19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 Sinop Güzellemesi Bir il, sadece sürgün yeri, ya da cezaevi olarak düşünülmüşse, içinde yaşayan insanlar da giderek, buna ahşır. Tümü "Kalebent" olup, gider. Sinop'ta, öğretmenlik yapmış, "Sarı Tarihçi" diye ün yapmış bir öğretmen şöyle dermiş: Sinoplu iki balık tutar; biriyle rakısını alır, öbürünü de meze yapar! Sinop'ta balıkçıhğı da, Sinop dışından gelen bahkçılar yaparlar. Sinoplular, hamsiyi gübre olarak kullanırlarmış. Dışarıdan gelen balıkçılar ise hamsiyi bir kuruş harcamadan tutar götürürlermiş, hem de tonlarca. Karadeniz deyince usa Trabzon, Trabzon deyince de hamsi gelir ya, oysa hamsinin vatanı Sinop'mus... Balıkçı Halit Kaptan'a göre, Sinop'ta turizm kadar, hatta daha çok balıkçılığa önem vermek gerekiyor. Bir balıkçı takımı dört bin ton hamsi tutabiliyor; yirmi, otuz takım olduğu zaman, vann artık hesap edin. Halit Kaptan'ı dinliyorum Asmah Kahve'de: Bahklan trolle avlama değil, zamansız avlama bitiriyor. Av yasaklan var; fakat öylesine zamansız yasaklar ki, biz denizde olmadıgımız zamanlara rastlıyor yasaklar. Türkiye'de tutulan bahğın yüzde seksenine getirilen yasak, tekneler bakıma ahndığı zaman gelmekte. Halit Kaptan'a göre, bizim fcahkçı fdolanmız, tzlanda ya da Kanada balıkçılanndan geri kalmaz. Halit Kaptan, Sinop'taki kalkan bahğımn özelliklerini anlatmakta: Ada kalkam büyük olur; Sarı Kum'da kalkanlar sandır. Mustafa EKMEKÇI Sinop'ta bahkçıliğı da, Sinop dışmdan gelen balıhçılar yaparlar. Sinoplular hamsiyi gübre olarak kullanırlarmış. Dışarıdan gelen balıhçılar ise, hamsiyi bir kuruş harcamadan tutar götürürlermiş. POUTIKA MEHMED KEMAL Sinoplu iki balık tutar, biriyle rakı alır, öbürünü meze yapar Balığın tazesi gözünden anlaşıhrmış yeni tutulan balığın gözleri sert olurmuş. Bit de gövdesine dokununca gövdesi göçmezmiş. Balık mevsimi değildi Sinop'ta ancak oltasını alan motorlarla çıkıyordu açıklara Sinop'un sivri ucundaki kalkanlar ise, beslenme yetersizliğinden olacak, küçük olur. gazetelerin dağıtımı gibi, dağıtılıyor. Sabah oldu mu, Ankara da tstanbul da Sinoplu gibi bahğını yiyor. Ama, dağıtım yeterince yapılamıyor. Halit Kaptan: Bizim tuttuğumuz balık, tavuk yemi oluyor! diyor. Ona göre balıkçıhk bir "devlet politikası" olarak benimsenmeli. Halk balık yemeye alıştmlmalı. Hatta, orduya balık konservesi verilmeli... Sinop'ta, balık mevsimi değildi bahkçılara göre. Ama oltasını alan, motorlarla çıkıyordu açıklara. lstavrit yakalıyorlardı. Bir arkadaşın motoruyla biz de çıktık; sekiz on istavrit tuttuk. Ben bir balık kaçırdım; Kuçüktü! Balık tutmanın heyecanını orada gördüm. Eylem, ilk balığı tuttuğunda nasıl bağırıyordu: Balık tuttum, balık tuttum! Hey, buraya bakın, balık tuttum! Sevincinden ağlayacaktı; haydi, ikinci balık! Heey, anne balık tuttum, iki tane! Sonra sonra heyecanı azaldı, söndü... Sinop denizi Ayvalık'tan sıcak; Ören'den de. Sinoplular, nerede ne zaman denize girileceğini iyi bilirler. Sinop'ta iki deniz var: "Akdeniz" bir de "Karadeniz". Akdeniz dalgalı olduğu zaman, Karadeniz'e, Karadeniz dalgalı olduğunda da Akdeniz yöresine gidiliyor. "Karakum", Akdeniz'de; Akliman ile Hamsaroz ise Karadeniz'de. Hamsaroz Koyu, tüm Karadeniz'in tek fiyortu. Mavi, berrak deniz bir ırmak gibi kara içine girmiş. Rus donanmasının kovalaması sırasında birden ortadan kaybolduğu sanılan "Hamidiye" arhhsının gizlendiği yer. Burada kefal, karagöz ve kaya balıkları var. Yumurtalarını da buraya bırakıyorlar.. Akliman ile Hamsaroz, Sinop'tan Gerze'ye giderken sağda. Havaalanını geçtikten sonra, ne güzel yerler... "Eşek Havaalanı" diyorlarmış. C130, C112 tipi uçaklar, hemen her gün inip kalkıyor. Amerikalı personel, buradan Ankara, lstanbul, Adana'ya surekli uçuyorlar. Havaalanının girişinde bir eşek simgesi olduğu gibi, alanda bir de eşek besleniyor maskot olarak! Yıldönumunde eşek süslenip, püsleniyor; törenler yapıhyormuş. Amerikan uçakları buraya inip kalkıyor Sinop Havaalanı'ndan... Havaalanındaki o eşek simgesi de değiştirilmelî gibi geliyor bana. Pek hoş kaçmıyoTÎ Havaalanı yakınından Hamsaroz'a arabayla geçerken ben de gördüm; kara bir eşekcik, uçuş kulesinin önunde otluyordu... Diyojen, küçük yaşta, babasıyla birlikte Atina'ya kaçtı. Diyojen'in, kum üzerinde geometri çalışırken Iskender'in gelip: Dile benden ne dilersen! önerisine karşıhk: Gölge etme, başka ihsan istemem! sözu günümüze dek gelmiştir. Sinop radarının simgesi olan "fener" de şu fıkradan gelmekte. Bir gün Diyojen'e gupegündüz fenerle dolaşırken sorarlar: Ne diye gündiız fenerle dolaşıyorsun? Diyojen: Adam anyonım! yanıtını verir. Sinoplular, 'Diyojen Üssu'ne, "büyük kulak" diyorlar. Dinlenmeyi anlattığı için olmalı. Gündoğrusu rüzgân, (Sinop'ta gundoğudan esen rüzgâra gündoğrusu ruzgârı diyorlar) esti mi, üsten sineğin kanatları bile duyulurmuş... Bu, "ortak üs"te, dört yüz kadar Türk işçisi çalışıyor. Çoğu Amerikalı görevliler var. Yüz kadar Amerikalı kadm görevli de var; bunlar asker. Geçen yıl, mayıs ayında bir gazeteci arkadaş buraya gelip bir yaa yazmış. Yazısında ileri sürdüğüne göre, Sinop Amerikan radarına güya her üç ayda bir yüz kadar "fahişe" gelerek buradaki Amerikalı askerlerin cinsel gereksinimlerini gideriyorlarmış! Bir gazetecinin böyle yazacağına inanmadım doğrusu. Ancak yazı, Amerikalı kadınları çok tedirgin etmiş; kente inemez olmuşlar. tnseler bile, sanki kaldınm taşlarını saya saya yüruyorlarmış... Ankara Muhabiri Meslekte çıraklık yıllarında bir "Ankaralı İstanbullu" çekişmesı vardı. İlkel de olsa, bu çekişme bizden önce başlatılmıştı. Daha sonra, belki biz sürdürdük. Babıâli'den gelenleri, eskiler r aşkentte barındırmak istemezlerdi. Babıâli de, zaten başkentt ı îstanbul'a pek gazeteci çağırmazdı. Ankara'nın kaldıramadığı bazı gazetecıler sürgün edilecekse Babıâli'ye taşınırlardı. Ertuğrul Şevket, bunlardandı. Mekki Saıt Esen (Cumhuriyet) iyiden iyıye başkentli olmuş, İstanbulluluğu unutmuştu bile. Bizden bir, iki kuşak öncesi gazetecilerinden anımsadıklarım, Bilal Akba, Adil Akbay, Mecdi Sadrettin, Enver Behnan Şapolyo (gazeteciliğı bırakmış tarih öğretmeni olmuştu), Emin Karakuş, Sabahattin Sönmez, bir ara Altemur Kılıç, Demokrat Partı'nin kuruluş döneminde Raif Meto, sonra bizim taktm. 1950'ye değın Ankara'da gazete de azdı, gazeteci de... Benim anımsadığım, haftalık gazetelerin dışında ilk gündelik gazete, 1945'ten sonra, Başkent ve Dikkat oldu. Dikkat'i, Sabahattin Sönmez, Ali Rıza Başkan ve eskı elçilerden Hamdi Arpağ ile birlikte çıkarmıştı. Araları açıldı, ardından Başkent ile Dikkat birleştırildi ve Kuvvet oldu. Kuvvet, epeyce DP'nin sözcülüğünü ettikten sonra Kudret adını aldı ve Millet Partisini destekledi. Ankaralı gazeteci olmanın cakası, "Ankara Muhabiri" olmadır. Ankara muhabiri olma demek, çok şey bilen, gizli saklı her şeyden haberı olan, devlet büyüklerini tanıyan ve onlarca tanınan demektir. Çok partıli dönem fide vermeğe başladığında "Ankara Muhabiri" devlet adamları ile senli benli olmaya başlamıştı. Ardından Demokrat Parti geldi, "Ankara Muhabiri" yenı devlet adamlarının çoğunun arkadaşı gıbi filan oldu. İstanbul ve Babıâli, işte bu "Ankara Muhabiri" tipini kıskanırdı, Babıâli'den pek az kimse de "Ankara Muhabiri" olabildı. Çoğu Ankara'ya gelir, bir süre oturur, bakar kı yürümüyor, tası tarağı toplar giderdi. Bazı gazeteler Ankara muhabirınin tafrasından kurtulmak için, daha sonraları, istanbul'dan yetişsin diye eleman göndermeye başladılar. İlk gelen Ecvet Güresin, ardından Necati Zincirktran oldu. Bunlar da ilk iş olarak barınabılmek için buralardaki yetenekli muhabirleri daha çok para vererek aşırmaya başladılar. Artık zamanla da birbirimize alıştık. Şimdı, sanmıyorum bir "Ankaralı İstanbullu" çekişmesi olsun. Zaten İstanbul gazetelerinin Ankara büroları, ila maşallah, İstanbul merkezı kadar kalabalık. Eskiden olduğu gibi tam takır, kurubakır değıl. Eski kadro bir temsilci, bir yardımcı (olarak iki de stajyer), bir teleks memuru, bir hademe, o kadar. Hesabı, kitabı da baş dağıtıcı Bilal Akba tutardı. Demokrat Partı döneminde döviz kıtlığı başgösterince, Ankara muhabirliği nerdeyse döviz muhabirliği gibi bir şey olmaya başlamıştı. Yurt dışına çıkacak olanlar hemen Ankara muhabirıne başvururlar, "Amen, gözünü seveyim, bana beş on ku ruşluk döviz!..." Malıye Bakanını makamında mı, evinde mi, lo kanta da mı yakalarsın, elindeki permiyı imzalatırsın, birkaç ku ruş döviz sağlarsın Şımdı Tıcaret Bakanhğı yapan Kemal Can türk, o yıllarda, bakanların döviz sağlayan en yetkili görevlile rindendi. Bakanı bulamadık mı, hemen Cantürk'e koşardık An kara muhabirlerınden hangısı patronlar ıçın en erken döviz sa^ lıyorsa, öyle oldu kı, en başarılı muhabir sayıldı. Çetin Altan'ın canına tak ediyor ki, bir gün Karpiç'te, "Bü tım usandım, döviz peşinde koşmaktan." dedi. "Muhabirliği b rakıyorum, yazar olacağım." Çetın zaten yazardı da, bizlerle d< viz muhabirliği sıkınttsı yüzünden dalgasını geçiyordu. Bir e yam döviz muhabirliği ettikten sonra, bir de Yassıada muh, birliği çıktı. Duruşmalar başladığında, "Aman sen Meclistel leri tanırsın, gel şu duruşmalan yaz!.." derlerdi. Bir yandan duruşmalan yazdık, bir yandan esen rüzgâri rın sıkıntılarını gidermeye çalıştık. Şimdi, öyle sanıyorum ki, g ne de bir "Ankara Muhabiri" ayrıcalığı vardır. Bitirilemiyen, k tarılamıyan, bir çok yerlerde çözümlenemıyen bazı ışler bul nur ki, buniarın çözümlenmesi için bir makam, çözmesi iç de bir "Ankara Muhabiri" gereklidir. Bu gerek duyulduöu s rece, "Ankara Muhabiri" olur. Herhalde o işler de, o munab ler de vardır. Bahğın tazesi nasıl anlaşıhr? Halit Kaptan'a sormadım, bir başka balıktan anlayan arkadaşıma sordum: Bahğın tazesi, bayatı nasıl anlaşıhr? Kuyruğunu koklamak gerekir mi? Balığın taze olup olmadığı gözünden anlaşıhrmış. Yeni tutulmuş bahğın gözleri sert olurmuş. Arkadaşım, bahkhanede bahğın gözüne işaret parmağıyla dokundu: Iıhh, dedi, bu bayatiamış! Bakın, siz de dokunun göreceksiniz... Bir de gövdesine dokununca, bayat bahğın gövdesinin hemen göçtüğü taze bahğın ise göçmediği görülürmüş... Ya balık dondurulmuşsaî O zaman güç anlaşıhr! Sinop'ta tutulan balıklar, geceden kamyonlarla, Ankara'ya îstanbul'a gönderiliyor. Aynı Diyojen Üssü... Sinop'taki Amerikan üssu, ya da tesisinin adıysa "Diyojen Üssü"dur. Ünlu duşunur Diyojen Sinop'ta doğmuştur. Babası bir bankerdi. Batırdı. Bu yüzden Eşek Havaalanı Amerikahlar, havaalanına Yarın: M. Kemal, 18 Mayıs 1919'da Sinop'a çıkmak istedi... Ozel sandıkların SSK'na bağlanmasına ilişkin çahşmalar son aşamada ANKARA, (ANKA) Ozel sandıklann SSK'na bağlanmasına ilişkin olarak Sosyal Guvenlik Bakanhğı'nca yurutulen çalışmalar son aşamaya geldi. ANKA muhabırının yetkililerden edındığı bılgiye gore, Sosyal Guvenlik Bakanlığı'nca bu amaçla hazırlanan yasa tasarısıyla ilgilı olarak çeşıtlı kuruluşlardan alınmaya başlanan göruşler buyuk ölçude tamamlandı. Alınan goruşlerın ışığında yasa taslağında son değış\kliklerın yapılarak Bakanlar Kurulu'na sunulacağı bıldırilivor. 404 puanlı öğrenciler yurtdışında dövizli öğrenim yapabilecekler ANKARA, (Cumhuriyel Burosu) Yurtdışında dövizli özel oğrenci olarak oğrenım yapmak isteyen oğrencilerden üniversite seçme ve yerleştırme sınavlarında 404 eşıt ağırlıkh ve daha yukarı puan alanlara doviz tahsis edılecek. Yurtdışında lısans ve lisansustu duzeyde oğrenım yapmak ısteyenlerın Mıllı Eğıtım Bakanlığı'na başvuruları 30 nısan 1984'e değın surecek. Başvuru suresı 1 temmuzda başlamışü. Başvuru formları ile ayrıntılı bilgı Millı Eğitim Mudurlukleri'nden ve yurtdışında oğrenci mufettişliklennden alınabılecek. SORULAR/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL "Hayatm olağan yürtiyüşti" "Davada,1934 doğumlu davacılar desteğinin,17 yasında da1 kömür ocaklarmda kazmacı olarak işe başladığı ve yaklaşık sene devamlı olarak ocak içi gazları kömur ve silis tozlarının san sağhğına zararlı tesirleri altında çahştığı, bunun son< 20.6.1967 tarihinde Pnömonkonyoz P2+K.Bronşit+ Tbc ha lıklarına yakalandığı, işine sağlık nedeni ile son verildiği, keı sine sanatoryum tedavisi verildiği, ölumune yakın tarihlerde vamlı hastane ile köyü arasında gidip geldiği, hastalıktan do zaman zaman kan tukürdüğü, nefesinin tıkandjğı, vücudunun tiği, gunlerini hastane dışında evinde yatarak geçirdiği, nih hastalığın tesbitinden üç yıl sonra hayatını kaybettiği ve öluı herhangi bir kaza, cinayet, intihar sonucu olmadığı yönleri tışmasızdır. öbür yandan, sigortahnın meslek hastalığı dışı bir nedenle olduğu de saptanmamıştır. Ayrıca, sigortah da bit edilen hastalıkların ve bilhassa uygulamada toz hastalığı rak nitelendiriien Pnömokonyozun hastalarını zamanla ölümı türdüğu de bilinen bir gerçektir. Bu durumda, hayatın olağaı rüyuşu bakımından, yukanda amlan biçimde genç sayüabil yaşta hayatını kaybeden sigortahnın tutulmuş bulunduğu lek hastalığından olmüş olması büyük olasıhktır. Kaldı ki ı keme, bu tür davalarda kurum sağlık kuruluşlarıyla, Yüksek lık Kuruluşu'ndan verilmiş bulunan raporlarla bağlı buluı maktadır. Bu durumda, mahkemenin, ölümün meslek ha ğından ileri gelip gelmediği hakkında yeteri kanaati elde ed mesi halinde, uzman kişilerden oluşturulacak bir bilirkişi 1 lu aracılığı ile yeterince ve gereğince ölüm nedeni saptanma bu konudaki üstun varsayım gösterilmelidir. Mahkemece bu de bir saptama yaptırılmaksızın ve amlan maddi ve hukul gular gözönunde tutulmaksızın davanın reddine karar veri usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir". Yargıtay 10. Hukuk Dairesi (28.2.1977 Tarih, 6353 Esas, Karar) FETHİYETU ÇAUŞANLARIN ANKARA, (ANKA) Yargıtay Başkan ve uyelenyle personelin Yargıtay Yasası'nda gosterilmeyen görev ve yetkilerını, çalışma yöntemlerini ve Yargıtay'ın iç duzenini sağlamak amacıyla hazırlanan Yargıtay Iç Yönetmelıği yururluğe gırdi. İç Yönetmelik uyarınca, bir işin duruşmasında bulunmuş olan başkan ve uyeler izin ve hastahk gıbi nedenler dışında o işin göruşulmesinin yapıldığı kurullatda zorunlu olarak yer alacaklar. Yasal özurlerı olmadıkça birinci başkanvekillen ve daire başkanları da Başkanlar Kurulu'na katılmak zorunda olacaklar. Yargıtay çalışma yöntemlerini yönetmelikte belirledi tstanbul'da iki kişi ölü bulundu V ı l a n l % î l r â * 7 X k c î Kumkapı •'* Ahırkapı arasındaki, yukarda gorulen inşaatın, ne zamandır orda oldugunu hepimiz unutJLll A H H l K 3 . y C S l tuk artık. Hani yoldan geçerken, elektrik direklerine kimse dikkat etmez ya, o da o hale geldi. Ruhsatsız, yıkılacak, otel olacak, motel olacak... derken, iki katlı çıplak betondan ola ola, yılan hikâyesi oldu. "Ozel girişime" ait olan yapı Turizm Bankası'nın elinde. Küllür ve Turizm Bakanhğı tstanbul Bolge Mudurluğu için bir eğitim tesisi haline getirilecek. tnşaat tamamlanınca, hem turistik otel olarak kullanılacak, hem de burada turistik olellerde çalışacak personel eğitilecek. Yakın zamanda, alt katı deniz seviyesinde olan bu yapının onune lodostan etkilenmemesi için bir dalgakıran yapıldı. ışte yeni oyku bu. Hayırlısı... (Fotoğraf: Erdoğan Koseoğlu). İstanbul Haber Servisi Uskııdar Umranıye'de 7 cocuklıı hır kadm başına demıryollarında kııllanılan bir kazma vurulmak suretıyle oldurulmıış olarak bulundu. Oıellere temızlık ısjlerine gıden Mer>em Karadeni/'ın (37) Karakol Sokak 17 sayılı evınden bir suredır v;\kmaması komşularının dıkkatmı çekıı ve evıne girıldığınde kokan cesedıyle karşılaşıldı. Cınayetın nedenı tam olarak henuz anlaşılamadı Ancak, Karadenız'ın ılk evınden boşandıktan sonra bazı kışılerle ıhşkı kurduğu kaydedılıyor 1015 gunonce oldurulduğu sanılan Meryem Karadenız'ın Adapa/an'nda eskı eşının yanında olan çocuklarından en buyuğunun 15 gun once yanına geldığı, ancak oğlunu evden kovduğu komşuları tarafından bıldırılırken, polıs Meryemle ılışkı kuran bazı kışılerle ılgılı soruşturmayı çeşıtlı boyutlarıyla surduruyor. Ote yandan Beyazıt Veznecıler Kız Oğrenc\ Yurdunda ışçı olarak çalışan Mural Akar (31) olu olarak bulundu Belediye Başkanları konuşuyor Denizli Belediye Başkanı Acar: Şehrin kalın barsağı dışarada M.ALt ÇETtN DENİZLİ Denizli Belediye Başkanı Ahmet Acar, "Şehrin kalın barsağı dışarıdadır." dedi. 1981 yıhnın sonlarında Belediye Başkanhğı görevine başlayan emekli Muhabere Albay Ahmet Acar, aslen Posof doğumlu. Amasya'da halka açık bir şirketin genel müdürlüğünu de yaptı. Başlarda görüşme istemimizi biraz "nazlı" kabul eden Başkan Acar, iki saatten fazla, yaklaşık iki yıl içinde yaptıklarını anlattı. Niteliklerini açıkca belirtmediği birçok engelden söz etti. Başkan Acar, Denizli'nin sağhklı bir imar plânı olmadığını belirtti. Kişi başına 7 metrekare olması gereken yeşil alan miktannı 27.5 metrekareye yukseltmekte olduklarını belirtti. Başkan Acar, gecenin ölu saatlerinde bile çalıştıklarını, kentin temizliğini ve asfaltlama işleri yaptıklarını ekledi. Delikliçınar meydanına bir "AtatUrk Anıtı" yapılacağım söyleyen Acar, modern garaj terminali binası ile 8 katlı otoparkı da hizmete açacaklannı bildirdi. Belediye Başkanı kasaplara 500 lira narh verdiklerini, onlann daha 20 lira zam istediklerini söyluyor. "Biz tanzim satış mağazamızda 20 koyun kesip satışa sunduğumuzda kilosunu 350 İiradan sattık. Yarım saat içinde bitti. Kentin et gereksinmesi günde 4 veya 5 tondur. Biz de bunu karşüıyoruz," dedi ve kasapların neden fiyat artırımında ısrar ettiklerini pek anlayamadığını vurguladı. Başkan Acar, üst makamlann kendilerine ayak uydurmadığını özellikle vurgulayarak, "Kalın barsağı dışarıda olan bir şehirde her turlu hastalık olur. Biz her turlu engeli aşarak kanalizasyon projesini yaptırdık. Hatta bu proje Denizli PTT'sine bırakılmıştır. 1983 progranuna aldırdık. Şimdi tller Bankası ihale etmek üzere. Denizli'nin bu en onemli sorununa ne yazık ki basın eğilmiyor. Bunun önemini yazın. Ama siz yazsanız da yazmasanız da ben kanalizasyonu yaptıracağım," dedi. 62/1 tertip erler 1 ay erken terhis ediliyor ANKARA, (ANKA) 62/1 tertip olarak silah altına ai.nan er ve erbaşların 1 ay erken terhis edilmesi amacıyla yapılan çahşmalar sonuçlandı. ANKA muhabirınin, Milli Savunma Bakanhğı yetkililerinden edindiği bilgiye gore, 62/1 tertip erlerin 1 ay erken terhis edilmesini öngören bakanhk emri yarından ıtibaren birlik komutanhklarına iletilecek ve 62/1 tertip erler bir ay erken terhis edilecekler. Guvencedı^ YEŞIL YOLCULUK BİR HAFTA KONAKLAMA Kaş Noel Baba Fınıi Seketur Motel 13 300 YP Phaselıs • Kemer Anü Can Motel 12 600 YP hattında unutulmaz bir 5 Mutlu Motel 12.600 YP AYRINTILI 8İLGİ İÇI Berlın Motel 9 450 YP Sun Kamp 8 750 YP hmır C. Mocla Işhanı A. t Merı Motel Kat. KNo: 105 KızıiayAr 24 150 YP 17 95 25 * T A T I L ÇEKI ve TAKSITLE ÖDEIV1E» 18 41 BEKLENEN İNDİRİM SEYAHAT ACE CUMHURIYET SEÇIM 83 Her pazartesı Cumhurıyet'le birlikte Belediye Başkanı Acar OEZDİNİZ yapı/ev 8 3 fuarı 4 YAPI TESISAT DEKORASYON 2 Elektrik Elektronik Elektriklievaletteri OTOMOTİv'83 ZOtamoli» ve yan sancryiı ElfARf "Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı" Sergisi Pennsylvanıa Unıversıtesı ve O DTUışbırlığıyle hazırianmışolan AYRICA İSTANBUL SPOR VE SERGI SARA 27 Ağustos4 EylülSaat: 10.0019:00 yapı endüstri merkezi Fuar alanı Tel: 140 2418140 24 20140 24 27 DUZENLEYEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle