18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 1983 EKONOr EKONOMDE DIYALOG İLKA Y SUNAR 1941 'de doğdu. Roben Kolej'in lise bölümünü bitirdikten sonra ABD'de Whittier College'de Cisons, California Ünıversitesi Berkeley'de de master ve doktora yaptı. Türkiye'ye dönüşunde altı yıl Ankara Siyasal Bilgiier Fakültesi'nde asistan ve doçent olarak görev yapan Ilkay Sunar 1979'dan beri Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Sunar'm îngilizce yayınlanan "State and Socicty in the Polities of Turkey Development" adlı kitabımn yanısıra "Düşun ve Toplum" adlı bir kitabı ve çeşıtli dillerde yaymlanmış makaleleri bulunuyor. geçememiştir. Bu nedenle, yani liberal ekonomi dönemi yaşanmayınca, liberal ekonomiye tepki olarak doğan ve devletçilikten öte, sosyal demokrat politikalara da geçiimemiştir. Burada tabii bizde uygulana gelmiş populist devletçüik ile Batı anlamında sosyal demokrat politikalan birbirine karıştırmamak gerek. SOR Peki Turgut Özal'ın üç yılı aşkın süredir savunduğu veşimdi Anavatan Parlisi'nde ifadesini bulan ilkeler bu çerçevede nereye oturuyor sizce? SUNAR 24 Ocak 1980 kararlan ile, daha onemlisi şimdi Turgut OzaJ'ın liderliğindeki Anavatan Partisi vasıtasıyla Turkiye'de ilk defa liberal, serbest ekonomi anlayışına sahip çıkılıyor. Hemen ekleyeyim ki, Anavatan Partisi'nin çoğunluk partisi olarak karşımıza çıkmasında serbest piyasa platformunun önemii bir katkısı olduğunu sanıyorum. Bundan da ote, daha ilginç olanı, Anavatan Partisi'nde liberal ekonomi anlayışı ile popülizmin birleşmiş olması. Özal alınteriyle kazanılan paradan, meşru kazançtan, hatta sömüruden bahsediyor, tasarruf sahipleri yıllarca sömürülmuşlerdir diyor. Rekabetçi serbest piyasanın olmadığı yerde, devletçiliğin, sübvansiyonisıöiıflabyonist politikalann ve suni kıtlıkların yarattığı rantlardan dolayı ış çevrelerine rehavet gelmiştir, diyor. Turkiye'de hep meşru kazançtan bahsedilmiştir, fakat nedir bunun olçütu? İşte Özal bu soruya açık ve kesin cevap veriyor. Meşru kazanç serbest piyasada oluşan kazançtır. Alınteri rekabet sonucu akan terdir, sömurünun sona ermesi tasarruf sahibine de serbest piyasada belirlenen değerin (faizin) ödenmesidir diyor. İşte bu platform tekelleşmeye dönük ekonomik elitler büyük sanayiciler dışında, küçük sanayici ve tuccar, kuçük koylü ve esnaf, tasarruf sahipleri yani halk kesiminin buyük çoğunluğuna gayet cazip gelmiştir. Bu konjonktürde serbest piyasa platformu populizme dönüşüveriyor ve Anavatan Partisi kitle partisi niteliğini kazanıyor. SORU Burada bir de şunu sormak istiyorum. Bizde serbest piyasa ekonomisi denince çoğu kez bunun, hemen hiçbir kuralı olmayan bir serbestlik, bir başıboşluk olduğu sanılıyor. Ve son yıllann moda deyimiyle "koşeyi donme" felsefesiyle serbest piyasa ekonomisi özdeşleştiriliyor. Burada bir kavram kanşıklıgı var gibi geliyor bana... SUNAR Var tabii. Turkiye'de liberal ekonomi "köseyi dönme" zihniyeti ile kanştırılmıştır. Şimdi, özal'ın kişiliğinde öyle bir serbest piyasa ve liberal ekonomi taraflısı ortaya çıkmıştır ki, "köseyi dönenler" özellikle bu gönişten çekiniyorlar. Batı'da liberal ekonomi modelinin arkasında tasarrufçu, yatınmcı, girişimci ve uretici bir değerler sistemi yatar. Bizde ise, üretimin değil tüketimin sosyal