Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
:UMHURtYET/8 11 TEMMUZ 1983 MOSKOVADA Ucvüzseksen gün 196263 gezdiren kadın Castro bana ilgi göstermedi 8 Yine bir kış günüydü. Evde, eşime, Tahran Büyükelçisi Orgeneral Aksalur'un ahçısı Melek Hanımın, bana Şemirah'daki vişne ve çileklerle dolu pembe jelatinli elmasiyeyi içimin çektiğini söyledim. Eşim: "Kış ortasında, Moskova'da elma bulunmuyor. tstediğin şeye bak" dedi. Birkaç gün sonra, yeni Sovyet ahbaplanmız bizi evlerine davet cttiler. Otomobil gönderip bizi aldırdılar. Şoför, arabayı, Moskova sokaklannın içinde döndürdü, durdu. Nerede olduğumuzu anlayamadık. tki kat çıktık. Resmi daire görünüşlü apartmanda özel bir aile muhiti içinde olduğumuzu gösteren tek bir şahsi eşya ve duvarlarda tek bir fotoğraf yoktu. Zakusky masası yine hazırlanmıştı, îri sığır pirzolalan yenildi. Yemeğin sonuna doğru Mansur: "Bay Giinver, var size şimdi bir sürpriz" dedi. içeriye asık suratlı bir garson girdi. Elinde, iki gün önce eşime tarifini yaptığım meyvah elmasiye yeni gelin gibi kıntvyor, titriyordu. Dostlanmın, bu cemilekâr ince jestlerine rağmen, elmasiye boğazımdan geçmedi. Mansur'un amiri Anatolsk, bizi, bir defasında Moskova'nın dısında bir ormanın içindeki Daça'sına çağırdı. Ailesi, çocuklanylatanıştık. Öğle yemeğini orada yedik. LENİNGRAD GEZİSİ Dostlanmızın bize hazırladıkları en güzel program, Leningrad gezisi oldu. leningrad'a kırmızı trenle gittik. Yatakh vagon bir klinik gibi idi. Lizol kokuyordu. Leningrad Sovyetler Birliği'nde Rus milliyetçiliğinin yaşayan, yaşaulan abidesi gibi. Eski inkâr edilmemiş. Çarların heykelleri, eski binalar muhafaza edilmiş, Ermitaş müzesi, Rusya'nın ve dünyanın en büyük sanat eserlerini içinde toplamış. Herşeyi görmek için müzede en az bir hafta kalmak lâzım. Leningrad Balesi, daha insani, daha şiir gibi. Bolşoy'un sert disiplini Le ningrad'dayok. Leningrad'dan 30 kilometre uzakta Puşkin kasabasında Ikinci Katerina'nın sarayı, tkinci Cihan Savaşı'nda Leningrad kuşatıldığı zaman Alman ordulannın karargahı haline getirilmiş, yakılmış, harap olmuş. Sovyetler, Saray'ın en ufak aynntılarına kadar restore edilmesini kararlaştırmışlar. Leningrad'da sırf bu projeyi gerçekleştirmek için bir Restorasyon okulu açmışlar.. Sarayda kullanılan kumaşlan aynı ipekten ve aynı motiflerle yeniden hazırlatmışlar. Duvarlardaki desenler, nakışlar, eski planlar bulunarak büyük sabırla baştan yapılmış. Biz Sarayı gezdiğimiz zaman, çalışmalar devam ediyordu. Yapılacak daha pek çok şey kalmıştı. Rus rehber, duvarlarda asılı tabloları izah ederken, Osmanlılar aleyhinde bazı yorumlarda bulundu. Rusçayı biraz anlamaya başlamıştım. Eşim Moskova'daki evimize gelerek, yağlı boya portresini yapan tanınmış ihtiyar Rus ressamı tliyen'i bir ay öğle yemeğine alakoymuş, ona sevdiği yemekleri ve şarapları ikram etmiş, bu fırsattan faydalanarak Rusça'sını ilerletmeye çahşmıştı. Katerina'nın sarayındaki büyük yağlı boya tabloların bir kısmı Osmanlılar'la yapılan savaşlara aitü. Bize refakat eden Sovyet memurunun kadın rehbere, konuşmasını uzatmaması için yapmak zaruretini hissettiği ihtar kadını sinirlendirdi. Tepki gösterdi. Memur, kadının yanına yaklaştı. Kulağma birşeyler fısıldadı. Kadın, derhal süt liman oldu. Bunun üzerine gönlümüzü almak için, bize Katerina'nın kasada gizli tutulan ve herkese çıkarılmayan özel erotik biblo kolleksiyonunu gösterdiler. Katerina, hayatmda aşka daima öncelik vermiş. e Leningrad gezjsinde, Sovyetnispeten sakin geçirdik. Sovyet dış politikasında, Türkiye tekrar ikinci plana geçmişti. Kruşçev, politik bakımdan gün geçtikçe zayıflıyordu. SovyetÇin çekişmesi devam ediyordu. Sovyetler 1 Mayıs, 7 Ekim bayramlarında Kızıl Meydan'da, yabancı diplomatların tribünlerde, fılm ve fotoğraf makineleri ile izledikleri, büyük ye gösterişli geçit resimleri tertipliyorlar, en son silahlarını, füzelerini teşhir ediyorlardı. Soğuk ve karlı günlerde Kızıl Meydan boşalıyor, buna rağmen kuyrukta insanlann, çizmelerinin tabanlarını buza vura vura, Lenin'in mozolesi önünde kuyruk yaptıkları görülüyordu. Sovyetler BirligYnde, Anayasa'ya din konusunda çelişki gösteren iki hüküm konulmuştur. Dine inananlar, dinlerini uygulayabüirler, dine inanmayanlar din aleyhinde faaliyet göstermek hakkına sahiptir. Bu sebeple, Moskova'daki Çarlık devrinden kalan eski Ortodoks kiliseleri bomboştur ve müze haline getirad Camii'ne halı gönderemediğimizi sanıyorum. Amiral Korutürk, 3 Nisan 1963'de Türkiye'ye hareket etti. Merkezle istişarelerde bulunacaktı. CASTRO MOSKOVA'DA 28 Nisan'daFidel Castro Moskova'ya geldi. Küba krizinden sonra Fidel'in bu ziyareti ilgi ile takip edildi. Moskova'dayken bu ziyaretle ilgili olarak not defterime şunları kaydetmiştim: "28 Nisan pazar günü Murmansk'tan uçakla Moskova'ya gelen Fidel Castro'yu, Kruşçev, yanında Brejnev ve bütün ileri gelen Sovyet parti adamlan bulunduğu halde, hava meydanında karşılamış, Castro ve maiyetindeki heyet aynı günün akşam üzeri, Sovyet halkına ve kordiplomatiğe Kızıl Meydan'da tanıştırılmıştır. "Castro, üzerinde mahut haki renkli elbisesi, başında ılık ve güneşli havaya rağmen kalpak, ayağında kısa çizmeler, uzun boyu, sağlam yapısı ile ateş hattın SEMİH GÜNVER Büyükelçi bize rehber Osmanlılar aleyhinde bazı yorumlarda bulundu. Rus memur, kadının kulağına eğilerek birşeyler fısüdadı. ler. "Bolşoy Tiyatrosu bir komando grubu tarafından işgal edilmiş gibi idi. Perde arasında, Kruşçev, bazı diplomatlan, Castro'ya tanıştırdı. Bu arada, Yugoslavya ve Hindistan Büyükelçileri ile Cezayir Maslahatgüzarı alâka ve iltifata mazhar oldular. Çin Büyükelçisi kalabalık arasında kaybolmuş gibi idi. Birleşik Arap Cumhuriyeti Büyükelçisi Murat Gah'p o sırada yanıma yaklaştı. Ülkelerimiz arasında diplomatik ilişkilerin, maslahatgüzar seviyesinde de olsa, nihayet, yeniden tesis edilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bu mutlu olayı, kutlamak için beni yemeğe çağırdı. "Cezayir Maslahatgüzarı" CastTo ile iki militan gibi göriiştük. Sovyetler Birliği ziyaretinden sonra, Cezayir'e gideceğini teyid etti" dedi. "Kimsenin kendileri ile ilgilenmediği Batılı Büyükelçiler bir kenara çekilmiş manzarayı seyretmekteydiler." Castro'nun zîyaretinden iki gün önce, Averall Harriman, Moskova'da Kruşçev ile görüşmüştü. ABD Sovyetler Birliği diyaloğu herşeye rağmen devam ediyordu. 1 MAYIS MERASİMİ 30 nisan gününu, Kruşçev'in Moskova civarındaki Daça'sında geçiren Castro, 1 Mayıs Bayramı dolayısıyla Kızıl Meydan'da tertiplenen geçit resmini, Kruşçev ve Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeleri ile birlikte Lenin Mozolesi'nin üzerindeki terasta takip etti. Küba heyeti uyeleri, bu vesile ile ilk defa resmi üniformalarını giymişlerdi. 1500 kişilik bir bandonun eşlik ettiği geçit resmi, motorize kıtaat ile en modern ve büyük füzelerin görülmesine imkân verdi. Gençlik ve sporcuların gosterilerinden sonra halkın, saatlerce sürecek olan yürüyüşü başladı. KALENDERLt'NİN PORSCHE'Sİ Büyükelçiliğin kadrosunda büyük değişiklikler oluyordu. Paris Başkonsolosluğumuzdan Niyazi Kalenderli, Belgrad Büyükelçiliğimizden rahmetli Dündar İdiz,Moskovd'ya naklolunmuşlardı. Niyazi, Paris'ten teiefon etti. Kırmızı Porsche spor arabası ile seyahat edeceğini söyledi ve Polonya hududundan sonra Moskova'ya gelmek için hangi yolu takip etmesi gereküğini sordu. Kendisine Porsche arabanın Moskova'da bakım ve tamir konusunda kendisine sorunlar yaratabüeceğini bildirdim ve huduttan itibaren, yarı yolda, Minsk'te bir gece geçirebileceğini, ertesi akşam Moskova'da olabileceğini, arada başka şehirde kalınmasına izin verilmediğini bildirdim. İkinci Cihan Savaşı'rıda ismi çok geçen Smolensk'i rnerak ettiğini, bir gece de Smolensk'te kalmak istediğini söyledi. Tavsiye etmedim. 30 nisan akşam vakti, Büjükelçiliğin önünde bir araba ourdu. İçinden Dündar tdiz, annesi, eşi ve Niyazi Kalenderli çıkÜar. Dündar Idiz, ailesi ile Belgrad'dan karayolu ile geliyordu. Kalenderli ise Polonya'dan geçerek kendi arabası ile Moskova'ya gelecekti. Ne olmuştu? Nasıl buluşup birlikte gelmişlerdi? Niyazi beni merakta bırakmadı. "Agabey" dedi. "Dün Smolensk'evardım. Arabayla şetıri dolaştım. Yorulmuştum. Otelde yemek yiyip hemen yattım. Bu sabah erken saatte yola çıktım. Yanm saat kadar gittim. Birden motor durdu. Orada bir askeri garaj vardı. Gelip baktılar, pistonlar erimiş, içeriye yağ borusundan kum kaçmış. Arabayı askeri garaja çektiler. Valizlerimi aldım. Yolun kenarında, oto stop işareti yaparak beklemeye başladım. tlk gelen arabadan Dündar tdiz çıktı. Bu işe şaşıp kaldık. Beraber geldik. Aman agabey, benim Porsche'yi bir an önce Moskova'ya getirt, ne olur." Ertesi sabah, Mansur'a telefon ettim. Daha ağzımı açmadan, "Biliyorum, ne için telefon ediyorsun Bay Günver," dedi. "Bay Kalenderli'nin kırmızı burjuva arabası için değîl mi? Biliyorsıın, Smolensk'te durmak yasak. Arkadaşınız, fakir mahallelerdePorschearabası ile caka satmış, Komünistlerin de kendilerine göre bir Allah'ları var. Kızmış. Motor biraz kum kaçırmış. Araba iyi olmaz gayrı." Çatmıştık. Mansur'dan ne yapıp yapıp arabayı Moskova'ya getirtmesini istedim. Nazlandı, sonra razı oldu. "Güzel hatırın için" dedi. İki gün sonra, hava kararırken, bir kamyon geldi, vinci ile, Porsche'yi indirdi, kapının önüne bırakıp gitti. Kalenderli, Almanya'dan yeni bir motorun gelmesini aylarca beklemiş, Ruslar, garip insanlardır, bir kimseye herhangi bir sebeple takarlarsa, o kimseyi bir daha rahat bırakmazlar. Niyazi de çok sevdiği küçuk olan Porcshe arabasının kurbanı oldu, bu yüzden Ruslar'la yıldızı hiç barışmadı. MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Yolunmuş Tavuk... Perşembe günü öğleden sonra, Danışma Meclisi'ne gittim. Türk Dil ve Tarih Kurumları'nın, ştmdiki yaşamlarına son veren yasa önerisi o gün Danışma Meclisi'nde görüşülüp bitirilecekti. Alatlı'nın konuşacağını biliyordum, onu da dinlemek istiyordum, Saydım, salonda otuz altı sayın üye vardı. Ertuğrul Alatlı konuşmasında, Atatürk'ün 5 eylül 1938 günlü vasiyetine değindi. Özetle şöyle dedi: "... Gerçekşudurki: Silahlı Kuvvetlerimizin Atatürkçü caydıncılığı ile desteklenen (vasiyetname)nin 'hukuki' koruyuculuğu mevcut olmasaydı, Türk Dil ve Tarih Kurumları da 'hukuksal' destekten mahrum Halkevleri gibi, yaşamlarını çoktan yitirerek, tarihin sahifeleri arasında kaybolup giderler, ya da, partizan tasarruflar sonucu yozlaşarak tanınmaz hale gelirlerdi. Şimdi, önline sürülen bu kanun teklifinin müzakaresini tamamlayan Kurucu Meclis'in sivilkanadı, kimi üyelerinin btömsel aydınlığa dayalı tarafsız uyanlanna rağmen, 45 senelik vasiyetnameyi de hiçe sayarak Atatürk vediası, bu iki tarihi bilimsel kurumun, Başbakanların partizan tasarruflanna terk ve tevdi edilmelerini kabullenmiş bulunuyor. Danışma Meclisi'nin vardığı bu sonuç, bana göre, ağır bir "tarihi yanılgı"dır. 1982 Anayasası'nın 134'üncü maddesinin sarahatına rağmen, Kurucu Meclis'in asker kanadının, aynı 'tarihi yanılgt'yı tekrar etmeyeceğine inanmak istiyorum. Başbakanların partizan tasarruflanna terk ve tevdi edilecek, bu Atatürk vediası devlet kurumlarını nasıl bir akıbetin beklediğini, kendisini 6 kasım 1983 iktidarınm tek namzedi gören bir siyasi partinin, potansiyel Başbakan Yardımcısı, ya da Milli Eğltim Bakanı'nın ağzından, şimdiden öğrenmiş bulunuyoruz... ... Şimdi, kanımca: Kurucu Meclis'in asker kanadını, devlet kuruculuğunun sorumluluğundan kaynaklanan ağır bir görev bekliyor. Bu görev: Anayasa'nın geçici 2'nci maddesine dayanarak, 134. maddeyi askıya alıp, uygulamamak ve kısa zamanda değiştirmektir..." Alatlı, "... Kendisini 6 kasım 1983 iktidarınm tek namzedi gören bir siyasi partinin, potansiyel Başbakan Yardımcısı ya da Milli Eğitim Bakanı'nın ağzından şimdiden öğrenmiş bulunuyoruz" derken, Milli Eğitim Komisyonu sözcüsü Adnan Orel, komisyona ayrılan sırada, elini sağa sola açıyor, "Bu da nereden ç//rf/?"gibilerden yakınıyordu. Adnan Orel, Alatlı'nın askeri ilkokuldan sınıf arkadaşı mı olurdu? Bu, "Ankara Notları"n\ da, "Çıngıldak kuramı"na ayırmayı duşünürken, Danışma Meclisi'nde üç dört gün tartışılan, Dil ve Tarih Kurumları na ilişkin görüşmeleri, şöyle bir gözden geçirmeyi yeğledim. Tutanakları karıştırdım. Gözüme çarpan sözlerden bazılarını aktarmak istedim... Adnan Orel ... Ne yapmıştır bu kurum?... Nelere ve ktmlere ödüller ihsan ettiği konusunu bir taraf a bırakayım, büyük Atatürk'ün istediğinin, beklediğinin, yönlendirdiğinin tam aksine... Canım Türkçeyi fakirleştirmiş, kısırlaştırmış, zayıflatmış, sığlaştırmış, çirkinleştirmiş, hülâsa kolunu kanadını kırıp (tabirimı af buyurun) yolunmuş tavuğa çevirmiştir. .. Büyük Atatürk bize, "Dilimizi, kökene dayanan, özüne dönük bir güzellik ve zenginliğe kavuşturun" dediyse, hiçbir temele dayanmayan, dilimizin yapısına, gramerine uymayan uydurmalarla onu berbat edin mi dedi? iki misal vereyim: Köylümüzün, kentlimizin asırlarça kullandığı "şart" kelimesini atıp, atı arabaya bağlamak için onlann kullandığı bir kelimeyi mi onun yerine ikâme edin dedi? Yine alıştığımız, asırlarça kullandığımız, hiçbir kusuru olmayan "cevap" kelimesini atıp, hiçbir ipe sapa gelmeyen "yanıt" uydurmasını kullanın mı dedi? Bu muydu dili özüne döndürmek, bu muydu ilim, bu muydu zenginleştirmek? Mehmet Aydar Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Türk kamuoyunda, özellikle it'ade ediyorum, Türk kamuoyun''' da, aydın entellektüel kesimde değil, Türk kamuoyunda, Türk '• Tarih Kurumu PTT'nin rehberlerini basan bir kurum, Türk Dil Kurumu ise hostese "gök konuksal avrat" diyen bir kurum niteliğini taşımaktadır. Remzl Banaz Yalan bu. Ertuğrul Alatlı Uydurma, yalan. Kamer Genç Ayrıca Dil Kurumu'nun ürettiği kelimeler halka empoze edilmeyip halk tarafından benimsendikten sonra kullanılagelmektedir. Yüce Atatürk'ün en büyük akademisi biraz önce de belirttiğim gibi halktır. Halkın kabul etmediği bir şeyi, Atatürk hiçbir zaman benimsememiştir. Türk Dil ve Tarih Kurumu yüce Atatürk'ün emanet ettiği birer Atatürk devrimi müesseseleridir. Necip Bilge Anayasamızın 2'nci maddesi "Hukuk devletinden bahsetmektedir. "Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir"demektedir. Hukuk devletinin anlamı, esas anlamı, ; devletin kendi yaptığı kurallara kendisinin bizzat uyması demektir. Fertlerin uyması meselesi değil. Medeni kanun, ceza kanunu vesaire onlar vardır; onlar ayrı. Fakat hukuk devletinin esas anlamı, devletin kendisinin yapmış olduğu kurallara uygun hareket etmesidir... Acaba bu oluyor mu? Bunun olmadığj kanısındayım... Bu itibarla; Atatürk Kültür Merkezi, Araştırma Merkezi ve bunlann hepsinden oluşan Yüksek Kurul bir kamu kurumu olabilir: Buna bir diyeceğimiz yok. Fakat, zaten mevcut olan ve tüzel kişiliği bulunan bu iki kurumu ortadan kaldırıp onun yerine kamu hukuku kurumu getirmek, Anayasamızın Hukuk Devleti" ilkesine uymaz... meydanı dolduran Kübaü öğrencilerin nümayişleri arasında, Kruşçev'i müteakip, Lenin Mozolesi'nin üzerindeki terastan ilk nutkunu söylemiştir. Castro'nun bana karşı fazla bir ilgi göstermediğini de kayıt etmek isterim." "29 nisan günü, Lenin Mozolesi'ne bir çelenk koyan Castro, aynı akşam, Kordiplomatiğin de davet edilmiş olduğu Bolşoy tiyatrosunda, "Kuğular Gölü" balesini seyretmişür. "Dini inkâr eden. Allah'a inanmayan Komünistler için Moskova'daki Bolşoy Tiyatrosu, bir nevi sanat kilisesi, bir kültür mabedidir. Tiyatronun koridorlarında sigara içilmesi, tiyatroya kravatsız, açık renk elbise ile ge'tinmesi, kadınların kürk manto veya kapları ile temsil salonuna girmeleri yasaktır. O gece, locasına girince, salondaki Kübalı öğrencilerin coşkun tezahüratına muhatap olun Castro, üzerinde açık yakalı haki gömleği, Kruşçev'in yanında yer almıştı. Kruşçev'in solunda, mi ler'in büyük iddialarının aksine ne derece milliyetçi kaldıklarını daha iyi anladım. Birbirlerinin tamamen aksi rejimlere ve siyasi doktrinlere sahip Sovyetler Birliği ile ABD arasında bazı konularda tam bir benzerlik mevcut. Milliyetçilik, bu benzerliklerden birisi. Çok uluslu veya çok ırklı iki devletin idarecilerinin Rus ve Amerikalı olmaktan buyük gurur duymaları ilginç bir ruh haletidir. Kışı, büyük fırtmadan sonra rilmişlerdir. Leningrad gezimiz sırasında, Leningrad'dakî camiyi gezdik. Imam, cuma günleri Sovyetler Birliği'nin bazı cumhuriyetlerinden gelip Leningrad'a yerleşen Müslüman işçilerin namaza geldiklerini söyledi. Camiyi süsleyen halılan gösterdi ve bu halılann, hangi ülkeler ve bu ülkelerin devlet başkanları tarafından hediye edilmiş olduklarını anlattı. Türkiye'den de bir Türk hahsını beklediklerini söyledi. Bugüne kadar Lening dan yeni çıkmış, yorgun bir mücahit kılığındaydı. Yanında, siyah elbisesi ve siyah fötr şapkası ile Kruşçev adeta bir burjuvazi temsilcisi havasını taşıyordu. İlk defa yabancı bir ülkede bulunmasının verdiği bir acemilikle ve mütereddit adımlarla evvelâ merasim kıtasını teftiş eden, bilâhare Kızıl Meydan'ın kenarına bir sıra halinde dizilen misyon şeflerinin ellerini, ülkelerin siyasi rengine göre, kâh mütebessim, kâh ölü gözlerle sıkan Castro. safir heyetin iki numaralı gdamı E.A. Novarro, ağzında, dumanlarını durmadan savurduğu büyük bir Havana sigara, Sovyet seyircisinin şaşkın bakışlan altında sağa sola başı ile işaretler vererek alkışlara mukabele ediyordu. Locadaki Sovyet güvenlik görevlileri, ellerinde birer koca tabla, Novarro'nun, bir füzeyi andıran sigarının uzayıp giden külünün düşüp locanın kırmızı kadife kumaşını yakmasını önlemek için nöbet beklemekteydi TURIZM Yurtiçi haftalık turlarımız BANANA MOTEU PANORAMA MOTEL MİLTUR MOTEL MERHABA MOTEL INCEKUM MOTEL ALARA KEMER OLIMPOS MOTEL BELTAŞ MOTEL MARMARİS MARMARİS TATIL KOYU BODRUM TMTTATIL KOYU* ALTUR TATIL KOYU * KUŞADASI KUSTUR TATİL KÖYU CLUB AKDENI2 OMER TATIL KOYU ÖREN ÖREN TATIL KÖYU AKÇAY AKÇAY TATİL KÖYU ÖĞE MOTEL ÇAVUSOĞLU MOTEL ALANYA 528 66 29 522 89 97 Miltur'la "Bütçenize uygun, hesaph... Yurtdtşt turlarımız 23.950 TL 21.950 TL 15.950 TL 36.950 TL 40.950 TL 37.950 TL 27.950 TL 35.950 TL 36.950 TL 26.950 TL 23.950 TL 41.950 TL 35.950 TL 30.950 TL 28.950 TL 20.950 TL 32.950 TL EKONOMIK AVRUPA TURU 21 gun 80 000 TL. + 400 $ (Nıs, Zagreb, Venedık Nıce Pans Londra Reıms Munıh Zagreb. Nıs) BUYUK AMERİKA TURU Miltur 20 gun 599000 TL + 490 (Mıamı New York Las Vegas San Francısco Honolulu Los Angeles) EKONOMIK AMERİKA TURU 21 gun 399000 TL •+ 490 $ (Mıamı New York Washıngton Las Vegas San Francısco Los Angeles Chıcago) EĞLENCELER OIYARI AMERİKA TURU 12 gun 299000 TL + 490 $ (New Yofk + Otlando Kennedy Uzay Merkezı Denız Ounyası Walt Dısney World ve Epcot Florıda Cypress Gardens Sıfk Eğlencelen ) UZAKDOĞU TURU 27 gun 399.000 TL + 490$ (Sıngapur, Manıla, Taıpeı, Tokyo, Seoul Hongkong, Bangkok, PaUaya) 32 gun 699.000 TL + 490$ iSıngapur, Bangkok. Hoııgkong, Tokyo Honolulu, Los Angeles. Las Vegas, San Francısco, Mıamı, New York) DUNYA TURU TATİL KÖYÜ Gidiş/dönüş vasıta dahil indirlmll gnıp fiyattanmız TAM PANSİYON MOTEL ÇERIBAŞI KALE CIGAN EVI PazartesıCuma (4 gece) CumaPazartesı (3 gece) PazartesıPazartesi (7 gece) CumaCuma (7 gece) I A B O R A J U V A R CİHAZLARI İLE BİYOKİMYA LABORARJVARINIZI KOMPLE BİZ KLJRALIM. BİZ DEKORE EDELİM. SPEKTROFOTOMETRE MİKROSKOP STERİLİZATÖR ETUV SANTRİFU) TUPKARIŞTIRICI SU BANYOSU PH METRE HEMATOKRİT SANTRİFU) TERAZİ ^UDİSTİLE OZEL LABORATUVARLARA UYGUN FİYATLA VADELİ ELEKTROFOREZ ERİTROSİT LOKOSİTOTOMATİK SAYIM SİSTEMLERİ ARTIK CİHAZLARINIZI LA8ORATUVAR MASALARI DAHİL TESLİM EDİYORUZ ALEV FOTOMETRESİ Her Cuma luks otobuslerle gıdıs donus lesısletde 7 gece tam pansıyon(*yarım pansıyon) Once gez sonra ode fıyatlanmızı burolanmızöan ogrenebıltrsınız Haftalık Kıbrıs turlarımız Uçakla gidlş/dönüş, yanm pansiyon. PALM BEACH DOME SALAMİS BAY DORANA MARE MONTE ANAOOL Istanbul ve İzmir'den 42.950 TL 46.950 TL 44.950 TL 39.950 TL 43.950 TL 35.950 TL Ankara'dan 38.950 TL 43.950 TL 42.950 TL 35.950 TL 39.950 TL 32.950 TL 11.990 TL 13.990 TL 15.990 TL 17.990 TL 19.990 20.990 23.990 27.990 TL TL TL TL Yurtdışı tur alan herkese | M İ I t u r Tatıl KöyüKumbağ'da i 1 hafta bedava tatil Lüks M.F. Ankara gemiai ile 13 Eylül'de Istanbul, Plre, Malta, Tunus.'Palma de majorca, Barcelona, Nice, Cenova.Civitavecchıa (ROMA), 'istanbul. Miltur ISTANBUL Tel ANKARA Tel İZMİR Tei ADANA Tel ANTAKYA Tel BURSA Tel 146 04 20 (4 hat) 18 20 1518 57 21 87 13 17032 14996 1118615893 10099 22097 »İİVf SANAYI MALZEMELERI Kumıular Sok 26 Yenıselur Inonu Csd No 72 Taksım IMALAT VE TIC A S Tel Tel 29 92 9730 22 08 43 22 70 ( uc hat) ANKARA ISTANBUL MARIVIARIS MARTI HOTEL KUŞADASI ÖMERTATH.KÖVÜ tunzm^sevahat BARBAROS BULVARI, 35/3 BE$İKTA$İSTANBUL Tel.. 161 10 74161 82 26 KADIKÖY İRTİBAT 337 61 07 SE9CETUR MOTEL FETHIYE ALAIMYA ALAADDİN VİLLA MOTEL MERİ (ÖLÜ DENİZ) BODRgiVI T.M.TOTELI yarımpansiyon K) gün9 gece^Ozel otobuslerle gidiş j$.Vbidaki iUramlar,RehberliWhiznıeMeri,Tesislerde 8 gün 7gece TAM PANSİYON KONAKLAMA AKTUR VİLLALARÎ TELEX.26I05ORORTR Dört kişi 55.000TL.'den itibaren Agurubu1001 55.OOODATCA Rezervasyon için Istanbul Tel: 61 31 67 Balikesir. 6£>14 Burhaniye: 343 "TatiMeki eviniz" Sürecek Rez:Tel:1025PK:15FETHlYE(Büro) Telölüdeniz:l(Direkt) Teleks 52544'den 53020