19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 1983 EKONOMİ S. Arabistan'a giden Maliye Bakanı Kafaoğlu: CUMHURİYET/9 Günün Aynası Dışsatım haziranda % 14 düştü ANKARA, (THA) Dışsatımı artırmak amacıyla ahnan tüm önlemlere rağmen, 1983 yı yıee lı dışsatımındaki artış hızı yavaşladı. DlE tarafmdan yapılan ilk geçici hesaplamalara göre haziran ayı dışsatımı 368370 milyon do Nr düzeyinde gerçekleşti. HaziJI ayı dışsatımının bir önceki ayın 426 milyon dolarlık dışsatımına göre yüzde 15 oranında, geçen yılın aynı ayındaki 419 milyon dolarlık dışsatıma göre ise yüzde 14 oranında düştüğü hey saplandı. Ocakhaziran dışsatımının kümülatif görüntüsü ise, 2 milyar 634 milyon dolar olurken, geçen yılın aynı dönemindeki 2 milyar 540 milyon dolara göre ancak binde 3 oranında gerçekleşti. Geçen yılın 6 aylık dışsatım artışının 1981 yıhnın aynı dönemine göre yüzde 30 düzeyinde olduğu halde, bu yılki artış hızının çok düştüğü ve dışsatımda bir duraklamanın başladığı bildirildi. Irak'a ihraeat 276 milyon dolar düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu dün Suudi Arabistan'a gitti. Yapılacak görüşmelerde iki ülke arasındaki mali işbirliğini güçlendirme olanaklarmm araştırılacağı açıklandı. Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu S. Arabistan'a hareketinden önce yaptığı açıklamada ilk altı ayda Irak'a yapılan ihracatın 276 milyon dolar azaldığını, AET'ye yönelik ihracatın ise tahminlerin üstünde gerçekleştiğini söyledi. Kafaoğlu özetle şöyle konuştu: "Ibracatta 1983 yılı haziran ayı sonu itibariyle büttin rakamlar elimize teferruatıyla gecti. Mal ve memleket bazında diyoruz onlara biz. Hangi malların ihracatı 1982'ye nazaran biiyümüş hangisi küçülmüş, hangi iilkeye ihraeat büyümüş veya küçülmüş biliyoruz. Buna göre, yalnız Irak'a ihracatımızda 276 milyon dolarlık bir gerileme var. Haziran ayı sonuna göre eğer bu 276 milyon dolarlık ihraeat azalması olmasaydı, 1983 ihraeat tahminleri ilk yapılan tahminlere uygun şekilde seyretmiş olacaktı. Belki 6.1 milyar dolarlık ihraeat hedefine ulaşılacaktır. Irak'taki bu düşüklük, ihracatın artış nisbetini düşük gösteriyor. Ayanı sebebi belli, yalnız Irak'a ihracatın düşüklüğüdür. Yalnız Ortak Pazar'a yaptığımız ihraeat tahminlerimizin üzerinde cereyan ediyor. İhracatımız Iraktran durumuna bağlı, tran'a olan ihracatımız daha iyi gidiyor. Yıl sonuna kadar bazı eklemeler olursa hedefe vannz zannediyorum. Geçeceğini zannetmiyonım." Kafaoğlu, bir soru üzerine, "ikinci Boğaz Köprüsü ile Metro projesinin birleştirilmesinin düşünülmesi gerekir" dedi. Maliye Bakanı Kafaoğlu bu konuda şunları söyledi: "İkinci Boğaz Köprüsü ve Metro projesinin birlikte yüriimesi lazım. Yani geçişlerin Metro ile birlikte düşünülmesi lazım geliyor. Onun için devlete aldık tamamını. Projeler birleştirilsin diye". Kafaoğlu, "Suudi Arabistan Ekonomive Maliye Bakanı Şeyh Muhammed Ali Abalhail ile yapacağım göriişmelerin kapsamında Türkiye'nin kalkınma projelerine Suudi Arabistan'ın katkısı konusu da bulunmaktadır. Dış yardımların katıhmı ile finanse edilen projeler arasında, İstanbulAnkara demiryolu ve İstanbul içinde bir metro ağı kurulması projeleri bulunuyor" dedi. Maliye Bakanı Kafaoğlu, Türkiye'nin Suudi Arabistan'a yapmakta olduğu teknik yardımı arttırmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi Geçen mayıs ayında planlanmış olan bu ziyaret sırasında Maliye Bakanı Kafaoğlu, Suudi Arabistan Kralı Fahd Bin Abdülaziz tarafından kabul edüecek ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bir mesajını krala iletecek. Kafaoğlu, Suudi Arabistan Maliye ve Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed Ali Aballkhail ile resmi temaslarda bulu nacak. EKONOMİNOTLARI OSMAN ULAGAY Özal, Kafaoğlu ve Büyük Holdingler Turgut Özal geçen yılın temmuzunda, başbakan yardımcılığı görevinden ayrılmadan hemen önce Tercüman gazetesi başyazarı Nazlı llıcak'la yaptığı görüşmede faizlerin geleceğiyle ilgili olarak şöyle diyordu: "Bazı çevreler aman bu faizler insin, sanayi ölüyor, bitiyor şeklinde ifadelerde bulunuyorlar. Hatta bazı banka sahibi holdinglerimiz geliyorlar, devlet faizleri tayin etsin diyorlar. Maksat neticede halkın tasarruflarını daha düşürecekler. Neticede zannediyorlar ki bu tasararrufları kolaylıkla bir takım projelerine kanalize edebilirler... Bu sistemi değiştirmek isteyen bazı gruplar ve şahıslar, düşük (faizli) krediden istifade ederek kârlarını artırmak hevesinde. Ama genelde faizi sınırladığımız zaman bütün sanayi çok daha büyük zorluğa düşecektir.Bu sefer tasarruf dahakaranlıkpiyasalara, tefeci piyasasına gider, normal kurumlara gitmez. Onun için ucuz faizle halktan para toplamak hesabını yapan bankacılarımız varsa, holdinglerimiz varsa, o hesapların tutmayacağını şimdiden söylüyorum. Onun için vatandaşın hakkı olan faizleri versinler. Bankalar bir araya gelip de faizleri aşağıya doğru çekme eğilimine önümüzdeki aylarda girmesinler." (1) Turgut özal bu görüşmenin yayınlanmasından beş gün sonra görevden ayrıldı. Ekonominin yönetiminde önemli noktaya getirilen Kafaoğlu dönemindeÖzal'ın "aman olmasın"dediği şeylerin çoğu oldu. Devlet faizlere müdahale etti. Bankalar da bir araya gelerek mevduat faizlerinin kademeli olarak aşağı çekilmesi konusunda anlaştılar. Yıllık net faiz geliriyle enflasyon oranı başabaş duruma geldi. Adnan Başer Kafaoğlu, Turgut Özal'ın altını oyan çevrelerin pek çok isteğini yerine getirdi. Ama Kafaoğlu'nun tek misyonu bu değildi. Onun da ekonomide gerçekleştirmeyi düşündüğü bazı önemli yeniden düzenlemeler vardı. Mali sistemin ve özellikle de banka sisteminin yeniden düzenlenmesi bunlar arasında öncelik alıyordu. İşte bu konuda ve kurtarılacak firmalarla bunlara uygulanacak kurtarma yöntemleri konusunda Kafaoğlu ile bazı büyük holdinglerin görüşleri aynı paralelde buluşmuyordu galiba. Çok sulandırılmasına karşın, bankalar kararnamesinin holding bankacılığını zorlaştıran bazı hükümler içermesi ve Kafaoğlu'nun Transtürk'ün kurtarılması operasyonunu bankalara yıkmak istemesi, bazı holdigleri her halde fazla memnun etmemiş. Kafaoğlu, bu sıkıntılı ortamda, tıpkı Özal'ın geçen yıl yapmış olduğu gibi, içini Tercüman'a döküyor ve Transtürk'ü kurtarma operasyonuna çomak sokan holding bankalarına ateş püskürerek şöyle diyordu: "Burada el değiştirsin diyen haldinglerin kastı şu: Şirket iflas etsin, iflas masasından daha ucuza kapatalım., Yani kapitalistler kendi başlarına oyun oynuyorlar. Buna hiç bir şekilde müsaade etmem. Kartellerin oyunu bu. Bir kartel öbür karteli boğacak. Boğup ne olacak? Kıdem tazminatından, vergiden kurtulacak. Bir bankamızın Transtürk'teki oyunu budur." (2) Kafaoğlu'nu nasıl bir geleceğin beklediğini henüz bilmiyoruz. Ama yankısını Tercüman 'da bulan her iki olayın gösterdiği gerçek oldukça açıktır. Türkiye'de az sayıdaki büyük holdingin onayını almadan ekonomiyi yönetmeye kalkışmak, yeni ilkeler koymak ya da yeniden düzenlemelere girişmek son derece tehlikelidir. Sağlıklı bir sermaye piyasasının kurulmasını yıllar yılı engelleyerek tüm kaynakları ellerinde toplamaya ya çalışan, döviz yutan dayanıklı tüketim malı sanayilerinde tekel hakimiyeti kurarak büyük kârlara konan, işçi şirketleri gibi ilginç denemelerin devletin ilgisizliğine uğrayarak batma noktasına gelmesini alaycı bir tebessümle seyreden büyük holdinglerin icazetini almadan ekonomiye yön vermek mümkün olmuyorsa bu olgu üzerinde çok düşünmek gerekmektedir. Türkiye ekonomisinin pek çok tıkanma noktasında ayak izlerinı gördüğümüz bu holdinglerin ağırlığı devletin karar alma organlarını etkileyecek düzeyde olmamalıdır. (I) Tercuman, 8 \c 9 lcmmuı 1982 (2) Tercüman. 4 ağuslos 1983 Yük bulamayan gemiler Yenikapı açıklarında bekliyor İSTANBUL, (THA) Dünya deniz ticaretini olumsuz yönde etkileyen Navlun Krizinin, Türkiye'ye de yansıdığı ve yük bulamayan yüzlerce geminin Yenikapı açıklarında beklediği öğrenildi. Yetkililerden edinilen bilgiye göre, dünya denjz ticaretini olumsuz yönde etkileyen ve gemilerin limanlarda boş beklemesine neden olan navlun krizi Türkiye'de de etkilerini gösteriyor. Yenikapı açıklarında demirleyen yüzlerce geminin uzun süredir yük beklediğini belirten yetkililer, "Navlun krizi dünya deniz ticaretini olumsuz yönde etkiledi. Geniş bir deniz ticareti filosuna sahip olan Yunanistan'da bile limanda borda bordaya demirli gemilerin uzunluğu kilometreleri buluyor. Dünyadaki navlun krizi Tiirk deniz taşımacılığı iistünde de olumsuz etkilerini gösterdi. Gemilerin istedikleri düzeyde navlun bulamaması ve rekabet nedeniyle düşiik ücretle yük taşımaya zorianması bu gemilerin boş yatmasına neden oluyor. Gemi sahipleri tiüşiik iicretle ve zaranna yük taşımaktansa boş beklemeyi yeğliyor" dediIer. Adnan Başer Kafaoğlu Maliye Bakanı Kafaoğlu, Taif'e indikten sonra, basına yaptığı açıklamada, ziyaretinin amacının, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini artırma olanaklarını görüşmek olduğunu söyledi. Süren: Transtürk iflas ederse o zaman kaynak israfı olur İSTANBUL (THA) Transtürk Holding Genel Koordinatörii Faruk Süren, Transtürk operasyonunda devletin kasalarından birşey çıkmadığını, aksine çıkan kaynağın tekrar devlete ve bankalara döndüğünü belirterek "Transtürk iflas ederse, o zaman kaynak israfı olur" dedi. Süren, Transtürk operasyonu Örüşmeleriyle ilgili olarak şöyle dedi: "İlk olarak Transtürk'ün bankalara olan 17 milyar liralık borcunun yüzde 30 faizle, 2 yıl ödemesiz olarak 2 yıllık aradan sonra, ana para ve faizlerin ödenmesi söz konusu. tkinci olarak ise Menkul Kıymetler Tanzim Fonunu'nda (MKTF) tahvil ve ipotek karşılığı halka ödenen 8 milyar liranın bankalara katkı oranı tarzında iade edilmesi ve bankalann da Transtürk'e bir miktar kredi açması düşünülüyor. Bu yolla devletin Transtürk ve Meban'dan alacağı tahsil edilecek. Üçüncü olarak da Transtürk'e gerekli işletme sermayesinin verümesi ve bnnun 3 haziran ABD'deki yiiksek faiz oranları yanısıra dünya çapında dolara olan talebin şiddetle artması doların her geçen gün yeni rekoıiara ulaşmasını getiriyor. MURAT KÖPRÜ Doların tırmamşma çare yok kaları "Prime rate" oranını yarım puan artırdılar. BAŞKA NEDENLER DE VAR Bununla birlikte doların "çıldırması"nda faiz oranları tek belirleyici değil. Dünya çapında çeşitli nedenlerle dolara olan talebin artması da doları güclendiriyor. Bu nedenleri şöylece sırdlayabiliriz: • Uçüncü Dünya ülkelerinin dış borç ödemelerini yapabilmek için dolar talep etmeleri. Bu ülkelerin bu yıl için ödemeleri gereken faiz borçları 132 milyar doları buluyor. • Ödemeler dengesi açıkları giderek büyüyen petrol ihracatçısı ülkelerin bu açıklarını kapamak için borç aramaları. • ABD dışındaki yatırımcının canlanan ABD piyasasında yatırım yapmak için dolara gereksinim duyması. Bir yandan başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesindeki politik "güvensizlik" diğer yandan ABD'de ki faiz oranlarının çekiciliği ABD'ye yönelen Avrupalı yatırımcı sayısını hızla artırıyor. • Doların düşeceğini hesaplayıp ileride ödemek üzere anlaşma yapan spekülatörün, doların tırmanışını görerek zararını en azda tutmak için dolar alma telaşına kapılması. Dolar talebindeki bu şişme Reagan'm sıkı para politikası nedeniyle karşılanamayınca doların daha da yükselmesi kaçınılmaz oluyor. 1983 iübariyle nakdi riskleri dikkate alınmak suretiyle bankalarca karşılanması yolu var. Ancak bu cari orta vadeli kredi koşullarına bağlı. Bankanın miitabakatı vardı, ancak itirazları olan 4 bankanın da bu koşulları kabul etmesini şart koşuyorlar. Bizim teklifimizi, bankalann konsolidasyon şartlannı kabul etmeleri." Tuğla ve çimento satışlarınm tamamen durduğ ıı öne sürüldü İSTANBUL, (THA) Inşaat sektöründe yaşanan bunalımın tuğla ve çimento sanayiine de yansıdığı ve satışların tamamen durduğu öne sürüldü. Ekmekçioğlu Tuğla Fabrikaları Satış Müdürü Necati Ekmekçioğlu tuğla sanayiinde pek çok fabrikamn kapandığını, bazılarının da çalışmadığını belirtti. Ekmekçioğlu, "Bu koşullar altında calışmayan fabrikalar daha kârlı" dedi. Nuh Çimento Sanayii yetkilileri çimento sanayiinin tamamen inşaat sektörüne bağlı bir sanayi olduğunu, çöküşün çimento sanayiinde de yaşandığını ifade ettiler. Türkiye Çimento Sanayii yetkilileri de durgunluğun çimento sanayiine yansıdığını, stok yapma olanağı bulunmayan bu sektörde sorunların daha ağırlaştığını savundular. Müteahhitler: Erken bitirmeprimi inşaat sektörü için umıtt ışığıdır İSTANBUL (THA) Danışna Meclisi Genel Kurulu'nda kabul edilen Devlet Ihale Yasa Tasarısı'nda öngörülen erken bitirme primi müteahhitlerce inşaat sektöründe umut ışığı olarak nitelendirildi. Devlet ihalelerinde uygulanması planlanan erken bitirme primiyle ilgili olarak açıklama yapan Enka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara, primin inşaatlarda erken gelişim sağlayacağını ve yurt ekonomisi için faydalı olacağını söyledi. Tara, prim sayesinde müteahhitlerin daha iyi çalışacaklarını belirterek "ayrıca işin uzama olasılığı büyiik oranda kalkacağı için maliyet artışı da olmayacak, bu nedenle prim sistemi durgunluğa çözüm yönünden inşaat sektörü için umuttur" dedi. Türkiye İnşaat Müteahhitleri Işveren Sendikası Genel Başkanı Sami Sarı ise, toplu konut yapımında da devlet ihale sistemi getirilmesini isteyerek şunları söyledi: Prim sistemi bu yolla toplu konuta da uygulanmış olur. Inşaatın bitirilmesi ve yatırımların artması açısından olumlu olacağını düşündüğümüz prim, devlet ihale sistemiyle toplu konuta da uygulanırsa sektörün durgunluğu azaltılmıs olur. DPT mayıs ayında 41 milyarlık 102 projeye teşvik belgesi verdi ANKARA (ANKA) DPT Teşvik Uygulama Dairesi, mayıs ayında toplam yatırım tutarı 41 milyar lira olan 102 projeye teşvik belgesi verdi. Mayısta verilen teşvik belgelerinden 37'sinin imalat, 36'sının hizmetler,20'sinin tarım, 5'inin madencilik sektöründe olduğu, 4 teşvik belgesinin ise ihracatla dönükprojelereverildiğibelirlendi. Bu arada, teşvik belgesi alan projeler arasında ulaştırma ile ilgili projelerin ilk sırayı aldığı saptandı. Ulaştırma alanında teşvik gören 21 projenin yatırım tutarı ise 7.6 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Tarım alanında teşvik belgesi alan projelerin 19'u hayvancılıkla ilgili. Bu projelerin toplam yatırım tutarı ise, 2.1 milyar lira olarak hesaplandı. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı I Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 tsveç Kronu 1 tsviçre Frangı 100 ttalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Doları 1 Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S. Arabistan Riyali Döviz Ahş 232,10 202,88 12,31 86,40 4,31 24,03 28,71 77,32, 29,48 106,84 14,59 94,97 188,01 792,41 30,94 342,88 67,29 Döviz Satış 236,74 206,94 12,55 88,13 4,40 24,51 29,28 78,86 30,07 108,97 14,88 96,87 191,77 808,26 31,56 349,74 68,63 Efektif Ahş 232,10 192,73 12,31 86,40, 4,10 24,03 28,71 77,32 29,48 106,84 13,86 90,22 178,61 752,79 29,39 342,88 63,92 Efektif Satış 239,06 208,96 12,68 88,99 4,44 24,75 29,57 79,63 30,37 110,04 15,03 97,82 193,65 816,18 31,86 353,17 69,30 rağmen büyük bütçe açığı nedeniyle faiz oranlarının aşağı çekiDoların dünya para sistemini lernemesi "reel" faiz oranlarını tehdit eden tırmanışı bir türlü yükseltiyor. Ayrıca, ABD Merdurdurulamıyor. Son olarak Ba kez Bankası FED yönetiminin !>ıtılı merkez bankalann elbirliğiyle kı para politikasından taviz verpiyasaya müdahale etmeleri ve meme eğilimi ve bu politikanın bir haftada 1 milyar dolar sat yakın dönemde değişeceğine ilişkin hiçbir belirti olmaması kısa maları da sonuçsuz kaldı. Yine kendi bildiğini okuyan dolar 8 dönemli faiz oranlarını yukarı Fransız Frangı sınırını aştı ve 2.7 itiyor. Nitekim mayısta yüzde 8 markla 2.2 Isviçre Frangı kapı olan bu oran geçen ay yüzde 9.5'e çıktı. Uzun dönemli faiz sına dayandı. ABD'deki faiz oranlarının oranları da aynı dönemde yüzde yüksekliği ve daha da yükselece 10.8'den 12.8'e yükseldi. bu ğine ilişkin beklenti doların de yükselişe bankalardan da yanıt ğer kazanmasına yolaçıyor. An geldi ve Texas ile Missouri Bancak, "çılgın" tırmanış büyük ölçüde, dolara olan talebin dünya çapında artmış olmasından kaynaklanıyor. TAHMİNLER BOŞA ÇIKTI 1983 yıh başındakı öngörüler dünya ekonomisindeki canlanİSTANBUL (UBA) ODTÜ mar.m giderek hız kazanacağı ve Oğretim üyesi Prof. Dr. Yakup bunun faizoranlarındakidüşüşle atbaşı gideceği yönündeydi. Kepenek, yükselen ABD Dolannın ABD ekonomisi için bir deABD'deki faiz oranlarının düşğer kazanımı anlamına geleceğimesi de doların çekiciliğini azal ni belirterek, "ABD Dolarının tacak ve dolar sert paralar kar değer kazanması Türkiye yönünşısındi gerileyecekti. Bazı uz den de bunun tam aksine ekonomanl a göre dolar yıl sonunda 2 marka kadar inecekti. Ancak dolar bu "iyimser"öngörülere pek itibar etmedi. Mayıs sonuna kadar "sinsice"tırmanan dolar Williamsburg Doruğu öncesinde şaha kalktı. Williamsburg'ta Avrupa'lı liderlerin "aman doların yükselişini durduralım" biçimindeki WASHİNGTON (AP) yırtınışlarına kulak asmayan doABD Başkanı Ronald Reagan, lar bu tarihten sonra "sürekli" doların güçlenmesinin Amerikan bir tırmanış eğilimine girdi ve arekonomisine olan güvenden kaydarda yeni rekorlara ulaştı. naklandığını söyledi ve"tüm Mayıs sonlarına doğru 2.44 göstergeler Amerikan ekonomimark, 2.03 Jsviçre Frangı, 7.37 sinin iyiye gittiğini gösteriyor" Fransız Frangı ve 232 Japon Yededi. ni değerlerinden işlem gören dolar ağustos başında 2.67 mark, Başkan Reagan ABD'de enf2.15 Isviçre Frangı, 8.02 Fransız lasyonun yıllık artış hızının yüzFrangı ve 243 Japon Yeni'ne de 2.6 düzeyinde olduğunu, büyükseldi. Sterlin de aynı dönemyüme hızının yılın ilk çeyreğinde 1.58 dolardan 1.50 dolara de yüzde 8.7'ye ulaştığını ve işgeriledi. sizlik oranının temmuzda yüzde ENDİŞE VERİYOR 8.7'ye indiğini açıkladı. GösterDoların tırmanışı geçtiğimiz gelerdeki iyileşmenin Amerikan hafta daha da endişe verici bir ekonomisinin geleceğine olan görünüm aldı. Şimdiye kadar güveni artırdığını ve bunun da döviz piyasasına müdahale etmemekte direnen ABD MerkezBank.ısı FED'de dahil olmak üzere tüm Batılı merkez bankalarının çabalarına rağmen dolar gerilemedi. Bilâkis, 8.10 Fransız Frangı, 2.17 Isviçre Frangı. 244 Japon Yeni gibi rekor değerlerinden işlem gördü ve 2.7 mark sınırına dayandı. Sterlin de son aylarda ilk kez 1.50 doların al1 tından alınıp satıldı. Böylece dolar iki ay gibi kısa Maliye Bakanlığı Bankalar Yebir süre içinde mark ve Fransız minli Murakıplığı görevini yüriiFrangı karşısında yüzde 9, İsviçten Ismail Canseven ve Mehmet re Frangı karşısında da yüzde 5 Çekinmez'in yeni Bankalar Kaoranında değer kazandı. Sterlirarnamesi konusundaki dizi yanin değer kaybı ise yüzde 6'ya zısına bugün başladık. Yazarlar yaklaştı. Bankalar Kararnamesi'ni tüm YÜKSEK FAİZ boyutlanyla inceliyor ve bu koDoların tüm dengeleri sarsanudaki tereddütlere açıklık geticak boyuta varan tırmanışı büriyorlar. yük ölçüde ABD'deki faiz oranlarının yüksekliğinden kaynaklaSon yıllarda izlenen ekonomi k nıyor. Enflasyonun gerilemesine politikalar ve sonuçları kamuoyunun dikkatinin bankacılık sahasına çekilmesinde hayli etkin olmuştur. Bankacılık sistemininyeniden düzenlenmesinin gerekli olup olmadığı hususundaki tartışmalar, 5.4.1983 tarihli ve 2810 sayılı Para ve Sermaye PiyasalaANKARA (THA) Nükic rının Yeniden Düzenlenmesi er santral yapımı için görüşmeHakkında Yetki Kanunu'nun ler sürerken, Türkiye Atom yürürlüğe girmesiyle "yeni düEnerjisi Kurumu (TAEK), uran zenleme nasıl bir biçimde olmayum cevherlerinin aranmasına hdır" şekline dönüşmüştür. 2810 hız verilmesini istedi. sayılı Kanun, Bankalann hukuYetkililer "40 bin tonluk eko ki ve mali bünyelerini takviye etnomik rezerv bulunmasının he mek, tasarrufları güvence altındef alınması gerektiğini" bildir da tutmak, etkin bir denetimi diler ve şu önerilerde bulundu sağlamak ve kaynakların gereksinimlere uygun dağılımını temin lar: • Bulunan cevherlerin tekno etmek için 6 ay süreli olarak'Hükümete düzenleme yapma yetkilojik değerlendirmesi için, kadsi vermiştir. Söz konusu yetkiye ro, gerekli malzeme ve ekipman olanakları aynı paralelde sağlan dayanarak Hükümet 22.7.1983 tarih ve 18112 sayılı mükerrer malıdır. • Sarı pasta (uranyum) üreten Resmi Gazete'de yayınlanan 70 sayılı Bankalar Hakkında Kave seçilecek reaktör teknolojisinun Hükmündeki Kararname ile ne uygun yakıt üreten bir tesis Bankalann tabi olacağı kuralları kurulması da gelecek 10 yıl içinyeniden düzenlemiştir. Yapılan de gerçekleştirilmelidir. Prof. Kepenek: Ytikselen dolar Türkiye için değer kaybı demek mik değer kaybı anlamına getir" dedi. Doların değer kazanmasının, diğer paraların Dolara çevrilmesi sürecini hızlandırdığını ve ABD ekonomisine sermaye aktarılmasına yol açmakta olduğunu belirten Prof. Kepenek, haftalık Yankı Dergisi'ne yaptığı açıklamada şöyle dedi: "ABD, Doların değer kazanmasıyla daha çok dışalım iırünü satın alabilecektir. Bir başka açıdan bakılınca ABD'ye mal satan ülkelerin çalışanları, bir Dolar için daha uzun çalışmak ya da daha çok üriin vermek zorundadır. Bu, gerçek anlamda bir değer transferinden başka birşey değildir." Prof. Kepenek, bir başka soru üstüne de, Doların değer kazanmasının, önce ithalatın Turk lirası cinsinden maliyetini arttırmakta, sonra da ithal ürun için daha fazla ödeme yapılmakta olduğunu kaydederek özetle şu bilgileri verdi: Doların değer kazanmasıyla dış borçların Türk lirası karşılığı da artmaktadır. Ayrıca, her yıl giderek arlan ve günümüzde 25 milyar Dolar olan dış borçların, Doların değer kazanmasıyla yerli karşılığı da artmaktadır. Sonuçta ülke bunun karşılığında daha fazla iç kaynak ayırmak durumunda kalacaktır. Bu da değer kaybı anlamına gelir. Basında birçok kez belirtildiği gibi, resmi kurda 230 lira olan Doların gerçek maliyeti, günümüzde 350 liradan fazladır ve bu fiyat giderek artmaktadır. Reagan: ABD ekonomisine güven, doları güçlendiriyor doları guçlendırdiğını vurguıayan Reagan şöyle konuştu: "Birçok kişi doların yükselişini tepkiyle karşılıyor ve suçu ABD'deki yüksek faiz oranlarına yüklüyor. Oysa, birçok ülke var ki oralarda faiz oranları bizden yüksek, buna karşın paralan bizimkine oranla sürekli değer yiliriyor. Dolann güçlü olıtıasının en önemli nedeni ABD'de enflasyonun geriletilmesidir". Reagan, doların yükselişinin ABD için de sorun olduğunu belirterek güçlü dolann Amerikan mallarını diğer mallara oranla pahalılaştırdığını, bunun da dış ticaret dengesini olumsuz etkilediğini söyledi. İzmir Yün Mensucat'a haciz koııdu, fabrikada üretim durdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye'nin yün ipliği üretiminde önde gelen kuruluşlarından biri olarak bilinen İzmir Yün Mensucat'a 600 milyon liralık borcu nedeniyle haciz kondu. Haciz sonucu fabrikada üretim dururken fabrikamn geleceği önümüzdeki hafta içinde yapılacak bir dizi toplantıda açıklık kazanacak. Teksif Genel Başkan Vekili Sait Bürçün ise Izmir Yün Mensucat'ın iç sorunları yüzünden çöktüğünü söyledi. Yaklaşık 1,5 aydır şiddetli bir Bankalar Kararnamesi ne getiriyor? CANSEVEN Mehmet ÇEKINMEZ Bankalar özkaynaklarını artırmadan büyüme ve genişleme olanağı bulamayacak düzenlemenin amacına ulaşıp ulaşanıayacağı, bundan sonraki konuya ilişkin tartışmaların ağırlık noktasını oluşturacaktır. Kararnamenin henüz uygulama görmemesi ve Maliye Bakanlığı'nın uygulama esaslanna ilişkin tebliğ veya tebliğlerin hemüz yayınlanmaması bu çalışmanın eksik yönleri olarak mütalâa edilebilir. Amacımız Kararname ile getirilen yeniliklerin özlü biçimde belirtilmesi ve bunların değerlendirilmeye çahşılmasıdır. BANKALARIN KURULUŞU Kararname ile bankalann kuruluşuna, sermaye durumlarına ve şube açılışlarına iiişkin olarak ayrıntılı hükümler getirilmiştir. Bankalann kuruluşuna ve şube açılışlarına ilişkin olarak getirilen önemli yeni hükümler aşağıda özetle açıklanmıştır. Banka sermayesinin % 75'ine; ya gerçek kişiler, ya şahıs şirketleri, ya da ortaklıktaki payı % 10'u aşmayan ortakların oluşturduğu ve sermayesinin % 51'i gerçek kişilere ait hisse senetleri de ada yazılı olan sermaye şirketlerinin sahip olması zorunludur. Buradaki °7o75 oranına yukarıda belirtilen türdeki şahısların ayrı ayrı ya da birlikte sahip olması mümkündür. Bu düzenleme, banka sahibi gerçek kişilerin bilinmesi ve takibi ile ortakların şahsi sorumlulukları açısından yerinde bulunmaktadır. % 75 oranının istisnaları ise; kamu tüzel kişilikleri, banka sermayesinin % 40'ını aşmamak kaydıyla banka mensuplarının kurduğu sendika, vakıf, dernek ve sandıklar, banka sermayesinin % 20'sini aşmamak kaydıyla mevduat kabul eden milli bankalar ve Bakanlar Kurulunca uygun görülen yabancı ortaklardır. Banka sermayesinin % 10'unu aşmayı sağlayacak hisse senedi devirleri, Maliye Bakanlığının iznine tabi tutulmuştur. Böylece bankalann mevcut sermaye yapıları korunmuş olmakta ("Vo 75 sınırı hariç) ve bundan sonra bir kişinin banka sermayesinin % 10 ve daha fazlasına sahip olma durumu da kontrol altına alınmış olmaktadır. Diğer bir ifadeyle bundan böyle bankalann el değiştirmeleri Maliye Bakanhğı'nın iznine tabi olacaktır. Eskiden sadece kurucularda aranan bazı niteliklerin, Kararname ile sermayesinin % 10'undan fazlasına sahip ortaklarda da aranması şartı getirilmiştir. Bu nitelikleri kaybeden ortakların kâr payları dışındaki ortaklık hakları Tasarruf Mevduat] Sigorta Fonu tarafmdan kullanılacaktır. Böylece itibar edilmeyen kişilerin bir güven müessesesi olan bankalara ortak olması geniş ölçüde önlenmiş bulunmaktadır. ŞUBE AÇILMASI Diğer yandan bankalann hisse senedinin nominal değerinin üst sınırı 10 bin liradan 100 bin liraya, asgari sermaye sınırı da 25 milyon liradan 1 milyar liraya çıkarılmış bulunmaktadır. Merkez şube dışındaki her şube için ayrılması gereken sermaye miktarı da eski kanuna göre 2025 kat arttırılmış bulunmaktadır. Bu durum bankalann öz kaynaklarını arttıracağından olumlu bir gelişmedir. Bankanın gelişme ve büyümesi Kararname ile özkaynakların antınlmasına bağlanmıştır. Çünkü kredi verme, iştirak, gayri menkul edinme gibi önemli işlemlerin genel sınırı özkaynaklarla çizilmiştir. Şubeler konusundaki başka bir yenilik de; merkez şube açılmasının izne tabi olmaması ve bankalar mali bünyeleri ve kanuni yükümlülükler açısından bazı şubelerin Maliye Bakanlığınca bişleştirilmesinin istenebileceğidir. Diğer yandan izin alınmaksızın veya izin verildiği yerden başka bir yerde açılan ya da başka bir yere nakledilen şubeler Maliye Bakanhğı'nın isteği üzerine valiliklerce kapatılabilecektir. (Eski Kanunda bu yetki mahkemelere aitti.) Bunun dışında eski Kanunda bulunmayan mevcut şubelerin kapatılması durumu Kararnameyle, mali bünyeye ilişkin idari tedbirlerin uygulanması halinde olanak dahiline giren önemli bir yeniliktir. Bankalar mevcut durumlarını 2 yıl içinde; sermayeye ilişkin miktar, kayıt ve şartlara uygun hale getirmek zorundadırlar. Bu iki yıl sonunda sermaye paylarına ilişkin oranların yerine getirilmeyen kısımları kâr payı hariç hiç bir haktan yararlanamayacak olup, diğer ortaklık hakları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından kullanılacaktır.. kriz içinde bulunan ve zaman zaman işçi ücretlerini ödeyemeyen İzmir Yün Mensucat'a biriicen borçlannı ödeyememesi sonucu önceki gün haciz kondu. Bu haciz sonucu İzmir Yün Mensucat üretimini tümüyle durdurdu. Ancak borçların büyük bir kısmının piyasa tüccarlarına ait olması bu türden bir uzlaşma zeminini ortadan kaldırdı. Konuya yakın olan çevreler ise İzmir Yün Mensucat'ın şirket kötü yönetimlerine tipik bir örnek olduğunu ve fabrikada yüzde 50'şer payı bulunan Sait ve İsmet Çolak'ın birbirleriyle konuşmayacak düzeyde anlaşmazlık içinde olduğunu belirttiler. Bu arada yaklaşık 18 aydır işçi haklarının da ödenmediği kaydedildi. İzmir Yün Mensucat'ın geleceği haciz sonrası yeni bir boyut kazandı. İzmir lcra tflas Dairesi haciz kararını cuma günü verdiğinden üretimi, nasıl yönlendireceği açıklık kazanmadı. Ancak uzmanlar haciz kararında üretimin genellikle durdurulduğunu şirket mal varlıklarının ise haraç mezat satıldığını kaydettiler. ABD'nin tekstil kotaları Türkiyenin işine yurayacak İSTANBUL, (UBA) Amerika Birleşik Devletleri'nin, tekstil ve giyim eşyası ithalâtında, anlaşma yaptığı ülkelere, kotalar aracılığıyla kısıtlamalar getirmesinin, Türkiye'nin bu ülkeye ihraeat şansını artıracağı ileri sürüldü. Türkiye'nin NVashington Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliğince hazırlanan raporda, Amerika'nın, yerli tekstil endüstrisi ve işçi kuruluşlarının baskısıyla tekstil ithalâtına getirilen kısıtlamalara rağmen, ülkenin bu konudaki ithalâtının artarak devam ettiği belirtildi. Halen, Uzakdoğu ülkelerinin ağırlık koyduğu Amerika pazarında, getirilen kısıtlamaların, Türkiye tarafmdan iyi değerlendirilmesi gerektiği bildirilen raporda, "Türkiye ile ABD arasında tekstil ve giyim eşyası ticaretini düzenleyen bir anlaşma olmadığından, ihraç maddelerine konmuş bir kısıtlama da sö/ konusu değildir."denildi. Uranyum cevheri aranmasına hız verilmesi istendi YAR1N: TEŞKİLAT VE ORGANLAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle