27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Türkiye'yi kitap tanıtan ' Türk Tamtma Vakfı (TÜTA V) ABD Senatosu üyelerinin her birinin adına imzalanmış, Türkiye'yi tarihsel, doğal ve kültürel değerleriyle tanıtan bir kitabı, adreslerine gönderecek. Sami Güner'in 400/otoğrafınm yer *ldığı SOOsayfahk kitap Ingiliz~e. Aynı kitabın Almanca ve Fransızca nüshaları daha sonra da ilgili ülkelerin parlamenterlerine postalanacak. GORDUK KONUSTUK Yalçm Pehen Ne ameliyat oldıım ne bir şey taktırdım. Ne bir şey kestirdim. Zaten devlet maaşı ile nasıl yaptırırdık? Allah acısın halimize. Bununla yaptıranları kınamıyorum. Ben ne ihtiyaç duyuyorum, ne de bütçem müsait. "Caz Şarkıcm"nın yazarı öldü Amerikah oyun ve senaryo yazan Samson Raphaelson 87 yaşında öldü. Raphaelson, 1925'de Broadway'de sahnelenen "Caz Şarkıcısı" adlı oyunla ün kazandu Raphaelson"un, tutucu bir Yahudi ailesindeki caz tutkunu bir genci anlattığı bu oyun iki yu sonra beyazperdeye de uyarlandı ve Al Jolson'un da ünlenmesini sağladu Daha birçok oyuna imzasım atan Samson Raphaelson, Hitchcock ve Lubitsch gibi yönetmenlere senaryolar da yazdu Ayten Gökçer ile konuşurken eşi de (sağda), sık sık söze kanştı. (Fotoğraf: Ender ERKEK) Ayten Gökçer: Kaşım, gözüm, dişim^ ağzım, burnum, herşeyim kendimin Bugünlerde Açıkhava Tiyatrosu'na gidenler, Devlet Tiyatrosu'nun ünlü oyuncusu Ayten Gökçer'in çingene güzeli, "Zülfiye" rolünde yaptığı göbek danslarını hayranlıkla izliyorlar. Ayten Gökçer son yıllarda şarkılı ve göbek danslı oyunlarla Istanbul seyircisinin karşısına çıktığı için sanatçı ile konuşmamıza tiyatro ve göbek dansı arasındaki ilişkiyle başladık. Yanımızda Ayten Gökçer'in eşi, aynı zamanda oyunun yönetmeni, Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Cüneyt Gökçer de bulundu ve arada sırada söze karıştı. Sayın Ayten Gökçer... "Yedi Kocalı Hürmüz"den sonra bu kez "ZülfiyeZülfü" ile yine bol göbek danslı bir oyunda oynuyorsunuz. Tiyatro'da My Fair Lady, Bağdat Hatun ve Hamlet'te Ofelya olduktan sonra göbek atmaya başlamak büyük değişiklik değil mi? Büyük değişiklik değil... Ben bugüne kadar birçok müzikalde oynadım. "My Fair Lady..." "Kiss me Kate..." Sonra en ağır müzikallerden "Donkişot". Hep müzikal bunlar... Fakat Hürmüz ile Zülfiye popüler olduğu için dikkati çekiyor. Arada büyük bir fark yok. Ama siz neredeyse profesyonel göbek dansözü kadar iyi oynuyorsunuz. Ben Konservatuvar bale bölümünden mezun oldum. Yani dansın yabancısı değilim. Bale ile göbek dansı çok farklı şeyler değil mi? Değil. Çok farklı değil... Şimdi folklorun içine Devlet Balesi girdi. Meselâ balerinler göbek atıyor. Bize Konservatuvarda dansın kuralları öğretilir. Sonra Türk halkı göbek atmayı bilir. Kendi dansımız olduğu için herkes yapar... tiyatrocu olduğunuz için... Alâkası yok. Normal bir evin problemleri konuşulur. Evin geçimi... Ailemiz... Çocuklar... Normal maaşlı bir evin problemleri... Evin içinde tiyatronun bahsi geçmez... Ne kadar kazanıyorsunuz. Kankoca.. Devlet Tiyatrosu'ndan seksen bin. Geçen aya kadar yetmiş bindi. Cüneyt'in de maaşı aynı... Yani ikiniz 160 bin lira... Yan işleriniz de var... Şimdi bakın bu parayla çok iyi gecinemiyoruz. Ben eski elbiselerimi düzeltip giyiyorum. tstediğim giysileri alamıyorum. Her ay bütçe yapmak ve planlı hareket etmek zorunda kalıyorum. Yemek, ev işi hep kendim yaparım. Bulaşık?... Yemek, ev işi, bulaşık... Lavaboları ovduğum için tırnaklarıma bakarsanız o kadar muntazam degildir. Televizyondaki reklamlarda da çok iyi bulaşık yıkıyordunuz zaten. Herhalde bu işi evde de iyi yaptığınız için... Evet olabilir. Cüneyt Bey ev işlerine yardım etmiyor mu? Yok, hepsini ben yapıyorum. Cüneyt'le tanıştığımda yani 58'de flört ederken daha çocuktum... Genç kızla çocuk arası... Bu işlere koşullandım. Ayten hanım bir sorum da şu olacak. Tiyatro oyuncusu olmaktan memnunsunuz herhalde... Oyunculuktan çok memnunum. Ama şu dedikodular yok mu, çok rahatsız oluyorum. Voznesenski Moskova'nın en modern anıtını yaptı Günümuz Sovyet ozanlannm en ünlülerinden Andrey Voznesenski, aynı zamanda iyi bir mimar. Geçenlerde, Gürcistan'ın Rusya'nın birparçası durumuna gelmesint sağlayan antlaşmamn 200. yıldönümü dolayısıyh Moskova'da dikilen bir anıtı Voznesenski gerçekleştirdi. Ozmun vaptığı 40 metrelik anıtm Mos,ova kentindeki en modern amtlardan biri olduğu bettrtittyor. Amt, Gurcü ve Rus alfabelerindeki harflerden ve ülkenin en ünlü ozanlamdan ahntüardan ohışuyor. BtR YAZ GECESİ Royal Shakespeare Company, Peter Brook'un yönettiği, boştpllerinde Sarah Kestelman'ın (Titania) ve David Waller'in oynadığı "Bir Yaz Gecesi Riiyası" ile Sanat Olimpiyadı'na katılmaya aday. Los Angeles 1984'de Sanat Olimpiyatı'na sahne oluyor Kültür Servisi 1984 Los Angeles Olimpiyatlan'nın hazırhkları sürerken, bir Amerikah da aynı günlerde bir Sanat ve Kültür Olimpiyadı düzenlemeyi tasarlıyor. Paul Newman'ı andıran kırlaşmış sarı saçlı, mavi gözlü, yakışıklı bir adam olan Robert Fitzpatrick, "Olympic Art FestivalSanat Olimpiyadı ıSenlig(iı'<adıni'VerdJği,bi! gösteri için şimdiden anlaşmaJar yapmaya koyuldu. Bu şenlik sayesinde, Sebastian Coe, Jarmila Kratochilova, Steve Ovett gibi ünlü atletler, Ariane Mnouchkine, Bob VVilson, Pina Bausch gibi tiyatro ve bale sanatçılarıyla omuz omuza mücadele verecekler. Anlaşmalar yapmak Uzere Fransa'nın Avignon kentindeki Tiyatro Şenliği'ne gelen Fitzpatrick, ö n ü m ü z d e k i yılın 1 haziran12 ağustos tarihleri arasında yapılacak olan Sanat Olimpiyadı'nın en önemli bağlantılannı yaptı. Olimpiyat Oyunlan'ndan aşağı yukarı iki ay önce başlayacak olan Sanat Olimpiyadı, 1948 yılından bu yana ilk kez, sanatla sporun bir araya geldiği bir şölen olacak ve Los Angeles Oyunlan'yla aynı gün bitecek. Fitzpatrick, böyle bir gösteri düzenlemeyi nereden akıl ettiğini soranlara şöyle diyor: "Spor da kültürel bir olaydır. Olimpiyatların babası Baron Coubert'in amacı, Olimpiyat Oyunlan'nda sporun yani sıra sanata da yer vermekti. Ama sanatçıları sporcular gibi yarıştırmak türiinden bir yanlışa düştü. En hızlı piyano çalan en iyi piyano çalan degildir ki. Ben onun fikrini yeniden gözden geçirdim ve hatalannı bulup çıkardım. Sanat Olimpiyatı'nda yer alacak gösterilerin uluslararası ve yüksek düzeyde olmalanna dikkat ettim. Çok öznel seçimler yaptım ama bunları çok nesnel bir biçimde doğruladım." Sanat Olimpiyadı'nın bütçesi 10 milyon dolar. Bu parayı sağlayan da Lon Angeles kentinde kurulan bir komite ve gazetelerle TV istasyonlarının sahibi olan Times Mirror Company. Aynca Fitzpatrick, IBM gibi dev kuruluşların kültür servisleriyle de anlaşmış. "Ashnda bütçem 20 milyon dolar" diyor. "Bu işten kftrlı çıkacağım gibi olayın yankılan yaratıyı ve ülkeler arası kültürel ilişkileri geliştirecek." İşin garibi, Fitzpatrick öğrenimini Fransız hükümetinin bursuyla Avignon'da yapmış, ünlü tiyatro adamı Jean Vilar'ın kurduğu Avignon Şenliği'ni izlemiş, bu şenlik ona "Sanat Olimpiyadı" fikrini vermiş, karısını bile Fransa'dan seçmiş. Bu nedenle "Kralların Gecesi" ve "IV Henry" adlı oyunlarıyla katılacak. Los Angeles kentini hallaç pamuğu gibi atan tiyatronun teknik müdürü, sonunda terkedilmiş bir sinema salonu buldu. Burada, Ariane Mnouchkine'in tiyatrosunu kurduğu baruthanenin bir eşi yapılacak ve bu iş Fitzpatrick'e epey pahalıya patlayacak. Ama, o başarılı bir Sanat Olimpiyadı düzenleme uğruna her şeye razı. Ayrıca, ünlü tiyatro adamı Giorgio Strehler, Piccolo Tiyatro'nun ttalyanca sunacağı Shakespeare'in "Fırtına''sıyla Olimpiyada katılıyor. Bu iki devin dışında, Tiflis'in Ruştaveli Tiyatrosu ve Japonya'nın Suzuki Tiyatrosu, yine Shakespeare oyunlarıyla Sanat Olimpiyadı'nda yer alacaklar. Şenlik'in doruklarından biri de, Bob VVilson'un sunacağı "tç Savaş" adlı oyun. Süresi çok uzayabilecek olan bu oyun, Sanat Olimpiyadı'nın başlangıcına kadar çeşitli ülkelerde bölüm bölüm oynanıp hazırlanacak. Sanat Olimpiyadı'nın açılışı da, ABD'nin şimdiye kadar hiç görmediği Pina Bausch ve VVuppertal Dans Tiyatrosu tarafından yapılacak. Evet, Sanat Olimpiyadı'nda daha neler var. Toplam 1500 sanatçı, Londra Kraliyet Operası, spor Uzerine elli saat sürecek film gösterisi, sirkler, yirmi ülkenin katılacağı bir "maskeler şenligi", klasik, caz ve pop müzik konserleri, 12.000 metre karelik bir alanda otomobillerin, tablolann ve yontulann kapışacağı "Otomobil ve Kültür" adlı bir gösteri. Hockney ve Rauschenberg imzalı afışler, özetle 120 sanat olayı. Fitzpatrick'in deyimiyle, bu Sanat Olimpiyadı büyük bir kardeşlik ayini olacak. Ancak büyük üzüntüsü tüm gösterilerin kapalı mekânda yapılması zorunluğundan ileri geliyor. Bunun da nedeni, Los Angeles'te havanın gündüzleri sıcak olmasına karşılık, geceleri çok soğuması. Rol verilmedi Eski futbolcu Boninsegna Bir zamanlar ttalyan Milli Takımı'mn ve Inter'in gözde futbolculanndan olan Boninsegna, 39 yaşında film çevirmeye başladı, Yeniden beyaz perdeye aktanlan "Don Camillo ve Peppone" fllminde, Don Camillo'nun futbol takımı"Melekler"in kaptantiğım yapan Boninsegna, yönetmen ve baş oyuncu Terence Hill tarafından da beğenildi. Ancak, 1971 yılında bir A vrupa Kupası maçında Federal Almanya'nın Mönchengladbach takımına karşı oynayan Boninsegna, takımı 71 yenik durumdayken sahaya atılan bira tenekesinin başına geldiğini iddia ederek yereyatmış, sedyeyle dtşarı alınırken de maç yanda kalmıştı. Gerek futbol, gerekse sanat çevreleri, Boninsegna 'nın üstün sanatçıhk yeteneğini ilk kez bu maçta gösterdiğini ileri sürüyorlar. Anlıyorum, Ayten Hanım, şimdi bir başka konuya geçmek istiyorum. Geçen yıl sanırım ilk kez Devlet Tiyatrosu ile Anadolu turnesine çıktınız. Ve bu iş kocanız Devlet Tiyatrosu genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra oldu. Bu yüzden sizi Cüneyt (Gökçer) Bey genel müdür iken Anadolu'ya gitmemekle suçladılar. İlk kez Anadolu'ya geçen sene gitti diyorlar. Bugüne kadar görev verilmiş de red mi etmişim? Benim oynadığım oyunlar müsait degildi Anadolu için.. Mesela Kral Lear'ı Anadolu'da nasıl oynayacaksınız? Müthiş bir prodüksiyon... Hangi tiyatroda oynayacaksınız? Zaten Büyük Tiyatro'nun hiçbir prodüksiyonu Anadolu'ya gidemez. Hangi piyeste görev verildi de gitmedim. Ben de onu söylüyorum. Cüneyt Bey tiyatronun genel müdürüydü ve size Anadolu'da görev vermiyordu deniliyor. Büyük Tiyatro'daki prodüksiyonlarda hep sizin başrol almantz tuhaf bir rastlantı değil mi? Cüneyt (Gökçer) 7879'da Devlet Tiyatroları genel müdürü değildi. tki sene rol vermediler bana. "Rol yok ona göre" diyorlardı. Bu iki sene neden rol verilmedi? İki sene rol verilmedi diye ben de "Yedi Kocalı Hürmüz"ü oynadım. Benim hakkımda dedikodu yapanlar 89 kişiyi geçmez. Yatar kalkar, rüyalarında bile beni görürler. Ama şansları var. Güzel bir kadın görüyorlar ,,„» rüyalarında. Özür, ^ dilerim tevazuyu gardropta bıraktım. Hiç etkilemedi Giorgio Strehler de Sanat Olimpiyadı'nda Fransa'ya başrollerden birini ayırıyor ve Ariane Mnouchkine'in tiyatrosuyla Louvre Müzesi'ni önde gelen gösterileri arasına koyuyor. Louvre, Sanat Olimpiyadı'nda izlenimci 45 tabloyla temsil edilecek. Bunlar arasında ABD'nin Batı Yakası'nın hiç görmediği Renoir"ın ondan fazla tablosu var. Ariane Mnouchkine'in tiyatrosu da Sanat Olimpiyadı'na Shakespeare'in "II. Richard", Müzeye armağan Emekli orman mühendisi Osman Nuri Coşkuner, elindeki çok değerli el yazmalannı Bursa Müzesi'ne verdi. Bunlar arastnda, altrn yaldızla yazılmtş 300 yüük bir kırk hadis, 200yılhk bir Kur'anı Kerim, Sultan Reşat'm ikifermant, çeşitli mühürler bulunuyor. Yetkililer, özelükU kırk hadisin eşinin bulunmadığmt belirtiyorlar. Yani kocanızın genel müdür oluşu meslek yaşamınızı hiç etkilemedi mi diyorsunuz? Hiçbir rolü olmadı. Hatta ben genel müdür eşi olduğum için bazı şeyleri yapamadım bile... Ne gibi? Cüneyt genel müdür olduğu sırada benim de eleştirecek konularım vardı ama kocam genel müdür diye bir şey söyleyemedim. Dedikodulara cevap vermedim. Ayten Hanım madem ki açık konuşuyonız kafamdakini söyleyeyim. Devlet Tiyatrolan'nın genel müdürü genç bir oyuncu ile yani sizinle evleniyor. Sonra siz Devlet Tiyatroları'nın en yetenekli oyuncusu, en önemli oyunlarda rol alan, en gözde oyuncusu oluyorsunuz. Burada haklı olarak insanın aklına birşeyler geliynr. CÜNEYT GÖKÇER Bu soruya müsaade ederseniz ben cevap vereyim. Meşhur Ingiliz oyuncusu Laurence Olivier'yi bilirsiniz. Adam "sör" değil de "lord" oldu. Vivien Leight gibi çok güzel, yetenekli bir kadınla evlenmiştir ve bu kadın ünlü olmuştur. Böyle bir adamın yetenekli bir karısı olması kadar doğal bir şey olamaz. Yani Cüneyt Bey, siz "Ayten Hanımı yeteneği için mi seçtim" diyorsunuz. CÜNEYT GÖKÇER Rolü olmuştur muhakkak. Hem yeteneği, hem güzelliği... Çok yeteneklidir. Aynı zamanda da çok güzeldir. Yani Ayten Gökçer'e kannız olduğu için hiç iltimas yapmadım diyorsunuz. CÜNEYT GÖKÇER Zaten istesem de yapamam. Bir tiyatro olayı binlerce kişinin önünde geçiyor. Seyirci sizi aşar. Eğer Ayten rollerin altından kalkamasaydı, Ayten Gökçer olamazdı. Konuyu değiştirelim isterseniz. Ayten Hanım biraz özel yaşamdan konuşalım. Sanınm evde en çok tiyatro konuşuluyordur... Kankoca Evet. Yukarda anlattığım konularda en çoz sizin hakkınızda söylenti çıkıyor. Sizce nedeni ne bunun? Bilmiyorum ama yapılıyor işte... CÜNEYT GÖKÇER Meyvalı ağacı taşlıyorlar şekerim (Bu cümle Ayten Gökçer'e söylendi) "Herşey kendimin" Belki ama bu dedikoduyu yapanlar 89 kişiyi geçmez. Yatar kalkar rüyalarında bile beni görürler. Ama şansları var güzel bir kadın görüyorlar rüyalarında. Özür dilerim tevazuyu gardropta bıraktım. Güzellik konusunda kendinize güveniyorsunuz galiba... Güveniyorum. Ne ameliyat oldum.. Ne bir şey taktırdım. Kaşım, gözüm, dişim, ağzım, burnum, herşeyim kendimin... Hiçbir yerimi kestirmedim. Zaten devlet maaşı ile nasıl yaptırırdık? Allah acımış halimize... Bununla yaptıranları kınamıyorum. Ben ne ihtiyaç duyuyorum, ne de bütçem müsait... Dişçiler dişlerimi görünce "takma" diyorlarmış.. Hatta bir tanesi, "Herkes onun modelini istiyor, kalıbını alalım" demiş. Sonra bir yerde karşılaştık. Ağzımı açtım gösterdim. Allahın yardımı ile hepsi benim. Bunun için Allah'a şükrediyorum, yoksa ne vakit var, ne para bunları yaptıracak... Güzelliğiniz için özel bir çaba göstermiyor musunuz? Pertev kremi kullanıyorum. Hepsi o kadar... O da yıkandıktan sonra yüzüm gerildiği için... Yoksa güzellik için değil. Ben insan güzelliğini kremde değil, yürekte buluyorum. Gönlünüz rahatsa, yüreğiniz güzelse, yüzünüz güzelleşiyor. O halde sizin sadece yüzünüz değil, yüreğiniz de güzel... Evet ben yüreğimi de seviyorum. Kaşımı, gözümü de... Herşeyi mi... TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan BÖYÜK OTOMOBİL YARIŞI... 19O8'DB BUGÜN,İLK UZUN MESAFELİ OTOMOBİL YARIŞt rAMA/MLANOI. O YtL,PARİ£'T£ Ç1KAN 'LEMATlN" !/£ NEV/YORK'TAKİ TlMBS" &A2ETBLERI OR7AK BİR *OTOMO8/LLE DÜNYA YARI$l"I>ÜZENLEMİ$L£RDİ 12 ÇUBATm N£W YORK'TAN BAÇLAYAN YARtŞA,&RAMEAİKAN (JHOMAS FLYER MAR&\), BİR İTîHLYAN(ZUST)) BİR ALMAN(PROTOS) ITE i F8WSl2(MOTDBLOC, DE OiONrŞl2AIR£NAU0<N) OTOMOgİLİ KATIUYORPU. ÇİZİLEN YOL ŞÖYLEYDİ; NBMVORKSAN FRANCISCOALASKA (GEMİ)JAPONYA(G£Mİ)VLADIVOSTOKfeUSYA') MOSKOVA PARİS. GÜÇ LÜKLESÜROURÜLeN YAR/Ş SOMUfJM YALMIZ CA İKİ AfiABA PARİS'E ULAŞABİLOİ. BİRİNCt AMERİKAfJ VE İKİNCJ ALMAN ARARALARt... 30 Temmuz Bandırma'da tiyatro kulübü Bandırma'da lise mezunu gençler bir amatör tiyatro kulübü kurdular ve tiyatro çalışmalan yapmak için kaymakamlığa basvurdular. "Bandırma Amatör Tiyatro Kulübü" adındaki bu genç kuruluş, ilk olarak Rıfat IIgaz'ın "Hababam Sımfı"nı oynamak istiyorlar. Haftanm bettrli günleri Kız Meslek LisesVnde çalışmalarını sürdürmek üzere izin almaya çahşan topluluk, kısa sürede kent halkına yararh olma kaygısı içinde. RessamDeniz Ozen:Tablolanmda mavi renk özgürlüğü yansıtıyor KENAN MORTAN Ressam Deniz Özen'in Bodrum Kalesi'ndeki 3. kişisel sergisi, geniş bir duyarlılığı yansıtan ve mavi renkle dile gelen 30 parçalık çahşması birçok insanın yo|un ilgisine sahne oldu. Sanatçı Özen, sorularımıza şu yanıtlan verdi: Malzemeniz ne oldu? Gözlediğim herşey resmimde malzeme oldu. Ama gördüğünüz gibi tematik olarak hep deniz ağırhklı... Çalışmalarınıza mavinin egemen olduğu dikkati çekiyor. Nedendir? Mavinin renk olarak özgürlük ve sevgiyi yansıttığı kanısındayım. Maviyi öylece mekân içine oturtmaya çalıştım. Resimde yer yer naif ögelerin ağırlığı var. Etken nedir? Bu benim karakterim. Daha doğrusu yapımdır. Özgürlük tanımını nasıl vapı yorsunuz? Zor bir soru. Yine resimden hareket ederek yola çıkmaya çalışıyorum. Resmimde sınırlar en az. Buna karşılık uzantılar en fazladır. tşte belki de olay bu. Sanatta sınır yoktur. Sanatta özgürlük budur. Resimde coşku unsunınuzun hep detaylandırmaya, hatta izin verirseniz perfeksiyonist bir yönelime baskın çıktıgı görülüyor. Değerlendirmem doğru mu? Doğru. Perspektif ve ayrıntı resmimde pek özenli değil. Olayımı hep leke parçalanmalarıyla veriyorum. Renkler ve uyumlar hep ağır basmakta bende. Öncelikle hep bütünü parçalıyorum. Esneklik tutkum çalışmamda hep sınırlan ortadan kaldırıyor. Ashnda hem kartonu kullanıyor, hem de kopanyorum. Heyecanım hiç bitmiyor. Her olayımda bir güzellik veriyorum. Bazen denizde gezen bir naylon torbada bile güzellik yakalıyorum. Sevdiğim deyişle tablolarımda müziğin resmi var. Sergide Bodrum Kalesi ve çevresini yansıtan çalışmanıza ad koymamışsınız, üstelik tablo kırık. Özel bir mesajınız var mı? Naçiz ifademle Bodrum halidir bu tablo. Mavinin egemenliği uzerine parçalanmışlık. Resmin konumu, halleri nicedir ülkemizde? Kanımızca yaygmlaşan galericilik biraz geriletti. Daha doğrusu alıcı zevkine uygun bir talep gelişti. Enflasyondan etkilenmeyen bir araç olarak, insanlanmız resme yatınm yapıyor ve sonuçta resim sorunumuzu etkiliyorlar. Bu amaca dönük çahşmayan sanatçı sayımız çok sınırlı. Oysa sanat ve sanatçı yaratıcıhğında biraz özgürlük yatmaz mı? Batıda resmin konumu nasıl? Artık biraz resim olmaktan çıktı kanımca. Kavramsal bir sanat anlayışı çok yaygın. Tüketim toplumu anlayışına açık tepki olarak anlamak gerek bunu. 50 tçki YIL ÖNCE Cumhııriyet düşmanları şarap istimalinin taammünü ve bu meyanda içki düşmanları cemiyetinin raktya nazaran binnisbe hafif olan şarap etrafmda bir sulha yanaşmalarım teklif eylemişti. Bu hususta Doktor Fahrettin Kerım Bey'i bulduk. Bize şunları söyledi: "Yunus Nadi Bey'in mevzuu bahis makalesini okudum. Buna cevap vermek isterim. Ben şahsen bu müsalehaya taraftar değilim. İşi katiyyen gevşetmek istemem. 30 Temmuz 1933 19331983 Çıbuk bUNİmuM dıyı Buı Hjlıri çıbuh bmlmuın dıyı iıcı bir mum illmda uhlarlır Abel Gancehn i Napolyon"u Fransız yönetmen Abel Gance'ın uzun yıllar sonra beş saati aşan ilk biçimine getirilen "Napolyon " filmi geçtiğimiz hafta Paris 'te gösterildi. Filmi izlemek üzere 3700 kişilik Kongre Sarayı 'nı dolduranlar sinema için alışılmamış bir fiyat olan 100150 frank bilet parası (30004500 Türk Lirası) ödediler. 'Napolyon"un ilk gösterilişi 7 nisan 1927 giinü Paris Operası 'nda yapılmıştı. Başmuharhhmiz Yunus Nadi Bey, evvelki günkü nüshamızda intişar eden "Şarabın güzelliklerine ve iyiliklerine dair" serlevhalı makalesinde Fransız naztrlanndan M.Alber Saron'un Londra'da şarap hakkında irat ettiği nutku mevzuu bahsetmiş ve memleketimiz üzümlerinden nefis şaraplar imal edilebileceğine göre sert ve muzır bir içki olan rakının yerine birçok faideleri olan Fransa'da ve diğer memleketlerde de birçok şarap alkoliklerini biliyoruz. Fransa'da, işi iküsadi taraftan düşünerek şarap hakkında müsamahakâr davranmak isteyenler vardır. Hatta içki aleyhtarı olan M.Heryo bile şarap hakkında müsait davranmtştır. Fakat içki gittikçe fazla müessir olması istenilen ve istimali daima tezyit edilen muzır bir şeydir. Ucnc soyluyontm. Ben katiyet taraftarıyım. Mıhutehayı kabul etmiyoruz." BEŞİR KEMAL LETAFET SUYU da Rırin bıdm cittlıri İçin İKt bir m«a tıbıtuı »uilııinl gBrOr... BM uyun ıltındı Mklınıı eilllır, ııcıktu rıhıtııı olıtıu N ç b k tonlnu^lar aa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle