Katalog

AĞUSTOS 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 IAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ Minyatür ve Tezhip Sanatı eserleri sergisi bugün ve yarın gezilebilir. • ERTEN Adah'nın YapıKredi Osmanbey Sanat Galerisi'ndeki yağlıboyasuluboya resim sergisi yarın sona eriyor. • FAZİLET Anaokulu'nun Resim ve El İşleri Sergisi Osmanbey Yapı Kredi Şube Vitrininde 18 ağustosa kadar sürüyor. • GÜNSEL Emsen'in Türk Motifi Kumaş Tablolanndan oluşan sergisi Yapı Kredi Tünel Vitrini'nde 18 ağustosa kadar sürecek. Duyduk Gördük Ansiklopedinin sayfaları nerede? Gazetenizin 5.7.1983 tarihli nüshasının 5. sayfa 6,7,8'ncisütunlarında "Duyduk Gördük" köşesinde yukandaki başlıkla yayınlanan yazı Başkanlığı 'mızca incelenmiştir. 1. "Meydan Larousse AnsiklopedisVnin 3'ncü cildi iizerinde yapılan incelemede yazımzda sözü edilenin aksine hiçbir zarar verme veya noksanlığm bulunmadığı anlaşılmıştır. 2. Hac için seçilen görevlilerle ilgili iddia tamamen sübjektif ölçülere ve hissi sebeplere dayanmaktadır. Bu görevlilerin yarısı, daha önce hiç hacca gitmemiş personel arasından valiliklerce çekilen kuralarla belirlenmis, diğer yarısı ise bir veya iki defa hacca giden tecrübeli personel arasından (yöneticilerle, sağlık personeli hariç), objektif değerlendirmelere ve karteks bilgilerine göre seçilmişlerdir. Kamuoyuna duyurulur. Tayyar ALTIKULAÇ Diyanet İşleri Başkanı Toplantı ıra, turistik gezi mi? Anadolu Basını Bölge Toplantılarının altıncısı 23 temmuz giinü Erzurum Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü'nde yapıldı. Aynı günün akşamı Tufan Restaurant'ta bir kokteyl verildi, burada 1982 Anadolu Basınını Özendirme Yarışması'nda başarı kazananlara ödülleri dağıtıldı. Toplantıya yerel basından 30 kadar temsilci katılmıştı ama vakit ilerledikçe bu rakam düştü, 1516'ya indi. Erzurum Valisi ile Belediye Başkanı'ndan sonra BasmYayın Genel Müdürü emekli Tuğgeneral Necati Özkaner ilginç bir konuşma yaptı. Özkaner, bu konuşmasında dinleyenlere bol bol sorular sordu. Genel Müdür, bu kadar çok soru sormasımn nedenini, uyuyanları uyandırma amacına bağladı. Ama nedense basınla ilgili sorularını gazeteci olmayanlara soruyordu. Hattâ bir kez Erzurum Esnaf ve Sanatkârlar Derneği Başkanı, Özkaner'in sorusuna hedef oldu. Programa göre toplantı öğleden sonra 14.00'de başlayacak, bir saat kadar Anadolu basmımn sorunlan tartışıldıktan sonra 15.00 sularında geziye çıkılacaktı. Ama "Anadolu Basını Bölge Toplantısı mı, Turistik Gezi mi?" başlıklı bir yazının yer aldığı, 21 temmuz günlü bir yerel gazete salonda dağıtılınca Anadolu basınının sorunlarının saat 18.00'e kadar tartışılmasına gerek duyuldu. Bir konuşmacı, DM'deki Basın Yasa Tasarısı'nı eleştirerek, "Bu taslağa ses çıkarmayan basın kurulvşu kalmadı, Anadolu Basın Birliği ile Ankara Gazeteciler Cemiyeti nedense ses çıkarmadı. Neden?" diye sordu. Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı Necati Akça bunu yamtladı. Akça, "Birliğin güçbirliği içinde olmadığını" söyledi. "DM'deki Basın Yasa Tasarısı'nın çıkacağını sanmıyorum. Şayet çıkarsa, şakşakçı, yardakçı basın türeyecek" dedi. Az önce tasarıyı eleştirmiş olar. gazeteci, "Madem şimdiye kadar ses çıkarılmadı, gelin şimdi bir deklarasyon yayınlayalım, var mısımz?" da demişti. Akça buna hiç değinmedi. Ödül alanlar bile 30 kişiyi buluyorken toplantıya sadece 1520 kişinin katılması üzerine bir yerel gazeteci, "Bunca yıldır söylenen, konuşulan hep aynı şeyler, tabii kimse gelmez" dedi. İzmir ergı • ANADOLU Medeniyetleri :rgisi Topkapı Sarayı'nda, Aya ini'de, Ibrahim Paşa Sarayı'ia, Harbiye Askeri Müze'de, esim ve Heykel Müzesi'nde ve rkeoloji Müzesi'nde sürüyor. • İSLÂM Sanatları Sergisi rkeoloji Müzesi'nde, Süleymaiye Kütüphanesi'nde, Topkapı arayı'nda, Atatürk Kültür Merezi'nde, Vakıflar Halı Müzesi'de gezilebilir. • GÖKBİLİM Hazineleri Serisi Ibrahim Paşa Sarayı'nda 25 gustosa kadar sürüyor. • SÜHA Öztartar Sanat Ga•risi'ndeki "Karma Yaz Sergisi" umartesi gününe kadar açık. • TANAK Sanat Galerisi'ndei "Yaz Karma sergisi" 20 eylü: kadar sürecek. • BEYOGLU Güzel Sanatlar îalerisi'ndeki "Szendentre Saat" adlı Macar Resim ve Hey »tanbul • VAKKO Sanat Galerisi'nde çeşitli desen, gravür, suluboya yağlıboya resimlerin yer aldığı "Sanat Pazarı" ağustos sonuna kadar açık. • FÜZEN Sanat Galerisi'ndeki "Karma Resim Sergisi" sürüyor. Bodrum tstanbul Potoğraf ve Sinema Amalörleri Derneği İFSAK, kırk birinci fotoğraf sergisini yarın Kıbrıs'ın Magosa kentindc açacak. Sergide Cengiz Akduman, Sarkis Baharoğlu, Mehmel Bayhan, İlyas Göçmen, Oral Gönenç, Bolan Gıınöz, Kadriye Giivener, Baytekin Kara, Orhan Karaalioğlu, Cengiz Karlıova, Engin Kavukçuoğlu, tzzet Keribar, Ahmet Kuzik, Alev M. Özgiil, Mihrimah Özel, Tahir Ün, Faik Tunalı'mn yapılları yer alacak. Sarkis Baharoglu'nun yukarıdaki fotografı da İFSAK'ın Kıbns sergisindeki yapıtlar arasında.. kel Sergisi sürüyor. • GALATASARAY Kâzım Taşkent Sanat Galerisi I'de bugün Suzan Dikmen'in "Batik Çalışmaları" sergisi açılıyor. • EFSER Öngay'ın "Türk Siisleme Sanatı" sergisi yine Galatasaray Kâzım Taşkent Sanat Galerisi I'de bugün açılıyor. • METE Araz'ın resim sergisi Galatasaray Kâzım Taşkent Sanat Galerisi II 'de 820 ağustos tarihleri arasında gezilebilir. • OSMANBEY YapıKredi Sanat Galerisi'nde çarşamba günü Gazanfer Tuğcu'nun resim sergisi açılıyor. • ÜSKÜDAR Halk Eğitimi Merkezi, Yapı Kredi Kadıköy Şube Vitrininde "El İşleri" sergisini yarın açıyor. • SAİM ve Aysel Özgün'ün Yapı Kredi Bankası Kadıkoy Şube Vitrinindeki Ağaç Oyma İFSAK 41. sergisini Kıbrıs'ta açıyor • CUMA Ocaklı'nın resim sergisi Bodrum Kalesi İç Avlusu'nda 20 ağustosa kadar sürecek. Ankara • KÖYİŞLERİ ve Kooperatifler Bakanlığı Kooperatifler Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen "Kalkınma Kooperatifleri El Sanatları Sergisi" Osmanlı Bankası Maltepe Şubesi Salonlarında iki ay süreyle açık kalacak. KHft. Balıkesir • ÖZCAN ve Ekrem Tos'un ÖrenBurhaniye Motel Villa Lâle Salonu'nda açtığı karma sergi 23 ağustosa kadar acık kalacak. Din yoluyla propaganda ve Rahim Ağa'nın öyküsü Posta kutusunu açtı ve postacının bırakmış olduğu zarfa şaşkınlıkla bakakaldı. Üzerinde kendi adı ve adresi, arkasında da "7 Edv/ard Street, Lancaster N. Y. 14086 USA " diye bir adres vardı. Zarfı açıp bir broşiirle karşılaşınca şaşkınlığı iyice arttı. Ve okudu broşürü: ' 'Değerli arkadaş, sizi her ne kadar tammıyorsam da mektubuma başlamadan önce sizi candan selamlanm. Tammadığımz bir kimseden mektup almak sizi çası ve ruhsal konulara değinen diğer broşür ve ders kitaplannı armağan etmek isterim. Lütfen ekli kuponda sizi ilgilendiren kareyi işaretleyin. Okuduklarınızı arkadaşlarınıza da anlatınız. Düşünceleriniz, sorularınız varsa ya da ruhsal sorunlarda ayrıntıh bilgiler edinmek istiyorsamz bana çekinmeden yazabilirsiniz." Ardından Rahim Ağa diye birinin öyküsü, Avrupa'da dinsel konularla ilgili yayın yapan radyoların dalga boyları, yayın gün lasan Hüseyin: Türk şiiri 78 yüzyıldan >eri sağlıklı bîr biçimde gelişiyor ASEMtN YAZICI Değerli ozan Hasan Hüseyin çirdiği bir rahatsızlık sonucu tıkara Üniversitesi Tıp FakülteNöroşirurji Bölümünde beş dır komada. llk kez "Kavel" llı şiir kitabıyla 1964 Yeditepe ir Armağanı'nı, daha sonra Kızılkuğu" ile TRT 1970 Sanat dülleri yarışmasında başarı iülünü, "Filizkıran Fırtınası" : de 1981 Toprak Şiir Ödülü ve evzat Üstün Şiir Ödülü'nü alan asan Hüseyin'le ilgili olarak, îçtiğimiz günlerde Zeki Biiyiikınır, "Dilimiz ve Hasan Hiisen">adı altında bir Hasan Hüyin Sözlüğü yayınladı. Zeki üyiiktanır'ın, daha önce Ali üsküllüoğlu'nun gerçekleştirdi"Yaşar Kemal Sözlüğü" düincesinden yola çıkarak hazır.dığı Hasan Hüseyin Sözlüğü, k bölümde ozanın Büyüktanır. bazı yazışmalannı da içeriyor. Ben Hasan Hüseyin'i 1982 ıayısında "Acılara Tutunmak" dlı kitabını imzalamak için izıir'e geldiğinde tanımıştım. İlk ez İzmir'e gelen ozanla şiir üsnın yapılmasında yarar olduğuna inanıyorsunuz. Sizde bu kanıyı uyandıran düşünce nedir?" Aslında diyorum, şiiri hiç değilse 78 yuzyıl içinde ele alıp çözümlemek, günümüz şiirinin bileşimine varmak gerekirdi. Nedir günümüz şiiri? Bunun araştırılması gerekirdi? Yeni kuşakların sağlıklı bilgiye sahip olmaları için gerekliydi. Çünkü bu kaynakların yeni kuşaklarca taranması olanaksız. Ustelik abece değişmiş, dil değişmiş. Yeni kuşaklar eski kaynaklan tarayıp bir sonuca varamıyor. Dediğim gibi, Türk şiiri 700800 yıldan beri sağlıklı bir biçimde gelişiyor. "Yani bir şiir soruşturmasının yapılmasında yarar olduğuna inanıyorsunuz. Sizde bu kanıyı uyandıran düşünce nedir?" Aslında diyorum, şiiri hiç değilse 78 yüzyıl içinde ele alıp çözümlemek, gunumuz şiirinin bileşimine varmak gerekirdi. Nedir günümüz şiiri? Bunun araştırılması gerekirdi? Yeni kuşakların sağlıklı bilgiye sahip olmaları için gerekliydi. Çünkü bu kaynakların yeni kuşaklarca taranması olanaksız. Üstelik abece değişmiş, dil değişmiş. Yeni kuşaklar eski kaynaklan tarayıp bir sonuca varamıyor. Dediğim gibi, Türk şiiri 700800 yıldan beri sağlıklı bir biçimde gelişiyor. "Bu gelişimde rasllanan belirgin sorunlar nedir sizce?" Dil sorunuydu tek sorunumuz. Çunkü dunya görüşu ister istemez değişiyor. Sanatçı da etkileniyor bu değişimden. Diyelim ki, kendiliğinden kazanıldı bu dunya görüşu. Deneyimlerimizle, okuduklanmızla, etkilendiklerimizle kazandık diyelim. Fakat bir dil sorunu çıkıyor karşımıza. Bence günümüz şiiri bu dil sorunuyla karşı karşıya. Onunla boğuşuyor, boğuşuyor fakat kazanımları da o denli buyük oluyor. Bir Fransız'da, bir Alman'da dil sorunu yok. Işte biz dil sorununu çözumlerken, daha bilinçli, daha bilgili olabiliyoruz. Uğraşımız bu bakımdan çetin olmasına karşın, başarılı sonuçlar verebilir. Nitekim, gunümüz şiiri, emek çekilen bir şiir. Hazır kalıplardan yola çıkılsa bile, o çağdaş bilgilerle donanmak, bunun yanı sıra da anadilimizi kurtarmak açısından çetin bir savaşım vererek şiir yapılıyor bugun. Romanla şiiri kısaca karşılaştırmak isterim. Romanın geçmişi yok bizde. Şiir ise Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı, Hececilerdi, ozgur koşukçulardı, Batı öykünmeciliği, ne dersek diyelim... Şiir, boyle bir şiir geleneğimize dayalı tabanda gelişiyor. Bunlardan yararlanıyoruz. Kuşak kuşak birbirini etkileyerek, gunumuz şiirini kurtarmaya, oluşturmaya çalışıyoruz. Bu bakımdan, romandan daha geniş boyutlara sahip Turk şiiri. "Bu arada, günümüz şiiri ile Divan Edebiyatı arasındaki ilişki konusunda düşunceniz nedir?" Ben yıllar yılı aynı şeyi soyluyorum. Divan Edebiyatı bilinmeli. Yalnız, onun benzeri şiirler, ne denli usta olursa olsun, geçmiştir. Örneğin, aruz sorunu. Aruz, artık olçuleriyle şiiri sınırlayan bir dil olmuştur. Gelişmekte olan bir toplumun sesini kısıtlamaktadır. Hem özgur olacaksınız, hem de Divan Edibiyatı'nın kalıplarına, biçimlerine katılacaksınız. Olacak şey değil. Efendim, dize midir, beyit midir, kıta mıdır, beşlik midir, altılık mıdır... neden bağımlı kalacakmışsınız ona. Fransızların sone'sini bizde yapmaya kalktılar. Neden bir Aragon, günumuzün bir Fransız ozanı sone'ye bağlı kalsın? Neden bir rubaiye bağlı kalalım? Bunlar belirli dönemlerde denenmiş, kullanılmış, ürünlerini vermiş, bu anlayış kapamış dönemini. "Bazı şairler Osmanlıcayla Öztürkçe karışımı bir dil kullanıyorlar. Bununla da, geçmişle olan bağların kopmamasını sağlama amacında olduklarını söylüyorlar. Ne dersiniz?" Yoo... Ben Osmanlıcayı hiçbir zaman dil saymadım. O dilenci torbası, dil falan değil. Bir Fransızca değil, Bir Acemce değil, Bir İngilizce değil, Arapça değil. Oradan buradan birkaç sözcük alınmış. Dilimiz bir bütünlüğe doğru gidiyor. Bu, 60 bin sözcük de olabilir, 100 bin sözcük de. Çalışmamıza bağlı kalıyor. Köpru kurmaya gelince, o bizim bilgi dağarcığımızda kalsın. Osmanhcanın nesi varsa bilgimiz olarak kalsın. Kitaplarda kalsın, okuyalım, sahip çıkalım, ama zorunlu değilim o dille yazmaya... Tiyatro İzmir • GÜLRİZ SururiEngin Cezzar Tiyatrosu, Fuar Manolya Bahçesi'nde pazar gününe kadar Başar Sabuncu'nun yazdığı "Kaldırım Serçesi"ni sergileyecek. • ANKARA Sanat Tiyatrosu, Amerikan Kız Koleji'nde Sovyet Yazarı Maksim Gorki'nin "Yaz Misafirleri"ni sahneliyor. • ALİ Pojrazoğlu Tiyatrosu, Fuar Çamlık Senar Bahçesi'nde Aziz Nesin'in "Deliler Boşandı" adlı oyununu sergiliyor. • DEVEKUŞU kabare Tiyatrosu, lunapark Bahçesi'nde "Taşıtlar"ı sahneliyor. i iki yurek iki çeşit yaşamı sımgerer KENDIMİN YONETTIĞI YASAM MESIH IN YONETTIĞI YA$AM Hasan Hüseyin tüne konuşmuştuk. Doğal olarak, bir önceki yılın roman tartışmalarına da zaman zaman değinmeden geçememiştik. Benim anlayışıma göre, roman gündeme gelmezden önce şiir gündeme gelmeliydi. Çünkü şiir her zaman vardır. Romansa daha dünkü konu. Yani bir şiir soruşturması B BEN yureğımın tahtındayım M MESIH, Ona yureğımdeyeryoktur Yaşamımı yoneten BENcıl ıstekler ve duygular yonsuzluk duzensızlıkve uyumsuzluk yaratır M MESIH yureğımın tahtında B BEN tahtian ındım • Tanrı nın ısteğıne gore duzen ve uyum içinde Mesıtfın yonettığı ıstekler ve duygular Kalubelâdan bu yana... Mahalle bekçisi devriye gezerken bakmış ki, yerde adamın biri yatıyor. Kaldırmaya çalışmış, boşuna. ttelemiş, kakalamış, adamın biraz gözü açılır gibi olunca sormuş: "Adın ne?" "Adem." "Nerede oturursun?" "Burada." "Ne zamandan beri?" "Kalubelâdan beri." Bekçi kızmış. "Ulan kalv da kim?" "Ben." "Ya belâ?" "O da sen." Gösteri İzmit • AKBANK Çocuk Sineması gosterileri 15 ağustosa kadar İzmit Kocaeli Sanayi Fuarı'nda sürüyor. AKAN ZAMAN DURAN ZAMAN VIELİH CEVDET ANDAY şaşırtmasm. Size yazmamın nedeni sizinle mektuplaşmak istememdendir. Cıizel yurdunuzla ilgileniyorum. Turkiye'ye olan ılgirn öze/likle Incil kitabını okudukça arttı, çıinkıi Incil Türkiye'nın birçok kentlerinden söz eder, Antakya, Efes, izmir, Konya gibi yerler..." "Vay vay vay" diye söylendi, "anlaşıldı heriflerin niyeti". Ve okumayı sürdürdü: "...Sıze seve seve bir tncil par ve saatleri... Sonra da ekli kuponda bir adres: "J. Bonicel, Box 141, Monte Carlo/Monaco". Haç 7/ Emperyalizm avına göz dikti mi kolay kolay unutamıyor, peşini bırakmıyordu anlaşılan. Üç kişi, beş kişi de olsa, safma çekmek için broşürler bastırıp, kitaplar dağıtıp hâlâ bu işe milyonlarca dolar yattrmaktan çekinmiyordu. Hedef de neresi: dost ve müttefik Türkiye. Çok Yönlü Bir Sanatçı Abidin Dino, kedisiyle, parnağını sallayarak, "Ulan 7e:lr!" diye konuşurdu. Ruhi Su la onun Tekir'le konuşmasını :ok iyi taklit ederdi. Bu kedinin esmi, Abidin'in elinden çıkma )oyalı resmi bendedir. Tekir'in ionu ne oldu, şimdi bulamıyoum; ama bildiğim şu ki, Abidin ;edi kolleksiyonu yapmaya ;alkmadı, Tekir'le yetindi. Sarte, amatör kolleksiyonculuğu rerer, "Ben de kimi şeyler topadım, ama baktım ki, bağlanı'orum, ötekine berikine arma)an ettim, kurtuldum" der. Abiiin ne yaptı topladıklarını, Pais'te iken de sormayı unuttum cendisine. Sözgelişi Kavaklıdee'deki evde iken masaların jzerinde Bir yığın lüle vardı, ne )ldu? Ben Abidin'in hangi evile gitti isem, yeni başlanmış bir (olleksiyonla karşılaşmışımdır. ^nladığıma göre, onun için Dağlanma tehlikesi yoktu; topar, sonra bırakır giderdi. Bense, sözgelişi, şu mavi şişelerimjen, döğme anahtarlarımdan <urtulamıyorum bir türlü. Ataç'ın yazısında okumuş:um; bir kız, bitirme sınavına girmiş, Ahmet Haşim'i sormuştar, "Önce sizin istediğiniz yaııtı vereyim" demiş, "simgeci bir ozanımızdır. Ama benim an'adığıma göre, onu izlenimci r essamlara benzetmek daha doğru olur." On verip geçirmişler bu zeki öğrenciyi. Bilmiyorum, Ahmet Haşim'in Nazmi Ziya ile bir dostluğu, arkadaşlığı var mıydı? Olmuşsa bile, bunun düşün yaşamımızdaki yansımasını bilmiyoruz. Bizde, sanatlar arası düşün alışverişi, oldum olası, yok denecek gibi az kalmıştır. Oysa Batı'da yeni bir anlayış, yeni bir akım, güzel sanatların, yazının nerdeyse bütün dallarını sarar. Eksiktir bizim bu yanımız. Bildiğimce, bu eksiğimizi gideren tek kişi Abidin Dino'dur. Bunda, çok yönlü bir sanatçı olmasının büyük payı var elbet. Resmi başta sayacak olursak, sinema, tiyatro, şiir, genellikle sayılmaz. "Ke/"adlıoyunu, biçim, biçem, içerik bakımından moderndir. Birçok genç tiyatrocumuzun, ona danışarak, onunla düşün alışverişi yaparak yararlandıklarını bilirim. Geçmişteki yazın dergilerimizin en özgün olanlarında, onun yalnızca çizgilerini değil, sayfa düzenlemelerini değil, ilerici yazın anlayışını da bulacaksınızdır. Daima toplayıcı, biraraya getirici oldu. D Grubu'ndaki, ünlü Liman Sergisi'ndeki yeri bunun tanıtıdır. Diyebilirim ki, Abidin Dino, gelişimlerini kendi başlarına yürüten sanatçılarımız arasında bütünleyici bir rol oynamayı başaran tek sanatçımızdır. Bunun için de, hepsinden saygı ve ilgi görmüştür. Bir mimarımız yeni bir yapı mı yapıyor, gelip ona danışır ve bir iki duvarını ona boyatırdı. Böylece kendini dağıttı mı bu değerli dostum? Hiç sanmıyorum. Sanat ve düşün dünyamıyazın, mimarlık, antikacılık zı topluca görme alışkanlığınonun ilgi alanı içindedir. Sonun daki kişiliğinin zorunlu bir sonucusundan başlıyayım; yıllar ön cuydu bu. Ikinci Dünya Savaşı yılların ce beni Kapalıçarşı'ya, Eski Bedesten'e götürürdü, bütün gün da, bir ara, Yüksekkaldırım'daantikacı dükkânlarmın birinden ki Kamonda Han'ın çatı katmı ötekine sürünür dururduk. Ho kiralamıştı. Biz, gece yarısı, beş şuna giden bir parça buldu mu, parasız kaldığımızda, eve döeline alır, evirir çevirir, sonra fi nemeyeceğimiz için Kamonda yatını sorar, aldığı yanıt üzeri Han'a kapağı atardık. Çokluk ne de, "Az istiyorsun" deyive bulunmazdı Abidin evde, sanrirdi, "bu parça daha fazla ki dostları için tutmuş gibiydi orayı. Ev dediğim de, döşeli daeder." Sonra da almazdı. Sinemaya önce Rusya'da, yalı değildi hiç. Odalanndan biEizenstein'in yanında çalışmış rinde bir minder vardı, o kadar. tı. Yıllar sonra Londra'da, o ko Üst yani, balık ağları, testiler, lay kolay erişilmez yetkinlikte bakırlar, resimlerle dolu idi. İçeki olimpiyad filmini çevirdi. Bi ri çoğun kapı kırılarak girilirdi. zim nerdeyse bütün sinemacı Orada tek başına kaldığım bir gece, unutmuyorum, eve bir larımız, yönetmenlerimiz onun "rahlei tedrisi"nden geçmişler kalabalığın girdiğini uykumun dir. Abidin'le, diyelim, bu alan arasında duydum. Oralı olmada konuşursanız, sanırsımz ki, dım. Sabahleyin uyandığımda kimsecikler yoktu. Düş gibi. karşınızdaki sadece sinema ile Abidin Dino'yu, bir bakıma, uğraşan bir sanatçıdır. herkes yarım yarım tanımıştır. Bunun gibi, tiyatro konusu Ben anı yazılanmda onu, elimaçıldığında, Abidin'den, yeni, den geldiğince, bütünü ile tanıtileri, çağdaş görüşler dinlemek maya çalışacağım. hiç de olağanüstü bir durum HAYVANLAR Ismail Giilgeç TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan TAKS/M'DEK(AA//7AÇ/LÛ/... 1923 'DE BUSÜN, 7XKS/Mİ>£ CUMHURİYEr *M Tl Tof££NlE AÇILO/. 132 ? Y/L/A/O/), /STANBUL BEL£DİY£SlM//V KURMUÇ OLÛU6U ANlT KOMlSyCMU^lN/T/N >/!.' lA IM/ ITALYAN H£YK£LniZ4Ş P/£7~&O CANON/CA'yA [YERM/'şr/. AN'TIN BİR YÛZÜNDB KUZTULUÇ SAVAŞl, D/GE& yÜZiJNP£ /££ C ' RlLMlŞTI. AÇfUŞ/ PAÇAA//A/ yAPT/ğ/ 3O BıMİ Bul^AJ SAY/D/4 İSTANBUL'UJ DA HAZ/Z SU1UMMUŞrU... •MZAJW 8 Ağustos 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Alnıan Başvekili işsizliğin kalmıyacağını söylüyor Berchtesgarden 7 (A.A.) Volf bildiriyor. Başvekil, Hitler, milliyetperver sosyalist liderlerinin bir toplantısında söylediği nutukta demiştir ki: "Fırka, şahısları nazarı dikkate almaksızın bütün vasıtalarla iktidan muhafazaya karar vermiştir. Milliyetperver sosyalist hareketi istikbalde kuvvetlendirilmelidir. Fırka öyan meclisinde bir silsilei meratip ihdas edecektir. Âyan meclisi fırkamn azası olmak sıfatı refahı değil, fedakârlığı istilzam etmelidir. Milliyetperver sosyalist hareketinin bu fikrı bütün millete hâkim olmahdır. tşsizliğe karşı mücadele gelecek senelerin en mühim işidir. 8 Ağustos 1933 Fenerbahçe kulübü vasıtasi/e lstanbul mmtakasına vermiştir. Fakat evvelce Beşiktaş kulübünde kayıtlı olduğu için nizamî müddet olan dokuz ayı beklemek mecburiyetinde kalacağı soylenmektedir. İzmir Göztepe kulübünden Fuat 'm de Fenerbahçe kulubü tarafından ismi mmtakaya bildihlmiş Izmır mıntakasından gelen cevapta Fuat Beyin Göztepe kulübünden hâlen istifa etmediğı anlaşıldtğtndan İzmir mmtakası tarafından beraet zimmet kâğıdı gönderilmemis 19331983 ve Fuat Beyin kulübünden istifa etmeden tstanbul kulüplerinden birine girmiş olması İzmirde hayret ve teessür uyandırmıştır. Müzayede ile kitap satışı Bugunkii pazartFiı gunü Kauılccr Mu.Uf. lıicl, Muttafı Dedr, ŞüknıN Uh Halıf« vt Kıyıemezıde Hafiz O« • m*n hath nefüi, jaım» Kur'anı Kenm vt DeUıli ŞtntteT ve Ytnnkt ulı gv • tıü baıma tıadtde tarihe müteallılc bi • laplar Büyükçamda Sandalbedette* nınde ıaa( ikıde muzayrde ılt latıla • caktır. (5911) Vahap ile Fuat Fenere girdiler Fenerbahçeye intisap etliğini yazdığımız Izmirli Vahap Fenerbahçeye girmek için İzmir mıntakasından aldığı beraeti zimmet kâğıdım