Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ARALIK 1984 HABERLER CUMHURİYET/7 Akdeniz Üniversitesi rektörlük binası tamamlandı Atatürk'ün Ankara\a getişi Ordu'nun Ünye ilçesine bağlı Petiliyatak kasabası Belediye Meclisi, daha önce isim konmanuş olan üç caddeye Kenan Evren, Turgut Özal ve Ordu Valisi Necati Çetinkaya'nm adlanrun verilmesini kararlaştırdı. Kasa Adana MHP ek davasında idam istemiyle banın diğer caddelerinin isimleyargılanan Osman Engin, "îsmail Karataş'ı ri önceki yıllarda Atatürk Caddavadan döndüğü için vurduk" dedi. desi, İnönü Caddesi, Belediye Caddesi ve Ziya Tiyaloğlu Cad Engin: Davaya yön veren kişiler gençliği bir desi olarak belirlenmişti. yığın olaylara bulaştırıp, şimdi yüzüstü kendi ANAP'lı Belediye Başkanı Ziya Tiyaloğlu, "Benim adım daha kaderlerine terkettiler. Sadece kendilerini önceki yıllarda verümişti, bu ka kurtarmak için uğraşıyorlar. sabaya vakti zamanında hizmetANKARA (ANKA) Adana dan dönmüş hain idi, bugün ise lerim dokunmuştu, hâlâ da hiz MHP ek davasında Îsmail Kara ben. Hayır.. Ne tsmail Karataş mete devam ediyorum" dedi. taş adlı sanığı öldürdükleri iddi davadan dönmüşlü, ne de ben. (THA) tsmail Karataş maddi ve maneasıyla idam istemiyle yargılanan 6 sanıktan biri olan Osman En vi çıkartar yüzunden öldürüldü, bogün ise aynı oyunlar bana gin itiraflarda bulunarak "İsmail oynanıyor" şeklinde konuştu. Karataş'ı davadan döndüğü için İdam istemiyle yargılandığım öldürdüklerini" söyledi. Ankara Sıkıyönetim Komu ve bunu da "yüz bin kere" hakettanlığı 1 Numaralı Askeri Mah tiğini söyleyen sanık Engin, "Ama unutulmamalıdır ki, bizYapımına 1981 ytiında başlanan kemesi'nde görülmekte olan davada, sanık Osman Engin 28 say ler sadece birer maşadan öteye Akdeniz Üniversitesi rektörlük gidemedik. İsimiz bittiği zaman binası inşaatı tamamlandı. Ak fadan oluşan yazılı savunmasını bir kenara atıldık" dedi. deniz Üniversitesi Rektörü Prof. okudu. Sanık Engin savunmaSanık Engin, ölümle tehdit sında, "Geçmiş dönemde bizler Dr. Nejat Tüzün, rektörlük biedildiğini ve "Artık davaya manasıntn 479 metrekarelik bir ala davamıza sadıkhğımız yüzunden na kurulduğunu ve yaklasık 64 tsmail Karataş'ın bile kanına gir vaya inanmadığım" belirterek şöyle devam etti: milyon liraya tnal olduğunu söy dik. Dün, tsmail Karataş davaledi. Tüzün, yeni rektörlük binasma bir ay içerisinde taşınacaklarını bildirdi. Ozetle Evren ve Özal adları verildi Bizi komimizm tehlikesine karşı mertek diye diktiler' "Bizleri şu zamana kadar Tttrk İslam ülküsnnün yılmaz neferieriyiz diye mevcut olan komnnizm tehlikesinin karşısına mertek gibi diktiler. Bizler komünistlerle carpışırken, kendikri otellerde dansöderin, pavyon kadınlannın kucaklannda günlerini gun ettiler. Halbuki devletin askeri gücü de vardı. emniyet kuvetleri de vardı. Bize mi düşmüştü komünist tehlikesini önlemek, aslında bunlannki ne Tiırk İslam ülküsü ne de komunizm tehlikesine reaksiyondur. Aslında bu oyunlann altında sinsice iklidara gelmek emelleri yatıyordu." Tabandaki militanların insan hesabına alınmadığını avukatların bile sadece yönetici kişilerin görüşlerine geldiğini anlatan sanık Engin, "Ben hain damgasını bu gibi davranışlara karşı çıktığım için yedim. Gerçi avukatlar hakİHtuiar. Çünkii kurulacak olan MHP devamı siyasi partide milletvekili aday adayı olacaklardır" dedi. Sanık Osman Engin, "MHP yöneticilerinin ahlaksız oJduklanm" da savunarak "Yüzlerce aenç ülkiicü kızı kirletmişlerdir. Hatta içteripden bir tanesi olan Erdem adlı bir ulkücü kız kötü yola düşunce davaya leke getiriyor diye oldürülmüştür. Bu olay 1979'un sonlannda oldu. Adana Emniyet Müdürlüğü cinayet dosyalartnda mevcuttur. Bu olayı muhtar Sezai Durmaz çok iyi bilir. Eskiden Ülkücü olan bir çok genç kız şimdi pavyonlarda çalışıyor" şeklinde konuştu. Osman Engin, ülkücülük adına bir çok soygun yapıldığını ve gazinocu Fahrettin Aslan'dan milyonlarca haraç alındığını söyledi. Sanık Engin, Önder Ersoy'un kendisine "îsmail Karataş'ın hain olduğunu, öldürülmesi gerektiğini bu emrin büyük yerden geldiğini ve yoneticilerin durumu bildigini" söylediğini anlattı. İsmail Karataş'ın öldürülmesi olayında Taylan Çoklar'ın gözcülük ettiğini, inşaatta önce "Neden ihanet ettin" diye îsmail Karataş'ı dövdüklerini, daha sonra da önder Ersoy tarafından boğularak öldurüldüğünü söyledi. Sanık Engin "Bu olaylardan da anlaşılacağı gibi ola>lara kanşan ve olaylar hakkında bilgisi olan kişiler hain ilan edilip öldurülecekİerdi" dedi. 4 Adana MHP ek davasında Uginç itiraflar MJYDVKJGÖRDİJK YALÇf İV PEKŞEJV Arapça ders şubatta Bacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Emel Doğramacı, Ürdün'den gelen 6 öğretim üyesinin 4 üniversitede Arapça dersi vereceğini açıkladı. bilir. Ancak biz en çok 3 misli maaş vermek üzere anlaştık. Yalnız bir öğretim üyesi için 4 misli oldu." Prof. Emel Doğramacı, Ürdünlü öğretim üyelerinin "en kalitelilerinin seçildiğini" belirterek. Mısır ve Irak'tan da Arapça ders vermek için çok sayıda öneri aldıklarını sözlerine ekledi. Prof. Emel Doğramacı, diğer üniversitelerden de istem gelmesi halinde bu üniversitelere de Arap öğretim üyesi gönderebileceklerini söyledi. Üniversitelerde Arapça dil öğretimi verilmesi konusunda 29 Nisan 1983'te Antalya'da yapılan Üniversitelerarası Kunıl ve Rektörler Komitesi Toplantısı'nda ilke kararı alınmıştı. Kan sıkıntısı yok Cerrahpaşa'da her isteyene 3000 lira karşılığmda bir şişe kan vermeye hazır görevliler bekliyordu. Buna karşıhk kan almak için bekleyen hiç kimse yoktu. Daha içerleri görmek için ilerledik. Girdiğimiz odalarda önümüze hiçbir engel çıkmadı. "Yassak hemşerım" diyen odacılar bile ortalıkta görünmüyordu. NORMAL Mİ, ANORMAL Mİ? Kan alıpverme işlerinde bir "anormallik" var... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitede Arapça dil dersleri şubat ayında başlıyor. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat İzmir'de merkez ilçe belediyesi, Fakültesi Dekanı, YÖK Başkaçöp toplama işini özel sektöre nı Prof. İhsan Doğramacı'nın devredebileceğini bildirdi. Mer kardeşi Prof. Emel Doğramacı, kez İlçe Belediye Başkanı Süha Ürdün'den gelen 6 öğretim üyeBaykal, bu konuda öneri bekle sinin 4 üniversitede Arapça derdiklerine değinerek şunlan söy si vereceğini açıkladı. Prof. Emel Doğramacı, Cumledi: "Bir yılda toplanan çöpün maliyeti 1 milyar 200 milyon U huriyet muhabirinin yükseköğrerayı buluyor. Cünde ortalama timde bu yıl başlaması tasarla1200 ton çöp toplanıyor. Bir ton nan Arapça dil dersleri konusunçöpün toplanması belediyeye daki sorusunu yanıtlarken, öğgünde 3 milyon 296 bin liraya retim yılı başında bürokratik enmal ohıyor. Eğer iyi bir teklif ve geller yüzunden Arap öğretim rirlerse, çöp toplama işini özel üyelerinin ders veremediklerini sektöre devredebiliriz Kadıköy belimi. Prof. Emel Doğramacı, Belediyesi bunu yaptı. Biz de ya Arapça dil derslerinin bu durumda şubat ayında başlayacapabiliriz." ğını söyledi. Hacettepe, Ortadoğu Teknik, Ankara ve Boğaziçi Niğde'ye bağlı Kızılca kasabası Universitesi'nde verilecek olan Belediye Başkanı'nm maaşı, Be Arapça dersleri baa bölümlerde lediye Meclisi tarafından 100 bin zorunlu ders olarak okutulacak. liradan 30 bin liraya düşürüldü. Prof. Emel Doğramacı'nın verBelediye Başkanı AU Gülümser diği bilgiye göre, Türk dili ve in göreve başladığı sırada 30 bin edebiyatı, tarih, edebiyat ve külira olan maaşı, Belediye Mecli tüphanecilik bölümlerinde ArapsVnce önce 60, sonra ise 100 bin ça dersleri ders programlarına liraya yükseltilmiştl Belediye konulacak, derslerin haftada üç Başkanı AU Gülümser, Meclis saat olarak verilmesi düşünülükaranmn iptali için Konya tda yor. Yabancı diller yüksekokulre MahkemesVne başvurduğunu lan da aynca Arapça dil kurslabildirdi. rı açacaklar. Prof. Emel Doğramacı, soru Van 'ut Çatak ilçesüıde aralıklar uzerine Arap öğretim üyelerinin la orta şiddette iki deprem kay Türk öğretim üyelerinden en çok dedildi. Dün sabaha karşı saat 4 kat fazla maaş alacaklaruıı be05.30 ve 09.40 sıralannda hisse lirterek şöyle dedi: "Ürdün'den gelen öğretim dilen depremde can ve mal kaybı obnadı. Depremde, hükümet üyeleri sözleşmeli olarak gelmişkonağı ve resmi kuruluşiann bi lerdir. Burada evleri yoktur, nalannda çatlaklar oluştu. Bazı Türk öğretim üyelerinden farkev ve işyerlerinin de camlan kı lı bazı masraflan vardır. Yasal olarak 6 misli fazla maaş verilenldı. Atatürk 'ün Ankara'ya gelişinin 65. yıldönümü 27 aralık perşembe günü törenlerle kutlanacak. Yudönümü dolaytsıyla ilk tören Anıtkabir'de yapüacak. gıtmiş sayılacak ve röportajın yapılamaması tehlikesini yaratacaktı. Ve her şey "ters" gitti... Hastabakıcı "Kanınız hazır, gidip parayı yatırın" dedi kısaca. 2 bin 700 lirayı vezneye yatınr yatırmaz da elimize plastik bir torba tutuşturuldu. B RH pozitif grubu 286 santilitrelik kıpktrmızı kan ile ortalıkta kaiakaldık. ~ tzmir'de özel çöpçü KAHRAMANMARAŞ tL MİLLİ EĞİTİM DİStPLtN KURULU BAŞKANLlGl'NDAN Ajajıda adı, soyadı yazılı adresi tespit edilemeyen ilimiz eski öğretmeni hakkında Kahramanmaraş il Milli Eğitirn Disiplin Kurulunun 627 sayılı kanunun 130. maddesi gereğince vermij olduğu avunma Karan Tebligat Kanunu'nun 29, 30 ve 31. maddesi gereğince ilgiliye ilancn tebüğ olunur. tlgilinin Adı Soyadı: tliraizdeki görev yeri: Durmu} Kebabçı Pazarcık Lisesi eski ögretmeni Karann Tarihi: 9.4.1984 Karann Sayısı: 1984/30 İSNAD OLUNAN FİİLLER: 27.9.1971 tarihinde Pazarcık Lisesi öğretmenler Kurulu toplantısında kendisine veri' kn dersleri be&enmeyerek Müdür A.lhsan MERCAN ile tar Büyükbaş: 400 milyarı veren, Afşin'i ahr Enerjı Bakanı, "AfşinElbistan Termik Santralı'nın kömürunden sonra santralı da satabiliriz" dedi. ANKARA, (THA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cemal Bü)ükbaş, AfşinElbistan Termik Santrahnı 400 milyar liraya satmaya hazır olduklannı bildirdi. Büyükbaş, Maden Yasası'nda yapılacak değişiklikle AfşinElbistan Termik Santralı komürlerinin özel sektöre devredilmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Bakan, santralın satımı konusunda şoyle konuştu: "AfşinElbistan Termik Santralı'nın yapımına başlandığı tarih olan 1972 yılından hizmete açılana kadar yaklasık 550 milyar lira harcandı. Eğer bu paranın 400 milyar liralık bölümünü veren varsa parayı getirsin, santralı bemen satalım, biz satmaya hazınz." AfşinElbistan kömürünü işletmek için Koç, ENKA, Alarko ve Doğuş gruplan başvurmuştu. Çapa Kan Merkezi'nde her şey "ters" gitti. Hastabakıcı adımı yazdırdıktan hemen sonra "Kanınız hazır, gidip parayı yatırın" dedi. 2 bin 700 lirayı vezneye yatınr yatırmaz elimize plastik bir torba tutuşturuldu. Istediğimiz "B RH pozitif" grubu 286 santilitrelik kan ile ortalıkta kaiakaldık. Bir süreden beri basında kan alım satımı ile ilgili haberler azalmıştı. Millıyet Gazetesinden meslektaşımız ve dostumuz Savaş Ay bile bu konuda "savaş vermeyi" bırakmıştı. Acaba neler oluyordu? Türkiye'de işler kolay kolay düzelmeyeceğine göre, gazeteciler ve okuyucular artık bu tür haberlere doyma noktasına mı gelmişlerdi? Maaşı düşürüldü Bu kanı vereceğimiz bir hasta olmadığı için çözümü şöyle bulduk: Gazeteci olduğumuzu belirterek, biraz önce parasını ödediğimiz kanı Çapa Kan Merkezi'ne bağışladık. Kan Merkezi yetkilileri hep "damardan" bağış yapılmasına ahşık olduklan için bizim plastik torbalı bağışımıza epey şaşırdılar. Fakat onlar da bizi epey şaşırtmışlardı. Bir doktor durumun açıklamasını şu sözleıie yaptı: "Şu anda Çapa Kan Merkezi'nde her türlü kan bulunuyor. Hiçbir grupta kan sıkıntısı yok. Her şey normal yürüyor." Gerçekten durum dediği gibiydı. Doktorun konuşmasındakı tek hata bu durumu "normal" diye tammlamasıydı. Bize göre durum "anormaldi". Yazı planlarımızı altüst eden bu olayı nasıl kaleme alacağımızı düşünürken, Gökçin başka bir öneride bulundu: "Bir de Cerrahpaşa'ya gidelim. Orada mutlaka her şey normaldir". 13 yıl önce dersten çıktı, hâlâ aranıyor KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Pazarcık Lisesi'nde, 13 yıl önce kendisine verilen dersi beğenmeyerek lise müdürune "Beni rahatsız etme" diyen Durmuş Kebapçı adlı öğretmen savunmasını yapması için ilanla aramyor. Kahramanmaraş Milli Eğitim 11 Disiplin Kurulu Başkanhğı'nca verilen resmi ilanla yapılan duyuruda, Pazarcık Lisesi eski öğretmeni Durmuş Kebapçı'nın 27 Eylül 1971'de lisenin öğretmenler kurulu toplantısında kendisine verilen dersleri beğenmeyerek, lise müdurü Ali thsan Mercan ile tartıştığı ve kırıcı sözler sarf ettiği, 1 Ekim 1971 günü ise 1H sınıfının dördüncü ders saati bitmeden sınıfı terk ettiği, müdürün derse girmediğini söylediğinde, "Beni rahatsız etme, derse girmi>orum, elinden geleni yap" dediği iddia edildi. Duyuruda adresi tespit edilemeyen Durmuş Kebapçı'nın bu iddialara karşıhk savunma vermesi istendi. Duyuruda, bu ilanın öğretmen Durmuş Kebapçı'ya tebliğ yerine geçeceği de bildirildi. Çatak'ta deprem Kan Merkezi'nde «lunm "anormal". Beş dakikada istedlğinü kaın atabiliyorsuımz. Hiçbir grupta kan sıkıntısı yok. Beysun Gökçin'le bunları konuştuktan sonra binbir zorluk çekeceğimize emin olarak kan almak üzere Çapa Kan Merkezi'ne gittik. Kan karaborsacıları ile yapacağımız konuşmalan gizlice kaydetmek için ben ayaklı bir ses kayıt aygıtına dönüşmüştüm. Küçük bir teyp Maltepe paketinin içindeydi. Aygıtın ince telleri her yanımı dolaştıktan sonra kravatım boyunca boğazıma ulaşıyor, tam kravat düğümünün arkasındaki mikrofonda son buluyordu. Beysun Gökçin de fotoğraf makinesini öylesine gizlemişti ki ben bile evde unuttuğunu sandım. KANLI BİR OLAY ~ Cerrahpaşa Kan Merkezi'nin nazik görevlilerindcn kurruluş yok. Beş dakikada "kanınıza giriyorlar." (Fotoğraflar Beysun Gökçin) Hemen baştan söyleyeyim Cerrahpaşa'da da durum anormaldi. Yani her şey yolunda yürüyordu. Sîhirlihir ışık gîrsitı evınızc RÜYA MI GÖRÜYORUZ? ~ , »acj; Jt&r Kızılay Kan Merkezi'nin kapısında Büyük Ata'nın bir sözünü anımsatan şu sloganla karşılaştık: "Muhtaç olduğun zaman alabilmen için kan bağışla..." Emir kipindeki bu sloganı daha az otoriter olan başkalan izliyordu: "Kızılay'a kan, hastalara can...", "Kan ver ki canın kurtulsun..." vb. Bu sloganlar da gösteriyordu ki buradan kan alabilmek için küçük bir meydan savaşı vermek ve çok kan kaybetmek gerekecekti. Planımız hazırdı. Bir doktor dostumuza önceden yazdırdığımız reçete ile bir şişe B RH pozitif grubu kan isteyecektik. Bekleme salonundaki somurtuk hastabakıcı tam tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Bir maşanın arkasına oturmuş, başvuruları değerlendiriyordu. Arkasındaki yazıda "SSY Bakanlığının emriyle bir şişe kan fiyatının 2700 TL'ye yükseltildiği" belirtiliyordu. Daha kapıdan girerken güleryüzlü bir hemşire "Kan mı vereceksiniz" diye sordu. "Evet" deyip kendisini atlattığımızı sandık. İçerde "Her isteyene 3000 TL karşılığmda bir şişe kan vermeye" hazır görevliler bekliyordu. Buna karşılık kan almak için bekleyen hiç kimse yoktu. Daha içerileri görmek için ilerledik. Girdiğimiz odalarda önümüze hiçbir engel çıkmadı. "Yassak hemşerim" diyen odacılar bile ortalıkta görünmüyordu. Acaba rüya mı görüyorduk? Yoksa burası Türkiye değil miydi? Sonunda 810 yatağın yan yana dizildiği bir salonda bulduk kendimizi. Bir görevli elindeki çay bardağını masaya bırakarak yanımıza geldi. "Buyrun şöyle uzanın" diye yataklardan birini gösterdi. Gökçin'le "ne oluyor" gibilerden birbirimize bakarken, "Kan vermeye gelmediniz m i " diye sordu. Çünkü burası kan verme bölümüydü... KANIMIZA GİRİÜYOR "Evef'le, "hayır" arası karşılıklanmız üzerine görevli daha da nazikleşti. 300 gram kadar kan alacağını, hiçbir acı duymayacağımızı, istersek bunun karşılığmda 1500 lira ödeneceğini, zarar vermesinin söz konusu olmadığını, tersine faydalı bile olacağını belirtti. Burada ne aradığımızı açıklayamadığımız için başka bir çaremiz kalmamıştı. Bilgi almak için uğraşırken biraz fazla içerlere girmiş bulunuyorduk. Bu noktadan sonra da deneyimli ve son derece kibar görevlilerin elinden kurtuluş yoktu. Ne yapıp, edip insanın "kanına giriyorlardı". Tek sorun kanı hangımizin vereceğiydi. Beysun Gökçin, benden daha zayıf olduğunu ileri sürerek benim kan vermemin daha doğru olacağına benden başka herkesi inandırdı. HAVADA BULUT... Özel bir gün için güzel bir hediye seçin, bir hediyeki tüm bir yaşam bc?yu kalıcı, yaşam boyu mutluluk verici BOHEMIA KRÎSTAL Kristalin sihri, gerçeklesen peri masalı... MERKEZ TEŞHİR SALONU AVİZE FABRİKASI BOHEMİA KRÎSTAL Pr.Cemil Birsel Cad. No:20 Şahin Işhanı Kat:l Eminönö ı Halaskargazi Cad. No:207 Osmanbey Tel : 147 18 16 148 05 67 Sevinç sk.No:4 Alibeyköy Tel : 581 10 37 581 10 41 581 10 43 Kuyruğa girdik. Sıramız gelince reçetemizi uzatıp adımızı, soyadımızı yazdırdık. Yüzunden düşen bin parça olan hastabakıcı, 12 harfli ad ve soyadımda üç imla hatası yaparak, doldurduğu kâğıdı arkasındaki küçük bir pencereden içeriye uzattı. Bize de yüzümüze bile bakmadan "Şurada bekleyin" dedi. Sıraya otururken Beysun Gökçin "Havada bulut, sen bunu unut" dedi. Bana da öyle geliyordu. Uzun bekleyişe hazırlanmak için ilk sigaramı yaktım ve daha kibriti söndüremeden adımın çağrıldığım duydum. Kim olabilirdi beni çağıran? Acaba çevrede bir arkadaş mı vardı? Fakat hayır... Yazarken yaptığı üç hata ile adım hastabakıcı tarafından bağırılıyordu. Bu kadar kısa sürede en ağır kanamalı hasta bile ölemeyeceğine göre kan hazır olamazdı. Büyük bir olasılıkta bize "kan yok" denilecekti işte. Hastabakıcının asık suratı da bunu müjdeliyordu. "Müjdeliyordu" diyorum, çünkü her şey yolunda giderse bize göre biraz ters ŞANSIN BÖYLESİ 10 dakika içinde sol kolumdan 300 gram kadar kan boş bir şişeye doldu. Bu arada kan qrubum saptandı: AB RH pozitif... Kibar görevli kan grubumu şu sözlerle övdü: "Bir kaza falan olursa dünyanın en şanslı adamısınız. Hangi gruptan kan verseler alabilirsiniz..." Gerçekten büyük bir şanstıbu... Neyazıkki bu şansımı ancak bir kazaya uğrarsam kullanabiliyordum...