12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tüketici yetiştirmeye yönelik eğitimin ne denli etkisi olabilir? Önerdikleri yasal düzenlemelerin başmda, satın ahnan malın hangi koşullarla geri verilebileceğini düzenlemek geliyor! BİR BAŞKA GÖRÜŞ Üretimden tüketime değin tüm ekonomik etkinlikler yeniden düzenlenmedikçe tüketicinin korunmasının söz konusu olamayacağını ileri süren bir öteki görüş de vardır. Rekabete, sunumistem düzeneğine dayalı ekonomik dizgede, tüketicinin aracı kesimlere göre konumu, ilişkileri aynı kaldıkca tüketicinin sonu gelmez sorunlardan kurtulmasının olanaksızlığına dikkat çekilmektedir. Karma ekonomiye bel bağlanan ülkemizde, hem ekomoninin büyümesini, hem de gelirin denkser dağılımını sağlayacak önlemler gerekiyor. Ekonominin işlerliğinden, büyümesinden özveride bulunmaksızm gelir dağılımıyla ilgili denkserleştirme önlemleri tüketicinin korunması açısından da anlamlıdır. ÜRETtCtTÜKETİCİ İŞBİRLİĞİ VE KOOPERATİF Kanımızca, tüketicinin korunması yalnızca yasal bir düzenleme konusu değildir. Dağıhm kanallarım azaltacak, gereksiz aracı işlevlerini, kârlarını ortadan kaldıracak örgütlenmelere gidilmesi zorunludur. "ağlamayan bebeğe meme verilmez" atasözünü unutmayahm. Haklarını, çıkarlarını savunmanın önkoşulu, tüketicinin kendi sorunlanna sahip çıkmasına, girişkenliği ele almasına bağhdır. Tüketicinin sorunu, üreticiyle değildir. Hatta, aracı kesime karşı, üreticiyle tüketici arasında güçbirliği zorunludur. Ortak bir tutumla hareket etmeleri her iki kitlenin de yararınadır. Tüketicinin maliyetyarar çözümlemesi yapmasına yardımcı araştırma ve yayınlar yapılması zorunlu. Tüketicinin fiyatla, nitelikle ilgili yakınmalarının tek elden değerlendirilmesi gerekjyor. Standart dışı, sağlığa zararlı, yüksek fiyatlı maddelere karşı tüketiciyi aydınlatıcı, gerekirse, bunların satışına karşı kitlesel tepkileri yönlendirici (pahalıhk kampanyaları, boykotlar) girişimler özendi, rilmeli, düzenlenmelidir. Bütün bu etkinlikler tüketicilerin birleşmesiyle, örgütlenmesiyle gerçekleştirilebilir. Bunun da yolu tüketim kooperatifçiliğidir. Gerçi, kamuoyu oluştarmak, eğitim, yayın yapmak amacıyla dernekler, birlikler de kurulabilir. Ama, tüketicinin ekonomik örgütü olan kooperatifler bu işlevleri de yerine getirirler. Tüketim kooperatifleri tüm dünyada halkın her türlü gereksinmelerini en ucuz, fakat en nitelikli biçimde karşılamakta pek çok başarılı örnekler vermişlerdir. Gerekli devlet desteği sağlanamadığı, büyük tekelci işletmelere karşı güçlü üst örgütler kurulamadığı için ülkemizde tüketim kooperatifçiligi istenilen ölçüde başarıya ulaşıp yaygınlaşamamıştır. Kimi işyerlerinin, kamu kuruluşlarının, özel kesimin, sendikaların desteğinde kurulan başarılı kooperatif örnekleri vardır. tşçi tüketim kooperatifçiliği bir hayli yol almıştır. YOLKOOP en başarılısıdır. Toptan alım, tek kanaldan dağıtım, üretim kooperatifleriyle işbirliği, sendikanın akçalı desteği bu başarının koşulları arasındadır. 1982 Anayasası da tüketim kooperatifçiliğini devletin desteklemesini, özendirmesini öngörmektedir. Tüketiciler, işyeri mahalle, köy, semt, kent, bölge ölçeklerinde kooperatiflerde birleşmeli. Üreticilerle doğrudan ilişkiye, dayanışmaya girmelidirler. Devletin, kooperatifleri desteklemek dışında yapacağı kimi işler de vardır. Üretimin ölçünlere uyarlanması, nitelik ve fiyat denetimleri bunların başmda gelir. Devlet televizyon ve radyolannda reklamcılığa paydos demenin zamanı çoktan gelmiştir. 25 TEMMUZ 1983 Ali Sirmen yıllık izninin bir bölümünii kullandığı için her hafta yayınladığımız "Cumhuriyet Sordu" köşemize ara veriyoruz. Tüketicinin korunması yalnızca yasal düzenleme konusu değildir. Dağıtım kanallarını azaltacak, gereksiz aracıyı ve onun kârlarını ortadan kaldıracak örgütlenmelere gidilmesi zorunludur. Tüketicinin, üreticiyle bir sorunu yoktur. Bunlar birbirine yaklaştınlmalı ve kooperatifçilik geliştirilmeli. Tüketici Kendini Korumalı.. Prof. Dr. CEVAT GERAY "Tüketicinin korunması" konusu son günlerde yeniden gündemde. Hazırlanan yasa tasarısı Danışma Meclisince inceleniyor. Gün geçmiyor ki konuyla ilgili haber, demeç ya da yorumlar gazetelerde yer almasın. Başta alımsatımla ilgili meslek kuruluşları olmak üzere, tüketiciye mal ve hizmet sunmada aracılık işlevi yüklenen kesimlerin örgütleri, sözcüleri etkin çaba içindeler. Sanki 1982 Anayasası, tüketiciyi koruma görevini devlete değil de onlara vermiş!.. Oysa, tüketicilerden üretecilerden hiçbir ses çıkmıyor. Bu da doğal. Çünkü, onlar örgütlenebilmiş değiller. Çoğunluğu oluşturan geniş tüketici kitlesi dağınık, sessiz, örgütsüz, yazgısıyla •'başbaşa.. ARACI PAYINI AZALTMAK GEREK Geçimini tüketiciye mal ve ljizmet ulaştırarak sağlayanlann 1 konuyla ilgilenmeleri doğal olmakla birlikte, bunlarm amacı tüketicinin ödediği fiyattan en yüksek kân sağlamaktır. Tüketicinin çıkarlanyla, alışverişle, aracılıkla geçinenlerin çıkarları arasındaki çelişki apacık. önemli olan, üreticiden tüketiciye ulaşıncaya değin tüketim maddelerinin kaç kez el değiştirdiği, daha doğrusu, aracı kesimlerin bundan ne pay aldıklarıdır. Tanm ürünlerinde, tüketicinin ödediği fiatın en çok üçte biri üreticinin eline geçmekte, en az üçte ikisini aracılık işlevi yüklenenler paylaşmaktadır. Gerçekte, üreticinin, dış pazarı olan ürünlerde eline geçen pay daha da düşüktür. Tüketicinin korunması, üreticinin ürünlerini daha iyi değerlendirmemesi pahasına değil, ürünün değerine hiç bir şey katmadan sağlanan aracı kârlannı en aza indirmekle olanakhdır. Ana çözüm, dağıtım kanallarının, dolayısıyla, aracı paylannın, üretici ve tüketici yaranna azaltılmasını sağlamaktadır. Tüketicinin korunması gerektiği görüşünü savunanlar, genellikle, piyasa düzeneğinin iyi işlememesinden, rekabetin kötü sonuçlarından, tüketicinin bilgisizliğinden, bilinçsizliğinden söz açıyorlar, kimi yasal, eğitsel Önleniler ileri sürüyorlar. Anamalcı ekonominin zorunlu bir ögesi olan rekabetin iyi işlemesini tüketicinin korunmasının önkoşulu sayan bu görüş tutarsızlık taşıyor. Tam rekabet, en yüksek fıyat, en düşük üretim düzeyleriyle tüketicinin en çok zararına olan, devletin koruyucu önlemler almasım gerektiren bir durumdur. Tekellerin fiyat ve üretim düzeylerinin belirlenmesinde son sözü söylediği bir ortamda, rekabet yoluyla tüketicinin yaranna bir sonuç beklenemez. Reklâmlann yanıltıcılığı bir yana, giderlerinin de tüketiciye yüklendiği bir gerçektir. Buna karşı iyi TEŞEKKÜR Türk Basınının Hocası, Danışma Meclisi Üyesi, Gazeteciler Cemiyeti'nin Genel Sekreteri MUSTAFA YÜCEL'in ani vefatı dolayısıyla büyük acımızı paylaşan Cumhurbaşkanı Sayın KENAN EVREN'e Milli Güvenlik Konseyi üyeleri, Sayın Orgeneral NURETTİN ERSİN'e, Sayın Orgeneral TAHSİN ŞAHtNKAYA'ya, Sayın Oramiral NEJAT TÜMER'e, Sayın Orgeneral SEDAT CELASUN'a, Cenazesine katılmak lütfunda bulunan Danışma Meclisi Başkanı Ord. Prof. Dr. Sayın SADİ IRMAK'a Sayın Başbakan BÜLEND ULUSU'ya Sayın Orgeneral NECDET URUĞ'a Bakanlar Kurulu Sayın üyelerine, Birinci Ordu Komutanı Sayın Orgeneral HAYDAR SALTIK'a, Harp Akademileri Komutanı Sayın Orgeneval t. HAKKI AKÂNSEL'e, Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Sayın Korgeneral ECMEL KUTAY'a, istanbul Merkez Komutanı Saym Tümgeneral KEMAL YÜKSEL'e, Merhumun naaşının ülkemize nakli sırasında büyük yardımlar gösteren Roma Büyükelçimiz Sayın HAMİT BATU ile Londra Büyükelçimiz Sayın RAHMİ GÜMRÜKÇÜOĞLU'na, İstanbul Valisi Sayın NEVZAT AYAZ'a, İstanbul Belediye Başkanı Sayın ABDULLAH TIRTIL'a, başta olağanüstü ilgi ve yakınlığını gördüğümüz Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kara Kuvvetleri Komutanı r EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Kat Mülkiyeti Yasası üzerine Danışma Meclisi'nden çıkarak MGK tarafından onaylanan Kat Mülkiyeti Yasası, birçok kat malikleri ya da yöneticileri tarafından kötüye kullanılmaktadır. Sözkonusu yasa, kapıcılar, kaloriferciter ve bekçilerin haklan verilmek kaydıyla işlerine son verilebileceğini öngörmektedir. Ne yazık ki birçok yönetici ve kat maliki, kendi özel işlerini yaptıramadıkları zaman, bahanelerle hemen işten çıkarma yoluna başvurmaktadırlar. bu durum bu sahada çalışanları zor durumlara düşürmektedir. Bugün Türkiye'de 5 milyona yakın kapıakaloriferci bulunmaktadır, Kat sahiplerini ve yöneticileri, yeni yasaya uymaya çağırıyoruz. MUZAFFER ÜNLÜ îstanbul çıktı. Zaten yılların pisliği ile beyazdan siyaha dönüşen camilerimizin dış yüzündeki mermerler, bu kez teröristlerin yazılarının gereği gibi kapanması için haki yeşile ve benzeri renklere boyandı. tlgililerden ricamız, cami auvarlarmm (Yeni Cami'e yapıldığı gibi su ile yıkamak değil) etkili bir zımpara taşıyla kazınması ve ilk yapıldıkları günlerdeki gibi bembeyaz orijinal renklerini almasıdır. Eğer ilgililer bu sorunu önerdiğimiz yolla veya başka bir yolla çözümleyecek ve îstanbul"u daha bir güzel hale getirecek olurlarsa bu kent onları hiç bir zaman unutmaz.AYHAN AKTAR Beşiktaş/İstanbul gelenlerin burayı gezip görmeleri ve orada yazarın kitapları ile hatıra kartlannın satılmasımn sağlanması, buraya mali bir kaynak sağlayabileceğinden hem bir görev, hem de ünlü hikâyeciye karşı bir vefa borcudur sanırım. RAUF TEKTAŞ Caddebostan/tstanbul hiçbir zaman halledilmiyor. Yeni asfalt döküldükçe yolun seviyesi yükseliyor, ızgaralar yükseltilmediği için arabalara tuzak oluşturan çukurlar meydana geliyor. Her asfalt dökülüşünde çukurlar daha da derinleşiyor ve zamanla sadecearabalar için değil yayalar için bile tehlikeli hale geliyor. Dünyanın başka ülkelerinde yeni asfalt dökülünce ne yapıyorlar? Onlarda ızgara mı yok, yoksa asfaltların kalınhğı mı bizimkiler gibi değil? îstanbul sokaklarını tehlikeli tuzaklarla dolu olmaktan kurtaramaz mıyız? İSKENDER A YÇA Taksim/îstanbul Yazın Kitap Okunur "Yolculuk üstüne kitaplar vardır. Bir de, insanı yolculuklara çıkartan kitaplar." Sanırım Jean Cocteau'nun bir sözü... Oturduğumuz yerde kitaplar okuyarak en uzun, en anlamlı yolculuklar yaşarız. Hem bu yalnızca kendi ülkemizde, ya da dış ülkelerde olmaz. Kişinin iç evreninde yolculuklara çıkması da olasıdır. Gördüğünüz, bildiğiniz, hatta içinde yaşadığınız yerleri, yöreleri bir kitapta okurken; hele o kitap görmesini, anlatmasını bilen bir kişi tarafından yazılmışsa şaşar kalırız. Bilmediğimiz, anlamadığımız, hatta o kadar yakınımızda olduğu halde göremediğimiz şeyleri bilir, anlar, görürüz. Batı ülkelerinde, yaz ayları dinlence mevsimidir. Hiç değilse lki üç hafta gündelik uğraşıları bir yana bırakır, kendilerini eğlenmeye, dinlenmeye verir Batj'lılar... Yıllık dinlencelerini daha kış aylarından düzenlerler. İspanya mı, Türkiye mi, Yunanistan mı, italya mı? Ya da kendi ülkelerinin bir guzel yöresi mi? Önceden seçerler. O gittikleri yerlerin de tadını çıkarırlar, yaşam güzelliklerini tadarlar. İngiltere'de, Belediye örgütünde görevli atların bile yıllık dinlenme izinleri varmış. Bu atlar yemyeşil çimenlerde sereserpe dolaşırmış!.. Yaz aylarında dinlenilir, ama Batı'lı, okumaya da önemli bir yer ayırır. Temmuz aylarında yayınlanan Fransız dergi ve gazeteleri yaz aylarında okunacak kitapların ilanlanyla, bu kitaplar konusunda tanıtma yazılarıyla doludur. Genellikle 'ağır' yapıtlar değildir yeğlenenler, romanlar, öyküler, denemeler baş yeri alır. Dinlenceye gidenin yanında bir kaç kitap bulunacaktır. Plajda, gazinoda, geceleri yatakta o dinlenceye gelmiş kişiye arkadaşlık edecektir kitaplar... Çünkü en iyi dinlenme, kendi' rnizle başbaşa kalma yolu, kitap okumaktır. ; Ya bizde? Nedense yaz aylarında gazetelerimizin baskı sayılarında bir azalma olur. Dergiler yayınlarına ara verir. Kitaplar hiç mi hiç basılmaz. Mayıs'tan Eylül 1'e kadar herkes 'dinİenir'. Nasıl bir dinlenmekse bu? Oysa tam tersi olmamalı mı? Dinlence süresince çalışmayla geçen aylarda okunmayan, kaçırılan kitaplar, dergiler daha çok okunmamalı mı? Ama bizde 5yle olmuyor. Bütün gazetelerin satışları düşüyor. Bir, 'Cumhuriyet'i bunun dışında tutabiliriz, çünkü bu yıl gazetemiz 'dinlence' mevsiminde tiraj yitirmemiş, tersine sürümünü arttırmış,, tır... Bugün ben de size bu yaz aylarında, dinlence sırasındaokuyabileceğiniz yararlı kitaplardan söz etmek istiyorum. Önce Emin Çölaşan'ın '24 Ocak Bir Dönemin Perde Arkası'... Korkmayın, öyle 'ağır' bir kitap değil, bir sürükleyici roman gibi... Elinize aldığınız anda başlıyorsunuz, bitirmeden bırakamıyorsunuz. 24 Ocak 1980'de alınan kararların perde arkası, o günlerin Başbakanı, Başbakanlık Müsteşarı, Maliye Bakanı ve tüm hükümet üyelerinin katıldığı bir ilginç öykü. Osman Yalçın1 ın 'Bir Eğitimcinin Anıları' 46 yıllık bir eğitim adamının anıları. Hem de Köy Enstütüsü davasına gönül bağlamış, Tonguç'la birlikte halkımızın aydınlanması sorununu yepyeni bir yöntemle çözümleme savaşı vermiş bir kişi. 'İş içinde eğitim' nedir, köy çocukları nasıl yetiştirilecektir, bu yolda neler yapılmıştır, ama Köy Enstitüleri neden yarı yolda baltalanmıştır? Bu kitapta hepsi var. Zeynep Oral, bir gazetecidir, bir sanat yazarıdır. Günden güne kendine özgü bir deyiş edinen, sanat olaylarına olduğu kadar yaşama, insanlara da duyarlı bir yaklaşımla bakan bir yazar. Bu yıl içinde yayınlanan iki kitabı var: 'Esintiler 82' ve 'Konuşa Konuşa'. Bir çırpıda okunan, sizde de izler bırakan yazılarla dolu kitaplar. 'Konuşa Konuşa'da çeşitli sanatçılar ve yazarlarla yaptığı konuşmalar yer almış. Ben bu kitapları bir yana ayırmıştım. Hepsinden ayrı ayrı söz edeyim diye... Gerçekten de ayrı yazılara konu olacak kitaplardı bunlar. Ama olmadı. Hızlı geçen olaylar, birbirinden ilginç yayınlar ortasında gündelik yazılar yazan bir kişi herşeye yetişemiyor. Bakıyorum, gazetemizin sanat bölümü bu tür tanıtmalara yeterince yer veriyor. İşte bir başka eğitimcinin çocukluk anıları: Enver Naci Gökşen'in 'Eski bir Öğretmenin OkulAnılan' Gençlerin de, büyüklerin de okuyabilecekleri küçük bir yapıt. Gökşen 'anı'lannı çok kısa tutmuş, oysa öğretmenlik, basın ve yazın yaşammda gördükleri, deneyimleri ne kadar zengindir! Bu kitapta yer alan öykümsü anılar ilgiyle okunuyor. Halil Berktay'ın 'Cumhuriyet ideolojisi ve Fuat Köprülü ve İlber Ortaylı'nın 'Imparatorluğun En Uzun Yüzyılı' adlı incelemeleri de bu tür konulara düşkün okurlara yararlı olacak yapıtlar. r <•" Bu arada size bir romanla, bir öykü kitabını öğütlemek isterim: Tarık Dursun'un 'Kurşun Ata Ata 8/fer'iyle Salim Şengil'in 'Güzelbir Oyun'unu... Tarık dursun, iyi bir yazardır. Usta bir öykücü olduğu için hangi konuyu ele alsa okurunu ardından sürükler, yazdıklarına inandırır, kendi dünyasına götürür. Şengil de öykümüzün bir 'doyen'idir. 'Güzel Bir Oyun'da da son yıllarda yazdığı öyküler yer almış. Bu dinlence günlerinde, işte size, severpk, beğenerek okuyacağınız bir kaç kitap... OKTAY AKBAL, yıllık izninin bir bölümünii yarından itibaren kullanmaya başlayacağmdan yazdanna bir süre ara verecektir. Kamyonlar yolumuzu bozuyor MESA Batı Sitesi'nin, îstanbul yolu ile olan 1,5 kilometrelik bağlantısının asfaltım Batıkent şantiyelerinin ağır tonajlı kamyon ve vasıtaları bozmaktadır. Zaten dar ve düşük banket olan bu yol bozulduğu zaman site sakinleri için ulaşım çok zor olduğundan vasıtalarımız sık stk arızalanmaktadır. Büyük Türk hikâyecisi Sait Mevsim koşulları elverişli iken Faik'in Burgazadası'nda bu yolun yapılmasmı hem bulunan ve ölümünden sonra Batıkent ve dolayısiyle annesi tarafından müzeye Ankara Belediyesi, hem de dönüştürülerek Darüşşafaka MESA Batı Sitesi sakinleri Cemiyeti'ne bağışlanan evi, tnanın Eminönü'nden, için zorunlu görmekteyiz. içler acısı bir haldedir. Beyazıt'tan, Sultanahmet'ten Yetkililerin bu soruna \ Bakımsız bahçesinin içindeki geçerken bir Istanbullu olarak eğilmelermi bekliyoruz. evle eşyalar adeta çürümeye utanç duyuyorum. Nedeni ise; ERÇİN ÇELİK ' terkedilmiştir. Bu durum'a son hem kutsal mabetlehmiz hem verilmesi ve evi ile eşyalarının, Ankara de ulusumuzun büyük sanat edebiyatçımızın ününe yaraşır eserleri olan camilerimizin dış şekilde onarılıp bakım altına görünüşleri.. 12 Eylül öncesi, alınması için Darüşşafaka teröristlerin haberleşme Cemiyeti'ni, aydınları, tahtasına dönen, üzerine edebiyatseverleri, Adalıları, kırmızı, siyah ve daha bankaları velhasıl bunun ne Hem araçlara hem de bulunabilecek ne kadar garip yayalara kolaylık sağlayan renk varsa o renkten boyalarla denli acı birşey olduğunu yüreğinde duyan herkesi yeni asfaltların dökülmesi, yazılar yazılan camilerimiz, harekete geçmeye davet yolların temizlenmesi ve çok şükür bu kötü ediyorum. Sonra da, müzenin düzeltilmesi tabiî Istanbullular görünümlerinden 12 Eylül ile tamtılıp en azından olarak hepimizi memnun kurtuldular. Ama bu kez Burgazadası'nı ziyarete ediyor. Ama bir sorun var ki, ortaya yine kötü bir görünüm Sayın NEZİH DEMİRKENT olmak üzere Cemiyet Yönetim Kurulu ile bütün personele, Denizcilik Bankası Genel Müdürü Sayın NEJAT ÖZGEÇE'ye, Akdeniz Gemisi Süvarisi Sayın MUHİTTİN RESEN'e ve başta Kamara Memuru KADRİ KOPŞA olmak üzere bütün gemi personeline, ayrıca ellerinden gelen her türlü tıbbi yardımı yapan Gemi Doktoru Sayın ALİ FUAT USLU ve yolcu doktorlara, Danışma Meclisi Üyelerine, Türk Hava Yolları Mensuplarına, Parti Liderlerine, BasınYayın Kuruluşlarına, kardeş Gazeteciler Cemiyetlerine, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na, Gazeteler, Dergiler, Basın Ajanslanna, Resmi ve Özel bütün basın kuruluşlarına, Lions Yönetim Çevresine, yakın ilgilerini esirgemeyen, Cenaze Törenine, şahsen »s^»kattlaıv» çeknk, göaderen, telefon ve telgrafla rtaziyetlerini bildiren bütün şahıs ve kuruluşlara ve : aziz^dostlarına, değerii meslekdaşlarına ve akrabalarımıza teşekkürlerimizi borç biliriz. Sait FaikHn evi çürümeye terkedildi Idealtepe tren istasyonu ilgi bekliyor tstanbul'daki tren istasyonlarının aydınlatumasım bir banka üstlenmiştir. Aynı banka, ışıklı reklâmlarıyla aydmlatırken, reklâmım da iyi bir şekilde yapmaktadır. Sözü tdealtepe istasyonuna getirmek istiyorum, Bu istaşyonumuz geceleri zifıri karanhkta kalıyor. TCDD'nin lambaları deniz fenerleri gibi bir yanıp bir sönmekte. Diğer istasyonları gördüğümüzde, bu istasyonla neden ilgilenilmediği akla geliyor. Devlet Demir Yolları yetkililerinin Idealtepe tstasyonu'nun aydmlatılma sorununu çözecekleri inancındayım. Biraz da bu istaşyonumuz diğerleri gibi ilgi görsün. HIDIR îstanbul PEKGÜZEL Camilerimizin dış görüntüsü Asfalt dökerken çukur yaratıyoruz MUSTAFA YÜCEL AİLESİ noKta HAFTALIK HABER DERGİSİ • Sağda başa güreşenler Turgut Sunalp, Bülend Ulusu, Turgul Özal ve...? • Vetolardan sonra partiler yine örgütleme maratonunda GERÇEKLERDEN YANA, BAĞIMSIZ, DEMOKRAT yankılar yaratıyor! O her zaman bir numara 1. Hamur kâğıt Ofset baskı Kuşe kapak 64 sayfa 100 TL. 1Z Partiye teşkilâtlanmak için 73 bin kişi gerek. • Mavi yolculukta karaya oturan dostluklar ve evlilikler • TRT kimi neden, nasıl boykot etti • Türkiye'de her 27 kişiden biri sabıkalı • Adalet Bakanı Akdoğan: Cezaevlerinin yatak kapasitesi arttırılacak • Nail Giireli: Demokrasiye partisiz geçilir mi? GELIŞİM YAYINLARI "6u>tnilir royınolık" SUMERBANK YARIMCA SERAMİK SANAYİİ MÜESSESESİNDEN Buhar ve kaloriîer tesisatı boru izolasyon işi yaptmlacaktır 1 Müessesemizde mevcut takriben 6143 metre muhtelif ebatta buhar ve kalorifer boruları izolasyon işi kapalı zarf usulü teklif alınmak suretiyle 5 Ağustos 1983 günü saat 15.00'de ihale edilecektir. 2 tzolesi yapılacak boru ve depoların T.C. Bayındırhk Bakanlığı Yapı tşleri müşterek tarif ve şartlarına uygun olacaktır. 3 Bu işe ait muvakkat teminat 500.000. TL olup, ihale saatinden önce nakit veya banka teminat mektubu olarak müessesemiz veznesine yatırılması şarttır. 4 Bu hususta açıklayıcı bilgi ve şartname müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden temin edilebilir. 5 Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi değildir. Basın: 21556 Ulusal Basın Ajansı, gazeteci yetiştirmek için lise m e z u n u gençler arıyor. Gazeteciliği meslek olarak seçmek isteyen gençlerin aşağıdaki adresimize başvurmaları rica olunur. U L U S A L BASIN A J A N S I Yerebatan Cad. N o : 33 CAĞALOĞLU MALİYE BAKANLIĞI GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Maliye Bakanlığı'nca 15 Ağustos 1983 Pazartesi günü saat 9.00'da Ankara ve Istanbul'da Gelirler Kontrolörlüğü giriş sınavı açılacaktır. Sınavı kazananlar, üç yıllık staj dönemi sonunda yapılacak "yeterlik sınavı" nl da kazandıkları takdirde Gelirler Kontrolörü olarak göreve devam edeceklerdir. Sınava katılabilmek için, a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesindeki niteliklere sahip olmak, b) Sınavın açıldığı yılın ocak ayı başında 30 yaşını doldurmamış bulunmak; c) Siyasal Bilgiler, Hukuk, lktisat ve lşletme Fakültelerinden, Ataturk, Boğaziçi, Ege, Hacettepe ve Ortadoğu Teknik Üniversitelerinin lktisat, lşletme, Siyasal ve İdari Bilimler Fakülte veya bölümlerinden, İktisadi ve Ticari İlimler Fakülte, Akademi veya yüksek okulları ile bunlara eşitliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca onanmış yurtiçi ve yurtdışı Fakülte veya Yüksek Okullardan birini bitirmiş olmak gerekir. Sınavlara giriş şartlarını ve konularını ayrıntılı olarak gösteren "Sınav Broşürü" Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı'ndan veya Gelirler Kontrolörlerinin Ankara, îstanbul ve izmir Grup Başkarriıklarından sağlanabilir. lsteklilerin, gerekli belgeleri, en geç 5 Ağustos 1983 Cuma gunu mesai bitimine kadar Ankara'da Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri BaşkanlığYna vermeleri ya da anılan tarihte yukarıda belirlilen adreste olacak şekilde posta ile göndermeleri (Postada vaki gecikmeler kabul edilmez) gerekmektedir. (Basın: 18511) AGCA hapisten çıktığı gün vurulacak^ İşsiz kalanlar artıyor. MDPve ULUSU formülü. Ermeni terörünü kim besliyor? Eşcinseller anlatıyor. Spor basını nerede, nereye gidiyor? MALİYE BAKANLIĞI HESAP UZMAN MUAVİNLİĞİ GİRİŞ SINAVI Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunca 26 Eylül 1983 Pazartesi günü saat 9,30'da Ankara, Istanbul ve tzmir'de Hesap Uzman Muavinliği giriş sınavı açılacaktır. Sınava katılabilmek için; a) Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1983 tarihinde 35 yaştnı doldurmamış bulunmak, ," c) Siyasal Bilgiler, lktisat, Hukuk, tşletme, Iktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri ile bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca tasdik olunan yabancı fakülte veya yüksek okullardan birini bitirmiş olmak. Sınavlara giriş şartlarını ve sınav konularını gösteren broşür, yukarıda isimleri geçen Öğretim Kurumlarından ve Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ile Ankara, tstanbul ve lzmir Grup Başkanlıklarından sağlanabilir. lsteklilerin 9 Eylül 1983 günü akşamına kadar Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ANKARA adresine belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmaları gerekir. Basın21744 'Kitap gibi dergi" İLAN ÇAY KURUMU ÇAY PAKETLEME FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 2 3 Kurumumuz Fabrikalarında kullamlmak üzere muhtelif güç ve gerilimde cem'an 8 adet T R A N S F O R M A T Ö R teklif alma usulü ile satınahnacaktır. lhaleye ilişkin şartnameler ile ihtiyaç listesi M ü d ü r l ü ğ u m ü z Satınalma K o m i s y o n u n d a n ücretsiz temin edilebilir. Bu işe ait hazırlanacak usulüne uygun teklifler en geç 8.8.1983 Pazartc:'. günü mesai saati s o n u n a kadar îstanbul Kuruçeşnn.'deKi M ü d ü r l ü ğ ü m ü z e verilmesi veya posta ile iadelitaahhuuıi gönderilmesi gerekmektedir. r o s t a u a vaki gecikmeler kabul edilmez. K u r u m u m u z ihaleyi yapıp y a p m a m a k t a veya diledığine yapm a k t a serbesttir. Basın21389 Newsweek, L'Express, New YorkTimes MKEK VAŞIFLI ÇELİK FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜNDEN GEMİ SÖKTÜRÜLECEKTİR 1. MKEK Aliağa Gemi Sökum Tesislerinde bulunan gemiler şartname esaslarına göre söktürulecektir. 2. Ihaleyle ilgili detaylı bilgi ve şartname belirtilen tarihten önce Yeni Foça yolu üzeri Aliağa/İzmir adresindeki Fabrika Müdürlüğünden temin edilebilir. 3. Teklif mektupları kapalı zarf içinde 8 Ağustos 1983 Pazartesi günu saat 16.00'ya kadar Yeni Foça yolu u?erindeki Fabrika Müdürluğune gönderıkcek ve>a Pk. 35 Aliağa aciresinc postalanacaktır. 4. Postaddki gecikmeler kabul edılmeyecek olup, kurumumuz 2490 sayılı yasaya tabı değildir. Basın21348 Bİ fjr 4 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle