Katalog

CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ni kararları alanlar açıklamalıdırlar. Zamlar yapılmış, Türk lirasının değerinde ikili kur oluşmasını önlemek için bankalara belli bir marj içinde uygulayacakları alış ve satış fiyatı belirleme yetkisini veren "Pencere" yöntemiyle ocak ayının ilk günlerinde dolar 307 lirayı aşmıştır. Bu yöntem devalüasyonu getirmijtir. Ve mini devalüasyonlar devam etmekredir. Dışalım rejimi libere edilmiştir. Dışalımı yasak malların azaltılması planlanmıştır. Genişleyen Überasyonun döviz pozisyonuna göre devamlı olamayacağı ve bir süre sonra durması olasıdır. Dışsatımı kolaylaştırmak için alınan önlemler genelde esasla değil, ayrıntıyla ilgilidir. GERCEKÇİLİKTEN UZAK TL'TL'M 24 Ocak ve 19 Aralık kararları, genelde ülke kalkınması için önce döviz gelirini arttırmak amacıyla alınmıştır. Para, kredi, teşvik ve yüksek faiz politikasıyla döviz gelirleri arttırılmak isıenilmiştir. Dışsatım gelirleri artrırılacak ve yabancı sermaye girişi hızlandırılarak. dış borçlanma sağlanarak döviz gelirleri arttınlacaktır. Döviz gelirleri artınca dışalım artacak ve ülkede yatırım eğilimi yükselecek ve kalkınma sağlanmış olacaktır. Oysa ulkenin döviz durumuna göre bu olasılığın gerçekleşmesi çok zordur. 1984 programına göre bu yıl için 6 milyar 850 milyon dolar dışsatım ve 10.5 milyar dolar dışalım öngörülmüştür. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Sayın EkremPakdemirli'nin açıklamalan na göre, bankalanmızda 850 lar ertelenebilecek«p de. bu snrun 1985 ve onu izleyen yıîlarda milyon dolar serbest ve T.C. Merkez Bankası'nda (bağlı işyine karşımıza çıkacakrır. 19 lemlerle ilgili) 1.165 milyar doAralık kararlarının başarısı. dölar olmak iizere, 2 milyar 15 milvize / döviz bulmaya bağlıdır. yon dolarhk dövizimiz vardır. GEÇMİŞİ DE 1984 yılında ödenecek dış bd; s İNKÂR EDEREK... ana para ve faizleri 3.4 milyar Sayın Özal, alınan kararlarl;; dolar olduğu bir süre önce gazeilgili olarak bir açıklamasında 50 telerde yer almıştı. Bu durumda, yıldır kimsenin cesaret edemedi"Dışsatım + görünmeyen döviz ği kararları aldıklarını söylemişkalemleri t işçi dövizleri = Dıtir. Halkçı Parti Genel Sekreteşalım + görünmeyen döviz çıkışlan •• dış borç anapara ve fa ri bu hususta şöyle demektedir + izi" dengesi nasıl sağlanacakrır? (31.12.1983 giinlii Milliyeı Gazeıesi): "Cumhuriyet tarihimizin Sayın Pakdemirli'nin açıklamayarım asırlık ekonomik başarılanna göre, görünmeyen dövi? İarını inkâr eden ve bu 50 yıla gelirleri, "Bir ülkeden mal alıp damgasını vurmuş başta Ulu başka bir ülkeye mal satmak" Önder Atatürk ve İnönü olmak 1.52 milyar dolar. dışsatım geüzere Türkiye'yi yönetmiş devliri 6.850 milyar dolar ve işçi dölet adamianmızı ve siyaset kadvizi ile denge sağlanabilecek ise rolarını küçümseyen bu zihniyeti de, Sayın Müsteşann beyanı çok reddediyoruz. Birçok gelişmiş iyimser olduğunu göstermekte Batılı devlerin dahi uygulamaktan kaçındığı ölçüde ekonomiyi Bu varsayım içinde yer alar başıboş bırakmaya yönelen bu bir ülkeden mal alıp başka biı kararlarla, kişiliğini bulmakta ülkeye mal satımından 2 milyaı olan Türk sanayiini çöküntüye dolar döviz sağlanması küçüm uğratma tehlikesi yaratılmıştır." senecek bir meblağ olmayıp, biı tür komisyon olan iki milyar doSayın Genel Sekreterin görüş ların kaç milyar dolarlık bir i< , hacmini gerektirdiği düşünülürse ve sözlerine eklenecek bir husus olmasa gerektir. işin önemi anlaşılmaktadır. Ayrica, bu varsayımlı hesapta dı;. 300 milyar lira iç borçlanma borç anapara ve faizleri dikkate olasılığı ile bağlanan 1984 bütçealınmamıştır. Her ne kadar 1984 sinin 500 milyar açık vermesi man ayındaki yerel seçimlerden beklenirken, vergi bağışıklığı ve sonra borçlanma ve 1984 yılı indirimleri gündeme getirilmeködenecek dış borçların ertlenme tedir. Yarın vergi gelirleri tahsisi olanakları aranacaksa da, na latı bekleneni vermezse ne olasıl bir sonuç alınabileceği biün caktır? Cari giderler için Merkez memektedir. Eski yıllarda borçBankası kaynakları kullanılırsa ların ertelenmesi çok zor olmuş enflasyon hızı artacak ve bu hal tur. Ülkenin dış borçları 22 m>ı enflasyonu 5 yıl içinde yüzde yar doları aşmaktadır.Belki bu 7'lere düşürmek isteyenlerin göyıl için IMF'de öneri ile dış borç rüşleriyle çelişmeyecek midir? Ekoııoıııik Kararlar ve Döviz Sorunıı Anavatan Partisi Sayın Genel Başkanı seçim gezilerindeki ve televizyondaki konuşmalannda dikkatleri ekonomi ve ekonomik konular üzerine çekmiş, orta direk diye adlandırdığı işçi, memur, emekli, küçük çiftçi ve esnafa bir şeyler yapmak istediği görünümünü vermiş, yaptıklanyla kendisini tanıyanlann ve tanımayanların oylarını alarak seçimleri kazanmış ve Başbakan olarak hüküıneti kurmuştur. ESKİDEN NE YAPTIYSA... Sayın Özal iktidara gelince ne yapacaktı? Bu, esasta kendisini tanıyan ve yaptıklarını bilenler için bir sorun değildi. Ve yapacakları da bilinmekleydi. Şimdiye kadar ne yapmışsa yine onu yapacaktı. Mimarı kim olursa olsun 1980 yılının ocak ayında yürürlüğe konulan veadına, "Istikrar Programı" denilen 24 Ocak kararları büyük zamlarla uygulamaya konulmuş, birikimlerin bankalarda toplanacağı ve yatjrımlara kanalize edileceği varsayımı ile yüksek (serbest) faizle banka ve bankerler devreye girmiş, 12 Eylül'den sonra, Meclislerden geçirilemeyen vergi yasalan çıkarılmış ve uygulamaya konulmuştur. 1982 yılının haziran sonuna kadar uygulatnada Sayın Ozal'a destek sağlanmış. Sayın Özal da karariann başarılı olması için başlangıçta 12 yıl, sonra da 35 yıl vatandaştan özveri istemiştir. Jlk bulgular parlak değildi. llk çatlak bankerlerde olmuş, küçüklü büyüklü bankerlerin iflasını İstanbul'da kendisini seçmekle güvenli bir yol seçmiş olanların bankeri izlemiş, Uç banka hakkında Bankalar Yasası'nın 60. ınaddesi uygulanmış, birçok şirket batıyoruz diye feryada başlamış, aşırı zamlar ve pahalılık işçi, memur ve emeklilerinin zamlara rağmen reei ücretlerinin süratle diişmesine neden olmuş, sanayiciler seslerini yukseltmeye başlamışlar, Türk lirası dolar karşısında değerini yitirmeye devam etmiş; birikimler olası yatınmlara dönüstürülememiş, yüksek faiz bankalarda müşteri yapısının değişmesinde ve banka kredilerinin seyyaliyetini kaybetmesinde önemli bir etken olmuş ve 1982 sonunda iki milyon banka hesap cüzdanına sahip kişilerde 1 trilyon 300 milyar mevduat birikmiş ve milli gelirin yıllardan beri adaktsiz olan dağılımı daha da adaletsiz oimuştur. Unutmamak PENCERE Soru İşaretleri?.. 18 OCAK 198 Giibre zamtnı ve siibvansiyonun kaldırılması 1984 ve onu izleyen vıllarda üretimde düşüşe neden olacak ve korkarız ki, iilke dışarıdan tarım üriinii almak zorunda kalacaktır. MEHMET ALİ TUNABOYLU İktisatçıBankacı lazımdır ki, bütün bunlar enflasyonu aşağıya çekmek için yapılmıştır. Yapılmıştır ama, geçici olarak düşürülebilen enflasyon hızı yine yüzde 50'lere doğru tırmanmaktadır. Yukarıda sayılanlar 19801982 / Haziran döneminde olmuştur ve olumsuzluklar daha sonra da devam etmiştir. Ve halen de devam etmektedir, îlk dönemde Sayın özal, ekonomik işlerle yükümlü ve sorumlu Başbakan Yardımcısı idi. Bugün Başbakan olan Sayın Özal'ın 19801982 yıllarındaki ekonomik görüşlerinde bir değişikfik olması söz konusu olamazdı. Kendisi oldukça tutarlı gözükmektedir. Binaenaleyh, bugün yapacakları eski yaptıklarının devamı ve tamamlayıcısı olacaktı. Nitekim öyle olmuştur. Eski kararlar yeni eklerle 19 Aralık 1983 gününden itıbaren yurürlü|e konulmaya başlamıştır. Yeni karariann açıklanması yine yüksek faizle başlamıştır. Mevduatın yapısı ve tanımı değiştirilmiş, üç ay ihbarlı vadesiz mevduata en yüksek faiz verilerek bir şok yaratılmak istenmiş ise de, beklenen olmamıştır. Üç ay ihbarlı vadesiz mevduatın nasıl yatınma dönüştürülebileceği 6 kasım 1983 saçimleriyle ANAP parlamentoda çoğunluğt sağladı, hükür.etini kurdu. Ancak kimi partilerin bu seçime katılması engellendiği için iç siyasada karmaşık bir tablo oluştu. Bugün partileri iki açıdan değerlendirebiliriz: 1) Parlamento içindeki ve dışındaki partiler. 2) Sağdaki ve soldaki partiler. Parlamentodaki partiler ANAP, HP, MDP'dir. Parlamento dışındaki partiler DYP, SODEP ve Refah Partisi'dir. • Siyasal iktidar ile hükümet kavramları her zaman birbiriyle özdeş değildir. Hukuk bilimine göre hükümet, siyasal iktidar kapsamında yerini alır, kavramın bütününü kucaklamaz. Hükümet, siyasal iktidarın bir parçasıdır. Ülkemızde kimi siyasal partinin parlamentoda rtükümetini kurmakla bırlikte siyasal iktidar olamadığı izlenmiştir. ANAP şimdilik hükümetini kumnuş, güvenoyu almıştır; siyasal iktidan devletin başka güçleriyle paylaşmak zorundadır. CMağanüstü bir dönemde yaşadığımızdan ANAP hükümerinin siyasal açıdan çok kısrtlı bir konurnda olduğunu da söyliyebiliriz. ANAP bir yandan siyasal iktidarı 12 Eylül'ün etkili güçleriyle paylaşmak zorundadır; öte yandan parlamento içinde ve dışında ikili muhafefetle karşı karşıyadır. Ekonomide bir dizi karar alarak "ihtilal" yaptığı öne sürülen Özal hükümetinin siyasal alandaki yetkileri sınırlıdır. Önümüzdeki ilkbaharda yapılacak yerel seçimlerde Türkiye'nin siyasal tablosu belki biraz daha aydınlanabilir. Şimdilik iktidarın ve muhalefetin yeterince ayrışmadığı bir ortam söz konusudur Sağ bugünkü hükümette bütünüyle temsil edilemiyor ve sağın yapısındaki çelişkiler hesaplaşma için gündemde sıralarını bekliyorlar. Oemokratik solun da kendi içinde bütünleşmekten yoksun kaldığı bir dönemdeyiz. Sağda ve solda ikircikli durum sürüp giderken siyasal yasarnı da etkileyecek ekonomik kararlar birbiri ardına alınmaktadır. Özal hükümeti büyük zamlarla birlikte, önemli bir devalüasyonu gerçekleştirmiştir; liberal ekonomi görüntüsü altında tekelciliği güçlendiren siyaseti benimsemiştir. Yirmi yıl "ithal ikamesi" politikasına dayanarak gelişmiş sanayi çevreleriyle küçük ve orta girişimcilerden protesto sesleri yükselmeye başlamıştır. Kısa sürede birikecek ekonomik muhalefet, demokratik biı siyasal görünüme bürünerek yerel seçimlerde parlamentoyu da etkileyecek bir güce kavuşabilir mi? * Soru üstüne sorunun dizildiği hızlı bir geçiş sürecinde olduğumuz anlaşılıyor. 12 Eylül'den önce parlamento içinde bulunan sağ kanadın dünya görüşü antidemokratikti. Sosyal demokratlarla demokratik bir uzlaşmaya giremeyen parlamenter sağ, 12 Eylül'ün gelişini hızlandırmıştır. Bugün DYP'de toplanan eski parlamenterterin demokrasi anlayışı değişti mi? DYP'nin parlamento dışında kalması, muhalefetinin tek nedeni olamaz. Bu partinin s''asal ve ekonomik tutumunun ışıması bekleniyor. * 1984, Türkiye'de iktidar hükümet muhalefet ilişkilerinin belirgin biçimde ortaya çıktığı yıl olacaktır. Ancak bu aynşmadan sonra siyasette sağlıklı öngörüler ve analizler yapılabifir. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Düşünce Tekele Alınaıttaz Bir gazete kesiği elime geçti. Tutucu bir yazara göre: "Türlü korkular, güvenmezlikler ve baskılar Türk aydınını çekingen, iki yuzlü, dilsiz, hatta r/yaAâ/"'yapmış... Bu savı ileri atan kişi şöyîe ekliyor: "Hepimiz yerine, zamanına. adaletin daima yanılabileceğine ve zülfiyare göre yazryor, konuşuyorduk, inancımızı, düşüncemizi açıkça ifade etmemizin ne devletçe ne milletçe bir garantisi o/abilirdi. Bugün suç sayılmayan bile, yarın bir iktidar değiştiğinde veya muhbirfer çoğaldığmda suç sayılabilirdi." Gerçekten de Türkiye'mizde çc.i: \zk parti, gerek çok parti, gerek sivil, gerek asker yönetimler altında gerçek bir düşünce özgürlüğü, bir basın özgürlüğü bir türlü yerleşemedi. Basına, düşünceye saygılı olduğunu kürsülerde bağırarak açıklayanlar bile, işbaşına gelir gelmez 'kendi' görüşlerine, kendi çıkarlarına aykırı gördükleri kişileri türlü yollardan baskı altına almaya; yazıya, söze kayıtlar koymaya kalkıştılar. Örnekleri pek çok!... Bu yazar hepimizin katılacağı şu sözleri yazmaktan kaçınmamış: "Daha acısı Türkiye'de fikir hâlâ bir suçtu. Hatta İikir suçu', sırasında en ağır cürümdü. Fikirier, duşüncenin doğru veya yanlışltğına değil de ideolojilere, bellî çıkartara ve çıkariarın oluşturduğu 'resmi' görüşe göre yargılanıyor, başJara türlü işler açılıyordu". şimdi de bu yazarın şu sözlerini dikkatle dinleyin: "Fikir adamı, aydın geçinenler de birbirierine hiç saygı duymuyorlar, birbirlerini hayınlıkla suçluyortar, karşı duşüncenin yanlış, tutarsız eksik yanlarını ortaya koymaktansa onu aşağılatmak veya fikir adamını mahvedecek ihbarlar yapmak 'ilerici' bir tutum sayılıyor." Ben kişileri değil düşünceleri ele almayı gerekli görürüm. Bu satırlan Ali ya da Veli yazmış, önemli değildir. Bir duşüncenin, bir görüşün doğru ya da yanlış olmasıdır önemli olan. Bir 'doğru'nun eksiklerini, sapmalarını belirtmek bir görevdir. Karşılıklı tartışmak, sorunları aydınltğa çıkarmak, çözüm yollan aramak gereklidir. Bilinçli kişi, aydınlıklar getirır; aydınlıkları yaygınlaştırır. Bu da, hoşgörüyle, içtenlikli tartışmalarta, konufarın üstünde kafa yormakla ciiur. Ama yalnız benim dediğim doğrudur, benim düşüncem eksiksizdir, ama karşımdakîlerin her dediği yanlıştır, hatta yurt düşmanlığı, şu ya da ideolojiden yana olmaktır, diyenler aydın' niteliklerinden yoksun sayilırlar. Yazısından parçalar aldığım, bir bölük düşüncesine de kat/ldığım bu yazarın geçmiş yıllarda yayınladığı yazılara bir göz atarsak ne görürüz: "Yalnız benim dediğim doğrudur, başkalarınınki yanlıştır" kesinliği; yalnız bu kadar da değil 'bana karşı çıkanlar, Türk ulusunun düşmanlandır, solculardır", suçlamaları, kışkırtmaları!... Bu gibi tutucu kişilerin düşünce özgürlüğünden anladıkları, yalnız kendi düşünceierinin tam bir serbestlikle yazılması, yayılması, benimsenmesidir Karşı görüştekiler susturulmalı, hapislere atılmalı, ama tutucu, sağcı. gerici niyetleri, hesapları içeren görüşlerin, düşüncelerin propagandası açık açık yapılmalıdır. Çünkü yurtseverlik, milliyetçilik tekelleri altındadır. Ama siz Atatürk devrimi, insan hakları, sosyal eşitlik, ezilen halkları kurtarmak, savunmak dediniz mi; gerçek özgürlüklerin neler olduğunu anlatmaJc istediniz mi, en ağır cezalara çarptırılacaksınız!... Bağnaz yazarlann, kişilerin, politikacıların fikir özgürlüğünden anladıklan budur. Evet, fikir suçu diye bir şey yoktur, olmamalıdır. Uygar toplumlarda düşüncesinden ötürü tutukfanma, hapse atılma olayları görülmez. Fikir özgürlüğü olmayan toplumlarda kimi insanlar gerçek görüşlerini befirtmekten kaçınıp riyakârlık, ikiyüzlülük ederler. Etmişlerdir, etmektedirler. Ama böyle davranmayan yazarlar da vardır. Her şeyi göze alarak gerçek düşüncelerini, ulus yararına görüşlerini gazete sütunlarında, kürsülerde, kitaplarda savunmaktan kaçınmazlar. Riyakârca yazı yazanlar, hem de bunu çekinmeden açıklayanlar, 'fikir özgürlüğü'nü savunmaya başlamışlarsa, bu davranışlannda içtenlik, dürüstluk aranır mı? Bu gibi kişiier, 'fikir özgürlüğü' derken yalnızca kendi görüş ve düşünüşlerini savunmak hakkını belirtmektedirler, bunu anlamak o kadar zor değildir. Uygar bir toplumda değişik görüşler, düşünuşler yan yana yaşayabilmelidirler. Yanfış, bilimsel gerçeklere aykırı, çağdışı görüşler, düşünceler ergeç yıkılır gider, benimsenmez çağdışı, gerici düşüncelerden korkmak gereksizdir. Varsın özgürlük içinde düşüncelerini belirtsinler riyakârlıklara kendilerini kaptırmasınlar Ama kendileri gibi düşünmeyenlerin de fikir özgürlüğünden yararlanmalarını türlü karaçalmalarla önlemeye kalkışmasmlar. Hele çirkin ihbarcılıklara başvurmasınlar Düşünce özgürlüğü, düşünceyi tekele almamakla gerçekleşir. KAYNAK ELEKTRODLARI VE SANAYİ A.Ş. HALKALI YÖNETİM KURULUNDAN Şirketimizin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemde yazılı hususlan görüşüp karara bağlamak uzere 20 Mart 1984 salı günü saat 15.30 da Sefaköy, Halkalı caddesi, 99 nolu adreste toplanacaktır. Kar ve zarar hesabı, bilanço, Yönetim Kurulu raporu ile murakıp raporunun toplantı tarlhinden on beş gün önce şirket merkezinde sayın hissedartarın tetkikine amade bulunduğunu arzeder, hissedarlann sahip olduklan hisseleri toplantı gününden enaz bir hafta önce şirkete tevdii ile giriş kartı almalarını ve toplantıya gelmelerini rica ederiz. OERLİKON KAYNAK VE ELEKTRİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULUNDAN Şirketimizin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemde yazılı hususlan göruşüp karara bağlamak üzere 20 Mart 1984 salı günü saat 15.00 da Sefaköy, Halkalı caddesi, 99 nolu adreste toplanacaktır. Kar ve zarar hesabı, bilanço, Yönetim Kurulu raporu ile murakıp raporunun toplantı tarihinden on beş gun önce şirket merkezinde sayın hissedarlann tetkikine amade bulunduğunu arzeder, hissedarlann sahip olduklan hisseleri toplantı gOnünden enaz bir hafta önce şirkete tevdii ile giriş kartı almalarını ve toplantıya gelmelerini rica ederiz. KAYNAK ELEKTRODLARI ve SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ CÜNDEM HALKALI KAYNAK ve ELEKTRİK SANAYİ V0 TİCARET ANONİM ŞİRKETİ GÜNDEM 1. Başkanlık divanı seçimi ve tutanagın imzası konusunda Oivana yetki verilmesi. 2. Yönetim Kurulu ve murakıp raporların okunması ve tasvibi. 3. 1983 yıiı büançosu ile Kâr ve Zarar hesaplarının tetkiki ve tasvibi. 4. Yönetim Kurulu uyeleri ile Müdürlerin bücümle karar, muamele ve tasarrufların tasvibi. 5. Yönetim Kurulu uyelerinin, Müdürlerin ve Murakıbm zimmetlerinin ibrası. 6. Yönetim Kurulu uyelerinin seçimi. 7. 1984 yılı için bir Murakıp seçimi ve yıllık ücretlerin tesbiti. 8. Senelik kâr ve zarar hususunda karar ittihazı. 1. Başkanlık divanı seçimi ve tutanağın imzası konusunda Oivana yetki verilmesi. 2. Yönetim Kurulu ve murakıp raporların okunması ve tasvibi. 3. 1983 yılı bilançosu ile Kâr ve Zarar hesaplarının tetkiki ve tasvibi. 4. Yönetim Kurulu uyeleri ile Müdürlerin bilcümle karar, muamele ve tasarrufların tasvibi. 5. Yönetim Kurulu uyelerinin, MOdürlerin ve Murakıbm zimmetlerinin ibrası. 6. Yönetim Kurulu üyelerinin seçimi. 7. 1984 yılı için murakıp seçimi ve yıllık ücretlerin tesbiti. 8. Senelik kâr ve zarar hususunda karar ittihazı. TEŞEKKUR Biricik kızımız DUYGU'nun dünyaya gelişinde üstün gayretlerini esirgemeyen SSK Okmeydanı Hastanesi If. Nisaiye Servisi'nden Doç.Dr. Y4VUZ BERKOEa ve Ast.Dr. Idris özdemir'e, Anestezi Hemşire Sevgi Hanım'a, Ebe Halide Evirgen'e, Ebe Saniye Can'a, Hastabakıcı Sebahat Çetinkaya'ya, Haslabakıcı Nuri Altaç'a ve tüm servis elemanlarına leşekkürü bir borç biliriz. AYÇİN RUHİ TAMER ELEK5İN SANAYİ MAKİNELERİ VE ÜRÜNLERİ İMALÂTI VETİCARETİA Ş KIZIMIZ HELİOS ELEKTRİK VE MAKİNA TÜRK A.Ş. YÖNETİM KURULUNDAN Şirketimizin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemde yazılı hususlan göruşüp karara bağlamak üzere 20 Mart 1984 salı günü saat 14.00 de Sefaköy, Halkalı caddesi, 99 nolu adreste toplanacaktır. Kar ve zarar hesabı, bilanço, Yönetim Kurulu raporu ile murakıp raporunun toplantı tarihinden on beş gün Önce şirket merkezinde sayın hissedarlann tetkikine amade bulunduğunu arzeder, hissedarlann sahip olduklan hisseleri toplantı gününden enaz bir hafta önce şirkete tevdii ile giriş kartı almalarını ve toplantıya gelmelerini rica ederiz. GÜNDEM 1. Başkanlık divanı seçimi ve tutanagın imzası konusunda Divana yetki verilmesi. 2. Yönetim Kurulu ve murakıp raporların okunması ve tasvibi. 3. 1983 yılı bilançosu ile Kâr ve Zarar hesaplarının tetkiki ve tasvibi. 4. Yönetim Kurulu uyeleri ile Müdürlerin bilcümle karar, muamele ve tasarrufların tasvibi. 5. Yönetim Kurulu Üyelerinin, Müdürlerin ve Murakıbm zimmetlerinin ibrası. 6. Yönetim Kurulu üyelerinin seçimi. 7. 1984 yılı için murakıp seçimi ve yıllık ücretlerin tesbiti. 8. Senelik kâr ve zarar hususunda karar ittihazı. Duygu Tamer'in doğumunu türn dostlanmıza duyururuz. AYÇİNRUHİ TAMER YÖNETİM KURULUNDAN Şirketimizin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemde yazılı hususlan göruşüp karara bağlamak üzere 20 Mart 1984 salı günü saat 14.30 da Sefaköy, Halkalı caddesi, 99 nolu adreste toplanacaktır Kar ve zarar hesabı, bilanço, Yönetim Kurulu raporu ile murakıp raporunun toplantı tarihinden on beş gün önce şirket merkezinde sayın hissedarlann tetkikine amade bulunduğunu arzeder, hissedarlann sahip olduklan hisseleri toplantı gunünden enaz bir hafta Önce şirkete tevdii ile giriş kartı almalarını ve toplantıya gelmelerini rica ederiz. ELEKŞİN SANAYİ MAKİNELERİ VE ÜRÜNLERİ İMALÂTI VE TİCARETİ ANONİM ŞİRKETİ GÜNDEM 1. Başkanlık divanı seçimi ve tutanagın imzası konusunda Dıvana yetki verilmesi. 2. Yönetim Kurulu ve murakıp raporların okunması ve tasvibi. 3. 1983 yılı bilançosu ile Kâr ve Zarar hesaplarının tetkiki ve tasvibi. A. Yönetim Kurulu uyeleri ile Müdürlerin bilcümle karar, muamele ve tasarrufların tasvibi. 5. Yönetim Kurulu uyelerinin, Müdürlerin ve Murakıbm zimmetlerinin ibrası. 6. Yönetim Kurulu uyelerinin seçimi. 7. 1984 yılı için bir murakıp seçimi ve yıllık ücretlerin tesbiti. 8. Senelik kâr ve zarar hususunda karar ittihazı. İyilik örneği. kendini fbrevine ve milletine adayan eşsiz insan, sevgili ejim, canımız babamız, değerli varlı|ıraız TEŞEKKÜR ORDU VALİ MUAVİNİ SELAHATTİN CANBÜLAT'ın Hastalıgı süresince ve vefatı sonrasında her türlü ilgi ve yardımı esirgemeyen başta; TÜRKİYE DENİZCİLİK KURUMU PENDİK TERSANESİ VE AĞIR SANAYİİ TESİSLERİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Tersanemizde kurulmakta olan Dizel Motorları Fabrikasında kullanılmak üzere, Muhtelif vana (Toplam 362 adet) 8 Kalcm İki yollu manometre musluldarı 30 Adet Üç yollu emnijet ventilleri 7 Adet Klapeli dip süzgeçleri 25 Adet eşine olmak üzere bütün Vilayet erkanına, Haceltepe Üniversitesi ve Ordu Devlet Hastaneleri Tabiplerine, Sağlık Personeline, ADALET ve EMNİYET mensuplanna, BELEDİYE Teşkilâtına bütün ORDU Halkına, GİRESUN Valisi Saym Fehamettin ALTUN ve eşine, cenazenin illerinden geçmesini büyük arzu ile isteyen Yozgat Valisi Sayın İ.Hakkı BORATAŞ ve Yozgaı Halkına, Çorum Valisi Sayın Coşkun IRVALI'ya, Nevsehir ve tçel V'aliliği'ne, Tarsus Kaymakam ve Belediye Başkanına, cenazeyc refakat eden Emniyet Teşkilân Mensuplanna, cenaze törenine katılan, çelenk gönderen, telgraf ve telefonla büyük acımızı paylaşan tüm dost, akraba ve hemşerilerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'na ORDÜ VAÜSİ SAYEV M.NERMİ ALYANAK ve AİLESİ Hastahğımı anında teşhis edip başanh ameliyatıyla beni sıhhatime kavuşturan eşsiz insan Prof. Dr. ve Cerrahpaşa Cerrahi Kliniği tüm doktor ve hemşireJerine spnsuz teşekkürler. TEŞEKKÜR KAYA GÜRSEL satınalınacaktır. 2 İdari ve teknik şannameler TÜRKİYE DENİZCfLİK KURUMU Pendik Tersanesi ve Ağır Sanayıi Tesisleri Müdürlüğü Satınalma Servisi Kaynarca/İSTANBUL adresinden ücreti karşılığında temin edilebilir. 3 Teklifler en geç 12.2.1984 günü saat 17.30'a kadar idari şartnamede beiinilen adrese gelmiş veya verilmi; olacaktır. 4 Posiadakı gecikmeler kabul edilmejecektir. Dosya no: 84/103 Basın: 10197 CEMİLE BİNGÖL SATILIK Aksarayda 150 m' apartman dairesi Tel: 123 55 81 KAZIM ÇAKIROĞLU RİCHARD FAUSNAUGHT evlendiJer 1 Ocak 1984 Dallas Texas TjjT Kitap temini artık jAjj sorun olmaktan çıktı Cumnurryeı