14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 12 ŞUBAT 1984 KİYÜK KENT BELEDİYELERI NASIL DUZENLENME Yerel yönetimlerin yeniden düzenlenmesi konusunda görüşlerine başvurduğumuz İstanbul eski Belediye Başkanlanndan Ahmet tsvan "Belediyelerimiz kentleşme olayını gögüsleyecek güçte kurulmamtştır. Güç daima merkezi hükumetin elinde kalmıştır. Belediyeler çok haksız bir vesayetin altında tutulmuşlardır" dedi. Isvan'a sorularıtnız ve yanıtları şöyle: FVSUK 3 Ahmet Isvan (19731977 İstanbul eski Belediye Başkanı) ı POLIT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL statüsü yasa gücünde kararname ile düzenlenecek. Bu düzenleme ilc ilgili göriişünüz nedir? İSVAN Hükumetin kanun kuvvetinde kararname ile belediyelerin yapısını değiştirecek bu derece önemli bir kararı kendi başına alması benim demokrasi anlayışımla bağdaşmaz. Çünkü alınacak karar son derece önemlidir. Hatta denilebilir ki, demokrasimizin biçimini belirleyecek niteliktedir. Böyle bir karann çok açık bir biçimde tartışılarak verilmesi gerekir. Demokrasi sadece bir sandık ve oylama operasyonu değildir. Adeta rejimi belirleyecek olan bu konunun bırakınız yalnız Bakanlar.Kurulu'nda, yalnız parlamentoda bile tartışılması yeterli değildir. Konu ilgilenen herkesin düşüncesini belirtebileceği bir açık ortamda tartışılmalı, bu konuda düşünürler yazılar yazmalı, kamuoyu oluşmalı, en sonunda oylama yapılmalıdır. Umarım bu yetkiyi Anayasa Mahkemesi kaldınr. Büyük kentlerin belediye yönelimi ve sorunları konusunda tstanbul eski Belediye BaşkaPI olarak görüşlerinizi ve önerilerinizi anlatır mısınız? Kentlerde yerel yönetimlerin yeniden düzenlendiği bu gıinlerde ortaya çıkan bazı sorunlar var. Hizmetlerin götürülmesi açısından, yelki ve sorumluluk açısından tarüşmalı konular var. İSVAN'DAN: Halkın gözünden sistemli bir biçimde kaçınlan belediyelerin yetkisizliği sorunu var. Belediye bir işi yapacak davranışa girdiği anda kafasına tokmagıyer. 32 bağımsız çevre belediyesi yerine kademeli demokratik bir kuruluş daha yararlı olur. Araç ve tesisler üst belediyelerde kalırsa, alt belediyeler temizjik amirliği gibi birşey durumuna dü Büyük kentlerin hukuki ser. tlst yönetim, alt yönetimlere egemen olmalıdır. Belediyeler çok haksız vesayetin altında tutulmuşlar te bile gerekli yetkilerin ve gücün verilmemiş olmasındandır. Çünkü o dönemde bile yerel yönetime ve demokratik çözüme tam inanılmıyordu. Bizde de olsun diye belediyeler kurulmuştu. Kentleşme Türkiye'de önemli bir boyut kazanmadığı bir dönemde Belediye Yasası yapılmıştı. Çok şaşılacak bir şeydir, Belediye Yasası yapılmakta olduğu bir sırada İstanbul'un nüfusunun azalmakta olduğu ve sürekli azalacağı varsayılmaktaydı. Nüfusu 700 bindi o tarihlerde. Ankara başkent olmuştu, nüfus Ankara'ya kaymaktaydı. İstanbul'un nüfusu azalmaktaydı. Bu gelişmenin süreceği zannediliyordu. Büyük bir yanılgı. Kentleşme olayı görülemedi, ne yapılabileceği hesap edilmedi. Belediyeler bu muazzam olayın karşısında güçsüz ve çaresiz bırakıldı. rulmuş bir kurul olarak görülmüştür. Bana göre belediye sanki halkın demokratik tepkilerini üstüne almak için kurulmuştur. Örneğin; (belediye fiyatlann fazla yükselmesini önler) denilir. Bir malın fiyatı arttı mı (belediye kontrol etmiyor) denilir. Ama o belediyenin bu işi nasıl yapacağı kesinlikle halkın gözünden gizlenir. O işi belediye yapamaz. Yapamayacak bir biçimde kurulmuştur. Yapacak bir davranışa girdiği zaman demin söylediğim gibi kafasına tokmağı yer. Susturulur, sen kim oluyorsun denir. Bilir misiniz belediye zabıtası yasalara göre, şehir düzeni bakımından en ağır suçları işleyen kimselere dahi elini süremez. Belediye zabıtasının zor kullanma yetkisi yoktur. Yasaya göre belediye zor kullanmak gerektiği zaman polis çağıracaktır. Her AHMET İSVAN Büyük kent belediyelerinin yeni düzenlemeyle büyük sonınlarla karşılanacağını söylüyor. yaklaşım nasıl olur, yararlı olur mu? İSVAN Yararlı olur. 32 bağımsız belediye yerine birbirleriyle uyumlu çalışacak bir metropol kuruluş, demokratik kuruluşlardan biraraya gelen adeta bir federal kuruluş çok yerinde olur. Ama o koşullar yerine getirilirse. O koşullar da ayrıca şöyle yerine getirilir: Aşağı yukarı eşit nüfuslu bölgeler saptanır. 32 belediyede olduğu gibi 2 bin 200 nüfusla 6.5 milyon nufus değil. Eşit nüfus bölgeleri saptanır ve oralarda seçim yapıhr. O meclisler kendi aralarından seçim yaparak üst meclisi seçerler. Üst meclis de başkan seçer veya başkanı halk secer, nasıl istenirse. O zaman yukardan aşağı bir pramit kurulur, birbiriyle bağımlı olur. Sanıyorum şimdi sözunü ettikleri öyle değil. İSVAN Bir de demokrasi açısından tartışmak gerek galiba, çok daha önemli olarak. Sanıyorum şu kararı Türkiye vermek durumunda: Demokrasiye sahiden inanıyor muyuz ve ilke olarak yerel yönetimi kabul ediyor muyuz? Bunlara yanıt vermeden şimdi yapılacak düzenlemenin iyi mi yoksa kötü mü olacağına yanıt vermek bence olanaksız. önce bu soruları yanıtlamamız lazım. Demokrasiye inanıyorsak ve yerel yönetim ilkesinin çağdaş yönetim anlayışının bir sonucu olduğuna inanıyorsak, ki ben o inançtayım, o zaman şimdi yapılacağını duyduğumuz değişikliğin olumsuz bir değişiklik olduğuna inanmak gerekir. Ne yapıyorlar ya şimdi. Bir büyük alanda görev yapacak kuruluşu çok sayıda ufak kuruluşa bölüyorlar. Eşit yetkilerde, bazen yetkileri birbirleriyle çeli. şecek durumda kuruluşlar haline getiriyorlar. Bu, yerel yönetim anlayışına terstir. İstanbul diyelim ki, Gebze'den Çekmece'ye kadar bir büyük kent alanı. Bu alanın kent hizmetlerini yapacak kuruluş belediyedir. Bunu bölerek, etkisiz güçsüz birimler haline getirmek, o yönetimin başarısızlığına bir hazırlık yapmak demektir. Zaten bizde yerel yönetim anlayışı köklü bir biçimde yerleşmediği için, belediyelerimiz başlangıcında güçsüz kurulduğu için kent yaşantısı çekilmez hale gelmiştir. Dünyada benzeri bulunmayan İstanbul'un doğal güzelliğini, tarihi değerlerini bu yüzden yitirmişizdir. Önemli sorunlara çözüm getirememişizdir. İstanbul'un kanalizasyonu yoktur, suyu yoktur, elektriği yoktur, ulaşımı yoktur. Bütün bunlar benim görüşüme göre yerel yönetime geçmiş SAYGINLIK YiTtRtLMtşTtR Aynı zamanda da gelirsiz bırakıldı galiba... İSVAN Gelirsiz de bırakıldı. Ben belediyelerin gelirsizliğinin altını çizerken hep gelirden çok daha önemli olan yetkiden bahsetmek istiyorum. Gelirsizlik herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir konu. Açarsınız gelirinizi ve hizmetlerin gerektirdiği giderleri gösterirsiniz herkes hemen an lar. Bizde halkın uzun süre dikkatinden sanıyorum sistemli bir şekilde kaçınlmış belediyelerin yetkisizliği sorunu vardır. Bizim belediyelerimiz kentleşme olayını gögüsleyecek güçte kurulmamıştır. Güç daima merkezi hükumetin elinde kalmıştır. Belediyeler çok haksız bir vesayetin altında tutulmuşlardır. Bu yüzden görevlerini yapamamışlardır. Görevlerini yapamadıklanndan dolayı saygınlıklannı yitirmişlerdir. Toplum içinde beceriksiz, yeteneksiz, gerekli hizmeti yapamayan kuruluşlar olarak görülmüşlerdir. Bu bir kısır döngü olarak birbirini kovalamıştır. Yetkisiz olduğundan dolayı hizmetler yapılamamıştır. Bu nedenle saygınlığını yitirmiştir. Saygınlığı olmayan belediyeye de yetki ve olanak verilmemiştir. Merkezi idarenin belediyeler üzerinde bu derece etkili ve katı vesayetli tutumu belediyelerin elini kolunu bağlıyor anlaşılan... İSVAN Bir konu önem kesbettiği zaman belediyenin elinden alınmıştır. Belediye hep beceriksiz, yeteneksiz, bu işi yapamayacak ama her nasılsa ku ce bir tanesidir ve diğer belediyeler üzerinde hiçbir yetkisi yoktur. Bu kırk belediyenin arasında nüfusu ikibinbeşyüz olanlar bile vardır ve her belediyenin yetkisi İstanbul'un yetkisiyle eşittir. Böyle bir yönetim yararlı da olamaz, etkili de. Yeni örgütlenmede tüm metropol alanı nüfusu az çok eşit bölgelere ayırmalı, her bölgenin yetkileri sınırlı olan belediyeleri, meclisleri ve başkanlan bulunmalı ve bölgelerden seçilen anakent belediye meclisi ve başkanı, hepsinin üstünde her konuda etkili olmalıdır. Anakent belediyesi, kentlerin karşılaştıkları tüm sorunları çözümleyebilecek yetki ve olanaklarla donatılmalı, bakanlıkların belediyeler üstündeki müdahalesi büyük ölçüde kaldırılmalıdır. Yani daha az değil, daha çok demokrasi, daha az v'esayet, daha geniş yetki ve sorumluluk. Bu saydıklarımın sorumlu demokrasi anla2Ve yapıyoHar şimdi, bir büyük alanda gö yışının olduğu kadar, sağlıklı bir rev yapacak kuruluşu çok sayıda ufak ku yönetim anlayışının da gerekleinanıyorum. Sivil ruluşa bölüyorlar. Eşit yetkilerde, bazen yet ri olduğunayönetimin, etkili, didemokratik kileri birbiriyle çelişecek durumda kuruluş siplinli ve güçlü bir yönetim olalar haline getiriyorlar. Bu yerel yönetim an bileceğini göstermenin, bu dönemde Türk demokrasisine yalayışına terstir. pılabilecek en değerli hizmet olacağını düşünüyorum. Bilir misiniz? Belediye Başkanı kendi yar VATANDAŞ HESAP SORAR dımcılarına tayin edemez. fçişleri Bakanı ta bu Bİr başka yönü daba var diizenlemenin. Yeni düzenleyin eder. Kendi yardımcılarının yıllık iznini me açıklanmadan önce adaylaveremez, İçişleri Bakanı verir. Elektrik İda rın belirlenmesi gerekebilecek. resi Müdürünü, Sular İdaresi Müdürünü ta Bu durumda il ve ilçe belediye başkanlıklarına aday olacak kişiler hangi görev ve yetkilere göyin edemez. re adaj olduklannı bilemeyecekler. hangi bir sivil vatandaş gibi. Ha Ilçelerin her birinde ayrı belediİSVAN Doğrudur, anlamliç'in kenarında köpekbalığı ye. Bir kere ilçelerin nüfusu eşit sız bir seçim olacak. Bana göre etinden sandviç satan balıkçıyı değil. Peki bunun birini bir parti belediyeler son derece önemli yakalamak isteyen belediye za birini bir başka parti kazanınca kuruluşlar. Bunları ne kadar dene olacak? Bir de üst belediye bıtasını denize atmışlardır. mokrasiden uzaklaştırırsak o kaAtanlar mahkemeye verilmiştir. var. Onun yetkileri ne olacak? dar zarar veririz rejime. GeçmişMevcut belediyenin elindeki Mahkeme, belediye zabıtasının te bana göre büyük zarar verilaraçlar tesisler ne olacak? Nasıl zor kullanma yetkisi yoktur, iki miştir ama şimdi daha da büyük vatandaş arasında kavga olmuş bölüşülecek, kimin olacak? Yok zarar veriliyor. tur, normal mahkeme bakar, bi bütün bunlar üst belediyenin Bilir misiniz belediye başkanı elinde kalacaksa o zaman ilçe çiminde karar vermiştir. Bütün yapılanlar yasalara rağmen ya belediyeleri aşağı yukarı temiz kendi yardımcılarını tayin edemez, İçişleri Bakanı tayin eder. pılmaktadır. Bir ölçüde zorba lik amirliği gibi bir şey olur. Kendi yardımcılannın yıllık iznilıkla yapılmaktadır. Büyük kent belediyelerinin bölünerek ilçelerde bağımsız ye ni veremez, İçişleri Bakanı verir. YUKARIDAN AŞAĞIYA ni belediyeler kurulması, kent Elektrik İdaresi Müdürünü, Sular İdaresi Müdürünü tayin edePRAMİT leşme sorunlarını çözümlemek Şimdi belediyelerin buyuk bakımından zararlı olur. İstan mez. Belediye şube müdürlerini kentlerde yeniden düzenlenmesi bul, Gebze'den Çekmece'ye ka de edemez, imar ve planlama uzarasında metropoliten alanlarda dar bir bütün metropol alandır. manlarını da tayin edemez. Ama planlama yapacak bir üst beleBu alanda halen kırka yakın be elektrik kesilince halkın önünde diye ile bunun altında daha kü lediye birbirlerinden bağımsız seçilmiş sorumlu kişidir. Vatançük birimler düşünülüyor. Ama olarak görev yapmaya çalışır. İs daş gece ikide telefon edip hesap sorar. yeni kararname ile yetkileri ve tanbul Belediyesi, yedi milyon görevleri nasıl olacak, benüz bi nüfusu ve ondört ilçesiyle (her ilİnanılmaz bir haksızlık vardır linmiyor. Bu tiir bir uygulama çe bağımlı bir müdürlüktür) belediyeler konusunda. Çok tuyani Ust ve alt birimler halinde bunların en büyüğü, ama sade tarlı bir biçimde yerel yönetim il kesi inkâr edilmektedir. Küçük belediye başkanları kendi vardımcılarını tayin edebilirler de buyük belediyeler edemez. Çünkü bir sorun önem kazandığı zaman belediyenin elinden alınır. Onemsizse bırakılır. Bakanlar belediyeleri bakanlıklarına bağlı birer müdürlük şeklinde görmeye alışmış. Bakın bir örnek verevim. \vrupa Konseyi'nde tarihi kentler belediyeleri bir sempozyum düzenlediler. Beş tarihi kent belediye başkanı görevlendirildiler, bir tanesi bendim. Hazırlıklarım yaptık, sonunda konferans günü geldi. Aynı gün Strasbourg'da İstanbuİ'u tanıtan bir sergiyi de açacaktım. Halktan oyumu almış belediye başkanı olmuşum, işim gerektirmiş yart dışına gidiyorum. Gitmek için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istenir. Bakan bana izin vermedi. Havaalanında basın toplantısı yaptım ve bir turist gibi görevsiz olarak, kendi olanaklanmla gittim. Belediye başkanlannın yetkisizliği ve parasızlığı konusunda başka türlii bir çalışma içine girilemedi mi? Bir tartışma açmak yararlı olmaz mıydı, diğer belediye başkanları ile de birlikte?.. İSVAN O tartışmayı devamlı açtım. Diğer belediye başkanları bu yetki tartışmasına neden çok fazla girmek istemediler, bilmiyorum. Ama büyük bir kentin belediye başkanının (ben güçlü değilim) demek galiba pek hoşuna gitmiyor. Ayrıca belediye başkanlannın birtakım zorlamalarla yararlanmakta oldukları yasa dışı yetkiler vardır belki. Bunları sürdürmek niyetindedirler. Ben böyle bir davranışı devlet anlayışımla bağdaştıramıyorum. Yasa dışı bir yetki iyi amaçla da olsa kullanılmamalıdır. Yasa değiştirilmelidir. Bunun için mücadele verilmelidir. Belediyelerin yetkisizliği ve parasızlığı belediye başkanlarını birçok yasa dışı, hatta yolsuz çözümlere yöneltmiştir. Bunlardan bir tanesi şimdi çok moda haline gelmis c !an vakıf veya demek kurdurup bağış da toplamaktır. Bu tür davranışı, devletin yüceliğine indirilmiş bir hareket darbesi gibi görüyorum. Devlet vergi ile ayakta durur. Bağışla değil. Bağışın belediyeye nasıl toplandığı bilinir. Hiç kimse oturduğu yerden belediyeyi çok sevdiği için bağışta bulunmaz. Belediyede bir işi vardır. Bunu yapmak için gider. Orada kendisine ya ima edilir ya açıkça söylenir. (Sen derneğe bağış yap) denir. O da verir, işi yapılır. Yani devlet hizmeti satılır. Buna kesinlikle karşıyım, hep karşı oldum. HİYERARŞİK BAĞLANTI İstanbul Belediyesi'nin yeniden düzenlenmesi aşamasında federe yönetimler ve üstünde bir federal yönetim gibi metropoliten belediye yapısı düşünürsek, alt ve Ust birimler arasındaki hiyerarşik bağlantı nasıl olmalıdır. Hangi konularda üst yönctim tam yetkili olmalıdır? İSVAN Üst yönetim alt yönetime egemen olmalıdır. Bu tartışmayı yaparken isterseniz bunu bir siyasi partiye benzetelim. İl yönetim kurulları da seçimle gelir, genel merkez de seçimle gelir. Genel merkezin de il yönetiminin de yetkileri vardır. Ama genel merkezin partiyi yönetme konusunda hiçbir yetkisi sınırlanamaz. Genel merkez isterse il yönetimini görevden alır. Almalıdır, alabilmelidir. Antidemokratik de değildir, kurultayda hesap vermek koşuluyla. İl yönetimleri ve ilçe yönetimleri vardır, hepsi demokratiktir ama hepsi genel merkezin izinde giderler. Bu doğrudur, demokratiktir, böyle olmalıdır. Buna benzer bir metropoliten idare de kurulur. Sürecek Barıştan Yana Olmak... "Ne var, ne yok?" "Bildiğin gibi!.." Bu soru, bu yanıt var ya, içinde gençliğimiz, yaşlandığımız, yani koskoca bir ömür, her şey, her şey vardır. Oylesi doyurucu ve doldurucu bir soru yanıttır. Her şeyin tükenip bittiğini, unun elenip, eleğin duvara asıldığını sergiler. "Ne var, ne yok?" "Bildiğin gibi! " Melih Cevdet Anday'ın bir şiiri vardır, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yazılmıştır. Birölüm kalımı simgeleyen, beri yandan hesaplaşmak da istiyen bir şiir. Önceleri, ne yalan söyleyeyim, bu şiiri yadırgardık, madem insan bir şeye inanmış, uğruna baş koymuş, ne diye bir de hesap sorası olsun! Yanılmışız, insanın baş koyduğu yolda bir hesap sorası olacaktır. Bu hesap sorma insanın inancının da, sonucunun da bilincidir. Ancak bu bilinç uyarınca yaşar ve ölür, yaşamaya da gider, ölüme de... Şiir şöyle başlar: 'Hadi burda öl dediler bana Ölmek istemiyorum demedim Demedim ama Şimdi bilmek istiyorum' Kişiye, şurada öl diyecekler, gözünü kırpmadan ölüme gidecek, niye ölüme gittiğini sormayacak mı? Bize gençken sorulmaz gibi gelirdi. Soranı da kınardık. Ama yaşlandıkça öyle olmadığını anlıyoruz. Bir inanç uğruna gözünü kırpmadan giden, nereye gittiğini elbette soracaktır. Bu, bir bilmek istemedir. "Şimdi bilmek istiyorum" dedikten sonra şair şunları sorar: 'Toprak gene bizim zamanımızdaki gibi mi sürülecek? Tezgâh başında çalışırken Gene denizde, güneşte mi kalacak adamın aklı?' Şair bu soruları sorduktan sonra durumunu da saptar. Ölmüş, artık hiçbir şey kalmamış. ölüm, bir sonuçtur. Her şeyi alıp yanıbaşında götürmüştür. Dünyaya gelirken nereden geldiği bilinmeyen bilincin, dünyadan giderken nereye götürüldüğü bilinmeyen bilince dönüşmesi... Nasıl anlatılacak? 'Biz nasıl olsa öldük. Artık ne çiçek koklamak ne de ötekine, behkine içerleyip Rakıya sarılmak var bizim için? Hiç, hiç bir şey kalmadı.' Artık her şeyin sonuna geliniyor. Ölündü ölünmedi; kalındı kalınmadı; uzun, bitmiyecek sona doğru geliniyor. Gene bir soru düşünceleri tırmalıyor. "Bizden sonra ne olacak?" Evet, bizden sonra ne olacak? Uğruna bunca özveride bulunulan bir yolculuğun sonucu ne olacaktır? Şair, "Bizden sonra ne olacağını bilsek.." diye şiiri bitirir. Bizden sonra ne olacağını bilmek hakkımızdır. Uğrunda özveride bulunanlann, şiir yazanların hakkı yok mudur? İkinci Dünya Savaşı yıllarında özlenen barıştı. Demokrasilerden yana olanlar, barıştan yana da olma zorundaydılar. Barış ve savaş düşüncelerin simgeleriydi. Barıştan yana olanlar demokrasilerden de yanaydılar, savaştan yana olanlar faşizmden, nazizmden yanaydılar. Bunun ortası yoktu. Barıştan yana olma insanlara önemli değerler sağlardı. Savaşta ölen bir delikanlıyı anlatan benim de bir şiirim vardır, ondan bir bölümü alayım: 'Şimdi öldüm, • Melül mahzun cesedim, Gözlerime yağmur dolar, kar doiar Çamurtarda yatar gövdem' Savaşın korkunçluğunu bilenler, elbette, barışı savunacaklar, barıştan yana olacaklardır. Bu, bir yadsınamaz gerçek sayılırdı, günümüzde değişti mi. değiştirdiler mi? Birbirine mi karıştırdılar? SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL ÇALISANLARIN (tş Yasası'nın \aptırımları) tŞ SÜRESİ İLE ARA DİNLENMESİNE İLİŞKİN: İş Yasası'ndaki değişiklikle, haftalık iş süresi 48 saatten, 45 saate indirilmiştir. "Bu süre, haftada 6 iş günü çalışılan işlerde günde 7,5 saati geçmemek üzere ve cumartesi gunleri kısmen tatil eden işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek" uygulanacaktır. a) 4 saat veya daha kısa süreli işlerde İS dakika, b) 4 saatten fazla ve 7,5 saatten az süreli işlerde yanm saat, c) 7,5 saat veya daha fazla süreli işlerde bir saat ara dinlenmesi verilecektir. İş süreleri ile ara dinlenmelerindeki koşullara uymayan ve işçilerini "gecderi 7,5 saatten fazla çalıştıran, gece ve gündüz postalannı degiştirmeyen" işveren veya vekiline "kırkbeş bin liradan ikiyüz yirtnibes bin lira) a kadar ağır para cezası" uygulanacaktır. Eski uygulama bu koşullara "'uymayan işveren veya vekili hakkında 1500 liradan az olmamak Uzere agır para cezası" nı öngörüyordu. ÇOCUKLARI ÇALIŞTIRMA YASAGlNA İLİŞKİN: "16 yaşını doldunnamış çocuklann, hangi işte olursa olsun günde 8 saatten fazla çalıştınlması"nı yasaklayan ve çalıştırma için yaş sınırı koymayan eski uygulama yerini, 13 yaşın altındaki çocukların hiçbir işte çalıştırümamalan gerektiği Jcoşuluna bırakrruştır. Yeni uygulama ile "15 yaşından aşağı çocuklann çalıştınlmalan" yasaklanmıştır. "Ancak, çocuklann sağlık gelişmelerine, okul veya mesleki eğitim ve mesleğe yöneltme programlanna devamlanna yahut ögrenimden faydalanma kabiliyetlerine zarar vermeyecek nitelikteki hafıf işlerde 13 yaşını doldurmuş çocuklann çalıştmlmalan mümkündür. Okula gidenlerin.iş saatleri okul saatlerine engel olmayacak şekilde" düzenlenecek ve "ders saatleri 7,5 saatlik çalışma süresinin içinde" sayılacaktır. İş Y'asası aynca, "Maden ocaklan ile kablo döşenmesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında yahut su altında çahşılacak işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınlann çalışmalarım" da yasaklamıştır. Bu yasaklara "uymayan, işveren veya vekili hakkında kırkbeş bin liradan ikiyüz yirmibeş bin liraya kadar agır para cezası"na hükmolunacakt ır. Iş Yasası'nın "Çocuklan Çalıştırma Yasağı"na uymayan "işveren veya vekili hakkında 1500 liradan az olmamak üzere ağır para cezası" uygulanmaktaydı. ANALIK HALLNDE ÇALIŞTIRMA YASAĞINA İLİŞKİN: İş Yasası, "Kadın işçilerin doğumdan önce 6 ve doğumdan sonra 6 hafta olmak üzere 12 haftalık süre için çalıştınlmalan" nı yasaklamış, ancak bu sürelerin kadın işçinin "sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce doğumdan sonra" hekim raporu ile arttırılabileceğini de belirtmişti. Doğum yapan kadın işçiye isteği üzerine "doğumdan sonraki 6 baftadan sonra 6 aya kadar ücretsiz izin" verilecektir. Yasanın bu hükümlerine uymayan "doğumdan evvel ve sonraki müddetle de gebe veya doğum yapmış kadınlan çalıştıran veya ücretsiz izin vermeyen" işveren veya işveren vekili durumunda olanlar için "kırkbeş bin liradan ikiyüz yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası" verileceği vurgulanmıştır. Eski uygulamada, "doğumdan evvel ve sonraki müddetlerde gebe veya doğum yapmış kadınlan çalıştıran" işveren ya da işveren vekili için "1500 liradan az olmamak üzere ağır para cezası" öngörülmüştü. Sürert'k DUYURU GÖKÇEADA DEVLET ÜRETME ÇİFTLİĞt İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Gökçeada Devlet Üretme Çiftliği lşletme Müdürlüğü'nün 1984 yılı üretimi olan yaklaşık 80.000 Lt. kovun sütü açık arttırma ile satılacaktır. 2 Bu işe ait şartname, çalışma saatleri içerisinde Gökçeada Devlet Üretrae Çiftliği Işletmesi Müdürlüğü ile, Çanakkale İlçe Ziraat Mühendisliklerinden, UtanbulBursaBalıkesirÇanakkale Teknik Ziraat Müdürlüklerınden, TahirovaGönen, TürkgeldiLüleburgaz, AtatürkYalova D.Ü.Ç. İşletme Müdürlüklerinde görülebilir. 3 lşlctmemiz AlımSatım komisyonu huzurunda, 19 Mart 1984 pazartesi günü saat 14.00'de, açık antırma suretiyle yapılacaktır. 4 Yaklaşık olarak 80.000 LT. (bu mıktar % 25 eksik veya fazla olabilir). Koyun sütünün 1 litresi 65. TL'den muharamen bedeli 5.2000.000. TL. (Beşmilyon ikiyüz bin lira) olup, geçici teminatı 156.000. TL.dir. 5 Altcılardan, 2490 sayıh yasadaki "lhaleye girebılme koşullan" aranır. 6 tşletmemiz 2490 sayılı yasa ile 2886 sayıh yasaya bağımlı değildir, duyurulur. Basın: 11419 GAYRİMENKULÜN AÇIKARTTIRMA tLANI ANKARA YENtMAHALLE 2. İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1983/2016 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Atatürk Orman Çiftliği mahallesinde kain imann 6017 ada 14 parselinde 449 m : olarak kayıtlı gayriraenkulün 138 776 hissesine tekabul eden birinci kat 4 no'lu dairesi satılacaktır. Misket sokak 40/4 kapı numarasını taşımaktadır. Zeminde inşaat sahası 212 metre kare olan üç katlı ikişer daireli kargir apartmanın birinci kat arka dairesidir. Birinci kattan itibaren 1,5 n r çıkıntı yapılarak 243,80 m : 'ye çıkanImıştır. Satılacak daire buyük, 125 m ; olup üç oda salon, mutfak, Banyo WC ve antreden ibarettir. Salon parke diğer kısımları marley döşemelidir ısıtma kalorifer olup yakıt kömürdür. Bilirkışice 3.500.000. TL kıymet takdir edilmiştir. 1 Satış 23/3/1984 günü saat 14.00'den 14.15'e kadar lcra Dairesi'nde açık arttırraa suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %75'ni ve ruçhanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçraek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alın cıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 2/4/1984 günü ayni yerde saat 14.0014.15'de ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağım ve saüş raasraflarını geçmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 3 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1983/2016 sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. Basın: 11430 BAKIRKÖY 3. İCRA MEMURLUĞUNDAN MENKUL SATIŞ tLANI 1983/1477 Tal. Bir borçtan dolayı mahçuz olup satüarak paraya çevnlmesıne karar verilen 1) 1 ad. 10.000.000 TL kıymetinde sifel el hesap makinesi, 2) 2 ad. 20.000.00 TL kıymetinde SCM daktilo elektrikli 3) 1 ad. 50.000.00 TL kıymetinde Citizen el hesap makinesi, 4) 3 ad. 200.000.00 TL kıymetinde Monreo marka hesap makinesi, 5) 1 ad. 50.000.00 TL kıymetinde Toshiba marka hesap makinesi 1 ad. 50.000.00 TL kıymetine Copret elektrikli hesap makinesi, 1 ad. 4.000.000.00 TL kıymetinde Cilimak folk lift sarı, 1 ad, 400.000.00 TL kıymetinde IES kınnızı fotokopi makinesi, 2 ad. 100.000.00 TL kıymetinde 3.1ü kahve Koltuk, 1 ad. 20.000.00 TL kıymetinde müdür tipi masa, 10ad. 100.000.00 TL kıymetinde muhtelif telefon ahizesi, 1 ad. 10.000.00 TL kıymetinde toplantı masası uzun, 8 ad. 8.000.00 TL kıymetinde muntelif deri döner koltuk, 1 ad. 20.000.00 TL kıymetinde telefon santralı Türktelefon, 2 ad. 20.000.00 TL kıymetinde müdür tipi masa, 4 ad. 20.000.00 TL kıymetinde kareli döner koltuk, 4 ad. 20.000.00 TL kıymetinde kahve döner koltuk, 12 ad. 120.000.00 TL kıymetinde formika masa, 1 ad. 10.000.00 TL. kıymetinde plan masa, 1 ad. 20.000.00 TL kıymetinde bozuk vaziyette kollu facit, 1 ad. 130.000.00 TL. kıymetinde isgus kart basma saati isçi için, 1 ad. 500.000.00 TL kıymetinde Miler büyük 60 tonluk kantar, 1 ad. 2.000.000.00 TL kıymetinde Volvo BM sarı renkte kepçeLM841 3565122749374075607511, 1 ad. 15.000.000.00 TL kıymetinde san voodlands 515 KW A Generatör, seri no 7361/4 C634 tip fab seri no: 10625643. 1 ad. 25.000.000.00 TL kıymetinde mavi renkli Stomford 1000 KVA AC734A65662 no, 1 ad. 50.000.00 TL kıymetinde facit elektrikli hesap makinesi, 6 ad, 60.000.00 TL kıymetinde formika masa, 100 ad. 100.000.00 TL kıymetinde muhtelif çelik dolap açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Mahçuzlardan 1, 2, 3, 4, 5.nci sırada olanlann birinci açık arttırması 7.3.1984 günü saat 12.1012.30 arasında Bakırköy, Zuhuratbaba Cad. Park Yeddieminliğinde yapılacağı diğer mahçuzların ise aynı gün saat 12.5013.10 arasında Bakırköy, Şirinevler Mahmutbey köyyolu üzerindeki Tuber Çelik San. A.Ş. fabrikasında yapılacağı o gün tahmin olunacak kıymetin tt 75'ine istekliler bulunmadığı taktirde 8.3.1984 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci açık arttırması yapılarak en çok fiyat verene peşin para ile ihale olunacağı damga resmi ve tellaliye bedelinin alıcıya ait olacağı ilan olunur. 6.2.1984 Basın: 1532 İLAN İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No: 981/439 Davalı: Muazzez Gülveren lsmail Kızı, 1932 Doğumlu Saruhanlı ilçesi Apak köyünden tstanbul Karagümrük Karabaş Mah. Kalfa Sok. No: 9 Davacı Mehmet Gülveren tarafından davalı aleyhine ikame olunan boşanma davasında, davalının gerek köyunde ve gerekse tstanbul adresinin tesbiti için yapüan zabıta araştırması neticesi adresi meçhul olduğundan mahkememiz tarafından verilen 17/6/1983 981/439 Esas 983/301 karar sayılı ilama göre eşinizden boşanmanıza da ilanın gazete ile ilanı gerektiğinden mezkur karara karşı itirazınız varsa gazetenin neşir tarihinden itibaren kanuni sure zarfında temyiz etmeniz aksi halde hükmün kesinleşeceği tebliğ raakamına kaim olmak üzere ilan olunur. 8/2/1984 Basın: 1553 İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN 6130 sayılı diploması kaybolan İnşaat Fakultesi 19621963 haziran dönemi mezunlarmdan Oktay Sungur'a duplicaı diploma verileceği bu husustakı yönetmelijin 6. maddesi u>rarınca ilan olunur. Basın 1524 ILAN İST. 1. SLLH HUKUK HÂKİMLİGİNDEN 975226 V c . Hastalığı sebebnle e\velce vesayeı allına alınan nıahcure Sühe\la Ok \asisi 1 ıııfu Yurur'üıı \c\z\ cımi> olduğundan, yerine Ktanbıil Barosu a\ukallanndan Nocla Şanlı mahkememızce 16.1.984 [arihinde vasi ıa\ııı cJilmişıir. „, İlan olunur. 16.1.984
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle