19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TAKVİM 13 Ağustos 1983 lmsak: 5.09 Güneş: 7.06 öğle: 14.19 Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazctecilik TUrk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal,Müessese MüdUrü: Emine Uşaktıgit, Yaa Işleri Müdürü: Okay Gitaensin, • Yazı tşleri Müdür Yardımeısı: Ahmet Konılsan, Haber Merkezi MüdUrü: Yalçın Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. Akşam: 21.11 Yatsı: 22.53 Temsilciler: ANKARA: Yalçın Dogan, IZMtR: Hikmet Çetinkay», ADANA: Mehmef Mercan, • Servis Şefleri: lstanbul Haberleri: Sdahatlin Giiler, Dış Haberler. Ergun B«lct, Ekonomi: Osıtıan Ulagay, Yurt Haberleri: Barbaros Gençak, Kültür: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, DUzeltme: Konur Ertop, Araştirma: Şahin Alpay. Bürolar • Ankara: Konur SokakNo: 24/4 Yenişehir, Tel: 175825175866, ldare: 183335, • İ/mir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi, T.H.K. t$hanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, lst. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 Ikindi: 18.09 • Basıldıgı Yer YENİ AS1R Gazete ve Matbaacılık Ltd.Ş. Mecidiyeköyht. Irak "sattığm w kadar al uygulamasını başlattı Irak, Türkiye'den geçen petrol boru hattının kapasitesini bir yıl içinde 900 bin varile çıkarmayı planhyor. Ekonomi Servisi Irak Hükümeti giderek bozulan dış ekonomik dengeleri düzeltebilmek için yeni bir politika başlattı. "Sattığın kadar al" ilkesi uyarınca dışahm harcamalan dışsatım gelirine eşitlenecek. Bunun için de gerekli olmayan hiçbir şeyin dışalımına izin verilmeyecek. Irak aynca dışsatımını artırmak ve bunun için de Türkiye üzerinden geçen petrol boru hattmın kapasitesini bir yıl sonra günde 900 bin varile çıkarma . çabasında. ,', Middle East Economic Digest (MEED) dergisinde yeralan yazıya göre, Irak'ın 1980 yılında 26,3 milyar dolar düzeyindeki dışsatım geliri geçen yıl 10,3 milyar dolara indi. 1979 yılında 11 milyar dolar olan dışahm ise 1981'de 18,7 milyar dolara çıktı. Irak Hükümetinin geçen yıl başlattığı dışalımı kısma politikası sonucunda dışahm önemli bir düşüş kaydetti. Ne var ki, bu düşüş dış ticaret dengesindeki açığın kapatılmasına yetmedi. Savaş öncesinde 35 milyar dolar döviz rezervi bulunan Irak'ta bu miktar günümüzde 24 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Döviz rezervindeki bu azalışı durdurmak ve dış ticareti dengeye getirmek isteyen hükümet dışalımı daha da kısma ve dışsatıma eşitleme niyetinde. Hükümet bu amaçla gerekli olanın dışında hiçbirşeyin dışalımına izin vermeme kararında. Irak Başbakan Yardımeısı ve Dışişleri Bakanı Tarık Aziz, önceliğin taşıma, haberleşme ve petrol sanayii projelerinin gerçekleştirilmesine verildiğini ve bunlar için gerekli dışahmın kesintisiz sürdUrüleceğini açıkladı. Aziz bunların dışındaki maddelerin dışalımımn daha da kısılacağını özellikle de lüks tüketim mallarına izin verilmeyeceğini söyledi. Bu kısıntıdan et, yumurta, tereyağı gibi gıda maddeleriyle bazı içecek maddelerinin de etkileneceği belirtiliyor. Irak, zorunlu malların alımında döviz ödemesini kesintisiz sürdürmeye dikkat ediyor. Ancak diğer ürünler için verilen kredi mektuplarında süre 6 aydan 2 yıla kadar uzuyor. Döviz ödemelerindeki aksamadan en çok şikâyet eden grup ise yabancı inşaat şirketleri. Bu şirketlerden küçük olanlann faaliyetlerini tatil etme aşamasında, büyüklerin ise kendi tonlarıyla ayakta durma çabasında oldukları bildiriliyor. Son olarak Irak Sulama Bakanhğı'nın bir firmaya "Kasamızda bir tek dolar kalmadı, iki yıla kadar ödeme yapamayacağız" demesi sorunun boyutunu açığa çıkarıyor. Irak, inşaat şirketlerine olan borcunun Ulke parası dinarla ödenmesi gcreken bölümünü ise aksatmadan ödüyor. Son olarak ülkede başlatılan "devlete yardım" kampanyasında devlet kasalanna akan altın ve dinarlar bu konuda gelecekte hiçbir aksama olmayacağını gösterîyor. Irak Hükümeti, dış ticareti dengeye getirmek amacıyla dışsatım gelirini artırmanın yollannı da arıyor. Bu amaçla Irak, Türkiye'den geçen boru hattıyla sattığı petrol miktarını 1984 yılı ortasında günde 950 bin varile çıkarmayı düşünüyor. Bilindiği gibi günümüzde bu yolla günde 600 bin varil petrol satan Irak'ın toplam petrol dışsatımı 900 bin varil düzeyinde bulunuyor. Irak'ın 1.2 milyon varillîk OPEC kotasma ulaşmak için gerekli olan 300 bin varillik bölümünü ise S. Arabistan ve Kuveyt, Irak hesabına satıyorlar. Yılclırıııı savaşından yıpratma savaşına Bu yıl başlanndan itibaren cephe hatlanndaki durum aşağı yukarı savaş öncesine döndii. Bir farkla: Iran saldın kolluyor, Irak ise daha çok savunma mevzilerini tahkim ediyor. 4. yılına girecek olan savaşın sonuçlanması bir dizi askeri ve siyasi faktöre bağlı. CENGİZ ÇANDAR lranIrak savaşında Irak'ın kuzeyinde yeni bir cephe açılması, buna karşılık orta cephede Irak'ın giriştiği harekât, gözleri önümüzdeki ay üçüncü yılını dolduracak savaşa çevirtti. Tam bu sıralarda bir grup Türk gazetecinin davetli olarak Irak'ta buIunmaları ve Irak'ın Iran topraklarına girdiğini öne sürdüğü bölgeyi ziyaret etmeleri sayesinde belli başlı Türk gazetelerinin birinci sayfalannı savaşın seyri ile gelişmelerin doldurması da ilgiyi artırdı. lranIrak savaşında askeri durum nedir? Savaşın üç yılı Uç aşama ile birbirinden ayrılıyor: 1. Irak'ın 22 Eylül 1980 günü ani bir saldırıyla tran topraklarına girdiği ve Irak'ın askeri üstünlüğüyle geçen dönem; 2. Iran'ın savaşın askeri inisyatifini ele geçirdiği 1982 martı ile temmuzu arasındaki dönem; 3. Iran'ın askeri inisyatifi elinde bulundurduğu, ancak bunun bir askeri çözüm, yani nihai bir zafer sağlayamadan durumun bir yıpratma savaşına dönüştüğü bugünkü dönem. UZAYAN "YILDIRIM SAVAŞI" Savaşı kaybeden bir taraftan ille de söz etmek gerekirse, buna verilecek yanıt Irak olacaktır. Çünkü Irak savaşı bir yıldırım savaşl biçiminde başlatmıştır. Yıldınm savaşının adından anlaşılacağı gibi çabuk ve kesin sonuç alması zorunludur. Savaş başladığı zaman Irak'ın askeri hedefi fran'ın petrol bölgesi Kuzistan vilayetini ele geçirmek, buradaki Abadan, Hürremşehr, Ahvaz ve Dezful kentlerine girmekti. Bu bölgelerde yaşayan iranlı Arapların da Irak'a destek olacağı hesabı yapılmıştı. Irak birliklerinin daha kuzeydeki engebeli Kasrı Şirin llam Mehran Dehloran hattından da saldırıya girişmeleri tran ordusunu geniş bir cepheye yaymak ve Bağdat'a yönelebilecek bir Iran karşısaldırısını engellemek ve savaş» Irak topraklannın dışında tutmak amacıyla gerçekIeştirilmişti. Yıldırım savaşının siyasi hedefi de bilindiği gibi lran'daki tslâmi Humeyni iktidarını düşürmekti. Siyasi hedefin gerçekleşmediğini biliyoruz. Ne var ki, başlangıçta güdülen askeri hedefler de gerçekleştirilememiştir. Irak kuvvetleri sınırdan en fazla 50 kilometre içeri girebilmişler. Ele geçirmeyi hedefledikleri kentlerden sadeceHürremşehr'esavaşın başlamasından bir ay sonra çok kanlı çarpışmalardan sonra girebilmişlerdi. Hürremşehr, 1982 mayısında kurtarıldı ve savaşın inisyatifi bu tarihten sonra tümüyle tran'm eline geçti. Irak birlikleri, Kuzistan'ın merkezi Ahvaz'la petrol boru hattı ve ülkenin elektrik şebekesinin merkezi olması nedeniyle bölgenin en stratejik noktası DezfuPun 2025 kilometre kadar yakınına geldiler. Abadan'ı kuşattılar, ama düşüremediler. 1982 martmda başlayan tran saldırısı sonucu hazirana kadar bütün bu bölgelerden 10 bini aşkm esir vererek kendi sınırlannm içine dönmek zorunda kaldılar. SAVAŞ IRAK TOPRAKLARINDA Ancak, Irak'ın savaşı kaybetmesi Iran'ın askeri zafer kazanması için de yeterli olmuyor. lranlılar, Iraklıları kendi topraklannın dışına çıkarttıktan sonra 1982 temmuzunda Irak topraklarına girdiler. Saldın Amara'dan Basra'ya kadar uzanan hat üzerinden yapıldı. Bu bölgeyi ele geçirmeleri halinde Güney Irak'ı Bağdat'tan koparacaklardı. lranlılar söz konusu taarruzlarında insan dalgalarıyla hücum etme yolunu benimsediler. Bunun nedeni hem Iranlılann sayısal üstünlüğü, hem de Irak'ın ateş gücünün Iran'dan çok fazla olmasıydı. tdeolojik dürtülerle harekete geçen tranlılar ölüme moral sarsıntısı içindeki Iraklılardan çok daha rahat gidebiliyorlardı. Ayrıca, tranlılar Devrim Muhafızlannın yanısıra Besic adı verilen ve her yaştan İL sanı içeren gönüllü kuvvetleri sayesinde büyük sayılardaki insanı savaşa sevkedebilecek durumdaydılar. AŞILAMAYAN ENGELLER tran kuvvetleri eğer Kut vc Amara kentleriyle Basra'ya girebilseler, nüfusu tümüyle Şiî olan bu bölge halkmın desteğiyle Şiîlerin kutsal merkezleri Necef v< Kerbelâ'ya ilerlemek düşünce sindeydiler. Bu arada, Saddam' ın Baas rejiminin de yıkılmas gündeme gelecekti. Ne var ki BasraAmara arasındaki batak hklarda binlerce ölü vererek ge ri çekilmek zorunda kaldılar Bundan sonra savaşın ağırlığın Bağdat'a en kestirme yol olaı Mendeli hattına kaydırdılar Bağdat'ı zorlayacak orta cephe nin ikinci noktası da Mehran Zurbatiye hattıydı. Ancak, b bölgede de Irak savunma hath nnı aşamadılar. Bununla birlikte, Iran kuvve leri cephenin en kuzey noktaı olan Kasrı Şirin'e kadar topral larından Irak askerlerini çıkan tı ve Kasrı Şirin'den Abadan' dek ikmal yollarını sağlama a dı. Bu yıl başlanndan itibaren 8 kilometre uzunluğundaki ceph hattındaki durum aşağıyuka savaş öncesine döndü. Bir farl la. Iran saldırı fırsatı kolluyo Irak ise savunma mevzileriı tahkim ediyor. YENt CEPHE Üç yıl önceki cephe hattınd tek yenilik temmuz ayının sc haftası içinde kuzey Irak'ta y (Arkası 9. Sayfada) Uzayan savaş Iranh Türkiye'nin en büyü) müşterisi yaptı Savaşan iki ülkeden Irak'ın Türkiye'den yaptığı i halat son dönemlerde azalırken, savaşın başınc Türkiye'denithalatıdüşük olan Iran'ın 1983'teki a mı büyük ölçüde arttı. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) lranIrak savaşının Türkiye dış ticareti üzerinde iki yanlı bir etki doğurduğu izleniyor. önümüzdeki eylül ayında dört yaşına basacak olan tranIrak savaşı Türk ekonomisi üzerinde şu etkileri doğurmuş görünüyor: • 1980 yılında Türkiye'nin ihracat yaptığı Ulkeler arasmda 559 milyon dolar ile birinci sırada yer alan Irak'ın savaş süresince Türkiye'den aldığı mal miktarında düşüş meydana çıktı. 1983'ün son rakamlarına g'öı bu düşüş en hızlı noktaya ula: tı. Ticaret Bakanhğından sağl; nan ihracat rakamlarına göre b yılın son beş ayında Türkiye'ni Irak'a yaptığı dışsatım 80 mi yon 503 bin dolar. Oysa geçe yılın aynı döneminde bu mikt; 354 milyon 930 bin dolar düzı yindeydi. Savaş giderlerini Irak'ın Türkiye'den yaptığı ith; latı bu süre içinde yüzde 77 on nında kısmasına yol açtığı hesa] lanıyor. • Savaşın tran'Ia olan dış t caret üzerinde son derece olun lu etkiler doğurduğu görülüyo Bu ülkeye ihracat savaşın patla verdiği günden itibaren düzen bir biçimde artıyor. 1980 yılıı da 84 milyon dolar olan ihrac 1981'de 2.33 milyona yükseld 1982 yılında büyük bir patlan göstererek 791 milyon dolaı ulaştı. Bu yılın son beş ayınc tran'a dışsatımda son yılların < büyük artışı meydana geldi. 191 yılının aynı dönemiyle karşıla tırırsak Iran'a dışsatım 151 m yon 392 bin dolardan 444 mily( 963 bin dolara ulaştı. Bu yaİcl şjk yüzde 300 dolayında bir a tışı ifade ediyor. • Ticaret Bakanlığındi sağlanan verilere göre, araları da AET ülkeleri, ABD, SSCB öteki Ortadoğu ülkeleri bulun, 15 ülkelik "en fazla dışsatım y pılan ülkeler listesi"nde Ir; yüzde 19.6'Iık bir pay ile birir sırada yer alıyor. Irak aynı 1 tede yüzde 3.5'Iuk pay ile 9. rada. Türkiye'nin Iran'a yap ğı dışsatım SSCB'ne yaptığın 10, ABD'ye yaptığının 5, Suu Arabistan'a yaptığının 4 katı k dar fazladır. • tranIrak savaşı bu ülk lerden yaptığımız dışahmlan < önemli ölçüde etkiledi. Savaş başlarında Irak'dan yapılan halattaki artışa karşın, tran'di yapılan ithalatta düşüş orta çıktı. 1980 yılında Irak'dan y pılan ithalat 1 milyar 237 milyı dolardan 1981'de 1 milyar S< milyona yükseldi. 1982 yılını ani bir düşüş ortaya çıktı. • 1983 yılının ilk beş ayını ithalatta en önemli Ulkeler lisl sinde Iran yine birinci sırada y alıyor. tran'ın bu listedeki ülk Ier içindeki payı yüzde 13.2. St konusu dönemde gerçekleştiril toplam 3 milyar 744 milyonh ithalatın yaklaşık 500 milyon d larlık bölümü, tran'dan gerçe leştirildi. tran'a yapılan ihracatta yüksek artışta şu maddelerin < tışı rol oynadı: Koyun eti, bu day, şeker, yün ipliği, dem çelik ürünleri. tran'la dış ticaret 50 milj dolarm üzerinde bir fazla veı 747 milyon dolarlık ithalata k şın 791 milyon dolarlık ihra yapıldı. îeni tasarıya göre tarıın işçileri haftada 75 saat çalışacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma Bakanhğı'nca hazırlanarak Başbakanlığa verilen Tarım Iş Yasa Tasansı, tarım işçilerinin haftada 75 saat çahşmalarını öngörüyor. Tarım Iş Yasa Tasarısı, tarım işkolunda çalışan işçilerin tanımını yapıyor. Buna göre, bahçe işlerinde çalışanlardan tanmda kullanılan araçların bakım ve onarım işlerinde çalışanlara değin yasa kapsamına giren işçiler tarım iş yasasından yararlanacaklar. Yasa tasarısının bir hükmü de, arazide çalışan işçilerin haftada 75 saat, kapalı işyerlerinde çalışan tarım işçilerinin ise haftada 60 saat çahşmalarını öngörüyor. 1475 sayıh İş Yasası'na göre ise, tarım işkolu dışında çalışan işçiler haftada 45 saat çalışıyorlar. Tasarı ile "vahidi fiyat" olgusu da getiriliyor. Buna göre, özellikle orman işlerinde çalışacak işçiler, yaptıkları birim iş üzerinden ücret alacaklar. Örneğin, vahidi fiyatla çalışan işçilere, diktikleri her bir ağaç için ücret ödenecek. Tasarı ile aynca, il tarım komisyonları oluşturulması hükme bağlanıyor. Buna göre, her ilde çiftçi birliklerinden, il yetkililerinden ve en çok üyeye sahip tarım işkolunda faaliyet gösteren sendika temsilcilerinden oluşan bu komisyon tarım iş kolu ile ilgili çeşitli sorunların çözülmesi için çahşmalar yapacak. Tarımİş Sendikası Başkanı Zeynel Irmak, bu tasarıyı tümden kabul etmediklerini belirterek, tanm işçileri için ayrı bir yasa çıkarmaya gerek olmadığım, tarım işçilerinin 1475 sayıh tş Yasası kapsamına alınması gerektiğini bildirdi. 22 eylül 1980'de çatışmayı bir yıldınm savaşı şeklinde başl a t a n I r a k l n a m a c ı lran'»> petrol bölgeşi Kuzistan'daki Abadan, Hürremşehr, Ahvaz ve Dezful kentlerini ele geçirmekti. Ancak bu amaca ulaşamadı. Ele geçirdikleri tek kent Hürremşehr de 1982 mayısııtda tran tarafından geri alındı. 1982 temmuzunda (3 nolu harita)Basra Amara'ya kadar uzanan hatta başlayan tran karşı saldırısı da başarüı olamadi. Insan dalgalan şeklindeki saldırıda Tahran Basra Amara arasındaki bataklıklarda binlerce ölii vererek geri çekildiler. tran daha sonra Bağdat'a en kestirme hat olan Mendeli hattına yiiklendi. Ancak Basra Amara bölgesinde olduğu gibi, burada da Irak hatlarını aşamadı. Bagdat'ı zorlayacak 3. nokta Mehran Zurbatiye bölgesinde (2 nolu harita) yapılan saldın da başanlı olamadi. Yoğun Irak top ateşi ve müstahkem mevkiler hücumu durdurdu. Bu yıl temmuzun son haftasında tran aniden Kuzey'de yeni bir cephe açtı. Bağdat'a kadar doğaj hiçbir engelin olmadığı GUney sınırlarını korumak için hemen hemen tiim ordusunu buraya yıgan Irak, Kuzey'de zayıftı. Türk sınınna yaklaşık 100 km. uzaktaki Hac Umran yöresinde yapılan ssldında (1 nolu hari ta) tran birlikleri Irak Kürdistan Demokrat Partisi gerillalarıyla biıiikte hareket ederek bazı stratejik mevziler ele geçirdi. Irak saldırıya daha çok uçak ve helikopterlerin bombalarıyla karşı koydu. Kerkiik Yumurtalık petrol boru hattı nedeniyle Türkiye'yi de tedirgin eden saldın, şimdHik bölgenin çok daglık ve askeri harekfit açısından son derece elverişsiz olması, tran hava gücünün de Irak'a göre çok zayıf olması nedeniyle ciddi bir tehdit olarak sayılmıyor. Toz duman içinde bir cephe: Mehran Minibüs büyük bir gürültü ile bir şeye çarpıyor. Tozlar çekildikten sonra önümüzdeki gazetecileri taşıyan diğer minübüse çarptığımızı görüyoruz. Çölün ortasında trafik kazası. Az raslamr bir olay. "Özür dilerim efendim, biraz sonra Enformasyon Bakanı bir basın toplantısı diizenleyecek. Önemlidir, hemen aşağı inebilir misiniz..?" Bir gece önce geldiğimiz Bağdat'ta ertesi sabah bu telefon konuşması ile uyandırıhyorduk. Yaklaşık bir saat sonra, eski bir saray olan Irak Enformasyon Bakanhğı'nın büyükçe bir salonunda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen gazeteci ve televizyonculara Bakan, şu açıklamayı yapıyordu: "Bu sabaha karşı başİattığımız saldın sonunda Iran'a 5 kilometre girdik. Mehran ve çevresindeki 6 kasabayı abluka altına aldık. Biraz sonra sizleri bu cepheye götüreceğiz" Bakanlığın kapısına yaklaşan Otomarsan'ın Irak'a ihraç ettiği Mercedes marka otobüslere doluşuyoruz. Askeri havalimanında helikopterler bizi bekliyor. 15'er kişilik guruplara aynhp Sovyet yapısı helikopterlere biniyoruz. lçerisi hamamın "Halvet odası"ndan da sıcak. Motorun gürültüsü kulakları sağır edecek nerdeyse. Bağdat biter bitmez çöl başlıyor. Aşağıda ne bitki, ne hayvan ne de insan var. Kızgın çöl göz alabildiğine uzanıp gidiyor. BADRA KARÂRGAHI 1 saat 20 dakika sonra Badra karargâhının üzerindeyiz. Aşağıda roket taşıyıcılar, tanklar, çadırlar, radarlar geniş bir alana yayılmış. Gelen üç minibüse binip karargâha doğru hareket ediyoruz. Badra kasabası asker dolu. Kahve gibi bir yerde başları, kolları sarılı yaralı askerler sohbet ediyor. Cepheye 25 kilometre uzaklıktaki kasabada savaş bir tek çocuklan etkilememiş. Bir kısmı su birikintisinde MEHMET YAŞİN Çölün ortasında "göstermelik zafer!,, MANSURABAD 99 T MEHRAN ,*» MEHRAN VE MANSURABAD Iran topraklannın 5 kilometre içindeki tepelerdeki Irak siperlerinden Mehran ve Mansurabad görünüyor. Agaçların altında kurulmuş bu iki yerleşim bölgesi çölün ortasında iki vaha gibi. Şehirdeki sivil halk çok önceden boşaltılmış. Sadece bir iki tran gezici müfrezesi savunma yapıyor. serinlemeye çalışıyor, bir kısmı da yolun kenarındaki boşlukta çift kale maç yapıyorlar. Karargâhın önünde minibüslerden iniyoruz. Araçlar çamurla kaplanacakmış. Soğuk su servisi başlıyor. Suyun rengi biraz sarı ama kimsenin aldırdığı yok. Teneke sürahi elden ele dolaşıyor. Biraz ilerimizde helikopterler roket nakli yapıyorlar. tnişe geçen helikopterin yanına koşuşturan askerler, yarım metre uzunluğundaki roketleri iki yandaki roketatarlara yerleştiriyorlar ve helikopter yeniden havalanıp gözden kayboluyor. Biraz ilerideki karayolundan asker dolu araç konvoyu kuzeye doğru gidiyor. Yaralı taşıyan cankurtaranlar siren çala çala önümüzden geçiyorlar. Minibüsler çamura boyanmış geliyor. Sadece sürücünün önünde küçük bir delik bırakılmış. Yola koyuluyoruz. 20 dakika sonra "Mehran" yazılı okun gösterdiği istikamete doğru dönüyoruz. Yine çöl başlıyor. Penceredeki küçük deliklere gözümüzü yapıştınp etrafı seyretmeye çahşıyoruz. Ama tozdan hiç bir şey görünmüyor. Ağzını mendille bağlamış şoför iki dakika da bir durup tozun yatışmasını bekliyor. Gürültülerinden yanımızdan tankların geçtiğini anlıyoruz. Yarım saat sonra tamamen duruyoruz. Dışarı çıkıp hava almak istiyoruz, ama askerler engelliyor. Bu itiş kakış sırasında bize öncülük yapan subayların harita üzerinden yön tayin etmeye çahştıklannı görüyoruz. Arada bir uzaktan top sesleri geliyor. Minibüsteki herkes sıcaktan sırılsıklam. Terle birlikte çamur akıyor. Aramızda sadece Japon gazetecinin sıcağa, toza aldırdığı yok. Oturduğu tek kişilik koltukta, başını cama yaslamış mışıl mışıl uyuyor. Ve birdenbire büyük bir gürültü ile bir şeye çarpıyoruz. Toz çekildikten sonra çarptığımız şeyin gazetecileri taşıyan diğer bir araç olduğunu görüyoruz. tki şoför araçlarından inip hasar tesbiti yapıyorlar. EI kol hareketlerinden birbirlerine bağırdıkları belli oluyor.Dur Kalklı Yol culuk bir saat daha sürüyor. Tekrar duruyoruz. Bu kez bizleri arabadan indiriyorlar. Bir tank konvoyuna yol verecekmişiz. Çölün kızgın rüzgârı terli vücudumuza çarptıkça ürperiyoruz. Tankların görünmesiyle birlikte herkes kamerasını, fotoğraf makinasını hazırlıyor. Bir toz bulutu içinde tanklar yaklaşıyor. Hizamıza geldiklerinde yammızdaki subay bağırarak bir şeyler söylüyor. Subayı duyan tankın üzerindeki askerler hemen ellerini kaldırıp zafer işareti yapıyor ve gülüyorlar. 100'e yakın tank büyük gürültü ile geçip cephenin önüne doğru gözden kayboluyorlar. Yolculuğun buraya kadar olduğunu sanan Avusturyalı bir gazeteci, "Tozlu bir şov" diyor. Tekrar minibüslere binerken top seslerini daha yakından duymaya başlıyoruz. Tankların gittiği yöne doğru hareket ediyoruz. Biraz önce gördüklerimizi "Tozlu şov" olarak adlandıran gazeteci arkadaşımız gerçek bir savaş göreceğimize inanıyor. Minibüslerin sağında ve solunda beliren roket atarlarla donatılmış iki araç bizi koruma altına alıyor BtRAZ ÖTESt MEHRAN Hızımız 5 ile 10 kilometre arası. 1,5 saat sonra yine duruyoruz. Siperlerdeki askerlere, tek hat Üzerinde dizilmiş tanklara bakıhrsa savaşın epey yakınındayız. Bomba sesleri yeri göğü inİetiyor. Arabadan iner inmez herkes fotoğraf makinesine, ka(Arkası 9. Sayfada) Shintaro İstanbul'da S ye gelen Japonya Dışişleri Bakanı Shintaro Abe diin sabah DolmabahçeSarayı'nıgezdi. Bir saate yakın bir süre Sarayı gezen Abe, bazı bölümler hakkında soru sordu. Özellikle mermerden yapılmış hamam kısmını çok beğendiğini söyledi. Öğleden sonra Topkapı Sarayı' nın porselen böliimü, Hazine Dairesi ve Harem Dairesini gezerek bilgi alan Abe, daha sonra Ayasofya Müzesi'ne gitti. Mttzenin içini giriş kapısının hemen önünden seyreden Japon Dışişleri Bakanı, buradan SultanahmetCamisi'ne gitti. Ancak kalabalıktan içeriye giremedi. Özel bir yatla Boğaz gezisi yapan Abe, bu arada Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl ile görüştü. Abe, tiip geçit, 2. Boğaz Köpriisü ve metronun yapımını üstlenmek istediklerini belirterek, "Haliç'in temizleıunesi için biz hazınz" dedi. Abe, görüşmeden sonra Tırtıl'a 100 adet kiraz çiçegi fidan hediye etti. (Fotograf: Şenol KONUKÇU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle