19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Oğuz Akkan .anıldı 21 Haziran 1982'de yitirdiğimiz gazeteci ve Cem Yayınevi'nin kurucusu Oğuz Akkan, ölümünün I. yıhnda Kuzguncuk Sakkaş Baba mezarhğındaki kabri başında dostlarıyla yazarlardan oluşan bir toplulukça anıldı. Cinsel îlişkiyi pek önemsemezdi KÜLTÜR SERVİSİ Bu yıl, Fransız duşunür ve filozofu "JeanPaul Sartre'la ilgili önemli kitaplann yayımlandığı bir yıl. "Veda Töreni" adlı kitap Türkiye'den sonra Federal Almanya'da da çıktı. Simone de Beauvoir'la konuşmaları yayımlandı. Ardından da, 2. Dünya Savaşı öncesinde Ssrt re'ın Beauyoir' a yazdığı mektuplar ve çiftin yakınlannın kaleme aldıklan anı kitapları geldi. Geçenlerde, değişik ülkeler insanlanmn merakını gidermek amacıyla bu konuda Simone de Beauvoir'la bir konuşma yapıldı.Beauvoir'ınkendisine yöneltüen sorulara verdiği karşıhklar son derece ilginç ve açık seçikti. SEVECEN VE MUTLU BİR için hiçbir önem taşımıyordu. Daha onbeşyirmi yıl kadar bir zaman cinsel ilişkimizi sürdürmemize karsın, gerçekte cinsellik bizim ilişkimizde o kadar büyük bir rol oynamadı. "Bir keresinde Genet, sizin Sartre'la iliskinizden söz ederken, bu ilişkide sizin erkek, Sartre'ın da kadın ojduğunu söykmişti. Ne demek istemişti acaba?" Sanırım Sartre'ın benden daha zengin bir duyarlığı, "kadınsı" denilebilecek bir duyarlığı olduğunu, benimse çok daha duyarsız olduğumu söylemek istemişti. Ama Genet'nin bu sözlerinin kendisinin o zerre kadar hoşlanmadığı kadınlarla ilişkisiyie de epeyce bir ilgisi vardı. " N e zaman cinselliginizden söz açsanız, yalnızca erkeklerden söz ediyorsunuz. Bir kadınla cinsel ilişkiniz oldu mu?" Hayır. Kuşkusuz, kadınlarla her zaman önemli dostluklarım oldu. Ama hiçbir zaman erotik bir tutku gelişmedi. "Neden gelişmedi?" Bu hiç kuşkusuz benim koşullanışımla, yetişmemle Uintili bir şey. KADINLAR DAHA GÜZELDlR "Bununla, eşcinselliği somut bir biçimde hiçbir zaman denemediginizi, ama kuramsal olarak eşcinselliği tiimden, hatta kendiniz için bile kabul ettiginizi mi söylemek istiyorsunuz?" Evet, tamamen. Kadınlar artık yalnız erkekleri istemeye koşullandırılmalarına izin vermemelidirler. Genellikle, bugün her kadının biraz eşcinsel olduğu kanısındayım. Nedeni çok basit: Kadınlar erkeklerden daha çekicidir. "Naal yani?" Çünkü kadınlar daha guzelve daha ynmusaktır, tenleri daha hoştur. Genel olarak daha albenilidirler. Ortalama bir çifte baktığınızda, kadın çoğu zaman hoş, daha canlı, daha çekici, daha keyifli, hatta daha entelektüeldir. Simone deBeauvoir,Sartre'la beraberliğine açıklık getiriyor: Duyduk Gördük Mucizeler kenti Istanbul değil mi? Mucize, dinsel anlamda, akılcıhğa soyunan çağımızda çokluk, bir tür bulunmaz hind kuması, bir anka kusu. Musa 'nın asasıyla Kızıl Denizi yarması, İsa 'nın denizin iistünde yürümes türünden büyük Mileyazılan mucizelere, kuşkusuz, günümüzde raslamak gerçekten pek olası değil. Bununla birlikte, akılcı dünyamızda mucizeye hiç raslanmadığı da söylenemez. Hıristiyan A vrupa 'nın çok sayıda kenti, arada bir şuna buna görünen Hazreti İsa 'nın yüzü suyu hürmetine "kutsal kent" mertebesine ulaşmış durumda. Kısa snrede birer "dinsel turizm" merkezi haline gelen bu kentler, Tann'nınyıh, "mucizenin" gerçekleştiği tarihte onulmaz dertlerine, hastalıklanna derman arayan yüzbinlerce çaresiz insanın saldırısına uğruyor. Bu son derece kârlı mucize turizminin mimarlan, çaresiz insanların umudunu ayakta tutmak için, arada bir de olsa, "konuşmayanm konuşması", "görmeyenin görmesi" türünden irili ufakh mucizelerin gerçekleştiğini çevreye yaymayı, zinhar ihmal etmiyorlar. Kentlerde "mucize''den bol kepçe nasiplenerek hızla köşeyi dönenlerin hesabı yok. Biraz da bu yüzden olmalı, şimdilerde Batı A vrupa 'da, koltuğunun altına "mucizelerini" alıp, kentUrine kutsallık payesi verilmesi için Vatikan'ın kapısında bekleşen düzineyle lobici var. Vatikan 'm Tann adtna yürüttütan"ın, meleksel doğasından ötürü, mucize yaratabileceğini teslim etmiyor değil. Ama bu, özel türde bir mucizedir, bu niteliğiyle de geçerli değildir. Diğen taraftan kutsal sayümanın kesin kurallan var. Bu, mucizenin sayısma ve niteliğine göre değişiyor. Kuramsal olarak "saygın" ünvanına hak kazanmak için iki, "aziz"lik katına erişmek içinse dört mucize belgelemek gerekiyor. Hayati Bey 'den mucize konusunda fikrini sorduk. Bu konudaki görüşü oldukça net. Hayati Bey 'e göre Fransa 'nın Chartres, Lourdes gibi kutsal kentlerinin arasına sevgili htanbuluğü tecimsel girisimleri arasında muzu da çok tan katmak gerek. kibunlar Mafya kokulu karanGerçekten de 15 bin lirayı geçUk fınans islerinden, elektronik meyen aylık gelirle beş nüfusu gibi uç sektörlere uzanıyor bel ayakta tutarak, öyle bir iki deki de en ilginci, kuşkusuz parsa ğil, Tann 'nın her günü mucize dan aslan payını almak koşuluy yaratan "aziz"lerin yasadığı şu la, mucizeleri onaylayarak kent "Şehri tstanbul "kutsal kent salere "kutsallık" payesi veren yılmayacak da hangi kent özel bir bölume sahip ounası. sayılacak. Mucize bölümünün başında bulunan Kardinal Pietro Palazzini 'ye bakılırsa, son zamanlarda mucizelerde hissedilir bir artış var. Mucize bölümünün şu Hralarda işi başından aşkın. Tam 12 mucize olayını incelemekle Bursaspor Genel Başkanı Cameşgul. Bölümün, mucizeleri belgeleriyle inceleyerek kentlere vit Çağlar, siyasi parti kurma çaverilecek kutsallık payesini kara lışmalanyla ilgili olarak bazı tera bağuunası gerekiyor. Ayrıca maslar yapmak üzere Bursa 'dan mucizenin mucize saynlması için Karacabey 'e geliyordu. Günlerhastalara "şifa" verecek nitelik den cumartesiydi ve pazar günü lere sahip bulunması da şart. Ör de Bursaspor'un Beşiktaş'la maneğin ispirtizma yoluyla sağla çı vardı. Rastlanıı bu ya, KaraBursa nan mucizeler, doğrudan "şey cabey takımlarından Amatör 2. Kümede oynayan Doğuşspor'un aynı gün şampiyonluk maçı vardı. Ve Karacamadılar. Neden polis çağırayım bey'in caddeleri siyahbeyaz Doki. Ben emekli orgeneralim, ça ğuşspor bayraklanyla donatılğınrsam inzibat çağırınm... Ka mıştı. Çağlar,arabasını durdurnada'dayken gazetecilerle çok du ve yanındakilere siyahbeyaz güzel anlaşıyorduk..." bayraklan göstererek, "BaksaAmerikan esprilerine meraklı nıza," dedi, "Karacabey Beşikolduğu anlaşılan Turgut Sunalp, taşlıymış. Ben Karacabey 'e girFenerbahçe Spor Kulübü 'nü zi mem!." yareti sırasında da Günaydın'dan Olay Tan'a takıldı: Çağlar, ikna edildikten sonra "Bu boyda bu kafa. Benim Karacabey 'e girdi ve Şehir Kukadar boyun olsa demek kipar lübünde verilen bir yemeğe katıldı. tiyi ele geçireceksin..." "Lady Chatterley" Macaristan yda D.H. Lawrence'ın bellibasu bütün dillere çevrilmiş romant "Lady Chatterley'in Sevgilisi", iki hafta kadar önce Macaristan 'da Uk kez yayınlandı. Altmış bin adet basılan kitap kısa zamanda tükendi. Öte yandan, "Magyar Hirlap" gazetesinde yayınlanan bir yazıda, Lawrence'm romanıyla ilgili müstehcenlik iddialanmn bu kitabın Macaristan 'da basılmasını yülarca engeüediği ileri sürülerek, "Birçok okur düşkırıklığına uğradı, çünku sözümona mustehcen roman aslında büyük bir aşkın lirik bir anlatımı," denildi. tLtŞKt Gezici Fotoğraf Sergisi tfsak'ın düzenlediği "Amatörler Gezici Fotoğraf Sergisi" Zonguldak'ın Bartın ilçesinde açıldı. Akbank Sanat GalerisVnde açılan sergide seksenbeş siyahbeyaz ve renkli fotoğraf yer alıyor. Satim Okumuş, İsa Çelik, Hüsnü Gürsel, Seyit Ali Ak, Hasan Toka, Mehmet Bayhan ve trfan Seyrek'in siyahbeyaz; Cengiz Akduman, Çetin Özek, Mehmet Boztuş, Mehmet Çakır ve Orai Gönenç'in renkli çalışmalarından oluşan sergi ay sonuna kadar açık. Amasya Şenliği sona erdi Amasya 'da Atatürk 'ün kente gelişinin 64. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen Kültür ve Sanat Şenliği sona erdi. Sekiz gün süren şenlikte Polonya ve Türkiye 'nin çeşitli yörelerinden gelen halk dansları ekipleri, halk oyunlanndan ornekler sundular. Şenlik sırasında, tiyatro gösterileri ile spor karşılaşmalannın yanı sıra, Türk Hava Kurumu uçaklan gösteri uçuşlan yaptılar. "Veda Töreni" Almanya'da yayınlandı. Bunu sizin şimdi Fransa'da yayına hazırladıgınız Sartre'ın mektuplan izledi. Sizin Sartre'la iliskinizden söz edelim. llişkimizin çok sevecen, aynı zamanda çok mutlu bir ilişki olduğunu. Ve gerek düşünsel, gerek duygusal bakımdan son derece güven dolu bir ilişki olduğunu. Mektuplar, savas tutsağı olduğu sıralar Sartre'ın bana yazdığı mektuplar (çok, çok rahat koşullardaydı, bir yazı masası bile vardı) bunu kanıtlıyor. "Akıl Çagı" adlı kitabına çok değer verdiği bir öndeyiş yazmıştı. Benim eleştirim onu derinden etkiledi; o kadar ki, yazdığı öndeyişten soğuttu onu. Sözün kısası, mektuplarda, benim bir eleştirmen olarak onun üstündeki etkim ve onun bir eleştirmen olarak benim üstümdeki etkisi açıkça görülüyor. Esinlenme her ikinıiz için de kişisel bir şeydi, ama düşünceleri geliştirirken birbirimizin eleştirisine olağanüstü açıktık. Bir de bu mektuplarda, Sartre'ın, duygusal yaşamı açısından bana tam bir güven duyduğu görülüyor. Aşk serüvenleriyle ilgili her şeyvayrıntıları bile yazmıştı bana. "Yüreginizi burkmamış mıydı Karacabeyilçesi Beşiktaşlı mı? UZUN YILLARIN BİRLtKTELİGt Fransız düşünür JeanPaul Sartre ve Fransız yazar Simone de Beauvoir uzun yıllar mutlu bir biriikteligi sürdürdüler. Şimdi yayınlanan anılarında bu ilişkinin bilinmeyen yanlan da ortaya çıkıyor. bu yazdıklan?" Hayır. Birbirimize tam bir güvenimiz vardı. tkimiz de, ne olursa olsun, birbirimizin yaşamındaki en önemli kişi olduğumuzu biliyorduk. CtNSELLİGİ ONUNLA KEŞFETMİŞTİM "Veda Töreni"ni okurken insan, sizin ilişkinizin cinsel niteliğini daha iyi anlıyor: Örneğin, cinsel ilişkinin Sartre açısından büyük onem taşımadıgını. Anlaşılan, ilişkiniz çok fazla cinselliğe dayanmıyordu. Bir kopuş muydu bu? Bu, en azından cinsel kıskançlıgı yok etmez mi? Ya cinsel cekiciligin yok olmasının acılı sonuçlan?" Belki... Ama bunun ötesinde, düşünsel yönden de, başka birinin daha önemli hale gelmesinden korkmayacak kadar tanıyorduk kendimizi. Aslında, sözcüğun gerçek anlamında cinsel ilişki Sartre'ı ozel olarak ilgilendirmiyordu; birlikte olmakla, dokunmakla mutluydu o. Bense çok tutkuluydum! Sartre'la olan cinsel ilişkim ilk iki üç yıl benim için çok onemliydi, çünkü cinselliği onunla keşfetmiştim. Bu tutku daha sonra sönüp gitti, çünkü Sartre Sunalp Paşa ve gazetecilerimiz Milliyetçi Demokrasi Partisi Genel Başkanı Turgut Sunalp, Türk gazetecilerinin "espri"anlayışını yeterli bulmuyormuş... Geçenlerde Istanbul gazetelerini ziyareti sırasında bundan dert yanmış... Bir gazetede şöyle demiş: "Parti kurulurken Ankara'da arkadaşlar kapılarda bekliyordu. Ben de, gitmezseniz polis çağırırım, dedim. Bunu yazdılar. Halbuki espri yapmıştım, anla HAYVANLAR Ismail Gülgeç . / BiR HOROZ VUMüRT/ LAD1 DıYE ONU WET. AMftLEMi BiLE YiRTIIAİ2 ... AYOt BiZ. TAVTJKJAR MERfeUKJ VUMlJ«.THjyo«ZLiZ.. . KUZUM BU HOtZOZ M.UCT. 40 ^ \ Üç Türk fotoğraf çısı A vustralya 'ntn Maitland kentinde her yıl düzenlenen ve bu yıl yirmi altıncısı gerçekleştirilen Uhıslararası Yansmada üç Türk fotoğrafsanat çısı başarı kazandı. 37ülkeden 533 yarışmacının 2515 yapıtla katıldığı yansmada tfsak üyelerinden Cengiz Akduman 'ın iki, Mustafa Vural'm bir siyahbeyaz yapıtı ve Cengiz Karlıova'nın bir saydamı Yanşma Sergisinde yer aldı. YuMUETtAMAMM DI&INDA N E İS>E YILOA e;R. İranlı prensin koleksiyonu 1937yıhnda tran'da ölen Pren* Mirza Rıza Han'ın koleksiyonunda yer alan bazı eşyalar Monaco Prensliği'nin kış sporlan merkezinde 28 Haziran günü açık artırmayla satışa çıkanlacak. Sotheby firmasınca düzenlenen açık artırmada satılacak eşyalar arasında, lslam sanat yapıtları, halılar, gümüş lakımlar, madalyalar ve 19. yüzyıl A vnıpa resim sanatından ornekler bulunuyor. KİM KİME DUM DUMA Behiç Ak yıgınlorınm hiçt>iri Esfeiden bu yollar papatya farlasıy4! EGE'DE SANATSAL ETKİNLİK Ressam ve müzisyenlerden oluşan bir toplulukla Ege'ye sanatsal etkinlikleri götürmeçalışmalarınısürdiiren Fahir Aksoy, bu ugraşında kendisine vardımcı olan sanatçılarla birlikte görülüyor... Tarih Kurumu onur üyesi Amerikalı yazar ve arkeolog Alfred Friendly Sr. 'a, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde düzenlenen bir törenle Büyükelçi Şukrü Elekdağ tarafından Türk Tarih Kuntmu'nun ömür boyu onur üyeliği ünvanı verildi. Amerikalı arkeologa Tarih Kunımu onur üyeliğinin, Side 'deki arkeolojik kazıuva katkılanndan ve Türkiye tarihi üstune yazdığı yazılardan dolayı verildiği açıklandı. Yepyeni bir girişim: "Ege bölgesine sanatsal etkinlikleri göttirme" CELAL BAŞLANGIÇ "Her il ve ilçede yepyeni genel sanat kavramlanyla ilgili bir konuşma yapdacak... Bunu bir piyano ve keman resitali izleyecek. Daha sonra bir karma sergi acüacak... Uyguladık da; Aydın, Denizli, Muğla, Bodnım, Ayvalık, Köycegiz, Çanakkale, Balıkesir il ve ilçelerine bu etkinligi götürdük. lnanılmaz 61çiide olumlu tepkilerle karşılandı. 'Yine geiecek misiniz?' 'Biz buna susamış durumdayu' gibilerden dokunaklı sözler söylüyoriardı." lzmirli bir grup sanatçının gerçekleştirdiği "Ege'ye sanatsal etkinlikleri götürme"yi ressam Fahir Aksoy yeni yayınladığı "Sanatta Batı Oykünmeciligi ve Üç Yazaria Tartışma" adlı kitabında böyle anlatıyor. Bugüne değin Türkiye'nin 38 il ve 5 ilcesinde sergi açan ressam Fahir Aksoy, genelde Anadolu'ya sanatı götürme olarak düşünülen "Ege'ye sanatsal etkinlikleri götürme"yi şöyle anlatıyor: "Bir grup Izmirli sanatçı bir araya gelerek Ege'deki çeşitli il ve ilçelerin halk egitim merkezlerinde sergi açtık. Dinleti sunduk. Ben resimJe ilgili temel kavramlan anlattım. Sanat nedir, giizellik nedir, resim nedir, islevi ve gerekliliği nelerdir? Gittigimiz yörelerde geniş bir ilgi gördük. Bunu somut olarak görmek bizi sevindirdi." Ressamlardan, Fahir Aksoy'la birlikte Nevin Önen, Hazer Alapınar, Serpil Alapınar, Kevser Acarlar Zümriit Ozmen,Serpil Atagöz, Levent Öztürkmen, Lale Temelkuran, Ayçin Örnek ve Sevindik Yalçın müzisyenlerden Seyyal Karar, Seçil Akdil, Hazar Alapınar'ın katıldığı "Ege'ye sanatsal etkinlikleri götürme" çalışmalarıyla ilgili olarak ressam Fahir Aksoy düşüncelerini şöyle dile getiriyor? "Biz bu uygulamayı öbür sanatçılara da örnek olsun diye yaptık. Organize olarak tıitn Türkiye bölgelere ayrılmalı ve o bölgelerden derlenecek sanatçılarla sergi, bale gnıbu, opera, miizik gnıplan oluştunılarak bir nüve ile Anadolu'ya götürülmeli. Bu görev yalnız bizim üzerimize kalmasın. Öbür sanatçılar dagîtsin." "Ege'ye sanatsal etkinlikleri götürme" çahşmalarının daha da yaygınlaştırılmasını düşündükİerini söyleyen Fahir Aksoy, "Merkez bir köy alınarak çevredeki köyleri o merkezköye çekmeli ve basit bir anlatımla resim ve müzik kendilerine aktanlmahdır." diyor. Fahir Aksoy, daha once KültüiBakanhğı'na yaptığı oneriyi şöyle aktarıyor: "Müzeden alınacak resimlerle röproduksiyonlardan derlenecek bir sergiyi özel olarak onanimış kamyonlarla dolaştınp konferanslar vermek, kıyaslamalı açıklamalar yapmak, aynca sanatın genel anlamda temel kavramlannı olanaklar ölçüsünde basite indirgeyerek dile getirmek amaçlanmaktaydı. Her bölgede gidilecek iller ve ilçelerde sanat tarihi, resim, edebiyat ve miizik ögretmenleriyle işbiriigi yapılacaktır.Bunun için düşünürler ve aydın sanatçüarla anlaşmalar yapılarak başianacaktj işe. Büyük bir masrafı gerektirmeyen buetkinlikleretum sanat dallanndaki yazar, eleştirici ve ögretmenlerden derlenecek gnıplar kervana katılarak Anadolu'da yeni bir sanat bilinci uyandınlacak, yeni bir kültürün tohumlan atılacaktır." \ Şu havd tfrlilfğinin binde ile SELEÇEKU CÜZEL GÜNLERİN BİII SEKttDİĞİNE OIK Klavsenci Ruggero Gerlin öldü halyan klavsenci Ruggero Gerlin, 84 yaşmda Paris'te öldü. Wanda Landowska'nın ortaya çıkısıyla canlanan klavsenciler kuşağının Uk temsilcilerinden olan Gerlin, aynı zamanda hocası olan Landovtska sayesinde, bir buçuk yüzyıl süreyle unutulmuş olan klavseni tanıtanlardan biriydi. Çoğunluğu halyan bestecilerine ait olmak üzere,Gerlin 'den geriye doldurduğu birçok plak kaldı. TARÎHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan 1898'PB &U6UH,ÜNLU ALMAN fİOMANClSl ERICH MARIA HEMAROUE POĞOU. SAVAÇIN KORKUNÇLUİUNU, 6ENÇ BİRASKER OLABAK KATILOIĞl İLX PÜNYA SAVApMDA YAŞAYAN REMARQue, 'GARPCEPHESİMPE YE.Nİ 8iR$£Y YOK* KOMANIHI YAZPi VE İSZB'DE ĞÜÇLUKLEBASnRPItCİTPP BÜVÜK BEĞSNİ 7OPLA0I.BUNU"DÖNÜŞ YDLU'VE 22 Haziran BARIS SAVASCISI REMARQUE\ Dehanın mekanizması Doktor Henri Amoroso'nun yeni yayımlanan "Dehanın Mekanizması" adh kitabmda. yaşayan tek dahi olarak Belçika kökenli yazar Georges Simenon gösteriliyor. Franstz nörolog ve psikiairı, bu kitabmda, ünlüyaza nn mesleki. duygusal ve cinsel yaşamını didik didik edlvor ve Simenon 'un geceleri uyumayışımn yapıtlannm çokluğunda buyük rol oynadığtm vurguluyor. Doktor Amoroso, yirmi yılda toparladığı ünlü dahiler arasında Verdi'yi, Michelangelo'yu, Beethoven'i, Clemenceau'yu, Balzac'ı ve Victor Hugo'yu da sayıyor. Elsa Triolet'nin ilginç yanları kitaba konu oldu Kültür ServisiSon günlerde Fransa'da çıkan ve "Les Cles d'Elsa" (Elsa'nın Anahtarlan) adını taşıyan bir kitap, büyük ilgi görüyor. Kitabın yazan, 1956 yılına kadar Fransız Komünist Partisi'nin önde gelen gazetecilerinden. Yine partinin filozofu diye bilinen JeanToussaint Desanti'nin karısı Dominique Desanti. 1970 yıhnda ölen Elsa Triolet'in ve ölünceye kadar yanı başından ayrılmayan kocası, ünlü ozan ve romancı Aragon'un yakını olan Desanti, bu yahudi asıllı Rum kadınının yaşamına yeni bir boyut getiriyor. Ünlü dil bilgini Roman Jacobson'un ilkokul arkadaşı Pasternak'ın, Mayakovski'nin dostu ve unlü ozanın sevgilisi "Lili Brik"in kardeşi olan Elsa, o yıllarda Moskova'da beliren Andre Triolet adlı biriyle evlenmişti. Bu adam sayesinde Paris'i, New York'u, Tahiti'yi, Berlin'i ve Avrupa'nın allak bullak olmuş birçok köşesini tanıdı. 1928 yıhnda, yaşının 32'yi bulduğu sıralar kendinden epey genç olan Aragon'la karşılaştı. Elsa'nın görür görmez tutulduğu Aragon'u elde etmesi, o sıralar ünlü yazarın sevgilisi olan Naney Cunard'ı ve gerçekustü dostlarını atlatması aylar sürdü. OİSeRLERl tZLEPİ.SAVA$A KA#$I ÇtKIYOR, ACl ÇEKEH İNSANLARl AMLATIYO/İDU YAZpiSl İ1 RO MANIN TEK. KONUSU VARDI •ALMAN MİLirARİZMİ VE BUNUN OOSAL UZAAJnSl OLAN SAVAŞ/Y/LLAR SONRA, ROMAAI KAHRA*[ANIARINPAN ŞÖYLE KÎ SlRADAH' ALMANLARDlR. MİUTAZİST ALMAA1YANIN 8ÖĞÜKEM ÜPERLEZİ OEİİLf SÖZ EPBCEJCTİR "Kİ$İLE/IİM UEP ZOR OÜRUMDA 50 YIL ÖNCE Cumhııriyet İskenderiye seferleri Seyrisefain idaresinin tstanbul ve Pireİskenderiye hattının ilgası kararı Mısır'da alaka ve teessür uyandırmışıır. Verilen malumata göre bazı Mısırklar Türk vapurlarımn eskisi gibi İskenderiye'ye gidip gelmelerini temin için tktisat Vekaletine müracaat ederek bir teklif yapmayı kararlaştırmışlardır. Bu teklifte her türlü masarif hariç olmak üzere ayda 2000 lira ticret mukabilinde Mısır seferini yapacak vapurlarm teklif sahiplerine kiraya verilmesi istenecektir 22 Haziran 1933 tşaretlerin yerlerini tespit etmek üzere ilgililer dün Edirne'ye gitmislerdir. 1933 1983 İstanbulEdirne yoluna işaretler konuyor Avrupa'dan otomobille şehrimize gelmekte olan seyyahlar muntazam yol olmadığı için toprak yolda bazen istikametlerini kaybetmektedirler. Buna mani olmak maksadile Edirne ile tstanbul arasındaki yola beynelmilel işaretler konulmasma karar verilmiştır. Adana'da garson parası kaldırıldı KARADENIZ Postası YELKtNCi VAPUHLA Adana 'da gazino, lokanta vesair yerlerde garson ücreti olarak alınmakta olan yüzde onlar Belediyece yasak edilmiş ve bazı çalgtlı, çalgısız gazinolarda yüzde on garson ücreti alındığı Belediyece haber alınmış ve bu gibiler hakkında kanuni takibata başlanmıştır. SAMSUN gönö »kfum Sirkecsaen ba reketle ( Zonguİdak, ioebola, Samsun Ordu. Gi'c*iiBt Trab«m, Surmene »• Rize) ve « t mct ve ardet edecektir. Faıla UfııUl i;m Sİrkeo YelkeiKİ Hanıtıdkkı *'*nUİı • Jın» müracaftt. Tel 21^15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle