Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 SPOR 26 TEMMUZ 1983 Vcfa S'uiılel ve Demirspor dertli "G.Saray şanslı, îviç çok sert f akat mükemmel bir antrenör " Spor Servisi Belçika'nın ünlü gazetelerinden La Derniere Heure gazetesinin futbol uzmanı Andre Gaffaur, Galatasaray Teknik Direktörü tviç hakkında "mükemmel bir antrenör" dedi. Belçika'dan telefonla aradığımız La Derniere Heure gazetesi futbol yazarı Gaffaur, daha önce 2 yıl Anderlecht'de antrenörlük yapmış olan îviç'i "çok sert bir antrenör" olarak tanımladı. Gaffaur, Cumhuriyet muhabirine, "kanımca îviç çok mükemmel bir antrenör. Fakat futbolcularına karşı çok sert bir çalıştıncı aynı zamanda. İviç, özellikle savunmaya çok önem veriyor. Ve bu çok güvendiği savunmasının ataklarda da büyük iş yaptnasını bekliyor. Hemen hemen tüm atakların geriden başlatılmasını isteyen İviç, tek bir hücum adamıyla oynamayı da çok seviyor. Savunmada 5 veya 6 oyuncu kullanıyor ve bu oyuncuların tümünün de gol atmasını istiyor" dedi. •HAZIRLIK MAÇLARI Yeni sezon hazırlıklarını Teknik Direktör İviç ve antrenör Günay Kayalar yönetiminde sürdüren Galatasaray'da hazırhk maçları programı belli oldu. Galatasaray Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Ersan Feray'dan ahnan bilgiye göre, Galatasarayın 31 Temmuzda karşılaşacağı rakibi henüz belli olmadı. SanKırmızılı takım ikinci hazırhk karşılaşmasını 7 ağustos'ta Sarıyer ile yapacak. Öte yandan bu sabah salonda çalışan Galatasaray'da ayağında su toplanan B.Mustafa, Eser, Haydar, K.Şenol, Raşit, Sinan, Ciineyt, Ahmet, Ahmet Keloğlu, Seydiç, Tarık, Öner ve Ali Çoban'ın yer aldığı 1. grupta idmana çıkamadı. B.Mustafa daha sonra saat 10.15'te çalışmalara başlayan ikinci grupta idmana çıktı. Şampiyon oldular a nı a sevinemediler Nazif Güzey, Koordinasyonsuzluktan yakınırken Ve " fa Simtel Asbaşkanı Tamer Ağan, "Şampiyonluğumuzu gölgelemeye çalışıyorlar." dedi. İSTANBUL (THA) Bursa^ da geçtiğimiz pazar günü sonuçlanan Türkiye Güreş Ligi'nde GrekoRomende şampiyon olan tstanbul Demirspor Kulübü'nün Güreş Sorumlusu Nazif Güzey ile serbestte şampiyon olan Vefa Simtel'in Asbaşkanı Tamer Ağan, finallerle ilgili görüşlerini açıkladılar. Güzey, "Şampiyon olduk, ancak büyük aksaklıklar nedeniyle sevincimiz yarıda kaldı" derken Ağan, "Bizim dışımızda cereyan eden üzücü olaytara rağmen ezici bir üstünlükle şampiyon olduk" şeklinde konuştu. Vefa Simtel Kulübü Asbaşkanı Tamer Ağan, Türkiye Güreş Ligi finallerinin son günü meydana gelen olaylar konusunda, "11 yıl sonra miHetimize Avrupa minderierinde altın madalya getiren takımımız, bundan sonra da çalışmalarım aynı hızla sürdüreceklir. Hiçbir polemik bunu engelleyemez. Bir hafta önce 82 yendiğimiz TOFAŞ'ın bu davranışı bizim şampiyonluğumuza gölge düşüremeyecektir. Bu spor için alın teri dökenleri yıpratmak kimscye birşey kazandırmaz" dedi. Demirspor'un güreş sorumlusu Nazif Güzey ise, güreş liginin teorik olarak yararlı olduğunu. ancak pratikte bazı sorunlar cıktığını, en büyük sorunun ise koordinasyonsuzluktan doğduğunu belirtti. Güzey, "Güreş ligi finallerinin yapıldığı sırada Bursa'da Fuar vardı. Aynca, Işıklar Askeri Lisesi'nin imtihanı da vardı. Bu koşullarda değil otellerde yer bulmak, pansiyonlarda dahi yatamadık. Zaman zaman salonlarda ve parklarda yatmak zorunda kaldık" dedi. Nazif Güzey, daha önce yarı finallerde gruplarında birinci olan takımların mücadele edeceğinin açıklandığını, oysa gruplarda ilk ikiye giren takımlann finale katılma hakkı elde ettiklerini belirtti ve "Biz Bursa'ya 3 takımla karşılaşmak için gitmiştik, karşımıza 7 takım çıktı. Plansız, programsız hareket etmek Türk güreşine çok şeyler kaybeltirebilir. Bu sıkıntılardan ötiırü hâlâ şampiyonluğumuza doğru dürüst sevinme fırsatını bulamadık" şeklinde konuştu. Belçika spor otoriteleri İviç'ten övgii ile bahsediyorlar. Giriş yemeği: Yumurtalı çorba, Kaliforniya salatası, beyaz peynir, ringa balığı, çiğ lahana, patates salatası, meyve jölesi, karnıbahar, pancar, şekerli kiraz. Yemekler: Kömiirde ökiiz eti, karides, hindi, domuz pirzolası, pirinç, tereyağh patates. Spor Servisi 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları için 151 üye ülkenin katılımıyla Los Angeles'te bir toplantı gerçekleştirildi. Amaç, çalışmaların şimdiye kadar olan durumu hakkında bilgi vermek, eleştiri ve önerileri almaktı. Şimdiki tasanya göre, olimpiyat köyü iki ayrı yerde kurulacak. Yani yüzme ve dalma yarışmaları için Kaliforniya Üpiversitesi'nde yapılmış havuzun kullanımı düşünülürken, stad yapı Olimpiyat mutfağının ilk gün listesi şimdiden belli oldu mı başka bir yerde başlatıldı. Bu planlamaya Sovyetler karşı çıktılar. Çerçeve görevi yapacak olan "Coliseum" iki olumpiyatta kullanılan ilk Coliseum olacak. 1932 olimpiyatlarında da aynısı kullanılmıştı. Genel kanı, bunun modern yarış gerekterine uygun olmayacağıydı. Nitekim eğer pist eskisinden geniş olursa tirübün ve sıraları (92 bin kapasiteli) itmek sözkonusu olmayacağına göre atletler kimi zaman seyircilerin arasından geçmek zorunda kalacaklar. Öte yandan, disk ve gülle atmada, atletler seyirciye çok yakın olacağı için, tehlikeli atışlardan ancak çok sağlam kafesler yapılarak sakınılabilir. Yine, başka bir spor dahna yerini bırakırken rahatça taşınabilmesi için bunların tekerlekli olması da gerekecek. Eskrim karşılaşmaları için, genellikle dans gösterileri ve konserlerin yapıldığı "Convention Center"in sahnesi dıişünülüyor. Tesisler için duşünceler böyleyken, sporculann beslenme konusu da şimdiden titizlikle ele ahnmış. saptanmış yemek listeleri delegelere sunuldu. Örnek olarak yarışların ilk gününün yemek listesini verelim: Giriş yemekleri: Yumurtah çorba, kaliforniya salatası, beyaz peynir, ringa balığı, çiğ lahana, patates salatası, meyva jölesi, katı yumurta, karnabahar, pancar, şekerli kiraz. Yemekler: Kömürdeökuzeti, karides, hindi, domuz pirzolası, pirinç, tereyağlı patates Tatlılar: Meyva kompostosu, kavun, elmah pasta, çukulatah pasta, karamel, çeşitli dondurmalar. Böylesine bir liste karşısında 1976 Olimpiyatlarında Senagalli bir güreşçinin üzücü durumunu anımsamamak elde değil: Yarış öncesi biraz (!) fazla beslenme sonucunda bir hafta içinde 5 kilo almış ve yarışlara katılamamıştı. F r a n s a Bisiklet T u r u Bilgisayarın emrinde bir şampiyon, Navratilova Spor Servisi 4. kez Wimbledon tek bayanlar şampiyonu Martina Navratilova. Dünyanın belli başh şampiyonalanndan yalnızca birini Flushing Meadov'u kazanmamış olan Navratilova. Mültimilyoner Navratilova, 'ittırnuva başına kazancı 5. 288.056 dolar. Bunlar deniliyor, Çekoslovak asılh Amerikalı atlet için. Acaba buraya nasıl vardı? Fransız spor gazetesi L'Eqipe onu "Biyonik Kadın" olarak nitelendirirken yaptığı çalışmaların, şimdi ancak kurgubilim kitaplarında olan bir düzeye ulaştığını belirtiyor. Nasıl mı? Martina'nm çalışmaları yalnızca bir bilgisayarca denetlenmiyor. Aynı zamanda astronotlarda olduğu gibi, bir uzman grubu onunla uğraşıyor. Bu grubu oluşturan kişilerse: Mike Estep: Profesyonel Oyuncular Derneği yöneticisi ve tenisçi, tenis koçu. 33 yaşında. Robert Haas: Tıp profesörü, beslenme uzmanı. 34 yaşında. Şampiyonun beslenmesiyle ilgileniyor. Bilgisayarla çahşıyor. Nancy Leiberman: Bir basket oyuncusu. Rus asılh, 24 yaşında. Martina ile birlikte oturan kız arkadaşı onun ruhsal sorunlarıyla ilgili. Rick Elstein: Long Island Tenis Akademisinden. 32 yaşında. Uzmanlığı dinanizm ve hareket konusunda. Martina'nın refleksleriyle ilgileniyor. Pam Derderian: Martina'nın ev arkadaşının denetiminde çahşıyor. Martina'nın köpekleriyle ilgileniyor. Doktor Haas, Martina'nın ilk biyonik kadın tenisçi olacağını söylüyor. Ve "Yüksek dozda karbonhidrat, az yağ ve az protein temelindeki bir beslenme rejimiyle Martina'nın yapabileceklerini % 1 oranında arttırıyorum. Bilgisayarla sağlanmış rakipleri hakktndaki bilgiler sayesinde onu yenilmez yapabilirim" diyor. Yine, bilgisayar her ay yapılan 39 kan incelemesinin sonuçlarını yorumluyor. Bu sonuçlar, beslenme rejimi ve şampiyonun çahşmasının yoğunluğu konusunda bilgi veriyor. Martina, üzerinde böylesine çahşılan ilk tenisçi. Profesör Haas, "Yeni bir atlet ırkının ilk örneği olacak" şeklinde umutlarını belirtiyor Navratilova için. "Smartina" (Smart Ingilizcede açıkgöz anlamında) admı almış bu grubun çahşması 1981 de başladı. Bu yıl Martina Wimbledon'a geldiğinde tüm grup orada görev başındaydı. Martina'nın 18 yaşındayken Amerika'ya gelmek için ayrıldığı ailesi ise, Prag'tan F. Almanya sınırına gelip Alman televizyonundan kızlarını seyredebiliyordu. e taptan sonra, Fransız bisikletçi Laurent Fignon'un zaferiyle son buldu. Yanşta ikinciliği İspanyol Angel Arroyo, üçüncülüğü Hollandalı Peter VVinnen elde etti. 3 hafta süren ve ParisKuzey FransaNormandiya Atlantik kıyılan Fransa Alpleri ve Paris şeklinde yapılan 3 bin 750 kilometrelik turu 105 saat 7 dakika 52 saniye ile önde bitiren Fransız Fignon ile ikinci Angel Arroyo arasındaki zaman farkı sadece 4 dakika.. 195 kilometre olan ve AlfortvilleParis arasında yapılan son etapta Fignon 4. olurken Arroyo ve VVinnen ilk 40 arasında yoktular. 140 yarışçı île başlayan turu yalnız 88 bisikletçi bitirebildi. Fignon'un 4. olduğu son ayakta ise toplu fvnish yapan bisikletçiler içinde ilk 20 dereceyi paylaşanlarla birinci arasında yalnızca 1 saniye fark vardı. SporToto'da çalışan bir bayun memur evlenmek için Spor^Totöyu dolandırdı cak rakamları fazla bastırmadan yazdt. 18. haftanın kuponları değerlendirme merkezine geldiğinde Hülya Derman C kuponunu maç sonuçlarına göre değistirdi. B kuponunu ise değiştirer ediği için iptal etti. Orhan Argun bu arada A kuponunu değistirdi. Bu tahrifat sayesinde Orhan Argun 11,12, 13 ve 13 + 1 tutturdu ve spor toto'dan 20 milyon 117 bin 184 lirayı hemen aldı. Dolandırdıkları para ile önce evlenen Hülya Derman Burhan Argun çifti, daha sonra bir kat, bir araba aldılar ve bir gazino ile ANKARA (THA) Evlenmek isteyip de para bulamayan bir spor toto görevlisi, kuponlarda tahrifat yaparak Spor Totoyu 20 milyon 117 bin 184 lira dolandırdı. Edinilen bilgiye göre Spor Toto değerlendirme Merkezi çalışanlarından Hülya Derman, Burhan Argun'a aşık oldu. Ancak gençler, evlenmek için gerekli parayt bulamadılar. Sonunda spor toto'yu dolandırmaya karar verdiler. Bunun için, Burhan'ın kârdeşi Orhan Argun belli bir bayiden spor toto oynadı, an kumarhaneye de ortak oldular. Bir süre sonra tahrifatın anlaşılmasıyla Ankara Emniyet Müdürlüğü 2. Şube Ağır Suç Masası dedektifleri Ankara'yı taramaya başladılar, böylece olayın sanıkları olan Hülya, Burhan ve Orhan Argun üçlüsü ele geçirildi. Suçlarını itiraf eden dört kişi, tutuklandılar. Günün içinden İbrahim Gümüş başpehlivan "Cihan Pehlivanı" Kurtdereli Mehmet Pehlivan'ın anısına düzenlenen yağlı güreşlerde finalde Hüseyin Çokal'ı yenen İbrahim Gümüş, Kurtdere Başpehlivanı oldu. 20 dakika süren karşılaşmada Hüseyin Çokal rahatsızhğını Öne sürerek pes edince îbrahim Gümüş baş pehlivan oldu. Geleneksel Kurtdere güreşlerinde başaltını Başol Yağcı, büyük ortayı Esat Akın, küçük ortayı Sadullah Tanrıkulu, deste büyük boyu Idris Tetik, deste küçük boyu ise Özcan Sevilmiş kazandı. Yeni sezona geçiş döneminde futbolcular ADNAN DtNÇER Futbol karmaşık bir sistemler veya anlaşılmayan zorluklarla dolu matematiksel yahut da anormal organizmayı zorlayan çalışmaların keşfi olayı değildir. Futbol planlı ve prensipli metodların uygulanması ve temel eğitimle arzu edilen yere gelinmesi ile başarılı olunan bir spor dalıdır. Şimdi bakıyoruz sezon başı ve tatil gibi bir takım tavsiye niteliği taşıyan veya aman şu bilmem kim hoca çok iyi çahşUrvyor veya şu antrenör de hiç iyi şeyler yaprrtıyor gibi değerlendirmeler basında yer almakta... Liglerin bitiminde futbolcunun organizması yorgun düşmüştür. Fiziksel ve ruhsal olan bu yorgunluğun giderilmesi ve gelecekte sezona futbolcunundengeli biçimde hazırlanması gerekir. Bu süre 3 ile 5 haftadır. Yani son maçtan itibaren başlayan ve temel antrenman dönemine kadar devam eden bu süreye geçiş dönemi denir.. Türkiye'de bu dönem futbolcu ve teknik adamlar için sıkıntı ve Stres dönemidir. Transfer, izin, özel yaşam ve doğadan yararlanmanın hepsini bu sürede kullanacak ve sonra da temel döneme hazırlanacaksınız.. Hiç bir futbolcu ve teknik adam için bu ülkemiz koşullarında mümkün olamamaktadır. Hele hele Transfer ayının liglerin uzaması ile beraber iç içe girmesi seminerler vs. İnsan denen sporcu kitlesini ne hale getirir, onu ancak yaşayan bilir. Futbolcular geçiş döneminde eğlenceli biçimde özellikle dağlık bölgelerde futbol topunun dışında sinirlerini zorlamayacak dinlendirici çahşmalar yapmalıdırlar. Tam anlamıyla aktif istirahat edilmesi gereken bu donem Türkiye'de kısa olduğu gibi, bir çok profesyonel kendilerini tanıtmak ve transfer yapabilmek maksadıyla bazı simsarların duzenlediği turnuvalarda oynayarak olağanüstü yorulmakta ve temel donemde guçsüz hatta sakat olarak bulunmaktadırlar. Futbol topundan uzak olması gereken futbolcu, aksine futbol hem de lig karşılaşmalanndan daha asabi bir ortamda kendini hırpalarcasına yıpratınca, sezon başı uyumsuzluklar, sakatlıklar ve kadro dışı kalmalara neden olmaktadır. Temel dönem en ağır ve güç antrenmanlar dönemidir. bu çahşmalar bir yıl için yapıldığından uzun tutulur. İdeali 68 haftadır. İşte bu dönem de bizde iyi kullanılamamaktadır. Araya giren para maçları ve kupa karşılaşmaları çalıştırıcı ve futbolcu için sorun olmaktadır. Hatta bu dönemdeki antrenman dozajı geçiş dönemindeki futbolcunun yükune göre ayarlanır. Kısacası her sezon bol bol resimlerini izlediğimiz, beyanatlarını okumak için can attığımız teknik adamlar ve futbolcular aslında hiç de gerçek ve var olan bilimsel biçimde lige hazırlanamamaktadırlar. Ama neylersinki bu düzen böyle gelmiş ve bir türlü de düzeltilememiştir. Bu bir eğitim, bilimsellik ve onu uygulama sistemidir. Sistemler kişilerin kendi güçleri ile değil toplumsal destek ve kurallarla geliştirilir ve uygulanır. Transfer ayında aç kalmamak için kendini futbol panayırına atan ve simsarların evini bulmak için uyumayan futbolcudan sezon başında ne beklenir. Bu durumun dışında kalan çok az sayıda futbolcu sadece istisna olma özelliğini taşırsa ve ligde de antenörün başını yemek için bekleyen 90 dakikalar varsa o tek adam ne yapsın? Hangi usulle bilimselliği uygulasın?. Gece yarısı kendine takım yapıp veren yöneticiye ne desin? Böylesine bir futbol kargaşasında, al takke ver külah ortamında kim kimı eleştirebilir? Ekonomik ortamdan kaynaklanan bir futbol ortamında, Yugoslavca bilmek teknik direktörlükten üstün tutulursa söylenecek bir söz kalmamıştır. Yıllar yıh böyle gelmiş ama ne hazindir böyle gidiyor... Şimdi geçiş döneminde eğitinısiz ve olanaksız futbolcuya hiç bir şey düşunmeden tenis oyna, su kayağı yap, diyen antrenoıe gülerler.. Bu da tefrika oluı... NEYMIg ABDULKADIR YUCELMAN Devleri ayağımıza dek getırmek varken... 714 Ağustosta dünya sporunun kalbi Helsinki'de atacak. Dünyanın tüm büyük atletleri, tüm rekortmenler Helsinki'de pistleri paytaşırlarken yine dünyanın en büyük gazete, TV ve ajanslarından en küçük tirajlı kasaba gazetelerine dek tümünün gözü ve kulağı Helsinki'de olacak. 3 bine yakın gazete radyo ve TV muhabiri Finlandiya'nın bu küçük nüfuslu Başkentine doluşacak ve oradaki dünyanın en büyük mücadelesini 1.5 milyar TV ve bir o kadar da gazete okuruna duyuracak. Bu mücadelede bizim de atletlerimiz var. Onlar ve yapacaklar? Bu devter mücadelesinde bir kulvarda olsun kendimiz) gösterebilecek miyiz? Gönül ister ki adımızı da duyuralım, görüntümüzü de dünya TV'lerinde gösterelim. Bir derece yapabileceğimizi ummamakla birlikte 5 Türk atletinin yarışmalara girip, ülke olarak dünya ulusları arasında yerimizi almak bize övünç verir. Türk bayrağının diğer ulusların arasında dalgalanması bizi duygulandırır. Ama bir de kendi atletlerimizi kendi teleyizyonumuzda izlemek bize başka duygular da kazandırır. Yeni yetişen bir nesli düşünelim. Ülkemizde onlara atletizm adına ne verebiliyoruz ki. Hiç olmazsa onlara TV'mizde dünya atletizm devlerini gösterelim, örnekler sunalım, gelecekte bu pistlerde olabilme heyecanı aşılıyalım. Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. 714 Ağustosta dünya TV, radyo ve gazeteleri Helsinki'den söz edecekler. Biz de Helsinki'de olacağız. Devlerin mücadelesini, atletlerimizle birlikte TV'mizden izleyelim. Bir hafta sürecek bu büyük organizasyon için TV'lerimizin başında olalım. Saat 20 yerine saat 17'de açacağımız TV'lerimiz belki Başbakanlığın elektrik tasarrufu sınırlarını aşacaktır. Ama yeni bir nesile elektrik, su, sağlıklı bir yaşam sağlamak kadar böyle bir mücadeleyi göstermek de görev olmalıdır. 1976 Montreal Olimpiyatlarında Afrikalılar, 1980 Olimpiyadında Batı dünyası olimpiyatları boykot etmişlerdi.1984'de Los Angeles'de no olur bilemeyiz. Ama 714 Ağustosta Helsinki dünya devlerinin buluşacakları bir yer olacak. Biz de Helsinkı'ye gtdeceğiz. Ama Helsinki'yi ayağımıza, oturduğumuz odamıza getirmek gibi bir fırsatı değerlendiremezsek dünya sporumuza değil, bunu düşünemeyişimize bile güier. Fenerbahçe basketbol takımı 198384 sezonunu dün Burhan Felek Spor Salonunda düzenlenen sade bir törenle açtı. Saat 12.00'dt Sosyal Tesislerde toplu halde yemek yiyen basketbolcüler, daha sonn Fenerbahçeli eski basketbolculerden Muhtar Sencer'in Aşiyan'dak kabrini ziyaret ettiler. Sporcular saat 15.00'de Burhan Felek spor sa lonunda yıldız, minik, gençler ve bayan takımlarının iştiraki ile yen sezonu açtılar. Kulüp başkanı Ali Şen ile yönetim kurulu üyesi Eyü| Karadayı'nın hazır bulundukları açılışta kurban kesimini takibei sporcular sezonun ilk çalışmasmı yaptılar. Fenerbahçe basketbol ta kımı çalıştırıcısı Aydan Siyavuş, yeni sezon ile ilgili görüşlerini açık larken, "Birkaç eksikliğe rağmen güçlü bir kadroya sahibiz. Alt ya pıya önem vererek bu konudhdav'ışmalarımızı başlattık. Fenerbar çe'nin alt yapısı ileof'ide bizzat ilgileneceğim. Yeni sezonda hedef miz şampiyonluktur. Ancuk kesin birşey konuşmak istemiyorum dedi. F.Bahçeli basketçiler sezonu açtı Özcan Arkoç, ilk çalışmayı yaptırd Daha önce Hamburg genç takımımn antrenörlüğünü yapan K caelispor'un yeni teknik direktörü Özcan Arkoç ilk çahşmasını di Köşekoy'deki kordsa sahasmda yaptırdı. İdmandan once futbolc larla tanışarak bir sure sohbet eden Arkoç, daha sonra 45 dakikal iki devu hali'u.c maç yaptırdı. Çirı kale maçından sonra görüşle nı açıklavan ("V.^an Krkov, "ÜK 5 takım arasında mücadele etmek tiyoru/' dcuı. r»ılf a v ı m 'stanbul Kupası Kürek Yarışlan'nda rakipleri çekilince 10 ^ l i v a y 1111 k a , e g o r i d e b i r i n c i o l u P ( erkeklerde 2500 puan, bayanlarda 600 puan toplayan Fenerbahceli kurekçiler, objektife girmek için birbirleri ile mücadele verdiler. Galatasaray ve Anadolu Hisarı kulüplerinin yarışmadan çekilmesi üzerine, lisans veren tek kulüp olup, birincilik elde eden Fenerbahceli kürekçilerin fotoğrafta gözükmek için sandalyelerin üstüne hasmaları, parmak uçlarına kalkıp poz vermeleri, istedikleri sonucu almalarını sağladı. (Fotoğraf: Mustafa Sevinç Bahri Havadır THA)