Katalog

18 OCAK 1984 * • * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Tek tip elbiseyi protesto (Baştarafı 1. Sayfada) Metris Askeri Ceza ve Tutukevi Duruşma Salonu'nda dün ilk oturumu yapılan THKP/C Üçüncü Yol davasında 54'ü tutuklu 89 sanığın 3 ile 15 yıl arasmda ağır hapis cezası ile cezalandınlması isteniyor. Sanıklardan 51'i subay, 8'i astsubay, l'i er ve 29'u da sivil. Saat 11.00'de başlanan yargımada, Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'nde bulunan bazı sanıklann duruştnaya don ve atletle çıktığı görüldü. Bu arada sanıklara verilen tek tip elbiselerin de yırtılarak duruşma salonunda bırakıldığı izlendi. Mahkeme yargıcı tarafından oturumun başında sanıkların tek tip elbiseyi çıkarttıklan, duruşmaya don ve atletle katıldıklan tutanağa geçirildi. Mahkeme bu şekilde duruşmaya çıkılamayacağını bildirerek, sanıkların salondan çıkanlmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, daha sonraki oturumlara da böyle gelinmesi halinde, sanıkların yine duruşmadan çıkanlacağuu, iki kez duruşmadan çıkanlan sanıkların ise, 353 Sayılı Yasa'nın ilgili maddesi uyannca, dava sonuna kadar duruşmaya alınmayacağını açıkladı. Bazı tutuklu sanıkların duruşmadan çıkanlmasından sonra salonda kalan tutuklu ve tutuksuz sanıkların yoklaması yapıldı. Avukatların isteminin mahkemece red edilmesinden sonra, sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Çoğu subay olan sanıklarla ilgili iddianameyi okuyan askeri savcı, sanıkların T H K P / C Üçüncü Yol adlı örgütü oluşturduklarını ve amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiklerini ileri sürdü. Askeri savcı şunları söyledi: "Yapmış olduğu çeşitli eylemrde örgütün gerçek isminin açıklanmamasını tercih eden bu siyaset. Tiirk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de taraftar kazanmayı ilke olarak kabul edip, bu yönde çalışmalar yapmış ve Tiirk ordusunun temel eğitim kurumu olan Kara Harp Okulu biınyesinde siyasi nitelikte çalışmalar sayesinde, örgiite bir taban oluşturmuşlur". Sanıkların kurulu anayasal düzeni silahlı halk ihtilali yolu ile yıkarak, yerine proleterya diktatörlüğünü kurmayı amaçladıklarını bildiren askeri savcı, sanıkların bu amaçlannı gercekleştirmek için Istanbul'da Arjantin Pavyon soygunu ve bir jandarma erinin Öldürülmesi, Necdet Balcıoğlu adlı kişinin öldürülmesi, MHPMİSK ve Bahçelievler Karakolu'nun bombalanması gibi eylemleri yaptırdıklarını ileri sürdü. Askeri savcı 89 sanıktan 19'unun TCK'nın 146/3. maddesi uyarınca 5 ile 15 yıl arasında, 58'inin TCK'nın 168/2. maddesi uyannca 5 ile 10 yıl arasında, 12'sinin de TCK'nın 169. maddesi uyannca 3 ile 5 yıl arasında hapisle cezalandınlmalannı istedi. MLSPB DAVASINDA DA İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No1u Askeri Mahkemesi'nde görülen MLSPB davasında bazı sanıklar "tek tip" elbise giydirilmesini protesto için dünkü oturuma don ve atletle çıkarken, sanıkların duruşma salonundan çıkartılmasını protesto eden sanık avukatları da duruşmayı terkettiler. 146'sı için idam cezası istenen toplam 358 sanıklı MLSPB davasında sanıklar gruplar halinde duruşmaya çağrılıyor ve yaptıkları savlanan eylemlerle ilgili tanıklar dinlenivor. Dünkü oturumda mahkeme heyeti sanıkların duruşmaya don ve atletle katılmaları üzerine, bunun duruşma adabına aykırı olduğunu açıklayarak 353 sayılı yasanın ilgili maddesi uyannca sanıkların duruşmadan çıkarılmasına karar verdi. Bu arada söz alan sanıklar, duruşmaya bu şekilde çıkmayı kendilerinin istemediklerini, ancak duruşmaya getirilirken cezaevi yönetimi tarafından üstlerinin parçalandığını iddia ettiler. Mahkemenin sanıklan duruşma salonundan çıkarmasından sonra tan'ıkların dinlenmesine geçıldi. Ancak bu sırada söz alan avukat Nebi Barlas, sanıkların yokluğunda tanık dinlenemiyeceğini, bu koşulllar altında savunma yapamayacaklannı bildirerek duruşmadan ayrılmak istediğini söyledi. Barlas'ın salonu terketmesi üzerine öteki 7 savunma avukatı da duruşmayı terkettiler. Kaçışından beraatine (Baştarafı 1. Sayfada) Tunus polisince gözaltına alındı. Türkiye'den kaçışmın 100. gününde (28 eylul 1982) Tunus makamlarmca Türkiye'ye iade edildi. tLurban Bayramı'nın 2. günii çıkarıldığı nöbetçimahkemede tuıuklanarak Sağmalalar Cezaevi'ne konuldu. İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasma başlandı. Tutuklu olarak suren yargılama sırasında birçok bankacı tanık olarak dinlendi. 3 aralık 1982 'de Hisarbank 'a verdiği çeklerin karşılıksız i •kması nedeniyle 15 ay hapis, 15 bin lira para cezasına çarptırıldı. Aynı duruşmada, emniyeti suiisıimal iddiası ve tstanbul Bankası 'na verdiği çeklerden beraat etli. IHahkumiyet kararı ile birlikte Kastelli'nin tahliye istemi de reddedildi. Kastelli hapis cezasını çektiği sırada Yargıtay 6. Ceza Dairesi ınahkümiyet ve beraat kararlarmı usul yönünden bozdu. ttozma kararı üzerine yargılama yeniden başladı. Dosya bilirkişi incelemesi için A nkara 'ya gönderildi. Bilirkişi incelemesinin uzun sürmesi üzerine 24 mayts 1983 giiniı tahliye edilen Kastelli 'nin 8 ay 20 günlük tutukluluk hayatı sona erdi. Yargılama uzun siire tutuksuz olarak devam etti. Bilirkişi raporu geldi. Davayı başından beri yürüten Yargıç Hüseyin Yücel, Ağır Ceza Mahkemesi'ne atandı. Davanın görüldüğü mahkemeye Yargıç M. Nejat Savaş atandı. 1 7 ocak 1984 (dün), Kastelli'nin beraat ettiği gün. Yargıç M. Nejat Savaş "Suçun unsurlan oluşmadlğı"gerekçesi ile beraat kararı verdi. Kastelli "Yaşasın adalet" diye bağırarak "Halktn tasarruflarını en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım," diyordu. Şimdi mahkemenin kararı Yargıtay'a gidecek. Onaylandığı takdırde Kastelli'nin beraaı kararı kesinleşmiş olacak. Abidin Cevher Özden, biıen davasından başka İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Başkası adına bankada hesap açtırıp karşılıksız çek verdiği" iddiası ile tutuksuz olarak yargılanıyor. • TEK kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. MÜKREM ULUBAŞ Şebekemi kaybettim hükümsüzdür. ÜMRAN KETENCt Kastelli: Yaşasın adalet (Baştarafı I. Sayfada) Bankerlik yaptığı sırada Hisarbank ve İstanbul Bankası'na »cidiğı milyarlık çeklerin karşılıksız çıkması üzerine hakkında dava açılarak yargılanan ve 15 aylık mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından bozulan Banker Kastelli, aynı suçlama ile ilgili olarak 8 av hapis yatmıştı. Kastelli'yi davanın başından beri yargılayan Yargıç Hüseyin Yücel'in yeni kurulan 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, duruşma savcısı Oguz Keser'in de Sıkıyönetim Mahkemesine atanması nedeniyle beraat kararını başka yargıç verdi. İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ne Adapazarı Adliyesi'nden atanan Yargıç M. Nejat Savaş, Kastelli'nin duruşmasına dün ilk defa çıktı ve dosyayı incelediğini belirterek beraat kararını açıkladı. Dün saat 14.10'da başlayan oturumda Yargıç M. Nejat Savaş Ankara'dan gönderilen bilirkişi raporunu okudu. Raporda Banker Kastelli'nin "Piyasa dibelirtildi. Rapora karşı bir diyeceği olmadığını belirten Kastelli'nin avukatı Prof. Çetin Özek, müvekkilinin beraatini istedi. Esas hakkında mütaalasını açıklayan savcı Turgut Sami Fırat'da "Suç kasti tekevviin etmediginden" Kastelli'nin beraatini istedi. Son savunması ve sözü sorulan Banker Kastelli ise şunları siplinini aşar bir şekilde çalıştığı ve kasıt unsuru bulunmadığı" söyledi: "Ben 1969 yılından beri bankerlik piyasasında olduğum halde bankerlik ile ilgili kararname 1980 yılında yürürlüğe girdi. Bu süre içinde idealist bir insan olarak biitiin gayretimle çalıştım. Halkın tasarruflannı en iyi şekilde değerlendirmek için idealist bir anlayışla gayret sarfettim. Vicdanen huzur içindeyim, hiç bir zaman söz konusu suçlarla bir ilgim olmadı. Beraatimi istiyorum. Takdiri yüce mahkemenize bırakıyorum." Dosyayı incelediğini ve başka yapacak bir işlem bulunmadığını belirten Yargıç M. Nejat Savaş "Suçun unsurlan yönünden tekevviin etmediği" gerekçesi ile sanık Abidin Cevher Özden'in beraatine karar verildiğini açıkladı. Yarım saate yakın bir süre devam eden oturum boyunca ayakta duran Banker Kastelli, Yargıç'ın beraat kararını açıklaması üzerine ellerini havaya kaldırarak "Yaşasın Adalet" diye bağırdı. Koridorda, avukatı Prof. Çetin , Kastel İnşaat'ın yetkilileri ve kendi yakınları ile kucaklaşan Kastelli "Bankerlige tekrar başlayıp başlamayacağı" yönündeki bir soruya "Dur bakalım, daha bu işin ikinci aşaması var" yanıtını verdi. Banker Kastelli, Adliye Sarayı'nı terkederken "Allahıma çok şükiir bugünleri de göslerdi diyerek ellerini iki yana açıp bir süre dua etti. UĞUR MUMCU GOZLEM Aruk mazeretiniz kalmadı! Nihayet3 Ingilizceyi öğreneceksiniz... (Baştarafı 1. Sayfada) alımdışsatım şirketlerini kollayıcı ve guçlendıricı yeni bir düzen getirmiştir. Ongörülen kredi sınırlamaları ile küçük dışsatım şirketlerine ticaret yolları kapanmış ve adları hepimizce bilinen birkaç holdinge bu yollar iyice açılmıştır. Bu "tekelleşme" değil de nedir? Bu "tekelleşme" degilse, tekelleşme ne anlama gelmektedir? Bu kararnameler ve teşviklerle dış ticaret, birkaç büyük holdingin tekeline bırakılmıyor mu? Âçıkça görülüyor ki, bırakılıyor. Böylece "serbest rekabet düzeni yaratıyoruz" denirken, bunun tam tersi yapılıyor, "serbest rekabet" kalkıyor, yerine "tekelleşme düzeni" konuyor. Bu düzen ile küçük sanayici ortadan kalkar, küçük dışsatım şirketi yok olur, küçük işletmeler batar, bu çöküş bankalar sistemini çıkmaza sokar, sonra Merkez Bankası devreye girer, bankalar sistemine taze para şırınga edilir, bu operasyonlar sonunda özel bankalar zorunlu olarak devlet denetimine geçet. Bundan sonrası hiç iç açıcı değildir. Bu düzen böyle giderse devlet denetimine geçen bankalarla tekelci şirketler arasında bir bütünleşme başlar, krediler yalnızca bu şirketleri ayakta tutmak için kullanılır. Daha sonra, bir benzeri Arjantin'de yaşanan ekonomik bunalım kaçınılmaz biçimde gündeme gelir. Tekelci şirketlerin bundan böyle ilerde nasıl korunup kollanacaklarını gösteren bir ipucuna "ihracatı Teşvik Kararnamesi"n\n 37. maddesinde rastlanmaktadır. Bu maddeye göre dışsatım yapabilecek şirketler ki kararname gereği sayıları 1015'e inecektir Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı'nın izni olmadan hiçbir kamu kurumunca denetlenemeyecektir. Maddeye bakın: İlgili tüm kamu kuruluşları ve bankalar kendi iigili mevzuatı çerçevesinde denetim yapa.bilirler. Ancak Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı'ndan izin almaksızm ilgili firmaların ırtıalalını, ihracatını yurt içi satışını ve ticari itibarını zedeleyici bir uygulama yapamazlar. Ne demektir bu? Yurda sokulan dövizin kaynağını hiç birkamu görevlisine incelettirmeyen tutunı tekelci dışsatım şirketlerini de bu yolla devlet denetiminin dışında tutmaya çalışmaktadır. Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı devletin bütün denetim birimlerinin üstüne çıkarılmış, her lürlü denetim bu dairenin iznine bağlanmıştır. Bu hükmün ilerde nasıl kullanılacağını hep birlikte göreceğiz. Tekelleşme yolundayız. Özal'ı bugüne kadar sırtında tasıyan küçük sanayıciye, orta ışletmecilere "geçmiş olsun" dileklerimizi iletiriz. Bir halk türküsü vardır: Kendim ettim kendim buldum. Önümüzdeki 24 Ocak gününü Türk özel sektörü için "baymm" ilan fielım mi? Yerel Seçim Yasası luruz di>e duşunmeyini/. Bugünkü (oğunluğunuz ilerde kalacak mı, onu düşünıinuz. Bunları nazara almalısınız. Eskiden 269 uyc\le Meclise gelen bir partinin ne olduğunu halırla>ınız. §u cumleyi unutma>ınız: Padişahım senden biiyuk Allah var." Yasada birçok gramer ve redaksiyon hatası bulunduğunu bildiren Biçer. "Bu >asa onerisi üzerinde açıkça anayasa>a a>kıri1ık dunımu ortaja çıktığı zaman doğacak manevi sorumluluk iktidar grubuna ait olacaklır" diye konuşıu. HP Grubu adına Turan Bayazıl, seçim tarihinde bir orta yolun bulunması gerektiğini belirtti. "Bir orta yol bulalım ve bir seçim lakvimi >apalım. \ alandaş gule güle o> versin, homurdanmasın" devınce bir bakan "insanlar homurdanmaz" diye bağırdı. Bayazn da "bir bakan bo>le müdahale ederse milletvekili neler j a p m a z " karşılığını verdi. Bayazıl. yasa önensinin aynen çıkması halinde Anayasa Mahkemesi'ne gidebileceklerini belirterek, "Demokrasilerde Meclis'in iradesi üzerinde irade \oklur, di>e düşiınme>elim. Başka dengeleri duşunelim. Biz bu halde Ana>asa Mahkemesi di>e denge>i de\re\e sokup işlr(me>e mecbur kalacagız." ANAP Grubu adına konuşan Berali Erdoğan, bir aylık hukumetinin \aadlerinin sozdc kalmadığını. ilk goruşmede muhalefetin meclısi terketmesini "sonımsuzluk" olarak nılelendirdi. Teklifin tümu uzerindeki goru^melerin lamamlanmasından sonra MDP'li milletvekilleri Namık Kemal Şenturk. Rıfat Ba>azıl, Muslafa Çorapçıoğlu, Hilmi Biçer, Kadri Allay ve Süleyman Çelebi'nin onergelerı okundu. Onergede, vasanın ana>asaya aykırı yonleri bulunduğu belirtilerek Anayasa Komisyonu'na gönderilmesı oneriliyordu. Öneride ayrıca büyük şehir yonetiminin hukuki statusunun yetkı yasasına dayanılarak yasa hukmunde kararnamelerle düzenlenmesini öngoren geçici 5. madde ile onda birlik baraj sislemi uygulamasının anayasanın 91 ve 127. maddelerı ile 6, 10ve67.maddelerine aykırı olduğu belirtiliyordu. Bu önerge ANAP'lı millet\ekillerinin o>larıyla reddedildi. Daha sonra onergenin tümu oylanarak ANAP'hların oyları ile kabul edildi ve maddelerine gecildi. (Baştarafı 1. Sayfada) Halefoğlu (Baştarafı 1. Sayfada) leri bildirildi. HALEFOĞLITMJN TEMASLARI Dışişleri Bakanı Halefoğlu'nun ourada oldukça yuklu bir programı var. Halefoğlu dün Federal Almanya, Danimarka, Avusturya, Hollanda Dışişleri Bakanları, İsveç Başbakanı Olof Palme, Milli Savunma Bakanı ve lsveç heyeti başkanı ile ayrı ayrı görüştü. KONFERANS ÇALIŞMALAR1 Konferansın açış konuşmasını vapan İsveç Başbakanı Olof Palme nükleer silah rekabetine son verilmesini istedi. Palme'den sonra konuşan ABD Dışişleri Bakanı George Shultz dünya çapında kimyasa! sılahların yasaklanmasını önerdi. Bılindiği gibi Varşova Paktı geçtiğimiz hafta NATO'ya yaptığı öneride Avrupa'da nukleer kimyasal sılahların yasaklanmasını istemışti. Shultz âyrıca ABD'nin Sovyetler'le silahsızlanma göruşmelerine tekrar başlamaya hazır olduğunu belirtti. Sovyetler Birliği'ni Avrupa'yı Doğu ve Batı olarak iki parçaya ayırmakla suçlayan ABD Dışişleri Bakanı "Avrupa'nın güvenlik ve insan haklan sorununun özüade bu bölünme yatmaktadır. Bunu hepimiz biliyoruz." dedi. Shultz Avrupa'nın vapay bölıinmesini tanımadıklannı belirttikten sonra Sovyetler Birliği'ne gerginliğin azaltılması amacıyla yeni bir plan önerdi. 6 maddelik planda NATO ve Varşova paktlarının askeri güçlerinin örgütlenişi ve yerleri konusunda birbirlerine bilgi vermeieri, askeri manevralardan karşı tarafın bir yıl onceden haberdar edilmesi, askeri birliklerin topluca yer değiştırmesi halinde karşı tarafın durumdan öneeden haberdar edilmesi, bu gibi durumlarda gözlemci da\et edilmesi, lunalım dönemlerinde taraflar arasında daha süratli haberleşme sağlanması ve tarafların bu kurallara uyup uymadıklannm karşılıklı olarak izlenmesi yer alıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Claude Cheysson da konuşmasında AET'nin Cenevre göruşmelerınin yeniden başlamasını istediğini söyledi. Konferansın en önemli günierinden biri ise bugun (çarşamba), zira 1983 eylul ayından bu yana bir araya gelmeyen ABD Dışişleri Bakanı George Shult ile Sovyletler Birliği Dışişleri Bakanı Andrei Gromiko, bugun ilk kez goruşuyorlar. tebliğden ıııLar.n 5 gün içinde aday listesini tamamlayamazsa o seçim çe\ resinden eksik liste ile seçime katılamayacak. Yasanın 18. maddesi üzerinde ANAP Grubu Başkanvekili Ercümenl Konukman ve arkadaşlannca verilen onerge kabul edilerek seçimlerde birleşik oy pusulası kullanılması benimsendi. Buna gore Yuksek Seçim Kurulu veya il seçim kumllarınca fligranlı kağıda bastırılacak olan birleşik oy pusulaları kullanılacak. Yasanın onda bir baraj sisteminin uygulanmasına ilişkin maddesi genel kurulda tartışmalı gev'ti. Hukumet adına soz alan Kültür ve Turızm Bakanı Mükerrcm Taşçıoglu, •Mahalli idareciler başka parliden, iklidar başka partiden, bundan randıman alınacağını umu\or musunuz?" diye sordu. Taşçıoğlu. bu baraj sisteminin seçimlerde daha fazla oy alana fazla avantaj sağlayacağını da sozlerine ekledi. MDP Grubu adına konuşan Feril Melen yasanın bu maddesiyle Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi gerektiğini belirıerek. "Partimizin sa>ısı >eterii olsa Ana>asa Mahkemesi'ne gilme>i ben teklif edeceğim" dedi. Barajın seçim sistemini gulünç hale genrdiğini buna hur seçim ve demokrasi denemeyeceğini belirten Melen, "Ana>asa)i hiçe sa>maktan demokrasi kesintilere uğramışlır. Herhalde Kurucu Meclis sizi düşünurek bu seçim sislemini getirmedi" biçıminde konuştu. HP Grubu adına konuşan Turan Bayazıt 22. madde ile geçerli o\lann imhasına karşı olduklarını da sozlerine ekledi. SEÇİMLER GÜLÜNÇ OLACAK Yasanın il genel meclisi ve beledi\e meclisi uyeliklerine seçilenlerin saptanması ile ilgili 23. maddesi üzerinde söz alan MDP'li Ferit Melen " Bu madde anavasava aykındır" devince ANAP sıralarından mudahaleler oldu. Bunun üzerine Ferit Melen "Bu madde seçimleri gülunç hale getirir maskara eder" dedi. Bu madde üzerinde Başbakan Turgul Özal da söz aldı ve 23. maddenin anayasaya aykırı olmadığını söyledi. Özal. "Anayasaya aykın olup olmadığını Anayasa Mahkeme•J'ne giderse anlasılır. Bize göre ana>asa>a aykın değildir." dedi. Ve şöyİe de\am etli: "Bizim getirdiğimiz sislem genel seçimlerden daha adildir. sislem daha makuldür" Bu sozlere HP ve MDP sıralarından "değildir" karşılığı verildi. Turgut Özal sozlerine devam ederek "Yüzde 10'luk sistem doğrudur. Isterseni/ barajın duşunılmesi leklifini vaparsınız. Daha makul olur" dedi. Bu yuzde 10'luk baraj ile i'gili madde u/erınde HP uyeleri oylamanın açık olarak yapılmasını istediler. Bu sırada başkan vekili birleşime 45 dakika ara verdi. Aradan sonra 23. madde açık oya kondu. 23. maddenin oylanması sona erdi kten sonra diğer maddelerin göruşulmesine devam edildi. 24. 25, 26, 27, 28, 29 ve 33. maddeye kadar olan maddeler göruşmesiz kabuledildi. Bundan sonra HP Grubu HP'li Turan Bayazıt ve arkadaşlarıntn 5. maddenin metinden çıkarılmasını isteyen önergesi oylanarak reddedildi. Ayrıca buyük kent beledıyelerinin durumlarının kanunla düzenlenmesini ısteyen MDP'lf Ülkü Söylemezoğlu'nun önergesi de reddedildi. Oylama sırasında eski Başbakan Bülent Ulusu ve üç bağımsız milletvekilinin muhalefetle birlikte oy kullandığı görüldü. Yasanın propaganda ile ilgili 35. maddesi üzerinde de verilen değişiklik önergesi ANAP'lılarca kabul edilmedi. Böylece mahalli seçimlerde radyo ve TV'den seçim propagandası yapılmayacak. Bundan sonra yasanın tümu açık oya kondu ve ANAP'lılarca oylama sonunda yasa benimsendi. Yasa bugün onaylanmak ve incelenmek üzere Cumhurbaşkanlığı'na gönderilecek. Ingilizce Dil Oğtetdm Ansildopedisiyle. Hemde, günde 15 dakıka, haftada sadece 250 liraya. Kasetî Bedava! Alın, Ingilizoeyi kaynağından > öğrenin. Oxford Ingilizcesi öğrenin. GELI51M CKFÛRD W Ö^Btkn AnsJklopecJisi MADDtI.tR \ asanın amaç ^e kapsamını belirlejen 1. maddesi aynen kabul edilirken, setim sislemi \e usulünü belirleyen 2. madde üzerinde iki a\rı onerge verildi. MDP'li Kadri Allay onda birlik baraj sisteminin yasa metninden çıkarılmasını önerdi. HP'Iİ Hüseyin Aydemir ile İbrahim Lral milletvekili seçımı yasasındaki bistemin uygulanmasım önerdiler. Ancak iki onerge de ANAP'lılarca reddedildi. Buna gore mahalli idareler seçinıleri serbest, eşiı. gizli, tek dereceli genel oy, açık sayım ve dökum e>>aslarına gore şargı yönetim \e denetimi altında yapılacak. II genel meclisi ve belediye meclisi uyelıkleri için yapılan seçimlerde onda birlik baraj uygulamalı nisbi temsil sistemi, belediye başkanlık seçiminde ise coğunluk sistemi uygulanacak. Belediye sınırları icınde birden lazla ilçe bulunan bu\uk şehirlerde bü\uk şehir belediye başkanı seçimi icin o şehir belediye sınırları için bir secım ce\resi sayılacak. En az altı ay sureyle o secinı ce\resinde oturanlar ve 25 yaşını dolduran her Turk vatandaşı belediye başkanlığı il genel meclisi ve beledive ıneclİM üyeliğine seçılebılecekler. Yasaya gore seçimlerde siyasi parti adaylarından genel merkez yelkıli organlarınca belirlenecek miktarda başvuru aidatı atınabilecek. Aidatın mikıarı en yuksek devleı nıemurunun brut avlığını geçemeyecek. Bağınısı/ belediye başkanlığına ada\ olanlar da .ı>ııı ınıkıarda aalaı \.ıuracaklar. bunl.ırdan scçilcmevenleıe par.ılaıı i.ıJo edilcı.ck Yasava gore, parıi orgutu kendisıne ilce M\İIII kıırnkıiKa v.ıpılacak İNGİLCa fasıkul bugün çıktı. #•1 "Güvenilir yayıncılık" ffi •JUJ %> Geüsim "feymlan/Cbcford Üniversitesi ^ m ^ %ü Gelişim Yayınları • Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve yurt kimliğimi kaybettim. Hükumsüzdür. METİN EKAL