prestij ve statü sağladığı bir ortamda yaşıyoruz. Bu nedenle, 'köşeyi dönme" modelini yaratmak pek zor olmamış bizim için üretime yonelmeden tüketimi maksimize etmeye, azamileştirmeye yönelmişiz. Bu tavır ve piyasada terlemeden müdahaleye bağımlı kazanca imkân veren rekabetsiz ortam "köşeyi dönme" modelini yaratıvermiş. Bu nedenle, Özal serbest piyasayı savunurken, liberal ekonomiyi koşeyi dönmeye karşı eleştirel bir tavır olarak getiriyor işte bu eleştirel tavır Anavatan Partisi'ne büyük popüler destek sağlamıştır. SORU Anavatan Partisi, seçim kampanyası boyunca bir yandan liberal ekonomi vurgularken bir yandan da "muhafazakâr" bir parti olduğunu israrla yineledi. Burada bir çelişki yok mu sizce? SUNAR Evet, dediğiniz gibi Anavatan Partisi kultürel açıdan muhafazakâr, ekonomik apdan liberal olduğunu ileri süren bir parti. Bu iki gorüsu nasıl bağdaştıracağı pek açık değil. Anavatan Partisi'nin temel zaafı da belki burada yatıyor. Çünkü, liberal ekonomi anlayısının altında rasyonelfavdacı değerler yatar, bu değerlerin yaygınlaşması ve belirleyici duruma geçmesi ise piyasa toplumunu yaratır, muhafazakâr bir toplumu değil, Rasyonel faydacı değerler geleneksel değerleri muhafazaya yonelik tutum ile çatışacaktır. Bu durumda, hangisinden taviz verilecektir: Kültürel muhafazakârlıktan mı yoksa liberal ekonomiden mi? Anavatan Partisi'nin ileride siyasal yaşamda yerini belirleyecek olan önemii sorulardan bir tanesi bu. tkincisı, bir kitle partisi olarak parti popüler refah talepleri ve ekonomik elitlerin özellikle büyuk sermayenin bir kesiminin baskısı karşısında tekrar DP ve AP'de olduğu gibi popüiist ve subvansiyonist bir devletçiliğe kayacak mıdır? Liberal ekonomi modelinin bu şartlar altında uygulanıp uygulanamayacağını veya ne dereceye kadar uygulanabileceğini önümüzdeki gunlerde Anavatan Partisi'nin icraatından anlayacağu. Geçen hafta Altın yeni hükümeti beküyor Altın fiyatları dünya piyasalarında yine inişli çıkışlı bir hafta yaşarken, Turkiye'de önceki hafta sonu başlayan duraklama, seçim sonrasında henüz önemii bir kıpırdamaya dönüşmedi. Önceki hafta 380 doların üzerine çıkan 1 ons altının fiyatları inişli çıkışlı bir hafta geçirdikten sonra, 381 dolarda karar kıldı. Londra borsalannda hafta içinde altının ulaştığı en yuksek düzey 382.40 dolar oldu. Altında görülen harekette doların payının bulunduğu genellikle kabul edilmekle birlikte, geçtiğimiz hafta içindeki iniş çıkışlara doyurucu açıklamalar getirilemedi. Turkiye'de ise altın önceki hafta sonuna doğru ulaştığı düzeyi uzun süre korudu. 9 kasım seçimlerinin getireceği sonuçlan beklemeyi yeğleyen altın piyasası, geçen haftayı durgun geçirdi. Cumhuriyet altınının 3 kasımda oturduğu 26.800 liralık düzey, ancak 10 kasımda 100 liralık bir artışla değişikliğe oturdu. 11 kasımda 27 bin lirayı bulan Cumhuriyet altını, konumunu belirlemek üzere yeni hükümeti beküyor. Dolar yine sağlam Siyasal beklentilere karşı hassas olan dolar, geçtiğimiz hafta, borsa gozlemcilerinin büyuk ölçude Andropov'un ölümü dedikodusu, Ortadoğu'da bunalımın süreceği beklentisi gibi nedenlere bağladıkları bir yukselme yaşadı. Federal Almanya'da bir özel bankanın mali sıkıntıya düşmesi ve kesin olarak kanıtlanamamakla birlikte Sovyetler Birliği'nin 250 milyon dolarlık sebebi açıklanamayan bir dolar alımına girişmesi dolann yükselmesine yardımcı olan etkenler arasında sayılıyor. önceki haftaki yükselişini 2.67 mark, 2.17 Isviçre Frangı ve 8.11 Fransız Frangı düzeyinde tamamlayan dolar, geçtiğimiz hafta atağını sürdürerek, hafta sonunu yine değer kazanarak kapadı. Geçtiğimiz hafta sonunda Londra Borsalan'nda doların kapanış fiyatları 2.68 Alman Markı, 2.17 İsviçre Frangı ve 8.13 Fransız Frangı'na ulaştı. Türk Lirası karşısında ise, dolar önceki haftaki yükselişini 7 kasıma kadar sürdürdu. Daha sonra üç gün boyunca sırasıyla 5, 10 ve 25 kuruşluk değer İcayıplarına uğrayan dolar, dünya borsalanndaki artışlara ayak uydurarak hafta sonunda ani bir yukselme kaydetti ve 255 lira düzeyine ulaştı. llkay Sunar (sağda) Osman Ulagay'ın sorulannı yanıtladı... Ulagay sordu, Sunar yanıtladı Ozal, 'köşeyi dönme' modeline karşı liberalizmi savıınduğu için kazandı SORU Sayın Sunar; "serbest piyasa" ya da "serbest pazar ekonomisi" deyimleri son yıllarda ülkemizde en çok tartışılan deyimler arasına girdi. Ancak bu deyimlerin tam olarak ne anlama geldigini bilenlerin sayısı da görebildiğim kadar pek fazla değil. Bir de yanılmıyorsam bazı tanınnuş bilim adamlannın kullanmış olduklan "pazar toplumu" kavramı var. Önce bu kavramlann içeriği ve anlamı konusunda biraz aydınlatır mısınız bizi ? SUNAR Piyasa ekonomisi ile "pazar toplumu" birbirleriyle yakından ilgili kavramlar. Iktisadi bir kavram olan "pazar" kavramını "toplum" kavramı ile birleştirip kullanan ve konuyu aynntılı bir şekilde ele alıp inceleyen Karl Polanyi kitabımn adına "Biiyıik Donuşiim" (The Great Transformation) başlığını koymuş. Karl Polanyi'ye göre, buyuk dönüşum serbest piyasa ekonomisinin tarihte iJk defa Batı'da ortaya çıkmasjyla gerçekleşiyor. Bu dönüşumün veya devrimin temelinde yatan olgu şu: Geleneksel toplumlarda ekonomik ilişkiler toplumsal ilişkiler içine gomıilu olduğu halde veya ekonomik faaliyetler toplumsal değerler tarafından belirlendiği ^alde, serbest pazar ekonomisinde toplumsal temellerden bağımsız, adı ustünde, "serbest" bir ekonomik kurumlaşma söz konusu oluyor. Bundan da öte, ekonomik ilişkiler ve örgütlenme belirleyici duruma geçiyor. Toplumsal ilişkilerden, kultürel değerler Türkiye'de gerçek anlamda serbest piyasa ekonomisi dönemi Yaşanmadığı için liberal ekonomiye tepki olarak gelişen sosyal demokrat politikalara dayalı dönemler de yaşanmamıştır. lerde, devletçüik iktisadi saıklerden daha çok sıyasi nedenlerden kaynaklanmıştır. DP, AP, hatta 1965'den sonra CHP izledikleri popülist politikalann gerektirdiği patronaj veya arpalık sistemini kaynak olarak devletçiliğe yaslamak zorunda kalmışlardır. SORU Bunun bövle olmasında Tiirkiye'deki sermaye kesiminin, iş çevrelerinin tutumunun da payı yok mu? Bu çevreler gerçekten bir serbest piyasa ekonomisinin özlemini mi çekiyor, yoksa onlar da aslında devletin himayeci rolunün sürmesini mi istiyor? SUNAR Evet, Turkiye'de yalnız siyasal partiler, bürokratlar değil iş çevreleri de, özellikle ekonomik elitler bile devletçi olmaktan vazgeçemiyorlar. Serbest piyasa karşısında himayeci, subvansiyonist devletçüik iş çevrelerinin de desteğini kazanıyor. Kısaca, Türkiye bazı değişikliklere uğramasına rağmen özde devletçilikten vaz NELER OLDU? Sandıktan Özal çıktı 6 kasım seçimleri sonucunda sandıktan tek başına Özal çıktı. 211 milletvekili çıkaran Anavatan Partisi'nin tek başına iktidara gelmesi içerde iş çevrelerinde, dışarda uluslararası mali kuruluşlarda hoşnutlukla karşılandı. Şimdi yeni iktidar, gerileyen büyüme hızı, giderek artan işsizGeçtiğimiz hafta ortasına kadar yapılan çalışmalar sonucunda Başbakanlık Bankerlik Koordinasyon Kurulu, sıra cetvellerini ilan ettiği 230 bankere ait alacakhlardan yuzde yirmisini red etti. Toplam 233 bankerden, sıra Seçim kargaşası arasında İETT, belediye otobüslerine sessiz sedasız zam yapıverdi. 26 kasım tarihinden itibaren geçerli olacak zamlara göre, tam bilet 30 liradan 35 liraya, 15 lira olan oğrenci ve er bileti 17,5 liraya çılik, duraklayan ihracat, gerileyen işçi dövizleri, yüzde otuzu zorlayan enflasyon, iflas eşiğine gelen firmalar, banka sisteminin çıkmazı, sürekli açık veren devlet butçesi gibi çözümlenmesi oldukça güç, içiçe geçmiş bir dizi ekonomik sorunla karşı karşıya... cetvelleri ilan edilen 230'unun alacaklıları, toplam 64 milyar 969 milyon 432 bin lira alacak talep ettiler. Koordinasyon Kurulu bu alacaklardan 52 milyar 40 milyon 502 bin liralık bölümünü kabul etti. Bankerzede alacağı 65 milyar Ekonominin, insan iradesi dışında var olan, doğal yasalara benzer yasalar . tarafından yönlendirildiği görüşii 19. yüzydda radikal bir görüştü, ama giderek sosyal prestijini kaybetti. den ve siyasal denetimden bağımsızlaşan ekonomik alan toplumsal ilişkileri ve kültürel değerleri de belirlemeye baslıyor. Işte bu toplum türüne "pazar toplumu" adını veriyor. SORU Bir de piyasa ekonomisi kavramıyla birlikte ortaya atılan ve Sayın Özal'ın da zaman zaman kullandığı "ekonominin tabii kanunları" deyimi var... SUNAR Pazar toplumu anlayısının temelinde yatan serbest piyasa ekonomisi modelinin ilginç ve önemii yanı, ekonominin dışarıdan hiçbir belirlenmeye veya müdahaleye veya denetime gerek kalmadan, kendi kendini duzenleyen ve düzelten bir mekanizma olarak görülmesi. Öyle bir mekanizma ki, insan iradesi dısmda var olan doğal yasalara benzer nitelikte ekonomik yasalar tarafından yönlendiriliyor ve yönetiliyor. Bu ortaya atıldığında gerçekten radikal bir düşünce. Yalnız bu şekliyle serbest piyasa modeli Batı'da belirli bir zamanda, yani genellikle 19'uncu yüzyılda kabul göniyor ve gerçekleşmesi arzulanan bir ideal olarak ortaya çıkıyor. Tabii, bu modele hayranhğın altında geleneksel inançlardan bağımsızlaşma ve laik bir dünya göruşü olduğu kadar, 19'uncu yüzyılda yaygınlasan pozitivist bilim anlayısının etkileri de yatıyor. Yalnız kiasik iktisatçılar değil, başkaları da toplumun ve ekonominin doğal yasalannı keşfetmek amacının peşindeleridealleri sosyal fizikçi olmak... SORU Peki bu modelin taribsel evrimi nasıl olmuş Sayın Sunar? Bu sosyal fizikçi olma ya da bir anlamda toplum mühendisliği yapma hevesi gerçek dunyada nasıl bir evrim gostermiş? SUNAR Kendini denetleyen, duzenleyen ve düzelten bu mekanik model bilimsel statüye sahip olmasına rağmen zamanla sosyal prestijini kaybetmeye başlıyor. Nedenleri birçok, fakat en önemİisi zaman zaman patlayan ekonomik krizler. Kendi kendini düzenlemesi gereken fakat sık sık dirayetsizleşen ekonomi karşısında, mekanizmaya duyulan güven sarsılmaya başhyor. Bu noktada, "kendini denetleyemeyeni denetlerler" misali, serbestliğin sınırlan çizilmeye ve piyasa ekonomisine çeşitli müdahaleler yapılmaya başlaruyor. Hemen şunu ekleyeyim ki saf haliyle serbest piyasa anlayışı hiçbir zaman uygulamada gerçekleşmemiştir, fakat bir ideal olarak yaklaşılması arzulanan ve iktisadi politikalara ışık tutan bir ölçüt olmuştur. İşte, 20'nci yüzyıhn başından itibaren serbest pazar bir ideal olmaktan çıkmaya başlıyor ve yerini özellikle 1929 Büyük Kriz'inden sonra devlet müdahaJesine dayanan refah toplumu veya "sos IETT sesgizce zam yaptı kartıldı Mavi kartlarda kullanılan aylık kupon bedelleri ise siviller için 1680 liradan 2000 liraya yukseltilirken, öğrenci ve erler için 840 liradan 1000 liraya çıkartıldı. Türkiye Iş Bankası AŞ , Gnl M g ee iktisat Uzman Yardımcıljaı GrişSınavı \j Universite Adayları 1984 öğretim yılı Üniversitelerarası "Öğrenci Seçme ve Yerleştinme Merkezi"(Ö5.Y.M.) 1. basamak sınavı için harç yatırmanız gerekiyor. "Harç Yatırma Kuponu"nuzla Yapı Kredi'nin 595 şubesinden dilediğinize gelerek zamanında. kolayca ve hiçbir bedel ödemeden sınav harçlannızı yatirabilirsiniz. Başarılar dileriz. Değerli Saf haliyle serbest piyasa anlayışı hiçbir zaman uygulamada gerçeklesmemiştir. Batı'da serbest pazar ideali, özellikle 1929 krizinden sonra yerini devlet müdahalesine dayanan refah toplumu ve sosyal devlet anlayışına bırakmıştır. yal devlet" anlayışına bırakmaya başhyor. ideal serbest piyasa modelinin gerçekleşmesinin imkânsızlığı ve sosyal sakıncaları ortaya çıkınca, yeni arayışlar içinde devlet müdahalesini öngören Keynes'ci iktisatın refah toplumu ve sosyal demokrat politikalann elele verdiği sentezin ağır bastığını ve başarılı olduğunu görüyoruz. SORU Şimdi soylediğiniz gibi gerçek dünyada, bu kendiliğinden işleyecegi varsayıian mekanizmaya miidahale çeşitli nedenlerle zorunlu oluyor. Bu miidahale bangi biçimleri almış, özellikle Batı'daki evrimde? SUNAR Müdahaleler çeşitli biçimler almalanna rağmen genellikle bürokratik planlama yoluyla olduğu kadar sosyal demokrat politikalarla güçlendirilen sivil toplum kurumları vasıtasıyla da gerçekleştirıliyor ve günümüzde, özellikle Kuzey Avrupa'da refah toplumu ve sosyal devlet kurumları liberal ekonomi taraftarı hükümetler tarafından bile sökülüp atılamıyor. Parantez içinde şunu da belirteyim ki, bugun Avrupa sosyal demokratlarının sorunlan önemii bir ölçude geçmişteki başarılarından kaynaklanıyor. Refah toplumu ve sosyal devlet artık Avrupa'da kökleşmiştir. Ama yine de Avrupa'da liberal ekonomi taraftarı muhafazakâr partiler hiç olmazsa muhalefetlerini refah devletine karşı gelerek, serbest ekonomiyi alternatif göstererek yurütmektedirler. Bir noktaya kadar tabii, iktidar olduklarında bu politikalan da uygulamaktadırlar. SORU Tiirkiye'deki evrimi bu açılardan değeriendirirsek ne göriiyoruz, Sayın Sunar ? SUNAR Bence Turkiye'de serbest piyasa ekonomisi dönemi yaşanmadığı gibi, liberal ekonomiye tepki olarak gelişen sosyal demokrat politikalara dayalı dönemler de yaşanmamıştır. Turkiye, klasik Osmanlı modelinde merkeziyetçi bir mannğa dayalı sultani fiskalizmden sonra Jön Türkler zamanında milli yararlar adına denetlenen "milli iktisat" modelini, 1950'lere gelinceye kadar da, tekpartili dönemde devletçiliği denemiştir. Merkeziyetçiük, himayecilik, bürokratik elitizm ve halka rağmen halkçılık bu üç dönemin de paylastıklan ortak yönleri olmuştur. Turkiye'de serbest piyasa veya liberal ekonomi ancak 1950'ler gundeminde ağırlık kazanmış, fakat uygulamada Demokrat Pani hükumetleri de, daha sonra Adalet Partisi de devletçi politikalardan vazgeçememişlerdir. Kitle partileri niteliğinde oian Demokrat Parti de, Adalet Partisi de liberal ekonomi ile ancak mesafeli bir dostluk kurabilmislerdir. Bu dönem Bankamız İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü'nde, iç ve dış ekonomik konjonktürün izlenmesi, yorumlanması ve değerlendirilmesi; yatırım ve kredilerin yöneldiği kesimlerin ekonomik yönden değerliliîderinin saptanmasi; iktisadi ve mali alanlarla bankacılık konularında her türlü ekonomik ve analitik araştırmalar, makro tahliller ve planlar yapılması gibi hizmetlerde çalıştırılmak üzere sınavla İktisat Uzman Yardımcılan alınacaktır. Sınavlara katılabilmek için adayların, 1 İktisat, İşletme, Maliye daHarında en az dört yıl süreli öğretim yapan bir fakülteyi \e\'a bunların yun dışındakı onaylı eşitlerini bitirmiş olmaları, 2 Sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış bulunmalan, 3 İngiliz, Fransız ve AJman dillerinden birini işin gerektirdiği yeterlikte bilmeleri, 4 Askerlik görevini yapmış veya sınav tarihinde erteletmiş olmaları, 5 Herhangi bir daire veya kuruluşa karşı iş sözleşmesı veya yükümlülüğü altında bulunmamalan, 6 Sağlık durumlarının araştırma ve uzmanlık hizmetlerinin özelliği nedeniyle^yurdun her yerinde ve her mevsfmde görev yapmaya elverişli olması, gerekmektedir. Yabancı dil ve Türkçe kompozisyon sınavları 26 Kasım 1983 Cumartesi, meslekî sınavlar ise 2 7 Kasım 1983 Pazar günü Ankara ve İstanbul'da yazılı olarak yapılacaktır. Yabancı dil sınavı baraj niteliğindedir. Yazılı sına\'larda başarılı gorülen adaylara S()zlü sınavmülakât tarihleri aynca bildirilecektir. Sınava katılmak isteyen adaylar, sına\ konuları, çalışma koşulları ve sağlanan olanaklar hakkında bilgi almak üzere Ankara'da Genel Mudurlüğumüzde İktisadi Araştırmalar Müdürluğü'ne veya İstanbul'da Beyoğlu. Izmir'de İzmir şubemizde buİunan İktisadi Araştırmalar Müdür Yardımcılıklan'na bizzat veya mektupla başvıırabilirler. Sınava katılabilmek için, yukarıda belirtilen birimlerimizden sağlanacak aday formunun doldurularak iki adet vesikalık fotoğrafla birlikte en geç 15 Kasım 1983 günü çalışma saati bitimine kadar, Türkiye İş Bankası AŞ Genel Müdürlük İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü Atatürk Bulvarı No. 191, Ankara adresine bizzat veya mektupla başvurulması gerekmektedir. YAPI KREDİ "hizmette sınıryoktur'" moran turizm sunar ortur CUMA.PAZAR HASAN HUSEYİN'LE KENT OYUNCULARI ARZU TRAMVAYI 14 Kasım Pazarıesi saat: 19.00 Davetiyeler Akademi Kilabevi ve YAZKO yayın pazannda satılmakladır. SAPANÇA VAKIF TURİSTİK OTELI 9.950 TL Göl manzâralı odalar A turban abantoteii 17.900 TL den itibaren totım Sulvarı T«. 161 10 74 161 22 «1 161 «2 26 TÜRKİYE İŞ BANKASI AŞ KİRALIK DÜKKÂN Beşikıaş Serencebey Yokuşu No: 12 cadde üslu 350m' asma kath, bodrumlu. Tel: 166 39 06 • Tahvil 522 64 62 Gürcan Laleli'de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle