Katalog

16 AĞUSTOS 1983 EKONOMt CUMHURİYET/7 Günün Aynası Tariş; margarin, kolonya, sirke ve deterjana zanı yaptı İZMtR, (Cumhuriyet Ege Biirosn) TARlŞ margarin, kolonya, sirke vedeterjan fiyatlarına yüzde 48 arasında zam yaptı. Yetkililer, ambalajlama girdilerindeki artış, son elektrik zamları ile iç piyasadaki fiyat artışlarının zammı zorunlu kıldığını belirttiler. Edinilen bilgilere göre, 18 kiIoluk margarin 3200 lira; 5 litrelik kolonya 2850 lira; bir litrelik sirke 60 lira; 600 gramlık deterjan 175 lira; 5 kiloluk deterjan 1400 lira oldu. Bu arada 205 liralık zeytinyağı da 215 liraya yükseltildi. TARİŞ yetkilileri bu konuda, "Zeytinyağı fiyatındaki artış, mamulün değer artışından kaynaklanmamaktadır. Bu artış, TSE'nin 341 nolu zeytinyagı standardına uyulmasından meydana gelmiştir. Ambalajlarda miktar değişikliği olması nedeniyle bu karar alınmıştır" dediler. Dışsatımda mehter ytirüyüşti Bâşîadı MERAL TAMER Yıllar boyu kış uykusunda kalan ve izlenen hukümet politikaları sonucu "istikrarlı bir durgunluk" gösteren dışsatımımızda son 3 yıldır oldukça hareketli ve değişik dönemler yaşadık. önce "dışsatım atağa kalktı" dedik. Sonra dışsatımda "pat!amaçatlama"dan söz ettik. 1982 başından itibaren ise bu konuda dilimizi daha ılımlı sıfatlar kullanmaya alıştırdık. örneğin "dışsatım artış bızı yavaşlıyor," dedik. Bu yıl başına gelindiğinde ise dışsatımla ilgili olarak zaman zaman "yerinde sayma" ifadesi kullanma "alçakgönüllüliiğii"nü bile gösterir olmuştuk. 1983 yılının ilk 6 ayına ilişkin dışsatım rakamiarı; bu ifadenin pek de haksız olmadığını, dışsatımda yılbaşından bu yana " 2 ileri 1 geri" sloganıyla ifade edilen "mehter adımı" temposuna girildiğini gösteriyor. Son 3 yıllık dönemde bir yıl öncesine göre sürekli artış gösteren aylık dışsatım rakamiarı, ilk kez bu yılın şubat ayında geçen yılın eş ayındaki dışsatım değerinin altına düştü. Yetkililer "bu durum anzîdir" derken, haziran ayında bu düşüş tekrarlandı. Haziran ayına ilişkin geçici veriler, 370 milyon dolar olarak gerçekleşen haziran 1983 dışsatımının, geçen yılın eş ayına göre 50 milyon dolar azaldığını ortaya koydu. Son 6 ay içinde aylık dışsatım rakamlarında 2 kez gözlenen düşüş, yetkililerin "bu durum arızîdir" yollu tahminlerinin oldukça "iyimser" ve "arızi" olduğunu ortaya koyuyor. Belli OCAK ŞUBAT İki adım ileri, bir adım geri!.. YORUM YALÇIN DOGAN 1982 ve 1983 yılları ilk 6 aylık dışsatım karşılaştırması (milyon dolar) AYLAR 1982 1983 ARTIŞ (YÜZDE) MART NİSAN 446 410 447 402 414 420 2.540 478 403 476 484 425 370 2.637 7.2 1.7 6.5 20.4 2.7 12.0 3.8 MAY1S HAZİRAN İLK 6 AY Taşımacı firmalara kapasite artırma için tanınan süre uzatıldı İstanbul Haber Servisi Uluslararası taşımacılıkla uğraşan firmalara yeni yönetmeliğe uymaları için tanınan süre 1 ekim 1983'e kadar uzatıldı. Geçen yıl, 21 nisanda yürürlüğe giren "Karayoluyla Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımalan Yönetmeliği"nin 8. maddesinde istenilen şartlan sağlayabilmeleri için, taşımacı firmalara tanınan ve 1 ağustosta sona eren süre, gerekli işlemlerin uzun sürdüğü gerekçesiyle 1 ekim 1983'e kadar uzatıldı. Ulaştırma Bakanlığı'ndan bildirildiğine göre, "taşımacı firmalann optimal büyüklükte, verimli bir şekilde çalışmaları ve uluslararası taşımacılıkta söz sahibi olabilmeleri için gerekli şartlan yeniden düzenleyen" yönetmelik hükümleri gereğince firmaların bünyelerinde bazı değişiklikler gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bu değişiklikler, firmaların birleşmesi, şirketleşmesi, taşıt satın alınması, sermaye artırımı, uluslararası yolcu taşımacılığında kullanılan otobüsler için istanbul Teknik Üniversitesi'nden rapor alınması gibi işlemleri gerektirebiliyor. Prof. Bulutoğlu: Döviz kuru, fiyat artışlarına göre ayarlaıımalıdır tSTANBUL (THA) Prof. Dr. Kenan Bulutoğlu, "ibracatı siirdiirmek için iç fiyat artışlarına göre kur ayarlaması yapmak gerekiyor" dedi. Enflasyon, büyüme hızı ve işçi dövizlerindeki hedefler konusunda Nokta Dergisi'nin sorularını yanıtlayan Bulutoğlu, Türkiye ekonomisinde sağlıklı bir canlanma için yatırımların artması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti: "Yiiksek faiz ve iç piyasada durgunluk, yatınmlan ve dolayısıyla verimliliği arttırmamıza olanak vermiyor. Umutlar, 1984 de ABD ekonomisindeki canlanmaya ve bunun Avrupa ile dünyayı etkilemesine kalmıştır. Ancak ABD'de faizler yüksek kalacaktır". Bulutoğlu, özellikle doların yiikselmesfyle artan maliyetler ve yiiksek faizlerin enflasyonun kaynağını oluşturduğunu kaydederek, " k u r ayarlamaları, özel başlı dışsatımcıların yılın ikinci yarısına ilişkin karamsar tahminleri de aylık dışsatım rakamlarında geçen yıla oranla düşüşlerin, önümüzdeki aylarda da tekrarlanabileceğinin ipuçlarını veriyor. 1983 dışsatım hedefi önce 7.1 milyon dolar olarak belirlenmiş, yani bu yıl dışsatımda yüzde 23 dolaylarında bir artış öngörülmüştü. Ne var ki geçen yılın son aylarından itibaren dışsatım artış hızında gözlenen yavaşlama ve bu alanda yeni bir atağın ufukta görünmemesi, yetkilileri 1983 dışsatım hedefini revize etme kerarına yöneltmiş ve yaklaşık 1 ay içinde 2 kez revize edilen 1983 dışsatım hedefi sonuçta 900 milyon dolar düşürülerek 6.2 milyar dolar olarak belirlenmişti. 6.2 milyar dolarlık son 1983 dışsatım hedefi, geçen yıl gerçekleşen 5.746 milyar dolarlık dışsatıma göre yüzde 8 oranında, yani oldukça mütevazi bir artış hızını öngörüyor. Ancak ilk 6 aylık veriler, bu "mütevazi" hedefin yakalanmasının bile pek kolay olmadığını gösteriyor. 1982 yılının ilk 6 ayında 2.54 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamı, bu yılın eş döneminde ancak yüzde 3.8 artabilmiş ve 2.637 milyon dolara yükselmiş. Bu durumda hedefi yakalamak için ikinci yarıda geçen yıla göre yüzde 11 dolaylarında bir dışsatım artışı gerekiyor. Oysa çeşitli iç ve dış etkenler geçen yıllara oranla epey "mütevazi" sayılabilecek ve~ yılın ikinci yarısında ulaşılması gereken yüzde ll'lik dışsatım artışının gerçekleşmesinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor. 1983 dışsatım hedefini yakalamayı güçleştiren etkenlerin neler olduğuna gelince... Hükümetin 1980'den bu yana dışsatıma verdiği ağırlık ve tanıdığı öncelikleri geri plana itmesi, bankabankertasarrufçu ve son olarak da şirket kurtarmaların ön plana çıkması sonucu, zaten sınırlı olan kaynaklardan dışsatımı desteklemeye "dişe dokunur bir pay" kalmaması nedenlerden biri. Dışsatımcılarca yakınma konusu olan Merkez Bankası reeskontlarındaki tıkanıklık, vergi iadelerinin ödenmesindeki aksamalar, kuşkusuz bu nedenden kaynaklanan uzantılar... Bir diğer olumsuz etken ise en büyük iki alıcımız olan Iran^e Irak'ın durumları. iki Ulke arasında "yrian hikiycsT'ne dönen 3 yıllık savaş, ilk 2 yılında dışsatımımızı konjonktürel olarak arttıran nedenler arasında sayılmıstı. Ancak savasın bu denli uzaması, her iki Ülkenin maddi kaynaklarının savaşta erimesi ve banş zamanında gereksinme duyabilecekleri bazı malların ithalinde kısıntıya gitmeleri sonucunu doğurdu. Geçen yılki dışsatımımızda yüzde 20'yi aşkın pay alan bu iki ülke, petrol gelirlerindeki düşme de eklenince yoğun bir finansman sıkmtısına düştüler. Dolayısıyla bu iki ülkenin savaş nedeniyle bizden dışalımlarını azaltmaya başladıkları konusunda kimsenin kuşkusu kalmadı. Buna karşılık finansman sıkıntısı çeken ülkelere kredili dışsatım konusu gündeme geldi. Irak'a ihracatta bu yol seçildi. lran'la da petrol takas anlaşması yapıldı. Ancak dünya pazarlarında genel olarak gözlenen durgunluk ve daralan pazarlarda pay kapma yarışının hızlanması, bizim elde ettiğimiz pazarlara lspanya, İtalya, Fransa gibi birçok ülkenin çekici koşullarda kredili dışsatım teklifleriyle girmelerine yolaçtı. Böylece daralan dünya pazarlarında artan rekabet de dışsatımımızı olumsuz etkiledi. 1984'TE NE OLUR? Dışsatımımızı olumsuz etkileyen bir diğer neden de, Iran ve Irak dışındaki petrolcü ülkelerin petrol gelirlerindeki düşüş sonucu dışalımlannda kısıntıya gitmeleri. Libya, Cezayir, hatta Suudi Arabistan'ın bile dışalımlannda bu nedenle "temkinli" davranmaya yöneldikleri biliniyor. AET'nin tekstil ürünlerine ardı ardına getirdiği kısıtlamaları Türk lirasının gerçek değer kaybının döviz kurlarına yeterince yansıtılmamasını, yerli firmaların dış pazarlarda birbirleriyle kırıcı rekabetlerini de kuşkusuz olumsuz etkenler arasında unutmamak gerek. Bu olumsuz etkenler ve dışsatımımızın üç yıllık grafiğinde son dönemde gözlenen düşüş eğiliminin, yetkililerin ifade ettiği gibi " a n z i " olmadığı, aksine kaIıcı bir eğilimin ipuçlarını verdiği görülüyor. Bu durumda sadece bu yıl için değil, 1984 dışsatımı için de "iyimser" tahminler8e bulunmak oldukça iorlaşıyor. * Yatırımcı İktidar Beklentisi Mayıs ayı hiç beklenmedik biçimde ekonominin canlanmasına tanık oldu. Son bir yıl içinde hangi iş adamı ile görüşseniz, hangi kamu yöneticısinin düşüncesini sorsanız, aldığınız yanıt hep "ekonominin durgunluğunu" vurgulamaktaydı. Herkes durumundan yakınıyor, herkes "durgunluğu atlatmanın çarelerini" araştırıyordu. Hatla, ekonomik durgunluk öyle boyutlara uzanmaya başlamıştı ki, artık milli gelirde kişi başına gerilemeler söz konusu olmuştu. Sadece dolarla Türk lirası arasındaki değişim değeri nedeniyle değil, üretimdeki ciddi aksamalar, kişi başına geliri düşürmüştü. Ancak, tüm bir yılın temel ekonomik göstergeleri mayıs ayında birden bire değişmeye yüz tuttu. piyasada aniden bir canlılık gözlendi. Daha çok mal alınıp satılmaya başlandı. Daha çok bono ödenmeye başlandı. Para ekonomide daha hızla dönmeye başladı. Gerçi bu canlılık lokomotiflerin muz plantasyonları arasından süzülerek daha çok tarım işçisine yeni iş getirdiği türden değildi. Ya da koca koca vapurların düdüklerini çalarak ve duman bırakarak tonlarca malla limanlardan açılmasını sahnelemiyordu. Makinaların çarkına baş döndürücü bir tempo getirmekten uzaktı. Bunlar kitaplarda kalan, zaman zaman filmlere yansıyan düşlerdi. Hayıflandığımız, gözlerimizi kapadığımızda bizleri uzaklara götüren düşler... Buna rağmen mayıs ayı ekonomiye bir canlılık getirdi. Ama, haziran ayı ile birlikte bıçak gibi kesildi. Temmuz ve ağustosta durgunluğa yeniden dönüldü. Neden mayıs ayında ekonomiye bir canlılık geldi?... Galiba, bunun altında "politik beklentiler" yatıyor. Ekonomi "yatırımcı iktidarlar" bekliyor. Mayıs ayı, politikanın sınırlı da olsa yeniden başladığı ay. Partilerin kurulmaya başladığı ay. İnsanların ve ekonominin unuttuğu alışkanlıkları yeniden edinmeye niyet ettiği ay. Yatırımların yeni partilerle, yeni iktidarla canlanacağına inandığı bir ay. Ne var ki, bu inanç fazla sürmedi. Canlanma eğilimleri bıçak gibi kesildi. Ne zaman?.. Bunun için siyasal olayların takvimine bakmak yeterli. Ne MDP, ne Halkçı Parti bu işin henüz farkına varmış değiller. Ama, Turgut Özal'ın Anavatan Partisi olayı farketmiş görünüyor. Onun içindir ki, 24 ocak kararlarıyla "ekonominin daraltıcı şampiyonluğunu" üstlenmiş olan Öza), şimdi "yatırımcı" pozlarda. Ozal şimdi tıpkı ikinci plan döneminde olduğu gibi, 1960'ların sonu, 70'lerin başında olduğu gibi yeniden "büyümeden, yatınmcılıktan" yana. MDP ve Halkçı Parti yanında, Özal'ın onlara böylesine fark atması, ekonominin "yatırımcı iktidarı beklemesinde" aranmalıdır. Ancak, "yatırımcı parti" sadece Özal'ın Anavatan Partisi değil. Doğru Yol Partisi ile SODEP de "yeni yatınmlardan, ekonomik daralma yerine büyümeden" yana görüşleri savunuyorlar. Bu iki parti de"yatırımcı iktidar" beklentisine yanıt verebilecek durumda. Böyle bir açıdan bakıldığında, ekonomik gelişmeyi etkileyecek olan başlıbaşına seçimlerin yapılması değil. Ekonomik gelişmeyi etkileyecek olan, "hangipartilerin" seçime girecekleridir. Geniş bir parti yelpazesi, sadece geçilmekte olan demokrasınin niteliğini ya da yurt dışındaki sorunları vurgulamayacak. Aynı zamanda, ekonomik canlanmaya katkıda bulunabilecek. Seçime girecek parti sayısı ne kadar çoğalırsa, "yatırımcı iktidar" seçeneği o ölçüde artacak. Şu andaki partiler arasında böyle bir şansa sadece tek bir parti sahip. Ama yelpaze genişlerse, halkın sadece demokratik özlemleri giderilmiş olmayacak, aynı zamanda ekonomide, canlanmaya doğru adımlar atılması mümkün olacak. Mayıs ayında yaşadığımız olaylar, bu hafta verilecek tarihl kararların anahtarı niteliğini taşiyor... /a t >nue srt&k s* 1984'te 19 uluslararası fuara katılacağız tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ticaret Bakanlığı'nca ihraç ürünlerimizin tanıtılması ekonomik ve kültürel ilişkilerin sürmesi ve geliştirmesi amacıyla 19 Uluslararası Fuara resmen katılınacağı açıklandı. Fuarlar ve tarihleri şöyle: • Frankfurt "Heimtekstil Halı Döş. ve Teksk. Fuarı (F. Almanya) 1115.1.1984. • Frankfurt İlkbahar Fuarı (F. Almanya) 525.3.1984. • Trablusgarp Uluslararası Puarı (Libya) 525.3.1984. • Münih El Sanatları Fuarı (F. Almanya) 1018.3.1984. • Kahire Uluslararası Fuar (Mısır) 1023.3.1984, • Hannover Endüstri Fuarı (F. Almanya) 411.4.1984, • Filibe Uluslararası ilkbahar Fuarı (Bulgaristan) 713.5.1984 • Cezayir Uluslararası Fuarı (Cezayir) 925.5.1984, • Paris Sial Gıda Fuarı (Fransa), 1822.6.1984, • K.T.F.D. Sanayi Fuarı (K.T.F.D.) 124.7.1984, • Jakarta Uluslararası Fuarı (Endonezya) 21718.8.1984, • Şam Uluslararası Fuar (Su>İCI;A Irak yiiksek fiyatlı malları likle doların yiikselmesi ithalata girdi fiyatlarını arttırdı. Bu da petrol ucuzluğunun etkisini azalttı" dedi. riye) 26714.8.1984, • Tahran Ulusfararası Fuarı (Iran) 1021.9.1984, • Filibe Uluslararası Sanayi Fuarı (Bulgaristan) 2491.10.1984, • Münih lkofa Gıda Fuarı (F. Almanya) 2126.9.1984, • Brükreş Uluslararası Fuarı (Romanya) 1118.10.1984, • Bağdat Uluslararası Fuarı (Irak) 115.11.1984, • Dakar Uluslararası Fuan (Senegal) 271110.12.1984, • Yeni Delhi Uluslararası Fuarı (Hindistan) 1427.11.1984, kty ahnak, ÎZMİR (Cumhuriyet Ege Bü berytebara, sebze konservcleri •ösu) Iratc'Ticaret müşavirli gibi Iraklı özel sektör firmalârınjimizden Sanayi ve Ticaret Oda ca istenen yüksek döviz tutan mallar için ithal lisanslarının gearına gönderilen bir yazıda nellikle Türkiye için verildiği raklı özel sektör fabrikalarının anımsatılan yazıda, daha sonra 'üksek fiyatlı hammadde vb ara şöyle denildi: nallarını, Türkiye'den almak isedikleri belirtilerek, ihracatçıla"Bunların anında müşavirlikın bu firmalarla sürekli ilişkide çe ögrenilmesi çoğu zaman lulunmaları istendi. mümkün olmamaktadır. Bu lisans durumları ve lisanslart alan TürkiyeIrak Kredi Anlaşması ;ereğince akrilik, polyester iplik fabrikalar, Iraklı komisyoncular sri, pamuk ipliği, mefruşatlık ve tarafından yakından takip edilndüstriyel mensucat, nişasta, mektedir. Sanayicilerimiz ve ihracatçı pazarlamacı firmalanmız lemirçelikten yarı mamuller, elik saclar, bakırdan ve pirinç müşavirliğe başvurmadan önce, Odalar Birliği'nden Iraklı koen çubuklar, meşrubat şişeleri misyoncu firmaların adreslerini e şişe kapakları, içi müflonlu uni deriler, yer muşambaları, ve Iraklı özel sektör fabrikalarıuni deriler, avize ve kristal par nın adreslerini ve teleks numaralarını almalan faydalı olacakaları, aydınlatma camları, ipek âğıt, mukavva, kırmızı toz bi tır." Türkîye'dekî bütün tenis kortlan derhal kapatılmalıdır! Yalnızca tenis kortları değil. Bütün açıkhava spor tesisleri derhal kapatılmalıdır! Kapatılmalıdır ki, kulüplerde, ilkokullarda, ortaokullarda, liselerde, üniversitelerde, fabrikalarda, yurtlarda, hastanelerde yağmur, kar, rüzgâr yüzünden, yılın 67 ayında spor yapamayan yüAinlerce genç, yıllarca, yılboyu, yaz kış spor yapsın! Amerika ve Avrupa'da 30 yılı aşkın bir süredir, sporun ilerlemesinde başrolü oynayan şişme salonlar artık ülkemizde de üretiliyor: ON Şişme Kapalı Spor Salonları... Ana taşıyıcı elemanı "hava". Tümüyle Türk malzemesinin, tümüyle Türk teknolojisinin ürünü. Pratik. Ekonomik. Türk sporuna kutlu olsun! 200 m2 ile 1500 m 2 arasında değişen alanlan istenilen amaca göre bir günde kapatabilen ON Şişme Kapalı Spor Salonları ile ilgili detaylı bilgi almak için şirketimizle ilişki kurmanız yeterli olacaktır. ON Şisme Kapalı Spor Salonlannın kurulu bulunduğu yerler: Hava Harp Okulu tstanbul (Genel amaçlı 2 adet) Savaş Beden Eğt. Spor Okulu Ankara (Tenls) Kenan Evren Iisesi İstanbul (Basketbol, Voleybol) Ankara Tenis Kulübü Ankara (Tenis) Orhan Şeref Apak Spor Tesisleri Ankara (Basketbol) Atatürk Gençlik Sarayı Adana (Basketbol) Lüleburgaz Şehir Stadı Lüleburgaz (Basketbol, Voleybol) Dost Okullan • İstanbul (Basketbol, Voleybol, Tenis) BankaJar Kararnamesi ne getiriyor? JKarurname likidite sorunuyla kredi yoğunlaşmasına çözüm getirmiyor tSMAİL CANSEVEN MEHMET ÇEKİNMEZ Tasarruı Mevduatı Sigorta Fonu: Kararnameyle, bankalardaki tasarruf mevduatını sigorta etmek amacıyla Merkez Bankası nezdinde idaresi ile temsili aynı banka tarafından yürütülecek tüzel kişiliği haiz Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kurulmuştur. Fon, her türlü vergi, resim ve harçtsn tauaf olduğu gibi Muhasebei Umumiye Kanunu'na, Artırma, Eksiltme ve thale Kanunu'na ve Sayıştay Kanunu'na da tabi değildir. Maliye Bakanlığı Fon'dan her türlü bilgiyi isteyeceği gibi hesap ve işlemlerini de denetlemeye yetkilidir. Fon'un kaynakları; Jbankaların yıl sonlarındaki tasarruf mevduatı üzerirfden kesilecek sigorta primlerinden, Kararnameye aykırı fiilleri nedeniyle hükmolunan para cezalarından, zamanasımına uğrayan mevduat, emanet ve alacaklardan, Bankalar Tasfiye Fonu'ndan devrolunan mevcutlardan ve Fon mevcudunun gelirleri ile sair gelirlerden oluşmaktadır. Bu imkânlar ihtiyaca yetmediği takdirde Merkez Bankası'nca, Fon'a avans verilebilecektir. Fon'un sigortasına tabi olacak tasarruf mevduatı tutan, bir bankada bir kişiye ait azami 3 milyon lira ilesınırlandırılmıştır. Ancak bir bankanın sermayesinin % 10'undan fazlasına sahip oriakları, yönetim kurulu üyeleri, genel miidür ve yardımcıları, denetçiler, kredi açmaya yetkiii memurlar ve bunların eş ve velâyet altındaki çocuklarına ait tasarruf mevduatı sigortaya tabi değildir. Bu kişilerin tasarruf mevduaiının sigorta edilmemesi kanaatımızca hakkaniyet kurallarına pek uygun düşmemektedir. Zira bu kişiler karar ve işlemleri ile bankayı acz haline düşürmüşse zaten şahsi sorumlulukları nedeniyle ifjası sözkonusudur. Ayrıca bu ki$ilere ait tasarruf mevduahnm tespitinin, uygulamada bazı güçlükler doğurabileceği tabiidir. Mali bünyesinin güçlendirilmesine, devir veya birleşme imkânına sahip olmayan ve bu nedenle de mevduat kabulü ve bankacılık işlemleri yapma yetkisi kaldınlan bankanın tasarruf mevduatı, aynı şartlarla karşılığı, Fon'u tarafından ödenmek suretiyle Maliye Bakanlığı'nca tayin olunan.bankaya devredilecektir. Buradaki devir, sigorta iznine tabi tutarak, istenmeyen nın tabii bir sonucu olarak, bir ve itibar edilmeyen kişi ve grupkişiye ait tasarruf mevduatının ların banka sahibi olmasını önen çok 3 milyon lirası olacaktır. lemeyi, Fon odediği tasarruf mevdu• Banka yöneticileri için baatı için, bankanın iflasını ister ve zı nitelikler getirerek bankaların iflas masasına imtiyazlı alacaklı yönetimini emin ve ehil ellere sıfatı ile iştirak eder. Tasarruf bırakmayı, mevduatının sigorta edilmeyen • Kredi, iştirak ve gayrimenkısmı iflas eden bankanın diğer kul alımı işlemlerini banka öznormal alacaklılan gibi iflas ma kaynaklarının belli katı ve oransasına katılacaktır. ları ile sınırlandırarak, banka özParasal miklar ve sınırlama kaynaklarını artırmayı, larda a>arlama: Kararnamede • Kayıt, belge ve bilgiler koyeralan parasal miktar ve sınırla nusundaki düzenlemeleri ile banmalar Maliye Bakanlığı'nın öne kalann gerçek anlamda itibar ve risi uzerine Bakanlar Kurulu' güven müesseseleri olmalarını, nca, 1983 yılı baz alınarak, top• Mali bünyelerin kuvvetlentan eşya fiyatları endeksinin ge dirilmesi konusunda idari tedbirrektirdiği miktar ve sınırları aş lere ağırlık vererek bankaların manıak kaydıyla artırılabilecek tasfiyelerini önlemeyi amaçlatir. Ayrıca, Bakanlar Kurulu; maktadır. Maliye Bakanlığı'nın önerisi Yeni düzenlemede Maliye Bauzerine kredi katsayısı ve oran kanhğı'na geniş yetkiler tanınlarını ekonomik konjonktüre ması, son yıllarda bankacılık sisgore "•'<> 50 oranında azaltmaya temimizde görülen kötü yöneveya artırmaya yetkilidir. timlerin ve olumsuz olayların tepkisinin bir sonucudur. YetkiEndeksletne muessesesi, fiyat anışları konusunda zaman için lerle ilgili düzenlemelerin bazılade anlamını yitiren miktar ve sı rının, önceden de fiilen varoldunırlamalan gunun koşullarına ğu ileri sürülebilirse de, "oyunun gore ayarlamaya yönelik olma kurallarının" yazılı biçimde besı açısından dinamik bir anlayış lirtilmesinde sayısız faydalar bulunmaktadır. Kararnamede, getirmektedir. Ceza Hukukunun genel prensibi gereğince Karar bankacılık sistemimizin içinde bulunduğu likidite sorunu ile namede yer alan para cezalarının miktarlarının endeksleme ile ar kredi kullanımındaki yoğunlaşma olayına önemli çareler getitırılamayacağı açıktır. rilemediği görülmektedir. Bu soGENEL DEGERLENDlRME: runun bir ekonomik yapı ve poBankaların kuruluş, yönetim, litika tercihi olduğu açıktır. çalışma esasları, devir, birleşme Kararnamenin amaçları açıve tasfiyeleri ile denetlemelerini yeniden düzenleyen Kararname sından başarısı, genelde ekonomik şartlara, özelde ise, Maliye genel olarak; • Mevcut durumu korumak Bakanlığı'na verilen yetkilerin la birlikte banka sermayesinin % zamanında ve yerinde kullanıl10'undan fazlasına sahip olma masına bağlı olacaktır. BtTTİ durumunu Maliye Bakanlıjh'nın 9 rida maddelerini bayatlamadan aklayan ambalaj Ttirkiye'de Ekonomi Servisi Anadolu ndüstri Holding, Ege bölgesin: gerçekleştireceği bir yatırım :, gıda maddelerinin bozulmaın ve bayatlamadan ambalajnmasında kullanılan Bopp adh myasal maddenin üretimine ışlayacak. Holding'in bir yan kuruluşu an Polinas A.Ş. tarafından ya pılacak üretim konusunda Japon Toyoba firmasından KnowHow ile gerekli techizatın sağlanacağı ve anlaşmanm 17 ağustos'ta imzalanacağı bildirildi. Bopp maddesi, film, bisküvi, makarna, şekerleme, incir, kuru üzüm, sigara, çay, pil, ilaç gibi birçok ürünün ambalajında kullanılıvor. iarakaya Barajı için ttalya <0 milyon dolar kredi verdi ANKARA, (THA> Italya, ırakaya barajının dış finansanı için Türkiye'ye 20 milyon )lar tutarında kredi verdi. 18 haziran 1982 tarihinde yalan OECD toplantısında Italı'nın taahhüdü çerçevesinde ırakaya Barajı ve Hidroelekk Santral Projesi'nin dış finansman gereksiniminin bir bölümünü oluşturan 20 milyon dolarlık yardım anlaşması bugün imzalandı. Kredi anlaşmasını, Türkiye adına Hazine Genel Müdürü Aydemir Koç ile ttalya adına büyük elçi Bartolomeo Attolica imzaladılar. ÖVİZ KURLARI ' vizin ısi İBD Doları \vustralya Doları ivusturya Şilini iatı Alman Markı felçika Frangı Mnimarka Kronu >ansız Frangı iollanda Florini fvtff Kronu sviçre Frangı 1 ttalyan Lireti 1 Japon Yeni anada Doları uveyt Dinarı 'orveç Kronu terlin . Arabisian Riyali Döviz Alış 235,05 205,55 12,35 86,70 4,33 26,04 28,81 77,32, 29,63 108,29 14,64 95,47 190,40 802,34 31,26 350.27 7,54 Döviz Satış 239,75 209,66 12,59 88,43 4,42 24,54 29,38 78,87 30,23 110,46 14,94 97,38 194,21 818,39 31,88 357,28 68,89 Efektif Alış 235,05 195,27 12,35 86,70, 4,12 24,06 28,81 77.32 29,63 108,29 13,91 90,70 180,88 762,23 29,69 350,27 64,17 Efektif Satış 242,10 211,72 12,72 89,30 4,46 24,79 29,67 79,64 30,52 111,54 15,08 98,34 196,11 826,41 32,19 360,78 69,57 2800 ortaklı işçi şirketi TİMGAŞ icra yolııyla 85milyona satıldı M.ALİ ÇKTİN / l . l iy?5 yılında yurt f çalışan 2800 işçi tarafııp dan kurulan Tavas İhtiyaç ve Gıda Maddeleri Anonim Ortaklığı Şirketi DEStYAF ve çeşitli kurulu^lara olan borçlarını ödeyemediği için Tavas Icra Memurluğunca satıldı. Un ve Irmik üreten Timgas 5 ağustos günü 168 milyon lira muhammen bedelle satılığa çıkarılmış ancak bu bedelın şuzde 75'i olan 126 milyon lira.M veren çıkmadığı için satış dunc ertelenmişti. Dıın Tavas İcra MeınıırluŞunda gerçekleşen saıısa başta DE!»İ\ A F olnidk uzeıc üevlet Suuti Kalkınma Bankası, Halil İbrahim Palazca ve Yusuf Örnekçi ile Özdoyuran Un ve İrmik Sanayiikatıldı. Saat 16.3O"daki açık arttırmada en çok arttıran Özdoyuran Un İrmik Sana>iine 6i milyon ^00 bıiı liraya ihalc cdiidi.Denizli'de uzun süredir çalışan ve çevrenin biskuvi gereksinimini karşılayan Albeslen Bisküvi Fabrikası da icra yoluyla önceki gün satıldı. Yapı ve Kredi Bankasına Öz Metal Kollektif Şirketinin borçları için ipotek edilen fabrika anılan şirketin borçlarını ödeyememesi uzerine 118 mil)on liraya Yapı ve Kredi Bankası tarafından satın alındı. LTIN GÜMÜŞ FİYATLARI mhııriyet sat Ayar Ayar Bilezik miiş Alış 26.700 26.000 3.630 3.300 80.00 Satış 26.800 26.500 3.640 3.410 82.00 ON ŞİŞME KABMISPOI^ SAIDNIARI Ağa Çırağı Sok. Pamir Apt. 79 D:5 Gümüşsıryu, Taksim • İstanbul Tel: 149 60 89 145 34 42 ON ORGANİZE A.Ş.