25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURtYET/8 31 EKÎM 1983 Mevzuat hazretleri... Herhalde, Türkçe'den başka dünyanın hiçbir dilinde "Allah kimseyi devlet kapısına düşürmesirf diye bir deyim yoktur. Aslında, bizi böyle yakındıran ne devlettir... ne de devletin memuru. Mevzuattır. Bir imza için, bizi kapılarda süründüren mevzuat. Bir ruhsat almak için, bizi aylarca bekleten mevzuat. Suret, tasdik, pul, havale, noter, harç peşinde, bizi canımızdan bezdiren mevzuat. Vatandaşın sözüne inanmayıp, vatandaşa sahtekâr, yalancı gözüyle bakan mevzuat. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Devrekli öğrencilerin sergisi... Devrekli öğrencilerin sergisi, Ankara'da Emek 4. Caddede, Yüzüncı Yıl Endüstri Kız Meslek Lisesi'nde açılmış.24 Ekim'de. Hiç haberim olmadı. Sergiyi bakan açmış; ne basında, ne TRT'de duyurulmuş öğrencilerin açtıkları sergi. Canım, ortaokul öğrencilerinin yapıtlanndan oluşan bir sergiyi de, niye bu denli buyütüyorsun? diyenler çıkabilir, zaten önem verilmemiş ki, duyurma gereği görülmemiş. İşin aslı pek öyle değil; Devrek ortaokul öğrencilerinin saramik, lise öğrencilerinin resim sergileri, Cumhuriyet'in altmıştncı yılı dolayısıyla, Türkiye'deki tüm okullar adına yapılmış, düzenlenmış bir sergi. Vecihi Timuroğlu haber verdi, böyle bir serginin açıldığını. Otobüse binip, arayıp buldum 100. Yıl Endüstri Kız Meslek Lisesi'ni. Resim iş öğretmeni Hüseyin Çağırıcı, serginin başındaydı. Söylediğine göre sergi, bugün, 31 ekim pazartesi günü sona erecekti. Ne ortaokul öğrencilerinin ne de Ankara'lıların sergiyi gezebildiklerini sanmıyordurn. Yalnız akın akın, otobüslerle Ankara'nın her yanından Endüstri Kız Meslek Lisesi öğrencileri taşınıyorlardı sergiye. Kızlar gelip görüyoriardı... Sergi önce Devrek'te açılmıştı. Devrekliler başlangıçta: Bu da ne? diyorlardı. Çocuklarımıza, çamur pişirtip, böyle acayip şeyier öğreterek ne yapmak istiyoriar? Okula, seramik çalışmaları için fırın kurmuştu Hüseyin Çağırıcı. Büyük yapıtlarla ilgiü çalışmalar dört masada birden yapılmaktaydı. Resimiş dersleri seçmeli derslerdendi. Çocuklar genellikle, bir şey öğrenecekleri değil, sınıfı kolay geçecekleri dersleri seçmeli olarak yeğliyorlardı. Oysa, seçmeli derslerle öğrenci, bir beceriye kavuşturulabilirdi. Resim yapmak için ille Bedri Rahmi olmak gerekmiyordu. Herkes, yeteneğiyle, birçok şeyi yapabilirdi. Yeni seramikçiler neden yetişmesindi? Bunun yanında Devrek'te daktilo,otomobil üzerinde çalışılıyordu, elektrik kaynağı yapıyordu öğrenciler. Seramik sergisinde, yapıtlan sergilenen öğrenciler, okuldan sonra öğrenimlerini sürdüremezlerse seramikçi yanında çalışabilirter, ekmeklerini kazanabilirlerdi... "Terzi kalfası", "kaportacı kalfası" gibi uğraşlannın yantnda, "seramikçi çırağt", "seramikçi kalfası" gibi uğraşları da duyacaktık.. Sergi bugün sona eriyordu, dedim, öğretmen Hüseyin Çağıncı bunu yeterli bulmamıştı. Acaba, Ankara'da bir başka salonda sergi sürdürülemez miydi? Türklş yoneticilerine gitti, salonları olup olmadığını sordu. Türk İş yöneticileri: Satonumuz var, öğretmen ve öğrencilere de parastz ver&biliriz. Ancak, bakanlığınızın izni gerekli... dediler. Hüseyin Çağırıcı, bakanlık yetkililerine başvurdu; bir haftalık sürenin yeterli olmadığını, izin verirlerse bir başka salonda, Devrekli öğrencilerin yapıtlannı sergilemek istediğini bildirdi. Cumhuriyet'in altmış yılını, çokça öğrencilerin yaptıklarıyla tanıtmaya çalışıyoruz. Bari onu doğru dürüst tanıtalım. Devrekli öğrencilerin seramik ve resim sergileri, gerçekten düşündürücü, "iş eğitimi"n\ anımsatıyor; bir işi severek, öğrenerek yapmayı bir eğitim sistemi olarak düşündürüyor. Köy Enstitülerı'nde yapılmak istenen, yapılabildiği ölçüde yapılan buydu. Koca Tonguç, Koca Yücel, nice eğitimciler yaşamlarını buna vermişterdi. Bu enstitüler kapatılıp, üstüne toprak örtüldükten yıllar sonra, Devrek'te bu toprakların pişirilip "seramik"X&n birer sanat yapıtı olarak fışkırdığını görüveriyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. Devrekli öğrencilerin seramik çalışmaları, neden böyle heyecanlandırdı, diye düşündüm. Birincisi usuma, genç oluşları geldi. Atatürk'ün Cumhuriyet'i koruma görevini gençliğe bırakışt geldi. Yaşlıtar dururken acaba niye gençliğe bırakıyor? Doç. Dr. Sina Akşin, Dr. Nejat F.Eczacıbaşı Vakfı yayınlan arasında çıkan "Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk" adlı yapıtta, yazdığı "Mustafa Kemal Atatürk'ün İktidar Yolu" incelemesinde aynı konuya değiniyor. şöyle diyor: "...Atatürk, çağdaş demokratik bir toplum yaratma işinin uzun vadeli bir mücadele işi olduğunu bildiğı için, "Cumhuriyet'i gençliğe emanet etmek" gibi bugün hâlâ, kendilerini "Atatürkçü" ilân eden bazı yaşlı çevreleri içlerinden şaşırtan bir davranışta bulunmuştur." Siyasal parti liderleriyle yapılan açıkoturumları, basın toplantılannı eleştırdim. Ancak bunların yararsız olduklanm söylemedim. İğnelediğim Hüsamettin Çelebi'yi gördüm: Dostluğa devam, dedi. Sevindim. Bu açıkoturumlar, yine çeşitli konularda, yapılmalıdır. Örneğin, Cumhuriyet'in altmışıncı yılı dolayısıyla, TV'de, "Altmışıncı yılda gençliğin sorunlan" tartışılmalıydı. Politikacılar, gençlik sorunlarını "laf ebeliğiyle" geçiştiriyorlar gibi geldi. Cezaevlerini dolduran bunca genç ne olacak? Topluma bunlar nasıl kazandırılacak? Cezaevlerinde yatanların çoğunun arkadaşları var dışanda. Zaman zaman, söylüyorlar. Biz bilinçsizdik, onlar da bilinçsizdi! diyorlar. Yanlışlannın ayrımındalar. Ancak şunun da bilincindeler: Ceza vermek, topluma kazandırmak için, gençliği yetiştirmek için yeterli mi? Türk toplumunun içinde bulunduğu durumu da kendi kendilerine tartışıp değerlendiriyorlar. Neden bu işsizlik? Dediklerinde karşılığını veriyorlar: Nüius çok, iş alanı yok! Bir parti lideri, yeni üniversiteler açacaklarını söylemiş, bir genç karşılık veriyor dinlerken: Peki, o üniversiteyi bitiren iş bulabilecek mi? Cumhuriyet'in altmışıncı yılında, bunları oturup tartışmanın tam sırasıydı... Memuru, devletin memuruna Anavatan Partisi,bu mevzuatı yaraşır bir hayat seviyesine değiştirecek, vatandaşı ulaştırarak. "bürokrasi" denen bu illetten Anavatan Partisi, vatandaşa, kurtaracaktır. devlet kapısında çile çektirmemeve söz verir. Nasıl? Güvensizliği kaldırarak. Devletin memuruna, memurun vatandaşa güvenmesini sağlayarak. Vatandaşın beyanını, esas alarak. Sözüne ve imzasına güvenerek. Memura karar verme yetkileri tanıyarak. İşlemleri azaltarak, kolaylaştırarak... 19B3 Vatandaş, Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir meselesi yoktur. Yapacağımız tek şey, bilgili, becerikli, iş bitirecek, akılcı bir idareyi işbaşma getirmektir. Mcmuru rüşvete teşvik edcn, vatandaşa şüphcyle bakan, köhnemis, çağı geçmişjmevzuat değiştinlecektir. Vatandaş, oyunu, sana dcstek degil köstek olan bürokrasi zihniyctini devlet kapısından kovacak ÖzaTın partisine ver. Oyunu Anavatan Partisi'ne ver. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Tebliğler Dergisi'nin 6.7.1982 gün ve 2090 sayılı nüshasındaokullarakaynak kitap olarak tavsiye edilmiştir. ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Ben emekli bir memurum" İLÂN T.C GELİBOLU SULH HUKUK HAKİMLİĞİ 1980/101 Esas 1983/209 Karar Davacv A. Şükriye Sonat vekili Av. M. Turhan Tan tarafından, daval\ Atiye Filiz ve arkadaşları aleyhine açılan lzaleyi şuyu davasının yapılan duruşması sonucunda: Getibolu ilçesi Yazıcızade mahallesi, Sinan Bey Sokak pafla 34, ada 197, parsel 10'da kaynh bulunan gayrimerıkulun 32/384 hissesine sahip davalı Halime, Mehmet kızı ve 64/384 hissesine sahip Mehmet oğlu Hasan adına kayulı bulunan gayrimenkulün üç katlı inşaat yapımına müsait oldu|u, ifraamn mümkün olmadığı (hissedarlar arasında taksimi) 706.140 TL. kıymetinde bulunduğu, bu nedenle tasınmazm açık arttırma sureti ile ortaklığın giderilmesine, satış memuru olarak başkatibin görevlendirilmesine, satış bedeli üzerinden binde beş harç alınmasına, satış bedeli ile 5483.30 lira yargılama giderinin tapudaki payları oranında paydaşlar arasında paylaştırılmasına, dair mahkememizin 1980/101 esas ve 1983/209 karar sayılı ilamı ile 11.5.1983 tarihinde karar verildiğinden iş bu ilanın gazetede ilanından itabaren bir ay ıçinde ternyiz edilmediği takdirde karann kesinleşeceği itan olunur. 5.9.1983 Basın. 26630 İLÂN ÇANAKKALE SULH HUKUK HÂKtMLtCİNDEN 1977/644 1983/457 Davacı Hüseyin Topçu Vekili Avukat lşık lşgüden tarafından davalılar Hanife Akkavuk ve 11 arkadaşı aleyhine ikame etıiği Çanakkale Merkez Kızılkeçili Köyü Çantarla mevkiindeki Cilt: 203, Sayfa: 54 Sıra: 1 de kayıtlı taşmmazın taksim davasında: Mahkememian 8.9.1983 tarih ve yukarıda numarası yazıh karan ile Tapu Cilt ve sayfa nurnarası yazıh gayrimenkulün ortaklığının satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş, Davalılardan Hanife Akkavuk'un adresi meçhul olduğundan Mahkememizin yukarıda tarih ve numarası yazılı karann tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 30.9.1983 Basın: 26781 SOYLEV (NUTUK) GAZİ M. KEMAL ATATÜRK Türkçeleşüren: Ord. Prof. H. V. VELİDEDEOĞLU Cilt 1 ve 2 birarada 12. Bası, Ederi: 400 Lira tsteme Adresi: Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğluİstanbul SORU Ben emekli bir memurum. Götürii usulde vergiye tabi olarak bir bakkal dükkânı çakştırmaktayım ve askerliğimi yapmış oğlumu da yanımda çalıştırmak istiyorum. Fakat götürii vergide olduğum için sigortalı işçi çalışüramayacağım (oğlum da olsa) çalışlınrsam bu kez de gerçek usulde vergiye tabi olmam ve çalıştırdıgım kişinin de gelir vergisini ödemem gerekir mi? A.S.BABAE5KI YANIT: SSK Yasast'nın "Sigorlalı Sayılmayanlar" a ilişkin 3. maddesi, B) İşverenin ücretsiz çalışan eşi, O Aynı konutta birlikte yaşayan üçüncü dereceye kadar (üçüncü derece dahil) olan hısımlar arasında ve aralannda dışandan başka kimse kaiılmayarak bu konut içinde yapılan işlerde çalışanlar"ı Yasa kapsamı dışında bırakmıştır. Bu konuya çözüm getiren Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 6.2.1975 tarih 6696 esas ve 601 karannının özü "tşverenin Çocuklan, İşyerinde Ücretsiz de Çalışrnış olsalar, Sigortalı Sayılmalıdır" yönündedir. Ancak bu karar gerçek usulde gelir vergisi yükümlüsü olan işverenlerin yanlarmda çalıştırdıklan çocuklan için söz konusudur. Çünkü Gelir Vergisi Yasası'nın 47. Maddesi "Götürii Usule Tabi Olmanın Genel Şartlan"nı belirlemiştir. 1. Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardıma işçi ve çırak kullanrnak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi raruri aynlmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz, Olüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçiik çocuklar, namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz)" ' SSK Yasası ile Gelir Vergisi Yasası'nın bu hükümleri oğlunuzu işyerinde hizmet akdi ile çalıştırmanız ve bu nedenle de SSK sigortahsı gösterebilmeniz için götürii usulden gerçek usulde ge Hr vergisi yükümlüsü olmanızı gerektirir. i TIP t' İSTANBUL TABİP ODASI 522 73 74 BU.EŞİM : 587 60 11 MENKUL SATIŞ İLANI BEYOĞLU 1. SULH HUKUK SATIŞ MEMURLUĞUNDAN 982/69 HEREKE Terekesine mahkememizce elkonulan Hamdiye Sönmez'e ait toplam değeri 40.000 TL. olan 14 ayar bir çifi küpe ile 1 adet yüzüğün l'inci satışı 18.11.1983 günü saat 12.3012.45 arasında Beyoglu 1. Sulh Hukuk duruşma salonunda yapılacaktır. Taliplilerin satış gün ve saatinde mahallinde hazır bulunmalan değerinin °?»75'ini bulmadığı takdirde 2'inci satış 21.11.983 günü aynı saatlerde ve aynı yerde yapılacaktır. Satış bedelinin pesin olup damga resmi ve teüaliye ücretinın alıcıya ait olduğu, ihalenin hâkim tarafından tastiki ile lüzıım ifade edecegi, Hâkimin ihaleyi tastik edip etmemekte serbest olduğu ilan olunur. 14.10.1983 Basın: 26710 KATALOĞU 19841985 BAYAN SATIS TEMSİLCtLERİ Mutfok e9yası poıariamo kodromuıa Dinomik elemanlor alınacaktır. MENPA Ltd. Nüzhstiv» Cod.42/3 E B»ok,Beçiktaç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle