23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 SUBA T 1984 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/1I Teşhis ve Tedavi... kaldığında, toplu iş sözleşmesi ve grev gıbi haklann askıya alınması bu sonucu sağlayacaktır. mış" bir adım olarak değerlendirmekle bir"Gerçek ücretler, uygulamanın ilk yıllannlikte, henüz yetersiz buluyor. Yeni bazı "kada hızla azalmış, daha sonra azalma hızı yararlar"\n alınması gereğine işaret ederken, vaşlamış görünmektedir. Bu gelişmeler so"Konuşmak için henüz erken, bekleyelim gönunda ücretin alım gücü, yirmi yıl öncesinin relim" demeye getiriyor... (1963'ün) altına düşmüştür..." • * OECD Türkiye uzmanının, 1980'den bu yaMakalenin "sonuç" bölümü ise şöyle özetna Türkiye'de temel ekonomik sorunların delenebilir: ğişmedığini, degişiklik bir yana, sorunların "Ekonominin dört yıl boyunca uygulanan isbüyümeye devam ettiğini vurgulaması dikkatikrar programı sonunda geldiği nokta, temel timizi çekti. sorunların daha da ağırlaştığım gösteriyor. ODTÜ kaynaklı iki iktisatçımız, Yakup KeÖzellikle sermaye kaynaklarının yeniden ürepenek ile Oktar Türel de aynı kanıyı paylaşıtim için kullanılamaması, istikrar programı uyyorlar. Toplumsal araştırmalar dergisi "YAgulamasına karşın, bunalımdan çıkılamadığıPIT"\n aralıkocak sayısında yayınlanan ornın bir kanıtı sayılmalıdır... tak imzalı uzun makalelerinde, "Ekonominin "İstikrar programı ve buna bağlı gelişmedört yıl boyunca uygulanan istikrar programı ler, hak ve özgüriüklerin kısılmasının ve geniş sonunda geldiği nokîa, temel sorunlannm da kitieterin gelinerin'ın azaltrimasının sermaye biha da ağırtaştığını gösteriyor" denilmekte... rikimini hızlandırmadığını kanıtlamış olmalıdır. • Bu durumda üretken yerli özel sermayenin, "Türkiye Ekonomisinin 1980'li Yıllan ve Ge özellikle sanayi sermayesinin, istikrar sürecinleceği" başlığını taşıyan makalenin "işsizlik" de göreli gelir kaybına uğrayan kesimlerle bebölümü şöyle: lirli uzlaşımlar araması ve demokratikleşme "Son dört yılın iş bulma konusundaki sayısürecinin hızlandınlması gerekmektedir... sal gelişmeleri işsizliğin giderek arttığını gös"Ekonominin yalnız dışsatımla birikim sağtermektedir. Resmi verileregöre, 198O'de2.7 layan bir ticaret burjuvazisi yaratma çabasıyla milyon olan işsiz sayısı, 1983 programtna göre gelişemeyeceği giderek açıklık kazanmaktayüzde 34'tük bir artışla 3.6 milyona yükselmis dır. Gelişme ve sanayileşmeye dönük polititir. Bu miktar, 2 milyon dolayında olan sigorka tercihlerinin dışlanması ve istikrar programtalı işçi sayısından yüzde 80 oranında fazlalannda ısrar edilmesi, hiçbir temel sorunun dır. İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvuranlaçözümünü sağlamaz; yalnızca yeni bunalımnn azalmasına karşılık, 1983'ün ocaktemmuz lara yol açar. Görünen, daha yüksek oranda dönemi kayıtlı işsiz oranı, 1982'nin aynı döenflasyon, işsizlik ve dış borçlanmadır." nemine oranla yüzde 26'ya yakın bir artış göstermektedir. İstikrar programınm başanlı olduİki iktisatçımız, dört yıllık "istikrar prograğu savlarına karşın, ülke, çalışmak isteyen her mı" uygulamasına rağmen, ekonomide sobeş kişiden birinin işsiz olduğu bir durumdarunlann büyümeye devam ettiğini söylerken, dır. Hangi ölçüye vurulursa vurulsun, hoşgöOECD'nin Türkiye uzmanı ile birleşiyorlar. rülemez olan bu durum, yalnız ekonomik deAncak, "teşrws"teki bu birlik, iş "tedaw"ye geğil, toplumsal ve siyasal sorunların da kaynalince dogal olarak bozuluyor. ğıdır" Rotf Geberth, Özal yönetimine "tuttuğun * yolda devam et" derken, Türel ile Kepenek, Makalenin "ücretler" bölümünde de şu yolun sonunda "daha yüksek enflasyon, işsatırlar göze çarpıyor: sizlik ve dış borçlanma" görüyorlar... "Programın işçi ücretlenyıe ılgili belirleyici özelliği, ücretlerin olabildiğince düşük tutulPazar günleri insanın düşünmeye daha masını sağlamaktır. Serbest pryasa koşullaçok vakti olabilir. Soralım: rında "emek fiyatının" belirlenmesi yetersiz Siz ne dersiniz?.. (Başlara/ı 1. Sayfada) Avcı: Bölünmeyelim dîye batacak bir iktîdarııı peşine mi düşelim? (Baştarafı I. Sayfada) let olanaklanm siyasi nüfuz sağlamak için kullanma propagandası yaptığını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu açikça iktidann Türkiye Cumhuriyeti'nin değil. bir siyasi parlinin hükiimeti olduğunu iddia etmesidir ki, bundan vahim neliceler doğar. Esasen siyasi iklidar, buna muktedir de otamayacaktır. Çunkıi, boyle bir şeye kalkışan iktidann. vatandaşlann bir kısmını >atandaşhk haklanndan mahrum bırakmasının netkeleri fevkal&de ağır olur. Akıl işi degildir." Anayasaya aykın bazı kanunların yürürlüğünün devam ettiğini belirten Avcı, bugünkü iktidann antidemokratik nitelikteki bu yasalan düzeltmek için herhangi bir teşebbüste bulunmadjğını dile getirdi. Avcı, şöyle dedi: "2836 sayılı kanunun l'inci maddesi şahsi takdire bağlı olarak idareye kişileri surgiine gonderme, böylece ceza tayin etme yetkisi veriyor. Demokratik hukuk devletinde, yasalarda boyle bir hukmun mevcudiyeti mazur gosterilemez. Bu huküm, tnsan Haklan Beyannamesi'ne ve yururlıikte olan Anayasamıza ve rejimimize aykındır. Suçu olan mahkemeye gonderilmelidir. Cezayı idare değil, yırgı tayin etmelidir. Bu kural da Anayasa hükmiıdür. 2969 sayılı kanun ise savunma hakkını dahi zedeleyen bazı yasaklar getiriyor. Böylesine yasaklann yüriirlukte olduğu bir ülkede hurtartışma imkânsızdır. Bu da, millet ve memleket işlerinde doğnı karar alınmaaıu onler. Tiirkiye'nin her bakımdan hur bir ülkenin adı olduğu inancı zedelenmemelidir. Anarşi korkusu, kutsal haklardan biri olan hürriyet hakkıaı ortadan kaldırmamalıdır." Tesaduflerın kayırdığı iktidann, insan haklan, hürriyetleri, gerçek demokrasi hususlarında da sağlam bir inanca sahip olmadığını belinen Avcı, "Bölünmeyelim diye nasıl olsa batacak olan bir iktidann peşine disşiip biz de mi batalım? tşte o zaman memleket korkulan akibete uğrar. Bölünmeyelim, iılkeyi sola teslim etmeyelim diyenlere gelince. bu iktidann sol diye bir meselesi yoktur. Kendisini sağda saymıyor. Her kaynaktan gelen oya talip olduğunu söyliiyor" dedi. Avcı sozlerinı, "Köku tarihe dayanan bir partiyiz. Hurriyetçiyiz, milliyetçiyiz. muhafazakânz, kalkınmacıyız, gerçek adaletçiyiz. Demokratik biiyuk Turkiye'nin her zaman mirnan ve hizmelkinyız" diyerek tamamladı. ÇACLAYANGÎL Toplantının en önemli konuşmasını yapan eski Senato Başkanı ve Cumhurbaşkanı vekillerinden thsan Sabri Çağlayangil. Dnğm Yol Partisi'nde "siyasele yeniden başladığını" açıkladı ve "Ben bunca yıl politika yaptım ama, yabancı filkelerin desteğine sığınarak, kendini milletine benimsetraeye ç*lışanına rastlamadım" dedi. Çağlayangil, demokrasi anlayışım, "Biz anarşiyi ortadan kaldıralım diye hurriyetlerin kısıtlanmasının yaran olacağı goruşunde değiliz. Önce ekmek, sonra hürriyel olsun diyen göriişte de değiliz" sözleriyle anlattı. Çağlayangil, toplantı salonunda bulunanların bıiyük sevgi gösterileri arasında kürsüye gelerek, zaman zaman şiddetle alkışlanan konuşmasında özetle şunlan söyledi: "Siyasi hayata yeniden başlamak ve DYP'de buna devam etmek kararunın ne kadar yerinde olduğunu burada gördum. Gonlunüz hoş, bahtınız açık olsun. Biz, en iyi yonetim biçiminin demokrasi oldnğuna inanıyoruz. tradenin mutlaka millette olması gerektiğine yürekten bağlanmışız. Tura demokratik kuruluşların ve Anayasanın millet emrinde olduğunu kabul ediyoruz. Milletin kutsal hakkının inhisar altına ahnamayacagım biliyoruz. Bunlan savunacağız diyenlere söyleyeceklerimiz var. Bu gerçekleri yürekten yaşayanlar, burada bir araya gelmiş bulunu\orlar. Bu inançlar etrafında toplandık. Biz sığımıcak yer aramıyonız. Biz, sağdan soldan oy alınz, bizde her şe> var, diyemeyiz. Bizde millet iradesinin ustönlüğü var, diyoruz. Biz halkın kudretine inanıyoraz. Bunca yıllık yaşamımda ve politikada yabancı ülkelerin desteğini goslererek, kendini milletine benimsetmeye çaiışanlararastlamadım.Bu şekilde hukumetini kabul ettimteye çalışanlan ilk defa goruyonız. Fski politikacılann DYP'de büyuk başan gostereceğine inamyonım. Bizler bu ülkenin insanlanna hizmet etmiş kişileriz. Bizler hükümetin istediği yolda degil, kokü insan haklanna dayanan Anayasa rejimi içinde yaşayacağız. Ikbal icin yola çıkmadık. Bu kutsal ülkenin tarihinde çok şeyier vardır. Bu şartlar içinde politika yapıyonız. Politikayı biraksın diyenlere söylüyorum. Biz ikbalin zirvesinde bulunduk. yaşadık. Ah şunu da yapsaydık. şu da eksik kaldı diyecek bir seyimiz kalmadı. Böyle diyenlere şonn hatırlatayım. Eski Cumhurbaşkanı tsmet lnönü 80 küsür yaşında başbakan oldu. Yine eski Cumhurbaşkanımız Celal Bayar. politik yaşamım surduruyor. Şöyle derier eskiler, biliyorsunuz, akıl yaşta değil başladır. Bir insanın ne zaman kendini tekaüt edip, bir köşeye çekilerek politik amlanm yazacağını tayin hakkının başkalannda olduğunu sanmıyorum. Bugünkü bunalımdan kurtulmak için ^ereken çalışma yapılmalıdır. Demokrasiye işleriik kazandınlmalıdır. Bu bunalımdan çıkmanın demokraside birlik ve beraberlik olmasından gececeğini bilmeliyiz. Birim ikbal peşinde koşmadığımızı herkes bilmelidir. Politik, ekonomik ve sosyal istikrann sağlanmasının yolunun demokrasi olduğuna inanıyoruz. GEÇMİŞt ELEŞTtRME Gecmişi eleştirmenin, kabahatin kimde olduğunu araştırmanın hiçbir yaran yoktur. Milleti selamete cıkarmanın yolu aranmahdır. Biz onu anyonız. Bizim istediğimiz, iktidariann obıysız el dfğiştirmestdir. Demokratik rejimin tum kurallannın işletilerek iktidariann el değjştinnesidir. İsle bu yolda tum anayasal kurnlnslann ve herkesin bu yolu benimsemesini istiyoruz. Biz siyasi partilerin şaşmaz ilkesinin ba olması gerektiğine inanıyoruz. Doğru Yol Partisi, Yüksek Secim Kurulu'nca seçimlere girmesi men edilmeseydi, iktidar «Ima iddiası vardı. Bu fırsatınuz şimdi doğdu, yine iktidar otma iddiasnı yürutecektir." İZLENİMLER Toplantının gözdesi ÇağlayungiVdi RAFET GENÇ Doğru Yol Partısi dun Golbaşı Sineması'nda 800'den fazla il ve ilçe başkanının, eski senator ve milletvekilleriyle, bakanların katıtdtgı "heyecanlı", "yüksek gerilimli", "sert elestirili" bir toplanlı vaptı. Doğru durust ışıklandınlmamış, ses dıızeni bozuk, ama kalabalık, heyecanlı, coşkulu ve "azimli" 1. Buyuk Divan Toplantısı'nda, on sıralarda eski bakanlar vardı. Gözumuze çarpanlar arasında Ahmet Çakmak, Turgul Toker, Esal Kırallıoğlu. Seyfi Öztürk. Ahmet Nusret Tuna. Ekrem Ceyhun. Halil Başol, Mustafa Kemal Erkovanlı, tlyas Karagözoğlu, Ortıan Dengiz, Ahmet Rarahan. Adnan Karakucak bulunuyordu. Hepsı de neşeli ve devamlı öpuşup el sıkışıyorlardı. Danışma Meclisi'nin uyelerinde, kapatılan BTP kurucularından Tevfik Alpaslan ve DM Başkan Vekili Turan Guven de toplantıdaydı. Bir 0 kadar da eski milletvekili salonu doldurmuştu. Eski büyukelçilerden Melih Esenbel, bankacı Ali Doğan 1 nlu, Hüsamettin Cindorak ön sıradaydılar. Sloganm bol bol atıldığı DYP Birinci tl Divanf nın gözde konuşmacısı eski Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı Vekili thsan Sabri Çaglayangil'di. Guzel bir konuşma yaptı. Konuşmasını sık sık esprilerle susledi. Herkes can kulağı ile dinledi. Ne yazık ki ses düzenı iyi değildi. Çağlayangil, yaşı ile ilgili sozleri yanıtlarken çok alkış aldı. Çağlayangil, son derece sakindi. Gosterdiği gerekçeler dikkat çekici idi. Eski \e teCTubeli politikacı, klasik özgurlukleri savtındu. Bunlan savunmaya öteki partileri de çağırdı. Çağlayangil'den önce konuşan genç bir konuşmacı, partinin sloganlarını sayarken şunları söyledi: "İlk sloganımız (Yeter, söz milletin) idi, ikincisi (Gozlerime bak anlarsın) idi. Şimdi ise (Maziye bak, ne soylediğimi anlarsın) oldu." Toplantıda sık sık bazı il ve ilçe başkanlarının birden ayağa kalkıp, sesinin çıktığı kadar slogan atması ile ortalık heyecana boğuluyor, ortalık birbırine giriyordu. Genel Başkan Yıldırım Avcı, butun sert eleştinlerini o kadar sakin bir biçimde söyledi ki, alkışlar yerini ve sırasını kaçırıyordu. Ahmet Nusret Tuna da heyecanlı bir konuşma yaptı, sık sık alkışlandı. Doğru Yol'un ilk gövde göstensı "Herkül" filminin oynandığı Golbaşı Sineması'nda böyle oldu. UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Honduras karagua lideri Daniel Ortega, saldınnın, "iki ülke arasındaki muhtemel bir savaşın belirtileri olduğunu" söyledi. Ortega, Honduras'ın bu saldınya kendi başına karar veremeyeceğini, ancak "ABD'den emir alması durumunda böyle bir şeye cesaret edebileceğini" öne sürdü. Nikaragua hükümet yetkililerinden Emilio Mendoza, saldın sırasında yaklaşık 100 roket ateşleyen Honduras uçaklarına, uçaksavarlarla karşılık verdiklerini söyledi. Mendoza, saldınya katılan 6 uçağın da Amerikan yapımı "A37"ler olduğunu belirtti. REAGAN: ORTA AMERtKA'YA YARDIMI ARTTIRALIM ABD Başkanı Ronald Reagan, Kongre'den, Orta Amerika'ya yapılan yardımın arttırılmasını istedi. Reagan,"Çok >'•• kınımızdaki bu kritik bölgede banşın sağlanması ve insan haklanna saygının geliştirilmesi için bunu yapmalıyız" dedi. ABD Başkanı, yardımın arttınlmaması durumunda, ABD'nin ileride "daha biiyiik sonınlarla" karşılaşabileceğini de belirtti. (Baştarafı I. Sayfada) tıyor" diye başhyor. Acaba Sokrat, Dr. Verdi'yi niçin çıldırtıyor? Ve Dr. Verdi'yi çıldırtan konular niçin yeni kurulan bu üniversitemizın hukuk fakültesi dergisinde yayınlanıyor? Dr. Verdi devam ediyor: Sakın yanlış anlamayın, kızdırmıyor, deliye çeviriyor... Ama niçin deliye çeviriyor? Dr. Verdi, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisinden sesleniyor: Beni deliye çeviren Sokrat'ın genç erkekleri baştan çtkaran zamparalığı... "Allah, Allah nasıi olur?" diye söylenmeyin.Olmuş işte. Dr. Verdi, bu yazısım Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki bir arkadaşına vermiş bu arkadaşı da bu yazıyı yayına vermiş, işte o kadar.. Dr. Verdi, Sokrat'ın cinsel sapıklığım nasıl da anlatıyor, Hukuk Fakültesi de bunu bilimsel bir yayın diye nasıl da basıyor: Beni yanlış anlamayacağınızı umarak, bu konudaki düşüncelerimi biraz daha açıp, şu anda okumakta olduğunuz üniversitenin başlfca amacının bizi bir bütün haline getirecek olan aşk olduğunu söylemek istiyorum.. (..) Sokrat'ın zamparalığını biraz daha açmak için onu Don Giovanni'nin baştan çıkarmaları ile karşılaştırmam gerekir. Don Giovanni, baştan çıkardığı kadınlann sevgilileri olmalarını istemektedir. Oysa Sokrat, baştan çıkardığı genç erkeklerin sevgilileri değil iyi birer filozof olmalannı da istemektedir. Sokrat'ın genç erkekleri baştan çıkartışı, onlarla bütünleşmeyi, onlara, aynı bakış açısıyla görmeyi öğretmeye yöneliktir. (...) Sokrat, bunu genç erkeklere onlann duymak istediklerini anlatarak değil, kişilik yansımalarını rahatsız pozisyonlardan geçirerek öğretmektedir. Odak noktasını, hayali bir soyluluğun üzerinde değil, çelişkilerin kıvılcımında toplamaktadır... Böyleymiş, ne dersiniz? Dr. Verdi, neden bu makaleyi verdi?. Kime verdi, nasıl verdi?. Bu soruları sorarken, okumayı da sürdürelim: ... Genç erkekleri ruh güzelliğine inandırdığı zaman güzele doğru tırmanış artık başlamıştır. Sokrat'ın erdemi bir erdem örneği olduğu için erkekleri, hem kendisi hem de felsefe adına baştan çıkarması doğaldır... Dr. Verdi'ye göre ilim uğruna her şey yapılırlSokrat da böyle yapmıştır. Sokrat'ın bu cinsel ve felsefi tutumu nasıl açıklanacaktır? Dr. Verdi'yi Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisinden izleyelim: Sokrat'ın zamparalığı çok diyalektiktir... Değerli okurlar, "Sulu zamparalık^' dışında bir de "diyalektik zamparalık" olduğunu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi aracılığı ile Dr. Verdi'den öğrenmiş bulunuyorsunuz. Okuyalım: Oluşumun ilk aşamasında Sokrat, sevgilisinin ruhunu diğer sevgilerden temizler.Bunu genç arkadaşının inançlannın birer aydın boşluğu okıuğunu kanıtlayarak yapar ve bu boşluğu kendisi doidurur. Ömeğin Sokrat, Phaedrus'un Lysias'a olan aşkını köreltmeden erdeme olan aşkını büyütmemiştir. Örneğin Sokrat, Menon'a önce Gorgias'ın hiç olduğunu kanıtlamış, sonra onu bu isteğini yapacak düzeye getirebilmiştir. Dr. Verdi'nin şu satıriarına ne dersiniz? ... kesinlikle kaçınmamız gereken iki türiü zamparalık vardır. birincisi, sorulara, yeni sorulara yol açmayacak biçimde yanıt veren öteki de yanıtı içeren sorular soranlardır. Fakat size salık vereceklerim, sorulanyla hep ileriyi gösterenler; gizemli dünyanın örtüsünü açanlardır. İşte teslim olacağınız ayartıcılar bunlardır, bunlan en iyi yapacak olanlar bu okuldaki hocalannızdır. YÖK Başkanı Prof. Dr. Sayın İhsan Doğramacı, YÖK'ün başarılanndan dem vuran televizyon konuşmasında hiçbir bilim adamının Nobel bilim ödülü almadığından yakınmaktaydı. Dr. Verdi'ye bu yazısım yayınlama olanağı veren öğretim üyesi kimse, bu ödülü ona vermek iyi olmaz mı?. Hak etmemiş midir? Dr. Verdi'nin bu yazısı, Güneydoğu ilimizdeki üniversitede niçin yayınlanıyor? bu yazıyla ne anlatılmak isteniyor? Niçin İngilizce yayınlanıyor? Daha önemlisi niçin yayınlanıyor? "Milli ve manevi değerlerimiz" ile bu Dr. Verdi'nin düşünceleri nasıl bağdaşıyor? İçimizden kızıp "YÖK'tür" deyip geçemeyiz. Nedir bu Dr. Verdi'nin esrarı? Kim bu Verdi? Bu Sokratik durumu "aidiyeticihetiile..." Sayın Prof. Dr. Doğramacfya saygıyla ve kaygıyla duyurur; YÖK'ün başarılarım, YOK'cülerin başarılarını, ilgiyle ve bilgiyle izlemekte olduğumu "görülen lüzum üzerine" eski bir üniversite asistanı olarak açıklar, Dicle Üniversitesine daha nice YÖK dolu yıllar dilerim... Kumbaraya atılan ilk para tasarrufa atılan ilk adımdın tlkokullarda (Baştarafı I. Sayfada) ezmesi ve elma ile beslenecekler. Milli Eğitim Bakanlığı bu amaçla 600 ton kuru üzüm, 500 ton fındık, 250 ton çukulatalı fındık ezmesi, 2 bin ton da elma satın aldı. Bakanlık ayrıca, öğretmenlerle velilerin beslenme eğitimi konusunda aydınlatılması amacıyla broşürler hazırlattı. Türkiye'de ilkokullarda ilk beslenme eğitimine 1956 yıhnda başlandı. 1956 ile 1957 yillannda bazı okullarda uygulanan beslenme eğitim programından yaklaşık 100 bin öğrenci yararlandı. Bu öğrencilere beslenme saatlerüıde UNİCEF tarafından sağlanan süttozu, balıkyağı kapsülü ve sabun verildi. Devlet katkısıyla sürdürülen beslenme eğitimi 1977 yılında kesüdi. Pazaroyun Çözümleri Uyak 7 KARAVANA PARAVANA ŞAMPANYA KAMPANYA DEMİRHANE TAMİRHANE T1NG1RT1 ŞING1RTI RAHMETLİ ZAHMETLİ EHEMM1YETLİ HAMİYETLİ DALTABAN KALTABAN ALIŞKAN ÇAL1ŞKAN APARTMAN DEPARTMAN GÜNAYDIN TÜNAYDIN HIRTAPOZ Z1RTAPOZ MADENKÖMÜRÜ ODUNKÖMÜRÜ İNDİVİDÜALİST Kumbarasıyla tasarruf kavramını halkımıza benimseten, tasarruf alışkanlığım kuşaktan kuşağa ileten İş Bankası, bugün, bir anlamda Tiirkiye'nin kumbarasıdır. Bir İş Bankası kumbarasına atılan ilk para, 9 milyona yakın hesap sahibine katılmayolunda atılan ilk adımdır. TÜRKİYE $ BANKASI "Paranızın, istikbalinizin emniveti." DÜALİST 1S1ÖLÇER BASIÖLÇER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle