12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 tnsanlar, bir takım katı kurallann, biçimsel yargılann oyuncağı olacak kadar değersiz bir varlık değildir. Onlann da, istekleri, beğenileri, egttiınleri vardır. Onlar da her canlı gıbi yemek, içmek, gezmek, egfenmek... gibi pek çok gereksinmeler içindedir. Yaşamak onlar için de en başta gelen bir haktır. Ancak, bu gerçeğin, toplumsal düzenle bağdaştınlması da zoranludur. "Hırsız Yavrnlar" OLAYLARVEGÖSÜŞtER f Bir yandan,yttpç olarak hınuâığı kmsyan, hımzlura ceza veren bir lrimHğin sahibidir. öte yandan, yasamın karma$ık ortamı içinde bunalanbu çocuklar kimbilir hann olumsuz kpşullann etkisiylebü kotO «onuÇla karşılaşmışlardır, sorusunun yamtını bulmaya çahşmaktadır. Tarih boyunca bütün toplumlar, önemsiz aynk durumlar dışında, hırsızlığı suç saymışlardır. Kutsal kitapıar onu bttyük günahlar arasında belirtmişlerdir. Türk toplumlan da bu genel doğrultunun dışında kalrruş değildir. Bir zamanlar "uğnı" adıyle anılan hırsız, Islâm kültür çevresine girildikten sonra "sârik" sözü ile yasalara girmiştir. Ugruluk, sirkat, hırsızlık, dil yönünden değisik kıhklarda görülseler bile nitefık yönündcn tek kavraou yansıtmışlardır. O da şudur: Başkasuun hakkına ve malına el uzatmak. Bir başkasının elinde bulunan nesneler ve değerler, gerçekten onun hakkı mıdır? Buna el uzatmak, her zaman suç sayüabilir mi? Bu gibi sorularla toplumbilimciler, tuze felsefesi ile uğraşanlar kafalannı yoradursunlar, yüreklerini tüketeyazsmlar. Biçimsel tüze kurallan bakımından bir nesneye sahibinin isteği dışmda el konması, götürülmesi, aşınlması suç sayılmaktadır. Bunu yapanlar olayın özelliğine göre belirli cezalara çarptınlacak lardu. ^u da bu gerçektir ki insanlar, birtakım katı kurallann, biçimseı yargılann oyuncağı olacak kadar değersiz bir varlık değüdir. Onlann da fartekleri, eifflmkri varcbr. Onlar da doğadalrj her canh gibi yeıaek, içmek, korunmak, gezmek, eglenmek tOrflnden bir sOrtt aereksinimkrle karsı karşıyadır. nıamak, onlar için en başta. gelen bir haktır. Ancak. bu gerçeğin toplumsal düzenle bağdaştınlması da zorunludur İşte, Koca Başkan bu toy çocuklara "yavrulanm" diye seslenirken onlan olumsuz davranışlar" surükleyen koşullardan, keLileri kadar, belki daha da çok, büyükkrin, ana babalann sorumlu olduklanm duşünmüştür. Bu sorumluluğu kendi vicdanında duymuştur. Bu nedenledir ki, "yavru" sözcüğünde saklı scvgiyi, sevecenliği, acımayı dile getirmek istemiştir. Nitekim sayın Cumnurbaşkam Kenan Evren 3 kasım 1982 günü Edirne'de yaptığı açık hava konuşmasında şöyle söylemiştir: M Gcnçli(tin TebaHni kimse ttstönden ttamaz." (4 kasım 1982 günİU gazeteler). Bu söz, her zaman ve her yerde geçerli olan bir gerçeği dile getirmiştir. Hırsızlığı meslek edinmiş kişiler için acıma duygusu söz konusu olamaz. Ancak açhktan, işsizlikten, haksızlıkların kurbanı olmaktan doğan hırsızhklar karşısındaki rutum ve dttşuncelerimiz, ,biraz değişik olacaktır. Osmarüılann tarih sahnesinde görüldükleri 12991300 yıllarında Anadolu'da büyük bir kuraklık ve kıthk sıkıntısının başgösterdiği tarihsel belgelerde yaabdır. Bu sıralarda yaşayan Nasrettin Hoca'run açlıkla ilgili bir fıkrası vardır: Hoca bütun komşulan gibi bir lokma ekmeği günlerden beri mumla aramaktadır. Derken, kasabanın arka mahallesindeki küçük bir fınnın önünden geçer. Tezgâh üzerinde nra sıra dizüi ekmeklere imrenerek bakar. Karşısındakine sorar: "Bunlann hepsi senin midir?" Fırıncı "evet" diye yamtlaymca Hoca, şu anlamk sozlerle duygularını ve yargüannı dile getirir: "öyleyse neden oturup hepsini yemiyorsun?" Işsizlik, açhk, yoksulluk oenen üç oaşu canavann pençesinde kıvrandığmı gördüğümüz çağımız insamndan, Hoca örneği ınce davranıjlar bekleyemeyiz. Bugünün açlan, "Karnım açken kahve vermez fâideRabbena inzel aleyna mâide" diyebilen atalanrmz gibi, Tknn'nın gökten sofra indirmesini beklemeUe yetinemezler. Açhk derdinin ve kursak içgüdüsunün dürtüsü ile hırsızhğa yönelen çocuklarunızı sert ceza uygttlamalan ile yola getirebileceğimizi sanmak yanhştır. Yapılacak iş, gençleri bu yola surükleyen etkenleri ve koşullan değiştirmek olmalıdır. Bu gerçekleşinceye kadar da onlan olumlu yöne çevirecek, eğitecek, topluma yeniden kazandıracak önlemleri almaya çalışmalıyız. Rahmetli Ahmet Kutsi Tecer, köylerimizle ilgili bir şürinde şöyle demişti: "Gitmesek de görmesek de o köy birim köyümttzdttr". Hırsız yavrulanmız için ben de şunu söyleyeceğim: "Sevmesek de saymasak da oolar bizim yavrumuzdnr." 20 TEMMUZ 1983 PENCERE Kime Destek? Meydan Larousse'un 8'inci cildinin 132'nci sayfasında şu satırlar okunur: ' 1958'de Lubnan'da başkan seçiminin yaklaşması, Müslömanlaria Hıristiyanlar arasında bir savaşa yol açtı. Bu savaşta Raşid Kerami'nin ve Birieşik Arap Cumhuriyetinin taraftartan, Başkan Şemun'un (1952'de seçilmişti) taraftaharıyla Pierre Cemayefln yönettiği Falanfa karşı çarpıştılar. Temmuz aymda Lubnan Hükümetinin çağnsı üzerine ABD biriikleri Beyrufa çıkarma yaptılar" • O donemdeki koşullara göre "Amerikan Çevlk Kuvveti" bu Işi yapmış, Lubnan'daki Falanjistlerin siyasetine askeri destek sağlamıştı. Lubnan'a Amerikan deniz ptyadelerini indirmek için Balıkesir ve Adana (incirlik) hava meydanlan kullanılmıştır. HaydarTunçkanat'ın "Ikili Anlaşmaların İçyüzü" adlı kitabındabu olay şöyle anlatılır: "Sabahleyin Genelkurmay Başkanlığı Protokol subaytığına gelen Amerikan Ataşesi Albay Green şöyle konuşmuştur: " Gece haber vermek İçin slzi ve Istihbarat Başkanını daha sonra Genelkurmay Başkanını aradım. Fakat hiç kimseyt bulamadım. Bunun üzerine Büyukelçi Fletcher Warren, " K ö ^ r e gfderek Cumhurbaşkanı (Bayar) VB Başbakandan (Mendems) izh aldı ve Adana'ya 11 bin kişi indirdlk, siz haberi ilgililere ulaşttnn." (...) Bunlar gösteriyor ki Amerikalılar bir zoriuk çıkanr düşuncesMe Genelkurmayı kasten haberdar etmemişler (...) harekâto otdu bkuye getirerek yürütmüşlerdir." • Türkiye toprakları kullanılarak Amerikan desteği sağlanan Lubnan'daki Falanjistler, Errnenilerle ve Taşnak partisiyle tam bir işbirliği içindedir. Falanjist güçlerie Ermeni politik ve dinsel örgütlerinin dayanışmasmı arkadaşımız Cengiz Çandar 5 haziran 1983 günlü Cumhuriyet'te şöyle belgetiyor: "Dışişleri Bakanı llter Türkmen'in Tükiye'nin Bekjrad Büyükelçisi Galip Balkar'm BSAK (Ermeni Soykınmı Adalet Komandoian ki TAŞNAK'a bağlıdır) öldürülmesinin ardından mart aymda Beyrufa ani ziyaretlnin olumlu sonuçları konusunda şu nedenlerie kuşkulu olmak gerekir: 1) Taşnak ve Ermeniler gerek bizzat Cumhurbaşkanı Emin Cemayel'in, gerekse Falanjist Partisi llderi Pierre Cemayel'in rakip Maruni Hıristtyan adaylara karşı seçim kazanmalarını sağlayan etkin unsurdur. 2) Taşnak ve Er~ menıter, Lubnan'daki Hırisüyan dayanışmasından yararianmakta ve bu çerçeve içinde Hıristiyan kesimin iktidar örgütü Falanjist oartinin geieneksel müttefikidirier. Falanjist Parti'nin yönetidlerinden CemayeTin sağ kolu (Ermeni kökenli) Pakraduni Türkmen'in Beyrut'ta yaptığı basın toplanth sından sonra 19 mart tarihli Lübnan gazetelerinde yayınlanan şu demeci vermiştlr: " Türkmen, Lubnan'ı terörizm ihracıyla suçlamadan önce Türkiye onca yıldır müsadere etmlş olduğu ve değeri mltyariarca dolar tutan Lübnan mal varlığını iade etmelidir. Turklye Ermeni halkını gözünü bile kırpmadan göçe zoriamış teröristblr devlettir." • 1958 yılında Türkiye'yi kullanarak ABD Çevik Kuvveti işte bu Falanjistlere destek sağlamıştır. Zamanın Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu da şu demeci vermiştir: " Türkiye Hükümeti, ABD'nin Lübnan Hükümetinin talebi üzerine ve bu ülkenin bağımsızlığının hariçten tertiplenen yıkna faaliyetlere karşı korunması maksadıyla, Lubnan'a kuvvet göndermiş olmasını tamamiyle tasvip etmekte ve bundan memnutfluk duymaktadır. Türkiye Hükümeti, ABD'nin bu hareketini Bşenhower Doktrini'nin bir tatbikatı telâkkl etmektedir." SBF. Dtş İHşkiler Enstitüsü, Op.dt. s.266[ • Bugünden geriye bakıldığında 1958 Ankara'sının aymazlığı ortaya çıkıyor. Lübnan, Ermeni terörünün başlıca üslerinden biriskjir; Amerika Ermenileri ve yönetimiyle içiçedir. Ermenilerin yüzde 9O'ı Hıristiyanlığın Gregoryen mezhebine bağlıdır. Bunlann Katoligoslugu da Beyrut yakınlarında Antelias'tadır. Kilikya (Anadolu'nun büyük bir bölümü) Katoligos'u Karekin "Anadolu'da Bağımsız Ermenistan" davasının ateşli bir politikacısıdır. 21 Haziran 1983 günü Amerika'daki "Boston Globe" gazetesine verdiği demeçte Dünya Kiliseler Örgütü'nü de tumüyle bu davaya katmak için çahşacağım açıklamıştır. Karekin, Dünya Kiliseler Konseyi Başkan Yardımcısıdır. Bugün İsviçre'nin Lozan kentinde toplanan Dünya Ermenileri Kongresi, Cumhuriyet Türkiye'sinin temeli Lozan Antlaşmasına karşı Sevr'i hortlatmak amacını güdüyorlar. Bunların içinde en etkin güçler de Lübnan'dan gelen Taşnak, Hınçak, Ramgavar partilerinin yandaştarıdır. • Bilmftm ki tarih bilincinin ışığı altında "Amerikan Çevlk Kuvvef/"nin Ortadoğu'daki rolünü anlatabildim mi? ALt RIZA ÖNDER Emekli Yargıtay Üyesi Tlrnak içine aldığun yukandaki başlık benim buluşum değildir. "" Güneydeki büyük kentlerimizden birisinde ağır ceza başkanhğı yapmış değerli bir meslektaşımızın sözüdür. öyküsü şöyle: llk genclik^cağındaki delikanlıların çeşitlî* nedenlerle sık sık suçlu duruma düştükleri sıralarda, bu kentte oturan, yaşlan on beş dolaylannda birkaç sanık üst üste suçüstü yakalanarak adı geçen yargılığa gönderiliyorlarmış. Işledikleri suç ise hep aynı türden: Hırsızbk. Son gelişlerinde haklarında tutuklama kararı verilHiğinden içeri atılmıslar TOPLUMUN DEĞER YARGISI Ne var İcı bir sure sonra tutukevinde de suç işledikleri görülmüş ve yeniden yargılığa getirilmişlerdir. Başkan, bir önündeki iddıanameye göz atmış, bir de sanıklann yüzlerine bakmış. Görmüş ki bu kez hırsızlıkla değil, cezavindeki sağsol eylemlerine karışmakla suçlanıyorlar. Durumu yadırgayan başkan, yerlerinde oturmakta olan sanıklara gözlüğünün üstünden şaşkın şaşkın bakarak, duygu ve düsüncelerıru açıga vuunaKian aa kaçınarak şöyle seslenmiş: Kalkın bakalım hırsız yavrularım. Neden meslek değiştirdiniz? Bu olayı işittiğimde epeyce gülmüştüm. Aradan zaman geçip üzerinde düşünme fırsaü bulduğumda anladım ki Başkan'ın bu yoldaki seslenişi, yaJın bir espiri olarak değerlendirilemez. Bu söyleyişte, kendi duygu ve düşüncelerini özetleyen, karşısındakileri de düşünmeye yönelten bir içerik vardır. Bu içeriğin açıklanıp yorumlanması ise toplurnsâl sorunlanmızdan birisine parmak basmak isteyecek herkese bir şeyler öğretecektir. Ben kendi payıma, bilge yaratüışlı büyük yargıcın bu sözlerini irdelemeye çahşacağım. Başkan, bu toy sanıklara "Hırsız Yavrulanın" demekle hangi gerçeklere değinmek istemiştir. Bence konu iki açıdan ele alınabilir: Birincisi toplumsal, ikinci<!i bireysel açıdan.., Toplumun bakışı: Meslektaşlan arasında "Koca Turgut Reis" adıyla anılan yargıç, "hırsız" sözünü kullanırken hiç kuşkusuz, işlenen bu eylemlerin ahlâk kurallanna ve yasalara aykın nitelikte olduğunu vurgulamak istemiştir. Bunda hoş görülecek, bağışlanacak, övülecek bir yön bulunmadığını anlatmaya çalışmıştır. Karşısındaki gençlerin böyle bir suçla damgalanmalannın kendileri için utanılması, kaçınılmaa, sakınılması gerekli kötü bir durum olduğunu belirtmiştir. Demek istemiştir ki, "Ey çocuklar, bu yapüklanmz çirkindir, yanlıştır, zararhdır. Toplum gözünde sizleri küçük düşürücüdur. Neden böyle sık sık karşımıza çıkıyorsunuz? Daha bu yaşlarda hırsızlıkla adınızı karalamanız doğnı mudur? Sakın, bir daha böyle suçlamalarla karşıma gelmeyiniz. Doğru yoldan aynlmayınız. VtCDANIN SESt Başkanın kafasından geçen bu düşünceler toplumun değer yargılanıun özetidir. Daha doğrusu bu kınama sözü, olay karşısındaki toplumsal bakış açısını yansıtmaktadır. Gelelim gerçeğin öbür yüzüne: Vicdanın sesi: Yargıç da insandır. O da vaktiyle çocuk olmuş, gençlik çağuu geçirmiş, olgunluk dönemini görmüş bir kişidir. Onun da anası babası vardı. Sonradan o da çoluk çocuğa ka EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OGRETMEN/OGRENCI YÖNETEN MUAMMER TUNCER Böyle Bir $iir Ödül Almadı "Türk Dil ve Türk Tarih Kurumu evve/ce özerkti, kimse karışamazdı. Şimdi bu kurumlann özerk kalmasını isteyenler Türk Dil Kurumu'nun bugüne kadar yaptığı uygunsuz bazı şeyleri hatırlamak istemiyoriar. Dağlarda jandarmamızı vuran eşkiyayı ÖVBD şiirlerin yer aldığı kitaplara bu kurum ödüller vermişti. İşte bunları önlemek için bu kurumlann başına Ataturk Dil ve Tarih Yüks&k Kurulunu getiriyoruz". Sayın Cumhurbaşkanının cuma günü Soma'da söylediği bu sözler üstünde durmak gereğini duyuyorum. Her ne kadar, MDP Genel Başkanı yardımcısı Musa öğün "Cumhurbaşkanının görüşlerinin aksine görüş serdetmek kimsenin haddi değildir" buyurmuşsa da biz bu kanıda değiliz. Cumhurbaşkanlarına gereken saygı her zaman gösterildi. Ama ileri sürdükteri görüşler ve düşünceler yanlışsa, hiç değilse bize göre yanlış yerleri varsa bunlar demokrasinin gereği olarak da her zaman belirtildi. Atatürk kuşağıyız biz... Düşüncelerimizi açık açık belirtmeye alışmışız. Yanlış gördüğümüz bir düşünceyi körükörune benimsemenin yurda ve ulusa yarar sağlamayacağı inancındayız. türk Dil Kurumu Yazın Ödülleri Seçici Kurullarında bir kaç kez görev yaptım. Son olarak 1979'dan 1982'ye dek bu kurul toplantılarına katıldım. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasında hangi şiir kitabını kastettiğini anlayamadım. 1979'da ilhan Berkin 'Kül'; 1980'de Yaşar Miraç'ın Trabzon'lu Delikanlı'; 1981'de Mehmet Taner'in 'Bir Denizin Çekildiği Bütün Kıyılar'; 1982'de de Ali Yüce'nin 'Halk çağı' adlı şiir kitapları TDK Şiir ödülünü kazandı. Bu kitaplara oy verenler arasında ben de vardım. Bu dört kitapta da.'dağlarda jandarmamızı vuran eşkiyayı öyen tek bir şiir yoktur. Isteyen, alır bu kitapları okur, böyle bir dize varsa, gösterir 'işte' der! Okurlarım anımsayacaklardır, Tercüman'daki bazı yazarlar, başta Bayan llıcak, Bay Kabaklı, Bay Göze 'curnal' niteliği taşıyan yazılarla bu tür suçlamaları bir kaç kez yaptılar. Hatta bu 'curnal'ler üzerine Adalet Bakanlığı soruşturmalar açtırdı. Tam üç kez Basın Savcılığına çağrılıp, bu konuda ifade verdik. Hepsinde de Takıpsizlik* kararı aldık. Bay Kabaklı 17 Ocak 1981'de bu 'curnal'ı yazıyor, Bakanlık 18 Ocak 1981'de soruşturmayı açtyor! Bu denli hızlı bir kovuşturma Adalet tarihinde az görülmüştür! "Tercüman" gazetesi 17 lenımuz ıs»83 tarihli sayısında da daha önceki yıllarda ileri su.uuyu yanlışı bir kez daha yinelemekten çekinmemiştir. TDK ödülünü alan 'şiir' olarak gösterdiği şiir, 1980 Ödülünü verdiğimiz Trabzonlu Delikanlı' adlı kitapta yoktur. Bu şiir, başka bir kitaptan alınmış, halkı ve yönetim başındakileri yanıltmak için, "TDK jandarmayı vuran eşkiyayı öven' şiirlere ödül veriyor" havası yaratılmak istenmiştir. Bir kez daha yineliyorum; Trabzonlu Delikanlı" adlı kitaptır TDK ödülünü kazanan; bu şiir de, o kitapta yoktur. Bunu ben daha önce de yazdım. Ama bu 'ihbarcı'lar yanlış olduğunu bile bile karaçalma eylemini sürdürdüler. Doğrusunu söylemek gerekirse, 'başan'ya da ulaştılar! Ama şunu da bilmelerini isterim. Sonunda gerçek alabildiğine egemen olur. Öğretmen ve yöneticîlere, işbaşında yetişmeleri içîn gereken yardım ve rehberlik yapılmaktadır Mılli Eğıtım Bakanlığı Genel Sekreterligi aracıhgı ile bize ulaştırılan, Bakanlığın tlköğretim Özetle * Engin Karadag'a. Ga/ıantep Lisesi öğrencisi: Durumunuzu öğretmeninizle âçık seçık konuşmaktan çekinmeyin. Bir kusurunuz varsa öğretmeninizden özür dileyin. Oğretmeninizin anlayış göstereceğini umuyoruz. * Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsii bğrencilerine: Üniversite öğrencilerinden yılda 34 bin lira harç alınmasına ilişkin bir yasa tasarısının hükümete sunulacağını, sunulsa bile böyle bir tasarırun yasalaşacağını sanmıycfuz. * E.E.'ye, Afyoo: Aynı okulda herhangi bir ders için okutulması gereken kitap, Bakanlığın önerdikleri içinden zümre öğretmenlerinceı belirlenir. * R.Ç.'ye, Diyarbakır: 1) Cezanız 6 ayı aşmadığına göre okulu bitirince görev almanıza engel oluşturmayabilir. 2) Çıkanlan aflar kimi zaman infaz edilmiş cezaların sonuçlarını da kapsayabiliyoT. * T. Asar, lise öğrencisi, tzmir: Kıyafet yönetmeliğine uymamakta direnmek, okuldan kı>a süreli uzaklaştırmayı gerekti:en suçlardandır. Ancak bu suçu birkaç kez işlememişseniz daha hafif ceza verilebilir. teftişine ilişkin açıklamaam bu haftadan itibaren yayınlarnaya başlıyoruz. " 1 . tlköğretim okullanmızda tlköğretim Müfettişleri Yönetmeliği'nin ilgili maddeleri uyannca öğretmen ve yöneticilere, işbaşında yetişmeleri için gereken yardım ve rehberlik yapılmaktadır. tl tlköğretim Müfettişleri Kurulu'nun görevleri arasında olan; mesleki yardım ve işbaşında yetiştirme cahşmalannın bellı ölçülere bağlanması, programlarının hazırlanması, yeni görüş ve tekliflerin getirilmesi, bu çalışmalarda amaçlara ne dereceye kadar ulaşıldığınm saptanması işleri de yerine getirilmektedir. 'Yine/ sözü edilen yönetmeliğin Mesleki Yardım ve İşbaşında Yetiştirme başhklı 13. maddesinde de görevler açıkça yer almaktadır. Grupla Teftiş Rehberi'ndeki "Teftiş Prenslpleri, Grupla l e £ tişin Hedefleri, Mesleki Yardım tlköğretim teftişine ilişkin görüşler Milli Eğitım Bakanlığı Iç Hizmetler Yönetmeliği'nde çok ince aynntılara değin ceza hükümleri var. örneğin, boyasız ayakkabıyla dolaşan öğretmen bu tutumunu yinelerse büyük suç işlerniş sayılır. Olağan olarak yapılabilecek beden hareketleri bile suç olarak niteleniyor. Üye olunması serbest diye duyurulan spor kulüplerine girmek bile yetkili üstün iznine bağh. Tüm bunlar, müfettişlerin dikkatlerini ve zamanlannı, elbette eğitimden çok öğretmenlerin işledikleri bu tür "suç"lara yöneltiyor. Bu durumda müfettişin "rehberegHünd" olarak etkinlik göstefmesi giderek zorlaşıyor. Bu kadar kısa bir sürede'ne ölçüde rehberlik yapılabilir? öğretmen de her insan gibi sorunlan olan kişidir. Müfettişin onu, çok kısa süre içinde, zayıf, orta, iyi, çok iyi olarak nitelsvecek kadar değerlendirmesiolanaksız. • 198283 öğretim yıhnda tam ~ ı öğretim yapan Bozdağemiş tlkokulu'nda iki öğretmen bir sınıfa girerek ders işledi. Müfettiş, aym sınıfa giren iki öğretmenden birine "iyi", öbürüne "yetersk" raporu verdi. Teftişte sımf düzeyi çok önemli bir etken olduğuna göre, bu değerlendirmede büyük bir yanlışhk var demektir. Kanımızca, müfettişte aranacak en önemli özellik yansızhk olmalıdır. S ve İşbaşında Yetistirmek" adlı başlıklardayer alan görevler de teftiş ve denetınfler sırasuıda vapıhnaktadır. 222 Sayıh Kanuna ve llkokullar Yönetmeliği'nin 96. maddesine dayalı olarak yapılan seminerler sırasında her ilde mesleki toplantılâr, ilköğretim müfettişleri tarafından duzenlenmekte; "öğetmen ve yönetfcUere rehberlik ilkesine ağırhk verilmektedir. 2. Yapılan teftiş sonunda gerekli bulunan konularda öğretmene rehberlik edilmekte, örnekler verilip yollar gösterilmektedir. Bu öneriler teftiş sonunda düzenlenen ara teftiş raporlannda da yer almakta, böylece öğretmen ve yöneticilerin meslek içinde yetişmelerine kendilerini yenilemelerine yardımcı olunmaktadır. 3. tlkokuUarırruzda görevli öğretmen ve yöneticilerinüzin yılda en az iki kez teftiş ve denetime tabi tutulmalan, birinci teftişin ağırhğımn rehberliğe aynunası amaç edinilmiş olmakla beraber, ilköğretim müfettişleri sayısuun az olması nedeni ile buna gereğince imkân bulunamamaktadır." Sürccek A.l. tzmir • Ilköğretim müfettişi, öğretmeni yılda 34 saat görebiüyor. Milli Eğitim Müdürlüğü kitap satabilir mi? • 1982 yüında lstanbul 1. Bölge Milli Eğitim Müdürlüğü ''Rehberlik El Kitabı" ve "1982 Yüı Takvimi" bastırdı. Çok sayıda basılan bu kitaplardan her ögretmene bir adet. avnca her sı• Bizler Çatalca ilçesi öğretmenleriyiz. Ilçemizde ilkokul öğretmenlerinin mutemetliğini yapan kişi, İlköğretim Müdürü'nün de onayını aldıktan sonra, Meyak kesinti çizelgelerinin hazırlanması için gereken kırtasiye masrafı olarak her öğretmenden 50 lira, bordro kesinti çizelgelerinin alımı ve öbür kırtasiye giderleri adı altında da 100'er lira kesti. Bunlann dışında, her ay maaşlarımızdan 5O'şer lira mutemetlik ücreti kesilmektedir. Bu kesintilerin yasal olup olmadığını açıklamanızı diliyoruz. nıfa da bir takvım verildi. Kitap ve takvimlerin paraları öğretmenlerden ve koruma derneklerinden toplandı. Böylece Bölge Milli Eğitim Müdürlüğü'nce büyük bir gelir sağlandı. Tüm bu yılı Tebliğler Dergisi'nde yayınlanan Bakanlık genelgesinin bu konudaki maddeleri şöyle: Madde 2. d) Mutemetlerin görevlerini yürütürken alacaklan Ucret yapacaklan zaruri harcamalar (saymanhklara gidip gelme, kırtasiye gibi) dikkate alınarak, 20 (yirmı) lirayı geçmemek üzere her valilikçe tespit edilecektir. e) Valilikçe tespit edilen bu ücret, tüm ödeme türlerinden (aylık, yan ödeme, yakacak yardımı, ders ücretleri vb.) bir kez alınacaktır. Sosyal hak ve yardımlann ödenmesinden hiçbir şekilde ücret alınmayacaktır. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün konu ile ilgileneceğini umalım. yayın etkınlığının hesabımn nasıl tutulduğunu, harcamalann hangi yöntemlerle, nerelere yapıldığım bilmiyoruz. Ancak bizim asıl öğrenmek istediğimiz şu: Milü Eğitim Müdürlükleri'nin yayın ve kitap satışı yapma yetkileri var mıdır? Böyle bir yasa yetki varsa kaynağını göstermenizi diliyoruz. Bozdağ ödemiş'ten bir grup öğretmen Belirli gün ve haftalar * 19831984 öğretim yıhnda 2. sınıfı okutacağım. Yıllık planımı hazırlıyorum. Bu sınıfta işlenecek belirli gün ve haftalann tarihleri ile gazetemizde yaymlanmasını diliyorum Mutemet ücreti A. A. Adana * Temel eğitim 1. kademe okullarının (ilkokullar) ikinci sımflannda işlenmesi gereken belirli gün ve haftaları şöyle sıralayabiliriz: 1 Dünya Çocuk Günü (ekim ayının ilk pazartesi) 2 Hayvanlan Koruma Günü (4 ekim) 3 Kızılay Haftası (29 ekim4 kasım) 4 Çocuk Kitapları Haftası (kasımın ilk pazar günü başlayan hafta) 5 Beslenme, Artırma ve Yerh' Mallar haftası (1218 aralık) 6 Yeni Yıl (1 ocak) 7 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 nisan) 8 Anneler Günü (mayısm 2. pazan) 9 Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı (19 mayıs) 10 Orman Haftası (715 mart) 11 Mahalli kurtuluş günü (Her ilde değişik) TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BtLDtRİLMİŞTİR 1 Müessese MüdttrlüğümüzUn ihtiyacı 165 adet 15 KV, 315 adet 35 KV.'luk akım transformatörleri ile 174 adet gerilim transformatOrleri kapalı zarfla birim fiat almak suretiyle, şartnamesi gereğince iç piyasadan satın alınacaktır. 2 Bu ihalenin geçici teminat miktarı 1.500.000. TL.'dir. 3 Bu ihaleye ait şartnameler, Millet Caddesi No. 86 Kat 3 Fındıkzade / İSTANBUL adresine yerleşik Makina tkmal Satınalma Grup Müdürlüğü'nden 2.500. TL. Bedelle temin edilebilir. 4 Teklif mektuplan, en gec 25.7.1983 günü saat 14.00'e kadar Müessese Müdürlüğümüzün 2. kat 205 no.'lu muhaberat servisine verimiş olacaktır. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Müessese Müdürlüğümüz 2490 sayüı yasaya tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta ve ihalenin tamamını ya da uygun gördüğü kısmı diİediğine vermekte serbesttir. T.E.K SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇt ELEKTRİK DACrTIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜCÜ Basın: 21579 İLAN 1 Müessesemızoe mevcut ihtiyaç fazıası muhıeııt makine yedeKleri ile hurda malzemeler şartnameleri esaslarına göre satılacaktır. 2 İhtiyaç fazlası makine yedekleri kapalı zarfla teklif vermek suretıyle, hurda malzemeler açık pazarlık usulü ile satılacaktır. 3 Kapalı tekhfler 17 Ağustos 1983 çarşamba günü saat 17.00'ye kadar müessesemiz haberleşme servisine verilmiş olacaktır. 4 Açık pazarlık aynı gün saat 10,00'da müessesemizde komisyon huzurunda yapılacaktır. 5 thalelere ait liste ve sartname müesseselerimize gönderümiş olup bu müesseselerimizden ve müessesemiz Ticaret Servisinden temin edilebilinir. 6 Malzemeler Müessesemiz ambarında mesai saatlerinde görülebilir. 7 Müessesemiz 2490 sayılı yasaya bağlı olmadığından satışı kısmen ve tamamen yapıp yapmamakta serbesttir. SÜMERBANK KENDİR SANAYlI MÜESSESESİ Basın: 21526 Bir grup lstanbul öğretmen Çatalca ilçesi öğretmenleri lstanbul 9 Mayıs 1983 gün ve 2138 sa ögretmene kaynak kitap niteliğini taşıyacak yayın yapmak, kuşkusuz güzel bir etkinlik. Ne var ki, Milli Eğitim Müdürlükleri böyle bir parasal etkinlikte bulunamaz. Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra örgütü yetkuilerinin bu gibi parasal işlerle uğraşamıyacaklan gözönüne abndığı içindir ki, Milli Eğitimin gereksinmelerini karşüamak üzere Milli Eğitim Vakfı kuruldu. Yasal yol, kitap yayını ve satışının Milli Eğitim Vakfı tarafından yapılmasıdır. KUMAŞ SARMA TAMBURU ALINACAKTIR 90.000 auet Kumaş sarma tamburu aiınacaktır. 1 Müessesemiz ihtiyacı için aylık 10.000 adetlik partiler halinde Eylül 1983'ten teslim edilmek üzere 90.000 adet kumaş sarma tamburu satın alınacaktır. 2 Konuyla ilgili geniş bilgi Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü Satınalm*Servisı'nden alınabilir. 3Rapah teklif mektuplan engeç 27 Temmuz 1983 günü saat 17.00'ye kadar Müessesemizde bulundurulacaktır. 4 Pulsuz, numunesiz ve 20 gün opsiyonsuz teklifler değerlendirmeye alınmayacaktır. 5 Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğinden almakta serbesttir. SÜMERBANK MERİNOS YÜNLÜ SANAYİt MÜESSESESt BURSA Basın: 21516 Ukul hızmetlisiyim. Okula sabahın saat 7'sinde (kışın soba yakmak gerektiği için daha da erken) geliyorum. Akşamın 8'ine doğru, temizlik işim bitince okuldan ayrıhyorum. Yaptığım işler saymakla bitmez. Sınıflan, müdürün, öğretmenlerin, daktilo memurumın odasını temizliyorum. Koridorlan paspashyorum.Töşın on sırufın, toplam on üç odaıun sobalannı yakıyorum. Her gün postaneye, çarşıya gidip geliyorum. Kamyondan kömür indiriyorum. Odun kınyorum. Kıreç yaKiyorum, duvarlan sıvıyorum, pencereleri boyuyorum, Fazla mesai ücreti almanız gerekiyor kırılan camlann yerine yenileri karşüığı olarak size fazla mesai ni takıyorum, okulun bahçesine ücreti ödenmesi gerekir. Konuağaç dikiyorum. Tuvaletleri te yu bir dilekçe ile, okul müdürmizliyorum. Çoğu zaman müdü lüğü kanahyla Milli Eğitim Barün ve öğretmenlerin özel işleri kanlığına iletmenizde yarar ne de koştunıyonım. İşim ağır görüyoruz. olmakla birlikte, yakınmıyorum. Ancak sizden öğrenmek istedi SAYIN EGİTÎMCİLER, ğim bir şey var: Sekiz saatten Aşağıdaki konularda, uzun olmamak koşuluyla, görüşlerinizi, öneçok fazlg çalışüğım halde, hiç bir rilerinizi bekliyoruz: ek ücret ödenmemesi yasal 1. öğretmen yetiştiren kurumlann bugünkü durumu. mıdır? 2. öğretmen yetiştiren kurumlardan yetişenlerin uygulamada karBir okul hizmetlisi Aydın şılaştıklan sonınlar. 3. öğretmenin uygulama alanında daha başanlı olabilmesi için Maaş karşüığı zorurüu cahşma alınması gereken Önlemler. süreniz günde sekiz saattir. Bu Yazışma adresimiz: CUMHURİYET Gazçtesi (ögretmenöğrenci) sürenin Ustündeki çalışmanız Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul MALİYE BAKANUĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ MUAVÎNLİĞİ GİRÎŞ SINAVI Maliye Müfettiş Kurulu Başkanlığı'nca 5.9.1983 pazartesi günü saat 09,30'da Ankara ve lstanbul'da Maliye Müfettiş Muavinliği Giriş Sınavı açılacaktır. GİRİŞ S1NAVINA KATILABİLMEK İÇİN: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı niteliklere haizolmak, b) 1.1.1983 tarihinde (30) yaşım doldurmamı; bulunmak, c) Siyasal Bilgiler, lşletme, tktisat, Hukuk, Iktisadi ve tdari Bilimler Fakultelerinden (veya bu vaufları haiz olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nca tasdik olunan yurtdiSJ fakülte veya yüksek okullardan) birini bitirmiş olmak Mdtf lsteklilerin sınav için gerekU belgekrle sınav konulannı belirten| kitapcığı, adları geçen fakültelerle, Ankara Teftiş Kurulu Baskanlığı'ndan, istanbul ve lzmir Defterdarhklannda Maliye Müfettislerinden, bizzat veya mektupla sağlayarak, ba$vurma ve kağıt işlemi için en geç 22.8.1983 pazartesi günü çalışma saatinin bitimine kadar Maliye Teftiş Kurulu BaşkanlığYna başvurmalan rica olunur. Bizim English gç avtık dergi "InglUzç* kolaydır" Cumhurlyet Bilgisayar Iklerl (Ekük •MartnU W TL.'hk ool DtŞ TABİBİ Levent, Güvercın Uuragı, Gazetecıler Yapı Kooperatifı C/3 Blok. D.7 Saat: 913 Tel: 164 57 25 Randevu alınması rica olunur. ORHAN TÜZÜN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle