12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 HAFTANIN SANAT ÇIZELGESI Sanatlar ve Duyduk Gördük netişimler Düğünü kurtaran şemsiyeler oldu Kongresi üzere, her yarım saatte bir değiVakko kuruluşlarmm sahibi şen orkestrçılar hemen hemen her Vitali Hakko'nun Isviçre'de eğiiçkinin su Hakko ısNew York'ta tim gören oğlu Cem ile evlendi. türlü çağrılıları gibi aktığı bahçede eğlendiriyordu. viçreli Esther Bettina Fakat bu sırada başlayan yağGazetelerin de yazdığı gibi Emiryapıldı mur ortalığı biraz karıştırdı. gan'daki Abdullah lokantasında NEW YORK (Cumhuriyet) Avrupa ve ABD'nin en büyük başvuru kitapları yayıncıları olan Uluslararası Biyografı Merkezi (International Biographical Center) ve Melrose Press yayınevi tarafmdan New York'ta düzenlenen dünya ölçüsündeki "Sanatlar ve tletişimler" Kongresi 1015 temmuz tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kongreye katılan Kıbrıslı Türk yazan ve ozan Osman Türkay, tartışma grubu toplantılarında yaptığı konuşmada, Rum yönetiminin dış dünyada ve Birleşmiş Milletler'de hükümet olarak tanınma olanaklarını kötüye kullandığını, Kıbrıs Türk halkının dış dünya ile iletişimini ve ulaşımını kesmek için her türlü çabayı harcadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kongrenin konusu sanat ve iletişimdir. Rum yönetiminin olumsuz tutumu, her iki yöndeki Kıbrıs Türk halkını etkilemektedir. Dış dünya, sanat festivalleri ile kültürel toplantılara Kıbrıs'tan temsilciler çağırmaktadır. Bn gibi toplantılara yalnızca Rumlar gönderilmektedir.' yapılan düğün "görkemli" oldu. ISOO'e yakın olduğu söylenen çağrılılar arasmda tstanbul Valisi ve Belediye Başkanı dışında gazetelerde her gün fotoğrafları yayınlanan tüm ünlüler vardı. Büyük iş adamları, Vakko'dan giyinen ünlü sanatçılar ve gazeteciler.. Modadan anlayanlar, birçok hanımın giysilerinin Vakkodan değtt, Avrupa'dan alınmış olduğunu belirttiler. Oğrenildiğine göre Abdullan Lokantası'nın bahçesi bir gün içinde bir açık hava lokantasına dönüştürülmüştü. Başta Erol Pekcan Caz Orkestrası olmak Çağrılılar önce bunun bir yaz yağmuru olduğunu düşünerek yerlerinden kıpırdamadılar ama biraz sonra yağmur şiddetlendi ve kaçışma başladu Bu arada görevliler bir gün içinde yerleştirilen tahta merdivenlerin çökeceği telaşına kapıldılar ama bir sey olmadu Zaten bu sırada Vitali Hakko'nun yağmur için bile önlem almış olduğu görüldü. Görevliler tarafmdan yetiştirilen yüzlerce Vakko şemsiyesi çağrılılara dağıtıldı ve çoğu dekolte giysilerle dolaşan hammlar fazla ıslanmaktan kurtuldular. Gece daha sonra, bütün olarak pisirilen kuzulann ve hemen \ hemen her türlü yiyeceğin bulunduğu büfenin başında geç saatlere kadar sürdü. Bu arada çağrılılan getiren otomobil şoförlerinin bile unutulmadığı görüldü. Ekmek içine konmuş ve paketlenmiş yiyecekler kapıda beklemek zorunda olan şoförlere dağıtıldı. Tüm bunlar Vitali Hakko'nun bilinen titizliği ile işleri s kı tuttuğunu ve hemen hemen her türlü ayrıntıyı düşündüğünü gösteren kanıtlardı. Sadece bir şey düsünülememiş, daha doğrusu çare bulunamamıştı. Kapının önündeki otopark, Abdullah Lo ' kantası'nın bu kadar dolabileceği düşünülmediğinden yetersiz "^ kalmıştt. Bir trafik ekibinin sa ; at 20.00'den gece yarısına kadar } iş başında kalmasına karşın, yi * • ne de Dereüstü MahtâlesVne inen* * yolun zaman zaman tıkanması 'önlenemedL Cem ve Esther Vak ^ ko'nun düğünden sonra balayını bir tekneyle mavi yolculukta ''• geçirecekleri öğrenildi. vvX Yine Belediye yusaklarına •* K ct devam 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıh' »i ha Kanunu'nun 266. maddesige r reğince konan, ancak kesinlikle uyulmayan ve uygulatılmayan • "yasak"lara devam edelim: • Genel taştt araçlannda yer * ayırmak, fazla yer işgal etmek, "• kanapelere yatmak, ayak dayamak, ayakkabıları çıkarmak, ' *• • Sıra usulüne riayet etme y mek, itişip kaktşarak, sırayı bo ., zarak öne geçmek, biniş ve iniş ,, leri güçleştirecek fiil ve hareket .^ lerde bulunmak, ,,^ • Vapur ve dolmuş motorla .\ nnda yolcular tamamen çıkmadan büyük parça eşyalan kalabalık arasından çıkarmak, * • Demir tekerlekli araba kullanmak, *"*" • Umumi yerlerde top oyna"' mak, oyun ve spor aletleri çalış ' tırmak ve bırakmak, • Her ne suretle olursa olsun , yerleri kirletmek, : • Tükürmek, sümkürmek, ; • Çöp, süprüntü, kuğıt, meyve artıklan, yemiş kabukları, in ' şaat artıklan atmak, dökmek, • Her türlü ytkımlarda etrafı ', rahatsız edici toz ve topraklarin " etrafa yayılmasına mani olacak tedbir almamak, • Etrafı kirletecek veya fena koku neşredecek deri, gübre, paçavra sermek, dökmek ve kuruU > mak, • Binalann, abidelerin, yeraltı ve yerüstü geçitlerinin, camllerin ve her türlü ibadet yerleri . nin yüzlerini, duvarlarını, cadde ve sokaklarla tretuvarlart tebeşir, yağlıboya, katran ile karalamak, yazmak, şekil çizmek izinsiz ilan asmak ve kirletmek, • Kirli, yağlı vepis kıyafetle ve ellerinde gelip geçenleri ve etra ~ fı kirletecek, lekeleyecek, iğrendirecek malzeme, eşya ile kalabalık arasına girmek, • Yollara paspas atmak, • Araçlarm tamiratı esnastnda kriko altına kalas koymamuk, • Binek ve koşum hayvanı olarak kullanılan hayvanların yerleri kirletmesine meydan vermek, belediye emri ile yasaktır... "DELİLER BOŞANDI" İZMÎR'DE Ali Poyrazoglu Tiyatrosu, Aziz Nesin'in müzikli güldürüsü "Deliler Boşandı"yı geçtiğimiz mevsim tstanbul'da başanyla sürdürdükten sonra, şimdi de Izmirli tiyatroseverlere sunuyor. "Deliler Boşandı" her akşam Fuar Çamlık Senar Bahçesi'nde sahneleniyor. gösterilecek. Sergi Salonu'nda 27 temmuza çeşitli desen, gravür, suluboya ve • TÜRK tngiliz Kültür Derneyağlıboya resimlerin yer aldığı kadar açık. ği'nde yarın saat 14.30'da Peter • REStM ve Heykel Müzesi' "Sanat Pazan" ağustos sonuna Plummer'in "Junket 89" adlı nde "GüRÜmüz Sanatçdan 4. İs kadar açık. • ZAFER Güven'in karikatür çocuk filmi var. tanbul Sergisi" devam ediyor. • ANNIE çarşamba günü sa• SÜHA Öztartar Sanat Ga sergisi Efes Müzesi Çeşme Buat 14.30'da Hedda saat lerisi'ndeki "Karma Yaz Sergi luntuları Salonunda ay sonuna 19.00'da Türk tngiliz Kültür kadar gezilebilir. si" 13 eylüle kadar açık. Derneğinde. • TANAK Sanat Galerisi'nde Bodrum • CHARİOTS Of Fire cumarki "Yaz Karma Sergisi" 20 ey• HALUK Elbe Galerisi'nde tesi günü saat 14.30 ve 19.00'da lüle kadar sürecek. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Türk tngiliz Kültür Derneğinde. • C.ALERİ Yaman"1983 KoMüdürlüğü'nce düzenlenen releksiyonu"nu sergiliyor. 14ressaıımı yapıtlannın yer aldığı ser sim sergisi ay sonuna kadar açık. giye telefonla randevu almarak Sergide Sevıl Gürler, Nejat Sogidilmesi gerekiyor. (Tel: 146 54 yer ve Serpil'in yapıtları yer alıyor. 48 ve 146 71 94) • KAZIM Taşkent 1. Sanat Bursa Galerisi'nde Ebru Büyükbeşe'• ULUDAĞ Üniversitesi Eğinin resim, hikâye ve sohbet ya tim Fakültesi Sanat Galerisi'nin zılanmn sergisi sürüyor. açıhşı dolayısıyla düzenlenen • YALÇIN Yakal'm Goblen "Resim bölümü 1. Karma SerTablolar Sergisi de Kazım Taş gisi" sürüyor. İstanbul kent 1. Sanat Galeri'sinde 26 • ANADOLU Medeniyetleri temmuza kadar sürüyor. Trabzon İstanbul Sergisi Topkapı Sarayı'nda, Aya • KAZIM Taşkent Sanat Ga• FtKRET Yakaboylu'nun • FİGARO'nun Düğünü 31 Irini'de, Ibrahim Paşa Sarayı'lerisi'ndeki Yapı Kredi Bankası "Uykusuz Geceler" adlı resim temmuza kadar Rumelihisarı'nda, Harbiye Askeri Müze'de, Dizayn Yanşması'nda derece sergisi Trabzon ÎşSanat Galerisi nda sahnelenecek. Resim ve Heykel Müzesi'nde ve alan eserler sergisi 26 temmuza sergi salonunda açıldı. 40 eserin ÂrTceoIoji Müzesi'nde sürüyor. kadar sürüyor. yer aldığı sergi 28 temmuza ka ızmir '• ÎSLAM Sanatlan Sergisi Ar• NEJAT Uygur Tiyatrosu • ERTAN AdaJı'nın Yapı dar gezilebilir. keoloji Müzesi'nde, Süleymanioyuncuları Fuar Manolya BahKredi Osmanbey Sanat Galeriye Kütüphanesi'nde, Topkapı çesi'nde "Şeytandan 29 Gün Evsi'ndeki yağhboyasuluboya revel Doğan Adam" adlı komediSarayı'nda, Atatürk Kültür sim sergisi ağustos başına kadar yi sahneliyorlar. Merkezi'nde, Vakıflar Hali Mugezilebilir. zesinde gezilebilir. • YEDtTEPE Oyuncuları • SAİM Özgün'ün Yapı Kre• GÖKBİLtM Hazineleri Ser di Bankası Kadıköy Şube VitriAmerikan Kız Koleji'nde "Kegisi, Sultanahmet'teki Ibrahim lebekler Özgürdür'ü sergiliyornindeki ağaç oyma, minyatür, Paşa Sarayı'nda 25 Ağustosa kalar. tezhip sergisi 8 ağustosa kadar dar sürüyor. • ALİ POYRAZOĞLU Tisürüyor. • URART Sanat Galerisi'nde yatrosu oyunculan Fuar Çamlık İzmir açılan "tTÜ Türk Musikisi DevSenar Bahçesi'nde Aziz Nesin'let Konservatuvarı Enstriiman • RESİM Heykel Müzesi'nde İstanbul in müzikli güldürüsü "Deliler Bölümü Öğrencilerinin Yapıtlalzmirli genç çizerlerin "İnsanlaBoşandı" yı sunuyorlar. n " sergisi sürüyor. ra Mahsus" başlıkh toplu kari• LEVENT Kırca Tiyatrosu • TÜRK Ingiliz Kültür Derne Fuar Ekici Över'de "Gel de Gülkatür sergisi ay sonuna dek gö• HÜRRÎYET Vakfı "Ulusrülebilir. ği'nde bugün saat 14.30 ve m e " adlı iki bölümlük komedilararası Karikatür Yanşması • VAKKO Sanat Galerisinde 19.00'da "The Human Factor" Sergisi" Atatürk Kültür Merkezi yi sahneliyor. • DEVEKUŞU Kabare Tiyatrosu Oyuncuları Lunapark'ta "Taşıtlar" adlı iki bölümlük komediyi sahneliyor. Tiyatro ABD'li delegelerden bınnın Kıbns'ı bilmediğini, adını bile duymadığını söylemesi ve "Kıbns neye benzer?" demesi üzerine, Osman Türkay şu karşılığı verdi: "Kıbrıs, sapı sihirli bir tavaya benzer. Tavanın sapı şimdi bizim elimizdedir. Uzlaşmazlığın nedeni belki de budur." Dünyanın birçok ülkesinden 1200 delegenin katıldığı "Sanatlar ve tletişimler" Kongresinin 13 temmuz günlü oturumunda, altın bir plaket armağan edilen Osman Türkay'ın "tletişim Açısından Uzay Çağında Şiir ve Eleştiri" konulu konuması da ilgiyle izlendi. Şekerli kimin, sade krmin? Karadeniz kıyıcığında bir kö'y. Ama köyün halkı ikiye aynlmış. Bir bölümü öbürüne aptal diyor. Kahveleri bile ayrı. İki arkadaş akşam yorgun argın köye varmışlar. Aynlmadan önce de oturup birer kahve içmeye karar vermişler. Ama kendi kahveleri öbür uçta. Köyün girişindeki "aptallarm" kahvesine dalmıslar. "Oğlum, bana bi şekeriı, arkadaşa bi sade. Ama unutma, bana şekerli, arkadaşa sade." Az sonra çırak şekerliyi getirip sade isteyenin, sadeyi de şekerli isteyenin önüne koymuş. "Tevekkeli aptallar kahvesi dememişler. Neyse, kalk yer değiştirelim" demiş çırağı uyaran.. Kalkıp da yer değiştirmişler. Onlan uzaktan izleyen ve konuştuklannı işiten çırak yaklaşmış. "Abicim, yer değiştireceğinize fincanları değiştirseydiniz ya." "Bak bu doğru" demiş öbüriL "Aptallar da arada akıllıca şeyler söyleyebiliyorlar." Ve karşısmdaki fincanı alıp kendininkini arkadaşına uzatmış. İstanbul Üniversitesi kitaphklarında 1234 Atatürk kitabı var tSTANBUL (THA) tstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile bağlı fakültelerin kitaphklarında Atatürk konulu toplam 1234 kitap bulunduğu saptandı. Atatürk'ün 100. doğum yılı dolayısıyla yayınlanan 297 İcitapla birlikte bu yapıtların sayısı 1234'e yükseldi. Atatürk ve devrimleriyle ilgilenenlerin yararlanabilmesi için tstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nce belirlenen yayınlar arasmda Ingilizce, Fransızca ve Almanca olanlann yanı sıra çeviri ve telif yapıtlar da yer alıyor. Rektörlük, yapıtlardan daha kolay yararlanılmasını sağlamak amacıyla, Atatürk'le ilgili kitapları "Atatürk ve Dış Siyaset" "Atatürk ve Dil", "Atatürk ve Tarih", "Atatürk ve Güzel Sanatlar", "Devrimler", "Kurtuluş Savaşı", "Özdeyişler" gibi çeşitli bölümlere ayırdı. Hikmet değil, Demirtaş Romancıöykücü Demirtaş Ceyhun 'la, Hikmet Çetinkaya can dostturlar. Hikmet, 1981'de sol kolundaki sinir kopukluğunun giderilmesi için ameliyat olacaktı. Bir çarşamba sabahı Refik Balcı ve Hüseyin Eker'le Gümüşsuyu'ndaki Fransız Hastanesi'ne geldi. Saat 13.00'de doktor, Hikmet'i ameliyata alacaktı. Hastaneye Hikmet Çetinkaya'dan önce Demirtaş Ceyhun gelmişti. Ardından sevimli konuğumuz Çetin özbayrak, onun ardından Arap Erol (Özkök), diğer gazeted ve yazar dostları. tstanbul soğuk bir ocak ayı yaşıyor, İstanbul Boğazı da hastane penceresinden çok güzel görünüyordu. Hemen bir büyük kanyak alındı. Bir, iki, üç.. derken Demirtaş Ceyhun, Hikmet'in yatağına uzanıp rüyalara daldı. Az sonra hemşireler geldi. Demirtaş'ı, Hikmet sanıp sedyeye aldılar. Demirtaş Ceyhun ameliyathanenin kapıstnda kendine geldi ve başladı bağırmaya: "Yahu, beni tantmadımz mı? Ben Hikmet değil Demirtaş... Demirtaş Ceyhun." Çetin Özbayrak bu olayları beyaz gözlüklerinin ardından ilgiyle izliyor ve şöyle diyordu: "Vah Demirtaş vah.. Görüyorsun, içki şişede durduğu gibi durmuyor. Anlayamadım gitti, şu gazeteci ve yazar milleti, içkide hangi mutluluğu bulurlar ki?" Demirtaş o gün Adana'ya gidecekti, ama uçağı kaçırdı. Gösteri AKAN ZAMAN DURAN ZAMAN Ozanın Ölümü Cahit Sıtkı Tarancı, iki yıl süren hastalığı sonunda Viyana1 da öldü. Mezarı Ankara'dadır. Ben o sıra İstanbul'da olduğum için cenazesinde bulunamadım. Ama Viyana'ya götürülmeden önce bir süre yattığı Amerikan hastanesinde bir gün ziyaretine gittiğimi hiç unutmam, üzerimdeki etkisi ağır olmuştur. Son durumunu sadece anlatılanlara göre biliyordurrv. Konuşamıyormuş, kimseyi tanımıyormuş... Evet, ama inanılamaz ki MELİH CEVDET ANDAY HAYVANLAR hmail Gülgeç r \ DoĞRU KURTULUŞU' Ziya Osman Saba 1950'de kalb hastalığı geçirdi, evinde çalışıyor, yorulmamağa bakıyordu. Evi, Haydarpaşa koyuna inen sokaklardan birinde idi. Ona bir kaç kez Kadıköy iskelesi rıhtımında rastladığım aklımda kalmıştır, nedense. Ancak bir ozan öyle dolaşabilirdi; kendi başına dalgın, ya da mırıldanır gibi. Belki de dizeler geçiyordu anlığından, yeni yazdığı ya da unutamadığı dizeler. Yanına giderdim, gülümserdi, evinde dinlendiğini, akşamları deniz kıyısına gezmeye çıktığını söylerdi, denize bakardı. Bizim ozanlarımız içinde ozana en çok benzeyen oydu; duygulu, içine kapalı, iyi. Öylesine iyi ki, bana merak olmuştu Ziya Osman'ın kızdığı, kavga ettiği kimse yok mudur diye. Yedi Meşale'den arkadaşı Cevdet Kudret'e sordum bir gün bunu, "Vörehr" dedi Cevdet, "yalntz eşi ile kavga eder." Cenazesini Eyüpsultan Mezarlığına götürmüştük. Yerler çumurdu, eğri büğrü yollardan çıkarken hep Cahit Sıtkı Tarancı'yı düşünmüştüm. Çünkü onların yeri kafamda hep yanyana idi, sanki Tanrı onları bir ruhtan yaratmıştı, hiç kimse bu arkadaşlığa sızamazdı. Böyle düşünürdürn. Aynı yıl doğmuşlar, aynı lisede okumuşlardı. Cahit ondan bir yıl önce gitti. Aradan uzunca bir zaman geçti, bir gün bana bir genci tanıttılar, "Ziya Osman'ın oğlu" dediler. Benziyordu babasına, duygulandım. Sonra da, "Babantzt çok severdim, ama yazık ki cenazesinde bulunamadım" deyiverdim. Yoksa Cahit Sıtkı'nın cenazesi ile mi karıştırmışt|m Ziya Osman'ın cenazesini. İnsan böyle saçma sözler söyler, nedenini de bilmez. buna. Bunca yakın bir dostla, daha yaşarken yabancı kalmayı akıl alır mı? Odadan içeri girdim, karyolasına baktım, yüzü kapıya, demek bana dönüktü. Birden hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı. Ben, onun konuşamadığına, kimseyi tanımadığına ilişkin bildiklerimi tümden unutmuştum. Bir arkadaşını gördüğü için heyecanladığı sanısına kapıldım. Saçlarını okşayarak yatıştırmak istedim onu. Fakat çığlıkların sonu gelmiyordu birtürlü. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Saçma sapan sözler söylüyordum ve bunları Cahit : in duyduğuna inanıyordum. Ama durum dayanılır gibi değildi. Geri geri yürüyerek uzaklaştım yanından, kapıyı bulmuştum, dışarı çıktım. Dışanda eşine durumu anlattım, "Keşke girmeseydim yanına" dedim, "beni görünce heyecanlandı." eşi sakinleştirdi beni, "üzülmeyin" dedi, "kimseyi tanımıyor" Ama ben, o gün, Cahlt'in beni tanıdığına ilişkin küçük bir inancı hep taşıyagelmişimdir. Konuşma yeteneğinin yitmesi ile bilincin ne kadarı körelir? Eğer konuşma ile bilinç özdeş ise, ağlayıp hıçkırmayı neye bağlayacağız? Bu gizi çözse çözse Cahit Sıtkı çözebilirdi, ama o da öldüğüne göre, gerçeği hiç bir zaman bilemeyeceğiz demektir. Orhan Veli Kanık'ın ölümünü de, gene dinlediklerime göre bilirim. Durup dururken komaya girmiş, hastaneye kaldırmışlar gece, orada sarhoş sanılmış, kendine gelemeden gitti. Cenazesinde bulunamadım, Ankara'da idim. Onun öldüğünü bana Cahit Sıtkı Tarancı bildirmişti. Girdik bir meyhaneye, pek konuşmadan içtik biraz. Hiç bir ölüm haberi inandırıcı değildir. Orhan Veli de, Cahit Sıtkı gibi, ama ondan çok çok daha kısa bir süre, bilincini yitirmiş olarak yaşadı. Ölümü hadi anladık diyelim, ama o bilinçsiz geçen, üstelik bir ozanda bilinçsiz geçen o süre için ne diyeceğiz? Güzel dizelerin yaratıcısı olan beyin, kendini unuttuğunda, bilinci nereye bırakıyor? Sanıyorum yaşayanlara. O büyük ozanların şiir kitaplarını açıp okuyunca karşılaştığımız nedir? Hapisteki Polonyalı aydınların bırakılması istendi LONDRA, (AP) Beş yüzü aşkın sanatçı, politikacı ve sendikacıyla birlikte bir zamanların ünlü müzik topluluğu Beatlesin üyelerinden Paul Mc Cartney ve Ringo Star da, Polonya hükümetinin hapisteki Dayanışma Sendikası ve muhalif aydm örgütü KOR üyelerini salıvermesini isteyen bildiriye imza attılar. Sinema oyuncusu Susannah York ve rock yıldızı Eric Clapton'un da imzaladığı bildiri, General Jaruzelski'ye gönderilmeden önce parlamento üyeleri arasmda da imzaya açıldı. General Jaruzelski ve Polonya hükümetine hitaben kaleme alınan bildiride, 14 aydır hapiste olan Dayanışma ve KOR önderlerinin serbest bırakılması istenirken, "Onlar, sosyal adalet, banş, özgürlük ve insan haklan koıtulannda bizimle aynı ilkeleri savunuyorlar. Polonya'daki düzeni zor yoluyla değiştirmeye kalkıştıklan iddiası bütünüyle gerçek dışıdır. Polonya'nın içine düştuğü bunalımdan onlar sorumlu tntulamaz" denildi. İMIIKS. Uğl C.Kİ \.Ul.l \|ll Nls.Mll.lsi" .KİIı'MlllL'. • 141 I I 4"" 141 l» 7K" no lıı Kkl.ıııl.ıKİ,. İN&ANA ÇEV.RiP ETME , ' ^ ( Do&eu JLjb 25 TemmuT TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan STEPHENSON 'UN İLK DENEYİ. 1814 'TB BUGÜN, ıNGLLıZ MÜHEHDıSı ĞSORGB STBPHENSON, /APTIĞI BUHARU LOKOMOTÎPI PENBDI. "MY LORD"AOLı SÜ LOKOMOTıF,KEN Dİ TÜRÜNÜN İLKİ OEĞÎLPt.fĞt3'7t,/NG/L/Z V/ILUAM HEOLEY'lN yAPMf OLDUĞU "PUPPIN BlLLy"DAHA E£KİD/f?. ANCAK,O DEVİRDE, HAg GÜCÜNÜ DEI/g/M YAÜATACAK $EKİLPE İNATLA KULLANAN STEPHENSON 1825 'TE İLK KEZ İKÎ KENT ARASINM (STOCKTDNDARLINGTöN) T&EN /fLST£N STEPHENSON, DAHA SONfSA TEKN/ğiMi &BUŞTIRİP "#OCKEr"ADLI ÜNLÜ LOKOMOTİFIHİ yAPACAK (i829*)V£ BUNUNlA SAftTTE 16 km.UlZ SAĞLIYACAKTI. YANDA STEPHENSON VE*MY LOİSu"GÖRÜLuro/l. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yeni bir şehir hastanesi Üsküdar'daki Zeynep Kâmil Hastanesi'nin resmi küşadı dün yapılmıştır. Merasimde Vali ve Belediye reisi Muhitün Beyle Belediye ve Vilayet erkânı, Daimi Encümen azaları, Şehir Meclisi azalarından bir kısmı hazır bulunmuşlardır. Hastane şimdilik kırk yataklıdır. Bilahare ihtiyaca göre tevsi edilecektir. Sıhhiye Vekâleti tarafmdan başhekimliğe doktor Yakup Bey tayin edilmiştir. Hastanenin bir operatörü ile bir de dahiliye mütehassısı vardır. Dün hastaneye üç, dört hasta müracal etmiş, bunlar resmi küşadı müteakip muameleleri yapılarak yatırılmışlardır. Müessese; sıhhi ve asri bütün tesisata maliktir. 25 Temmuz 1933 bizzat icra etmekte idi. Tertip heyetinin dünkü içtimaında beşinci yerli mallar sergisinin de küşat resmini icra etmesi için Kâzım Paşa Hazretlerini davet etmek üzere meb'us Rahmi ve Vasıf Beylere Sanayi Birliği umumi kâtibi Nazmi Nuri Beylerden mürekkep bir heyet intihap edilmiştir. Beşinci Yerli Mallar Sergisi 1 ağustos salı günü 16'da açılacaktır. Bugün yalnız davetlilere mahsustur. Sergi 25 gün müddetle halkın gezmesi için açık bulundurulacaktır. 19331983 ARIK SU feUı MtHUTTAREM içiniz M Si IIİ/MI I W HİNDI .. Yerli mallar sergisi Beşinci Yerli Mallar Sergisi tertip heyeti dün öğleden sonra Galatasaray lisesinde içtima ederek sergiye ait son hazırlıklan gözden geçirmiştir. Dört seneden beri Yerli Mallar Sergisinin resmi küşadı Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hazretleri TND6K5 150 67 85 K1KIAM MI/MI timl 1M|1[) İHİK111 BAbrek, k«rıci*w n d.m.r ı p«k vt«M«r v* Etibbı tırahaAu I «dİlncktcdır Heryerdc «ifcü ( \Y\ kunMİur ndtn ııpınf kıhul nlunıır Orpofu l'ntıplm Flbnk» wık«|ı Ders Verenler • Yüksek MATEMATİKLERtNİZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle