Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
:UMHURİYET 10 SPOR 24 ARALIK 1983 Söz Yiizmp Fpdprnsyvnu Baskanı Fahiman Akdafjfm "Yüzme şampiyonasını almadan önce TRT'ye sormalıymışız" Federasyon Başkanı Akdağ: "Eğer TV'nin bu ya dern bir sisterr bularak, yapımcı rışları vermeyeceğini bilseydik organizasyona talip dafirmayı tebrik ettiler. Hollan\e Polonya'dan gelen iki haolmazdık. Amabiz videoya aldık vefılmi bütün böl kem, havuzu teftiş ettiler ve mukemmel buldular. gelere göndereceğiz" diyor. Spor Servisi Yuzme Federasyonu Başkanı Fahiman Akdağ, Avrupa Yüzme Kupası organizasyonuna ilişkin olarak Cumhuriyet'in sorularını yanıtlarken, yanşmaların TV'den yayınlanmamasında federasyonun bir suçu olmadığını, görüşmeler sırasında TRT yetkililerinden birinin, "Şampiyonayı bize sorup da mı aldınız" dediğini one sürdü. Akdağ'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şoyle: Avrupa Kupası yanşmalarını Turkiye'de duzenlemekteki amacınız neydi, bu amaç gercekleştirildi mi? önce şunu belirteyim, yabancı federasyon başkanları, Turkiye'de yüzme sporunun gelişmesi için bu şampiyonayı almamı önerdiler ve oybirliği ile bize verdiler. Amacımız şuydu: Yeni yetişen kuşaklara yüzme sporunu sevdirmek, antrenörlerimize ünlü sporcuları göstermek, tanıtabilmek, bilgi alışverişi yapmalarını sağlamak. Ve ben şampiyonayı alırken, TRT'nin yayınlayacağını düşünmiiştüm. Yoksa almazdlm bu müsabakayı. Bu arada federasyon olarak, bütun yarışmalan sideoşa aldık. Bunlan çoğaltıp bölgelere gondereceğiz ve daha çok sayıda sporcumuzun şampiyonları tanımasını sağlayacağız. Türkiye'de bu yarışmaları yapabilecek başka bir havuz yok muydu? Avrupa Kupası, kurallara göre kış me\siminde 25 metrelik kapalı havuzda yapıhr. Havuz asgari altı kuKarlı olacaktır. Böyle bir tesis sadece Ankara'da vardı. İstanbul'daki havuzun seyirci kapasitesi fazlaydı ama beş kuharlıydı. tzmir'deki 25 metrelik havuzun seyirci kapasitesi hiç yoktu. Bu nedenle yarışmaları Ankara'da yaptık. Yeni bir havuz olduğu için de, bir çok eksiği vardı. Öncelikle eksiklikleri gidermeye çalıştık. Yurt dışına döviz çıkmaması için kronometre cihazmı yerli firmalardan birine ihale yoluyla yaptırdık. Firma, sampiyonaya kadar cihazı ancak yetiştirebildi. Aslında kronometre bîze pek zorluk çıkartmadı. Belki biriki defa arıza yaptı ama bu normal karşılandı. Hatta gelen ekip şefleri, kronometre cihazını basit ve mo Yanşmalar TRT'den neden yayınlanamadı? TRT, Avrupa Kupası'nın Turkiye'de yapılacağını bir yıl onceden biliyordu. Hatta geçen yıl Isveç'te yapılan yarışmalara muhabir de gondermişti. Aradan epey zaman geçti, TRT'den bir ses çıkmadı. Dış ulkelerden yayın için talepler gelmeye başlayınca bize sordu. Kendilerine bilgi verdik. Bunun uzerine bizden ışıklandırmanın guçlendirilmesini, pencerelerin perde ile kapatılmasını \e raylı sistem yapılmasını istediler. Biz de isteklerini >erine getirdik. Ancak ra\ sistemine gerek yoktu. Çünku 25 metrelik havuzlarda ra> sistemi kurulmaz. TRT'den gene bir sure ses çıkmadı. Ben kalkıp TRT'ye gittim ve haber dairesi yetkilileriyle gorüştüm. Bir yetkili bana, "Bize mi sorup da bu şampiyonayı aldınız?" dedi. Işe bakın ki yarışmaları almadan once TRT'ye sormalıymışız. Teknik uzmanlar da canlı^yayının mümkün olamayacağını söyleyerek, gerekçesini şoyle açıkladılar: "Vermesine veririz. ancak kameralar altı a>, bir >ıl sonra anza yapabilir." Tesadüfen orada bulunan aktör Tekin Akmansoy da söz alarak, "Ben hamamda çekiyorum, bir şey olmuyor" dedi. Teknik adam değilim ama çekimden sonra kameraların bakımı yapılarak, arızalanmaları onlenebilirdi herhalde... Turkiye'de bu >anşmaları Almanya'dayapılan ilk bayanlararası halter şampi düzenlrmeli. federasyona kaç lira\a mal oldu'.' yonasında Hollandahmn başansı Fransız kadınlar Avrupa Kupası'nın reklaarasında ilgi ile karşılandı. manına göre iilkeler, gidişgeliş Spor Servisi Federal Al Acı çeken bir yuz ifadesi kasıl yol ve otel masraflarını kendileri karşılarlar. Bizim gorevimiz, manya'nın Darmstadt kentinde mış tüm adaleleri ile bir çığlık ilk kez bir 'Bayanlar Avrupa atarak 180 kg. dolayında bir hal otel ile musabaka salonu arasınAğırlık Kaldırma Şampiyonası' teri kaldırma çabasında bir ka daki ulaşımı temin etmektir. Budüzenlendi. Bu şampiyonada iz dın, genellikle fiziki açıdan güç nun dışında bir açılış kokteyli, ^z leyiciler alışılmadık gösterilere •ü olduğuna inanılan kadın sta kapanışta da bir banket verilmiştanık oldular. Sampiyonaya ka tusüne pek uymayan bir göru tir. Bütün masraftnın yekunu 2 tılan bayanlardan Donna Mears 'nüm veriyor. Ancak bayan hal milyon civarındadır. Bu arada, ülkemize giren doviz 250300 bin kilosunda (56 kg.) üçiincü olur ferciler bu görünümün bundan ken rakiplerinden Hollandalı Ti böyle 'doğal' karşılanması ıçın el dolardır. Gorüldüğü gibi, devlena Van DuyaWoodley (55 kg.), lerinden geleni yapacağa benzi timiz bu şampiyonadan zarar etmemiştir. dünyada ilk kez hiçbir bayanın yorlar. başaramadığı 'kuvvet denemesinde' 183 kg. kaldırarak bir dünya rekoru kırdı. DuyaWoodley bu başarısıyla, bayanlann bu spor dalında da kaydettikleri gelişmenin en somut kanıtını vermiş oldu. S P O R D A DIYALOG Abdmkadir Yücelman ESER ÖZALTINDERE 1954'te Ankara'da doğdu. Futbola Artvin 7 Mart Spor'da başladı. Daha sonra C. Birliği genç ve (A) takımında oynadı. 1974'te Adana Demirspor'a profesyonel olarak geçti. 4 yıl Adana'da oynadıktan sonra Galatasaray'a geldi. Ankara İktisadi ve Ticari tlimler Akademisi'ni bitirdi. Şu anda İstanbul Üniversiiesi Felsefe Böiümü üçiincü sınıf oğrencisi. 6 yüdan beri Calatasaray'da fıle bekçiliği yapan Eser Özaltmdere bekâr. Yılmaz Tokatlı Tokatlı: Amatör Lig'de şikeyi önledik ANKARA (THA) Futbol Federasyonu Baskanı Yılmaz Tokatlı, "Yönetmelik degişikligi ile transferlerde oyuncu ve aracılann federasyonu veya birbirlerini aldatıcı ve küçük düşürüciı bazı tesebbüslerini önleyici tedbirler alıyoruz" dedi. Transfer konusundaki yönetmelik boşluklarını tespit ettiklerini belirten Yılmaz Tokatlı, bunların bir an önce tamamlanrnası için çalıştıklannı söyledi. Tokatlı konuşmasım şöyle sürdürdü: "Önumü/deki tranfser döneminde hiçbir futbolcu bedelsiz gosterilmeyecek. Çiinkii. her futbolcunun bir bedeli vardır. En azından bir futbolcuya asgari ücret ödenir. Bu nedenle, yeni dönemde futbolcuya en az asgari ücretin bir yıllık tutan kadar fiyat gösterilecektir. Transfer konusunda ikinci bir tedbirimiz, futbolculann boş kâğıdı irazalamalannı engellemek. Sonra da futbolcu ile kulüp arasında çıkan anlaşmazlıklara böylelikle çözüm getirmiş olacagız. Diğer bir anlamda, futbolcu kendi sorununu balletmiş olacak. Üçiincü tedbirimiz ise, bir futbolcunun yüksek fiyat veren kuliibii tercih etmediği takdirde, nereye giderse gitsin, kendisine verilen en yüksek transfer bedeli ile gidecektir. Böylelikle hem vergi kaçakçılığı önlenecek, hem de kulupleri aldalma durumu ortadan kalkac»k. Aynca, futbolcu da kendi degerini bulmuş olacak. Yani 1984 yılı transferleri düzenleme ydı olacak." ŞtKE Futbol Federasyonu Başkanı Yılmaz Tokatlı, şike konusuna değinerek, bunun her zaman gündeme geldiğini ve ne zaman şike ile karşılaşırlarsa üstüne gideceklerini söyledi. Tokatlı, "Amacımız. kişilere çamur atmak değildir. Teşkilat olarak şike konusunda her türtü önlemi almak zorundayız. Averajın olduğu bir yerde, şikeye kılıf uydurmak çok kolaydır. Ancak, biz aldığımız önlemlerle bunu engelliyoruz. Örneğin, amatörlerdeşike artık kesildi. 2.Lig'deki takım sayısını azaltmakla şikeyi engellediğimizi saımorum. Kanımca, şimdi guzide bir gözlemci topluluğumuz ve hakemlerimiz var. Hakemlerimizi şike konusunda şartlandırdık. Kesinlikle bu konuda miisamaha göstermeyecekler" şeklinde konuştu. İKİNCİ TAKIM OLMAK ARZUSUNDAYIZ Dünya Şampiyonası'na en iyi şekilde hazrlanmak için gerekli çalışmaların yapılacağını, bu nedenle ilk etapta 13 maç planladıklarını, ihtiyaç halinde bu sayının arttırılabileceğini belirten Tokatlı, "Milli Takımımız Teknik Direktörü ve Teknik Kurul tarafından hazırlanırken, biz de elimizden gelen her türlü çalışma ortamını yaratacağız. Milli Takımımızın daha önce kazandığı başanlan devam eltirmek zorundayu. Grubumuzda ikinci takım olmak arzusundayız. İngiltere'nin bize ters diişen bir futbolu var. Rakiplerimizi tanıyonız. Grubumuzun güçltt olması, bizj daha çok giiçlendiriyor" dedi. Futboleular esirden farksız! Bugünkü konuğumuz Galatasaray'ın kalecisi Eser. Eser, İktisadi Ticari tlimler Akademisi'ni bitirdin, profesyonel futbolcusun, yani kendine bir yol çizmişsin. Ama İstanbul Üniversitesi Felsefe Bolümunü de bitirmeyi amaçlamışsın. İkinci bir ttniversite tahsiline neden gerek gördiin? Doğrusu ben boş oturmaktan sıkılıyorum. Biraz da felsefi konulara eğilimim var. ÇevTemdeki olaylan derinlemesine gözlemek, değerlendirmek istiyomm. Aynca boş zamanlarımı daha iyi değerlendirmek amacındayım. Toplumsal olaylan gözluyonım diyorsun. Futbolun toplumdaki yeri, etkinlikleri konusundaki gözlemlerin nasıl? Yani futbol, "çağımızın toplumsal bir hastahğıdır" dttşıincesine katılıyor musun? Katüıyorum tabii. Üstelik ben, futbolun bazı ülkelerde kişiler ya da kurumlar tarafından kullanıldığına da inamyonım. Ancak bu sömürme, bu kullanışı futbolun özünde olan ilgi çekicilik niteliği ile karıştırmamak gerek. Peki futbol Turkiye'de kullanılıyor mu? Kullanılıyor. Futbolu bir uyku hastalığı, bttyük stadyumlan da uyku tulumuna benzeten görüşe katılıyor musun? Genelde belki böyledir, ama kesin çizgileri ile "Turkiye'de de bu böyledir" diyemeyiz. Futbolun kullanılması ya da futbolun İcitleleri uyutan bir araç olarak gösterilmesini ülkemizin sosyoekonomik durumu ile bağlantılı görüyorum. Ben Türkiye'nin sosyoekonomik yapısında insanlarm tatmin edilmemiş, sorumluluklar verilmemiş, bilinçsiz olduklan görüşündeyim. Diğer taraftan iletişim araçlarının belli amaçlara hizmet etmesi belli tipler yaratıyor. Holivut'un ilk Holivut olduğu yıllarda da bu böyle olmuş. Tabandaki geniş kitle kendini yıldızlarla yıldızlaştırmış, şöhretlerle şöhretleştirmiş. Yani özdeşleşmişlik var. Bence futbolun kitle üzerindeki etkisi bu. Bir çocuk, sokaktaki adam futbolun yıldızları ile doyuma ulaşıyor; gerektiğinde bağınyor, onu eleştiriyor. Kendisinden çok uzakta ve yüksekte olana, erişilmemişliğe stadyuma giderek bağırmakla erişiyor, eleştirerek doyuma ulaşıyor. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bu toplum, yani bilinçten uzak topluluk maça gitmese, bağınp çagırmasa, o yıldız futbolculara kiifiir etmese, başka türlü bir patlama mı gösterir? Bir anlamda bunu yapmak zorunda mı? Bence mümkün değil. İnsanoğlu bu patlamayı gösterecektir. Ama stadyumda, ama başka yerde. Futbolu ortadan kaldırsak, Özal'ın deyimi ile futbol sahalarını dolduran "orta direk" çeşitli giiçlükler karşısuida patlamayı başka bir yerde, başka bir olayda mı gerçekleştirir? Bence öyle. O orta sınıf değişik deşarj yollan arayacaktır mutlaka. Profesyonel futbolcu bu ortamda gerçek yerini bulmuş mudur, yoksa profesyonelliği istenilen şekilde anlayamamış mıdır? Turkiye'de futbol yapısı, tam manasıyla oluşmarruştır. Kulüpler olsun, federasyon olsun tam manasıyla kurumlaşamamışlardır. Turkiye'de belli organizasyonlar yapılıyor ama bu gelişme, gelişigüzel ve bilinçsiz. Böyle bir ortamda profesyonel futbolcu yerini bulmamakta hakhdır. Sözü transfer ücretlerine getirmek isüyorum. Turkiye'de profesyonel futbolculann transfer paralan. ülkemiz koşullannın çok üstündedir. Yani bir futbolcunun transferde 10 milyon, 20 milyon alması, koşullar içerisinde anonnal sayılmıyor mu? Futbolculann astronomik transfer ücreti aldığı söyleniyor. Bu paraya ulaşan acaba kaç futbolcudur? Bunu bilmek, bunu düşünmek gerek. Futbolculann sadece yüzde 10, hatta daha asağısı bu parayı alabilir. Diğerleri ya bölük pörçük alır ya da hiç alamaz. Siz gazetelere yansıyan rakamlara bakmayın. Onlar sadece birkaç futbolcuyu yazarlar. Şuna inamyonım ki, futboleular aldıklan parayı hak ediyorlar. Bir kere futbol dediğimiz oyunu öylesine kötü sahalarda oynuyorlar ki, her an herkes sakatlanabilir, futbol yaşamları bitebilir. Benim elimde üç dört tane kınk var. Her gün idmanda taş gibi yerlere atıyorum kendimi. Bu başka hiçbir meslekte yoktur. Olayı herkes sadece sahadaki 90 dakikada görüyor. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Bizim işimiz tam anlamı ile emek işidir. Siz anladığım kadan ile rizikosu ve amortismanı yüksek bir meslek diyorsunuz... Evet, kesinlikle öyle. Çevrenizden gelen tepkiler... Çevremizden her zaman tepki görürüz. Küfürle karışık, hırsla karışık, kıskançhkla karışık şeyler. Bazen alkış, ama çoğu zaman haset ve tepki. Bir ara Amatör Sporcular Derneği yönetiminde de çalıştınız. Size futbolcu arkadaşlarınızdan birçok şikâyet geldi. Bana profesyonel bir futbolcunun en büyük şikâyetini anlatabilir misiniz? Bir futbolcunun en büyük şikâyeti kulüpte esir muamelesi görmesidir. Ne primi prim, ne cezası ceza. Hakkını arayacağı hiç kimse yok. Yani sporcu kulüpteki yöneticilerin esiri. "Şuraya git" gider, "buraya gel" gelir. "Şu kadar ceza" derler, bir şey diyemez. Ne hakkını arayabilir, ne hukukunu. Bir futbolcunun en büyük şikâyeti işte budur. Bir noktada parasal sorunların ötesinde insanı yıkan, perişan eden de budur. Bir şey söyleyememek, hakkını arayamamak. Peki takımda kaptan var. O kaptan bu görevi yapamaz mı? Yani futbolcu arkadaşlarının hakkını arayamaz mı? Bunu kaç kaptan yapar sanıyorsunuz? Profesy onellik yönetmeliğinde, futbolculann hakkı söz konusu edilmemiş kısaca... Evet maalesef öyle. Bizim hakkımızı kuluplere karşı, ya da genelde haksızlıklara karşı kim korumalı? Futbol Federasyonu!.. O da korumuyor. Çünkü yönetmelikler eksik yapılmış. Kimse futbolcunun da insan olduğunu düşünmemiş. Kimse onun da hakkı olacağmı hesaba katmamış. Bu totaliter yöntem futbol topluluğumuz için yüzkarasıdır. Bir noktada kulüpteki yönetime katümayı amaçlıyorsun? O kadan bile değil. Ama hiç olmazsa hakkımızı arayacak, sorunlanmıza çözüm getirecek bir kunım olmah diyorum. Kulüpteki bu ilişkiyi düzenleyecek sistem nasıl olmalı? Bir fıkrin var mı? Bence futbolculann,kulübe karşı, Futbol Federasyonu'na karşı, yani üçüncü şahıslara karşı hakkını koruyacak, ilişkilerini düzenleyecek bir temsilciye ihtiyacı vardır. önemli olan futbolcunun temsil edilmesidir. Bu anlayışın kurumlaşması profesyonel futbolculann en büyük isteğidir. Sen neden kaleciliği tercih ettin? Çocukların küçük yaşta genellikle futbola karşı arzu ve heye canlan vardır. Ben de futbola merak sardım. Ama futbolcu olacak yetenekte görmedim kendimi. Futbolculuk bir yetenek işi. Bunu yapmayı başaramadım ve bunun için kaleciliği seçtim. "Turkiye'de son yıllarda kaleci yetiştniyor" diyorlar. Bu düşünceye katılıyor musun? Bugünkü konuğumuz Galatasaray'ın kalecisi Eser Bayan halterci 183 kilo kaldırdı Şampiyonada halter kaldırmanın yanında, omuzda ağulıkla diz çökme ve bir bankın ustünde yatarak ağırlık kaldırma yanşmalan da yer aldı. Avrupa'nın sporda söz sahibi ülkelerinden Fransa'da yapılan bir araştırma sonucu her gün halter çalışan 5000 erkek sporcuya karşılık, yalnızca 50 Bayan sporcu olduğu saptandı. Almanya'daki bu şampiyona Fransa'da ilgi ile karşılandı. Haltere merak salan bayanlar arasında ev kadmlan, öğrenriler, hatta 'anneler' bile var. Bu bayanlar çevrelerinde pek doğal karşılanmayacak bir uğraşa el atma cesaretini gösterebilmişler. "Futbolcu olmak için yeterli yvteneğe sahip olmadığtm için kaleci oldum. Son yıllarda kaleci yetişmiyvr. diyrtrlar. Oysa futbolumuz gelişigüzel de olsa ilerlediği için kaleeilerin \npaeaklan pek bir şey kalmadı."' Futbol, ama gelişigüzel ama planh, mutlaka bir gelişme gösteriyor. Yeni yeni sistemler çıkıyor. Futboleular, tekniklerini ilerletmek için çeşitli antrenmanlara zorlanıyor. Ama kaleci üç direk arasında son adam. Tekniğini geliştirmesi için yapacağı bir şey yok. Ikincisi, eskiden uzaktan çekerlermiş şutlan. Şimdi gol atmak amaçlandığı için 18'in içine yığılıyor millet. Kalecilerin eski kurtanşlan yapması, bugünkü futbol sistemi içinde olanaksız. Bunun için millet eski kalecileri anyor. Bunun için "Son yıllarda kaleci yetişmedi" diyorlar. 9 yıldan beri profesyonelsin. Futboldan ne kazandın bugüne dek? Ben futboldan aldığım parayı d.eğerlendirdim. 3 evim, bir arabam var, bir de Bakırköy'de ortak o'lduğum bir spor mağazası var. Gelecek için bir planın var mı? Belki, Avrupa'ya gidip orada antrenör kursuna girmeyi düşünebilirim. Sporun felsefesini yapmak istemiyorsun yani? Gelecek beni nerelere götürür bilemiyorum. Ama felsefe okuyorsun. Bnna merakın da var. Futbolda biz neredeyiz, nereden gelip nereye gidiyoruz, toplumumuzun bilinçsiz futbol anlayışı nereye kadar gidecek diye merak etmiyor musun? Dernek çalışmaları sırasında buna çok kafa yorduk. O günlerde futbolcunun ve futbolumuzun sosyal yapısını değerlendirebilirdik. Aynntılan ile sporcunun sağlık durumu, sosyal güvencesi, incelenebilirdi, ama olmadı eksik kaldı. Bence futbolcu daha doğrusu sporcu sendikalaşmalıdır. Sporun tabarum oluşturan kulüpler de şirketleşmelidir. Şirketleşme belki gerçekleşmeyebilir ama, en azından sorumlu yönetimlerin, kulüplerin başına gelmesi sağlanmalıdır. Ben buna inamyonım. Aynca kulupleri düzene sokacak, futbolculann haklarını savunacak güçlü federasyonlann kurulmasını istiyorum. Sporcu kulüp federasyon üçgeninin hak ve adalet çerçevesi içinde oluşmasına, dayanışmanm sağlanmasına inamyonım. Devletin zorlayıcılık gücünü kullanması ile sporumuzda başanya ulaşılacağına inanıyorum. Bayanlar 10.000 metrede koşabilecek MANİLA (AP) Uluslararası Atletizm Federasyonu lAAF'ın Manila'da yapılan kongresi sırasında aldığı karara göre, bayan sporcular bundan böyle uluslararası yarışmalarda resmi olarak 10.000 metre mesafesini koşabilecekler. 1985 yılından başlayarak uluslararası programa alınan 10.000 metre yarışmaları ilk kez 1985 yılında Canberra'da yapılacak Dünya Kupası'nda ve 1987'de Roma'da yapılacak olan Dünya Atletizm Şampiyonası'nda koşulacak. Kbru Ö/meriç Ahmel Okumuş ile bir sırasında... Ebru: Bale ve judo ayrılmaz iki öge Londra'daki güzeliik yanşmasında ülkemizi temsil eden Ebru Özmeriç gündüzleri bale, akşamlan da judo yapıyor ve "Baledeki başanmt judoya borçluvum" diyor. VURAL AHI lngiltere'deki Dünya Guzellik Yanşmasında ülkemizi temsil eden Ebu Özmeriç kahrevengi kuşaklı bir judocu, "Judo balenin tamamlayıcısıdır" diyen Ebru Ozmeriç "Kuğu Gölii" balesindeki rolünıi başarı ile oynarken judo figurleri ile bale arasındaki benzerliği hocası Ahmet Okumuş'a şöyle anlatıyor: "Bale ve judo iki ayrılmaz oge, yumuşaklık. insanın duygulannı yücelten anlayış, hepsi birbirine baglı şeyler. Ben spor ve sanatı eşit görüyorum. tnsan her şevin en giizeline götiirüyor ve huzur veriyor. Doyumsuz yaşamı doyumlu kıhyor." "Sihirli Papuçlar Bale Dersanesi'nde bale dersleri veren Ebı u *.)zmeriç ders biter bitmez de Ahmet Okumuş'un salonuna gidip iki saat Tatami çalışması yapıyor. Evde ise akşam yemeğinden sonra piyanosunun başına geçen Özmeriç anne ve babasına Chopın'den "Noktrunler" çalarak aile yuvasında sevecenliği içinde tum >oıgunluğunu gideriyor. tşte Londra da "Royal Albert Salonu"nda lürkiye'yi temsil eden sanatçı ve sporcu kızımızın gunlük yaşantısından üç kesıt. SIRASI GELDDCÇE Nuri Gücüyener Platini Juventus'dan ayrıhyor PARİS, (a.a.) İtalya'nın Juventus takımında oynayan ve sözleşmesi mevsim sonunda bitecek olan Michel Platini'nin gelecek yü, Fransız ikinci liginin en guçlü takımı Racing'e transfer olacağı sanılıyor. Paris'te. Racing kulübünün Başkanı JeanLac Lagardere ile bir görüşme yapan Platini, Juventus'teki geleceğinin henüz belli olmadığını belirtmekten başka bilgi vermedi. Alaylılar saf dışı bırakılmalı Judo Federasyonu yurt dışından 6 adet minder alıyor Spor Servisi Yıllardır uluslararası standartlara uygun mindere sahip olmayan Judo ve Karate Federasyonu'nu geçtiğimiz günlerde bir ihale açtı. 3 yabancı firmanın katıldığı ihaleyi F. Alman Eberhart rırması kazandı. 12X12 m. boyutlannda 144 parçadan oluşan bir minderin iki milyon lira olduğu öğrenildi. Federasyonun yakın gelecekte altı adet skorboard yaptırmak için yerli firmalar arasında ihale açacağı bildirildi. Skorboardların 1985'te Turkiye'de yapılacak Avrupave Balkan Judo Şam piyonalarına kadar yetiştirilmesı pianlanıyor. GIINÜN PROGRAMI FUTBOL Fenerbahçe Stadı: Vefa Sladı: Yeni Levent Lisesi 6 gol attı Spor Servisi İstanbul Liselerarası fuıbol ve voleybol karşılaşmalanna devam edildi. Alınan sonuçlar şöyle: FLTBOL: Etiler: 3 Beyoğlu Ticaret: 2, Bahçelievler: 1 K.M. Paşa: 0, Yeni Levent: 6 Plevne: 5, Yapı Meslek: 2 Vefa: 0, Kabataş: 3 F. Bahçe: 0. VOLEYBOL: Burhan Felek: 3, Csküdar: 2, Kadıköy: 3 Suadiye: 1, K. Yalı: 3 Beşiktaş Atatürk: 0. 14.00 KaragumrukTrabzonspor 14.00 S.SirkeciKar^ıyaka 14.00 \lıbeyko>Burdurspor Bursa Ataturk Spor Salonu: İzmir Atalurk Spor Salonu: 16.30 ŞekersporTaçspor (2. Hg) 15.00 TOFAŞSASBeşiktaş 16.30 O>ak RenoEczacıbaşı 15.00 Karşı>akaZiraaı İ5.00 b.tv. Cjiı^uA. Hısarı (2. lıg) E>üp Stadı: Ankara Cebeci İnonu Stadı: tzınir Alsancak Stadr. 12.00 ŞekersporKonyaspor 14.00 PeırolofisTekirdağspor 14.00 \lıa>Aydınspor Antal>a Spor Salonu: 17.00 AmbırlikÇukurova Bırlık C. lig) VOLEYBOL Burhan Felek Spor Salonu: BASKETBOL Spor ve Sergi Sara>r. 12.00 TavsporKolej 13.30 ArçelikS.K. Gucu 15.00 Efes PilsenG.Sanayı 16.30 İTÜÇukurova Sanayi Ankara Alatürk Spor Salonu: İzmir Atalurk Spor Salonu: 12.00 S.S.KOyak Reno Ankara S.S. Tarcan S. Salonu: 13.00: KarşıyakaAltınyurt ki bir yönetici olarak yeni yöneticileri uyarmayı kendime bir görev bildim. Cumhuriyetimizin 60. kuruluş yıldönümünde, şöyle geriye dönüp bir değerlendırme yapacak olursak. sporumuzda bir Ülkemiz, yeni bir parlamen türlü dengeli ve tutarlı bir yöneter demokratik düzene geçiyor. tim düzeninin kurulamadığinı Bu yeni dönem, beraberinde görürüz. Değişık yönetimlerin kuşkusuz birçok değişikliğı de spor anlayış ve davranışlarına getirecek. 1967 yılında faal göre, ülke sporunda zaman zaspor yöneticiliği hayatımı nok man aşamalar/duraklamalar, talamıştım. Ancak, o günden gelişmeler/gerilemeler, başarıbu yana geçen süre içinde hiç lar/başansızlıklar hep birbirini bir zaman spordan kopmadım, izlemiş. kısaca istikrarsız bir yögerek ızleyici olarak, gerek es netim sergilenmişlir. Maalesef, yurdumuzda spor önemi ve degeri ölçüsünde gereği gibi desteklenememiş, planlı bir gelişAdana Spor Salonu: me sağlanamamamıştır. Bu13.30 G. SanayiGalatasaray günkü genel durum ve görünümü ile sporumuzun yeri, BalELTOPU kanların gerisinde ve coğrafi bölgemizin yani Ortadoğu'nun Bağlarba^ı (A) salonu: sınırları içindedir. 60 yıl boyun12.00 Be^ıktaşlzmirspor ca yapılanlar, hep yapılması ge13.30 Vefa SımtelKarşıyaka rekenlerin gerisinde kalmış ve Ankara Alaturk Spor Salonu: kalmaktadır. Sporumuzun bu 10.00 S.K. GucuKılıçoğlu TopraUspor denli geri kalmasının nedenle11.30 lst. Bank. YenişehirHacettepe rini, kabaca şöyle sıralayabiliAdana Spor Salonu riz: 18.00 Çukohırlik l.T L. 1 Sporu, ülkemizde genellikle layık olduğu değer ve ölçüMASA TENİSİ de desteklemeyen siyasi kadhtanbul Bayanlar takım ferdi fı rolar. 2 Siyasi çıkar sağlama kaynalleri bugun Tozkoparan Spor Salonunda yapılacak. gusundan kaynaklanan etkıler ve baskılar. 3 Siyasi isteklere boyun eğen, "sizdenbizden" çekişmelerine sürüklenen yetersız yönetim kadrolan. 4 Plan ve program dışı keyfi uygulamalar. Siyasi kargaşa dönem leri, bu dört maddenin en belirgin örnekleriyle doludur. Ne zaman ki, siyaset spora egemen olmuştur, o zaman plan ve programlar bir kenara itilmiş, ülke gerçek ve gereksinimlerine ters düşen keyfi uygulamalar izlenmiştır. Yukarıda sıralamaya çalıştığımız nedenler/gerçekler ışığında şimdi, önumüzdeki yeni dönemde yapılması gerekenleri (önerilerimizi) sıralamaya çalışalım: 1 Amaç, ülke sporunu çağdaş uygariık düzeyine çıkarmak ve her zaman her yerde herkese sağlıklı spor yaptırmak olmalıdır. Bu kavram, uygulanacak spor politikasının temel kaynağını oluşturmalıdır. 2 Sporda kazanmayı "ulusal zafer". kaybetmeyi "ulusal hezimet" sayan ilkel spor anlayışından vazgeçilmeli, alanlarımızda koro halindeki sövgülere kesinlikle son verilmelidir. 3 Spor tesisleri, sporunuzun alt yapısını oluşturmaktadır. Ülkemizde çok ve çeşitli tesis ya pılmıştır. Ancak, bunlar hem rantabl hem de yeterli değildir. Spor tesisleri, büyük organizasyonların öngörüldüğü yörelerln dışında küçük ucuz, çabuk ve çok yapılmalıdır. Tüm tesislerin tam kapasite ile çalışmalan tam bir denetleme ile sağlanmalıdır. Yapım, bakım, onarım ve işletilmesi için ayrı bir ünite görevlendirilmeli, tesis yapımında Bayındırlık Bakanlığı devreden çıkarılmalıdır. 4 Dış temaslar mümkün olduğuncaçok yapılmalı. buralara temsil yeteneği olan kişiler gönderilmelidir. 5 Ülke sporunda bilimin hâkinı olması sağlanmalı, YÖK'e bağlanan akademiler geri alınarak spor yöneticisi ve antrenörü yetiştirilmesi için kullanılmalıdır. Buradan çıkacak "spor bilim ordusu" spor örgütünde rantabl kuüanılmalı, sporumuzdaki "a/ay///a/" sat dışı bırakılmalıdır. Geçmişten ders alarak, görgü ve bilgilerimin ışığında, kişisel bir görüşle belirtmeye çalıştığımız bu öneriler benimsenerek, yeni Başbakan Sayın Tu gut Ozal'ın deyimi ile "Akılcı v^ iş bitirici" bir tutumla uygulanabilirse, gençlerimizin ulusal ve uluslararası başarı düzeyine ulaşacaklarına gönülden inanıyorum.