24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle îzmir'de 1 bale, 3 opera Izmir Devlet Opera ve Balesi, bu akşam saat 20.30'da bestesini Necdet Levent'in, koregrafisini Suna Şenel'in yaptığı "Çoban Yıldızı" adh baieyi sahneleyecek. Öykü metni Aytaç Şenel ve Serdar Ongurlar'a, ait olan, dekor giysileri Adnan Ongun taraj.ndan gerçekleştirilen "Çoban Yıldızı "nda başhca rolleri Nurselen Ipekçi ve Sabri Olgaypaylaşıyor. öte yandan, 21 ocak cumartesi günü saat 20.30'da Elhamra'da "Telefon" ve "fki Kişiye Bir Oda' adh tek perdelik operalar sergilenecek. Devlet Balesi'nin yeni yapıtı Menotti'nin "Konsolos" operasmın galası ise 30 ocak pazartesi akşamı gerçekleştirilecek. (a.a.) Aşkın birkaç türü olmaz cinsellik aşkın kendisidir CELÂL ÜSTER Nedim Gürsel, son öykülerini bir araya getirdiği "Kadınlar Kitabı"nın yayımlanması dolayısıyla geçtiğimiz günlerde Istanbul'daydı. Gürsel, bir süredir Paris'te Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi'nde görevli. Sorbonne Üniversitesi'nde Türk edebiyatı dersleri veriyor. Nâzım Hikmet'in şüriyle geleneksel Türk edebiyatını karşılaştırmalı yöntemle e!e alan bir inceleme hazırladı. Şimdi de, Yaşar Kemal'in bazı romanlarıyla geleneksel Türk destanları arasında bir karşılaştırma yapıyor bu kuruluşta. Son öykülerini "Kadınlar Kitabı"nda toplayan Gürsel: Aziz Nesin GÜM'e katıldı İSTANBUL (UBA) Bir sü re once geçirdiği kısmi felci kısa sürede atlatan Aziz Nesin, Guldurü Üretim Merkezi'ne (GÜM) katıldı. Müjdat Gezen tarafından kurulan Güldürü Üretim Merkezine Aziz Nesin'in katılması dolayısıyla yarın Pera Palas'da bir kokteyl duzenleyecek olan Güldüru Üretim Merkezi yöneticileri. "Aziz Nesin ustanın aramıza katılmasından çok sevinçliyiz. ^azarlann ortak üretim içine girmesinin başanlı sonuçlar verdiğine inanıyoruz," dediler. Duyduk Gördük Basınköy yerine Kanarya olmaz mı? Kadın yaşlı mı yaşlıydu Damadı, Kalamış'tan O'nu Kadıköy'e iskeleye kadar bırakmıştı. Vapura bindi, Eminönü'nde indl Oradan hemen Basınköy otobüslerinin buhınduğu durağa yöneldi. 50 metrelik bu mesafeyi yürüdüğünde nefes nefese kalmış, ayaklan ağnmaya başlamıştu Durağa bir baktı ki, kendisini öteki kızmın evine götürebilecek tek vasıta, yani BasmköyEminönü otobüsu kalkmıs. Yakınlarda bir HalPulı otobüsü vardı, ona yöneldi. Otobüsün şoförü de, tam arabaya binmek UzereydL "Oğlum, bu otobüs Cennet Mahallesi'nden geçer mi?" diye sordu. Şoför "Anneceğim sen nereye gidiyorsun?" karşıhğını verdi. Basmköy'e gitmek istediğini, ancak otobüsü kaçırdığım söyledi yaşlı kadın. Şoför ilgttendi, "Gel anneciğim, ben Cennet Mahallesi'nden geçmem ama seni o Basınköy otobüsüne yetiştiririm" dedu Hemen hareket etti otobüs, ama bir sorun vardu Yaşlı kadının sadece bir abonman bileti vardı ve bunu da Basınköy otobüsüne saklamıştı. Şoför "Ne fark eder anneciğim" dedi, "Seni Basınköy otobüsüne yetiştirdiğımde biletini ona atarsın". Kadın razı olmadı, otobüs içinden bir bilet daha buldu ve Halkalı otobüsünün kutusuna attu Şoför hızla yol aldı, ama bir türlü Basınköy otobüsüne yetişemedi. Tam o sırada bir Kanarya otobüsü belirdL Bu otobüs de Cennet MahaUesi'nden geçiyordu. Şoför onu yakaladL Kanarya otobüsünün şoförüne yaşlı kadının durumunu anlattı ve sonra kadına dönüp adeta özür diledu "Anneciğim, Basmköy'üyakalayamadık, ama Kanarya versek olmaz mı?.." Elbette olurdu. Yaşlı kadın şimdi o şoförü anyor, bir teşekkür edebilmek için... Yine giriş sınavları Geçenlerde bir arkadaşanıza, ailece görüştükleri bir arkadaşı geldi. Arkadaşımızm 3 yaşındaki çocuğu eline geçirdiği bir kalemle yazı yazıyorum diye sağı sohı karalarken, arkadaşmın ilkokul 5. smıfta okuyan çocuğu da küçük otomobillerle oynuyordu. Bir ara söz döndü dolaştı kolejlere giriş sınavlarına geldi. Arkadaşımızm arkadaşı dertli dertli anlattı; "Biz bu çocukları yarış atı gibi hazırhyoruz Anne baba seyis, öğretmenler de jokey gibi... Ama öğretmenlerin jokeyiiği biraz acımasız oluyor. Yıl sonuna doğru sınıfca Anadolu Medeniyetleri Sergisi'ne gidilmesi kararlaştırılmış. Öğretmen çarşamba günü sergiye gitmek için müdürden izin almış ve durumu öğrencilere söylemiş. Fakat, smıfta öteki öğrencilere göre başarı oranı yUksek bir öğrenci var, parmağını kaldırmış ve 'Öğretmenim biliyorsunuz benim çarşamba günü test kursum var,' demiş. Öğretmen de gezi gününü salıya almış. Oysa salı günü test kursuna gıden 11 öğrenci var. Öğretmenine göre başanlı olan bu öğrenci tahtaya kalkıp bir problem çözdüğü zaman sürekli aferin alıyor ama öteki çocuklar aynı başanyı gösterdikleri zaman hiçbir şekilde odüliendirilmiyor. A ksine, problemi çözerken zorlanırlarsa öğretmenden hemen azar işitiyorlar." Arkadaşımızm arkadaşı, sonra oğhına seslendi: "O çocuğun kurs parasım kim veriyormuş?" "Okul veriyor babacığım.." Arkadaşımızm arkadaşı yine sesini alçaltarak konuştu: "Olmaz böyle şey. Bu çocuk büyük bir ihtimalle sınavlarda başanlı olacak ama onun başarısı ile öğretmeni gazetelere çıkıp reklamını yapacak. Üstelik çocuğun ailesinin durumu da iyi. Fakat nedense okul böyle bir uygulama yapıyor. Üstelik, öteki öğrencilerin sırtına basarak... Ayıp... Milli Eğitime şikâyet edeyim diyorum ama bu şefer de benim oğlanın istikbali ile oynamış olacağım." Türk Tangoların dan örnekler Yapı ve Kredi Bankası 'nın duzenlediği sanat geceleri 18 ocak çarşamba günü yapılacak olan "Türk Tangolarından örnekler" adh konserle sürüyor. Bankanın Genel Müdürlük binasında düzenlenen konserde, tangonun tarihçesi anlatüarak dünya tangolarından örnekler verüecek ve Istanbul Radyosu Tango Orkestrası 'nın konseri sunulacak. Üç ayrı mekânın kurgusu C.Ü. Oktay Akbal "Günlerde 83"de Paul Leautaud'nun bir sözıinii anıyor: "Kirtıi anlan ben iki kez >asadım. Önce gerçekten icindeyken. sonra da onu yazarken. Yazarken daha derin bir biçimde yaşadım o anlan." "Kadınlar Kitabı"nı okurken. Leautaud'nun bu sözleri geldi aklıma... N.G. Bu benim temel sorunlarımdan biri. Özellikle "Kadınlar Kitabı"nda özyaşamöyküsel birçok öğe var. "Kadınlar Kitabf'nın yazarı Paris'te yaşamaktadır. İlk gençlik yıllannı düşlemekte ve yarattığı kahraman aracılığıyla aslında lstanbul'da yıllarca önce yaşadığı bir nevrozu ve ilk cinsel deneyini dile getirmektedir. Yazar kitabı Paris'te yazmaktadır, ama çağrışımlar onu başka mekânlara, giderek anneye yaklaştırmaktadır, yani ilk gençlik yıllanna, Istanbul'a, çocukluğuna, Anadolu'da bir taşra kasabasına, Bu üç mekânın bir kurgusunu yapmayaçalıştım. Aslında, "Kadınlar Kitabı"nın kahramanı genç çocuk, yazarın kendisi. Yazar hem onunla diyaloga giriyor, hem de ona dışardan bakabiliyor. Ama aynı zamanda tanıdığı, birlikte cinsel doyuma vardığı, tutkuyla sevdiği kadınlarla da diyaloga giriyor. Bu kadınlarla ilişkilerinde hep coğrafyadan yola çıkıyor. Bu coğrafya da buyuk ölçüde Istanbul ve Paris kentleri oluyor. Ama bütün bu kentlerin ve kadınların anlatımı onu çocukluğuna gotürüyor. C.Ü. "Kadınlar Kitabı" adı ilk ağızda bir eskil kitap çağrışımı yapıyor... N.G. Doğru, baştan benim TOBAV Çocuk Oyunları Şenlığı duzenleyecek ANKARA (ANKA) TOBAV (Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı), "Türkiye'de Tiyatro Yazarlığı ve Sonınlan" konulu bir açık oturum duzenledi. Sanat Kurumu ile ortak düzenlenen ve İzzet Polat Ararat'ın yöneteceği açık oturum 25 ocak 1984 çarşamba günu yapılacak. Açık oturuma konuşmacı olarak Ergin Orbey, Atila Sav, Ülker Köksal, Vasfi Lçkan, Dinçer Siimer ve Ejder Akışık katılacaklar. Cumhuriyet'in 60. Yılı nedeniyle TOBAV tarafından düzenlenen Oyun Yazma Yanşması'nın odül töreni de 23 ocak pazartesi günü yapılacak. Öte yandan TOBAV, 1824 nisan tarihleri arasında ikinci bir Çocuk Oyunları Şenliği duzenleyecek. tFSAK'ın ocak ayı yanşmaları iFSAICm bu ay düzenlediği Aym Saydamı yanşmasmda Muzaffer Sütlüoğlu birinci, Orhan Karalioğlu ikinci, İlyas Göçmen üçüncü oldu. Siyahbeyaz ve renkli fotoğrafların katıldığı Aym Fotoğrafı yanşmasmda ise Lemi Ceyhun birinci, Oral Göenç ikinci, Aramis Kalay üçüncü seçildi. İFSAK'dakiyanşmalar her aym ilk haftası yapılıyor ve başanlı yapıtlar dernekteki üyelerin oylarıyla saptanıyor. Büyükelçi dansta başanlı oluyor Etiler'deki "Aldo Restaurant" el değiştirdi ve ünlü modacı Cemil Ipekçi'nin yönetimine geçtu Daha önce Suraselviler'deki bir gece kuUibünün yöneticiliğini yapan ama başanlı olamayan îpekçi, bu kez işi sıkı tutacağa benziyordu. Çünkü lokantanın "yeniden açılışı"nı keyifli bir gece haline getirmeyi başarmıştu Gecenin sanatçıhv cephesini, Şerif Sezer, eşleriyle birlikte İzzet Günay ve Ekrem Bora, Göksel Kortay Kerem Yılmazer çifti, iki kavalyesiyle (ki biri "A ile Kadını "fümiyle başanlı bir başlangıç yapan Muhteşem Demirağdı) mutlu görünen manken Merih Akalın oluşturuyordu. Ancak gecenin en çok eğlenen kişileri, Fransız Büyükelçisi Ekselans Fernand Rouillon ve eşi, Aıilla Dorsay ve eşi ile Leyla Umar'ın bulunduğu masaydu Mitterrand'ın Ermenilerle ilgitt son "potu " nedeniyle geçtiğimiz günlerde epey sıkmtı çeken Fernand Rouillon, yemekleri överek, Leyla Umar'a fıkra anlatarak, müzisyenlerle birlikte "Les Feuilles Mortes", "La VieenRose" gibi Fransızca şarkılar söyleyerek, bir de eşiyle çok başanlı danslar yaparak efkâr dağıttı. KADINLAR VE KENTLER Nedim Gürsel. "Kadınlar Kitabı"na aslında Kentler Kitabı adını da verebilirdim" diyor. "Çünkü bu kitabın kahramanı, kadınlarla ilişkilerinde kentleri, mekânlan yaşıyor. Bir kadın gövdesinden bir kentin gövdesine geçiyor." (Fotoğraf: ENDER ERKEK) tasanm, büyük harfle yazılan bir kitap ortaya çıkarmaktı. Kuran ya da Tevrat gibi, ama tann sözü olmayan, çağımızın bir bireyinin yazdığı bir kitap tasarlamıştım. Yalnız bu tasarımı tümüyle gerçekleştirdiğimi söyleyemem, çünkü kitap beklediğim oylumda olmadı. "Kadınlar" ve "Kitap" sözcükleri, sanırım bu kitabın içeriğini belirlemeleri açısından önemli. "Kadınlar", yani çoğul bir sözcük burada söz konusu olan. Oysa kadın sözcüğü genel bir kavram. Benim amacım, tikelden genele varmaktı. Bu bakımdan çoğul olarak kullandım kadınlar sözcüğünu. Genelde kadına varmasını amaçladım. "Kitap" sözcüğü ise, bir bakıma Kuran gibi, Tevrat gibi dinsel anlamda kitabı çağrıştınyor. Ama öte yandan "yazmak" edimini de çağnştırıyor. Bu, benim kitaplarımda sürekli ortaya çıkan bir izlek. "Uzun Sürmüş Bir Yaz"da da vardı. Kitabın erkek kahramanı hem yazar, hem de yazarın ikinci kişiliği olan gençliği. Yazar sürekli olarak metne müdahale ediyor. Hem kahramanın bakış açısından gerçekliğe bakıyor, hem de bu kitabın yazan olarak daha geniş bir açıdan aynı konulara yönelebiliyor. Metni böyle kurmam, bakış açısını çeşitlileme, çoğaltma olanağını sağladı. Domenico Purificato Sergisi Domenico Purifıcato'nun yağlıboya ve guaş resimleri ve grafik yapıtlarmdan oluşan sergi 20 ocak cuma günü tstanbul ttalyan Kültür Merkezi'nde açüacak. Domenico Purifıcato'nun ttalyan Kültür Merkezi salonUınndaki sergisi 3 şubat cuma gününe kadar açık kalacak. Mısırlı sinemacılar "Enver Sedat" filmine karşı KAHİRE (THA) Mısırlı Film Yapımcıları Sendikası, ABD'nin Columbia film şirketinı, öldurülen Mısır Devlet Başkanı Emer Sedat'ın yaşamıyla ilgili TV filmi üzerinde "kasıtlı tahrifat" yaptığı gerekçesiyle protesto etti. Konu, Film Yapımcıları Sendikası'nın Yürütme Konseyi'nin bir toplantısında ele alındı ve Mısır Dışişleri Bakanlığı'na da bir çağrı yapılarak ABD'de TV'de gösterilen dört saat süreli film için Washington'un resmi olarak protesto edilmesi istendi. Filmi izleyen Mısırlı gazeteciler, filmde gerçeklerin büyük ölçüde çarpıtıldığını ve bu durum karşısında şoke olduklarını belirttiler. Eski bakan, yvni bakan Kültür ve Turizm Bakanı Mukerrem Taşçıoğlu'nun htanbul gezisi... Yeni Kültür Bakanmın nasıl biri olduğu, Bakan olunca neler yapacağı, Evliyaoğlu'nu aratıp aralmayacağı tstanbul'daki gazetecilerin yanıt bulamadığı sorulardı. Sonunda fırsat çıktı ve yeni bakanla İstanbul basını tanıştı. tstanbul'a geldîği ilk gün sayın bakan bir sanayicinin büyük katkılanyla gerçekleşen bir serginin açılışını yaptı. ilk izlenim yeni bakanm eski bakana oranla gazetecilere daha ilgisiz oluşu ve kimsenin adını, gazetesini öğrenmeye niyetlenmeyişi oldu. Tam herkes kendini, yeni tanışıyoruz, ilerde öğrenir ve daha yakın ilgi gösterir diye avutuyordu ki iyice üzücü bir şey oldu. Nedense yeni bakan toplantılarını basın mensuplarından gizli yapıyordu. Gazeteciler basına kapalı toplantılara alışıkttlar ama toplantı salonuna bakan girer girmez kışkışlanmaya, itile kakıla salondan çıkartılmaya değiL. Bundan böyle sık sık karşılaşacağımız Mukerrem Taşçıoğlunun bize tlhan Evliyaoğlu'nu (Eski Kültür ve Turizm Bakanı) aratmamasmı diliyoruz. Fassbinder'in "Çin Ruleti" Federal Alman yönetmen R. W. Fassbinder'in "Çin Ruleti" adh fttmi, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema TV Birimi salonlannda 18 ocak perşembe saat 19.00'da, 21 ocak cumartesi de saat 16.00'da gösterilecek. tngih'zce altyazıh olan fllmin başlıca rollerini, Anna Karina, Margit Carstensen, Alexander Allerson ve Macha Meryl paytaşıyorlar. Erotizm yaşamın içinde C.Ü. "Kadınlar Kitabı''nda cinsellik konusu, cinsellik izleği ağır basıyor... N.G. tnsanın varoluşunda cinsellik çok önemli. Nerdeyse yaşamın kendisi diyebileceğim bir olgu. Bazı okurlarım, "Bu kitapta cinsel aşk var, platonik aşk yok," dediler bana. Oysa aşkın platoniği ve cinseli olmaz, cinsellik aşkın kendisidir. Bu, bizim toplumumuzda da tabu olarak görülmemeli. Cinsellik. varoluşun içinde bir durumdur. O bakımdan, bu kitapta da erotik diyebileceğimiz bölümler var. Erotizm yalnızca edebiyatın değil, yaşamın, varoluşun içinde de olan bir şey. C.Ü. Kitaptaki "anne" ve "öteki kadın" ikileminden söz eder misin ? N.G. "Kadınlar KitabP'nda anne imgesi ve oteki kadın, birleşilebilecek, doyuma varılabilecek kadın imgesi bir ikilem olarak ortaya konulmuştur. Anne ile ilişki sevecenliğe bağlı bir ilişki. Kadınla kurulan ilişki, yalnızlığa yol açan, yıkıma yol açan bir ilişki. Kitabın kahramanı bu iki ilişkiyi böyle yaşıyor. Anne ile olan ilişkisi aslında çocukluğunun bastınlmış istekleri çerçevesinde ortaya konulan bir ilişki. Tabii kitabın kahramanı bunu bilinç düzeyinde yaşamıyor, ama yazar dışardan baktığı için kahramanına, birtakım yorumlarda bulunabiliyor. Benim için önemli olan, çocukluğu anlatmaktı. İlk korkuyu, ilk yalnızlığı, ilk sevgiyi ilk cinsel isteği, ilk cinsel birleşmeyi anlatmaktı. Giderek ilk sözcüğünu ve ilk kenti anlatmaktı. Yaşamdaki ilkleri anlatmaktı. Ama ağır basan, anne ile ilişki oldu. Çünkü yazdıkça geçmişten kurtulduğumun, bir anlamda kitabın yatılı okul öğrencisi olan kahramanına yakıştırdığım nevrozu yazarın da yaşadığının ayrımına vardım. KIM KIME DUM DUMA D(\\of, ama. izi a(\\amk Behiç Ak Türk Amerikan DerneğVnde Kaktüs Kabare ve Çocuk 77yatrosu 'nun desteğiyie oluşturulan Elele Çocuk Tiyatrosu, "Fareli Köyün Kavalcısı" adh dünya çocuk klasiğini Ankara'daki TürkAmerikan DerneğVnde sahneliyor. Yaşar özdemir'in oyunlaştırdığı ve giysilerini hazırladığı "Fareli Koyün Kavalcısı"nda müzik düzenlemesiSalih Aydoğan 'm, dans düzenlemesiyse Erhan Erguler'in. Barbra Streisand ve Altın Küre Ünlü şarkıcı ve film yıldızı Barbra Streisand"in bir Yahudi ilahiyat öğrencisini konu alan "Yentl" adh şovfUmi ve anakız Uiskilerine eğilen "TermsofEndarement" adh yapıtı 41. Altın Küre Ödülü'ne altı dalda aday gösterildi. Dans, müzikal ve güldürü olmak üzere üç aym dalda verilen Altın Küre adayları Hollywood'daki yabancı basın derneğince açıklandı. Altın Küre'ye aday gösterilen yabancı fllmler arasında "Carmen", "The Dresser" ve Al Pacino'nun "The Cray Fox" adh fibnleri de var. 41. Altm Küre ödülleri 28 ocak günü Beverly Hilton Oteli'nde törenle verilecek. Onloram bizim Cİfiaların/ i TARİHTE BUGUN Mümtaz Ankan 18 Ocak Yıhn fotoğrafına ğ MTÜRK'ÜN KIZKARDESİ 1956'DA BU6ÛN,ATAWRK'ÜN KIZ «*?. D6Çİ MAKBULE ATAPAN, KANSER NASTALI&Nl>AN,ANKABA GULMAME MASTANESİ'UOE ÖLOÜ. 1ttS DOĞUMLU OLAN MAK8ULE, AĞABEri İLE 6EÇBN ORTAK ÇOCUKJUUk >9\ŞANTI£/NC*N SONRA ANAIESİ ILE BİRLİKTE OLMUÇTU. DAHA SONBA,MUS7AF# MECDİ &£? İL£ EVLBNEN MAKSULE ATADAH, CüMUUHJYeT'İH İLANINPAN SONRA, ANKARA 'OA A6AgEYİSİNB YAKIN OLA&LMİŞri. UOLLYWOOD DEVLERINDEN.. İSOl'TS BUGUN, ALEtAHD&t. ARCMtgALO LEAO4, İN&İLTEÜE'Pe DOÜ3UBA2I fJÛZlKALLBRDE ÜOL AUIUtEN ONU PEK itiUSe TANthHYOBDU.ANCAK., HOUYW0OD'l>A,PA8AIJ0UNTŞİaKETİYl£ SÖİÇMe İUZALAYINCA APtNI OA DE6İŞTİRECBK Tİ: "CARy 6RAND *.. DAHA f$3O'CAe/N BA$IARlklPA kMftlBUEDteTRjCH VE MAE U/SST İLE FİUALER ÇEV/RDf. SÖZLEÇAAeSİ BrriNCE SERBBt ÇAUŞAAAYA JCOYULÛÜ. 134O 'TA Ae.T7KAME£JKANLAŞMAYA SAÇLAU/ÇT/. ONUN U2MSİNEA4A YAŞAMI, ÖZELLİKU, BAÇAULt OLPUĞU KOMEDİ FİLMLERİ VE HEY8CANU •HI7CHCOCK* POLİSİYELERJNDe OYAIAYARAK OTUZ YILMN FAZLA SÜRECEKTİ.. 18 Ocak 1934 Derneği İFSAK'ın dernek merkezinde üyelerin oylanyla seçtiği aym fotoğraflarmdan oluşan 42. fotoğraf sergisi, tstanbul Fransız Kültür Merkezi 'nde açıldı. Aralarmda S. Oral Gönenç 'in yukandakifotoğrafinın da buhınduğu otuz yapıtın yer aldığı sergiyi izleyenler oylanyla yıhn fotoğrafmı sececekler. İFSAK'ın 42. fotoğraf sergisi 30 ocak günü sona erecek. GALERILER bHAl EROL DERAN Resim Sergisi 13 Ocak 11 Şubat 1944 Kurtuluş Cad 191 KurtulusIST 528 66 29 • 522 89 S7 Kİ£E SANAT GAL£RİS! Cevdetpaşa Cad 376 Bebek 165 21 21 DESTEK SANAT Ali Avni Çelebi Resim Sergisi 14 Ocak 10 Şubat Gaierı oazaf guiterı 13 0 0 ten ıbbaren acıktır ALİ RIZA BAYEZİT Resim Sergisi 7 Ocak 2 19S4 50 YIL ONCE Cumhuriyet Şeker Bayramı dolayısıyla gazetemız bugün yayınianmamıştır. 19341984 İLAN Abdı Ipekçı Cad 75 Maçna Tet: 146 03 54 Tuba Inal Seramik Sergisi 730 Ocak ÜRART SANAT GALERİSİ RESİM SERGİSİ V0CM(4«UMI«M SEVÎMCE te Ajrtiantan Yonılan Resim Sergisi 11 Ocafc 4 GUNER ENER Balkan Naci İslimyeli 5 Ocak 26 Ocak 1984 Tunel Maydanı Mueyyet S No. 9 Beyojk) İST T<H: 145 19 96 1 Belediyemizce BıoKırayasal Reaktör ve buna bağlı akuple çalışan transpon elemanları ile oluşan 30 ton/16 saat kapasiteli komple bir ünite 2886 sayılı Kanunun 37. maddesi gereğince kapalı teklif usulü ile satın alınacaktır. 2 Alınacak olan sistemin muhammen bedeli 3O.5O0.00O.TL. si olup ihale geçici teminatı 915.000TL.sidir. 3 İhale 30.1.1984 Pazartesi günü saat 16.00'da Belediye Encumeni huzurunda yapılacaktır. 4 Ihaleye an şartname mesaı saatleri dahılinde Belediye Muhasebe servisınden alınabilir. 5 Talıplerin teklif mektuplannı en geç ihale günü saat 14.00'e kadar Belediye Yazı tşlerine sayı karşıhğı teslim etmeleri gerekmektedir. 6 Telgrafla müracaatlar kabul edilmez, Postadaki gecikmeler ııazari itibara alınmaz. Basın: 10310 MARMARİS BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN BCN1EC Haftalık, 100, TL. Örnek sa>ı isıeyin... Mesnevi Sok. 31/9, kaya, ANKARA, Tlf: 39 43 30 Dagıtım: Örnek Dağıtım. Çan "Sade", "içeriği dolgun", "pahalı olmayan" ve "iktisalça konuşmayan" bir iktisat dergisi anyorsamz, dünya ve Türkiye ekonomısıne ile bakın. tkinci sayısı çıktı/Turkiye Ekonomisi 1984. Bırakın Gelsinler, Bırakın Getirsınler, Yüksek Faiz Politikası. Özel Finansman Kurumları/Portre. Turgul Özal/Yeraltı Ekonomisı/Unesco/Basın Yayın Dunyasi'Spor/Bilgisayar ve Halit soydan "1984'te Banka Reklamlan", Faik Basbuğ "Yüksek Faizle Tasarruf Sahibinin Korunacağını Söylemek Yanılgıdır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle