Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 AĞUSTOS 1983 EKONOMİ CUMHURÎYET 9 Günün aynası Hidroelektrik santrallarda yerli malzeme kullanılacak ANKARA, (ANKA) Bakanlar Kurulu, kurulacak hidroelektrik santrallere ait türbin ve jenerator ünitelerinde yurtdışı ile fiyat ve kalite uygunluğu sağlamak kaydıyla yerli malzeme oranının artırılmasını kararlaştırdı. Karara göre, 100 megawatt gücündeki ünitelere ait belli yedek parça ve aksam, Türkiye'de de üretildiğinden yerli üreticiden sağlanacak. Yerli malları kullanılacak türbin ve jenerator parçalan şunlar: Cebri borular. kelebek vanalar, emme borusu, dirseği ve salyangoz hız çemberi ve sabit kanatlarla komple türbin ve jeneratöre ait yağ ve basınçlı hava ve yağ tankları, jenerator statör ve rotör çelik karkas\, taşıy\cı köprüler, türbin kapağı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhklan özel ve gerekli hallerde bu parçalardan bazılarının yurt dışından getirilmesine izin verebilecek. Bakanlar Kurulu'nun konuyla ilgili kararı Resmi Gazete'de yayınlandı. Atatürk Barajt'nda teknik değerlendirme dönemi başlıyor DSI Genel Müdür Yardımcısı: Dıalelerde anlaşılmaz fiyat teklifleri yapılıyor KENAN MORTAN ANKARA Atatürk Barajı ihalesi için 6 firmanın 102144 milyar arasında fiyat sunmaları sonrası şimdi de teknik değerlendirme dönemi başladı. Söz konusu teknik değerlendirme için yabancı müşavir firmanın temsilcisi bekleniyor. Kamuoyunun sorduğu temel soru şöyle özetlenebilir: Devletin yaklaşık 190 milyar liraya ihale ettiği bir işi firmalar yüzde 100 oranında nasıl kırabilir. Bu birinci sorudur. tkincisi ise, böyle bir ihalede en düşük fiyat verenin ihaleyi alıp alamayacağıdır. Önce ikinci sorunun yanıtını vermeye çalışalım: Türkiye'de ihaleler 2090 sayıh AraştırmaEksütme Yasası'na göre yapılır. Kamu için önemli olan bir mali veya hizmeti en ucuz bir şekilde almaktır. Ama bunda devletin kurşun kalem gereksiniminden, teneke peynirine kadar herşey girer. Kaliteyi ölçmek olasıdır. Piyasada ise belirlenmiş fiyatlar beş yukanbeş aşağı değişmektedir. Ancak, ülke bütçesinin yüzde 19'unu oluşturan Atatürk Barajı gibi dev yatınmlar için devlet önemli bir ayrıcalık getirmiştir. Bunu DSÎ'nin 6020 sayılı Kuruluş Yasası'na eklemiştir. Yasanın 34. maddesi kuruma bu tür ihalelerde özel ihale koşulnamesi hakkını tanımaktadır. Atatürk Barajı'nda bununla da yetinilmemiş, yasanın bu hükmüne ek olarak bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, "işin büyüklük ve özelligi sebebiyle, duyuru ve sözleşme evrakında özel şartlar tespit etnıeye DSt Genel Müdürlüğü'nün yetkili kılınması" kararlaştırılmıştır. İşte teknik değerlendirme dediğimiz olay burada başlamaktadır. DSİ, Atatürk Barajı'nda değerlendirme yaparken birbirine yakın 102 ile 108 milyar lira arasında teklif sunan firmalan şu kıstaslara göre değerlendirecektir: En uygun fiyat veren firma. İş akışını en uygun biçimde zamanlayan firma. Bu zaman akışı içinde yapılacak işler için nedenselliği en iyi biçimde kuran firma. Firmanın iş birikimi. Buradan anlaşıhyor ki, sadece fiyat kırmış bir firma işi alamaz. Çünkü işi aldıktan sonra, işi götürememesi halinde inşaatını tasfiye ederse zarar katlanmaz boyutlara ulaşacaktır. Bu konuda Türkiye'nin en etkili baraj uzmanı ve Milli Barajlar Komisyonu Başkanı, DSI Genel Müdür Yardımcısı Refik Akarun'un yeni yayımlanan "Baraj yapımcılıgında Türkiye pratiğinin değerlendirilmesi" başhklı çalışmasından bir alıntı yapalım: "Son birkaç yıldır yapılmakta olan ihalelerde izahı mütnkün olmayan mertebede tenzilatlarla fiyat teklifleri yapılmaktadır. Görünen, bu şekilde ihale edilen işlerin çoğunun bitirilme olasılığının bulunmadığtdır. Bu durum ciddi firmaların işsiz kalarak ya başka alanlara kaymalarını, ya da dağılmalarını intac etmektedir. İhtisaslaşmaya gerek duyulan bu alandaki müteahhitliklerin bu sebeple son birkaç yıldır tehdit altında bulunduklarını kaydetmekle yetinecegim. Bir barajın yapımı jeoloji ve temel şartlarıyla sıkı sıkıya ilişkili olup yapım esnasında çıkacak problemlerin anında çözümlenerek işin durmamasını temin çok önemlidir. Bir baraj inşaatının aksayarak ve duraklamalarla devamı işin ekonomisini ait üst eder. Genellikle bu husus o/ellikle bu sahada deneyimsiz, yerli mütehhitlerimizce bilinmemekte ve birkaç acı hadiseden sonra konunun onemi anlaşılmaktadır." Peki firmalar bu denli fiyatı nasıl kırmışlardır? İşte aranması gereken ikinci yanıt budur. Birinci etken barajın değişken birim fiyatla yapılacağıdır. Başka bir anlatımla devlet temel keşif değerini her yıl birim fiyatlarıyla yükseltecektir. Bu önemli bir avantajdır. İkincisi firmaların kendilerinden gelen avantajlan bulunmaktadır. Ancak tüm sorun firma avantajının ulusal gereklerle bütünleştirilmesidir. Bir firma avanlajı zaman zaman ulusal avantajla çelişebilir. Herhalde değerlendirmede en önemli nokta bu olacaktır. Önümüzdeki günlerde DSİ Barajlar Dairesi'ni en çok uğraştıracak konu da bu uzlaşmanın sağlandığı firmanın saptannıasında çıkacaktır. Atatürk Barajı'nda firmaların teklifleri şöyle sıralanıyor: • Guntekin Güriş Yiiksel grubu: 104 milyar TL. • DoğuşA.Ş.: 108 milyar TL. • Garanti An N. Yürekli grubu: 124 milyar TL. • Palet Seri İnşaat Enerji/Su grubu: 102 milyar TL. • Enka Bechtel (ABD) grubu: 144 milyar TL. YORUM YALÇEM DOGAN "Rantabl" Gelir Dağılımı!.. Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Turgut Sunalp Paşa geçenlerde bir gazeteciyle sohbet ediyor, iktidara geldikleri takdirde nasıl bir "ücret fiyat politikası uygulayacaklarına" ilişkin yöneltilen bir soruya gelir dağılımından yola çıkarak yanıt veriyor. Sunalp Paşa aynen şunu söylüyor: "biz milli gelirin daha rantabl biçimde dağılımını tasarlıyoruz" (Milliyet, 16 ağustos 1983, s.8). Ne demek bu?.. "Milli gelirin rantabl dağılması"?.. Milli gelir ile rantablite arasında ne bağlantı var?.. Hemen söyleyelim. Hiçbir bağlantı yok. Böyle bir bağlantının olup olmadığı her iki kavrarnın açıklanmasıyla kendiliğinden ortaya çıkar. Gelirin dağılımı bir ekonomide üretilen mat ve hizmetlerden çeşitli kesimlerin aldıkları pay olarak tanımlanıyor. Örneğin kim bir yılda kaç kilo et yiyebiliyor, kaç litre süt içebiliyor, ne kadar elektrik kullanabiliyor, bunları tüketmek için yılda kaç para harcıyor?.. Yılda kaç ayakkabı alabiliyor, kaç kitap satın alıp okuyabiliyor?.. Bir ekonomide üretilen malların ve hizmetlerin paylaşımı, bunların gelir türünden çeşitli gruplara, mesleklere, bölgelere göre dağılımı, kısaca "gelir dağılımı ya da gelir bölüşümü" olarak tanımlanıyor. "Rantabl" sözcüğü ise verimli anlamına geliyor. Rantablite kısaca "kâr bölü sermaye" olarak tanımlanıyor. Belirli bir süre içinde kullanılan sermaye ile aynı süre içinde elde edilen net kâr arasındaki oranı gösteriyor. Herhangi bir firmanın verimlilik açısından durumunu ortaya koyan bir hesap, bir oran olarak biliniyor. Elde belli bir sermaye karşılığında şu ya da bu işe yapılacak yatırımın sonucunda sağlanacak net kâra dönük bir hesap yöntemi. Ben yüz yatırıp 101 kazanacaksam, bu "rantabl", yani verimli bir yatırımdır. Çünkü "kâr bölü sermaye" oranı, yani rantablitesi yüksektir. Ama, yüz yatırıp doksandokuz kazanıyorsam, o yatırım "ranfaö/"değildir. Yani, verimsiz bir yatırımdır, zarar getiren yatırımdır. Dolayısıyla milli gelirin dağılımı ile "rantabl" olması (verimlilik) arasında en küçük bir bağ yok. Çok zorlama ve hatta nerdeyse abartarak soyut bir yorum getirmek gerekirse, bu sözüyle Sunalp Paşa şunu mu demek istiyor: "Biz iktidara gelirsek, herkes milli gelirden sahip olduğu sermaye kadar pay alacaktır. Bir kişinin ne kadar sermayesi varsa, gelirden de o kadar yüksek pay alacaktır. Dolayısıyla sermaye sahibi olmayan ve gelirden düşük pay alanlar, biz iktidara geldikten sonra daha da düşük pay alacaklardır. Sermaye dağılımı gelir dağılımmı belirler. Sermayesi olmayan geniş kitleler yanmıştır." Sunalp Paşa herhalde bunu demek istemiyor. Çünkü, böylesine zorlama bir yoruma gitmek, misket oynamak ile trenlerin hızları arasında bağlantı kurmaya benzer. Ya da denizde yüzmekle yanardağların kaç yılda bir depreme yol açtıkları gibi bir bağlantı aramaya benzer. Gelir dağılımı ile rantablite arasında bağ kurmak gibi bir zorlamaya benzer. Kaldı ki, seçim öncesinde geniş kitlelere böylesine "politika dışı" söz edilemeyeceğini elbette Sunalp Paşa, herkesten daha iyi bilir. Böyle bir söz üstelik MDP'nin programına da aykırı düşer. Çünkü MDP programında "sosyal devlet" ilkesine yer veriliyor. Sosyal devlet ilkesinin temeiinde ise, gelirin "daha dengeli ve daha adil dağılımı" yatar. Sunalp Paşa soruyu yanıtlarken herhalde "gelirin daha deng&li ve adil dağılımından" söz etmek istedi. Ama, bunu söylemek isterken de, birbiriyle hiç ilgisi olmayan iki kavramı yan yana getirdi. Bundan yirmi yıl kadar önce bir DPT toplantısında İsmet Paşa "ben enflasyonun ne anlama geldiğini Başbakan olduktan sonra öğrenmiştim" demişti. Ve bu sözleri o tarihlerde tüm gazetelerin manşetlerini kaplamıştı. ismet Paşa, bu sözüyle 1920'lerdeki ilk Başbakanlığı dönemini kastetmişti. Ama, o tarihten bu yana 5560 yıl geçmiş bulunuyor... "Yerli firmalar uluslararası standartlara ilgi göstermiyor" ANKARA, (THA) Türk Standartları Enstitüsü (TSE) genel sekreteri Ali Armağan, "Yerli firmaların uluslararası standartlaşma çalişmalarına gereken ilgiyi göstermediğini" söyledi. Ali Armağan yaptığı açıklamada, TSE'nin (IEC) Uluslararası Elektronik Komisyonu'nun bir üyesi olduğunu belirterek, kamu ve özel kesimdeki tüm kuruluşlara IEC ile ortaklaşa yapılan çalışmalara ait sonuçların duyurulduğunu kaydetti. Tüm duyurulara karşın kuruluşlann ilgisizliğinden üzüntü duyduklarını açıklayan Armağan, şöyle devam etti: "Çalışmalarımıza sürekli ve düzenli ilgi gösteren kuruluşların sayısı çok azdır. Teknik komite toplantılarının, katılanlar açısından verimli olabilmesi için, çalışmaların önceden izlenmesinin gereği açıktır. 1leri teknolojilerden yararianarak sürekli olarak yenilenmek zorunda olan bulgulara kuruluşların katkısı gerekmektedir." Onadım: Maliye Halk Bankası^na sıfır faizli kaynak sağlamalı ANKARA (THA) Türkiye Esnaf Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Genel Başkanı Kasım önadım, Türkiye Halk Bankası'nın sermaye ve kaynak yetersizliğinin büyük boyutlara ulaştığını belirterek, "Halk Bankası kaynaklarının süratle artınlmasını ve yeterli seviyeye getirilmesini talep ediyoruz" dedi. Kasım önadım bu yıl sonuna kadar 700 bini aşjcın kooperatif ortağma ödenecek olan kredinin 45 milyar lirayı bulacağını söylcdi. Birlik mensuplarına verilen kredilerin yalnız Türkiye Halk Bankası'ndan sağlandığına dikkati çeken Kasım Önadım şöyle devam etti: "Türkiye Halk Bankası'nın kaynaklan artırılmaiıdır. Halen yasal sermayesi 30 milyar lira olan bankanın ödenmiş sermayesi ise 5 milyar liradır. Bakiye 25 milyar liralık farkın derhal Maliye Bakanlığı'nca ödenmesi lazım. Halk Bankası şu andaki haliyle yabancı kaynaklara muhtaçtır. Merkez Bankası'nın Halk Bankası'na aktardıgı kaynakların faiz oranlan yüzde 20'yi buluyor. Halk Bankası yüzde 20 ile aldıgı parayı yüzde 20 ile satmaz, zarar eder. Onun için sıfır faizli Maliye Bakanlığı kaynağına şiddetle ihtiyaç vardır." Türkiye Halk Bankası'nca esnaf ve sanatkâra verilen kredilerde sübvansiyon olduğunu da kaydeden önadım, bunun yüzde 10'unun Merkez Bankası'nca karşılandığını belirterek, "devletin bu sübvansiyonu yüzde 20'ye çıkarmasını ve bunu üstlenmesini istiyoruz" dedi. Halk Bankası'nın sermayesinin artırılması konusunda Başbakan Bülend Ulusu'ya başvurduklarını da belirten Kasım Önadım şöyle dedi: "Sayın Başbakan Halk Bankası'nın ödenmiş sermayesine bu yılın sonuna kadar 5 milyar lira daha ilave edileceğine dair söz verdi ama, aradan iki ay geçtigi halde bir gelişme olmadı." Şarık Tara: Beyuz yakalılar Hsan bilmeli İSTANBUL, (THA) ENKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara, uluslararası nitelikte bir firma olduklannı, dış açık bir şirkette ise herkesin yabancı dil bilmesi gerektiğini belirterek. "Eteman alırken ilk şartımız beyaz yakalıların lisan hilmesidir." dedi. • Ekonomide Diyalog Dergisi'nin sorulannı yanıtlayan Tara, teknik okullara yönelinmesini isteyerek şöyle devam etti: "Bugiin bize başvuran elemanlar ya lise tahsilli ya da yüksek tahsilli oluyor. Bunlar arasında ben şu işi yaparım diyen adam yok. İş için başvuran büyük bir çoğunluk her işi yapacağını söylüyor. Bana iş istemeye gelen adam, 'Ben iyi çivi çakarınT desin, ihtiyacımız varsa, işe alalım ve o kişi hep iyi çivi çaksın, ben bunu istiyorum." Suriye 20 ayrı ihale açtı İSTANBUL, (THA) Suri ye, eylül ayı içinde 20 ayrı ihale açtı. İhracatı Geliştirme Merkezi'nden alınan bilgiye göre, açılan ihaleler şu konuları kapsıyor: "Cam fabrikası için yedek parçalar, termik çimento karışıtnı, filtre bezi, hava kompresörii, elektrik motoru, tarım makine ve teçhîzatı, klima cihazları, çimento için teçhizat, gaz iiretim tesisi için kimyevi maddeler, kamyon şasisi, kablo için bağlantı kutusu, polietilen bağlama malzemesi, kavak kereste, aktif karbon koruyucu, cıvala, somun, rondela, pil için bitümen, toprak filtresi, havalandırma cihazları." Beşikçioğlu: Kuru incir asgari ihraç fiyatı bin dolar olmalı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bttrosu) Türkiye Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi ihracatçı Alpaslan Beşikçioğlu, "Kuru incirde asgari ihraç fiyatı bin dolar olmalıdır" dedi. Kuru incir dışsatımının geçen yıla göre gerileme gösterdiğine işaret eden Alpaslan Beşikçioğlu Izmir'de yayınlanan bir gazeteye yaptığı açıklamada bu üründe rakipsiz olmamıza karşın satışlarda düşme görüldüğünü söyledi. Beşikçioğlu gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerektiğini vurgulayarak Yunanistan'ın AET dönem başkanı olması nedeniyle, asgari ithal fiyatı uygulatabileceğini anımsattı. Yunanistan'ın Türkiye'den önce Avrupa piyasalarına giderek ürününü sattığını kaydeden Beşikçioğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: "Yunanistan 17 bin tonluk incirini bizden önce satar. Biz ise nedendir bilinmez hep bu ülkeden sonra malımızı göndermeye başlarız. Ancak bu yıl Yunanistan'ın elinde kuru incir bulundugundan asgari ithal fiyatı uygulayabilir. Bu ise, Türk incirlerinin daha zor AET pazarlarına gireceği anlamına gelir. Nitekim geçtiğimiz sezon çekirdeksiz kuru üzümde de aynı uygulama yapılmıştı. Kuru incir ilk yükleme tarihi 12 eylül olarak belirlenmiştir. Ancak bu sezon bu uygulamanın dışına çıkılabilir. Kuru inciri turfanda olarak ve Yunanistan'dan önce satmak istiyorsak 12 eylül tarihinden önce dış pazarlara göndermek zorundayız. Kliring anlaşmalarının sona ermesi nedeniyle Sovyetler ve Polonya'ya çok az bir miktarda üriin gönderebildik. Sovyetler Birliği'ne geçtiğimiz yıldan kalan 700 ton, Polonya'ya ise 30 ton kuru incir ihraç ettik ki bu rakipsiz olduğumuz bir üründc çok gülünç rakamdır." Türkiye Kuru Meyve İhracatçıları Birliği verdiği bilgide, incir ihracatında geçtiğimiz yılın eş dönemine oranla azalma olduğunu belirtti. Verilen bilgide azalmanın 4 bin 500 ton olduğu kaydedildi. İlk 6 ayda 8.500 şirket kapandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ticaret, Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, 1983'ün ilk altı ayında 1214 şirketin tasfiye olduğunu, 7.323 firmamn ise ticareti terk ettiğini açıkladı. Fesih ya da tasfiye olan 1214 şirketin 1.051'i kollektif, 116'sı komandit, 38'i limited, 3'ü anonim, 6'sı ise kooperatif olarak gözüküyor. Bu şirketlerden 636'sı lstanbul'daı 141 'i İzmir'de, 49'u Ankara'da, 47*si Bursa'da, 25'er Adana Samsun ve Hatay'da, 19'u ise Denizli'de bulunuyor. Ticareti terk eden gerçek kişilere ait 7323 firmanın illere göre dağılımı ise şöyle İstanbul (1257), Ankara (469), İzmir (389), Adana (301), Bursa (318), Gaziantep (284), Konya (239), Antalya (204), Samsun (191), Zonguldak (183), Manisa (164), Çanakkale (143), Trabzon (142). DemirDöküm yeni tip soba tiretti Ekonomi Servisi Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş.'nin yüksek verimli yeni bir soba geliştirdiği ve satışa çıkardığı açıklandı. Şirket yetkililerinden edinilen bilgiye göre, SL4 tipi linyit sobası yüzde 70'i aşkın verim sağlıyor. Bu nedenle yeni sobalann hem önemli bir yakıt tasarrufu sağlayacaeını ve hem de hava kirliliğini asgariye indireceğini ifade eden yetkililer şöyle konuştular: " Halen konutlarda kullanılan ve her yıl üretilen yaklaşık 1 milyon adet sobanın yüzde 90'dan fazlasının herhangi bir standartı yoktur. Kullanım hataları da gözönüne alınırsa sobalann ortalama verimi yüzde 3040'tır." Pakistan, IMF'den yeni kredi istemeyecek Ekonomi Servisi Birçok ülke "aman biraz borç" diyerek IMF'nin kapısını aşındırırken, Pakistan Hükümeti yeni mali yılda IMF'den kredi istemeyeceğini açıkladı. IMF'yle Pakistan arasında 1980 yılında imzalanan 3 yıllık standby anlaşması kasım ayında sona eriyor. Pakistan Hükümeti, şimdiki siyasi ortamda IMF reçetelerinin olumsuz sonuçlar doğurabileceği gerekçesiyle yeni bir standby anlaşmasına gitmeye niyetli görünmüyor. Hükümet açıklamasında, ödemeler dengesi durumunun iyi olduğu ve bu nedenle IMF yardımına ihtiyaç duyulmayacağı belirtildi. Gerçekten de Pakistan'ın döviz rezervleri yeni mali yılın baş «BÜYUK ZAFERIMIZ 6 1 . yılında milletimize KUTLUOLSUN DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 tsveç Kronu 1 tsviçre Frangı 100 ttalyan Lireti 100 Japon Yeni I Kanada Doları 1 Kuveyt Dinarı I Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S. Arabistan Riyali Döviz Ahş 238,85 210,24 12,68 89,10 4,43 24,73 29,59 79,60 30,25 109,59 14,93 97,09 194,12 817,13 31,91 357,32 68,64 Döviz Satış 243,63 214,44 12,93 90,88 4,52 25,22 30,18 81,19 30,85 111,78 15,23 99,04 198,11 83.\47 32,55 364,47 70,01 Efektif Ahş 238,85 199,72 12,68 89,10 4,21 24,73 29,59 79,60 30,25 109,59 14,18 92,24 184,42 776.27 30,31 357,32 65,20 Efektif Satış 246,02 216,54 13,06 91,77 4,56 25,47 30,48 81,99 31,16 112,88 IS.38 100,01 199,95 841,64 32,87 368,04 70,69 langıcı olan haziran ayı itibariyle rekor düzeyde bulunuyor. 1982 haziranında 780 milyor dolar olan rezervler, bu haziranda 1.75 milyar dolara çıktı. Pakistan IMF'den yardım istediği 1980 yılında yalnızca 342 milyon dolarlık döviz rezervine sahipti. ödemeler dengesindeki bu olumlu görüntüye rağmen, Pakistan'ın dış ticaret dengesi hiç de iyi durumda değil. 198283 yıllarının haziran aylarını kapsayan mali yılda dışsatım 2.6 milyar dolarda kalırken, dışalım 5.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı 2.9 milyar dolara ulaştı. Bu açık, dış ülkelerde çalışan Pakistanlı işçilerin gönderdiği 2.8 milyar dolarlık dövizle kapandı. Kuveytliler gıda maddesi almak için geldi, mermerle ilgilendi İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kuveyt Tüketici Kooperatifleri Birliklerinin yöneticilerinden oluşan 10 kişilik Kuveyt alım heyeti gıda maddeleri almak için geldikleri İzmir'de Mermer ve ticari buzdolapları ile ilgilendiler. Süt tozu, süt, konsantre süt, sodalı maden suyu, konserve sebzeler, konserve balık, konserve turşu, sirke, mısır yağı, bisküvi, zeytin gibi gıda maddeleri almak üzere Izmir'e geldiği belirtilen Kuveyt Tüketiciler Kooperatifler Birliği Başkanı Ali Salem Abu Hadida Başkanlığındaki heyet, dün sabah Ege Bölgesi Sanayi Ödası'nda daimi sergiyi gezdi. Sergide incelemelerde bulunan Kuveyt ahm heyeti gıda maddelerinden çok mermer ticari buzdolabı ile ilgilendiler ve bu ürünleri üretenlerle görüşmek istediklerini bildirdiler. Kuveyt heyeti sergiyi gezerken İzmir Özel Idaresince işletilen ve bir holding tarafından pazarlanan Şaşal suları ile de ilgilendi. Piyasaya çıkmayan ancak önümüzdeki günlerde verileceği büdirilen poşet içindeki su, heyet üyelerince ilgi gördü. ÇAPRAZ KURLAR / ABD Doları: \.6806 Alman Markı: L6583 Danimarka Kronu: 3.0006 Holhnda Florini 2.1794 Isviçre Frangı: 246.01 Japon Yeni: 7.4851 Norveç Kronu I Avustralya Doları : 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin Avusturya Şilini 18.8367 Belçika Frangı 53.9164 8.0719 Fransız Frangı İsveç Kronu 7.8958 ttalyar,ı Lireti 1599.79 1.2304 Kanada Doları 3.4797 S. .Arabistan Riyali 0.8802 ABD Doları 3.4211 ABD Doları 1.4960 ABD Doları Oto kiralama hizmeti veren Setur en çok vergi verenler arasına gırdı Ekonomi Servisi Dünyada çok yaygın bir ulaşım biçimi olan " o t o kiralama" hizmeti, Türkiye'de de giderek yayıhyor. Bu alanda etkinlik gösteren SETUR OTO Kiralama A.Ş. 23 milyon '.15 bin lira vergi ödeyerek İstanbul Ticaret Odası tarafındaıı ödüllendirilen firmalar arasına girdi.SETUROto kiralama A.Ş. Koç Holding'e bağlı bir kuruluş ve uluslararası oto kiralama ağı oluşturmuş bulunan AVİS RentaCar Systems İnc'in Türvye temsilcisi durumunda. ALTIN GÜMÜŞ FİYATLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar 22 Ayar Bilezik Gümüş ALIŞ 27.750 26.000 3.755 3.420 90 SATIŞ 27.900 27.000 3.765 3.530 94,5 VAKIFLAR BANKASI j TÜRKİYE