14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 SUBAT 1984 EKONOMİ CUMHURİYET/Ç EKONOMDE DTYALOG CEM ALPAR 1942 yılında Istanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Siyasal Bilgiter Fakültesi'ni bitirdi. fngiltere'de tktisadi Kalkınma konusunda master yaptı. 19691971 yılları arasmda Devleı Planlama Teşkilâtında çalıştı ve daha sonra tktisadi Ticari tlimler Akademisi'ne asistan olarak girdi. 1975 yılında Birleşmiş Milletler hesabına İngiltere'de Çok Uluslu Şirketler konusunda araştırma yaptı. Alpar, 1982 yılında profesörlüğe yükseltildi. Turkiye'nin dış ticaret politikası, çok uluslu şirketler ve az gelişmiş ülkelerin dış ticaret sorunları konusunda kitapları bulunan Cem Alpar, halen Gaz't Üniversitesi tktisadi ve tdari Bilimler Fakuttesi'nde öğretim üyeliği ve birim başkanlığı yapıyor. mak büyuk yanılgı olur. Unutulmamalıdır ki kapanan her fabrıka aynı zamanda mevcut işsizlere yenilerinin ilavesi demektir. Aynca Türk sanayiini dış rekabete açarken, bu rekabet için gerekli olan asgari koşulların da sağlanması gerekir. Kullandığı girdileri dünya fîyatlarına göre birkaç misli fiyat ödeyerek temin eden, enerji kısıtlamalan nedeniyle çok düşük üretim kapasitesinde kalmaya mahkum edilecek Türk sanayiinin, fon uygulamasına rağmen ithalat ile rekabet edebileceği düşünülemez. SORU Şimdi konuya bir de tiiketici açısından bakabilir misiniz? Serbest ithalatın rekabet nedeniyle tüketiciyi koruyacağı ileri sürülüyor... ALPAR Özellikle dayanıkh tüketim mallarında böyle bir rekabet söz konusu olabilir. Ancak gümrük vergisi ve fonla birlikte ithal mallarıfiyatları, içeride üretilen mallarm fiyatlanna nazaran çok daha yüksekierde oluşursa o zaman korunacak olan yalnızca yüksek gelir grubundaki kişiler olacaktır. Düşük gelir grubundaki kişiler ise daha ucuz ve kalitesiz diye vasıflandırılan yerli malları almak durumunda kalacaklardır.Bu şekilde yurtdışına çıkışta olduğu gibi, dış ticaretle ilgili olarak alınan kararlardan hep yüksek gelir grubunda bulunan kişiler yararlanacağı gibi bir sonuç çıkarabiliriz. Bu, Türkiye gibi gelirin ve refahın eşit dağıtılmadığı bir ülkede gelir grupları arasındaki çelişkileri daha da arttırabilir. Geçen hafta Doiar, hafta boyunca verdigi kiloları bir giinde geri aldı Sert paralar karşısında hafta boyunca değer kaybeden dolar, cuma gunu aniden yukseldi. Dolar, Turk lirası karşısında da bir haftada 3 lira değer kazandı. Dunya para piyasalannda pazartesi günu biraz başını kaldırmaya çalışan dolar, Lübnan bunalımı nedeniyle cuma günune kadar surekli bir duşüş kaydetti. Perşembe günü, dolar, 2.72 mark, 2.21 İsviçre Frangı ve 8.41 Fransız Frangı gibi son ayların en düşuk değerlerinden işlem gördu. Sterlin de fırsattan istifade 1.42 dolara kadar çıktı. Bununla birlikte dolann iniş eğiliminin cuma gunü aniden kesildiği gozlendi. Dolar Andropov'un ölumünun de etkisiyle bir haftada verdiği kiloları bir gunde geri aldı. rinlar Turk lirası karşısında Türkiye altın piyasasında geçtiğimiz hafta yüksek değerler korunurken, dünya altın borsaları cuma gunu sarsıldı ve bir ons aliın bir gunde 5 dolar geriledi. Son haftalarda, dolann duşmesinin de etkisiyle toparlanmaya başlayan altın perşembe gunü dünya borsalarında bir ara 385 dolara kadar yukseldi. Ancak, Andropov'un öldüğü haberleriyle birlikte doların aniden tırmanması altın fiyatlarını olumsuz etkiledi. Londra borsasında bir ons altın cuma günu 5 dolar yitirerek 383 dolardan 378 dolara indi. Türkiye'de ise hafta başında 400 lira birden artarak yeniden 28 bin liraya yükselen Cumhuriyet altını hafta sonuna doğru çok hafif bir düşuş kaydetti ve 27.900 liradan satıldı. Benzer şe311.10 1 309 80 309 57 t 308 37 r Dolar (Tl) ı j C«m Alpar (sağda), Osman Ulagay'ın sorularını yanıtlarken Ulagay sordu, Alpar yanıtladı: 24 Ocak kararlan ithal ikâmesini ortadan kaldırmadı, dünya pazarlarıyla ilişkisi kesilmiş Türk sanayiini yvğun teşviklerle dışa açılmaya zorladı. SORU Ancak yüksek gelir gruplarının ithal mallan için yaptıklan harcamalardan alınacak fon ve vergiler, düşük gelir grubundaki kişilere konut yapmak için kullanılırsa bu refah dagılımdaki dengesizligi bir ölçüde gidermez mi? ALPAR Tabii giderebilir. Ama Türkiye'de refah dağıhmındaki dengesizliğin kaynağının yalnızca konut sorunu olduğunu sanmıyorum. Bence konut kadar önemli sağlık ve eğitim sorunlan da var. BUtün bu sorunlan dar gelirliler lehine çözmek için yüksek gelir grubundaki kişilerin daha çok ithal malı kullanmalarını ve daha çok yurtdışına çıkmalarını beklemek ise, bana mevcut ekonomik kurallar içinde pek dolaylı bir yol gibi görünüyor. SORU Sizce Türk sanayiinin verimli ve rasyonel çalışmasını saglamak için getirilebilecek tek önlem onu dış rekabete mi açmaktır? ALPAR Sayın Ulagay, dikkat ederseniz Türk ekonomisi için çizilen iktisat politikalan hep uçlarda dolaşıyor. Önce 20 yıl süreyle ekonomiyi dışa kapıyor ve bu sürede tüketicileri tekelleşen ureticilerin insafma bırakıyoruz. Daha sonra da tüketicileri korumak amacıyla ithalatı serbestleştiriyoruz. Kanımca 20 yıllık sürede Türk sanayiindeki tekelleşmenin etkilerini azaltacak ve firmalan kaliteli mal üretmeye teşvik edecek çeşitli önlemler ahnabilirdi. 6 7 8 9 10 11 • Subat da benzer bir gelişme gosterdi. Hafta başında Merkez Bankası'nın dolar döviz alış kuru 308 lirayken, bunun hafta sonunda 311 liraya yükseldiği dikkati çekti. Altın borsaları cuma günü sarsıldı 27.600 Dıraeata dayalı büyüme, Ttirkiye için ithal ikâmesine alternatif olamaz SORU Türkiye'de 1980'den bu yana suren bir model tartışması var. Bu arada Kore modelinden Japon modeline kadar uzanan degerlendirmeler >apıhyor. Turkiye'nin ithal ikâmesinden vazgeçip ihracata yönelik sanayileşme yönlemini benimseme yolunda oldugunu söyteyenler de var. Biraz da kavram kargaşasına yol açan bu tartışmayı siz nasıl degerlendiriyorsunuz Sayın Alpar? ALPAR Bu kavram kargaşasını çözmek için, önce kavramları tanımlamak yararlı olur. Bunlardan ilki ithal ikâmesiile ilgilidir. tthal ikâmesi kelime anlamıyla daha önce ithal edilen bir malın yurt içinde üretimine geçilmesi demektir. Ancak, ithal ikâmesine yönelik sanayileşme dediğimiz zaman, ithal ikâmesi yapılan endüstrilerin ayru zamanda gümrük vergileri ve ithalatta miktar kısnlamaları ile korunduğunu anlamaktayız. Başka bir deyişle yerli endüstriler dış rekabete karşı korunmaktadır. îhracata yönelik sanayileşme ise, ülkenin avantajlı olduğu üretim faktörünün yoğun olarak kullanıldığı alanlarda yatırım, üretim ve ihracat yapılmasıdır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde bu model, yabancı sermaye ve teknoloji yardımıyla bu ülkelerdeki ucuz işgücünü kullanan uluslararası şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. 27.900 Güney Kore modeli, uluslararası şirketlerin bu ülkedeki ucuz etneği kullanarak dünyn pazarları için üretim yapmasıdır. Bunun Türkiye'de uygulanan iktisat politikasıyla hiçbir ilgisi yoktur. SORU Bu verdiginiz tammlara göre, Güney Kore veya Japon modeli ile Türkiye'de uygulanan dış ticaret politikası arasmda bir benzerlik var mı? ALPAR Güney Kore modeli şimdi değindiğim gibi uluslararası şirketlerin bu ülkedeki ucuz emeği kullanarak dünya pazarları için uretim yapmalan şeklinde özetlenebilir. Güney Kore'de sınai üretimin yaİdaşık % 80'i ihraç edilmektedir. Açıktır ki bunun Türkiye'de uygulanan iktisat politikası ile hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü herşeyden önce Türkiye'de bu yoğunlukta yabancı sermaye olmadığı gibi, mevcut yabancı şirketler de bütunüyle ihracata yönelmiş değillerdir. Japon endüstrileşme süreci incelendiğinde ise bunun Turkiye'nin sanayileşme modeli ile hiçbir benzerlik taşımadığını görürüz. Dış ticaret bakımından, Japonya'da 1954 yılında Jetro adı altında ve devlet sermayesi ile kurulmuş dış ticaret şirketi, irili ufaklı özel ihracatçı şirketlere araştırma yaparak, yeni pazarlar bularak hizmet vermektedir. Jetro, bu hizmetleri ücret karşılığı yapmakla birlikte kâr amacı gütmemektedir. Bu bakımdan, Türkiye'de son ekonomik kararlar çerçevesinde büyük ihracatçı sermaye şirketlerine tanınan imtıyazlarla Japon modelinin fazla bir benzerlik gösterdiği söylenemez. SORU 1980'lerden bu yana Türkiye'de uygulanan ve uygulanmak istenen ekonomi politikalarına bakarak Turkiye'nin ithal ikâmesinden vazgeçip, ihracata dayalı sanayileşme modeline yöneldigini söylemek mumkün mii? ALPAR İsterser.Lz bu soruya yanıt verebilmek için biraz daha geriye gidelim. l%r yılında kabul edilen Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ve bunu takip eden planlarda Türkiye'de ithal ikâmesine dayalı bir sanayileşme stratejisi uygulanacağı kabul edilmiştir. Ancak, uygulamada çeşitli darboğazlar ortaya çıkmış, ithal ikâmesi yoluyla ithalatı azaltıp döviz tasarrufu sağlanmak istenirken, ithalat faturası daha da artmıştır. SORU Bunun nedeıderini kısaca açdtlar mtsınız? Bu neden böyle oldu? ALPAR Birkaç neden ileri sürülebilir. Birincisi döviz sıkıntısı nedeniyle ithalata getirilen kayıtlamalardır. Bu kayıtlamalar daha çok mamul mallar için getirildiğinden, bu malları koruma duvarlan arkasında Türkiye'de üretmek kârlı hale gelmiştir. Bu kârlılığı arttıran diğer bir neden de, mamul mallar üzerindeki gümrük vergi oranlannın aynı malı Türkiye'de üretmek için gerekli olan ithal girdilere uygulanan gümrük ve eş etkili vergi oranlarından daha düşük düzeyde kalmasıdır. Bu şekilde Türkiye'de montaj tipi dediğimiz bir sanayinin kurulması, dış ticaret politikası yoluyla özendirilmiştir. Bu sanayi özellikle 19701980 yılları arasında Turkiye'nin döviz rezervlerini büyük bir iştahla yiyip bitirmiştir. SORU Peki 24 Ocak Kararlan sonrasında ithal ikâmesi sanayileşme politikasından vazgeçildiğini söyleyebilir miyiz? ALPAR 24 Ocak Kararlan ithal ikâmesi yaratacak uygulamaları ortadan kaldırmış değildir. Çünkü ekonomide koruyucu etki yaratan ithal kısıtlamalan devam etmiştir. Her ne kadar bu dönemde tahsisli mallar listesi kaldınlmışsa da, liberasyon listelerinden yapılacak ithalat izne tabi tutulduğundan ve birçok mal için ithlat yasağı devam ettiğinden, gerçek bir serbestleştirmeden söz edilemez. Kanımca 24 Ocak Kararlan ile başlayan ve yaklaşık üç yıl süren dönemi, ithalat yasaklan nedeniyle yüksek koruyucu duvarlar arkasına saklanmış ve dünya pazarları ile ilişkisi kesilmiş olan Türk sanayiinin, yoğun teşviklerle dışa açılmaya zorlandığı bir dönem olarak tanımlamak daha gerçekçidir. SORU Peki Özal hükümetinin aldıgı son ekonomik kararlar, özellikle dış ticaret politikası bakımından 24 Ocak Kararlanna yeni bir boyut getiriyor mu? ALPAR Dış ticaretle ilgili olarak alınan kararlan, 24 Ocak Kararlarının son halkası olarak düşünebiliriz. Bu kararlar içinde özellikle iki önemli olgu göze çarpıyor. Bunlardan birincisi ithalatın önemli ölçüde libere edilmesi, diğeri ise ihracatta verilen teşviklerin özellikle vergi iadesinin kademeli olarak indirileceğinin açıklanmasıdır. Bu kararla üreticilere teşviklerin sonsuz devam etmeyeceği anlatılmış olmaktadır. Bıldiğiniz gibi ihracata dönük politikalan savunanlann, ithal ikameci politikaya getirdikleri en önemli eleştiri, aşın koruma nedeniyle, ekonomideki kaynaklann yanlış dağıtıldığı noktasında toplanmaktadır. Oysa aynı eleştiri, yüksek oranda ve sonsuz devam edeceği izlenimi verilmiş ihracatta teşvik politikası için de geçirlidir. Çünkü sürekli teşvik görmeye alışmış sanayici, hiçbir zaman maliyetleri düşürücü önlemler alma yoluna gitmeyecektir. Ekonomide bir malı yüksek maliyetle ve verimsiz biçimde üretmek ise, kaynaklann yanlış kullanımı demektir. Şunu hemen hatırlayalım ki, yalnızca 1983 yılının ocakhaziran döneminde 35.7 milyar TL'sı vergi iadesi adı altında kamudan özel kesime aktanlmıştır. Böylece ihracat karşılığı kazanılan her dolann, topluma yüklediği maliyet resmi döviz kunınun çok daha üzerine çıkmıştır. Cumhuriyet Altını 6 7 8 9 10 kilde, pazartesi gunü 4.1504.160 liradan alınıp satılan külçe altın bir ara 4.2004.220 liraya kadar yukseldi, ancak cuma günu 4.1904.200 liraya indi. Türkiye^de 20 yıldır tüketiciyi koruyan hiçbir ynsal önlem alınmamıştır. Tüketici yalnızca dış rekabetle değil, aynı zamanda ynsal önlemlerle korunmah. SORU Nedir bu önlemler? ALPAR Ben yalnızca birine değineceŞ'm Türkiye'de bu 20 yıllık süre içinde tüketiciyi koruyucu hiçbir yasal önlem alınmamıştır. Özendiğimiz Batı ekonomilerinde, özel ve kamu destekli birçok dernek tüketiciyi korumak için faaliyette bulunmaktadır. Devlet basın ve diğer yayın organları ile tüketicilerin haklannı hatırlatıcı yaymlar yapmaktadır. Eğer Türkiye'de de Batı ülkelerindeki gibi tüketiciyi bilinçlendirmek için bunlar yapılsaydı, üreticilerin daha kaliteli ve düşük maliyetli mal üretmeleri için önemli bir baskı unsuru meydana gelmiş ve içeride rekabet teşvik edilmiş olurdu. SORU Sizce bu dışa açılma modeli ile Türkiye, mukayeseli iıstünlüklere göre oluşacak bir üretim yapısı içinde uluslararası ticarete katılmayı ve ihracata yönelik sanayileşme modelini kabul etmiş olmuyor mu? ALPAR tthal ikâmesi politikalarda ortaya çıkan darboğazlar, 1970'lerden sonra yeniklasikler olarak tanımlanan iktisatçıların, az gelişmiş ülkelere ithal ikâmesine dayalı sanayileşme yerine ihracata dayalı büyüme modelini alternatif olarak sunmalanna neden olmuştur. Ancak buradaki yanılgı bu politikanın, ülkelerin özelliklerine bakılmaksızın genel bir reçete gibi algılanarak bu ülkelere sunulmasıdır. Oysa farklı üretim ve iç piyasa koşullanna sahip her ülkenin, ihracata yönelik sanayileşme modelini başarıyla uygulayacağı söylenemez. örneğin çok geniş bir iç piyasaya sahip az gelişmiş bir ekonomide Hindistan gibi yeterli iç talep uluslararası ticarette karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunmayan alanlarda da üretim yapılmasını gerekli kılabilir. Her şeyden önce az gelişmiş ülkelerin ve Türkiye'nin kalkınması sanayileşmeye bağlı olduğuna göre, sanayi ürünleri ihracatının önkosulu da bu ürünlerin öncelikle ithal ikâmesi yoluyla üretiliyor olmasıdır. Kanımca burada altı çizilerek vurgulanması gereken nokta, ihracata dayalı büyümenin, ithal ikâmesine alternatif bir politika görünümünde sunulmasındaki yanılgıdır. Türkiye belli sektörlerde salt ihracata dayalı bir büyüme modeli izlerken, sektörlerini de koruyucu ithal ikâmesi politikası yoluyla geliştirebilir. SORU Sayın Alpar, son olarak şunu sormak istiyorum. Sizce son önlemler içinde ithalatın libere edilmiş olması ödemeler bilançosu açısından sonın yaratabilir mi? Başka bir deyişle Türkiye'nin mevcut ve sınırlı döviz rezervlerinin erimesine neden olur mu? ALPAR 30 yıldır dışa kapalı bir ekonomiyi dışa açtığınızda, ithalatın miktannda ve yapısında bazı olumsuz gelişmelerin meydana çıkması doğaldır. Bildiğiniz gibi döviz imkânlarının sınırlı olması nedeniyle Türkiye bugüne kadar mevcut dövizleri daha çok K1M NE DEDI? Turgut Özal (Başbakan) Vaktiyle gidip goremediğimiz, randevu alamadığımız büyük bankalar, şimdi Türkiye'ye geliyor, şube açmak istiyor. Kimse parasını sokağa atar mı? Gözümüzün kaşımızın hatırı için para verirler mi bize? Refik Baydur (TİSK Başkanı) Bugun enflasyon aşağı çekilmek isteniyorsa, ücretler bir süre daha enflasyonun altında kalmalıdır. Cevher Ozden (Eski Banker) Cahit Aral (Sanayi ve Ticaret Bakanı) Bankaların mevduat Sermaye piyasasının en bühacmi 2 trilyon lirayı aşıyor. Biz yük organı olan menkul kıymetbunun 200 milyar lirasına el ko İer borsasını oluşturmak için yetyuyoruz. Her banka toplam kililerin dışardan yabancı uzman mevduatırun yüzde 10'unu ev ithal etmeleri fikrini teessüfle yapmak isteyene konut kredisi karşılıyorum. Eğer bu işi bilmiolarak vermek zorunda kalacak yorlarsa, getirsinler öğretelim. tır. Biz idealistiz, yaparız. Bugün Batılı ülkeler bile bazı krizdeki sanayi sektörlerini koruyucu önlemler alıyorlar. Türk sanayiini dış rekabete açarken, önce bu rekabete ayak uydurmasını kolaylaştıracak asgari koşullar sağlanmalu NELER OLDU? Geçtiğimiz hafta, yağ piyasası için zamlar haftası görunümündeydi. İlk zam haberi Trakya Birlik'in rafine ayçiçekyağı fiyatlarını yüzde 710 oranında arttırmasıyla geldi. Bunu Salat ve Riya yağının toptan satış fiyatlarının kiloda 1520 lira yükseltildiği haberi izledi. Daha sonra, Bakanlık ham yağ fiyatlarının yeniden belirlendiğini ve Yağ piyasasında zincirleme zamlar Trakya Birlik tarafından satılan ham yağ fiyatının ayçiçekte 220, soyada 210 liraya yükseltildiğini açıkladı. Bu gelişmelerden sonra Ünilever firması Sana'ya yüzde 14, Rama'ya ise yüzde 13 oranında zam yaptığını bildirdi Yağ piyasasında zincirleme zamların önümüzdeki günlerde de sürmesi bekleniyor. SORU Anladığıma göre teşviklerin azaltılması karannı olumlu buluyorsunuz. ALPAR Evet. Çünkü uzun dönemde önemli olan Türk sanayüıün asgari teşviklerle kendi ayaklan üzerinde durabilmesi ve dünya pazarlarında rekabet edebilmesidir. SORU Müsaade ederseniz demin belirttiğiniz ikinci karara değinmek istiyorum. tthalatın kısmen de olsa libere edilmesi Türk sanayiini bir ölçüde dış rekabetle karşı karşıya getirmektedir. Sizce, Türk sanayii bir yandan içeride kapasite ve verimliliği arttınp diğer yandan uluslararası pazarlarda rekabet edebilir mi? ALPAR Türk sanayiini dış rekabet ile karşı karşıya getirirken, mevcut sanayilerin 19601980 yıllan arasında topluma ve ekonomiye önemli maliyetler yüklenerek kurulduğu unutulmamahdır. Bugün Batılı ülkeler bile, bir ekonomik sektörde kriz belirdiğinde sanayilerini koruyucu önlemler alıyorlar. Bu nedenle sırf dışa açılıyoruz diye Türkiye'de herhangi bir sanayinin çökuşüne göz yum Ekonomik kalkınmanın itici gücünü dış borçlanmaya ve uluslararası finans kurumlarının arzularına dayandıran model yerine, iç tasarrufları arttıran bir model teşvik edihneli. sanayinin ihtiyacı olan ara ve yatınm mallannın ithalatına ayırmıştır. Ancak şimdi ithalatın libere edilmesi hem dış ticaret açığının büyümesine, hem de ithalatın yapısının tüketim malları lehine bozulmasına neden olabilir. Diğer yandan Türkiye'de kayıtlara geçmeyen bir kaçak ithalat da söz konusudur. Eğer ithalatın serbestleştirilmesi ile daha önce kaçak ithalata giden dövizler yasal ithalata kayarsa, önemli bir sorun ortaya çıkmayabilir. Ancak, bunu belirleyecek olan tüketicilerin ithal mallarına karşı gösterecekleri taleptir. Bu talebin yüksek olması döviz rezervlerinin erimesine neden olurken, mevcut modeli sürdürme çabaları da Turkiye'nin dış kaynaklara olan borçlannı arttırabilir. Oysa kanımızca ekonomik kalkınmanın itici gücünü dış borçlanmaya ve dolayısıyla uluslararası finansman kurumlarının arzularına dayandıran bir model yerine, iç tasarnıflan arttırarak kurulacak sanayiler yoluyla ekonominin kendi iç dinamiklerini geliştirici bir model hem daha gerçekçi, hem de Türkiye açısından daha onurlu görülmektedir. Milyarder Rockefeüerhn Chase Manhattan Bankası Danışma Kurulu Başkanı, Amerika'nın en zengin adamlanndan David Rockefeller geçen hafia Türkiye'de idi. Ankara'da yüksek duzeyde resmi kabul gören ve Özal hukümeti için övgüsünü gizlemeyen David Rockefeller, Istanbul'da diızenlediği basın toplantısı ve TÜSİAD yemeğinYüksek Hakem Kurulu, geçtiğimiz hafta, 1984 yılı işçi ücret zammını belirleyebilmek amacıyla bir dizi toplantı yaptı. Ancak, toplantılardan hiç bir sonuç çıkmadığı gozlendi. YHK'nın hükümetin eğilimini beklediği ve bu nedenle işi ağırdan almavı Hazine bir yıl vadeli, yüzde 43 net faizli ve dönem sonu odemeli devlet iç borçlanma tahvili çıkardı. Tahvillerin satışına cuma günü, Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'nın tüm şubelerinde 50 bin, 100 bin ve 1 milyon liralık kupürler halinde başlandı. Yeni tahvillerin ardından tanışması da gündeme geldi. Bu tahvilleBankaların efektif döviz satışında uygulayabilecekleri sınır 2 puan arttırıldı. Daha once, Merkez Bankası'nca acıklanan esas ziyareti MEYAK kesintilerinin anapara ödemesi 19 martta başlıyor ANKARA, (THA) Kısa adı MEYAK olarak bilinen Memur Yardımlaşma Kurumu'na kesilen yuzde 5'lik kesintilerden oluşan 50 milyar lira tutanndaki anapara ve faizin geri ödenmesi ile ilgili işleme 19 mart tarihinde başlanacak. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca bu konuda hazırlanan tebliğe göre, MEYAK kesintileri. hak sahiplerinin talebi halinde, havale ücretleri düşülmek koşuluyla adreslerine veya banka hesaplanna ilgili banka aracılığı ile de gonderilebilecek. Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın hazırladığı tebliğde şöyle deniliyor: "MEV AK kesintileri iade çizelgeleri, hak sahiplerinin 1 mart 1983 tarihinde görevli bulunduğu kunımda toplanacak. Ödemeler bu kurum saymanlığınca yerine getirilecek. Birleştirme işlemi yaptırmamış olanlar. bir dilekçe ile eski gorev yerlerine başvurarak. Mt> AK keseneği iade çizelgelerinin loplanmasını sağlayacaklar. Genel ve katma bütçeli dairelere bağlı fonlar ve döner sermayeli kuruluşlann odemeleri. bağlı bulunulan veya katma biitçenin hizmetlerini vürüten savmanlıklarca. fon veya doner sermaye saymanlığınca vapılaeak. Sajmanlıklar da odemeleri ilgili dairelerin mutemetlerine yapacak. Saymanlıkların ınutemetlere odedikleri MEYAK tularlarının alındıklan tarihten itibaren bir a) içinde hak sahiplerine ödenmesi zorunlu olacak. Bu süre içinde ödenmeyen tutarlar, hak sahiplerinin adı, soyadı, alacağı lular \e adresi belirtilmek suretiyle iade edilecek. " ANKARA, (ANKA) Şubat ayının ilk haftasında piyasa\a. ocak ayının butunünde çekilen miktar kadar para sürüldü. Kamu kesiminde çalışanların ucret ve maaşlanmn ödenmesi amacıyla şubat başında piyasaya 62 milyar lira sürülmesiyle, emisyon hacmi yeniden 731 milyar liraya çıktı. Bir ayda çekilen para, bir haftada piyasaya sürüldü de yaptığı konuşmalarda da, Türkiye'nin yabancı sermaye çekebilecek bir ulke haline geimekte olduğunu soyledi. Chase Manhattan'ın elektronik sistemle New York'taki merkeze bağlı faaliyet gosterecek olan Türkiye şubesinin nisan ortasında açılması bekleniyor. YHK, ücret zammı için toplandı tercih ettiği öne sürülüyor. Bu arada, Türklş'in zam önerisi de belli oldu. Türkİş temsilcileri tarafından YHK'na sunulan raporda enflasyonun geçen yıl yüzde 4O'ı aştığı, bu nedenle Türkİş olarak yüzde 43'ten aşağı zam kabul ediimeyeceği bildirildi. rin, yüksek tutulan faiz nedeniyle bankalara rakip olabileceği görüşü ileri sürülürken, Hazine ve Dış Ticaret Musteşarı Ekrem Pakdemirli, toplam tahvil tutarının 5 milyar lira gibi düşük bir rakam olması nedeniyle endişelerin yersiz olduğunu söyledi. Tahvillerin daha ilk gunden rağbet gördüğü belirtiliyor. kurun yüzde 6 altında ya da üstünde satış yapabilen bankalar, yeni kararla efektif döviz satışında yüzde 8'i sınır alacaklar. nm Finansman A.Ş.'ye 1 Nisan 1984 tarihinden geçerli olmak üzere borsa bankerliği belgesi verildi. EKO Yatırım, Fiban, Fintaş ve Sanbor Menkul Değerler barkerlik kurutuşlannın başvurulan ise çeşitli nedenlerden kabul edilmedi. T.C.ZİRAATBANKASI 12 Şubat 1984 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI DÖVİZ CİNSİ 1 U0D0UUU 1 AVHSTRM.VA DMJUU 1 ÂVHSTUİ1Y* 1 BATI ÜUUM MARKI BEIÇJKAHU FMMSI DANİMARKA KRWU 1 H0UANDA FUMdNİ 1 ISVİÇBEFBAHa 100 tTALYAN LİRETİ 100 JAPON YEMİ 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT 1 MOBVEÇ KROMU 1 STERÜH 1 S. ARABİSTAN RİYAÜ DOVİZ EFEKTIF Yeni devlet tahvillerine ilgi fazla AUŞTL SATIŞTL AUŞTL SATtŞTL. Dışalımla ilgili bazı değişiklikler ynpıldı Yatırunlara kur sigortası geliyor ANKARA, (ANKA) Yatırımcıların kur sorununun çözüANKARA, (Cumhuriyet Bttrosu) Resmi Ga GÜMRÜĞE GİREN FAZLA MAL mü amacıyla "kur sigortası" uyzete'nin dünkü sayısında dış ticaretle ilgili bazı deGümniğe gelen izne tabi mallarm, izin verilen tu•gulamasına geçilecek. ğişiklik kararlan yayınlandı. Hazine ve Dış Tica tarı yüzde 20'ye kadar aşması durumunda dışalım ANKA muhabirinin edındiğı ret Müsteşarhğı'nın tebliğlerinde yer alan değişik yapılabilecek. Ancak, fazlalık için iki katı gümrük bilgiye göre, bir süre once Balikler özetle şöyle: ödenecek. kanlar Kurulu'na sunulan "yatınmların teşviki kararnamesi" tZNE TABİ MALLARDA FORMALİTE tLAÇ HAMMADDESÎ D1ŞALIM1 yeni bazı ozendirici unsurlar içeTıbbi müstahzarlar, ilaç hammaddesi ve yardımcıİzne tabi mal dışalımında, dışalımcı sıfatını ta recek şekilde yeniden duzenlenşıyan fırmalardan yalnızca doviz istek formu, dünmaddeleri ile ilaç hammaddeleri üteriminde kullamesi amacıyla De\ let Planlama ya nılan ara maddelerin dısalımı kalite kontrolüne tabi fiyatına uygunluk faturası ve banka makbuzu Teşkilatı'nca geri çekildi. ile harç makbuzu istenecek. Dışalımcı sıfatı taşımatutuldu. Bazı ilaç hammaddelerinin dışalımında ise Edinilen bilgiye gore, "kur sıyan fırmalar ise, uygulamayı eskiden olduğu gibi "özel izin" almacak. gorıası" uygulamasıyla, yatırımsürdürecekler. TAKSAN DA EKLENDİ cılann dış kredi kullanmalannDoğu Blok'undan dışalım yapacak kuruluşlar lis DIŞALIMDA ÜLKE DEĞ/ŞİKLİĞ1 da kur farkları nedenivle zarara Dışalımcılara, malın alınacağı ulke konusunda uğramalarının onlenmesi amaçtesine TAKSAN da eklendi. Daha önceki listede TAKSAN'ın adı unutulmuştu. değişiklik yapabilme hakkı tanındı. lanıyor. 312.06 314.14 312.06 320.06 290.15 292.08 275.64 297.59 16.11 16.22 16.11 16.53 113.61 114 36 113.61 116.52 5.54 5.58 5.68 5.26 31.18 31.39 31.18 31.98 36.91 37.15 36.91 37.85 100.72 101.39 100.72 103.30 38.45 38.71 38.45 39.44 139.78 140 71 139.78 143.37 18.44 18.57 17.51 18.92 133.11 134.00 126.45 136.52 250.36 252.03 237.85 256.78 1062.65 1069.74 1009.52 1089.90 40 08 40.35 38.08 41.11 441.47 444.41 441.47 452.78 88.89 89.48 , 84.44 91.16 Bankalara efektif dövizde yeni sınır T.C. ZİRAAT BANKAS1 "Gucüne erişilemez" Sermaye Piyasası Kurulu, 6 kuruluşa borsa bankerliği verilmesini kararlaştırdı. Sermaye Piyasası Kurulu'nun tebliğine göre, süresi içinde başvuran Eczacıbaşı, Genborsa, Oyak, Semih ve Serpa Menkul Değerler Ticareti Anonım Şirketleri ile Yatı Sermaye piyasası 6 kuruluşa kaldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle