlerini Türk Ticaret Kanunıı, ortaklığın esas sözlo>mesi ve diğer mevzuaı ile genel kabul görmü$ muhasebe ilke ve siandarllanna göre incelemiş bulunmaktayız. Görüşümüze göre içeriğiııi beııimsediğimiz ekli 31.12.1983 larihi itibariyle düzenlenmiş hılaiK'o ortaklığın anılan tarihteki gerçek mali durumunu 1.1.198331.I2.19S3 dönemineaiı kârzarar tablosu anılan dönenıe ait gerçek laaliycı soııuclarını yansıtmaktadır. Bilançonun ve kârzarar ccueliııin onaylanınaMnı ve Yönetim Kurulu'nun aklanınasını ovlannı/a ar/ ederi/. DUNhTLhMEKURULU VAL(,1N SABANCI tRUAL AKSOY HAQ ÖMER ŞABANa HOLDÎNG ANOINİM ŞİRKETİ YILLIK OLAĞAN GENEL KURULU'NA Prof. Dr. CELAL ERÇİKAN Doç. Dr. TAHÎRE BAŞERER Uz. Dr. ALİ ÜSTÜNER As. Dr. BOZKURT ŞENER As. Dr. ENGİN BÜRÜMCEK ve hemşire Nezihe Gür'e teşekkürü bir borç bilirim. NECMtYE ERKEK YAYINLARI Ankara Caddesi 40, Kat 2. İMaııbul Telefon: 528 61 13 1984 MADARAII ORHAN PAMUK ROMAS ÖDÜLÜ SESSİZ EV 1983 ORHAS KEMAL ROMAV ARMAĞAM ORHAN PAMUK Basın 4575 I (>enel Uağıtım: Ankara: YAZIN KİTAP PA/ARI (i 46 97» İ/mir: DATİC <\1 »7 H6 U 2S 38) İlanbııl: ÖZ<.İ R 1526 25 U>, BARI*İ (523 65 64), \İ KSKI (528 29 62), DOM'Ş H523 83 62). Stl.AHA ITİN (520 72 I<». \\A »AC.ITIM (528 51 07) CEVDET BEY VE OGULLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle