Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 HAZİRAN 1983 * • (Baştarafı 12. Sayfada) doğu kanadı açısından falurası nedir?" derken, Nato çevirmeni "ihmal" sözcüğünü çevirmeyince Nato Güneydoğu Müttefık Kuvvetler Komutanı Orgeneral Sedat Güneral'ir. müdahale ederek, "ihmal sözcüğünü unuttunuz" demesi üzerine Luns orgeneral Güneral'a dönerek İngilizce kendisini tebrik etti. Luns bu soruya şu yanıtı verdi: "Ambargo biteli çok oidu. Vrtık ambargo tarih olmuştur. ıkincisi ittifaka dahii iiim ülkelerin Türkiye'yeyaptığiyardım biiyük bir meblağ teşkil etmentedir. Ve bu yardım her yıl artmaktadır. Yardımın biiyük bir kısmı ABD ve Almanya tarafından saglanmaktadır. Esasen ambargo bittiği zaman berkes büyiik miitluluk duymuştu. Ambargo zamanında da herkes ambargonun iyi otmadığında birleşti. Asgari zararla bitmesi çok iyi oldu." Luns'un yanıtını böyle vermesinden sonra gazetecilerin diğer sorulanna geçildi. Bir gazeteci Luns'un Kıbns Türk Federe Devleti'nin lasarladığı referandumla ilgili görüşünü sordu. Luns bu konuda biiyük bir rahatlıkla "Bu konuda sessiz kalacagım" diyerek yanıt vermeyeceğini açıklamasından sonra yaptığı kısa değerlendirmede şöyle konuştu: "Siz de takdir edersiniz ki, TürkYunanKıbrıs ilişkileri hakkında konuşurken gayet kapalı konuşmak zorundayız. Dolayısıyle bu konuda s*ssiz kalacağım. Sadece Kıbns'da olagelen olaylara büyük ilgi duyduğumuzu btlirtmek isterim." HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Luns Ucret artışları bu yıl %2022 Ue sınırlanacak (Baştarafı 1. Sayfada) kü hesaba katıldığında ödemeler dengesi cari açığının 300 milyon dolar azalacağı beklenmektedir. Uygun mali politikalar istikrar programının önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Bütçe harcamaları GSMH'nin bir yüzdesi olarak ifade edildiğinde, 198l'de yüzde 22.6'dan 1982'de yüzde 21.5'e düşmüştür. Bu oran 1983'te yüzde 20.8'e düşecektir. Bütçe nakit açığı 1982'de GSMH'nin yüzde 1.6'sını oluşturmuştur. 1983'te bu açık yüzde 0.8 oranına düşürülmektedir. Kamu geürleri hasılatının 1982'de beklenen düzeye ulaşmadığı görülmüş, fakat bu durum harcamalarındaki azalma ile giderilmiştir. 1983'te kamu gelirleri tahsilatını arttıracak bir dizi önlem alınmıştır. Kaçınılmaz olarak bunların tümünü bu yıl içinde etkin kılmak olanak dışıdır. Ancak, elden gelen çaba harcanacaktır. Sonuç ne olursa olsun, kamu gelirlerindeki herhangi bir azalma masraflarda yapılacak bir azaltmayla karşılanacaktır. Bir bütün olarak ele alındığında, kamu kesiminde fınansman ihtiyacı 1982'de GSMH'nin yüzde 5.5'ine eşit kılınmıştır. 1983'te bu oranın yüzde 4.4'üne düşürülmesi öngörülmüştür. 1984 için ise, hükümet bütçenin bir dengede bulunmasını amaçlamakta ve bu dönemde kamu kesiminin finansman ihtiyacmın GSMH'nin yüzde 3.5'ten daha yüksek olmamasını planlamaktadır. KİT'LERDE DURUM Bütçede özlenen gelişmenin gerisindeki önemlietken, KİT'lerin finansmanında kaydedilen kendine yeterli ve sürekli iyileşmedir. 1982'de KİT'ler GSMH'nin yüzde 0.5'ine esit kâr elde etmişlerdir. 1983 hedefi ise, yüzde 0.6'dır. Aşırı yatırımlardan vazgeçilmiş ve 1981'de GSMH'nin yüzde 9.4'üne eşit olarak toplam yatınm miktan 1982'de yüzde 7.3'e düşürülmüştür. Bu oranın 1983'de yüzde 6.9 olması beklenmektedir. KİT yatınmlanndaki reel azalma geçen yıldan daha fazla değildir. Yatırım hedefi nominal değer itibariyle saptanmıştır. Ve bunun dışında herhangi bir yatınm artışına izin verilmeyecektir. Ayrıca, kamu kesimi dışındaki borçlanmalarda bütçeden ya da Merkez Bankası kaynaklarından daha fazla borçlanmaya gitmek suretiyle açık kapatmak söz konusu edilmeyecektir. 1983'te bütçeden KİT'lere yapılacak transferler 292 milyar lira ile sınırlandınlmıştır. 1984'te KİT'lerin mali durumundaki bu iyileşmeye ek olarak onların işletme ve yönetimlerinde etkinliği arttıncı öniemler alınmaktadır. KlT reformuna ilişkin bir kararname çıkartılmıştır. Kararname bir takım yenilikler çerçevesinde ticari ilkelere göre işletilecek, tamamen devletin sahip olduğu KİT'lerle, temel mal ve hizmet üreten ya da tekel ürünleri üreten, kamuya dönük hizmetleri gerçekleştiren kamu iktisadi kuruluşlan arasında temel bir ayırım getirmektedir. Yeni kararname yıllık yatınm programlanna mutlak uymayı öngörmekte ve genel ilke olarak fiyatların işletmelerce serbestçe saptanmasını içermektedir. Karamamenin diğer ilkeleri bu kuruluşların sermaye yapılarını güçlendirmeye yöneliktir. Aynca, söz konusu kuruluşlarda çalışan personel devlet memurlarının tabi bulunduğu personel rejiminden ayrı bir rejime bağlanacaktır. Türkiye bu alanda Dünya Bankası'ndan teknik yardım almak isteğindedir. Sıkı para politikası istikrar programında olumlu sonuç alınmasında ve özellikle enflasyon oranının azaltılmasında kilit bir etken olmuştur. 1983'te yüzde 20 oranında bir enflasyon ve yüzde 4.8'lik reel ekonomik büyüme hızı hedefleriyle uyumlu olarak 1983 Aralık a>ı sonuna kadar Merkez Bankası net iç varlıklarına bazı sınırlar getirilmiştir. Bu sınırlara Merkez Bankası tarafından kamu kesimine açılacak kredi miktarldrı da dahildir. Belirlenen sınırlar ekli tabloda gösterilmektedir. Parasal hedeflersaptanırken, Merkez Bankası'nın net dış yükümlükülerinin 1982 Aralık1983 Aralık arasında 225250 milyon dolar kadar azalacağı varsayılmıştır. Anlayışımız odur ki, net dış yükümlülükler yukarıdaki miktarlara göre önemli sapmalar gösterirse, hükümet IMF'ye danışacaktır. Programın temel noktalanndan biri de, 1983 yıIının geri kalan döneminde mevduat munzam karşılıklarının (MMK) ödenmesinde herhangi bir ek aksakhğın olmamasıdır. MMK için saptanan ve halen yürürlükte bulunan yüzde 25'lik oran değiştirilmeyecektir. Hükümet bu alanda bir sapma karşısında, yine IMF'ye danışacaktır. Bugünden, 1984 için sayısal kredi sınırlamaları saptamamakla birlikte, hükümet para poütikasındaki temel anlayışın gelecekte de değişmeyeceğine inanmaktadır. Bankalar sisteminde reformu gerçekleştirecek yetki yasasıDamşma Meclisi'ndengeçmiştir. Yeni yasa ticari bankaların sermaye arttınmlarını gerekli kıiacak ek kararnamelerin çıkartılmasını, yönetici kadronun kalitesinin ^kseltilmesini ve banka faaliyetlerinin daha iyi gözetimini sağlayacaktır. Aynı yasaya dayanarak bir mevduat sigortası sisteminin getirilmesi düşünülmektedir. Hükümet en hızlı bir biçimde çeşitli reformlar gerçekleştirmek istemektedir. 3 Ocak 1983 tarihli mektupta da belirtildiği gibi, faiz oranları sistemini iyileştirmek için 1 Ocak 1983'te belli bir uygulamaya geçiimiştir. Mevduat faizleri düsürülmüştür. Fakat, bu düşüş yalnız yeni mevduata uygulandığı için ticari bankalann borçlanma maliyetleri kredi faizlerine henüz yansımamıştır. Söz konusu yansımanın bu yılın ikinci yarısında görülmesi beklenmektedir." DÖV İZ KURU, DIŞ BORÇLANMA IMF'ye verilen niyet mektubunun geri kalan bölümlerinde halen uygulanmakta olan esnek döviz kurunun sürdürüleceği, dış borçlanmalara özen gösterileceği, dış borçlanmanın idari açıdan izlenmesi konusanda Dünya Bankası'ndan teknik yardım sağlanacağı belirtiliyor. Niyet mektubunun bir sonraki paragrafında ithalat teminat oranlarına ilişkin düşünceler açıklanıyor ve ithalat teminat oranlarının yıl sonuna dek yarı yarıya indirilmesi öngörülüyor. Ayrıca, iki sayılı liberasyon listesinden bir sayılı listeye mal aktarımının sürdürüleceği bildiriliyor. Majiye Bakanı Kafaoğlu'nun 18 Mayıs 1983 tarihinde gönderdiği niyet mektubunun sonunda aynen şöyle deniyor: "Türk hükümeti yukarda açıklanan politikalar voluyla ekonomik amaçlara ulaşacağı inancındadır. Yine bu amaçlar doğnıltusunda her türlü önlemi almaya kararlıdır. Çeşitli yapısal reformlarla ilgili gelişmelerde Türk yetkilileri IMF ile sürekli yakın baglantı halinde olacaktır. Türkiye hem bu programa ilişkin gelişmeler, hem de 1984e ilişkin program konusunda 1984 basında IMF'ye danışacaktır. Ekonomik denetlemeler sırasında uygun görülecek önlemlere ilişkin IMF'nin eörüşü alınacaktır." Apocııları Ocak 1983 tarihli mektupta ayrıntılı olarak belirtilmiştir. 1982 sonuçlarına ilişkin tahminlerde o günden bu yana önemli hiçbir değişiklik olmamıştır. Kısaca, reel hasıla yüzde 4.4 arcrruş, fıyatlar GSMH deflatörü ile birlikte dikkate alındığı takdirde, 1981'den yüzde 27 daha fazla gerçekleşmiştir. ödemeler dengesi cari açığı 1981'de 2 milyar 300 milyon dolardan 1982'de bir milyar 200 milyon dolara düşmüştür. GSMH'ye oranlandığında, cari açıktaki azalma yüzde 4'ten yüzde 2.2'ye inmiş olmaktadır. Bu durum ihracattaki sürekli artmayla desteklenmiş ve ihracat miktar olarak yüzde 34, değer olarak da yüzde 22 oranında artmıştır. îthalat ise, bunun tersine değer olarak, yüzde 2 dolayında düşmüştür. 1982 sonunda resmi uluslararası rezervler brüt olarak bir milyar 100 milyon dolar düzeyinde kalmıştır. Yaklaşık 6.5 haftalık ticari ithalata yetecek dövize karşıhk olan bu miktar, geçen yıla oranla 300 milyon dolarlık bir azalmaya eşittir. 1983'de GSMH'nin yüzde 4.8 oranında büyümesine ilişkin tahminde herhangi bir değişiklik yoktur. Fiyatların yüzde 20 oranında artacağı beklenmektedir. Öngörülen fiyat artış hedefini desteklemek için ücret artışları yüzde 2022 arasında tutulacaktır. ödemeler dengesindeki cari açığı size Ocak'ta gönderdiğim mektupta belirttiğim duruma göre azaltmak, şimdi daha mümkün görünmektedir. Yeni hedef 650 milyon dolarlık ya da GSMH'nin (Baştarafı 1. Sayfada) yüzde 1.4'üne eşit olan bir cari sının uyandığını belirterek, "Son açıkttr. Bu tahmin ihracat hacbir haftadır bu konuyla ilgili her minde yüzde 10.5, ithalat hachangi bir görüşmede ve temasta minde ise yüzde 7'lik artış tahbulunmadım. Ama bu konuda minlerine dayanmaktadır. Dübenimle konuşmalar, niyetimin şen petrol fiyatları, Türk ihrane olduğu yolundaki sorular ol cat piyasalarında aleyhimize etmuştur. Ben de kendilerdine ge ki gösterecek olmasına rağreken cevabı vermişimdir. Fakal men, ödemeler dengesi üzerinbazı basında parti kuracağım ısrarla belirtiliyor. Bu yanlış bir de, yukarda saydığımız diğer etkenlerden dolayı, olumlu harekellir" diye konuştu. katkıda bulunacaktır. EkonoYazar bu açıkiamasından mik politikalarımız ihracatısonra dün parti kurnıa girişim mızdaki artışı yeterli düzeyde lerini yürüttüğü arkadaşlarıyla sürdürecek biçimde oluşturulabir toplantı yaptı, Yazar'ın baş caktır. kanlık ettiği toplantı saat 15'te başladı ve 18.30'a dek sürdü. 1984'de hükümetimiz ödeYazar toplantıya katılan arka meler dengesi cari açığının dadaşlanna konuyu bir kere daha ha da düşürülmesinde, enflasdüşüneceğini söyledi. Edinilen yon oranının azaltılmasında, bilgileregöre Yazar ve arkadaş ücret kısıtlamasına devamda ve lan geniş bir ekibin katılmasıy kamu maliyesinde talep kısıtlala yann yeniden bir araya gele ması ve yapısal değişim politicekler. kalanndan oluşan bir karma politika ile daha çok gelişmeler ÜNLÜ: SİYASİ FAALİYET kaydedilmesi gerektiği inancınİÇİNDE DEGİLİM dadır. Bu aşamada tüm politiZiraat Bankası eşfci Genel Müdürü Ali Doğan Ünlü, "Bu ka değişkenleri için kesin heaşamada kesinlikle herhangi defler saptamak mümkün debir siyasi faaliyetin içinde ol ğildir. Çünkü, bu durum 1983 madıgrnr" söyledi. Ünlü Kasım'ında seçilecek yeni hü(a.a.)'ya yaptığı açıklamada, kümet tarafından dikkate alın"Ben birlik ve beraberliğin ya mahdır. Bununla birlikte üç nındayım. Bir bölünmenin yıllık anlaşma süresince izlenmemlekete yarar saglamayacağı miş ve 1983 boyunca da süregörüşündeyim" dedi. cek olan temel uygulamanın 1984 yılında da devam etmesi doğaldır. Bugünkü tahminlerimiz 1984'te reel hasılanın yüz(Baştarafı 1. Sayfada) Palermo'nun görevden alın de 5.3 oranında artacağını orma isteğinde bu olaylarla ilişkili taya koymaktadır. Aynı süre nedenlerin rol oynayıp oynama içinde fiyatların yüzde 17 oranında artacağı varsayılmıştır. dığı kesin olarak bilinmiyor. Palermo'nun yürüttüğü dava Gelecekteki dış borç ödeme yüda, 200'ü aşkın sanık, Ortadoğu ülkelerine Leopard tankları, Cobra helikopterleri ve çok çe(Baştarafı I. Sayfada) şitli silah satıp Avrupa'ya eroin getiren bir uluslararası şebeke nına verdiği bir demeçte, Papa'nin üyesi olmakla suçlanıyor. nın geçtiğimiz Cumartesi günü Palermo bu davayla ilişkili ola yaptığı konuşmada gençliğe rak pek çok Türk kaçakçıyı da ilişkin sözlerini eleştirdi. Papa, tutukladı. Bunların sonuncusu, bu konuşmasında Polonya geçtiğimiz Şubat ayında tutuk gençliğinin bazı sorunlarla karlanan Mehmei Cantaş'tı. ("İnce şı karşıya bulunduğunu ve gelecek için umutsuzluğa düştüğüMehmet") Sorgu Yargıcı Palermo, yü nü söylemişti. ANKA ajansının rüttüğü soruşturma ile ilişkili haberine göre, Papa'nın adını olarak, Sofya'da "denetim al vermeyen Rakovvski, Polonya lında" bulunan Bekir Çelenk'in gençliği hakkında bu tür görüşİtalya'ya verilmesini Bulgar ma melerin "gerçekleri saptırmak" kamlarından istemiş, ancak bu olduğunu söyledi. isteği reddedilmişti. Ote yandan, Polonya'da kapatılan Dayanışma Sendikasının lideri Lech Walesa, işyerinden üç günlük izin aldı. (Baştarafı 1. Sayfada) Gdansk'taki güvenilir kayğından kamyoncular, ülke ekonaklar tarafından Papa 2. Jean nomisinin ka"pni oluşturuyor. Paul'un bulunduğu Krakow'a Bu sektörde • grev ülkede ya gitmek için izin isteyen Waiesaşamı tümüvjı fejfe uğratma günın bu isteğinin kabul edilmecüne sahip. siyle birlikte, PapaWalesa göKamyoncular, 1973 yılında, rüşmesinin bugün ya da yann Marksist Başkan Salvador Algerçekleşmesine kesin gözüyle lende'nin devrilmesinde önemli bakıldığı beürtildi. rol o>Tiamıslardı. Papa ile NValesa'nın görüşme^. Öte yandan Şili hükümeti sine önceleri izin verilmemiş, sürgünde bulunan muhalefet dayanışma lideri VValesa evinde parti liderlerinin ülkeye yenigöz hapsinde tutulmuştu. den dcnmelerine izin verildiğini AP ajansı Wroclaw kentinde açıkladı 1 milyondan fazla insanm katılİçişieri Bakanı Enriko Mon dığı dünkü toplantının sonunda birkaç yüz gencin kentin mertero, Hristiyan Demokkezine doğru yürüyüşe geçtiğini rat Partisi eski lideri ve Hristibildirdi. Gençlerin derhal önüyan Demokrat Sendikası eski ne çıkan toplum polisleri (ZObaşkanı Adres Zaldıvar'ın da MO), dağılmalarını istediler. listede yer aldığını belirtti. Olayı seyreden halk ise polislere •geNiapo"diye bağırdı. Gençlerin, bir olay çıkarmadan dağıldıkları bildirildi. (Baştarafı 1. Sayfada) »Papa, dünkü konuşmasında retinden sonra yaptığı açıklamaşöyle dedi: "Polonya işcilerinin daki sözlerini hatırlatmak isliyoadalet özlemini kutsal bir duynını" dedi. Sözcü daha sonra bagu olarak destekliyorum. Bu kanın açıklamasını okudu. haklı duyguyu, onu zayıflalmaTürkmen, bu açıklamasında yı tasariayanlara karşı korumak Şam'daki görüşmeler sırasında istiyorum. Polonya halkının güven ve istikrara zarar verecek adelel özlemi yok edilemez ve faaliyetlere engel olunmasının iyi baskı altında tutulamaz." komşuluğun gereği olduğu konusunda görüş birliğine varıldığını bildirmişti.Türkmen, ayrıca ZAVİ Nüfus cüzdanımı. sigorta kartımı ve bu konuda etkin bir işbiriiği için askerlik cüzdanımı kaybeuim, hükümtemasların sürdürüldüğünü silzdilr. açıklamıştı. Ahnıel Nadir Ersü/ OLAYLAREV ARDENDAKI Mehmet Palermo Papa Allende'yi ETİBANK gençleri ödüllendiriyor... ETİBANK ÜSY 2. Basamak Sınavında " Madencilik Metalurji Bankacılık " dallarmın herbirinde EN YÜKSEK PUANI alan İLK BEŞ öğrenciye " para armağanı " veriyor. ETİBANK tüm öğrencilere başarılar diliyor... ETİBANK GÜÇLÜ KURULUŞ, GÜÇLÜ BANKACILIK Sermaye : 90 milyar (Baştarafı 1. Sayfada) yük bir yanılgıyı içermektedir. (Baştarafı I. Sayfada) Yanılgi iki yönlüdür: 1) Siyasal iktidarlar değişebilun adı da "Devrim llkokulu"ydu. lirler. Bu değişimîn beklenmedik "Ulus Alanı", "Ulus Gazetesi" ve "Devrim İlkokulu"... ve, umulmadık toplumsal güçleri Hepsi de yeni sözcüklerden oluşmuştu. etkinleşürmesi olasıdır. Bu du1950 öncesinin yadırganmadan kullamlan birçok sözcüğürumda bütün hesaplar tersine nü bugün kullanamıyoruz. Özur gerekçesi ararsanız, çok: dönebilir. 2) Demokrasüerde si Devrim sözcüğünü teröristJer de kullanıyordu... yasal iktidarlar basını değil, basın siyasal iktidarlan denetler. Devrim sözcüğünü çeşitli "sol fraksiyon'ların ve bazı teÇok partili rejimlerde bu kurarörist örgutJerin de kullandıklan doğrudur. Eğer, bunu bir özur lın varlığı demokrasinin varlığı olarak benimsiyorsak, aynı biçimde silahlı sağ kesimin "miliçin temel koşuldur. liyetçi" sözcüğünü kullandığını düşünür ve "milliyetçi" sözBunun içindir ki tasarıdaki cüğünden de vazgeçilirdi. Doğru değil mi? anıideınokratik kuraiları ayıkla"Devrim" Atatürk'ün sağlığında Atatürk tarafından da kulmak için zamanında ve iyi niyetlanılan bir sözcüktur. Atatürk'ün Türkçeyi, Osmanlıcadan annle yapılnuş eleştirileri değerlendırmak için nasıl çabaladığını da yadsımaya, hemaide, oladirmek gerekir. Eğer bu düzeitmeler vapılmadan tasarı yasalanak yoktur. şırsa Türkiye'de basın özgürtüŞimdi "devrim" sözcüğünü ağzımıza almamak için Osmanğünün varlığını kimse lıcadan kalma "ınkılab" sözcüğüne saniıyoruz. sa vunamıyacaktır. Atatürk ilke ve inkılapları... * * * "İlke" öztürkçe, "inkılap" Arapça... Bu da olmuyor! Hem, "inkılab" sözcuğünün nasıl söyleneceğini de pek bilemiyoruz. Hele küçük, minik yavrular, bu sözcüğü bir türlü söyleyemiyorlar. (Baştarafı 1. Sayfada) Oğretmen anlatıyor: di. Türkmen'in sözleri gülüşme Birinci (i) noktalı, ikincisi noktasız, (a)nın üzerinde de lere yol açarken, Kissinger Türkmen'in esprisine karşıhk vermebir inceltme işareti varmış gibi okunacak, yani inkılaap.. di. Galatasaray mezunu olan "İnkılab" yazısında son harf (b) olması gerekiyor. SöyleTürkmen, daha sonra "Benim nirken (b) değil (p) biçiminde ses çıkacak. Çocuklara da öğasıl yabancı dilim Fransızcadır. retiliyor: tngilizceyi 30 yasına girdikten İnkilap lap lap... (b) değil (p). p.p.p... sonra öğrendim, kendim öğrenHep öyle söylerler: dim" şeklinde konuştu. Devrim devirmek demektir, devrimci ihtilalci anlamına Önceki gün Esenboğa Havagelir... alanı'nda Türk gazetecilerinin Bir bakıma doğru, evet devrim, şiddet yoluyla olur. Ataİngilizcesini öven Kissinger, türk, "Anadolu İhtilali" ile Osmanlı devletini yıkmış, yerine Anıtkabir'i ziyaretinde kendileTürkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Devrim, şiddet ile olur, anrine eşlik eden komutan yardımcak daha sonra evrim ile yürür. Devrimci, işte bu evrimi, devcısı Türk subayının da yurt dışında bulunmadığı halde kendi nmın yöneldiği amaçlara göre sürdüren kimse demektir. "Devçabasıyla öğrendiği İngilizceyi rimci" sözcüğünden, yıkıcılık anlamı çıkarmak bu bakımdan "çok iyi" konuştuğunu söyledi. da yanlıştır. Şiddet olgusu, devrimin yapıldığı süreçte oluşur. Daha sonraki evrelerde devrim ilkeleri, evrim içinde, barışçı Henry Kissinger, Milli Savunyol ve yöntemlerle gelişir ve korunur. Amaç evrimin öngörma Bakanı Ümit Haluk Bayü!düğu amaçtır. Ancak yol ve yöntem evrim içindedir. ken'i de ziyaret etti. Kissinger, bugün de Cumhurbaşkanı Ke"İnkjlab" sözcüğunün kökenine inerseniz, "inkılap" söznan Evren ve Başbakan Bülend cüğü ile de karşılaşırsınız. Bu da "kökünden kopanlma" anUlusu tarafından kabul edilecek. lamına gelir. 0 zaman "inkılap" sözcüğünü de sünger gibi istenmeyen anlamlara sürüklemek olasıdır. Özei bir ziyaret için geldiğini Sözcüklerden korkmamak gerekir, "Devnm sözcüğünü sol belirtmesine karşıhk Kissinger'fraksiyonlar kullandı, öyleyse bu sözcüğü terkedelim!.." Pein Türkiye'de bulunduğu süre içinde gerek başında bulunduğu ki, "milliyetçi" sözcüğünü de silahlı sağ fraksiyonlar kullandamşmanlık firması, gerekse Redı. Milliyetçi sözcüğünü de mi terkedelim? agan yönetimine zaman zaman Yok, yok, olmuyor.. Atatürk, bir devrim yaptj. Biz, bu devyaptığı damşmanlık görevi için rimi, evrim süreci içinde yaşatmak ve sürdürmek zorundabilgi toplayacağı bildiriliyor. Esyız. Sözcüklerden bile korksak, Atatürk'ün o inançlı devrimki Dı^işleri Bakanının yönettiği cinin ılkelerini bundan sonra nasıl yaşatacağız? "Kissinger and His Associales" adlı firma üçüncü ülkelerde yaBöyle sözcüklerden korkarak ve geriye doğru sayarak mı? tınm yapacak ABD firmalarına o ülkedeki siyasi istikrara ilişkin konularda değerlendirmeler sunuyor. 1984 Haziran'ında ithalat temi(Baştarafı 1. Sayfada) anlaşma yapılmış oluyor. As nat oranları tümüyle kaldırılakeri yönetim döneminin belir cak. 1983 sonuna kadar alınacak lediği ekonomik politikalar sebir yıl vadeli yeni borçlar bir çimle gelecek bir hükümetin en azından ilk yedisekiz aylık uy milyar 200 milyon doları geçegulamasına yön verecek nite meyecek. KİT'lere bütçeden yapılacak likler taşıyor. Son niyet mektubunun özelliği işte bu noktada transferler 292 miiyar lirayı gebillurlaşıyor. Bu niteliği ile de çemeyecek. Bunlara daha başka teknik ekonomik kararları içeren bir anlaşmada siyasal boyut net bir aynntılar eklenebilir. Önemli olan, bazı rakamsal büyüklükbiçimde karşımıza çıkıyor. Gerçi, Kafaoğlu'nun gön lerde yapılacak ufaktefek oyderdiği mektubun dördüncü namalar değil, çizilen politikaparagrafında şöyle bir cümle Iarın gelecek Haziran ortalarına dek sürmesidir. dikkat çekiyor: İşte, bu açıdan niyet mektu"Bu aşamada tüm politik değişkenler için kesin hedefler bu içerdiği ekonomik kurallasaptamak mümkün değildir. rıyla geleceğe dönük siyasal boÇünkü, bu durum 1983 ka yutlar taşıyan bir belgedir. Desım'ında seçimle gelecek yeni mokrasiye geçiş süreci içinde hükümet (arafından dikkate halen uygulanan türden bir ekonomik model önermektealınmalıdir." Ayrıca, mektubun en son pa dir. Temel soru tam bu n^ktaragrafında "hükümet 1984'e da ağırlık kazanmaktadır: Yeni ilişkin program konusunda, niyet mektubunun önerdiği 1984 başında IMF'ye danışa ekonomik model demokrasiye geçiş koşullannın maddi temelcaktır" deniyor. Böylelikle, seçimle gelecek lerini hazırlıyor mu?... Yoksa, yeni hükümetin şimdi imzala Türkiye'yi 12 Eylül'e getiren nacak anlaşmayı yerine getir ekonomik model ile demokramesi, bugünden bağlanmış olu siye geçiş sürecinin modeli arayor. Ancak, burada esnek bir sında herhangi bir fark yok deyim var. Şimdi belirlenen ra mu?.. Aranan yantt işte bu sokamsal hedeflerde seçimle gele runun arkasındadır.... cek hükümet belli bazı değişiklikler yapabilecek. Örneğin, Merkez Bankası kredilerinde (Baştarafı 1. Sayfada) belki daha cömert ya da daha Vakfı Yönetim Kurulu Başkan sıkı davranabilecek ya da yatıVekili Arda Gedik başkanlığınnm miktarlarını gözden geçireda toplanan Seçiciler Kurulu, bilecek. IMF'ye danışmak koAltın Plaket ve 5000 dolarlık bişuluyla, bu rakamları yeniden rincilik ödülünün Sov^et sanatçı belirleyecek. Ne var ki, ekonoMikhail Zlatkovsky'ye verilmeminin temel poütika kararlasini kararlaştırdı. Gümüş Plaket rında bugün çizilen doğrultuyu ve 3000 dolarlık ikincilik ödülüaksatmayacak. Seçim sonunda nü Türk çizeri Haslet Soyöz alhangi siyasal parti iktidara gedı. Bronz Plaket ve 2000 dolarlirse gelsin, izleyeceği ekonolık Uçüncülük ödülü de Hollanmik politikalar artık belli. dalı sanatçı Van Vessum'un oldu. Yanşma birincisi ayrıca KülNiyet mektubunda çizilen tür ve Turizm Bakanlığı Ödülü'ekonomik politikalar ise şu nü de alacak. noktalarda özetlenebilir: MANSİYON ALANLAR Sıkı para politikası sürecek. Kamu gelirlerinde tahsilat Yarışmada mansiyon alan sahedeflerine ulaşılmazsa, gelirnatçilar da şunlar: Stefan Popa ler yüksek tahmin edilmişse, (Romanya), Bill Woodman dengeyi sağlamak için harca(ABD), Jiri SUiva (Çekoslovakmalar azaltılacak^ örneğin bir ya), Basyrov Garif (Sovyetler firmanın 8 milyar liralık vergiBirliği). Salih Memecan (ABD sinden 7 milyar lirası vergi affıadına katılan Türk çizeri), Tona girmişse, ve bu nedenle gedor Kuzmov (Bulgaristan), flir Iirlerde hedefe ulaşılamamışsa, Pojani (Arnavutluk), Patrick harcamalar azaltılacak. Yani, MaHet (Fransa), Borajevic (Yubir firmanın affedilmesi sonu goslavya) y e Mahmut Karatopcunda, toplam harcamalar kısırak (Türkiye). larak, diğer firmalar etkileneYarışmada derece alanların cek, ödülleri, Hürriyet Vakfı'nın kuÜcretlerde artış sınırlı tutularuluşunun dördüncü yıldonüm J cak. Ama, 1984 yılında ücret olan 27 Haziran li>83 gıinü saat artışının 1983'teki gibi yüzde 18.30'da Istanbul Atatiirk Kül20 mi, yüzde 22 mi olacağına tür Merkezi sergi salonunda yaseçimle gelecek hükümet karar pılacak bir törenle verilecek. Ayverecek. Ücret ilke olarak sınırnı gün AKM sergi salonunda yalanacak, ancak smırlamanın rışmaya katılan tüm yapıtlar sermiktarını yeni hükümet belirlegilenmeye başlanacak ve sergi yecek. bir ay sürecek. Aynı sergi daha İthalatta beş yıl içinde tam sonra Izmir ve Ankara'da da bir serbestleşmeye gidüecek ve yinelenecek. GERCEK UĞVR MUMCU GÖZLEM Ulus ve Devrim... Kissinger, Demokrasiye geçişin Simavi