19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 8 AĞUSTOS 1983 TELEVİZYON 20.00 Diinya Atletizm Şampiyonasından Görüntüler (Renkli) 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumıı 21.05 Minik Bale Don Kişot: 3. Perde Bolero. Dansçılar Hülya Dizmen Yekta Oktay Kültür Servisi Ingiltere'de Dizinin üçüncü bölümü ekrana geliyor. Chase'ın çıkaraeağıparfü yayınlanan "Observer" gazetemün reklam işlerini Darbara yürütecektir. Barbara'nın Marcus'la si, 24 temmuz gunlii sayıstnda, ilişkisi vardır. Marcus, ondan Chase 'ın vereceği bütün kararlan bil ünlü Ingiliz romancı ve eleştirdirmesini ister. A va 'nin verdiği davette Modacı Matt, Tiger 'ı adeta men E. M. Forster'ın 1917'de Kızıl Haç'la birlikte İskenderiyeniden yaratmıştır, ama ilişkileri bitmiştir. ye'de bulunduğu sıralar, yakın dostu ve sırdaşı Florence Ber22:00 Dünya Atletizm Şampiyonasından ger'e yazdığı mektupları açıklaGörüntüler (Renkli) dı. Mektuplarda E.M. Forster, İskenderiyeli bir vatman olan 22.55 Haberler Mııhammed el Adl ile kurduğu 23.00 Kapanış eşcinsel ilişkiyi anlatıyor ve bu ilişkiden ilk aşk serüveni olarak söz ediyor. Yirminci yüzyılın en önemli Ingiliz yazarlarmdan biri sayılan 08.00 Sabah için muzik. 09.00 ŞarTRT I Morgan Forster kılar. 09.15 Tarihte bu hafta. 09.30 Edward 05.00 Açılış program ve kısa haberSabah konseri. 10.00 Beraber ve so (18791970), Cambridge Üniverler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılo türküler. 10.20 Şarkılar. 10.40 Ya sitesi'ni bitirdikten sonra yazarlar ve oyun havaları. 06.00 Koye harının guveni "Çocuklarımız". 11.00 lığa atıldı. 1905'de yazdığı ilk roberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Turkuler geçidi. 11.20 Hafif muzik. manı "Meleklerin Uğramadığı Gunaydın. 07.30 Haberler. 07.40 11.40 Şarkılar. 12.00 Ankara RadYer", 1924'de yayınlanan ve Gunün içinden. 10.00 Arkası yarın. yosu çoksesli korosu. 12.15 Turku10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa ler. 12.30 Beraber şarkılar. 13.00 Ha kendisine asıl ününü sağlayan haberler.11.05 Türkçe sözlu hafif "Hindistan'da Bir Geçit" ve berler. 13.15 Sazeserleri. 13.30 Hamüzik. 11.20 Şarkılar. 11.40 Bizden fif müzik. 13.45 Bir roman/ Bir ya 1927'de basılan "Roman Sanasize halk muziği. 12.00 Kısa haberzardan hikâyeler. 14.00 İlden ile t ı " adlı yapıtları dilimize de çevler. 12.05 ReHamlar. 12.10 Öğleüzetürkülerimiz. 14.30 Yabancı dil öğ rilen Forster, hemen bütün kiri. 12.55 Reklamlar ve radyo prog renelim. 15.30 Bir album. 16.00 Türk taplannda, ya tutucu Ingiliz taşramları. 13.00 Haberleı. 13.15 HaMusikisi sözluğü. 16.20 Arkası yara yaşamına sert eleştiriler yöfif muzik. 13.30 Bölgesel yayın ve rın. 16.40 Turkulerden bir demet. reklamlar. 14.30 Geçen hafta. 14.45 17.00 Olayların içinden. 17.30 Ku neltti, ya değişik yaşam kültürÖğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. çük konser. 18.00 Küçuk koro. 18.30 Ieri arasındaki çatışmayı, karşıt16.05 Turkuler. 16.25 Şarkılar. »6.45 lığı derin bir gözlem gücüyle serEdebiyatımızdan seçmeler. Hafif muzik. 17.00 Olayların içingiledi ya da yerleşik alışkanlık19.0001.00 TRT 1 ile ortak yayın den. 17.30 Bölgesel yayın ve reklamlara göre yaşayan kişiler ile içgülar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Hafdü ve çoşkularına göre yaşayan tanın çocuk şarkısı. 18.20 Fasıl. TRT III kişiler arasındaki karşılıklı etki18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 06.58 Açılış ve program. 07.00 Gu19.0001.00 TRTII ile ortak yayın. lenmeleri, uyumsuzlukları işledi. ne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesForster'ın romanlarında, mülki09.00 Turkçe haberler. 09.03 Barok ler. 20.00 Köyümuz köylümüz. 20.20 yeti ve yerleşik alışkanlıklarla muzik. 09.30 If Topluluğu. 10.00 Şarkılar. 20.40 Turkçe sözlü hafif adetleri her şeyin üstünde tutan Pop dünyasından. 11.00 Öğleye doğmüzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 ru. 12.00 Haberler. 12.12 Bir album. insanlar ile yaşamlarında en çok Turk sanat muziği dinleyici istekle13.00 Konser saati. 14.30 Caz mu kişisel ilişkilere önem veren inri. 21.35 Erkekler Topluluğu. 22.00 ziği. 15.00 Muzikli dakikalar. 16.00 Çeşitli sololar22.25 Turkuler. 22.40 sanlar karşı karşıya gelir. ForsGunun konseri. 17.00 Haberler. Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Ge17.12 Sizler için. 18.00 Muzik kercenin içinden. 00.55 Günun habervanı. 19.00 Haberler. 19.12 Akşam lerinden ozetler. 01.00 Program ve konseri. 20.15 Hafif muzik. 20.30 kapanış. 01.0005.00 Gece yarısı. Caz sanatı. 21.00 Muzik sohbetleri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Ülkeler ve orkestralaTRT II rı. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Prog06.58 Açılış ve program. 07.00 Soram ve kapanış. listlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Turkuler ve oyun havaları. ANKARA (THA) Ülkemizde Türk bilim adamlarınca yapıRADYO'DAN HAFTANEV SEÇMELERİ lan sistemli kazılarda geçen yıl 1529 eser çıkarıldı. Yabancı bilim iresi yapımcıları tarafmdan oradamları ise geçen yıl yaptıkları Salı taklaşa hazırlanan bu program kazılarda 2449 eser buldular. II. Uluslararası istanbul FestivaGüniin İçinden Bulunan eserlerin ilgili müzelinde yer alan konserleri içeriyor. 7.30, TRT 1 (Ortak Yayın) lere teslim edilerek koruma altıBu programda "Bach Collegium Ankara Radyosu yapımcılana alındığını belirten yetkililer, München"in Atatürk Kültür rınca gerçekleştirilen programda 1933'de Ahlatlıbel'de yapılan ilk Merkezi'nde verdiği konser yer sır saklama, suyun yaşantımızTürk kazısından bu yana hızlı bir alıypr. daki yeri, bunalımlardan kurtulgelişme göruldüğünu, 19828e manın yolları, Japonlar'ın dört yapılan kazı sayısının otuz>$ttıCuma saatte ürettikleri prefabrik evler, ya ulaştığını söylediler. Eski Başkentler biskül yapımı konusunda ilerleme gibi konular işleniyor. ProgGeçen yıl Türk bilim adamla9.15, TRT II ramın röportajlar bölümündeyrı tarafından otuz, yabancı bilim tlhan Baş'ın hazırladığı progse kalp krizi geçirenlerin dikkat adamları tarafından ise 29 kazı ram dizisinin bu bölümünde İsetmeteri gereken noktalar Prof. yapıldı. Yine geçen yıl 19 kurtartanbul Üniversitesi Edebiyat FaDr. İsfendiyer Candan tarafınma kazısıyla 24 yüzey araştırmakiiltesi öğretim üyesi Ali Dinçol, sının gerçekleştirildiği belirtildi. dan anlatılıyor. Bir öteki röporHitit tarihi hakkında bilgi taj ise işitme özrü olan çocuklaÖte yandan, Türk bilim adamveriyor. rı konu alıyor. ları ile Eski Eserler ve Muzeler Genel Müdürlüğu'nce yürütülen Tarihin Döniim Noktaları Perşembe kazılardan on biri şu sıra Aşağı 10.40, T R T II Fırat Havzası'nda yapıhyor. YetYolun Yarısından Sonra kililerin verdiği bilgiye göre, ya10.30 TRT II Zehra Kurttekin'in hazırladıkın bir gelecekte tumden sular Alaettin BahçekapuYnın hağı programın bu haftaki bölüaltında kalacak olan Aşağı Fırat zırladığı, Tür.v Edebiyat Ürünlemünde Amerika'nın keşfi ele alıHavzası'nda gerek Türk, gerek rindeki yaşlı ve emekli tipleri ele nıyor. Programı Nur Subaşı yabancı bilim adamlarınca eski alan dizinin bu haftaki bölüsunuyor. eserleri kurtarmayı, bölgenin tamünde Memduh Şevket Esenrihini aydınlatmayı amaçlayan dal'ın "Ayaşlı ve Kiracılan" adlı çalışmalara 1978 yılında başlanL Cumartesi eserindeki Hasan ve ŞefikBey dı. in psikolojik çözümlemesi yapıİstanbul Festivali'nden Iıyor. Danışman: Doç. Dr. Engin 23.00, TRT III Eker. istanbul Radyosu Müzik Daİstanbul Festivali'nden iresi yapımcılarının birlikte ha19,12 T R T I I I . zırladıkları bu programda Pepe İstanbul Radyosu Müzik DaRomero gitar resitali yer alıyor. 21.10 Gerçekler (Renkli) E.M. Forsterhn ilk sevgilisi Mısırlı bir vatman Observer gazetesi açıkladı Özetle Tiyatro oyuncusu Lynn Fontanne öldi Bir dönemin Amerikalı efsa nevi tiyatro oyuncusu Lynn Fon tanne doksan beş yaşında öldü Kocası Alfred Lunt'la birlikt, yaklaşık kırk yıl süreyle Ameri kan sahnelerine egemen olaı Fontanne asıl ününü, Georgı Bernard Shaw, Noel Cov/ard vı Terence Rattigan gibi yazarlanr oyunlanndaki başanlı yorumla malanyla kazandı. RADYO ter, kurulu alışkanhklar dünyasını sağlam bir gözlem ve alaycılıkla anlatırken, içgüdüler ve çoşkular dünyasını içtenlikle savunur. E. M. Forster, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Kızıl Haç'da göıevli olarak Mısır'ın İskenderiye kentine gitti. Bu kentte kaldığı süre içinde genç bir Mısırlı vatman olan Muhammed El Adl ile kurduğu eşcinsel ilişkiyi, İngiltere'deki yakın arkadaşı Florence Berger'e yazdığı mektuplarda "gurur"Ia ve "çoşku"yla anlattı. Aşağıda söz konusu mektuplardan bazı bölümler sunuyoruz: 29 Mayıs 1917 Sevgili Florence, ... Kaygılarla dolu, ama çok güzel bir ilişkiye girdim. İlk başlarda, bana çok değerli bir şey sunulduğunu, benim de değerli sayılabilecek bir şey sunduğumu düşünüyordum ve haklı çıktım. Keşke sana şu benzeri olmayan anda neler duyumsadığımı anlatabilsem... Buna mutluluk denemez; ilk kez yetişkin bir erkek olarak hissediyorum kendimi. 18 Temmuz 1917 Sevgili Florence, Bu serüvenin sana gerçekdışı görünmediğine sevindim. Ama gene de garipsemiş olmahsın. Oysa yaşandığında garip olmaktan öyle uzak görünüyorki. Zayıf yanı, bir anlaşmadan çok, bir anlayış olması. Güçlii yanı ise, her an bir anlaşmaya dönüşebilecek çok yetkin bir anlayış olması; çünkü bir anlaşma için gerekli fiziksel temel, her iki (araf için de var. Eğer bu gerçekleşirse yetkinliğin ne demek olduğunu öğrenmiş olacağım. Yok gerçekleşmezse, o zaman gene mutlu olacağım ve büyük bir dostluğu yaşamış sayacağım kendimi... Arada sırada, aklından geçenleri bütün içtenligiyle söylüyor bana. Böyle yaptığı zamanlar, (uhaf ve kişisel olmayan bir zafer duygusuna kapılıyorum. Şöyle düşünüyorum: Güvenilmek, hem de olanca gelir, ırk ve sınıf barikatlanna karşın güvenilmek, bir insanın alabileceği en büyük ödüldür... Ve Kahire'ye gidip beniunutsa bile bu benim için bir başarısızlık olmayacak; başka yerlerde de başka insanlar benzer zaferler kazanıyor; seninle ben de bir zafer kazanıyoruz. 13 Eylul 1917 Sevgili Florence, Onunla neler vaptığırnızı soruyorsun. Çoğu zaman konuşuyoruz. Hem zaten, haftada iki saatten fazla birlikte olamıyoruz pek. Arasıra satranç oynuyoruz. Diyor ki: "Satranç oynamayı öğrendim, ama düşünmeyi daha öğrenemedim"... Bazı kurallar koyduk, bunlara uyduğumuz surece güvenlikte olacağımıza inanıyoruz... Her ikimiz sivil giysilerle belli yerlerde buluşuyor ve gene orada ayrılıyoruz; tramvaya hiçbir zaman birlikte binmiyoruz. "Halikarnas 83" kültür ve sanat sergisi Bodrum'da 21 ağustos9 eylül tarihleri arasında "Halikarnas 83" adı altında değişik bir kültür ve sanat sergisi gerçekleştirilecek. Geleneksel Bodrum FestivalVyle aynı tarihlere rastlayan sergi, Bodrum Belediyesi ve 7urizm Müdürlüğu'nce destekleniyor. Belediye parkVnda açılacak sergide mini kitap fuarı, karma resim sergisi, Anadolu el sanatlan kooperatiflerince üretilen özgün ürünler, dekoratif seramik ürünler yer alacak. Fotoğrailarla ttalyan işçilerin tarihi işçilerin yaşamını. toplumsal mücadelelerini yansıtan zengin bir fotoğraf sergisi açıldı. Bir on sekizinci yüzyıl sarayında yer alan Centro liguredi Storia Sociale'nin (Liguria Toplumsal Tarih Merkezi) en üst katında yer alan sergide 1500 özgün fotoğraf vclSOOroprodüksiyon bulunuyor. Busergideki koleksiyonu ilk kez kırk yıl kadar önce Gaetano Perillo adlı sendika yöneticisi toplamaya başlamış. bu arada bazı fotoğraflarda sonraların ünlüleri de göze çarpıyor. 1950'lerde çekilmiş bir fotoğrafta, ünlü film yönelmeni ve yazar Pier Paolo Pasolini. bir işçi mitingine katılan sıradan bir sendikacı olarak görülüyor. Yukarıdaki fotoğrafta da, 1950'de Modena kentinde düzenlenen bir miting yansıtılıyor. Sergide yer alan fotoğrafların büyük bir bölümü, savaş sonrası dönemde italyan yenigerçekçiliğinin kurucuları Federico Fellini, Michelangelo Antonioni ve Vittorio de Sica gibi sinemacıların etkisinde bir fotoğrafik yenigerçekçiliğin ürünleri. James Joyce'un Mektubu James Joyce'un yayımcı W, Heinemann'a yolladığı, 2001 sterlin fiyat biçilen bir mektubu Londra'daki Sotheby's salonlannda 3630 sterline (yaklaşık 1 milyon 200 bin Türk Lirası) alıa buldu. "Ulysses"in yazarı bu mektupla yeni kitabı "DublinersDublinUler"i yayımcısına ö'neriyordu. Kitabı okumayı kabul eden Heinemann, daha sonra terbiyeli bir karşılıkla kitabı geri çevirecekti. Aynı günkü satışlarda, Ian Fleming'in James Bond dizisinden olan romanı ""Casino Royal", yazannın kaleminden çıkma bir sunu yaztstyla "Yayıncının tahtı ardında bulunan iktidara" değer kazandığı için 1 milyon Türk Lirası'na satıldı. 26. Zmay Yarışmasında ödül kazandı Necati Zekeriya: Odül benim değıl^ 1 urkçeımzıncür Bu yıl, Yugoslavya 26. Zmay Çocuk Oyunları yarışması haziranın son günlerinde düzenlendi. Büyük Sırp çocuk ozanı Yovan Yovanoviç Zmay'ın doğumunun 150. yıldönümu onuruna yapılan yarışma sonunda öduller sahiplerini buldu. Hazırlanan program TV aracılığıyla naklen Yugoslav seyircilerine gösterildi. Çocuk yazınının gelişmesinde, tanıtılmasında, yeni boyutlar kazanmasında hizmeti geçen yazarlara ödüller verildi. Verilen dört büyük ödülden birini de yazar Necati Zekeriya kazandı. Necati Zekeriya, özgün yapıtlarıyla, çeviri kitaplarıyla, hazırladığı antolojilerle Yugoslavya'da olduğu kadar Türkiye'de de tanınmış bir yazar. Kazandığı ödül do'.ayısıyla gazetelerde kendisiyle yapılmış konuşmalarda bazı kısa bölümleri okurlarımıza aktarmayı uygun bulduk: Kazandıgınız " Z m a y " ödülüyle ilgili duygularınızı ögrenmek isteriz. Artık ödül almak için yaşlı sayılırım. Üstelik bu ödül bana Yugoslav Çocuk Yazını'nı tanıtmaktaki katkılarım için verilmiştir. Ama bu tanıtmayı yalnız ben değil kimi daha az, kimi daha çok, tüm Yugoslav Türk yazarları yaptı. Bunun için de ödül benim değil, yazınımızın daha doğrusu Türkçemizindir. Zmay ve öteki ozanlar Türkiye'degerektiği kadar tanıtılmış mıdır? Zmay, belki en az tanınmışıdır. Oysa tanıtılmalıdır, çünkü eski Türk çocuk ozanlarıyla, örneğin bir Tevfik Fikret'le benzer yanları var. Vezinli, uyaklı çocuk şiirleri yazmıştır. Türkiye'de tüm değerli Yugoslav ozanları gerektiği kadar tanıtılmıştır. Tüm ulus ve halkların şiirlerinden örnekler dergilerde sergilenmiştir. Kitapları yayınlanan ozanlar da var. Örneğin; Koco Raçin, Vasko Popa, Koneski, İzzet Sarayliç, Pavlovski, Matevski vb. Sonra Yugoslavya'da konuşulan bazı dillerin antolojileri de yayınlandı. Türk yazını Yugoslavya'da lanımyor mu? Sizin hazırladığınız Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi yeterli midir? Elbette değildir. Ama Türk yazını hele şiiri bizde çok eskiden beri tanınmaktadır. Benim hazırladığım "Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi", Yunan şiiriyle aynı kitapta yayınlandı. İçinde 42 ozan var. Şimdi bir başka yayınevi daha genişini yayınlayacak. Nedir ki Yugoslavya'da, yalnız SırpHırvatça değil, Türk Şiiri'ni Makedonca, Slovence, hatta öbür halkların dillerinde de, örneğin Arnavutçada, Macarcada tanıtmak gerekir. Şimdiye dek Türk yazınından otuz kadar roman, şiir, öykü kitabı yayınlanmıştır. Bu yılın sonuna dek, dört kitap daha yayınlanacak. Yugoslav Çocuk Yazını, dolayısıyla da YugoslavTürk Çocuk Yazını Türkiye'de tanıtıldı mı? Yugoslav Çocuk Yazını bugün, bildiğim kadarıyla çok yüksek bir sanatsal düzeydedir. Ncdir ki, Türkiye'de pek bilinmiyor. Ancak Ahmet Hromacic ile Mitar Maksimoviç ve Video Podgoreç'in birer romanı yayınlandı. Oysa daha niceleri var. Türk Yazını'nı tanıtmak için harcadığımz çaba karşılığında Türkiye'den aldığınız herhangi bir ödül var mı? Hayır, yok. Sanırım Türkiye'de, Fransa'da, Macaristan'da olduğu gibi, dışta kendi yazınını tanıtanlara ödül verilmiyor. Verilse, tabii yalnız ben değil, daha birçok kişi bu ödüle lâyık görülürdü. Geçen yıl Türk arkeologlar 1529 eser çıkardı Olüm üzerine tüm sözler bir kitapta toplandı Kültür Servisi Ingiltere'de Oxford Yayınevi'nce yayınlanan "Oxford Book of DeathOxford Ölüm Kitabı" adlı 351 sayfalık bir yapıt, ölum uzerine unlu kişilerin yorumlarını, edebiyat kitaplanndan alıntıları, farklı kişilerin tanımlamalarını, ünlulerin son so/lerini ilginç bir butunluk içinde bir araya getiriyor. D. J. Enright'ın derleyip yayına hazırladığı kitap, "Tanımlamalar''la başlayıp "Mezartaşı Yazıtları, Ölülerin Ruhu İçin Okunan Dualar ve Son Sözler"le sona eren 14 bolumden olusuyor. Kitabına, "Aslında, ölümden ilginç bir biçimde söz edebilmek için ister istemc/ yaşamdan söz etmek gerekir," diye giren Enright, "Tanımlamalar" başlıklı bolumde edebiyatçılarla bilim adamlannı karşılaşlırıyor ve edebiyatçıların olümu tanımlama konusunda bilim adamlanndan daha ozgur ve daha sorumsuz davrandıkları sonucuna varıyor. Bir başka bolumde, unlu Amerikalı gulduru sanatçısı Woody Allen, "Ölümden korkmuyorum. yalnızca geldiği sırada orada bulunmak istemiyorum," derken, VVilston Churchill kendine özgü bir espri patlatıyor: "Ben kendi Yaradan'ımla karşılaşmaya hazırım. Ama Yaradan'ım benimle karşılaşmak gibi bir sınava hazır mı, orasını bilemem." Amerikan Hemşirelik Dergisi'nden aktarılanbir alıntı ise kitabın en güçlü bölumlerinden biri. Ölmekte olan bir hemşire okulu öğrencisi, sınıf arkadaşlarına şunları söylüyor: "Neden korkuyorsunuz? Ölen benim!... Durun gitmeyin; tek istediğim, ölürken yanımda elimi tutacak birinin bulunması. " "Son Sözler" bölumunden vereceğimiz uç ornek ise kitabın ilginçliğini fazlasıyla kanıthyor. Roma İmparatoru Vespasianus: "Yazık! Ben galiba Tann'ya dönuşu>orum!" Ludwig van Beethoven: "Cennet'e kulaklarım duvacak!" Yazar Goronvvy Refs de olurken oğluna dönüp şöyle demiş: "Peki, ben bundan sonra ne yapacağım?" Fransa'da sinemanın sağlığı Fransa'da sinemalar 1982'de rekor sayıda seyirci çekmeyi başardı. tstatistiklere göre, "JeanPaul Belmondo'nun baş rolünü oynadığı Gerard Oury'nin filmi "LAs des AsAsların Ası" 4 milyon 726 bin seyirciyle rekor ktrıp birinciliği aldı. Listede 4,5 milyon seyirciyle "E.T." ikinci "Yol" fllmiyse, 1 milyon 96 bin> seyirciyle 35. sırada. BULMACA Türk dilini özleştirme çabaları ATİLLA ÖZKIRIMLI Türk dilini yalınlaştırma girişimleri Batılılaşma hareketiyle birlikte başladı. Batı'yla, özellikle Fransa'yla kurulan ilişkiler yeni düşüncelerle tanışmaya, bunları benimsemeye yol açıyor; bu düşüncelerin Türk toplumuna aktarılması ise yeni bir yazı dilini gerekli kıhyordu. Bu yolda ilk girişim, Tanzimat Fermam'nın babası Reşit Paşa'dan geldi. Paşa, "Fenne ve sanata ilişkin eserlerin de herkesin anlayıp yararlanabileceği"biçimde yazılmasım istiyordu. Yazı dilinin herkesin anlayabileceği yalınlıkta olması ilkesi, asıl 1860'Iarda Şinasi tarafından savunuldu. Önce Tercümanı Ahvâl, sonra Tasviri Efkâr gazetelerinde Şinasi, şiirle düzyazı arasındaki bağı koparıp yalın fikir cümlesini geliştirdi. Ali Suavi, Ahmet Mithat, Recaizade Ekrem, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Vefik Paşa, kısacası Tanzimatçıların hemen hepsi, başka konularda değişik düşünceleri savunsalar da, dilin yalınlaşması konusunda benzeri düşünceleri benimsediler. Kullanılan dilin, Osmanlı lisanı değil, Türk dili olduğunu vurgulayan Şemsettin Sami ise Türkçe'nin yalınlaştırılması yolunda bilinçli, sistemli çahşmalarıyla sivrildi. lmlâ, alfabe, sözlük, gramer sorunları da bu dönemde gündeme getirildi. Servetifünun döneminde dilde yalınhk tartışmaları bir başka boyutta sürdürüldü. Servetifünunculann, söyleyişte güzelliği amaçlayan ve bireysel duyguları, bireyin iç dünyasını yansıtaa Medı&ı'nın 7 fi'tnmuz 1983 gunlu oturumunda, Turk Dil Kuruınu ve Turk Tarih Kurumu'nun yerine, bu kurumları içerecek Alaturk Kultıır, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun kurıılınasını ongoren yasa kabul edildi. Boyleltkle, A taiıırk 'un kurduğu Türk Dil Kuruınu 51. kuruluş yılında, Turk Tarih Kuruınu da 52. kuruluş vılında, yalnızca 12 "hayır" oyuna karşı benımsenen yasavla ozel ve luzel niteliklerını yıtirmiş olur. Bu durumda, yıllardır surmekte olan Turk dılını ozleşiirıne çabalarının nusıl bir yon alacağını, dilimizın ge/işmesine, zenginteşmestne, yetkinleşmesme usıl katkıda bulunan yazarlarımızdan öğrendik. Konuyla ilgili olarak, kinıı yazarlarımızın göruşlenne başvurduk. Burada, Atilla Özkınmlı'nın, dilimizın ozteştinlmesı uğraşına larıhsel gelişimi açısınüan bukan gırış yazısınm ardından, yazarlanmızın, "Türk Dil Kurumu'nun yokluğunda Turk dilininyazgısının ne olacağı, yazar olarak kendi tutumlarının ne olacağı" konusundaki goruşlerını sunacağız cak yeni bir dil arama çabaları, onları yapma bir dil yaratmaya götürdü. Eski sözcüklerle, tamlamalarla dolu, özentili, süslü bir dildi bu. Servetifünunculann bu tutumuna ilk karşı çıkanlar da dilde yalınlığı savunanlar oldu. O yıllardaki tartışmalar bir yana, Servetifünun düzyazısının en "Milli Edebiyat" donemınde bilinçli bir biçimde yürütulmekle kalmadı, dilde özleşme ilkesi Cumhuriyet döneminde de etkisini sürdüren bir yaygınlık kazandı. Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi Fecri Aticilerden Mehmet Akif gibi îslamcılara ve Yahya Kemal gibi Türk Dil Kurumu'nun ardından Perier, Diderot oldu. Fransız sinema ve tiyatrosunun büyük oyuncularından François Perier, TV için Claude Santelli yönetiminde çevrilen ünlü yazar ve düşünür Diderot'un "Jacques le FatalisteKaderci Jacques" adlı yapıtmda baş rolü oynuyor. Diderot'yu büyük bir ustahkla canlandıran Periernin yanı sıra, dizide Patrick Chesnais ve Catherine Frot var. lardaki yıkıntılarını onarma çabaları, her şeye yeniden başlamak amaçlandığı için, ilk beş yılda kimi kararlar alınmış olsa da, kultürel girişimleri ikinci plana itmişti. Bu nedenle kültür alanında atılımlar harf değişikliğinin ardından gerçekleştirildi. Ataturk'un buyruğuyla 1931'de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurum), 1932'de ise Halkevleri ve Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kuruldu. Böylece bir bakıma devlet üç alanda, (Halkevleri'yle) folklor, tarih ve dil alanındaki çalışmaları denetimine alıyor, yönlendirmeyi amaçlıyordu. Cezayir Festivali'ne sanatçılarımız da çağrılacak Turistik ve kultürel araştırmalaryapmak üzere ülkemize gelen Cezayir Kültür Bakanı Meziane, önümüzdeki yıl Cezayir'de düzenlenecek Müzik ve Şiir Festivali'ne Türk sanatçılann da çağnlacağım açıkladı. Istanbul'un tarihi yerlerini ve Anadolu Medeniyetleri Sergisi'ni gezen Cezayir Kültür Bakanı, "Türk kültür ve sanatı hakkında oldukça geniş bir bilgiye safıip oldum. Amacım, Türkiye ile Cezayir arasındaki kultürel bağları güçlendirmek ve karşılıklı kültür alışverişini geliştirmektir" dedi. SOLDAN SAGA 1/ Gemilerde denizcilik kurallarına aykırı durum. 2/ Dullar... Tantalın simgesi. 3/ Geceler... Işaret. 4/ Guney Anadolu'da bir akarsu... Bağışlama... Cıvanın simgesi. 5/ Yaşam. 6/ Kısa okunması gereken bir hecenin vezin gereği olarak uzun okunması... İsviçre'de bir ırmak. 7/ Çin'de bir devlet vebir sülâle... Norolojide düzensiz hareket. 8/ Filis(in'de eski bir şehir... Sop. 9/ Bileşikgillerden guzel çiçekli, sarı renkli bir bitki. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Gelmiş geçmiş en buyuk Turk pehlivanı. 2/ Yunan Savaş tanrısı... Kıl. 3AKoku... Mah. 4/ Kor... Asıl adı Emile Chartier olan unlu bir deneme yazarı ve filozof. 5/ İl. 6/ Yabancı... Bir nota... Dingil. 7/ Başı yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vucudu ilerıye atarak havada yapılan donuş. 8/ Bunama... Suleyman Peygamberın veziri. 9/ Buyuk vinçli deniz teknesi. Her ıılusld, o ulıısun dilini geliştirenlen, bir anlanula oluşturanlar, yine o ulıısun yazarlandır. Üstelik bu gelişim, tarihin hiç bir döneminde geriye dönüh olmamıştır. Bir iletişim aravı olarak diL hayatla birlikte değişnıiş; diişüncenin* bilim ve kültürün, edebiyatın gelişimiyle yen ilen ip zengin leşmiştir. buyuk ustası Halit Ziya Uşaklıgil yıllar sonra gerçeği şu sözlerle dile getirecekti: "Öyle ki o tarihten uzaklaştıkça hele bugün ben bizzat bunları tekrar okurken sinirlenmekten hâlî kalmıyorum". (Kırk Yıl, c.IV, s. 141, 1936). Türk dilini yalınlaştırma çabaları, II. Meşrutiyet'ten sonra gelenekçilere varıncaya dek değişik sanat anlayışlarını savunan edebiyatçılar yalın bir dille yazma ilkesinde birleştiler. Cumhuriyet'ten sonra bu alanda önemli bir girişim de devlet eliyle başlatıldı. Yeni devleti kurma, geçmişin ve savaşın toplumsal, siyasal, ekonomik alan Bu gelişimde ilginç olan nokta, 26 eylül I932'de Dolmabahçe sarayında I. Türk Dil Kurultayı'nı toplayan, çalışmaları yakından izleyen, 1 kasım 1934'te Büyük Millet Meclisi'ni açış konuşmasında türetilen yeni sözcükleri kullanan Ataturk'un dil devrimini gerçekleştirmede dolaylı bir yolu seçmiş olmasıdır. Bu girişimde dayandığı kişilerse yazarlardır. Cemiyetin kurucuları olarak seçtiği Samih Rifat, Ruşen Esref, Celal Sahir, Yakup Kadri adları bunun ilk somut kanıtıdır. Türk dilini özleştirme çabalarının bu çok kısa özeti şu gerçeği doğrulamaktadır: Her ulusta, o ulusun dilini geliştirenler, bir anlamda oluşturanlar, yine o ulusun yazarlandır. Üstelik bu gelişim, tarihin hiçbir döneminde geriye dönük olmamıştır. Kurumlar bu gelişimde birer araçtırlar yalnızca. Bir iletişim aracı olarak dil, hayatla birlikte değişmiş; düşüncenin, bilim ve kültürun, edebiyatın gelişimiyle yeniIenip zenginleşmiştir. Norman Mailer en büyük yazar transferlerinden birini yaptı Kültür Servisi Amerikalı romancı Norman Mailer, Random House Yayınevi'yle dört kitaplık bir sözleşme imzaladı. Yayınevi, altmış yaşındaki romancıya dört kitabın tüm yayın hakları için dört milyon dolar ödeyecek. Mailer'in yaptığı bu son sözleşme, ABD yayıncıhk tarihinde birkaç kitap için yapılan en büyül sözleşmelerden biri sayılıyor. ük Öt e yandan, ABD yayıncıhk çevreleri, Saul Bellow'un otuz yıl Viking Press'le çalıştıktan sonra 1978 yılında Harper and Row Yaymevi'ne geçişinden bu yana, Norman Mailer'in Little and Brown House Yayınevi'ne geçişini en önemli yazar transferlerinden biri olarak nitelendiriyorlar. Rock şarkıcısı 5 yıl hapse mahkum oldu Rock şarkıcısı David Crosby, geçen yıl bir gece kulübündeki soyunma odasında yapılan aramada kokain bulunduğu için, geçtiğimiz hafta yapılan duruşmada beş yıl hapis cezasına çarpttrıldı. Avukatı, Crosby'nin bu karara tepki göstermediğini ve 8 bin dolar kefaletle serbest bırakıtabileceğini açıkladı. Aynca, Crosby'nin ruhsatsız silah bulundurmaktan 3 yıl hapse mahkum edildiği belirtildi. Bilindiği gibi, 1982 nisamnda yapılan bir aramada, Crosby'nin üzerinde bir miktar kokain ve 45 kalibrelik otomatik bir tabanca bulunmuştu. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle