19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TAKVİM 8 Ağustos 1983 Imsak: 5.01 Güneş: 7.01 Ögle: 14.19 Sahıbi: Cumhuriyei Matbaacılık ve Ga?etecilik Turk Anonım Şırketi adma Nadir Nadi, • Genel Yayın Mudurü: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Emıne Uşaklıgil, Yaa İşleri Muduru: Okay Gönensin, • Yazı tşleri Müdur Yardımcısr. Ahmet Korulsan, Haber Merkezi Muduru: Yalçm Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. tkindi: 18.12 Akşam: 21.17 Yatsı: 23.02 Temsilciter: ANKARA: Yalçın Dogan, İZM1R: Hikmel Çe(inkaya, ADANA: Mehmet Mercan, • Servis Şeflerı: tstanbul Haberleri: Selahattin Gıiler, üış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Yurt Haberleri: Barbaros Gençak, Kültür: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, Düzeltme: Konur Ertop, Araştırma: Şahin Alpay. Burnlar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel: 175825175866, İdare: 183335, • İ/mir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesı, T.H.K. İşhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: (umhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246lsı. Tel: 5209703 Telex: 22246 Basıldığı Yer. YENI AS1R Gazete ve Matbaacılık Ltd.Ş. Mecidiycköylst. İki Tıp Fakültesi Dekanı savıtndıt 2 gün uykusuz çalışan doktor, sağhklı hizmet verebilir ASİYE U Y S A L Ünlü İtalyan yazar İtalo Calvino'nıın kaleminden "Fotoğraflannda Mussolini" 1923 yılında doğan İtalo Calvino, hiç tartışmasız. kuşağının en hüyük İtalyan roınanalarından bıridir. 1970 yılında ulkemizi zıyaret eden ve iki romanı ("Ağaca Tüneyen Baron" ve "Sandık Müşahidi") dilimize çevrilen ünlu yazar, çok gençyaşta Mussolıni'ye ve Almanlaıa direnen partizanların safında yer almış ve Direniş Hareke^ ti'nin çocuk gözüyle anlatıldığı "Örümcek Yuvalanna Giden Yol" adlı romanıyla edebıyata girmiştir. Yukandaki yazısı 10 temmuz 1983 günu "La Repubblica" gazetesinde yayınılanan Calvino, ya^amını Paris ve daha çok Torino'da surdürüyor. Türkiye'yi Avrupa'ya 350 yıllık köprü bağhyor nan Mimarbaşı Koca Kasım Ağa'nın yaptirdiğı Babaeski Taş Köprüsü ile 1564 yılında yapılan LüleburRa/. Koprüsü KS kara>olıı için tstanbul Boğaz Köprüsü'nden daha önemli. Çiinkii Boğaz Köprüsü'nün yapılmadığı yıllarda da İstanbul'da Anadolu \akası ile Trak>a arasındaki geçiş, arabalı vapurlarla sağlanıyordu. Bugün de Boğaziçi Köprüsü kapalı olsa yine K5 trafiği a\nı >oldan surdurülebilir. Ama Ergene nehrinin kolları uzerindeki Babaeski ve Lüleburgaz koprülcri olmasa Avrupa'ya giden >ol tümiı\le kapanır. Bu iki koprııden başka a>nı yol üzerinde Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş BUyükçekmece Köprüsü, Sitivri Köprüsü, Haramtdere Kapıağa Koprusu, Muslafa Paşa Köprüsü (Meriç üzerinde) ve Muradiye Köprüsü (Kdirne) var ama bu köprülerin >erine yeni geçişler de vapılmış dııruında. Babaeski ve Lüleburgaz köprüleri ise 400 yıla yakın süredir Türkiye'yi Avrupa'ya bağla\an lek geçiş olma özelligini sürdurüyorlar. Babaeski Köprüsü çifl geçiş olarak, Lüleburgaz Köprüsü yapıldığı dönemde geniş olsa bile bugünkü araçlar için dar geldiğinden tek geçiş olarak çalışıyor. Köpriinıin her iki yanındaki kırmızı ve yeşil ışıklarla lek geçiş sıra ile sağlannor. (Fotoğraf: Fiısıın ÖZBİLCEN) Türk TIR firmaları Avrupa ülkeleriyle rekabete girişti Türk firmaları rekabet nedeniyle taşıma ücretlerinde indiritn yaptı. Ücretlerin düşük olması nedeniyle Türk TIR taşımacıları Avrupa ülkelerinde iyi işler bulabiliyorlar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk TIR firmalarının taşıma ücretlerinin düşüklüğü nedeniyle Avrupa ülkeleri firmalarıyla rekabete giriştikleri belirtildi. TIR taşımacıhğından bu yıl 500 milyon dolar dolayında döviz elde edilmesi bekleniyor. Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Türk uluslararası taşıma firmaları Avrupa ülkeleriyle ve özellikle Bulgaristan ile bazı Doğu Avrupa ülkeleri taşımacılığıyla rekabete giriştiler. Türk TIR taşımacılığının alınan önlemlerle giderek daha gelişmesi ve taşıma ücretlerinin düşüklüğünü Türk TIR taşımacılarının Avrupa ülkelerinde iyi işler bulabilmelerine neden oluyor. Türk firmalarının rekabet nedeniyle taşıma ücretlerinde indirim yaptıkları belirtildi. Taşıma ücretlerinin sürekli olarak iniş çıkışlar gösterdiğini belirten Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, taşıma ücretlerinin bir süre önce ton başma 52 dolara dek düştüğünü, ancak bugünlercle 6064 dolar dolayında olduğunu ifade ettiler. Türk TIR firmalannın rekabet olanaklarını artıran önemli bir etkenin de İranIrak savaşı olduğu belirtildi. Basra KörfezPnin savaş nedeniyle kapalı olması Iran ve Irak ile Ortadoğu ülkelerinin Avrupa'dan yaptıkları tüm ithalatın Türkiye üzerinden taşınmasına yolaçtı. Özellikle, lran'ın ithalatının son zamanlarda çok artması, Türk TIR firmalarının kendi aralarında da rekabet etmeleri sonucunu doğuruyor. lran'ın ağustos ayı içerisinde Trabzon üzerinden 70 bin ton mal ithal edeceğinin öğrenilmesi üzerine buradaki taşımacılığı ellerinde bulunduran Turk TIR firmaları bu işi almak için çalışmalara başladılar. ÖNLEMLER HEDEFE ULAŞTI Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, Başbakanhk ve Bakanhk tarafından alman önlemlerin hedefine ulaştığını ifade ettiler. Başbakanlığın taşıma filosunun kapasitesi 200 tonun üzerinde olan firmalara araç ithal izni şeklindeki teşvik onlemleri ile gelişme sağlandığı, bakanlığın aldığı önlemlerle de firmaların buyumesinin sağlandığı kaydedildi. Devletin teşvik ve düzenleme onlemlerini tam zamanında aldığına dikkati çeken yetkililer, küçük firmaların büyuklerle birleşme yoluna giderek kapasitelerini artırdıklannı dile getirdiler. Taşıma kapasitesi 200 tondan fazla firma sayısının 1 ekime değin 45O'ye ulaşacağı tahmin ediliyor. "Kapkaççı"olarak tanımlanan kuçuk firmaların yerlerini alınan önlemler sayesinde büyük firmalara bırakmasmın Avrupa ülkelerinde Turk TIR taşımacılarına olan güveni de arnrd\ğı bildirildi. tstanbul Haber Servisi Türkiye'nin en büyük iki tıp fakültesinin dekanları, iki gün süreyle uykusuz çalıştırılan doktorların "sağlıklı" bir şekilde sağhk hizmeti verebileceklerini savundular. lstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Öner ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefik Kayahan, tıpta uzmanhk öğrenimi gören bu doktorların 3540 saat süreyle arahksız hasta muayene etmelerini ve tedavi yapmalarını "öğrenimin bir gereği" olarak değerlendiriyorlar. Karşılıksız tutulan gece nöbetleri konusunda "Sağhk hizmetinde gece nöbeıi vardır." derlerken, ertesi günü de çalıştırıldıkları belirtildiğinde "Çalışmayı teşvik için nöbete kalan doktorlara belli bir ücret verilmesi düşünülebilir." biçiminde konuşuyorlar. Ülkemizde "hastahk" denildiğinde acı ve ölümün yamsıra hastane onlerinde çekilen çile, baştan savma tedavi, ilaç parası, yol ve hastane giderleri akla gelir. Bütün bunlar hastahk nedeniyle çekilen acıyı bir kaç kat daha artırır. Hastaneye gitmek zorunda kaldığında ilgi ve yardım bekleyen hasta, aradığını bulamadığında karşısında müstahdemi, hastabakıcıyı, hemşire ve doktoru görür. Gece ve günduz servislerde, polikliniklerde, (Arkası 11. Sayfada) Duçe gibi "erkeksi bir kellik" için kimi yöneticiler kafalnrını kazıttılar ömrümün ilk yirmi yılını, karşımda Mussolini'nin suratıyla geçirdim denebilir. Portresi bütün okullarda, kamu kuruluşlannda asılıydı. Dolayısıyla da, belleğimde kaldığı kadarıyla, resmî portrelerini izleyip bir "Mussolini Resimleri Tarihi" çizmeye çahşacağım. 1929 yılında ilkokula girdim, Mussolini'nin yüksek sosyetede moda olan (ama sonraki yıllarda modası çabuk geçen) uçları kalkık kolalı yakalı bir kentsoylu giysisi içindeki o dönem portresini açık seçik ansıyorum(...) O yıllarda hâlâ, Mussolini'nin iktidara gelir gelmez belli bir devamlılığı ve düzen koruyuculuğu saygınhğını vurgulamak için kendisine vermek istediği ilk görünüş geçerliydi(...) Bu portrede Mussolini'nin şakaklarındaki saçları siyahtı, emin değilim ama belki tepesi biraz açılmıştı. Devlet adamı giysisi gençliğini daha da vurguluyordu, kırk yaşında bir başbakan hiç görülmediğinden resmin aktarması gereken gerçek yenilik buydu (ama altı yaşında bunu bilemezdim). O güne kadar İtalya'da suratı tıraşlı, sakalsız bıyıksız bir devlet adamı hiç görülmemişti ve bu bile bir çağdaşIık belirtisiydi. SAKAL VE BIYIK Sakal tıraşı olma ahşkanhğı oldukça yayılmıştı, ama 1. Dünya Savaşı ve sonrasının gözde politikacılarının tümü sakallı ve bıyıkhydılar. Ve bu, ABD başkanlarının dışında (bir kitaba ya da ansiklopediye bakmadan söylüyorum) böyleydi. Roma üzerine yurüyen yönetimin dört başı bile bıyıklı, üstelik ikisi aynı zamanda da sakallıydı. (Tarihçiler ceşitli donemlerin kıllı yönünü ortaya çıkarmışa benzemiyorlar; oysa bunlar anlamlı belirtilerdir, ozellikle geçiş dönemlerinde.) Rejimin ileri gelenleri MussolinVnin birer kopyaları olmuşlardı. Şakaklarını da kazıtıyor, çenelerini yukarı kaldıraraki enselerini şişirerek dolaşıyorlardı. Anadolu Hselerinde kesin kayıtlar 12 bitiyor TrabzonKöstence arasında RoRo seferleri yakında başhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TrabzonKöstence arasında TIR araçları taşıyacak roro gemilerinin seferlere başlaması için tüm hazırlıkların tamamlandığı ve seferlerin önümüzdeki günlerde başlamasının beklendiği belirtildi. Roro gemileri seferlerinden yılda 39 milyon dolar gelir elde edileceği tahmin ediliyor, TIR araçlarının roro gemüeriyle taşınmaya başlanmasıyla birlikte E5 karayolundeki araç yoğunluğunun da bir ölçüde azalacağı kaydedildi. Romanya ile roro gemileri konusunda yapılan ve 18 ekim 1982 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ikili anlaşma uyarınca yapılan hazırlıklar Türkiye'de sonuçlandı. Romanya'daki son hazırlıklann bitmesinden sonra roro gemileri seferlere başlayacak. Romanya'mn seferlerin başlaması için hazır olduğunu önumüzdeki günlerde Türkiye'ye bildirmesi bekleniyor. İkili anlaşma uyarınca TrabzonKostence arasında iki roro gemisi çalışacak. Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, hattın açılış amacının şu noktalarda toplandığını açıkladılar: "Ozellikle Avrupa'dan gelen ve Romenlere ail olan l'IR'ların halen kullandıkları E5 karayolundan Trabzon yoluna aktarılması, böylece E5 karayolundaki 1000 kilometrelik boltımunde trafigin bir olçııık' rııhatlahlması. Avrupa'da halen üzerinde çalısılmakla olan Tuna projesinin uygulanmaya başlanması halinde, AvrupaOrtadoğu arasında mal taşıyan TIR araçlarının kullanılabileceği elverişli bir yolun hazırlanması. TIR araçlarının geçişlerinde kolaylıklar ortaya çıkması ve Türkiye'nin ve Romanya'nın kârlılık olarak büyük getir elde etmeleri." Başlangıçta hal'tada biı ke/. olmak uzere yılda 48 sefer yapacak gemilerden birisi Turkiye'ye diğeri de Romanya'ya ait olacak. Turk gemisi Denizcilik Bankası Deniz Nakliyatı TAŞ. Mudurluğü tarafından çalıştırtlacak. Romenlerin accntalık görevini Trabzon'da Denizcilik Bankası Deniz Nakliyatı, Türkiye'nin Romanya'daki acentalığını da Köstence'de Romanya yapacak. Açık hontenjanlara Ön kayıtla öğrenci (tlınması için yeni pııanlar belirlenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anadolu Liseleri ile Özel Türk ve Yabancı okullarda 11 temmuzda başlayan kesin kayıtlar, 12 ağustosta sonaerecek. Kesin kayıtlar sonrasında açık kalan kontenjanlara öğrenci ahnması için Milli Eğitim Bakanlığı yeni taban pııanlar belirleyecek. Anadolu Liseleri ile özel Türk ve Yabancı okulların ikinci basamak sınavtarı sorusunda bu okullara kayıt yaptırmaya hak kazanan adaylann kesin kayıtları süruyor. 12 ağustosta tamamlanacak kesin kayıtlar sonrasında açık kalan kontenjanlar için öğrenci ahnması işlemlerine de 15 ağustosta başlanacak. Ön kayıtların başlamasından önce Milli Eğitim Bakanlığı açık kalan kontenjanlar için yeni taban puanları belirleyerek, açıklavacak.Milli Eğitim Bakanlığının ön kayıtlara esas alınacak yeni taban puanları en geç 1314 ağustosta açıklaması bekleniyor. (Arkası II. Sayfada) Anayasa Mahkemesi'nce kapatılan memur sendikaları 10 yıldır kayyımla yönetiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 624 sayılı Devlet Personel Sendikaları Yasası'nın iptal edilmesi üzerine kapanan memur sendikaları yaklaşık 10 yıldır kayyımla yönetiliyor. Yapılan bir saptamaya göre, 1971 öncesinde kurulan toplam 71 memur sendikası, bazı kooperatif ve dernekler kapatıldıktan sonra, kendilerine ilişkin bir yasal düzenleme getirilmediğinden, 1971 sonrasmda mahkemelerin atadıkları kayyımların yönetiminde bulunuyor. Bu memur sendika, kooperatif ve derneklerinin toplam 4 milyon 228 bin 183 liraları b a n k a d a tutuluyor. Bu sendikalann arasında yer alan Köyişleri Bakanlığı Toprak ve Iskân Genel Müdiirlüğü Sendikası'nın bankada tutulan parası 5,5, lira. Türkı\t Oğretmenler Sendikası'mn ise 25 bin lira dolaylarındaki parası bankada bulunuyor. Hâlâ kayyımlar eliyle yönetilen memur sendika, kooperatif ve dernekleri şunlar: "Turkiye Sağhk Memurlan Sendikası, Ziraat Bankası Mem. Per. Sen, Adliyeciler Sendikası, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Per. Sen, Tokat Öğrenci Yurdu Derneği, Tokat öğrenci Yardımlaşma Derneği, Etibank Memur Pers. Sen, T. Hemşireler Sen, T. Öğretmenler Sen, Y. Orman Müh. Sen, Kiracılar Derneği Yapı Kooperatifi, Et ve Balık Kurumu Per. Sen, Orman Genel Müdürlüğü Sen., DDY Memur ve Hizmetliler Sen., TRT Kurumu Per. Sen., Gümrük Per. ve Emekli Sen. T.lktisadi ve Devlet Teşekkülleri Per. Sen., Toprak Su Merkez Te^kilatı Sen., T. Sıtma Erad Per. Sen., D.U.C. Per. Sen., Meteoroloji Mem. Sen., Toprak İskân Dev. Per. Sen., DHMI Karr.u Sen., TMO Per. Sen., T. Nüfus Teşkilatı Per. Sen., T. Eczacılar ve Hekimler Sen., Kömur Satış ve Tevzii Müessesesi Sen., T. Teknik Öğretmenler Sen. Başbakanhk Per. Sen., Bayındırlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sen., Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Muf. Kont. Sen., Sağhk Memurlan Merk. Sen., T. Orman Muh. Mua. Tekn. Sen., Maliye Bakanlığı Gel. Gen. Md. Sen. T. Sağhk Per. Sen., Maliye Bakanlığı Per. Sen., MTA Sen., T. Fen Mem. Sen., Çalışma Bakanlığı Mem. ve Hizm. Sen., Etibank Merkez ve Taşra Teşkilatı Sen., Merkez Bankası Per. Sen., Ankara Belediyesi Per. Sen., Sumerbank Mufettişleri Sen., T.C. Ziraat Bankası Per. Sen., Ankara Valiliği Belediye Hizmetleri Per. Sen., DMO Sen., Belediye Zabıta ve Hizmetleri Sen., Enerji Bakanlığı Merkez ve Taşra Tşk. Sen., Merkez Bankası Sen., l. Kamu Per. Ket. Sandığı, hınlak Kredi Bankası Sen., Zerbank Per. Mem. Ve Hi?m. Sen., SSK Per. Sen., Karayolları Dev. Per. Sen., Köyişleri Bakanlığı Toprak ve İskân Genel Müd. Sen., Zir. Bank. Müf. Koop. TV Kurumu Tek. Per. Sen., Tarım Bakanlığı Per. Sen., TMO Per. Sen., T. Zıraatçiler Sen., T. Okulları ve Üniv. Y:nız Sen., Devlet Avukatlar Sen., Mal. Bak. Kontrol Sen., Petrol Ofisi Gen. Md. Müf. Sen., T. Şekeı San. Men. Sen., Karayolları Per. Fed. Sen., T. Ebeler Sen., Petrol Ofisliler Sen., Karayol Gn. Md. Merk. Per. Sen., Devlet Denetleme Org. Fed. Sen., Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Per. Sen., Televizyon Per. Sen., Meb. Muf. Sen. T.M.K. Okul Öğretmenleri Sen. T. Sağhk Memurlan Sen., GPS Mal Bak. Gel. Gn. Md. Per. Sen. Mal. Bak. Taşr. Teşk. Mem. ve Hizm. Sen.". Üniversite İkinci Basamak sınav sonuçlarınm gönderilmesine başlandı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Üniversite İkinci Basamak yerleştirme sınav sonuçlarının gönderilmesine başlandı. Sonuçların öğrencilere postalanmasının bu hafta sonu tamamlanmaşı bekleniyor. Üniversite İkinci Basamak sınav sonuçları bu ay sonuna kadar eline geçmeyen öğrenciler ÖSYM Genel Merkezi'ne başvurarak sonucu öğrenebilecekler. 3 ağustos çarşamba günü açıklanan sınav sonuçlarında, İkinci Basamak sınavma giren 208 bin adaydan 105 bin 123'ününçeşitli okullara yerleştirildiği bildirilmişti. Sınavda, en başanlı illerin Tunceli, Hakkâri, en başanlı lisenin ise Ankara Fen Lisesi olduğu açıklanmıştı. Açıköğretim Fakültesi'ni tercih eden aday sayısı kontenjandan az olduğu için bu okulda 20 bin 72 kontenjan açığı kaldığı belirtilmişti. 208 bin adayın katıldığı İkinci Basamak sınavında, 1 adayın yerine başkasını sokması, 4 adayın kimlik kartsız sınava girmesi ve 3 adayın da yasalara aykırı davrandığı için sınav kâğıtlan iptal edilmişti. Özetle, o dönemde Mussolini'nin görüntüsü çağdaşhğı etkililiği, dingin bir devamlthğı otoriter bir sertlikle birlikte yansıtmaya çahşıyordu. Hiç kuşkusuz, bir önceki sopah donemle de çelişiyordu. Bu şiddet döneminde çekilmiş olması gereken (biraz daha sonra da gormuş olabilirim, önemi yok) bir portre daha anımsıyorum, buyük üne erecek olan " M " imzasıyla, dramatik bir siyahbeyaz fotoğraf. Biraz yandan çekilmiş olan surat, gomlek ya da koyu bir fon olabilecek karanlıklardan çıkıyordu. (...) Diktatörun bu ilk resmî fotoğraflarının başka belirgin ozelliklerinden biri de kaygılt duruşuydu; alnı duşunme yetisini one çıkanr gibiydi. Bir ya da iki yaşındaki çocuklar okşanırken, o donemde şoyle söyleme ahşkanhğı vardı: "Yap bakalım bize bir Mussolini!" Yavrucuk hemen kaşlarını çatmaya, öfke gösterisi niyetine dudaklarını ileri doğru çıkarmaya başlardı. Kısacası, benim kuşağımdan İtalyanlar Mussolini'nin portresini duvarlarda görüp tanımadan çok önce kendilerinde taşımaya başladılar. Görüntusündeki, bebeklerde rastlanabilecek olan ve herhangi bir şey düşündükleri anlamına gelmeyen o ciddi havalı çocuksu yanı da aşağıdaki öykü açıkça dile getiriyor: Latran Antlaşmasım imzalamaya giderken çekilen Mussolini'nin o ünlü silindir şapkah fotoğrafını daha o sıralar gördüğümü anımsıyorum, kısa süre sonra burjuva geçmişin simgesi olan "soba boruları"nın (silindir şapkalara bu ad verilecekti) rejim tarafından yasaklandığını yetişkinlerden duyduğumu da anımsıyorum. Tarihin diyalektiğini bilmediğimden, bu bana anlaşılmaz bir çelişki gibi geliyordu. Bunun Mussolini'nin son silindir sapka giyişi olup olmadığını bilmıyorum; olabilir de, çünkü Kilise'nin de onayını aldığından İtalya'ya üniforma giydirmeye başlayabilecekti. Faşist üsluba geçiş (dışarda da sezilebildiği gibi) faşist devrimin onuncu yılına, 1932'ye rastlar. Belleğimde 15 günlük tatille ve yıldönümü için çıkarılan pul serisiyle birleşen bir onuncu yıl. SEZAR'I YÜCELTME O sıralar Mussolini resimleri Sezar dönemine özgü adam yüceltmede önemli bir adım atılmıştı; onuncu yıl serisinde yer alan pullardan biri Bologna Stadında bulunan ve Verocchio'nun "Colleoni"sinden esinleşmiş at uzerindeki Mussolini anıtını gösteriyordu. Alnnda da "İlerliyorsam beni izle" yazılıydı. (Bu özlü cümlenin sırası geldiğinde uygulanması gereken bir devamı da vardır: "Gerilersem beni öld ü r ! " Yine de bunun, üzerinde Mussolini resmi bulunan ender pullardan biri olduğunu belirtmeliyim. Bedensiz kafası büyük bir adam kafası sanılabilecek olan Kral I I I . VettorioEmmanuele'nin kralhğının hâlâ sürdüğu ender alanlardan birinin pul olduğunu söylemeliyim. At uzerindeki anıtta Mussolini yandan görülmektedir. Yüz yerine, kellenin eşsiz yuvarlaklığını (bu olmadan diktatörun bir tasarım nesnesine dönüşturülme işlemi gerçekleşemezdi), çenenin güçlülüğünu (ozellikle yüzün dörtte üçünu alan fotoğraflarda), ensenin ve boyunun devamlılığını ve bütünün karmaşık Romahlığını one çıkardığı ölçüde daha sonra sık sık yararlanılacak olan bu yandan gorunüş önemli ha doğrusu, ona küp biçimi veren geometrik çizgilerden oluşma bir resmini. Lise giriş sınavından geçmem gereken ilkokuldaki bir resim sergisindeydi. "Duçe'nin hoşuna gittiği biçimiyle Duçe'nin portresi" türün bir geçiş noktasıdır. İlkokulun bu son yıllannda, Faşist Gençlik Örgütü'ne yazılmam daha fazla ertelenemez olmuştu; kayıtlı olduğum özel okulda bile bu artık zorunlu hale geliyordu. Üniformaların satıldığı Genç Faşistler Evi'ndeki mağazanın eski kumaş kokusunu çok iyi anımsıyorum; harp malulu yaşlı dükkincıyı da. Ama şimdi asıl anımsaUığım, üzerinde "Uuçe'nin put.icien yapılmış resmi bulunan ve mavi mendilini göğüs cebine tuıturan iğneli rozet. Bu profili miğferli anımsıyorum, ama miğferin benimsenmesi belirginleştirmeye çahştığım anıdan birkaç yıl sonra olmalı. ÇOCUKLAR İÇİN KOPYA EDİLECEK MODEL Yine 193334 yıllarındayız. O dönemde Mussolini'nin "kübist" üslupta bir portresini (ya da bir yohtusunu) gördüm. Da den bir yazıyla bu küp çocuklara model olarak verilmişti. Bu anı benim için, o yıllar taşrada bile çok yaygın olan "1900 üslubuyla" bir çok durumda birleşen ve canlı kalacak olan çağdaşhğın basit ve kare biçiminir izlerini taşıyan bir "faşist üsla b u n " ilk varlık belirtisi. Bu üsluba, bir Romen raka mına benzeyen ve büstlerin altın da ya da sütunların üzerindı benzeri " R E X " (Kral) sözcü ğüyle karşılıklı olarak sık sık bir likte kullanılan " D V X " harfle ri de giriyor (Artık Kralla Duçe' nin resimleri hep birlikte kulla nılacaktı, bunlardan biri eksil olabilirdi ama bu hiçbir zamaı Duçe'ninki değildi.) (...) Bu noktadan sonra Mussoli ni'nin klasik görüntüsü yerleşc cek ve diktatörlüğün yukseliş dc nemi süresince (yani 1930'lu yı lann sonuna kadar) değişikli| uğramayacaktır. Radyo ve sin< ma, bu görüntülerin yalnız yayı masının değil, oluşmasının d başlıca aracı olacaktır. Onu sevmediği ve uğramadığı doğdı ğum taşra kentinden aşağı yuk. rı hiç çıkmadığım için, Mussol ni'nin katıldığı ve "okyanus j bi kalabalıklar" çeken toplam lann hiçbirinde hazır bulunm dım. Ama sanırım sinemada ş fin görüntüsü, doğrudan balk nunun altındaki kalabahğı al; layabileceğinden daha etkileyı ve daha yakındı. Sesi, nasılsa h parlörden geliyordu yine. Çal iletişim olanakları Seza Mussolini tapımının (kült) z runlu bir bileşimiydi. Öteki zorunlu bileşim, doğ: lıkla her tıirlü eleştiri ve alay I çiminin yasaklanmış olmasıyı Mussolini'nin anamsadığım soylevlerinden biri, sanırım "1 tap ve silah, mükemmel faşis diye anılanıydı. Söylevin sonı da, Duçe pencere pervazımn tından bir kitapla bir tüfek çıl n p ha>aya kaldırıyordu; etki yici b • şaşırtmacaydı bu. Bu ilk kez evde, sinemada gören J tifaşist amcalarımdan birinin zından işitmiştim. (Söz konı bu söylev değilse, 1930'dan men sonraki yılların söylevlet den biri olmalıydı. Filmlerc anlaşılabilir sanıyorum.) Am mın, yumrukları belinde, M solini'nin mimiklerini taklit t şini anımsıyorum ve de bir tek eliyle yaptığı sümkürme (Arkası 11. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle