14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 1984 * • * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U UGUR MUMCU GOZLEM Depolar (Baştarafi 1. Sayfada) ay başından itibaren" akaryakıt ürünlerine yuzde 6 orarunda zam öngörüyor. Bu yasanın yurürlüğe girraesiyle birlikte sağlanacak para ile belediyelere, köy yollannın yapımına, karayollannın yapımına yaklaşık 100 milyar liranın aktarılması duşünülüyor. 1 aralıkta yapılacak zamla yaklaşık 200 milyar lirabk kaynak sağlanacağı hesaplanırken, bunun 100 milyar lirasının genel bütçeye gelir kaydedileceği bildiriliyor. Kalan 100 milyar lira, köy yollan, karayollan ve belediyeler arasında paylaştırılıyor. Dolayısıyla bu üç kumma yaklaşık. 3033 milyar liralık kaynak arttınlmış oluyor. Akaryakıt Yasası'run öngördüğu yüzde 6'lık zamdan soma da daha önce kabul edilen Katma Değer Vergisi'nin uygulanmasıyla birlikte akaryakıta bu kez yüzde 10 oranında bir vergi geliyor. Her iki verginin birlikte hesaplanması sonucunda, bugünkü fiyatlarla karşılaştırıldığında 1 ocak 1985 tarihinde, akaryakıt fiyatlan yaklaşık yüzde 20 oranında zam görmıiş oluyor. örneğin, bugün 200 lira olan super benzinin fıyatı 1 araükta 212 liraya, 1 Ocak 1985'te de 233 liraya yükselmiş oluyor. YALÇIN DOĞAN ANKARA'dan Barış2 davasında 9 kişinin sorgusu yapıldı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Barış Derneği2 davası sanıklannın sorgularına dün Ankara Sıkıyönetım Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemesi'nde devam edildi. Dünkü oturumda sanıklardan SUIeyman Coşkun (gazeteci), Nezahat Gttndoğmuş (avukat), Jülide Gülizar (spiker gazeteci), Erkan Oyal (spiker), İlhan Alkan (emekli öğretmen), Gttndttz Gözen (mühendis), Rutkay Aziz (tiyatrocu), Yılmaz Onay (tiyatro eleştirmeni rejisör) ve Ahmet Yıldız (eski senatör) sorgularını verdi ler. Bu arada Barış Derneği2 davasında yargılanacak olan avukatlardan Müşir Kaya Canpolat, Rasim Öz, Turgut Kazan, Turgan Annır, Atilla Coşkun, Ali Galip Yıldız, Ayfer Coşkun, Ali Şen ve Mustafa Özkan İstanbul Barosu Disiplin Kurulu'na sevkedildiler. 9 avukatın, haklannda kamu davası açıldığı için, yasa gereğı işten yasaklanmalan isteniyor. Öte yandan, aynı davada yargılanan Ankara Barosu uyesi 7 avukat hakkında da soruşturma yapan Ankara Barosu, söz konusu yasanın 1984'te çıktığını, suç tarihinin ise 19771980 yıllan arası olduğunu gözönünde tutarak, avukatlar hakkında işten yasaklanma kararına gerek görülmediğini açıklamıştı. Reagan (Baştarafı 1. Savfada) 55, Cumhuriyetçilerin lehinde idi. Yeni Senatoda ise Cumhuriyetçilerin sayısı 53'e inerken, Demokratlann sayısı 47'ye çıktı. Eski Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi senatör Charles Perez seçimden yenik çıktı. Türkiye'ye yapılacak askeri yardım konusunda olumsuz tutumu ve Rum yanlısı kararları desteklemesiyle tanınan Percey seçime İllinois eyaletinden, Cumhuriyetçi Parti adayı olarak katümıştı. Percey, oylann yüzde 51'ini alan Demokrat rakibi Paul Simon'a yenildi. Temsilciler Meclisi'nde şimdiye kadar 167'ye karşı 266'lık bir çoğunluk bulunduran Demokratlar, çoğunluklannı konıdular, ancak 14 sandalyeyi Cumhuriyetçi'lere kaptırdılar. (Baftarafı 1. Sayfada) Doğramacı ne derse desin, yapılan incelemeler üniversitelerimızde araştırma çahşmalannın gerilediğini göstermektedir. Ankara Tıp Fakültesi Dekanlığınca çıkanlan "Ankara Tıp Buttetii"nöe yer alan bir incelemeye kısaca göz atarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Altan Onat'ın "Türkiye'de Uluslararası Bilim ve Tıp Araştırmalan 197962" adlı özlü incetemesindeki şu paragratı Sayın Doğramacı'nın bitgisine sunalım: 1982 yılında 371 'e ulaşan üst düzeydeki araştına sayımız, ülkeler sınıflamasında 42'nci sırada bulunmaktadtr. Dünyadaki yazar sayısı yıldan yıla değiştiği ıçin, Türkiye'nin bundaki payınt izlemek, mutlak yazar sayımızdan çok anlam taşıyacaktır. Bu itibarta araştına sayısı 1000 olarak varsayılırsa, ülkemizinpayı 1967'de0.47'den 1974'te 0.60'a, 1980'de0.75, 1981'deO.78'eyükselmiş, 1982'dedeO.71'e düşmüştür... Bu incetemenin yer aldığı bülten fakülte dekanlığınca toplatılmış, ikinci kez basılan bültenden bu inceleme cıkarılmıştır! Dekanlığın bu tutumu Doğramacı'nın sözünü ettiği özerkliğın ılginç bir örneği sayılmalıdır... Hukuk fakültelerinde üzerinde pek araştırma yapılmayan konuların başında herhalde dısiplin hukuku gelmektedir. Nasıl gelmesin ki, hukuk fakültesi dekanını tokatlayan Doç. Dr. Seyfullah Ediz'in bu suçu küçük bir yaptırıma bağlanmış ve aynca kendisi ödüllendirilmiş ve yüksek yeteneklerinden yararlanılmak üzere inkılâp tarihi kürsüsüne çıkartılmıştır. Oysa disiplin kurallan konusundayapılacak küçük bir araştırma "amirine, maiyetindekHere, iş ârkadaştanna veya öğrencilere fiili tecavuzde bulunmak" suçunu işleyen bir öğretim üyesıne üniversite öğretim mesleğinden veya kamu görevinden çıkarma cezası verileceğinin anlaşılmasına yetecekti. Böyle bir araştırmanın da yapılmadıgı anlaşılmaktadır. "Yükseköğretim kurumlan yönetici, öğretim elemanı ve memurları disiplin yönetmeliği"ri\n 11'inci maddesı bu suçu işleyenlerin öğretim üyeliğinden ya da kamu görevinden atılacağını öngörmektedir. Herhalde, disiplin yönetmeliğinde açıkça, "Doçent Ediz'in Dekan Akıntürk'e tokat atması suçtur" diye bir açıklık olmadığı için gereken ceza verilememiştir. Başka türiü yoruma "mevzuat" izin vermemektedir. • Birer "öğretim üyesı" olan doçentleri, mevsimlik karayoJu işçisi gibı "araştırma görevlisi" diye bir "statü"ye sıkıştınp, sonra da "ihtiyaç yoktur" gerekçesi ile kürsülerden uzaklaştırmanın hukukça savunulur yanı yoktur. Devlet memurluğu "asli ve sürekli" bir statü ve güvenceyi zorunlu sayar. Iki yılda bir kollanndan tutulup atılan öğretim üyeleri ile öğretim üyesi mesleğinin kaynağı kurutulmuş olur. Dekanına tokat atan öğretim üyesini ödüllendirip, "tokatçı doçent" e kürsülerden Atatürk devrimlerini anlatma olanağı sağlayan üniversite, doçentleri sokak ortasına atarken, yürürlükte olan bir kanun kuvvetındeki kararnameyi de görmezlikten gelmektedir. 16 Eylül 1983 gün ve 78 sayılı kararnamenin geçici 1'inci maddesi şöyledir; sayın rektör ile birlikte okuyalım: Bu kanun hükmünde karamamenin yürürtüğe girdiği tarihte yükseköğrenim kurumiannda görevli öğretim elemanlanndan 4 'uncü madde uyannca yapılan kadro dağılımı sonunda, işgal etmekte olduklan derece ve unvanlan değişmeyenter ile sadece kadro derecesi değişenler, bu kanun hükmünde karamamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başkaca bir işleme gerek kalmaksızın yenı kadrolanna atanmış sayılırlar. Karamamenin 4'üncü maddesi de karamamenin yayınlandığı tarihten başlayan üç aylık süre ıçinde "bir üniversite içinde ilgili anabilim dallan arasında dağılımın'' yapılacağını öngörmektedir. Rektöriüğün 1983 kasım ayının ortasına kadar bu dağılımı yapması ve atama islemlerini bitirmesi gerekmekteydi. Geçen hafta görevlerine son verilen Doç. Dr. Cahit Can ile Doç. Dr. Yıldırım Uler ile ilgili işlemler, rektörlükçe bu süre içinde tamamlanmış değildir. Doçentlik sınavinı kazanan öğretim elemanlannın atama işlemleri niçin bekletilmiştir? Sorulacak soru budur. Bilimsel sınavlardan geçmiş olan öğretim elemanlarını, eldeki kadro kararnamesine karşın "araştırma görevlisi" kadrosunda tutmak sonra da üniversiteden uzaklaştırmak açıkça bir "yetki saptırması" değil de nedir? Neyse biz "bir doçentin bir dekana attığı tokatı"n\n hukuksal yorumuna devam edelim. Nedir bu eylemin cezası? Ve kimler, kimlere tokat atmakta ne kadar özerktir? (Baftarafı 1. Sayfada) tı. Bu arada organizasyonu gerçekleştiren Ege Seyahat Acentalan Derneği Başkanı Doç. Dr. Ergun Göksan'ın "saytm işlemi"ni tamamlaması ile 200 bininci turist tespit edildi. Rıhtımdaki karşılama ekibi büyük bir kalabalık halinde davulzurna ve alkış sesleri içinde 200 bininci turistin üzerine doğru yürümeye başlayınca, ne olduğunu henüz anlamayan turist "ha>ır, üzerime gelraeyin" dercesine iki elini havaya kaldırdı ve yanındaki turistin arkasına saklanmaya çahştı. Almanya'nm Münster kentinden Doris Schurmann, "hayırlı bir iş için" çevresinin sanldığını anlayınca bu kez ellerini indirip gülümsemeye başladı. ESAD Başkanı Göksan, 200 bininci turist Schurmann'a içinde heybe, boncuk, anahtarlık ve kolyeden oluşan hediye paketini uzatırken "Siz Ege'ye gelen 500 bininci turistsiniz, lütfen hediyelerimizi kabul edinu," dedi. Göksan, 200 bininci turiste neden 500 bininci turist dediğini daha sonra gazetecilere şöyle açıkladı: "İkiyiu bin deseydik de, turist bize yani Ege'>e butun yıl bu kadarcık turist mi geliyor deseydi. O yiızden vuvarlak rakam verdik." 200 (Baftarafı 1. Sayfada) özal'ın beşyıldıryaptığı zamlar, daha şımdiden grubuna açıkladığı gibi, en az bir yıl daha sürecek. Zam ya da vergi adı allında. Bugün zamyada vergi adı allında fiyatların arttırılmasmda izlenen politikalar açısmdan, hiçbır sürpriz yok. Ancak bundan sonra "bir yenilikle" karşı karşıya geleceğiz. 24 Ocak'tan bu yana yapılan zamların tümü "TürkLirası'nın dolar karşısında değeriniyitirmesüıe" bağlandı. Türk Lirası değer yitirdi, akaryakıta zam geldi. Akaryakıta zam geldi, ekonomide iğneden ipliğe, tüm mal ve hizmetler zam gördü. Gerekçe, tam beş yıldır hep aynı kaldı: "Türk Lirası'nın değer yitirmesi." Şimdi "değer yitirmeye"yeni bir gerekçe ekleniyor: "Altyapıhizmetlerini geUştirmek.'' Dolayısıyla zamlar bundan sonra iki ayn gerekçeye dayandınlacak. Türk Lirası değer yitirdikçe ve Türkiye altyapı hizmetlerme gerek duydukça, akaryakıta zam gelecek. Akaryakıta zam gelince, elektrik, havagazı, demir, çimento, Sümerbank urünleri, şeker, kömür kendiliğinden zam görecek. Turk Lirası 'nm değer yitirmesi sonucunda yapılan zamlar 24 Ocak Kararları 'nm temel mantığı arasında yer alıyor "Atiyapı hizmetleri" denilerek, şimdi yeni bir "zam mantığı" daha ekleniyor. Söz konusu mantık kaynağını yeni yasadan alıyor. I aralıkta yürürlüğe girecek yasaya göre, hükümet "köy yoUarmın yapüması, belediye hizmetlerinin gerçekleşmesi, karayollannın eksikliklerinin giderilmesi ve yeni yoüar yapüması gibi altyapı hizmetlerini sağiamak amacıyla akaryakıt ürünlerine yüzde 6 oranında zam yapmayı''1 ongorüyor. Yapılan hesaplamalar ilk anda yaklaşık 200 milyar liralık bir kaynak yaratılmasma dayandınlıyor. Yine yasaya göre, bunun yüzde 67'si genel bütçeye aktarılacak. Kalan yüzde 33'ün üçte biri karayollarına, üçte biri köyyollanna ve son üçte biri de belediyelere verilecek. 1 aralıktaki yüzde 6 oramndaki zammı, 1 ocakta yüzde 10 oranmdaki Katma Değer Vergisi'nin öngördüğü zam izJeyecek. Ancak burada çok önemli bir noktanm altını çizmek gerek: Akaryakıt Yasası sürekli yürürlükte kalacak biryasa. Yani "bir defaya mahsus" değil. Dolayısıyla hükümet ne zaman sıkışırsa, hatta Turk Lirası 'nm değerindeki düşüklükleri bile beklemeden, yasayı işletecek. Yuzde 6, yüzde 6, yüzde 6... Hep işleyecek. Yüzde 6'lık zamlar birbirini hep izleyebilecek. 1984 yılında akaryakıt ürünlerine toplam yuzde 40 dolayında zam geldi. Dokuz kez yapılan fiyat artışları ile zam oranı toplam yuzde 40'a ulaştı ve bu yüzde 40, Türk Lirası 'nın bir yıl içındeki değer kaybına denk kılındı. Şimdi "altyapı hizmeti" denilerek, yüzde 6'lar işlemeye başlayacak ve geçen yıl Türk Lirası 'nın dolar karşısında değer yitirme oranına dayalı olarak yapılan zamlar gerilerde kalacak, Petrol ithalattna, Türkiye'ninpetrolstoklanna ve "altyapı hizmetlerine" bağlı kalarak yüzde 6'lar zamların yeni gerekçesini oluşturacak... Feri Cansel'in katili 15 yıl yedi "sagolım" dedi Türkİş, KalemlTden (Baftarafı 1. Sayfada) nemde SSK olarak neter yapabilecegimizi Türktş'in de önerileri dogrultusunda degeıiendirmek için arkadaşlanmız bir teknik çalışma yapacaklardır. Bugune kadar ba&Iantısı yapılmış ve SSK'dan kredi alan, halen >apımları suren konutlann yapımı yine süratle devam edecektir. Onun için tedirgin olunmasına gerek yoktur. Kalemli, işten çıkarmalar konusunda, Yümaz'ın kendilerine Türktş'in gönişlerini içeren bir rapor verdiğini, bu raporu tetkik edeceğini belirtti. "Bugünkii yürüriiikte olan mevzuat geregince Bakanlığımızın yapacağı herhangi bir işlem var ise, onları gözden geçirecegim. Aynca bu konu ile ilgili olarak Türktş'in isteklerini de değerlendirmenin gayreti içinde olacagım" dedi. Bakan, daha önceki goruşmelerde Şide tarafından ifade edilen çalışma yaşamına ilişkin sorunların çözümlenmesi için ilgili Bakanlarla görüştüğünü ve gelen yanıtları peyderpey Türklş'e ilettiğini belirterek,çalışma yaşamına ilişkin diğer Bakanlıklarla ilgili sorunların çozümlenebilmesi için "ellerinden gelen gayreti" göstereceklerini söyledi. TürkIş Genel Başkanı Yılmaz da, görüşmede ele alınan konulann bir hafta içinde gözden geçirileceğini belirterek, bundan sonra bir görüşme daha yapılacağını ifade etti. "Işçi çıkarma konusunda Bakan Kalemli kesin bir sonuç belirtti mi?" sorusuna Yılmaz, "Bir hafta icerisinde gorüşlerin çıkması için talimat verdi. Biz de bir hafta içinde çıkmasını bekliyoruz" karşılığını verdi. Yılmaz aynca, "iş yasasında işçi çıkarma ile ilgili bir defcişikKk söz konnsu olabilir mi?" sorusuna da "Evet, evet" demekle yetindi. İstanbul Haber Senisi Birlikte yaşadığı film artisti Feri Cansel'i öldüren Izmirli işadamı Melih Uk 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Feri Cansel'in kızı Zomriit Cansel'in de izlediği dünkü otunımda sanık Melih Uk mahkemenin verdiği karar üzerine "sagolun efendim" dedi. Geçen yıl eylul ayında gayrimeşru olarak birlikte yaşadığı Feriha Tereyağoğlu'nu (Feri Cansel) Cihangir'deki evinde tabanca ile öldüren Izmirli işadamı Melih Uk dünkü otunımda son söz olarak "olay ağır tahrik sontıcu meydana geldi. Öldürmek maksadı ile ateş etmedim" dedi. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi sanık Melih Uk'u "kasten öldtinnek" suçundan önce 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Olayda hafif tahrik unsuru ile sanığın duruşmadaki iyi halinı ve suçtan duyduğu üzüntüyü göz önünde bulunduran mahkeme sanığın cezasuıı 15 yıl ağır hapis cezasına indirdi^ Özal'a ilk (Baftarafı 1. Sayfada) şımıza yine bu güçler çıkmıştır" dedi. Bu sözlere muhalefet milletvekilleri "Kimi kastediyorsun, açıkla" diye laf attılar. Yılmaz, konuşmasını "bütün demokratik ülkelerde suç ve suçlulann ortaya çıkartılması için uygulanan psikolojik baskı ve sorgulama usulleri ülkemizde de uygnlanmaktadır" diye sürdürunce HP sıralarından "Böyle bir şey yok, yani işkence mi?" protestoları duyuldu. Yılmaz, Kapıkule'yle ilgili gelişmeleri anlatırken, Haziran 1982'de çıkan bir yasayla Kapıkule'de vali yardımcısı duzeyinde bir mulki amirin görevlendirildiğini, Kapıkule'deki üç başlı yönetimin bu şekilde ortaya çıktıfcını anlattı. MDP adına konuşan Abdurrahman Karaa, işkencenin bir Anayasa suçu olduğunu, ancak TBMM'de işkenceden bahsedilmesinin bir talihsizlik olduğunu belirtti. HP Grubu adına görüşlerini açıklayan tbrahim Ural, konuyu hükümetin zayıf noktasını keşfettiklerini sanarak bir istismar vasıtası yapmak istemediklerini belirtti. Türkiye'yi ilgilendiren ve dış ülkelerdeki ulusal çıkarlarla bağlanülı olaylar üzerinde durarak, uyuştumcu kaçakçılığı ile terör örgütleri ve eylemleri arasındaki bağlantılara dikkati çekti. Ural, bazı devletlerin "teşvik ve tahrikleri ile oluşan ihanet şebekeleri"ne karşı alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: "Teröristleri destekleyen devletlerin başında Suriye gelmektedir. ASALA'nın merkezi Şam'dadır. Suriye, Güney Kıbrıs'ı da silahlandırmaktadır. Bu konuda gereken yapılmalıdır. Bugün Türkiye'de bürosu olan FKÖ'nün Ermenileri ve Türkiye'den giden teröristleri egittigi bflinmektedir. Bu buro, ikaz edilerek gerekli ledbirlerin alınması istenmelidir. Irak ve Iran'daki savaş nedeniyle terorist faaliyetler için bu devleüer ikaz edilerek gerekli tedbirler alınmadığı takdirde terör odaklan etkisiz hale gelirilmelidir. Yunanistan, Ermenilere ve aynhkçı teroristlere kuçak açmaktadır. Bu ülke ile ilişkilerde kararlı ve gerçekçi bir politika izlenmelidir. Rusya teröru araç olarak kullanmaktadır. Fransa, terorist eylemlerin cirit alanı olmuşiur. Ortağı bulundugu Airbus uçakianoın alınmasına karar verilmekle bu ulke adeta mukâfatlandırılmıştır. Bulgaristan ise, butun leror ve kaçakçılık orgutlerijle işbiriigi halindedir." Ural, Kapıkule olaylannm soruşturulmasmı ve yapılan işkenceyi dile getiren bandın orijinal bir nüshasının elinde olduğunu belirterek, egemen güçlerin siyasi ve yeraltı uzantılannın ortaya çıkarılması gerektiğini sözlerine ekledi. ANAP Grubu adına konuşan Behiç Sadi Abbasoglu, 15 gün önce reddedilen Meclis araştırması önergesinin tekrar getirilmesini samimi değil, siyasi bulduklannı belirtti. dedi. önerge sahiplerinden HP'li Mahraut Akluhç, Bakan Yılmaz'ın konuşmasında karanük güçlerden kimleri kastettiğini sorarak, "Yoksa biz de mi karanJık güçler* alet oluyoruz" dedi. Olayların üzerine kimden korkulduğu için gidilmediğini sordu, gümrükçülerin mal varhklannın açıklanmasını istedi. Daha sonra Meclis araştırması açılması istemi ANAP'lılann oylanyla reddedildi. HP ve MDP'lUer, önergenin lehinde oy kullanırken, ANAP'lı Türisftn Ankan çekimser oy kullandı. Reagan a (Baftarafı 1. Sayfada) veren ve Roosevelt Koalisyonu adı takılan Amerikan siyasalyapısının değişeceğinden söz ediyordu. Ülkenin kuzeydoğusu ve ortabatısmda mavi yakalılar ve Katolikler ile güneydeki beyaz Protestan orta sınıftan oluşan, Kennedy'nin medeni haklarla zencileri de katarak genişlettiği bu koalisyon aynı zamanda Demokrat Parti'ye çoğunluk sağlıyordu. Başkanlık seçiminde bu koalisyon gerçekten çöktü, ancak kongre seçimlerinde yenidtn kuruldu bir ölçüde. Reagan ve Cumhuriyetçi Parti'nin hedefiyalnız başkanlık değil, Temsilciler Meclisi'nde liberal Demokratlann denetimine son vermek ve senatodaki beş oylukfarkı çoğaltmaktı. Böylece RooseveltUen bu yana Amerikan siyasal yaşammı belirleyen "New Deal" dönemi sona erecek ve Reagan gerek iç, gerek dış politikada programını istediği gibi uygulayabilecekti, olmadı.. Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi'nde hedefleri olan en az 2025 milletvekilliğini kazanamazken, Senato'da iki koltuğu da Demokratlara kaptırdılar. Reagan 'ın seçimi kazanmasında "kişüik" olaymın rolü büyük oldu. Güçlu lider izlenimi vermekte büyük başarı gösteren Reagan, aynı zamanda her şeye iyimserlikle bakan, bir sürü sorundan söz ederek insanın içinı karartmayan bir politikacı tipı ortaya koyarak yığınlan psikolojik yönden tümüyle kavramasını bildi. Buna bağlı olarak Reagan 1982 ekonomik krizini göze alarak enflasyonu düşüren, inandığı yolda siyasal yaşamım riske eden ve güçlüklere katlanan bir lider olarak da yığınların güveninı sağladı. Mondale ise bunun tam karşıtı bir zayıf lider görüntüsü verdi. Bütçe açığı ve nükleer silahlarm denetimi konularını kampanyasında çok soyut bir biçimde işledi. Halkın ilgisini çekemedi. Hele bütçe açığını kapamak için vergileri arttıracağını söylemesi, bunlarm ustüne tam anlamıyla tuz biber ekti. Mondale 'ın kişiliğine karşı Reagan 'ın kişiliği büyük bir seçim zaferı kazandı.. Ama aynı kişilik Amerikan siyasal yapısını temelden değiştirmeye yetmedi. 9 Viranşehir'de ANAP'lılar arasında kavga çıktı VİRANŞEHİR (Cumhuriyet) Şanlıurfa'ya bağlı Viranşehir ilçesinde ANAP'lılar arasında, parti binasındaki kavgada 6 kişi yaralandı. Kavgaya bir süreden beri parti içinde birbirleri ile sürtuşen aileler arasındaki gerginliğin neden olduğu öğrenildi, partiden ihraç edilmek istenen il encümen üyesi Mehmet Aydoğan, ile Viranşehir tlçe Başkanı Halil Mttli arasında başlayan kavgada yaralanan 6 kişi tedavi altına alındı. Alın milyoner olun. Bio Tursil şimdi milyonlar veriyor. Milyoner olmak veya para ödüllerinden birini kazanmak istiyorsanız Milyonlar Oyunu'na katılın.Hem eğlenip, hem milyoner olacaksınız. Oyuna katılmak için sağdaki şans kartını kesin ve Bio Tursil paketlerinin arkasında verilen şans kartlan ile birlikte biriktirin. «Kazanan serileri, siyahbeyaz ve renkli şans kartlarını birlikte kullanarak da tamamlayabilirsiniz. Milyonlar Oyunu'nda kur'a veya çekiliş yok. Kazanan seriyi tamamladığınızda armağanınızı alacaksınız. Bu oyunu yakınlarınızla beraber de oynayabilir, ödülü paylaşabilirsiniz. Hemen bir Bio Tursil alın, Milyonlar Oyunu'na katılın Oyun hakkında daha geniş bilgi Bio Tursil paketlerinde. GORUŞ HINCALULUÇ Baftarafı Spor'da cok zarar verir" diyerek, göreve devamını istedi. Coşkun belki de, ihtıraslarını içine atıp, hıç değilse baştan pek sesinı çıkarmayıp bekleyecekti.. Ama hiç ummadığı bir olay, hesaplarını değiştirdı. Dünya Kupası etemeleri maç programına göre. Türkiye önce Finlandıya ile oynayacak. ardından Inojltere karşısına çıkacaktı.. Sonra da artık aylar boyu maç yoktu. Türkiye Fıntandiya'yı yenerse, İngıltere yenılgisi artık yankı uyandırmayacak, daha uzun bir süre Millı Takım teknık kadrosunda değışiklık soz konusu olmayacaktı.. Bu yüzden zarlan Galatasaray üzerine atmakta yarar vardı.. Ama kuzeyli amatöriere yenitgi tatlı bir sürpriz oldu Coşkun için.. Ertesı gun gazetelere keyifle baktı.. Hele bunun üzerine 15 gün içinde bir de İngıltere yenılgisi, hele hele hezımetle gelırse, artık ne Erdoğan Şenay kalırdı, ne de Candan Tarhan, ne de Derwall.. O zaman da, Mıllı Takım kapılan kendisine yenıden ardına kadar açılırdı.. Bu ihtimal doğunca, artık Galatasaray'da pıneklemenin anlamı yoktu.. Basını ve kamuoyunu kahramanca arkasına almalı. Dervvall'e "Sen Almayanın Derwall'i isen ben de buranın Dervvall'iyım" "Ben ıkınci adam olmam" demeliydi.. "En büyük Coşkun.. Başka buyük yok" demeliydi.. Demeliydi ve oturup, Türkiye'nin ingırtere'den İstanbul'da beş gol yemesım beklemeliydi.. Gerisıni nasılsa, Babıali'deki meslektaşlan hallederdi artık. Galatasaray mı?.. İşter iyi gitmezse, orada da kahraman olacaktı nasılsa.. Kulüp Başkanı Alı Uras, tüm basının önünde, Dervvall ve B.Mustafa'yı gösterip "Beyler her şeyı kendiierı yapacaklarmış. Coşkun'a ihtiyaçlan yokmuş, yapsınlar da görelim" deyip, bu iki adamı yemek isteyenlere, kapılan ardına kadar açmamış mıydı?.. Ligın başından ben başları dertte bu iki teknik adamın tepesine, streslerin en büyüÖunu hem de bir tıp adamı olarak asmamış mıydı'' Şımdı artık CosKun duracak, duracak ama ya Millı Takım'da, ya üaiatasaray'da turnayı gözünden vuracaktı.. Hayatı boyu bir tek takım, bir tek futbolcu yaratmamış, kariyerinde bir tek kez başanya ulaşmamış bir kişi olarak, zarlan hep doğru attığı, hep doğru oynadığı, sahadakinın tam tersine kapalı kapıların ardından hep en başarılı olduğu için kazanmamış mıydı?.. Gene kazanacaktı!. na gelen Avrupalılar kullanıyor. Otel mutfaklarında Fransız, lngiliz ya da Çin yemeklerini bulmak olası. Diledığiniz şarabın tarihini ve markasını söylemek yeterli: Catiforaian Riesİing ya da Portekiz şarabı Matheus veya Fransız Chambertin. Otelde Afrika'ya ozgü bulunabilecek şeyler alt kattaki butikte satıhyor: Yılan derisi çanta ve cüzdanlar, tahta oymalar, fildişi süsler. kartınız Kupa kızı olan Bio Tursil paketini. Bulursam bana 500.000 TL kazandıracak!" (Baştarafı 1. Sayfada) cuk pamuk toplayan göçmen işçilerin yaşantısını paylaştın. Kasabada, daha sonra kentte çalışün, bir yandan okula gidiyor, bir yandan arzuhalcilik > aparak ekmek paranı çıkarmaya bakıyordun. O arada Arif ve Abidin Dino kardeşlerle tanışarak göruş ufkunu genişletmeyi başardın. Büyük Türk folklorcusu Pertev Boratav'dan da yararlandın. Bu saygıdeğer kişiler sendeki cevheri keşfetmekte gecikmediler. Seninle yakından ilgilendiler. Halkını daha iyi, daha yakmdan tanıdın. Sonra tstanbul'a geldin. Yazarlık gücünu açığa vuruncaya kadar, benim bildiğim havagazı tahsildarlıgı dahil, çeşitli işlerde çalışttn. Nihayet Cumhuriyel'e girmekle gerçek kişüiğini bulmaya başladın. Kısa sure içinde de buldun. Birçok röportajlarının yani sıra ilk iinlii romanın olan InceMeraed, ilkin Cumhuriyet'te yayımlandı. Arkasını biliyonız: Birbiri ardına yapıtlar verdin. En iinlü Türk yazarlanndan biri oMun. Kitaplann hemen bütün yabancı dillere çevrildi. Geçen yıl del Duka Ödülü;, arkasından da Fransa devleti adına Cumhurbaşkanı tarafından Legion d'honneur nişanı De ödüllendirildin. Şimdi de, sanınm Türkiye'de ilk kez olarak halk > oklamasıyla 1984 yılının en iyi edebiyatçısı seçiliyorsun. Bence bu ödül, ödüllerin kuşkusuz en guzeli, en anlanılısıdır. Çok sevdigin halkın, bu sevgiye ne denli layık olduğunu oylanyla gostermiş bulunuyor. Ne mutlu sana!" Yaşar Kemal de ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada yarışmalı ödüllere karşı olduğunu belirtti. Yaşar Kemal "Halkımızın bana layık gördüğü bu ödülden öturü minnettarım. Bu benim için gerçek bir mutluluk. Özellikle Nadir Nadi gibi gerçek bir halk adamımn elinden bu ödülü almak ayn bir mutluluk" şeklinde konuştu. Ne anyorsun?" Gemicileıin Anayasa' (Baştarafı I. Sayfada) Halkoylaması sonucunda 1982 Anayasa'sı yüzde 91.37 gibi yüksek bir oranda kabul edüerek yurürluğe girdi. Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in Anayasa ile birlikte Cumhurbaşkanlığf na seçilmesi üzerine Ankara'da 9 kasım salı akşamı 101 pare top atışı yapıldı. 1982 Anayasa'sı uyannca çıkarılması gerekli olan yasalann 24 Kasım 1984'e kadar sonuçlandırılması pek mümkün görülmüyor. Ancak, on kadar yasanın bu yıl sonuna kadar Meclis'ten çıkanlması bekleniyor. Böylelikle 1982 Anayasa'sı tum hükumleriyle yurürlük kazanmış olacak. (Baştarafı 12. Sayfada) one. KiraJar 3040 leone arasında değişiyor. Avrupalılara kiralanan lüks villalann yıllık kirası ise 40 bin ile 100 bin leone arasında değişiyor. Lübnanh işverenler bu kadar "yüksek ücret" odediklen yerli işçilerin tembelliğinden dert yanıyorlar. Ülkede turizm sektörü gelişmemiş. Nedeni de ulaşımın zorluğu. Sierra Leone'de demiryolu yok. Karayollan ise çok kısıtlı ve yollann çoğu toprak. Freetown'daki üç büyük otel Avmpa standartlarında. Avrupa'dan getirtilmiş eşyalaria döşeli bu oteller, yıhn büyük bir zamanında boş duruyor. Bu otelleri daha çok elmas kaçakçüığı SCRECEK • ÎTÜ Sakarya Mühendislik Fakültesi'nden aldığım kimliğimi yitirdim. Geçersizdir. EMÎNE ALHAS BioTuPSÎTMilyonlar Bio Tursil bir 'TURYAG A.Ş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle