27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 1984 • • • • HABERLERÎN DEVAMI CUMHURİYET/11 Eskiyeni emekliler arasındaki ayırım (Baştarafı 12. Sayfada) ri de esas alınarak bağlanacak ve 1101 savılı kanunun ek 2'nci maddesi hiikmii gereğince, bu tarihten önceki tüm emekli. dul ve yetimler de bu hükümlerden Sandığımızca aylıklan yükseltilmek sureliyle yararianabileceklerdir." Genelge 2898 sayılı yasanın ek göstergelerin de emekli aylıklaa yansıması konusuna açıklık a.tirmiş ve 1 ocak 1984'den geçerli olarak tüm derece ve kademelerden emekli olanlarla, ölenlerin; dul ve yetimlerine ek göstergeler de esas alınarak emekli, dul ve yerim aylığı bağlanacağını ve ocak 1984'den önce tüm emekli, dul ve yetimlerin aylıklarına da ek göstergelerin uygulanacağını vurgulamıştır. 1 ocak 1984'den geçerli olarak 1. derecenin 4. kademesine ulaşmış olanlara uygulanan ek göstergeli emekli aylıklan tüm derecelerin her kademesine de uygulanacaktır. 1985 YILININ EMEKLİ AYLIĞINA ESAS GÖSTERGE TABLOSl Genelge 1985 yılında, "Emekli Aylığı Bağlanmasına Esas Gösterge TaUosu"nun tümüyle kaldınlacağına ve bunun yerine, memur aylıklanna esas olan gösterge tablosunun geçerli olacağını ve memur aylıklarının hesaplandığı gösterge tablosunun, ayni zamanda emekli olanların emekli aylıklanna da esas alınacağı ve Bütce Yasası ile saptanan katsayının tüm aylıklar için geçerli olacağını da vurgulamıştır. Genelgeye göre, "Bilindiği üzere, işlirakçilerin emekli kesenekleri, buna esas derece ve kademelerinin 657 s. kanunun değişik 43. maddesinde yer alan lablodaki gösterge rakumlan alınmak ve o yılki memur aylığına ait katsayıyla çarpılmak sureliyle bulunacak tutar emekli keseneklerine esas olmakta. buna mukabil bunların emekli aylıklan, Sandığımız Kanununun değişik 41'inci maddesine ekli emekli aylığı baglanmasına esas aylığa ait gösterge tablosunda aynı derece ve kademe için belirlenmis gösterge rakamlan esas alınarak bağlanmakladır. a) Kanunun geçici 2'nci maddesiyle. 41'inci maddeye ekli tablonun 1984 yılı için rakamlannın yükseltilerek yeniden tesbit edilmesi şeklinde olmuşlur. Böylece, emekli keseneğine esas göstergelerle. aylık baglanmasına esas göstergeler 5'inci dereceye kadar eşitlenmiş, onun üstündeki derecelerde ise emekli gösterge rakamlan artınlmak sureliyle farklılıkları azaltılmıştır." Genelge 1985 yılında ek göstergelerle, "Emekli Aylığı Baglanmasına Esas Gösterge Tablosu" için de şu acıklamayı yapmıştır. "b) İkinci aşamada geçici 2'nci maddedeki tablo sadece 1984 yılı için uygulamada kalacağından ve dış genelgemize konu olan kanunun 3'üncü maddesi ile değiştirilen Sandığımız Kanununun 41'inci maddesindeki bu değişiklikte emekli, dul ve yetim aylıklarının "hesaplanmasında 657 sayıh Devlet Memurları Kanunu'nun 43'üncü maddesinde yer alan Gösterge Tablosu ve Personel Kanunlan'ndaki ek göstergeler esas alınır." denildiğinden emekli aylıkları için tesbit edilen ayrı göstergelere ail tablo böylece yürıirlükten kaldırılmakta. dolayısıyla 1.1.1985 larihinden itibaren emekli, dul ve yetim aylıklarının baglanmasına iştirakçilerin derece \e kademelerinin devlet memurları kanunundaki göstergeleri (varsa ek göstergeleri de aynen eklenmek sureliyle) esas tutulacaktır. Örnek: Bu bahsin (a) bölümündeki l'inci derece 2'nci kademe 400 ek göstergeli iştirakçinin emekliliğinde 1984 yılı için tesbit edilmiş olan (1430) gösterge, aynı emekli için 1985 yılı için l'inci derece 2 kademedeki devlet memurunun 43'üncü maddedeki göstergesi 1280 rakamına 400 ek gösterge rakamı aynen eklenerek 1680 rakamına ulaşmakta ve 1.1.1985 larihinden itibaren emekli keseneğine de esas lutulmakla olan göstergesi emekli aylığının baglanmasına da esas tutulmuş olmaktadır." • İETT kartımı kaybeıtim. Hükümsüzdür. SABİ ÖZTÜRK Dolann Bankalarda dohır 305 lirayı aşacak edecek. Diğer dövizlerin kurları dünya borsalarında geçerli çapraz kurlara göre bankalarca belirlenecek ve her sabah ilan edilecek. Bu uygulamanın ilk günlerde bankaları zorlayacağı ve döviz işlemlerinde çeşitli karışıklıklara yol açacağı sanılıyor. BANKALAR ZARARDA Merkez Bankası'nın ilan ettiği "esas" döviz kuruna bankaların yüzde 6'lık eksi ya da artı marj koymaları uygulaması, ilk günlerinde. bankaların zararlı cıkmasına yol actı Kararın ilk gününde kendilerine tanınan marjı son sınırına dek kullanarak 1 Amerikan Dolarının satış fiyatını 300 liraya dayandıran bankalar, topladıkları dövizi Merkez Bankasfna ancak 1 dolar = 280 liradan satınca dolar başına yaklaşık 14 lira zararlı çıktılar. Çünkü doların satış fiyatını yüzde 6'lık marjın tavanına çıkartarak 299.76 liraya yükselten bankalar, alış fiyatını da 293.76 lira olarak saptamışîardı. (Tebliğ uyarınca bankalann döviz alış ve satış kurları arasındaki farkın yüzde 2'yi aşmaması gerekiyor.) Müşteriye dotar başına 293.76 lira ödeyen bankalar, bu dövizleri Merkez Bankasfna ancak 280 liralık fiyatla satınca zarar ettiler. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz bir Merkez Bankası görevlisi, "Biz Merkez Bankası'nca ilan eltiğimiz kurun üzerinden döviz alımsatımı yapanz. Tebliğ uyannca bankaların müşleriden aldıkları dövizin yüzde 20'sini Merkez Bankası'na yatırmaları gerekiyor. Bu durumda bankalar zarar etmek istemiyorlarsa marjı düşürsünler. Hatta bizim ilan ettiğimiz kurun altında işlem yaparlarsa dolar başına kâr bile edebilirler. Bu bir arztalep ve hesap meselesidir." dedi. Bu arada bankaların zararıyla ilgili olarak ortaya çıkan son durum üzerine İstanbul'dan bazı bankaların üst düzey yetkililerinin Ankara'ya giderek dün sabah Merkez Bankası yetkilileriyle görüştükleri belirlendi. esas kııru" 288,50 lira oldu GOZLEM UGUR MUMCU (liasfarafı I. Sayfada) Şimdi kararname açıkça ilan ediyor: Döviz bulundurma diye bir suç saymıyorum, ayrıca getirilen doların, markın, frankın nereden kazanıldığını da sormuyorum... Böylece, döviz kaçakçılığı suç olmaktan çıkmaktadır. Böyle olunca, bu suçlardan mahkum olan ve şu anda yargılananların durumları hukuk açısından ele alınmalıdır. Konu şuradan çıkıyor: Ceza Yasası'nın 2'nci maddesi, işlendiği zamanın yasasına göre suç sayılmayan bir eylemden dolayı ceza verilmeyecegini, işlendikten sonra yapılan yasaya göre suç olmaktan çıkarıian eylemden ötürü kimsenin cezalandırılamayacağını, böyle bir ceza verilmişse, bu cezanın yerine getırilmesinin durdurulacağını ve cezanın bütün yasal sonuçlan ile ortadan kalkacağım belirtmektedir. Şimdi döviz bulundurmaktan mahkum olan bir yurttaş, cezaevi ranzalarına tırmanıp bağırabilir: Benim yaptığım iş suç olmaktan çıktı, beni de bura.dan çıkarın... Aslına bakarsanız, cezaevindeki döviz kaçakçısı böyle bağırmakta haklıdır. Bir eylem suç olmaktan çıkarılırsa, artık o eylemden ötürü kimsenin ceza görmemesi gerekir.. Gerekir ama ış başka türlü. Çünkü, döviz suçlarının niteliği karmaşık yapısı ve konu ile ilgili yargıtay kararları "eylem suç olmaktan çıktı, öyleyse af geldi" yargısına engel olmaktadır. Döviz suçları, 1930 tarihli ve 1567 sayıh "Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu" ile bu yasanın Bakanlar Kurulu'na verdiği yetkiye dayanılarak çıkarıian kararnameler ve bu kararnamelerdeki yetkilere göre Maliye Bakanlığınca çıkarıian tebliğlere dayanmaktadır. Suçun, yasa yerine kararnameler ve tebliğlerle oluşturulması ceza hukukunun temel ilkelerine aykırıdır. Aykırı ya da degil,döviz suçları bugüne dek böyle uygulanmıştır. Fakat bugün eldeki Yargıtay kararlarına göre kararname i!e oluşan suç, kararname ile kalkmış olmamaktadır. Yargıtay, döviz suçları ile ilgili kararlarında, kararnamelerde yapılan değışikliklerle eylemin suç olmaktan çıkarılamayacağı, eylemin suç olmaktan çıkarılması için bu konuda kesinlikle yasa değişikliğinin zorunlu olduğu görüşündedir. Bu durumda, döviz suçlarından mahkum olanların affedilmeleri için bu kararnamenın dışında ayrıca bir de yasanın çıkarılması zorunludur. Kararnameye egemen olan mantığın bir adım daha atarak bu yasayı da çıkarması gerekir. Suç olmaktan çıkarıian bir eylem için bir kısım yurttaşın yargılanması ve cezaevlerinde kalması elbette haksızlık olur. Biz işin bu yanı üzerinde değiliz. Bu konu nedeniyle üzerinde durmak istediğimiz konu çok baskadır. Türkiye'de bugün binlerce kişi, siyasal nitelikli suçlar nedeniyle cezaevlerindedir. Demokrasiye geçiş döneminde, bu ınsanların bir af yasası ile özgürlüklerine kavuşmatarını isteriz. Döviz kaçakçılığı suçundan mahkum olan ya da yargılananlar için bu af kapısı açılmasa bile şimdilik aralanmıştır. Devlet hazinesine zarar veren kaçakçılar.birçırpıda olmasa bile ikinci çırpıda arfedilecekierdir. Peki ya siyasal suç sanıklan? Anayasa, siyasal suçlardan ötürü kesin hükümle mahkum olanların aflarını önlüyor. Fakat, bu suçlardan şu anda yargılanmakta olanlar için aynı engelden söz etmek olası değil.. Öyleyse, bu suçlardan yargılananlar için şu aşamada af yasası çıkanlabilir. Döviz kaçakçılarını affederken, siyasal suç sanıklarını affın dışında tutmak, bilmeyiz, vicdanları sızlatmaz mı? Doların satış fiyatını 300 liraya, alış fiyatını 294 liraya çıkaran bankalar, topladıkları dövizi Merkez Bankası 'na ancak 280 liradan satabildiler. Ekonomi Servisi Merkez Bankası ABD Dolarının "esas kımınıı" dün 288 lira 50 kuruş olarak belirledi. Daha önce 282 lira 80 kuruş olan esas kura göre dolar bir gun içinde Türk Lirasına karşy yüzde 2 daha değer kazanmı> oldu. Kendilerine tanınan \uzde 6'lık marjı üst limitine kadar kultanarak döviz satış kurunu belirleme olanağına sahip olan bankaların bu durumda bugün uygulayacakları döviz satış kurunu 305 lira 81 kuruş olarak bilerlemeleri mümkün olabilecek. Bankalar doların alış kurunu ise 299 lira 69 kuruş ile 305 lira 81 kuruş arasında belirleyebilecekler. "Esas kur" uygulaması başlamadan önce, 30 aralık gunü dolann Merkez Bankası'nca açıklanan saıış kuru 285 lira 60 kuruştu.Dolarkarşısında Türk Lirasının dört gün içindeki değer kaybı 2 lira 90 kuruşu buldu. Merkez Bankası bundan böyle yalnızca dolar esas kurunu ilan Sahte bir Rus gazetesi (Baştarafı 12. Sayfada) Sovyet ordusunu bir anda savaşamayacak durumda bıraktığı anlatılıyordu. Isyancı askerlerin subayların karavanalanna bu iksirden katmasıyla "Töm subaylar kısa zamanda yere uzandı ve halen horul horul uyuyoriar." Dahası isyanınSovyetler Birliği'ne de sıçradığı aynı gazetede yer alıyordu: "Yazarlar BirligJ feshedildi. Karar, tüm iıyelerin istifasından sonra açıklandı." "BEDAVA TROÇKİ ' Başka bir yazıda "Bağımsız Yayınevi" Sovyetler Birliği'ndeki yasak kitapları herkese bedava dağıtıyor. Listede şunlar var: Leon Troçki'nin "thanete Ugramış Devrim" Soljenitzin'in, çalışma kamplarını anlatan "Gulak Takımadaları", George Orvvell'in Stalin dönemi Sovyet politikasını acı bir dille hicveden "1984" adlı romanı, Sigmund .eud'un ve Franz Kafka'nın bütün eserleri. Ayrıca, muhaliflerin psikiyatri kliniklerine kapatılmasıyla ilgili açılan bir davada "Bir gnıp Sovyet psikiyatristinin mahkeme öniine çıkanlacağı" yazıldı. "KAHRAMANIN YALANLAMASI" Bir süre önce Afganistan'daki başarılı operasyonlanndan dolayı kahramanlık madalyası alan Üsteğmen Yuri Viktoroviç, gazeteye şöyle bir demeç veriyor: "Kızıl Yıldız'da 3 eylülde yayınlanan demecim yalandtr. Amirim Albay Filatov,riitbesinikullanarak beni yalan soylemeye zorladı. Afgan köylerini yok ettiğimizi ve köylüleri öldürdüğümüzii anlsttığım böliımü sansür etli." Sahte gazeteler Kabil duvarlanru süsledikten sonra, Sovyet ordusu Afgan gerillalarına karşı büyük bir saldırıya geçti. "Gazete"yi dağnanlann bulunduğunu tahmin ettikleri her yeri Sovyet uçaklan bombaladı. Buna rağmen, Karmal hükümetinin bazı muhalif görevlileri gazetenin 300 sayısını dağıttı. O zamandan bu yana tam İS bin adet ülke çapında Sovyet askerlerine dağıuldı. HEDEF: DOGU AVRUPA ltalyan gazetecilerinin sahte gazete hazırlamakia tecrübesi var. 1979'da Papa Polonya'yı ziyaret ettiğinde "tl Male" mizah dergisi Polonya Komünist Partisi yayın organı "Tribuna Ludu"nun sahtesini çıkardı ve 5 bin adet dağıttı. Aynı Dergi 1980'de de Moskova olimpiyatlannda "Pravda"nın 10 bin adet sahtesini dağıttı. Şimdi "Frigidaire" dergisi, Afganistan'daki gazetenin benzerlerini Doğu Avrupa ülkelerindeki Sovyet askeri kışlalanna dağıtacak. Afganistan sayısından 35 bin taneyi Polonya, Doğu Almanya, Çekoslovakya ve Sovyetler Birliği'nde dağıtan Sovyet muhalifleri, Doğu Avrupa konusunda hazırlanan yeni bir sayıdan da 30 bin tane dağıtmaya hazırlanıvor. Sovyetleri kızdırmakla yetinmek istemeyen gazetecilerin hazırladığı sahte Rusça gazetenin borsa haberleri ise şöyle: "Afganistan ve Sovyetler Birliğindeki isyan ABD borsalannı sarstı. Bu yiizden milyonlarca Amerikan yurttaşı servetini kaybetti. Uzun bir süre barış olması ihtimali, silah şirketleri arasında iflaslara yol açtı." Bankerzede 25 bin aldı 175 bin bankada kaldı ra alacağımızı tahmin elmiyordum. Bu hiç olmazsa bir umul oldu. Ama şimdi gözümüz yine arkada. Gerçi bankada 175 bin liramız daha var ama, bankerde biraz daha kalmıştı." Kasap Tarık Pirinçoğlu, duygularını soran a.a. muhabirine "Kendi halamızı kendimiz ç<kiyoruz" dedikten sonra,yeni tasarruf planını açıkladı: "Bu 25 Emlâk Kredi Bankası şubelerinde bankerzedeler bin lira ile de altın alacağım." Banka memuru Mustafa Aydoğiçin açılan 200 bin liralık hesapların, 25 bin liralık du da bankere para yatıranlarvadesiz bölümü ödenmeye başlandı. Böylece ban dandı. "Çok iyi oldu, çok memkerzedeler aylar sonra ilk kez bankerde kalan pa nunuz" dedikten sonra, 25 bin lirayı "Yılbaşı armağanı gibi birralarının bir parçasını aldılar. Haber Merkezi 1980, 1981 yıllarında bankerlerle tanışanlar, aylar sonra ilk kez bu ilişkilerinin sonucu olan bir para miktarına kavuştular. Bankere yüksek faiz, ek gelir, maaş desteği için gidenler, bankerzede olduktan sonra, dün Emlâk Kredi Bankası şubelerine giderek, "teselli hesaplarT'ndan para çektiler. Emlâk Kredi şubelerinde bankerzedeler için açılan 200 bin liralık hesapların vadesiz olan 25 bin liralık bölümü dün dağıtılmaya başlandı. Bankerzedeler "hiç olmazsa" diyerek 25'er bin liralarını alırken, bir yandan da geride kalan paralannı düşünüyorlardı. Emekli memur Hayrettin Be>, 25 bin lirasını bankerden aldıktan sonra, "Ne diyelim ki" diyerek, zoraki bir gülumsemeyle önce elinde üç adet banknota baktı, sonra sürdürdü: "Hiç pa şey" olarak niteledi. Emlâk Kredi Bankası şubelerinde ödemeler tasfiye kurulu sıra numaralarına ya da vatandaşlann aldıkları hesap cüzdanlarının numaralarına göre yapılıyor. Toplam 3 milyar lira olan ödeme işletmeleri tüm banka şubelerinde 20 günde tamamlanacak, yctkililer, "Plana göre günde 150 milyon lira dağıtılıyor" dedi. Calp: SODEP'e (Baştarafı 1. Sayfada) DEP'e gidecek üç kişi bile zor bulunur. Gitse gitse en fazla 17 milletvekili gider. Ama gidenlerin geriye dönuş şansı olamaz. Giderlerse. pişman olacaklardır" di\e konustu. Calp, parlamentoda ve parramento dışında düşünce açısından güçlü, uslupta dengeli bir muhalefet vapılması cerektifii üzerinde durdu. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nda HP'nin bugün yapılacak TBMM grubunda ele alınacak genel politik durum ve parti poîitikası üzerinde genel göruşıne için öngörüşmeler yapıldı. Toplantıda vetolu kuruculann geriye dönüşü için verilmesi planlanan önergede gerekli hava sağlanamadığı için verilemedi. Faturalı yaşam bilmecesi (Baştarafı 1. Sayfada) ve soruları yanıtsız bıraktı. Cumhuriyet muhabirlerinin resmi çevrelerdeki araştırma ve soruşturmalarına göre, şu soru ve sorunlar yetkililer açısından da henüz yanıtsız ve çözümsüz: • Hangi harcamalar vergi iadesine esas olacak, henüz belli deRil• lade kim taratından, hangi yolla yapılacak, henuz belirlenemedi. • Bulunacak somut uygulama şekli, zaten yüklerden kurtanlmaya çalışılan Maliye örgütüne yeni yükler getirebilir. Bu nasıl önlenecek, halen bilinmiyor. • Vergi iadesinde ait sınırın yüzde 5 olacağı yaklaşık bir kesinlikte belirtiliyor. Üst sınır yüzde 8 mi 9 mu olacak düşünülüyor. Ozal'a bağlı olarak çalışan bir ust düzey teknisyeni, fatura karşılığı vergi iadesi konusunun gündeme geldiği günden bu yana "fazla bir çaiışma yapraa imkânı bulamadıklarım" söyledi. Teknisyen, OECD nezdindeki Türk temsilcilerine talimat gönderilerek, OECD üyesi ülkelerde aynı konuda sürdürülen uygulamaiara ılişkin biigi istendiği ni bildirdı. Teknisyenin verdiği tek somut bilgi, fatura karşıhğı vergi iadesiyle ilgili yasanın 1 ocaktan başlayarak geçerli olacak şekilde çıkarılacağıydı. Aynı teknisyen, iadenin kimin tarafından yapılacağı konusunda sorumuzu yanıtsız bıraktı ve, "Bunu maliyeciler bilir." dedi. "Mali>eciler"in yanıtıysa, "Bunu belirlemek mümkün olmadı," biçimindeydi. Yurttaşların önemli bir bölümünün fatura almabiriktirme konusunda pek bilgili \e istekli olmadıkları, satıcıların da vergi fişi ve fatura verme konusunda bugüne kadar ki "titizlik" düzeyini sürdürdükleri, Cumhuriyet muhabirlerince dün piyasada sürdürülen araştırma sırasında gözlendi. Özellikle bakkal, kuru yemiş.çi, kırtasiyeci vb. küçük işyerlerinden yapılan alışverişlerde fatura ve vergi fişinin genellikle adı bile geçmiyor. Önemli bir tutar oluşturmayan alışverişlerde yurttaşlar herhangi bir fiş makbuz fatura talepetmiyor. "Her gün bu kadar çok fişi alıp biriktirmeye kalkarsak sonu ne olur?" görüşü birçok yurttaş tarafından dile getirildi. Esııaf da konuya kendi açısından yaklaşıyor. Bu kesimde. "Sattığıntız her küçük parça için fis vermeye kalkarsak, koçanı 25 lira olan fişlere vereceğimiz para bize ağır gelmeye başlayacak," sözleri duyuluyor. a Benim adıııı Sevîmli nebilen olmadı. Oynarken sinirleniyorsunuz, onu artık bir makine gibi görmüyorsunuz." "BEN BtLGtSAV AR SAHİBİ OLMAYI TERCtH ETTtM" Merih Sezgin ülkemizde bir yıl içinde büyük bir bilgisayar patlaması olacağı görüşünde. Şimdiden Türkiye'de 5 bin dolayında ev bilgisayarı bulunduğunu belirten Sezgin bu konuda şunları söyledi: "Bilgisayara meraklı kişi renkli TV alacagına bilgisayar alabilir. Ben tercihimi bilgisayardan yana yaptım. Orta direğimiz eninde sonunda renkli TV sahibi olacak, ben bilgisayar sahibi olmayı tercih ettim. Renkli TV'de taksit olanakları neyse, bilgisayarda da öyle. Türkiye'de şu anda isteyen 45 bin liraya dünyada 3 milyonun üzerinde tahmin ettiğim bir bilgisayara sahip olabilir. Tabii çok daha pahahlan da var. Türkiye'de bir yıl sonra bilgisayar olayı patlak verecek. Birçok marka var, yinede Tiirkiye'de bilgisayar fiyaUan epeyce pahalı. Burada 45 bin liraya satılan bilgisayar dışanda 13 bin liraya satılıyor." (Baftarafı 12. Sayfada) tıştığına tanık olunca, onuruna yedirememiş, hemen bir bilgisayar programlama dili üzerine çaîışmaya başlamış. Basic adlı programlama dilini kendi kendine, bilgisayarsız bir ayda öğrenmiş. Merih Sezgin bu çaiışma günlerini şöyle anlattı: "O çocuklan gördükten sonra bir ay içinde öğreneceğim dedim. Basic en kolay öğrenilen ve ingilizceye en yatkın bir dil. Bu dili öğrendikten sonra 250 bin lira) a bir kompütur aldım. Aldıklan bir hafta sonra aldığım şirkele program yazıp gonderdim. Tiirkiye'de benim aldığım marladan 2 bin kişi almış. Bilgisayarla giinde 34 saat ilgileniyorum, tabii gündüzki konuşmalar dışında. Ben hazır program almıyorum. Kendim program yazıyorum. Benim amacım diger ev bilgisayarı kullananlardan farklı, sadece o>un için almadım. Bilgisayarla birçok şey yapabilirsiniz. Örnegin evin ışıklarına. kat kaloriferine kumanda edebilirsiniz. Konuklar geldiğinde oyun istiyoriar. Satranç falan var, şimdiye dek bilgisayarı ye CAMLICA *" ^ '. ' MANDALİNA TONİK PORTAKAL COLA Şimdi yepyeni vidalı kapakl litrelik ve normal boy şişelerde... Çamlıca, Çamlıca Serinlik istedikçe.. Çamlıca, Çamlıca Ferahlatır Çamlıca Çamlıca, Çamlıca Lezzete susadıkça İçelim Çamlıca... Çamlıca Gazoz, Limon, Portakal, Mandalina, Çola, Tonik. Çamlıca... Lezzete susadıkça... (Baştarafı 1. Sayfada) ve ülkemiz fotoğraf sanatına katkılannız gerekçesi ile 1983 yılı Basın Fotoğrafçısı seçilmiş bulunuyorsunuz. Sizi yürekten kullar, ödülünüzü almak üzere 7 ocak 1984 günü saat 15.00'le aramızda bulunmanızdan sevinç duyacagımızı bildiririz." 1951 yılında Büyükada'da doğan Kadir Can, 1971 yılında Günaydın gazetesinde çalışmaya başladı. 1978'de Gazeteciler Cemiyeti'nin yanşmasında ödül aldı. Bazı fotoğraflan Eczacıbaşı yıllığında yayınlandı. 1983 yılında Günaydın'dan avrılarak Cumhuriyet'e geçti. Kadir Can evli ve iki çocuk babası. AFSAD LONDRA'dan ]VIEHMET ŞAKİR YURDAKUL Telgrafın telleri... (Baştarafı 12. Sayfada) cükler alıyor. Ardından kahkahalar... Hipograf için ödedığiniz 25 İngiliz Lirasına değdi. değil mi? Yıllar var ki, İngiltere ekonomik durgunluk içinde. Ekonomik durgunlukta insanlar tiyatroya daha az giderler. Tiyatrolar da bir bir kapanır. Bir sürü sahne oyuncusu boşta . Bu yeni telgrafhaneler birçok aktöre, birçok aktrise yeni bir ekmek kapısı açtı. Hatta bazılan birleşip kendi telgrafhanelenni kurdular. Ama her işte olduğu gibi bu işte de müthış bir rekabet başladı telgrafhaneler arasında Bazılan henüz edebini korumağa çahşıyor Bazılarıysa belden üstü çıplak genç kızları çalıştırıyor telgrafçı olarak. Hatta dahası var. Kesenin ağzını biraz fazla açarsanız, belden üstü çıplak kızlardan daha liginç telgrafçılar kullanabilirsinız. Örneğın bir dostunuzun partisi var. İşiniz çıktı gı'emeyeceksiniz. Bir çiftograf çekmeğe ne dersinız? Parti saatinde dostunuzun kapısı çalınır. Gü zel giyımli bir çift... Siz karınızın arkadaşları sanırsınız: kann.z sizin dostlarınız diye düşünür; tanımadığınız bu çifti buyur edersiniz içerı. Girerler salona, orta yerde, herkesin gözleri önünde soyunmağa başlarlar. Sizin donup kalan bakışlarınız altında anadan üryan olur, sevişmeğe koyulurlar. Şaşkınlığınız doruğa tırmanır, ne diyeceğinizi bilemezken, salonun orta yerinde sevişen çift, bir ağızdan arkadaşınızın telgrafını okur. "İşim çıktı kusura bakma Kardeşin Miranda..." Acaba millet bu tür telgraflara neden rağbet ediyor dersiniz? Her şeyden önce telgraf çeken işin keyfini çıkarıyor. Ayrıca eşınizi, dostunuzu da eglendiriyor, hoş bir sürprizle gönülierinı alıyorsunuz. Dilersenız de öfkelendıriyorsunuz tabii. Üstelık o gibi durumlarda sopayı yiyen de telgraf memeru oluyor siz değil. Bildiğimiz telgraf tellerine, artık sadece kuşlar konuyor ingiltere'de. VIDEOTtiEOüE Roman Polanski: Yönetmen Tess Chinaıcmn knile in the vvaıer Dance of \ampires Rosemarys Baby GefmencıK SoK An Aot.No.4 T T«l l i I I Jl • ÜskuJur Mıılıaıpa>a kız Meslek ve Teknik Lisesi diploması ile nül'us cüzdamma yitirdim. Yenisini alacağımdan eskiieri geçersi/dir. NtRGÜL ŞAHtN(KARABUL) TEŞEKKUR Ödemişli Hacı Mehmet Çakır'ın mesane tümorunün ameliyanm yaparak. tedavisini de gecegunduz ve latil dinlemeksizin çalışarak sağlayan Hacettepe Tıp Fak. Üroloji Böl. ÖJ. üyesi, Sayın Doç. Dr. ATIF AKTAŞ'A Çamlıca, Alkofsüz içkiler Sanayii A.Ş K. Çamlıca fstanbul ve anıeliyauaki yardımcılanyla, Anestezisı Dr. SAL1M AYSA'ya, ledavide büyuk emekleri geçen Üroloji Bölümü'nder. LJz. Dr. TAYFUN GÜRPINAR'la tum hemşireler ve personele şukranlarımızı arz ederu. OÖLU: ALİ RIZA ÇAKIR. TORl'NLARI: DR. f'ZKYIR ÇAKIR Vel. Hek. MEHMET ÇAKIR v,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle