11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER gün çevrenin, ekolojik koşullann oluşturduğu yeni ORTAM'larda, kanserler daha kolay oluşabümekte ve bazı organ sistemlerinde de daha fazla görülmektedir. Kanserlerin hemen, % 80'inin böyle ortam faktörleri ile herhangi bir şekilde oluştuklarında da kuşku yoktur. Bu faktörlerden genel olarak iyonlaşıcı ışınlar, kozmik ışınlar, doğal ve yapay radyoaktif kaynaklardan yayılan radyoaktif ışınların, hücrelerde MUTASYON yaptıkları iyi incelenmiştir. Bu fıziksel faktörlere bugün pek çok kimyasal unsurlar eklenmiştir. Miktarları da giderek artmaktadır. Geçen yıl yapılan belgelendirilmiş bir etüde göre, bugün mevcut olan 7.5 milyon kimyasal bileşimden 65.000'inin kullanılmakta ve bunların pek çoğunun da kanser yapabildiği iyi etüd edilmiş bulunmaktadır. Bunların hepsi de, hücre kromozomlannda (nükleoprotcik) metabolizmada bozukluk yaratmakta, mutasyon oluşturabilmektedir Hücrelerde herhangi bir faktörle ya da kalıtsal olarak oluşmuş bulunan ymutasyon"un morfolojisi, kimyasal yapısı, elektron mikraskopi ve radyo isotop araştırmalarıyla iyice anlaşılmış bulunmaktadır. Bundan sonra başlayan ve uzunca bir süre içinde oluşan kanserizasyonun nedeni ise kanser sorununun çekirdeğini oluşturmaktadır: Mutasyon üzerinde kanserizasyon fenomenini başlatan faktör nedir? Uzun yıllardan beri bu faktörün, bir virüs olması ihtimali üzerinde durulmuştur. Virüslerin elektron mikroskopi ile ve çeşitli kültür yöntemleriyle nitelikleri çok iyi etüd edilmiştir. 1935'te de tütün yapraklarında özel bir virüs izole edilebilmiştir. Virüsler organizmada, yalnız bazı hücrelerin protoplazmasında bulunmuştur. Bütün virüslerin birbirleriyle kıyaslanamadığı da anlaştlmıştır. Vürüslerin de "nükleoprotein"lerden oluştuğu, kristal karakterlerinde olduğu görülmüştür. Bunlar, bir hücreye girdiğinde, o hücreyi tahrip ediyor ya da hücrede anormal üretim için "uyarı" yaparak bir tümör oluşturuyor. Virüslerin bu mekanizmada rolleri, iyonlayıcı ışınlarla da olduğu gibi, hücrenin kimyasal yapısını teşkil eden (Deoxyribosenükleik asitDNA )da görülüyor. Bu mekanizma, yine hücre nükleasitlerdeki (ribonükleik asitRNA)da başhyor. Ribosomlarla bileşimi sonunda protein oluşuyor. Bu üç temel unsur (DNARNAprotein) hücre hayatı için, virüsler de dahil olmak üzere, bütün canhların asıl olan CEVHER'leridir. Anlaşılıyor ki, virüsler, hücrelerin normal kalıtsal kimyasını bozarak, kanser oluşturabiliyorlar ve bu değişiklik DNA değişikliği şeklinde ortaya çıkıyor; yani, "GEN" bozulması görülüyor. Asıl neden, yine de aydınlanmış olmuyor. Araştırmalann bu düzeyinde yeni "Oncogenik" kuramı ortaya atılmış bulunuyor. ABD'de George VVounde, hucrelerde kromozomlartn kimyasal yapısını oluşturan DNA'da, anormal reaksiyonu davet eden, bu reaksiyona emir veren faktörün, özel bir "GEN", yani.yine proteik karaktTde bir unsurun bulunduğunu bildirmiştir. DNA yapısında 50 bin GEN'in bulunduğu her genin bulunduğu hücrelerin özelliğini ohışturdukları kabul edilmektedir. Bu kadar geniş bir zincir halinde bulunan genlerden, yalnız bir tür "gen"in (Oneogen) olduğu ve temel mekanizmanın başlaması için başlıca reaktant olduğu ileri sürülmektedir. Bu reaksiyon sonucu olarak da hücrede çok miktarda protein toplanmaktadır. Görülüyor ki, kanserizasyon süreci, protein yapısında oluşan bir mekanizmanın ürünüdür ve bu mekanizma bizzat DNA'da bulunan "oneogen" ile hızlandınhyor. Bu kavramda dikkati çeken iki nokta vardır: DNA yapısındaki çok sayıdaki genler arasmda, yalnız pek az sayıda (oneogen) bulunması, yani Enzymler gibi çok sayıda bile etkili olabilmeleri ve daha önemlisi normal insanların hücrelerinde de bulunması. Ikincisi: Oncogenik aksiyonun ancak, ortamın belirli koşullarında değişikliklerindebaşlayabilmesidir. Birinci gözlem, oncogenlerin hücrelerin normal herediter bir unsurunun olduğunun araştmlmasını gerektiriyor; çok düşündürücüdür. tkinci gözlem, hücre kromozomlarırun, kanser şeklinde değişebilmeleri, yani kimyasal yapısının değişebilmesi için, (vücudun normalHORMONALDENGE'sinin bozulmasıyla, MEMEOVER ve THYROİD kanserlerininoluşmasında da görülen bir ortam değişikliği gibi) oncogenlerin de aktif hale geçmeleri için herhangi surette oluşmuş bir ortam değişikliğinin bir sekonder faktör olarak değerlendirümesini gerektiriyor. Orijinal raporda bütün ayrıntüar herhalde incelenmişti. 26 TEMMUZ 1983 Kanser'de Yeni Bir Adım: Oncogen Kuramı Bütün canlı hücrelerde DNA, RNA ve Protein, kromozomların temel yaşam unsurlarıdır. Bunların normal yapılannın bozulmasıyle "mutasyon" ve büyük bir 1olasıhkla kanser oluşuyor. Bu mekanizmayı uyaran faktör "Oneogen Kuramı ' ile açıklanmaktadır. Prof. Dr. A. TEVFİK BERKMAN Kanserlerin oluşmasında "Onkogen" kuramı (teorisi) üzerinde, son haftalarda gazetelerimizde yayınlanmış bulunan haberler, çok haklı olarak büyük bir heyecan yaratmıştır. Bu buluşla ilgili orijinal rapor henüz climize geçmemiştir. Son yıllarda "Gen"ler üzerinde yapılmakta olan araştırmalar, hücre kromatinlerinde kimyasal yapılan "Vinıs ve EnzynV'lerin, bu kimyasal yapı üzerindeki etkilerini aydmlatıyordu. Gerçekten iyonlayıcı ışınların, hücre kromozomlannı parçaladığı, bu parçaların anormal biçimlerde yeniden birleştikleri, normal mikroskopi döneminde 1927'lerde (H. Müller) tarafından gösterilmişti. Bu tip bir hücre değişikliğine "MUTASYON" denilmişti ve kanser oluşma mekanizmasmın ilk ve değişmeyen bir "evre"si olarak kabul edilmişti... Elektron mikroskopi döneminin başlamasıyla da biyoteknoloji araştırmalan daha da gelişmiş ve kromozomlardaki "DNA"ların kimyasal yapıları çok iyi incelenebilmiştir. Bu son aşamada, ABD'de, G.Wounde, DNA'ların, kimyasal yapıları üzerinde etkili o Vı n, kanserigenajanın, (Oncogen) olduğunu açıklamış bulunmaktadır. Bu buluş hiç kuşkusuz, bir "formasyon" değil bir 'informasyon"dur. Daha yeni araştırma ve buluşlann kaynağı olacaktır. RÖNTGEN'in keşfi, atom dönemini açmıştı; kanser sorununun çözümlenmesi de, pek çok hayatî fenomenlerin aydmlanmasma ışık tutacak, kanser tedavisinde ve tanımlanmasında, yeni yöntemlerin geliştirilmesini kolaylaştıracaktır. Bu açıdan, hemen pek çok ülkelerde beş yılhk kanser programları yapılmakta ve yeni örgütler kurulmaktadır. NATO anlamında uluslararası "kansere karşı SAVUNMA" niteliginde kooperasyonlar planlanmaktadır. Çünkü kanser araştırma stratejisinde her bir Ulkenin özel bir fonksiyonu olacaktır. BUGÜNKÜ ARAŞT1RMALARIN TEMELİ Bugünkü kanser araştırmalarının temelinde "kanserlerin oluşma mekanizmasmın" incelenmesi bulunmaktadır. Hücrelerde, kanserin sitoplazma ve kromozom değişiklikleriyle "mutasyon" şeklinde başladığı oteden beri bilinmektedir. Mutasyonun da, kromatinin temel kimyasal unsuru olan ve DNA olarak bilinen "Nükleoproteinlerde" meydana gelen bir bozulma sonucu olduğu da iyi anlaşılmış bulunuyordu. Burada sorun, bu bozulmanın hangi mekanizma ile başladığının aydmlanmasıydı. Yeni Oncogenik kurama göre, bu mekanizmayı uyaran faktör, yine DNA makromoleküllerinde bulunan " oneogen" lerdir. Daha önceki kuramlarda da kromoleküllerdeki değişiklik nedeninin araştınlması temel düşünceyi teşkil ediyordu. Her iki kuramda da hücrelerin bulundukları biyolojik ortamın koşullan ve vücudun genel kimyasal değişimleri üzerinde durulmaktadır. Aslında kanserlerin bir tek faktörle d e p , birçok faktörlerle oluşan karmaşık (kompleks) bir süreç olduğu da kuşkusuzdur: Böyle değişik faktörler ile oluşmuş 110 çeşit kanser türü de incelenebilmiştir. Hangi türde olursa olsun, kanser hücresi de bir HÜCRE'dir, fakat normal düzenini ve kimyasal yapısını yitirmiş anormal bir hücre niteliğindedir. Bu PENCERE Yeni Arpakçılar?.. Komşu teyzeye kahve falı baktırmak çoğumuzun hoşuna gider; çingene kızı bakla falı açar; kimileri iskambil falına bel bağlar; insan geleceğini merak eder. Niçin? ^ Çünkü olacakları bitmek zamanında önlem almak olana nı yaratır. Tufanı önceden kestirmese Hazreti Nuh dağın doru' ğunda gemi yapar mıydı? ' Eski Mısır'da Firavunun düşünü yorumlayan "kâhin" önceden haber vermiş: Yedi yıl kıtlık, yedi yıl bolluk olacak. Firavun emir salmış; Mısırlılar büyük bir çabayla ambariarda buğday biriktirmeye başlamışlar. • Eski Türklerde arpakçılar varmış. Arpak (ya da arpağ) büyü, sihir, efsun anlamına geliyor. Geçmiş çağlarda bilim, din, büyü birbirine dolanıp sarmallaştığından neyin nerede başlayıp nerede bittiğini kestirmek zor. Arpakçının bir tür müneccim (yıldızlara bakıp geleceği söyleyen kişi) olduğu da ileri sürülüyor. Bunlar egemenlerin yamacında bulunur; danışmanlık yaparlarmış. Geçenlerde Dünya gazetesinde bu konuya ilişkin bir başyazı okudum: ";.. Yöneticilerin yanında önemli günleri, olaylan tahmin eden mürmccimler, astronomlar bulunurdu. Savaş ilanı, kralm evlenmesi, ya da büyük bir anıtyapının yeri, müneccimlere danışılarak kararlaştınlırdı." Astroloji astronomi; müneccim astronom olduktan sonra iş değişti. Bir astrolog (müneccim) geleceğe yönelik palavra sıkar; bir astronom güneş ya da ay tutulmasını önceden saptayabilir. • Gökbilim; astrologların elinden kurtuldu; bilim öylesine gelişti ki insanoğlu uzaya adam gönderdi; buna da astronot dendi. Ama 20'nci Yüzyılda bile geleceğimizi görebil'ıyor muyuz? Çağımızda bu sorunun yanıtını araştıran kişiye "fütürolog" deniyor. Geçenlerde ölen ünlü fütürologlardan Herman Kahn, 21'inci Yüzyıla dek iyimser bir gelecek çizmiş; ABD'de uç veren canlanmanın sürekli bir kalkınmaya dönüşeceğini söylemişti. Ne var ki bu arpakçılığın doğru çıkması için bazı koşullar gerekli olduğunu da eklemişti. "Ekonomide Diyalog" dergisinin haziran sayısında okuduğuma göre Kahn diyormuş ki: ' Benim Öngörüm bir ön koşula bağlı: Kötü yönetim ve şanssızlıklar yumağıyla karşılaşılmaması. Örneğin Suudi Arabistaridi} bir siyasal patlama olursa, Demokratik Alman Cumhuriyeti rışırsa, petrol fiyatlarındaki düşüş hızlanarak sürerse, bunların getireceği sonuç beni haksız çıkarabilir. 1973'teki petrol krizi, arz ve talep arasındaki dengesizlik yüzünden öngörülebilir türdeydi, ama 1979'daki için bu söylenemez; çünkü kimse Humeyni olayını tahmin etmemişti." 20'nci Yüzyılda da dünya egemenlerinin olaylan önceden bilmesi ya da saptaması olanaksız. • Aman 2O.'ci Yüzyılın aydını, geleceğin koşullarını önceder gören insandır. Suudi Arabistan daha nereye kadar ortaçağ dü zenini patlatmadan yürüyebilir? Amerikan egemeni öyle isti yor diye bu rejim değişmeden sürer mi? Kapitalizmin ağaba baları yeryüzünün bunalımlarını kötü birşey sayıyorlarsa önü ne neden geçemiyorlar? Tüm bilgi birikimleri ve bilgisayarla rıyla süperteknolojinin sınırlarını zorlayan egemen sistemin b\. nalımlann pençesinde kıvranması neden? Doğaldır ki (kimi zaman kurtulur gibi görünse de) sermay sisteminin bunalımları gelgitlerle sürecek; her' unalımda siı temin zayıf halkalarından birkaçı kırılacak; yoksd ülkelertn si mürüsü üzerine oturtulan metropbiiörln çevresindeki çembı daralacak; yaşam alanı daraldıkça bu tür toplumların kendi içiı deki çelişkiler sertleşip keskınleşecek; daha adaletli, daha de geli bir dünyaya doğru böyle gidilecek; daha az sömürü, dat çok özgürlük böylece sağlanacak. Bu gidişin önüne geçilmes) olanaksız. Çağımızın arpakçısı fütürolog, geçmişe yönelik hesaptarı kapitalizmin egemenlerine sunduktan sonra elierini uğuşturı konuşursa: Ama Suudi Arabistan'daki bir patlama bu hesapiarın hc sini boşa çıkarabilir. Reagan ne yapsın? CIA ne halt etsin? IBM işin içinden r sıl çıksın? HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Eskiler İstanbul için 'Yedi Tepe' deyimini kullanırdı. Bir sayarlardı: Fatih, Beyazıt, Sultanahmet... diye. Ne var ki, her şeyiyle değişen İstanbul'da tepe sayısı da ipin ucunu kaçırdı. Şehrin hemen her yanında filan tepe, Demir Tepe, Güllük Tepe, Özgürlük Tepe... diye saymakla bitmez tepeler oluştu. Yedi Tepe üstüne kurulmuş İstanbul'da şimdi tepeler pek çok. Yeni tepe semtlerinin hepsi de şu son 3035 yıtda oluştu. Önceleri gerçekten bir gecede kurulan, bir çok defa yıktırılıp yeniden yapılan gecekondular, her yeni semtte biraz daha yayılıp yükseldiler. Tek gözlü barınakların yerini 68 katlı apartmanlar aldı. Apartmanların pisliklerini karşılayamayan fosseptik çukurları yüzünden sokaklar leş koksa ve emekliyen bebeden basket oynıyan delikanlıya yüzlerce çocuk lağım artıkları arasında oynasa da, seçimden seçime şöylesine bir asfaltlanmtş ana cad•deler pırıl pırıl vitrinleriyle göz alıyor. r * "*$rV":f J» \ Vitrinler bir bakıma ora insanlarının panoramasıdır. Yeni tepe ana caddesinde şöyle bir dolaşmak semt insanlarını tanımanız için yararlıdır. Ora insanlarını bir çok yönüyle tanımış olursunuz. Ana yol geniştir. Yolun iki yanında 67 katlı apartmanlar vardır. Bütün apartmanların altında mağazalar vardır.küçük dükkânlar değil, büyük mağazalar. Mağaza vitrinleri semtin anatomisi gibidir. Döşemeci ve mobilyacılar. Halıcılar. Kadife kaplı gösterişli koltuk takımları. Kuyumcutar. Sonra yine mobilyacılar ve 'Halı Sarayı' vitrinleri. Gösterişli hazır giysi satılan mağazalar çoğunlukta. Kadın, erkek, çocuk konfeksiyoncuları. Sonra mutfak takımları ve cam eşya vitrinleri. Sonra Buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi vitrinleri. Bu arada otomobil galerilerinde lüks marka yabancı arabalar. Yeni Tepe anayolunun iki yanında sergilenenlerin etiketlerl Osmanbey ve Beyoğlu'nu aratmıyacak düzeyde. En ucuzu 15 bin liraya ceket pantolon. Kadın eteklikleri 2200'den başhyor. Erkek gömlekleri de. Tariadan büyük şehre göçetmiş binlerce insanın bir süre sonra nasıl da tırmangaç bir toplum katı, ülke yapısı için "Tehlikeli ara kat" oluşturduğu o vitrinlerde sergilenmektedir. Geçmişteki siyasal gelişmeleri ve oylama sonuçlarında neler çıktığını hepimiz biliyoruz. Bozkır'dan zorunlu kopmuş insanlar yeni çevre büyük şehrin karantık koşullarına ayak uydurmak zorundadır. Gezginci satıcılık, ya da sırt taşımacılığıyta başlıyan 'ekmek parası' girişimleri, acımasız büyük şehrin girdisini çıktısını kavrayış ölçüsünde başarıya ulaşmaktadır. Çok insanlı ailelerde çalışan kişilerin sayısı arttıkça gelir toplamı kabartmakta, artan gelir yeni tüketim alanlarına akmaktadır. Traktörleşme yüzünden eli böğründe kalmış on binlerce ırgat, 1950'lerin getirdiği bir toplum çalkantısıdır. 19601980 yılları, büyük şehrin acımasız yapısına ayak uydurabilmişlerin vurguna ve tırmanışa katıldığı dönemdir. Demirtepe, falan tepe, ya da filan tepe ana yollarının vitrinleri sağlıksız kentleşmenin, Bozkır barınağından büyük şehir labirentine ayak basmış yüzbinlerin, ara kat insanlarının anlamlı bir panoramasıdır: Gözalıcı halı sarayları, gösterişli mobilya mağazalan, kuyumcuları, buzdolabı ve çamaşır makinesi 'Market'leri, kadınlı erkekli ve bebeli hazır giyim satıcılarıyla. Üç binden yüzbine satış etiketleriyle. Mercedes, Honda, BMW galerileriyle. OKURLARDAN Belediye otobüslerinin koltuk bezleri değiştirilsin İstanbul Belediye Otobüsleri'nde çalışan şoförlerin sağlık açısından durumları ele alınarak bazı tedbirler alınamaz mı? Yetkililerin çok iyi bildiği şoför koltukları, sentetik suni deriden yapıldığından, günde 8 saat dinlenmeden sıcak bir bölmenin içinde terden strsıklam terliyoruz. Bu durum ise çeşitli hastahklara ve rahatsızhklara ortam hazırhyor. Bu nedenle sık sık rahatsızlanıp, istirahate aynlmak zorunda kalıyoruz. Her gün rahatsızlık ve < istirahatler nedeniyle isgücü. *kaybı, ilaç ve bakım masraflan idareye herhalde, bir koltuk bezinden daha pahalıya mal olmaktadtr. Idare bünyesinde hizmet veren teknik elemanlar terletmeyen bir koltuk çeşidi önerisini getirerek, uygulamaya koydumrlarsa, biz şoförler, sık sık hastalanmaktan, idare de eleman sıkıntısından kurtanlmış olacaktır. İETT ŞOFÖRLERİNDEN BİRİ İstanbul lokantaya gözüm ilişti. Kapıdan içeri girdiğimde dolu olan 34 masada oturanların yabancı turistler olduğu, giyiniş ve yüz hatlarındun hemen belli oluyordu. Boş bir masaya oturup, garsona söylediğim taze fasulyeden ilk lokmayı tattığımda yemeğin ekşimiş olduğunu gördüm. Garsona seslenip yemeğin, ekşimiş olduğunu söyleyip, istersen bir de sen tad dediğimde, sakin bir sesle, Doğrudur abi, sabahtan beri duruyordu, dedi. O zaman ekşimemişinden bir domates dolma getir dedim, demez olaydım. O daha beter ekşimemiş mi? Garsonu tkinci kez çağırıp, kardeşim bak bu da ekşimiş, , bu ne biçim loknnta? • Masalann çoğunda yabancılar oturuyor. .. „, , Bu yaptığınız ayıp olmuyor mu, dediğimde, Abi kusura bakma, sizden önce hiç şikayetçi olmadı da yanıtını aldım. Bu lokantaya ilk ve son gelişim olsun deyip çıktığımda düşündüm de zavallı turistler, herhalde Türk yemeklerinin tadı böyle oluyor deyip, ekşimiş yemekleri yemek zorunda kalıyorlar. saha alanlarımn yok denecek kadar yetersiz olması, yoğun bir hava kirliliğine maruz kalınması, olup, yaşam koşullarını son derece olumsuz etkilemektedir. Sıracevizler Caddesfnin Abidei Hürriyet Caddesiyle birleştiği yolun sol tarafı şu anda bidon, kömür depoları ve otoparklarla çevrilmiş bulunuyor. Dere yatağı olan bu arazi, eskiden ağaçlık bir park görünümünde yeşil bir saha idi. Bu yerler, tekrar yeşil saha alant olarak halka kazandırılamaz mı? J.A. YORAR Şişli Sakinleri Adına Lerzan Ismihanlı adına gönderdiğim 1. ve 2. İnter Mo Order'lerden, telsiz, pul vs. parası diyerek onbeşer (her ikisinden 30) dolar noksan ödeme yapmış. Kur farkına göre en azından 6 bin Türk Lirası'nı hiçbir haklı nedeni olmadan kesmistir. RASİM ISMİHANLI New York Vitrinler ve insanlar Devlet Bakanı Osgüneş: Akaretlerdeki binaların kullanımı iy'deşliriliyor Cumhuriyet Gazttesİ'nin 5.7.1983 günlü nüstinhhin 2. sayfasında Burhan ARPAD imzası ile "Hesaplaşma" sütununda yayınlanan "İşyeri ve Konutlar" başlıklı makale incelendi. tki yıl evveline kadar Akaretler, kullanım, görünüm bakımmdan üzüntü verici ve vakıf hukukunu zedeleyici olduğu gibi harap ve terkedilmiş manzarası ile kamu vicdanınt sızlatır durumda idi. Halen Akaretlerde onarım boya ve badana iskeleleri vardır. Dış düzenlemeler bitmek üzeredir. 1984 senesinde de planh olarak iç onarımlarına geçilecek ve kullanımı iyileştirilecektir. Eski eserin varlığı korunmaktadır. MEHMET ÖZGÜNEŞ Devlet Bakanı City Bank istanbuVda farkh kesinti yaptı Zavallı turistler ve ekşi yemekler Cağaloğlu'ndan ana caddeye çıktığımda, açlığımı giderebilecek bir yer bulabilmek için bakınıp dururken, Adliye Sarayı durağı karşısındaki bir İstanbul Nişantaşı "American City Bank" yetkilisi, 30 dolartmı usulsüz olarak kesti. Dünyanın hiçbir ülkesinde "tnternatıonal Money Order" yani "Uluslararası Para Orderı"nden para, harç vs. alınmaz. Zira, USA 'dan yabancı ülkelere gönderilen paraların vergisi peşin olarak alınır. Bu senetin sahte olup YALÇIN NVMAN olmadığmı tahkik için ibraz İstanbul edilen bankada bir süre bekletilmesine bir diyeceğim yok. Ancak, 500 dolarlık bir ŞişlVye yeşü saha İnter Money Order senedi, yapdamaz mt? 485 dolarmış gibi muamele göremez. Bu işlem, City Yoğun bir yerleşim yeri olan Bank 'ın verdiği makbuzla ŞişlVde fert başına düşen yeşil sabittir. İstanbulCity Bank, MARMARIS MARTI HOTEL. 52.500 KUSADAS1 ÖMERTATİLKÖYÜ32 500 tunzmsevahat rtur 19.500 OLAĞAN GENEL KURULİLÂNI Sendikamızın Olağanüstü Genel Kurul Toplantısınu aşağıda yazılı gündemi görüşüp karara bağlamak üze re 12 Ağustos 1983 Cuma günü saat 10'da İstanbul Da rüşşafaka Osmanbey Sitesi Çemberlitaş ŞAFAK SİNE MASI Salonu'nda yapılacağı, İlk toplantıda yeterli nisap temin edilemediği takdir de, ikinci toplantınm 26 Ağustos 1983 Cuma günü yi ne saat 10'da aynı yerde yapılacağı ilân olunur. AKBANK MENSUPLARI SENDİKASI (AKMEN) YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1 Açılış ve yoklama, 2 Başkanhk Divanı Seçimi, 3 Ulu Önder ATATÜRK'e saygı duruşu, 4 2821 Sayılı Sendikalar Kanununa intibak ve t zük tadili, 5 Belirlenecek sendika ve sendikalarla birleşm 6 Kapanış. SEKETUR MOTEL A qurubu 1001 55.000 AKTUR VİLLALARI TELEX yanmpansiyon 26I05ORORTR Dört kisi 55.000TL.'den itibaren K)gün9gece,Ozelotobuslerlegidişdönüş,YoldakıİUramlar,RehberliUhizmetleri,Tesislerde8gun7gece• T.MTOTEÜ BODRUM Tel.: 161 10 74161 82 26 BARBAROS BULVARI ,35/3 BESİKTAŞ İSTANBUL KADIKOY IRTİBAT 337 61 07 ALANYA AL A ADDİN OTEL 36.500 DATÇA #3 « 2 9 Temmuz özel îiyatları » TAM PANSIYON KONAKLAMA Ulusal Basm Ajansı, gazeteci yetişürmek için Use mezunu gençler anyor. GazetecıKği meslek olarak seçmek isteyen genclerin aşağıdaki adresimize başvurmalan rica olunur. ULUSAL BASIN AJANSI Yerebatan Cad. No: 33 CAĞALOĞLU Kiralık daire aranıyor Çocuksuz, genç bir çift için: 25.000:TLîye kadar kaloriferli kiralık daire aranıyor. Tel.: 5228997 (çalışma saatlerinde) DUYURU Karekökdört Dersanesi MiidUrlüğü'nden Kurumumuzda bir yıl süreyle görevlendirilecek pedegojik formasyona sahip, yeterli ve dersane deneyimi bulunan matematik, fizik, kimya ve biyoloji dersi öğretmenleri aranmaktadır. Isteklilerın şahsen dersane müdürlüğüne başvurmalan duyurulur. Tel: 23 837 ADANA Cumhuriyet Bilgisayar Ekleri (Eksik eklerinizi 40 TL.'lık pul göndererek isteyebilirsıniz) TEK TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU ŞEBEKE TESİS 2. GRUP MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İstimlak İlânı (Anbarlı Davutpaşa) BrşBotel 34.5 Kv.'luk Enerji Nakıl Hattının tesisı sebebıyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 10.6.1983 gun ve 8425/70651 sayılı yazısıyla onaylaı Turkıye Elektrik Kurumu Yönetım Kurulu'nun 22.4.1983 gun ve 25/12 sayılı umumı menfaat karar ve planına istinaden hat guzergahına isabet eden taşınmazda direk yerinin istim ile hat altında kalan saha üzerinde de irtıfak hakkı tesısi keMnleşmıı,tır. 122 sayılı kanunla değişik 6830 sayılı kanunun esasları dahılinde ve 2587 sayılı yasanın geçici 2. maddesi de nazara alınarak kıymet takditi yaptırılmıs ve asağıda belirli istimlak b< ıstımlâk alacakhsı adına Etibank Bakırkoy Şubesi'ne bloke edilmiştir. Tarafların yapılan kıymet takdirine kanuni muddeti içinde itiraz haklan bulunduğundan, bedel artırma veya indirme davası açmadıkları takdirde: a) llânın yapıldığı birinci gunden itibaren 30 gün içinde mueessesemize muracaatla rızaen ferağ muamelesi yaptırılmadığı takdirde; İstimlak Kanununun 17. maddesine göre cebri t yoluna gidileceğı, b) ttiraz halinde husumetin Turkiye Elektrik Kurumu Genel Mudurluğune tevcihi gerekmektedır. Keyfiyet aynı kanunun 13. maddesi geregince 'lân olunur. TEK E. Çılıngir TURKİYE ELEKTRİK KURUMU 19.7.1983 M. ÇINAR ŞEBEKE TESİS 2. GRUP MÜDURLÜĞÜ İL1 İstanbul Bakırkoy İLÇESİ Kirazlı KÖYU K1SIM İrlifak hakkı tesis (AnbarlıDavutpaşa)BrşBotel 34.5 Kv. E.N.H İstimlak edilecek yerin edilecek yerin Dosya İslimlâk alacaklısının Pafta Parsel Pilon Sahası m'.U Tulan sahası m'.fi Tutarı Hisse No. Adı ve Sovadı Mik, Cinsi Mevkii m' Tl^ . TL. 1 ÜROSAN Kimya San.A.Ş. Tam Tarla Guneşlı 2065 1 750. 18750972 75. 72900.YEKÜN: <)1.650.Basın: 21621 tLAN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Konusu: Sabit (Stasyoner) tip kurşun asit akü grupları ve aksesuarı. Miktarı: Tahmini Bedel: Geç. Teminatı : lhale Gunu Saat 14 kalem 19.328.500, TL 579.855, TL 17.08.1983 15.00 1. Yukarıda tahmini tutarı ve geçici teminaü yazılı (14) kalem AKU BATARYALARI VE AKSESUARLAR1 malzeme 2490 Sayüı Kanunun 31. maddesi uyarınca kapalı zarf usulu ile eksiltmeye konulmuştur. 2. lhale Emniyet Genel Mudurluğü Satınalma Komisyonunca Bakanlıklar Konur Sokak No. 42 adresindeki Tedarik Şube Müdürlüğü'nde yapılacaktır. 3. lstekliler ihaleye ait şartnameleri 2. maddede yazılı adresten mesai saatleri içerisinde görebıleceklerdir. 4. İsteklilerin ihaleye girebilmeleri için yukarıda belirtilen geçici leminatı ve idariteknik şartnamede istenilen belgeleri Satınalma Komisyonu'na ıbraz edeceklerdir. 5. lstekliler teklif mektuplannı ihale günu saat 14.00'e kadar Satınalma Komisyonu Başkanlığı'na vermeleri gerekmektedır. 6. Postadaki gecikmeler, telgrafla ve telefonla muracaatlar kabul edilmez. B 21232
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle