25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLFR 16 AĞUSTOS 1983 Davalarsoruşturmalar Barış Derneği davası Ozek: Hukuka aykırı fîilim değil zihniyetim yargılanıyor Prof. Dr. Metin Özek, 33 sayfalık savunmasının son bölümünde, "Türkiye'nin hiçbir yabancı şahıs, ziimre ya da iktidarın etkisi olmadan bir istiklâli tam içinde iktisadi ve içtimai terakkisini istiyorum" dedi. tstanbul Haber Servisi Baış Derneği davasının 11 ağustos arihli oturumunda 33 sayfalık savunma metnını okuvan Prof. Dr. Metin Özek. iddianameye lcarşı yaptıkları açıklamaların tnütalaada göz önüne ahnmadığını ileri sürerek, "Her hangi somut, hukuka aykırı bir fiilimin değil, kişiliğimin ve zihniyetimin yargılandığına inanıyorum." dedi. Özek, mütalaaya delil olarak mahkemenin itibar etmediği ve okumadığı belgelerin bile alındığını belirterek şunları söyledi: "Bu ifadelerin mütalaada kullanılmasına itirazım kendimi savunmak için değildi. Sadece hukukıın iistUnliiğünü değişik askeri yargı organlarınca belirtilen (Hakim önünde yapılmayan ikrar kesin kanıt degildir) ilkesini vurgulamak istiyorum. Sözü edilen bu belgeler kanıt değeri taşısalardı, aslında benim için tartışılmaz birer savunma kanıtı olurlardı." Barış Derneği' nin yasal olarak kurulduğuna, tüzüğünde belirtilen amaca uygun olarak çalıştığına, yasal tüzüğün belirlediği amaçların dışınayönelik, kendisine ait bir fiilin ve iradenin varlığı aranmaksızın suçlandığına değinen özek, "Iddia makamı amaç dışı bir neticeye yönelik irademi ve fiilimi araştırmadan beni suçlamakla, objektif sorumluluk anlayışını dile getirntiş olmuyor mu? Halbuki demokrasilerde ve doğal olarak ülkemizde sorumluluğun esası sübjektif olmak gerekir." dedi. İDEOLOJtK TARTIŞMALARA TANIK OLMADIM özek, derneğin TKP güdümünde faaliyet gösterdiğinin iddia edildiğini hatırlatarak kendisinin de dolaylı olarak TKP'nin güdümünde olmakla suçlandığını, bu sudamayı kabul etmediğini belirtti. Derneğin kuruluş aşamasında ve daha sonra TKP'nin etkinliğine ait herhangi bir belirti görmediğini, duymadığını, ideolojik, politik konuşmalara, tartışmalara tanık olmadığını belirten özek, sözlerine şöyle devam etti: "Beni, barışseverliğe yönelten hiçbir ideolojik etken, ya da belirli bir akımın yandaşlığı değildir. Sadece, bir hekim ve bilim adamı olmanın insan yaşamına, insan haklarına saygı ve sorumluluk duyurtmasıdır. Dernek kurmak, derneğe iiye olmak, anayasal bir hak olduğu kadar, kişilerin sosyal ve mesleki durumlanna göre bir sorumluluktur da. Bir bilim adamı, bir hekim aydın olmak çabasında bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Misakı Milli'je yürekten inanmış bir yıırtsever olarak bu sorumluluğu ben de duydum." BİLİM ADAMLARI Özek, bilim adamlarının başta yurttaşları olmak üzere insanları fark gözetmeden uyarmakla, aydınlatmakla yükümlu olduklarını, fizik bilginlerinin nükleer araştırma konusunda kaygı duyduklarını, atom bombasının geliştirilmesini engellemeye çalıştıklarını belirtti. Bilim adamlarının Hiroşima Nagazaki felaketlerini ve benzer kırımları önleme girişiminde bulunduklarını, kalıcı ve adil bir barışın sağlanması için uğraş verdiklerini söyleyen Özek, 1957 yılında F. Alman Cumhuriyeti Ordusu'nun atom silahı ile donatılması söz konusu olduğunda en üst düzeyde 18 atom fizikçinin bu girişime karşı çıktığını bildirdi. 18 atom bilgininin her tür atom silahından yüzgeri edilmesini istediklerini, atom silahı ile korkutularak elde edilmesi beklenen dengenin barış değil, insanlığın ölümü demek olduğunu vurguladıklarını açıklayan özek, sözlerini şöyle sürdürdü: "tddia makamının göriişü açısından bakılırsa, bu her biri bilim diinyasının en üst basamaklarında olan 18 bilim adamını, uluslarının önciisü bu bilginleri yurtlannı atom silahlanndan annık tutmak istedikleri için SSCB yanlısı mı sayacağız ? Milli güvenliklerini zayıflatmak isteyen hainler, ileriyi göremeyen sat'diller ya da SSCB güdümünde zararlı unsurlar mı? Böyle düşünceler sorumsuz yargılardır." Özek, daha sonra bilim adamlarının atom silahlarına karşı insanlık için yaptıkları mücadeleleri anlattı. Gittikçe öldürücülükleri kitleselleşen bu kırım silahlarının tehlikelerine parmak basmanın sadece Dünya Barış Konseyinin tekelinde olmadığını, bunun SSCB yanlılığı olmadığını, bu çağın aydını olmanın getirdiği sorumluluk belirtisi olduğunu savunan özek, şunları söyledi: "Ben de kendi çok mütevazi özelliklerim çerçevesinde bu meslektaşlarımın çabalanna paralel uğraşlar verdim diye (ilİegal bir cemiyeti kurmak, sevk ve idare etmek ve yol göstermek) ile bazı ideolojilerin güdümünde olmakla, terör ve anarşiye yol açmakla dolaylı dolaysız suçlanmam hukuk anlayışına ve vicdan ölçülerine sığar mı?" Özek, hekimlerin kişiler ve dolayısıyle toplumun ruh ve beden sağlığım düzenlemeye kendini adamış kişiler olduğunu, hekimin çalışma amacının insan hayatını kurtarmak, uzatmak, zedesiz beresiz tutmak ve mutlu kılmak olduğunu vurgulayarak "İnsan yaşamına karşı tetılikelere, bunların başında gelen savaşa hekimin karşı çıkması doğaldır. Yurt savunması için ulusal bağımsızlık için verilen savaşlar dışında kalan savaşlan, bir cinayet sayması doğaldır. Bir hekim için her türlü kitle kınm araçlarına atom hidrojen nötron bombalarına karşı çıkması yaşam amacının doğal sonucudur." dedi. Hekimlerin ulusal bağımsızlık savaşımızda özveri ile çalıştıklarını, canlarını hiçe saydıklarını, tıbbiyelilerin özgürlük ve bağımsızlık için en ön safta çaba sarfettiklerini belirten özek, barışın gerçekleşmesi için hekimlerin yeryüzünde sınırsız uğraşlar verdiklerini söyledi. YASADIŞI BARIŞ DERNEGt Banş Derneği'nin kurulduktan sonra yasadışı bir örgüte dönüştüğü iddiasına karşı Özek, savunmasında şu görüşe yer verdi: "Farzımuhal Barış Derneği'nin böyle bir yasadışılaşması, illegalleşmesi olsa bile, ki olmamıştır bir derneğin belirli süreç içinde yasal niteliğinin değişiminden bilgisi olmayan veya bu değişime yönelik iradesi ve fiili olmayan kişinin özel kastı yoktur. Dolayısıyle böyle bir dönüşme olsa bile değişiklik yüzünden cezalandmlamaz." Özek birbirinden değişik inançtaki kişilerin barışseverlikte birleşerek uluslararası forumda savaş kışkırtıcılığına karşı çıkmalarımn, seslerini duyurmalarının, barışa yönelik tavır koymalarının doğru olduğunu belirterek şunları söyledi: "Her tavn Pro Sovyet ya da Anti Sovyet, dolayısıyle ProAmerikan ya da AntiAmerikan alternatifine sokmak yanlış ve dar bir düşünce yöntemi olur. Kısır bir düşünce sınırlamasıdır. Ve yanlış sonuçlara, yanlış yargılara vardırır. Her tavır, her fikir ya ProSovyet ya da ProAmerikan degildir." Savunmasında hekim olduğunu, hastaların bunahmlarının yok edilmesine kendini adamış olduğunu vurgulayan, terör ve anarşi konusunda yapmış olduğu incelemeleri ve çahşmalarını anlatan özek, "Burada herhangi somut, hukuka aykırı bir fiilim değil, kişiliğimin ve zihniyetimin yargılandığına inanıyorum" dedi. Özek 33 sayfalık savunmasını şu sözlerle tamamladı: "Ben, Misakı Milli hudutlarına gayri kabil i münakaşa ve Türkiye Cumhuriyet'ini bilâ kaydü şart bölünmez bir bütünlük birimi olarak gören bir yurtseverim. Türkiye'nin, memleketimin hiçbir yabancı şahıs, ziimre ya da iktidarın etkisi olmadan bir istiklal i tam içinde iktisadi ve içtimai terakkisini istiyorum." Kilis'te bir öğretmeni öldüren sanık ömür boyu hapse mahkum oldu Ankara'da yeni açılan DevVol davasında 41 sanığın idamı isteniyor. Haber Merkezi 1979 yılında Kilis'te Öğretmen Lisesi öğretmeni Abdülkadir Toma'yı tasarlayarak taammüden öldüren yasa dışı "Birlik Yolu" örgütü üyesi Salik Taş önce idam cezasına çarptırıldı. Daha sonra suçunu kabul ve itirafı nedeniyle bu cezası ömür boyu hapis cezasına dönüştürüldü. 6. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi bu suçun icrasını kolaylaştırmaktan sanık Osman Kaplan'a ise 8 yıl hapis cezası verdi. Aynı mahkeme Hasan Aslaner'i 20 yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. Aslaner, 1980 yılında Gaziantep'te silahlı soygun olayına katılmak ve TDKP ML adlı yasa dışı örgüte üye olmaktan yargılanıyordu. Vasa dısı Devrimci Yol örgütüyle ilgili olarak Ankara Sıkıyönetim Savcılığı'nda yeni bir dava daha açıldı. 71 sanıklı davada 41 sanığın örgütü genel olarak sevk ve idare ettikleri, gerçekleştirdikleri eylemlerle örgütün amaçladığı anayasal nizamı ortadan kaldırma suçuna asli fail olarak katıldıkları iddasıyla ölüm cezası isteniyor. Askeri Savcı diğer sanıklardan 29'unun 515 yıl, 7'sinin 35 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmalarını talep etti. • Kapatılan TIKP'nin Merkez Komitesi ve Başkanlar Kurulu üyesi Mustafa Kemal Camkıran'ı Mamak Askeri Cezaevi'nde dövdüğü iddiasıyla yargılanan Çavuş Selahattin Özcan 3 numaralı mahkemede 3 ay hapis cezasına mahkum oldu. POLtTtKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Eski Dostlar Şimdi de Antalya'dan sonra İzmir'e yerleşmiş olan aktör Mustafa Yalçın, "Arkadaşlar, Beyler Sokağı'ndaki bir meyhanede b liyorlar. Oraya gideceğiz" dedi. Kültür Sarayı'ndan çıktık, Beyler'e doğru yürüyoruz. İzmir ne kadar değişmiş!.. Kışla yıkılmış, geniş bir alan açılmıştı. Şimdi onun yerine yeniden gökdelenler dikilmiş. Benim bildiğim çok yer değişmiş. Sanki, bilmediğim bir kente gelmiş gibiyim. Ben Izmir'i severim. Neden severim? Neden sevdiğimi ben de bilmem. Delikanlılık yıllarımda bir süre orada gazetecilik ettim, ondan mı? İzmir'de çıkan bir gazetenin on yıl Ankara muhabirliğini ettim, ondan mı? Sevdiğim, sevildiğim oldu, ondan mı? Gençlik şiirlerim de vardır, İzmir için. İşte bunların birinden birkaç dize: Bir Yahudi kızı tanıdım Karantina'da Bana parasız pulsuz İşsiz güçsüz yaşamayı öğretti İzmir'de çok dostlarım oldu, kimleri tanımadım? Şimdi dönüp ardıma baktığımda ilk gözağrısı olanlar Samim Kocagöz, Besim Akımsar, Cihat Gökçek, Tuğrul Deliorman, Ziya Yamaç, Cavit Yamaç, Asım Kültür, Kemal Bilbaşar, Nahit Ulvi, Orhan Rahmi Gökçe, Nihat Kürşat, Jerfi Yener, İlhan Esen geliyor gözlerimin önüne... Cihat Gökçek, öğretmenliği bırakmış, bir gazete çıkarıyordu. Orda kısa bir süre ben de çalıştım. Bu gazete sonradan Naci Sadullah'ın Havadis'ine dönüştü. Burda cahşırken, hep İzmir'de kalacağım sanırdım. Olmadı, ayrıldım. Hey gidi günler hey!.. Son geldiğimde, Cihat Gökçek'i arayayım istedim. Basını çoktan bırakmış, ticarete atılmış, hediyelik eşya satan görkemli bir dükkan açmıştı. Aradım, keşke aramaz olaydım. Telefona çıkan bayan, inmeli olduğunu, nicedir hastanede yattığını, kimseyle görüştürülmediğini söyledi. Doğrusu içim yandı. Ne diyeyim, Tanrı şifalar versin!... 38 TİKB'liden 5'i hakkında idam isteğiyle dava açıldı İstanbul Haber Servisi Yasadışı Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB) uyesi 38 kişi hakkında istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı ASkeri Savcılığınca 1 Numaralı Askeri Mahkemede dava açıldı. Sanıklardan 5'inin idamı, 33'ünün de 330 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor. Sanıklar arasında, 23 Maıt 1983 tarihinde Sefaköy'de örgüt evine düzenlenen baskında üç emniyet görevlisinin şehit edilmesi, 15 Haziran 1980'de Asteğmen Harun Haydaroğlu'nun öldürülmesi ve iki erin yaralanması ile 20 Eylül 1980'de Başkomiser Ahmet Doğan Yılmaz'ı öldürme olaylarına karıştıkları iddia edilenler de bulunuyor. Askeri savcı, Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği sanıklarının Arnavutluk Emek Partisini esas alarak Türkiye'de mevcut anayasal duzeni silahlı eylem yolu ile yıkarak yerine MarksistLeninist doğrultuda komunist bir rejim kurmak amacıyla eylemde bulunduklarını iddia etti. TİKB davasında idamı istenen beş sanığın adlan şöyle: Nazım Yalçıntaş, Mehmet Ağruz, Hiiseyin Işık, Ali Haydar Şenol ve AN Mingi. Haklarında 330 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları istenen 33 sanık da şunlar: İsmail Koyun, Ahmet Celalettin Dirican, Battal Erdoğan, Yusuf Mumcu, İsmet Altun, Aslı Koyun, Hasan Hiiseyin Boyalı, Fatma Boyalı, Gülçiçek Kartal, Hasan Erdoğan, Nedim Ard, Celalettin Kartal, Musa Mengi, Filiz Salaçin, Halit Turgut Salaçin, Muzaffer Saygılı, Ayşe Talay, Ahmet Algül, Salih Çardak, Sait Kalan, Osman Tekin, Yücel İşbilir, Fatma Ünal, Hasan Ali Düzgünkaya, Adil Bayraktar, Adem Kızılçay, Kazım Yıldınm, Dursun Yeşilbağ, Şaban Tokkuyu, Orhan Talay, Hüseyin Ertürk, Kemal Armutlu ve Esmahan Ekinci. Avukat Nurullah Tuksavurun, kirli körfezabakan evinde yediklerimizi ve içtiklerimizi düşünüyorum. Sayın eşinin mezeleri ve Girit böreği unutulur mu? Oktay Akbal, izmir'den çok memnun kaldı. Aktör Mustafa Yalçın'la Beyler Sokağı'na geldik. Gençlik yıllarımızın Kürt Mehmet Meyhanesi'ne benziyeni burada da türemiş. Oğuz Bora, masanın başında oturuyor. Aktörler, müzisyenler, sanatçılar, gazeteciler uzun masada yerlerini almışlar. Mustafa, "Ankara'dakine benziyor mu?" üiye şordu. "Benziyor dedim. Içi rahat etti. Belki merhabamız olabilirdı ama, burada Avni Anıl'ı tanıdım. Sakal bırakmış, Yalçın Küçük'e benziyor. Bestekâr Avni Anıl, kitaplarını göndereceğini söyledi. Geçende aldım kitapları. "Anılar ve Belgelerle Musikimiz Sözlüğü" adını taşıyan kitap, dört ciltlik. Her cildin başında bir önsöz var. ikinci cildin başına aldığı sunu yazısına da, benim 'Kültür Ezikliği' adlı yazımdan parçalar almış. Sanırım, bir toplumun geçmişteki kültürüne sahip çıkmasının gelecekteki kültürünü belirlediğini anlattığım yazının bu bölümü üstünde duruyor. Avni Anıl'ın kitabında önemli olan, güfteciler ve besteciler üstüne özel anılar ve belgeler yayınlamasıdır. Bu sanatçılann, yaşayanlarının çoğu ile kişisel dostluk ve ilişkiler kurmuş. Santuri Ethem Bey gibi bestecilerin ayrıntılı yaşamlarını da yazmış. Ethem Beyinki, korkunç bir dram. Bir zamanlar köşklerden, konaklardan, saraylardan aranan bir sanatçının nasıl yapayalnız kaldığı, evinin Göksu Deresi taşınca nasıl sular altında kaldığı, bundan kurtulduktan sonrada evinin yanması korkunç bir öyküdür. Bu sanatçının hayatı ilginç bir senaryo olur. Santuri Ethem Beyin öyküsünü Avni Anıl'ın kitabı elime geçmese bilemeyecektım. 6 idam kararı Başbakanlıkça geri çekildi ANKARA (THA) Danışma Meclisi Adalet Komisyonu gundeminde bulunan 6 idam kararı, Başbakanlık tarafından geri çekildi. Başbakanlık, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından Emniyet Müdürü Mahmut Dikler'i öldürdükleri gerekçesiyle idam cezasına mahkum edilen Harun Kartal, Tayfun Özkök, Baki Altun ve Aslan Tayfun haklanndaki dosya ile Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin idam cezasına çarptırdığı Gürsel Baştaş ve Burhanettin Doğan'ın dosyalarını geri istedi. Sözkonusu hukumlülerin dosyaları Askeri Yargıtay'da yeniden incelenecek. Dernekler Barış Derneği Davası sanıklanndan Metin Özek. İran ilerlemeyi sürdtirürse MusuPla (Baştarafı 1. Sayfada) rası kuruluşlara ve Papa'ya da kızıyorlar. "Bunlar," diyorlar, "İnsan haklannı dillerinden düsürmüyorlar, ama bugüne dek Iran'da sivillere yönelik en kanlı saldırılarda binlerce kişi can verdi, ağızlannı bile açmadılar." Uluslararası basın ve yayın araçlarına da çok içerliyorlar. BBC, Andımesk'e girişilen füze saldırısının yol açtığı can kaybından Ingilizce haberlerinde hiç soz etmemiş, bu habere sadece Farsça yayınında yer vermiş. Şafak2 ve Şafak3 operasyonlarının askeri başarılarından da uluslararası basında pek bahsedilmemesinden yakınıyorlar. "Oysa" diyorlar, "Iraklıların açıklamalarına doğruluğunu soruşturmadan büyüterek yer verirler. İran'ınkilerden ya hiç söz etmezler ya da dudak ucuyla lütfen değinirler." Iran'ın yetkiliyetkisiz çevrelerinin bu şikâyetlerinden ne yazık ki, Tiirk gazetecileri de payını alıyor. Sınırlarımızın dibinde cereyan eden savaş, ciddi gelişmelerle yüklü. Kimileri "Anlamsız savaş" nitelemesiyle avunadursun, barış gündem dışı. Üstelik, savaşın sürüp gitmesi gibi, doğuracağı sonuçlar da anlamlı. Barışın asla sözkonusu olmadığının ya da barış girişimlerinin tutmayacağının en belirgin nedenlerinden biri, Irak muhalefetinin savaşın başından bu yana ilk kez Irak topraklarında askeri üs kurma noktasına ulaşması. Irak'taki Saddam rejimine kayda değer bir seçenek oluşturan "Irak İslam Devrimi Yüksek Meclisi" adlı koalisvon kuruluşu, Şafak2 harekâtı ile girilen Kuzey Irak'taki Hac Umran bölgesinde Irak topraklarındaki ilk üssünü kurduğunu ilan etti. Yani, bir süre sonra Irak topraklarıın bir bölümünün "Kurtarılmış bölge" olarak ilanı aşamasına geliniyor. Irak tslam Devrimi Yüksek Meclisi, Hızbül Dave (Çağrı Partisifrak''taki "Sİami örgütlerın en güçlusu), ırak ulema mücahitleri hareketi, Irak İslami Emek Örgütü, bağımsızlar ve etkili bir din adamı, Hüccetül İslam Muhammed Bağhir Hekim'in yandaşlarının bir ittifak çatısı altında biraraya gelmeye karar vermeleriyle son bir yıl içinde oluştu. Meclis'in sözcusü ve zımnî siyasi lideri Hüccetülislam Hekim. Yöneticilcr arasınüa Kuzey Irak'taki Türk ve Turkmen topluluğunu tcmsilen Şeyh Muhammed Taki ElMevla da bulunuyor. Meclis'in hedefi, Saddam rejiminin yerine tran'a benzer bir Irak İslam Cumhuriyeti kurmak. Böylece, Kuzey Irak'taki zayıf merkezi yönetimin ki zayıflığı Kuzey Irak'ta Türk Silahlı Kuvvetlerine operasyon yapma onayı vermekle belli oldu yanısıra, İran birlikleri, Irak islam Devrim Meclisi'ne bağlı kuvvetler ve Mesut Barzani yönetimindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin gerillaları bulunuyor. HAREKÂTLAR SÜRECEK İran yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Şafak2 ve Şafak3 harekatlarını yenileri izleyecek. Bir yetkili bize, "Bundan önce harekâtlar kesintili olarak sürdürülüyordu. Irak ordusu kesintilerden yararlanarak toparlanma fırsatı buldu. Yani Irak'ın işine yaradı. Irak'a bu fırsatı artık vermeyeceğiz. Şafak2 ve Şafak3'ün Irak saflarında yarattığı sarsıntıdan yararlanacağız" dedi. Aynı yetkili, Kuzey Irak'ta açılan ceplenin nihaî hedefinin Erbil ve Kerkuk'e ilerlemek olduğunu da belirtti. MUSUL VE SURİYE FAKTÖRÜ Kuzey Irak'ta İran ve müttefiki Iraklı Arap ve Kürt kuvvetlerinin yeni bir harekâtı başarıya ulaştırmaları halinde, Suriye'nin de hareketsiz kalmayacağını ve Musul'la "Jlgileneceğini" söyleyenler var. Musul, Osmanlılar zamanında Şam vilayetine bağlı idi. Töresel özellikleri, folkloru, görenekleri gelenekleri ile Halep ile benzerlik gösteriyor. Birinci Dünya Savaşı sonundaki İngiliz Fransız pazarlığının neticesi olarak Iraklı DeirEzZor Suriye'ye, Suriyeli Musul Irak'a verildi. Suriye'nin Kuzey Irak'taki gelişmelerin belli bir dönemece ulaşması halinde Musul kozunu kullanabileceğini söyleyenler yukarıda sözü edilen tarihısosyolojik yoruma dayanıyorlar. Bunlar, Suriye'nin herne kadar İran ile ittifak ilişkisi içindeyse de, Saddam rejiminin yerini İran tipi bir rejimin almasını istemeyeceği ve bu nedenle Musul kozu ile devreye girebileceği üzerinde duruyorlar. Böylesine gelişmelerin gerçekleşmesi durumunda ne olup biteceğini spekülasyona başvurmadan şimdiden kestirebilmek olanaksız. Ama yakın geleceğin bol soru işaretleri barındırdığını ve kritik gelişmelere gebe olduğunu kestirebilmek güç değil. GÜNEY IRAK Kuzey Irak gibi, Güney Irak da önemli gelişmeler bekliyor. Amara çevresindeki batakhk bölgede Albay Ümran Aalevı Komutasındaki 10 bin kişilik bir Irak kuvvetinin merkezi komutadan kopuk, isyancı bir tavır içinde oldukları söylentisi Tahran'da dolaşıyor. İran Kuvvetlerinin orta ve güney cephesinde Irak hatlarını yarabilmeleri de sözkonusu olursa, o zaman, Güneydoğu sınırlarımızın ötesinde de "renkli" gelişmeler gözlenebilir. Kürt Idris'in oğlu yakalandı İstanbul Haber Servisi Kiraya verdikleri fırından 60 bin lira gasp ettiği iddiası ile aranan Kürt İdris'in oğlu Murat Özbir yakalandı. Gasp sırasında Murat Özbir'e yardımcı oldukları bildirilen Kenan Alıç ve Seyfettin Orbak ise daha once yakalanmışlardı. Tarabya Özbirevler'de bulunan ve yeraltı dunyasında "Kürl İdris" olarak bilinen Idris Özbir'e ait fırından kirayı vermedikleri gerekçesiyle, 60 bin lira gasp ettiği iddia edilen Murat Özbir bir süredir aranıyordu. Gasp olayından sonra fırında çalışanların şikâyeti uzerine bir süredir ortalıklarda gözukmeyen Murat Özbir Asayiş Şubesi ekiplerinin yaptığı çalışma sonucu yakalandı. Gasp olayına adı karışan Murat Özbir ile arkadaşları Kenan Alış ve Seytettin Orbak haklarında kovuşturma yapılmak üzere adliyeye sevk edildiler. Anadolu Liselerinde (Baştarafı 1. Sayfada) açıkları şöyle sıralanıyor: "Ankara Anadolu Lisesi (İngilizce: 1), Ankara Anadolu Lisesi (Almanca: 4), Ankara Anadolu Lisesi (Fransızça: 3), TED Ankara Koleji: 37, Özel Yükseliş Lisesi: 220, Özel Tevfik Fikret Lisesi: 17." İSTANBUL tstanbul'daki kontenjan açıkları da belirlendi. Yetkililerden alınan bilgiye göre lstanbul'da kontenjan açıklarının okullara göre dağılımı şöyle: "Özel Işık Lisesi: 5, Galatasaray Lisesi: 2, Kadıköy Anadolu Lisesi: 3. İtalyan Kız Ortaokulu: 3, İtalyan Lisesi: 2, Notre Dam Desion: 2, Saint Poucherie Kransız Kız Ortaokulu: 8, Saint Benoit kız kısmı: 3, Saint Benoit erkek kısmı: 5, Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi: 2, Saint Michel Fransız Lisesi: 1, Özel Doğuş Lisesi: 8, Özel Dost Lisesi: 22, Özel Tarhan Lisesi: 40." lzmir'deki kontenjan açıkları şöyle: "Ozel Tevfik Fikret Lisesi: 11, Özel Türk Lisesi (İngilizce bölümü: 30, Almanca bölümii: 30, Özel Fatih Lisesi: 180, Saint Joseph Fransız Ortaokulu: 6." MİT ve Milli Güvenlikle ilgili yönetmelikler Resmi Gazete'de yayınlanmayacak ANKARA (a.a.) Resmi Gazetede yayınlanacak olan yönetmeliklere ilişkin kanun tasarısı, Danışma Meclisi gündemine girdi. Tasarıya göre, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzeHyşilerinin, "İşbirli£ine, yetki ve görev alanlarına ilişkin hükümleri düzenleyen, kamu görevlilerine ait genel hükümleri içeren, kamuyu ilgilcndiren yönetmelikler" Resmi Gazete'de yayınlanacak. Milli İstihbarat hizmetleri ve milli güvenlikle ilgili olan ve gizlilik derecesi taşıyan yönetmelikler ise yayınlanmayacak. Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki sahalarına giren hizmetlere ilişkin yönetmelikler, mahallinde çıkan gazetelerde ilan edilecek. (Baştarafı 1. Sayfada) •, landıracak." biçiminde konuştu. Kesin çözümün bugün belli olacağını kaydeden Günalp, şunları söyledi:" Ancak yine de üniversiteye girme hakkı kazanan adayların kayıt yaptıramamasını önlemek için bir formıil bulacağız." Günalp kesin kayıtların 9 eylülde tamamlanacağını ve açık kalan kontenjanlara önkayıtların daha önceki yıllardan farklı olarak önkayıtlann.merkezi sistemle yapılacağını açıklamıştı. • Nüfus kağıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. DtLEK AŞÇ/ Universite (Baştarafı 1. Sayfada) üye olabilecekler. Dernekler, bir örneğini 24 saat önce mahallin en büyük mulki amirliğini vermeden bildiri dağıtamıyacaklar. Dernekler tuzüklerinde gösterilen amaç ve bu Bir şey daha öğrendim. Bizde her musikiciyi, daha işe başamacı gerçekleştirmek üzere sürlamadan, bir yeden, yönlendiren var. Gençliğinde biri elinden duruleceği belirtilen konuları ve tutup yedmese, yönlendirmese demek birçok yetenekli insanşekilleri dışında faaliyet gösterelar yitip gidecek. Bir de Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin önemli miyecekler. Askerliğe, milli sabir yeri var. Hangi musiki üstadının biyografisine eğilseniz, alvunma ve kolluk hizmetlerine tından bu cemiyet çıkıyor. hazırlayıcı nitelikte öğretim ve Mustafa Yalçın'ın getirdiği küçük meyhanede epeyce kaldık. eğitim faaliyetlerine girişemiyeizmir'de, Konak yakınlarında bir uğrak... Dostları aramaya çıkcekler. Bu amaçla kamp ve tatığınızda, birine rastlıyorsunuz. Biraz yiyip içtikten sonra, Muslim yerleri açamayacaklar, özel tafa Yalçın'la yola koyulduk. İkimiz de Balçova'da kalıyorduk giysi, üniforma ve kolbağı Ben otelde, o orada tuttuğu bir evde. Ertesi gün döndüm. İzkullanamayacaklar. mır gözüme çok şirin göründü. Pernekler, kanunun öngördüğu hallerde hakim kararı ile kapatılabiletek, ancak devletin ulkesi ve milleti ile bölünmez bü(Baştarafı 1. Sayfada) tunlüğünün, milli egemenliğin, örgütlerini kurdu. Hatay'ın ba Beşiktaş'ta "Şefcer ve kamu duzeninin genel ahlâkın ve zı ilçelerinde de örgütlendi. ya başkalarının hak ve özgürlüOkul Fuarı" açılıyor ğunun korunması ve suçların önHALKÇI PARTİ Kurban Bayramı ve okullant lenmesi bakımından gecikmesinHalkçı Parti 4 gün önce Ada açılma tarihleri arasında Beşik de sakınca bulunmak kaydıyla na il örgütünün kuruluşunu taş semtinde iki tüketim fuar valilikçe faaliyetten alıkonabile ' açıklamasından bu yana bu ilin birden açılıyor. Geçtiğimiz Şeke cek. Bu karar, derneklerin şube5 ilçesinde örgütlendi. Bayramı'nda büyük ilgi göret leri için de geçerli olacak. "Şeker Fuarı 'ndan" sonra yint Izmir'in Karşıyaka ve KarabuTasarıya göre kolluk kuvvetrun ilçelerinde HP örgütleri Foreks firması tarafından hazır leri derneklerin yönetim yerleriaçıklandı. Karşıyaka'da Nihat lanan "Şeker ve Okul Gereçler ne ve her türlu ozel eklentileriDağdelen başkanlığındaki HP Fuar." 6 eylül ve 5 ekim tarih ne mahallin en buyük mulkü örgütünde Kadir Alpay, Murta leri arasında açık kalacak. amirinin yazılı emri ile her zaza Gültekin, Servet Yılmaz, İsman girebilecekler. Dernekler, si mail Gün, A. Metin Talaoğlu, Akansel veda etti yasi partılerden ya da onlara tkinci Ordu ve Malatya, Kon Hayri Sümer, HUseyin Atkın, bağlı kuruluşlardan, vakıflarFikret Florat yer aldılar. Kara ya, Niğde, Kayseri, Kırşehir dan, sendikalardan, mesleki kuNevşehir, Yozgat ttleri Sıkıyöne burun'da Mustafa Kemal Dekan ruluşlardan herhangi bir surette tim Komutanlığına getirilen ilçe başkanı oldu. yardım alamayacaklar ve bu kuHarp Akademileri eski Komuta HP Bilecik il örgütü zıraat ruluşlara yardım yapamayacakyük. müh. Yılmaz Demir baş nı Orgeneral İsmail Hakk lar. Tasarı kanunun yürürluğe Akansel, dün İstanbul Valis kanlığında kuruldu. girdiği tarihte var olan konfedeNevzat Ayaz 'a özel bir ziyaret ANAVATAN PARTİSİ rasyon, federasyon ve derneklete bulunarak veda etti. Akanse Partisinin Çanakkale merkez rin 6 ay içinde durumlarını bu daha sonra Belediye Başkan yasaya uydurmalarını ve tuzük ilçe binasını açan ANAP Genel Abdullah Tırtıl'a da bir veda zi Başkanı Turgut Özal, yeni bir silerı ile sahip oldukları taşınmaz yaretinde bulundu. malların tapu ve vergi kayıtları yasi düzen oluşturmaya çalıştıkLiberya bandıralı nı mahallin mülki amirliğine larını söyledi. Özal, eskiden "tepede kavga" esasına dayanan bir vermelerini zoıunlu kılıyor. bir şiîebe el kondu siyasi düzenin hüküm sürdüğüTasarı, yasaya aykırı faaliyet nü, Yassıada olaylarının bile Liberya bandıralı Five Star şi lerde bulunan dernek üyelerine böyle bir düzenin sonucu oldulebine Boğaz geçişi sırasında kı verilecek cezaları da arttırıyor. lavuzluk ücretini ödemediği ge ğunu ileri sürdü. özal, "Gayet Dernek kurma hakkı olmadı haklı olarak eski siyasi çizgilerin rekçesi ile Odessa 'dan dönerker, ğı halde dernek kuranlar buna sürdürülmemesi üzerinde duru lstanbul'da mahkeme kararı ih göre, yasaya aykırı hareket eden luyor, çünkü bunlar kavga çizel kondu ve gemi Kumkapı açık lere üç aydan üç yıla kadar ha gileridir" dedi. larına demirledi. Liberya bandı pis beş bin liradan elli bin liraya ralı şilebin donatanı, bağlı bu MDP kadjfr da para cezası verilebilelunduğu Bumerang Vapur Acen cek. MDP Genel Sekreter Yardım tası 'na gerekli ödemeyi yapma cısı Ertan Karasu, "MDP mille dı. Donatan, Karadeniz'e çıkı. tin teveccühünü kazanarak bü sırasında 38 bin dolar (yaklaşıl yüyüp güçlendikçe, çeşitli kay 9 milyon lira) tutan kılavuzluk (Baştarafı 1. Sayfada) naklarca üretilen gerçekdışı ha sahil sıhhiye ve fener ücretin Hangi delil var ki çürüteyim? berlerle yıpratılmak istenmekte ödemediği için Bumerang Acen Çağaaş hukukta böyle bir suçla dir" dedi. Karasu, MDP'nin tası tarafından Sarıyer Asliyı ma olamaz." "en büyük parti" olduğunu beHukuk Mahkemesi'nden ihtiyat Sirmen'den sonra savunma ya lirtti. tedbir kararı alındı. pan ODTÜ eski öğretim üyeleMDP Balıkesir'in Edremit ilrinden Gencay Şaylan 2) sayfa çesinde örgütünü kurdu. Beledi Soygun yapan lık savunma metnini özetledi. ye eski Başkanlarından Osman yakalandı Şayian devlete karşı suç işleme Arıkan bu ilçede MDP örgütü karıkoca Birlikte akrabalarımn evin, nin söz konusu olmadığını belir niln başkanı oldu. soyduğu karısını 250 bin lirayc terek şöyle dedi: pavyona sattığı iddia edilen Ab "Türkiye Cumhuriyeti baskı SODEP Adana'nın Bahçe ilçesinde dülkadir Burcu, karısı ve kendi cı totaliter bir devlet degildir. Olağanüstü dönemlerde bile SODEP örgütü Ali Fettahlıoelu lerine yardım eden bir kişi ile bir Türkiye Cumhuriyeti'ne bu tür (Tücçar), Başkanlığında oluştu, likte yakalandı. Saliha Burcu, SODEP Trakya'da hız'lı bir soygunlann tamamlanmasındar, nitelikler atfedilemez, atfedilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti, • örgatlenme faaliyeti gerçekleştir sonra kocası tarafından 250 bir Anayasalarda ifade edildiği gibi di. Kırklareli'nde Lüleburgaz, lira karşıhğında KayserVde biı insan haklarına dayalı laik, de Edirne'de Keşan dışında tüm il pavyona satıldı. Buradan kaçtı ğını söyleyen Saliha Burcu'nut mokratik sosyal bir hukuk dev çe örgütleri kuruldu. ihbarı üzerine ortaya çıkan ola letidir. Bu özelliğini hiçbir zaAbdülkadi • Okul kimliğimi ve pasomu yı yın sanıklanndan man kaybetmemiştir." Burcu, kansını sattığı iddiasm tirdim. Geçersizdir. ZtKRÎ Daha sonra duruşma 18 ağusreddetti. TURGUT tos perşembe gününe ertelendi. Doğru Yol Ozetle Sirmen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle