18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 18 EKİM 1983 DAVALAR... SORUSTURMALAR... Barış Derneği Davası YÜZDE 5 SİYASETTEN YUZDE 100 SIYASETE / GÜLGEC Avukat Apaydın: Ithamlar haksız ve gerçek dışıdır Orhan Apaydın'ın avukatı Burhan Apaydın savunmasmda "İddia makanu yargılamayı politik konuya süriiklemek istiyor" dedi. Mahkeme, savunmalann uzayacağı gerekçesiyle avukatlann yapacağı savunmalann gelecek duruşma gününde bitirilmesi yönünde karar aldı. İstanbul Haber Servisi Is e d i l d i * i Avnıpa Insan Haklan Komisyonu'nda Türkiye'yi satanbul Sıkıyönetim Komutanhvunmakla görevlendirilen ve Dağı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen Banş E>emeği Da nışma sıfatıyla devletimizin kendisine ücret ödediği bir kişidir." vası'nın dünkü duruşmasında Avukat Burhan Apaydın, sanıklardan tstanbul Barosu Golsong'un, halen danışman Başkanı Orhan Apaydın'ın avuolarak hükümetçe görevlendirikatı Burhan Apaydın savunma lip görevlendirilmediğinin Dısisyaptı. leri Bakanlığı'ndan sorulmasını Avukat Burhan Apaydın 124 istedi. sayfa tutan savunmasının başın Banş Derneği Genel Kurulu'da, "Bu savunma, adaletin gernda müvekkilinin "konuk" sıfaçekleşmesi amacına dayalı olatı ve İstanbul Barosu Başkanı rak, müvekkilime iddia makaolarak konuşma yapmasına karmuıca yöneltilmiş bulunan suç şın, mütaJaada Genel Yönetirn isnadının geçersizliğini kanıtlaKurulu üyesi ve Başkanvekili sıyacaktır" dedi. Apaydın, esas fatıyla yapıldığının belirtildiğini hakkındaki mütalaada İstanbul kaydeden Apaydın, "MiivekkiBarosu'nun 2729 1978 tarihleri limin konuşmasını Genel Vönearasında Avrupa Konseyi ile birtem Kurulu üyesi sıfatıyla yaplikte düzenlediği Insan Haklan tığının iddianame ve mütalaada Yuvarlak Masa toplantısında alıileri siihilmesi, mıivekkelimi nan. kararlarda Avrupa'da KoKomutanlık sonışturma emrinin münist Partisi'nin yasaklandığı kapsamına dahil etmek cabasıntek ülkeninTürkiyeolduğu, budan başka bir şey değildir" denun demokratik yaşamın en büdi ve durumun aydınlığa kavuşyük eksikliği olduğunun vurguturulmasını istedi. Apaydın aylandığını hatırlatarak, şunları nca, sözkonusu konuşma metnisöyledi: ni içeren bandın deşifresinin ye"2729 eylül 1979 tarihlerinde niden bir bilirkişi tarafından tstanbul Barosu Başkanı Orhan yapılmasmı talep etti. Apaydın'dır. Apaydın'la birlikte Avukat Apaydın, tstanbul sözkonusu toplantıyı düzenleyen kişi dc Avrupa tnsan Haklan Di Barosu'nda kurulan Banş Komisyonu'nun Orhan Apaydın'rektörü Heribert Golsong'tur. ın başkan seçilmeden önceki döTfiridye'ye tstanbul Barosu bünnemde kurulduğunu, müvekkiyesinde Avnıpa Konseyi Insan linin başkan seçildikten sonra da Haklan Araştıraıa Merkezi'nin Banş Komisyonu'na başkanlık kurulması dolayısiyle gelmiştir. etmediğini söyledi. Esas bakkmdaki mütalaada tddia makamının Dünya BaSSCB tezini desteklemekte Ornş Konseyi'nin 198083 yıllanna han Apaydın'la birlikte itham ait üyelerin isimlerini ve görevedilen Golsong bugiin Tiirkiye' lerini kapsayan bir kitabı mahnin Avrupa tnsan Haklan Sözkemeye sunduğunu kaydeden leşmesini ihlal ettiği iddiasıyla diavukat Apaydın, mütalaada ğer bazı ttye devletlerce şikayet (Dünya Banş Konseyi'nde bağımsız ve zıt fîkirlere sahip kişilerin bulunduğu görüntüsünü vermek için, belli sayıda prestijli Çağatay bugiin vekomünist olmayan kişilere de görev verilmektedir) denildiğini Ankara 'da ve bunların (Sovyet yanlısı koKTFD Basbakanı Mustafa Çamünist olmayan az miktarda kiğatay bugiin, üç bakan ve uzşiler olduklanndan) sözedildiğini manlardan oluşan bir heyetle hatırlatarak, şöyle konuştu: Ankara'ya geliyor. DısisleriBaolduğunu belirterek, şöyie konuştu: "tstanbul Barosu bir hukuk kunımu olarak, tüm yasal kunıluşlara saygı duyar. Ancak hiçbir kuruluşlaideolojik bir amaç tahtında kesin olarak işbirliğine girmediği gibi kendi dışındaki kuruluşların her türlü faaliyetlerinin daima dısında kalmıştır. Davada konu edilen 1 Mayıs'a katılma şeklinde hiçbir hareketin içinde olmadığı gibi yasal olarak yapılan 1 Mayıs toplantılarına katılma yolundaki bir teklifin de Baro Yönetim Kurulu olarak müvekkilimin başkanlığındaki bir toplantıda oybuiigiyle karar verilmiştir." İddia makamının yargılamayı politik bir konuya süriiklemek istediğini ve buna dayalı olarak mahkemeden bir karar verilmesini istediğini bildiren Apaydın, iddianamede müvekkilinin DlSK'in 7. Genel Kurulu'nda, konuk olarak ve İstanbul Barosu Başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmada, "Tüm işçi sınıfının zora başvurması lazım geldiğini" söylediğinin öne sürülduğünü belirtti ve savunmasını şöyle sürdürdü: "Bu iddiayla ilgili olarak müvekkUimin DİSK Genel Kurulu'nda yapmıs olduğu konuşmanın emniyelçe yapılan bant çoziımü metninde, iddianamede yeralan kısmın aksine olarak" zor, bugünkü çağdaş hukuk, demokratik hukuk anlayışının zıddıdır "şeklinde konuştuğu kaydedilmiştir. Bu konuşmaya ait metin DİSK davası dosyasındaki şekliyle ve fotokopi olarak mahkemeye sunulmuştur. Esas hakkındaki mütalaada bu hususa deginilmemiştir. Halbuki iddianamede müvekkilime ait konuşmanın kaynagı olarak DtSK iddianamesindeki konuşma metninin alınıp, Bans Davası'yla ilgili iddi anameye konuldugu kaydedilmiştir." GÖREV tTİRAZI Sıkıyönetim Mahkemelerinin görevi içine giren davaların "Vaygın şiddet hareketleri" tabiriyle ifade edilen "Eylem" niteliğindeki davalar olduğunu bildiren Avukat Burhan Apaydın, konuşmasını özetle şöyle sürdürdü: "Esas hakkındaki mütalaada Banş Derneği'nin Organik bag içinde olduğunu iddia ettiği tek kunıluşun Dünya Banş Konseyi olduğu göriilmektedir. Sıkıyönetim Mahkemelerinde DBK ile ilgili bir suça el konulmamış ve bu kunıluş Türkiye dışında oldugundan, el konulması da mümkün bulunmadığından bu davaya bakmak Sıkıyönetim Mahkemelerinin görevi dışındadır. Mahkemenizdengörevsizlik karan verilmesini talep ederim." Avukat Burhan Apaydın savunmasımn son bölümünde müvekkilinin beraatine karar verilmesini istedi. Burhan Apaydın'ın savunması bittikten sonra, İstanbul Sıkıyönetim Savcıhğı'nca gönderilen ve savcılıkça istanbul Barosu hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı karan okundu. Kararda, tstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın hakkında DtSK ve Banş Derneği iddiannamelerinde detayh biçimde yer verildiği, ayru fiilden dolayı iki ayrı dava açılamayacağı, dolayısıyla da 141, 142/1, 312. maddelerin tecyizesinin istendiği belirtiliyor. Komutanlıkça yapılan itirazın da bu yüzden reddedildiği bildiriliyor. Duruşma sonunda mahkeme heyeti, savunma hususunda azami töleransın tanındığını, ancak, dava dosyasında takriben 200'e yakın avukat vekâletnamesinin mevcut bulunduğunu, diğer avukatlann daduruşmaya gelerek savunma yapmak istemeleri halinde 1,5 seneye yaklaşan duruşma)ann daha da uzamasına neden olacağını belirtti. Mahkeme heyeti bu nedenle bundan sonra avukatlar tarafından yapılacak savunmanın sadece gelecek duruşma ile kısıtlanmasına karar verdi. Duruşma 24 ekim 1983 pazartesi gününe ertelendi. M.DP U D E R ; StısüiP De çotc SICAIC MiTrN6,Nİ TUM LER1VLE }C2 B Bu " MEVTMM Ruz: ... İZMÎRCILERE FbROoN TÜM 4 S K E R DÎ&İPUîNLı BiRAZ PA Mı'Tı'N&f S i Z E OUPUĞHJNU Politika (Bastarafı 1. Sayfada) büsü durunca marş ve müzik sesleri arasından sıynlan özal, otobüsün üzerine oturtulan kürsüye çıkıyor. Ayru manzarayı, seçim otobüsünün uğradığı her yerde görmek mümkün. Otobüsün "knmandasını ele almış" bir Anavatan Partili üye avazı çıktığı kadar mikrofondan haykırıyor: "tşte Özaaaaal geldiüi. Başbakaaan Özal şimdi aranızdaaa."Bir yerden diğerine giderken video kasetine hemen anında çekilmiş filmi, otobüsün içinde izliyorsunuz. Otobüsteki konfora diyecek yok. Anavatan Partisi, geçmiş yıllarda bilinen mitingler yerine "açık hava toplantılanm" tercih ediyor. Kısa sürede çok yer gezmek amacıyla yoğun bir program hazırlanmış. Onlar için önemli olan açık hava toplantılarına ilgi çekip daha sonra dikkatleri büyük bir ilde toplamak. Dolayısıyla açık hava toplantılanndaki kalabalığa ve kalabalığın azlığına pek aldırış etmiyorlar. Bu belki toplananların fazia olmayışına bir mazeret olarak gösterilebilir. Ama hemen şunu ekliyorlar: "Uzun süredir maça çıkmamış bir futbolcu gol atacak formu kolayca tutturamaz. Fonn tutması için antmunana gerek var. Halk daha yeni form tutuyor. Onun için halktaki heyecan ve ilginin önümüzdeki günlerde daha çok artmasını bekliyonız." Özal ile birlikte önceki gün Erzurum, Pasinler, Horasan, Eleşkirt üzerinden Ağn'ya geldik. Gittiğimiz yerlerde tablo hep aynı. Daha çok sessiz bir bekleyiş var. Politikadan uzak kalmış olmanın yarattığı sonuçla bir anlamda "politik acemilik" var. Hatta öylesine ki, halk slogan atmayı bile unutmuş. Pasinlerde "Başbakan Özal" diye bağmlacak yerde, örneğin "Başkan Özal" diye bağırıyorlar. Sonra düzeltiyorlar, yetkililerin uyarısıyla. Yol boyu devrilen TIR'lar, kaza yapan kamyonlar arasından geçiyoruz. Türkiyetran transit yolu üzerindeki yoğun trafik, Ozal'ı pek ilgilendirmiyor. Çünkü, Mercedesli, Muratİı, Fordlu, Özal konvoyunun önünde il trafik ekipleri sürekli yol açıyor. Peki yol boyunca özal hangi konuyu işliyor? Halk nasıl tepki gösteriyor? Çarpıcıdır, Özal şu anda "politika yapmıyor." Konuşmalarında sadece ekonomik konulara yer veriyor. Ülke askeri yönetimden yeni bir demokrasi denemesine uzanırken özal politikadan neden böylesine uzak duruyor? Bunu parti yetkilileri tek cümle ile acıklıyor: "Şartlan biliyorsunuz?" Yol boyu Erzurumlu, Ağrılı yurttaşlarla sohbet ediyonız. Burada bir başka ilginç nokta su yüzüne çıkıyor. Özal daha yeni oradan geçtiği için onu tanıyorlar. Buna karşılık MDP'yi ya da Sunalp'i, HP'yi ya da Calp'i işte şöyle bir duymuşlar. Ama kim kimdir, hangi parti nedir, ne yapacaktır, neden kurulmuştur bunu pek bilemiyorlar. Bununla birlikte. poliıiKanın çarpıcılığı ı.te bu noktada yeniden belirginleşiyor: SODEP ve Doğru Yol'un varlığından haberdarlar. "Seçimlerde onlar yok, fakat burada kuruldular" yanıtını alıyorsunuz. Akşam artık iyice bastırmış. Ayaz'la birlikte doğu illerine inmek üzere. Ağn'ya girdiğimizde doğruca Anavatan Partisi'nin il binasına gidiyoruz. 150200 kişinin toplandığı binanın ait katındaki salonda Özal, kısaca "Ağn'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti" dile getiriyor. Otobüsten yükselen müzik ve marş halkın ilgisini topluyor. Seçim propagandasında, garip ama, henüz politika yok. Alanlarda kadınlar da yok. AI yazmalı, şalvarlı, hırkalı kadınlar yok. Sırtında çocuklu, elinde bastonlu yüzünde peçeli kadınlar yok. Seçime giren partiler biraz var. Seçime girmeyen partiler daha çok var. Vatandaşlar sandık başına elbette gidip oylarını kullanacaklar. "Sadece bu seçim için bu partilere verecekler." Sonrasını hep birlikte görecei Denenmişi denemeyin (Bastarafı I. Sayfada) na gitme teklifini "öace söyledlUerimi dogru yazııı, sopra ovnnuDuzu oyaayın. Namuslu« yazın" diye yanıtlarken eşi "Bende allerji var, an sokarsa boguiurum" diyerek arabaya hızlı adımlarla yöneldi. Kütahya'dacDumlupınar'a gelinirken "Horoz1" marşlar ve sloganlar içeren bandı çalmaya başladı. Sunalp kendisini karşılayanları tek tek öptü. Kendisine kafes içinde hedıye edilen siyah bir horozu tesekkür ederek alan Sunalp, Küçük Aslıhanlar köyünde, ikram edilen bazlamayı yedi, a>Tan içti. Sunalp "Size soylenenleri iyice anladınız mı, iyke anhuaaya bakın. Omian sonra reylertadzi naaarakverin" diye konuştu. SunaJp daha sonra ÇaykoFda bir konuşma yaptı. Sunaip bir ara "Atatürk yolunda olan MDP'ye dedelerinizin, babalarınızın Atatürk'e inandıgı gibi inanın. Bize inanırsamz oy verin" dedi. Kütahya'ya girerken Sunalp'ın yüzü gülüyordu. KÜTAHYA KONUŞMASI SunaJp, konuşmasında, partinin kurulduğu 16 mayıs tarihinde başlayarak Kütahyalılardan büyük ilgi gördüklerini belirtti, "Bizi Uk siz anladınız" dedi. Kütahya'yı "Tam Kste cıkaracak bir kale oiarak" nitelendiren Sunalp, daha sonra şöyle konuştu: "Sizlerden geldiğimiz için sizleri tanıyoruz, meselelerinizi biliyoruz. İşçinin, köylunün, kentlinin, memunın, işverenin meseleierini biliyoruz. Biliıas» 6 efemiz kaamdansoı ıbi oiacaktır. Sizleri büyük dalgalanma ve farklılıklar göstermeyen dengeli bir bünyeye kavustnnnak bizim vazifemizdir." Artan hayat pahahlığı karşısında her yıl yükselen okul kitaplan fiyatlarına dur diyeceklerini anlatan Sunalp, daha sonra şöyle konuştu: "Cumhuriyet rejiminin bel kemigini teşkil eden orta tabakanın ezilmesine, yok edilmesine sebep olan politikanın kahramanlan ne yazık ki, bu kitlelerin hamisi olmakla övünebilmektedirier. Milletimiz bu acı gerçekleri yaşamakta, müsebbiplerini bilmekte, tarihe mal olmuş engin hoşgörüsüne rağmen onları affedememektedir. Onun içindir ki biz, yüce milletimizin 6 Kasım'da denenmişi denemeyecetine inanıyor, milletimizln sajduyusuna güveniyoraz. Sizlerî OZETLE kanhp'ndan yapılan açıklamaya göre görüşmelerde KTFD 'nin 1984 mali yılı bütçe uygulaması yantnda ekonomik atanda çeşitli işbirliği olanakları üzerinde durulacak. Kuyumcu soyuldu ÇemberUtas Mermer Işhanı 'nda Yakup Turhan'a ait kuyumcu dükkânına dün saat 15 sıralarmda gelen silahh iki kişi işletici ve içerdekileri etkisiz hale getirdikten sonra vitrindeki yanm kilo altuu alarak kaçtüar. Soyguncuların aranmasına devam ediüyor. "Dünya Banş Konseyi'nde Sovyet yanlısı komünist olmayan bu şahsiyeüer kimlerdir? tddia makaraı, (Bunlar Sovyet yanlısı komiinistler, şunlar da Sovyet yanlısı ve komünist olmayanlardır) hukmıine nasıl varabilmiştir? Müvekkilim bu ayınmın hangi bölümündedir?" AvukatApaydın iddianamede, tstanbul Barosu hakkında DİSK, İGD, ÎKD, Türkiye Yazarlar Sendikası ile birlikte ağır ithamlarda bulunulduğunu, bu ithamlann haksız ve gerçek dışı î Ulusal Daymnışma Partisi ni kuracagı.a n ı b j w j r e n M n s t a f i l N i n a t özgoz, Kocamustafapaşa'daki evinde yaptığı basın toplantısında "Şimdilik HP'yi destekliyoruz, demokratik rejime geçilince yeniden dogacagız; yaşamak ve yaşalmak için dogacağız" dedi. tnşaat muhendisi olduğunu. İnsburg Üniversitesi Almanca bölümünu bitirdigini soyleyen ve mesJegini "serbest bilimsel araştırmacı" olarak belirten Nihat Özgöz, geçimini kiralık 7 dairesinden sağladığını söyledi, "dış mihraklara ian vermemek için herkesi oy vermeye" çagırdı. Parti programının henüz 7080 sayfasını yazabildiğini, diger partilerce caImabilecegi kuşkusuyla şimdilik açıklamak istemedigini bildirdi. Kendisine "sayın arkadaşım" diye hitap edilmesini isteyen UDP kurucusu, programda Atatürk'ün 6 şartını esas aldıgını söyledi. Ozal: Izmir mîtingimız daha kalabalık oiacak Haber Merkezi MDP, ANAP ve HP'nin ilk günkü mitingleri üzerine "Hangisi daha kalabalık ve canlıydı" tartışması başladı. Özal, "Büyük bir şey olmazsa seçimi büyük farkla alınz" dedi. MDP'Ii Kâmran tnan'ın, önceki gün "Özal bu işi bıraksın, Erzurum'dan dersini almış" sözü üzerine Erzurum'da bir açıklama yapan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın, "Miting fevkalade büyük bir ilgi ve teveccüh içinde oldu" dedi. Diğer partilerle polemiğe girmeyi amaç edinmediklerini söyleyen Şıvgın, "Gaye vatandaşı bir yere toplamak degil. onlaria el sıkışarak merhaba demektir. Erzunım'da gorduğumuz ilgi neticesinde ümit ediyonım ki, par "Hangi miting kalabalıktı" tartışması başladı •• • Avcı (Bastarafı 1. Sayfada' fımızdaki sevgi ve baglüık çemberini görüyonız. Bazı partiler sandık başına lemsiki bulamayıp bizden istiyorlar. Adaylannın desteklenmesini şahsen benden istemişlerdir. Reddettik. Hiçbirine destek veraıiyoruz. Bugün meydanlarda peşrev çekenlere miltet bıyık altından gülmektedir. DYP meydanlara çıkabilseydi, hiçbiri bugünku mevcudiyetini gösteremezdi. Üç partinin üçünü de siyasi hayatta gerekli yerlerine gönderecetiz". SODEP İl Başkanı Cemal Altay ile HP tl Başkanı Bayram Bora, DYP İl Başkanlığı'na gelerek Avcı'yı ziyaret ettiler. Bayram Bora, Avcı'ya bir buket çiçek sundu. DYP Genel Başkanı, siyasi partilerin işbirliği ve iyi diyalog içinde bulunmaları gerektiğini belirterek "Seçimlerden önce ve sonra da partiler arasında işbirliği olmalıdır" biçiminde Konuştu. DYP Genei Başkanı Avcı, Samsun, Bafra ve Ordu'da yaptığı konuşmalarda, siyasi partilerin birbirlerine ödünç oy temsilci ve üye vermesinin düşünülemeyeceiini bildirerek, DYP'nin 6 kasımda, aralannda hiçbir fark olmayan 3 partiden hiçbirini desteklemeyeceğini yineledi. "Bir siyasi parti genel başkanının şahsı ve partisi için yurt dışından referans gösterme çabasını teessürlekarşıladıklannr belirten Avcı, "Bir başka parti Genel Başkanının devlet organlannın iktidara gelecek partinin kimligine göre tutum takınacağı anlamına gelen görüşlerini ise hukuk devleti kavramı ile bağdaştıramıyoruz" biçiminde konuştu. Avcı, konuşmasının bir bölümünde, hiçbir siyasi partinin Türk Silahh Kuvvetlerine dayanıyormuş gibi görüntü vermeye hakkı olmadığını belirterek, "12 Eylül'den sonra anarşiyi ezen devlet güçleri, milletin malıdır ve milletin emrindedir" dedi. Üçüncü yurt gezisini sürdüren DYP Genel Başkanı Avcı ve beraberindekiler geceyi Ordu'da geçirdiler. Avcı ve beraberindekiler bugün Giresun ve Trabzon'a da oiacak lar. Satışı durduruldu Bugün açık artırmaya çıkarüması btklenen KastelInşaat A.Ş'ye ait aralarında Cevher özden 'in BMWotomobilinin de bulunduğu 8 aracın satışı durduruldu. Araçlarm satışmın durdurulmas karan Kastel Inşaat üzerindeki tedbir karannın ahndığı tarihten sonra 9 ay içinde Tasfiye Kurulunun herhangi bir dava açmatnast üzerine alındı. Namuslu (Bastarafı 1. Sayfada) rının taşındığı topluluğa hitap eden Özal, Doğu Anadolu bölgesini "Çıkmaz sokak olmaktan kurtaracaklannı" söyledi. Hayvancılıkla ihracatın azalmasını "beceriksizlik" olarak nitelendirdi. 6 kasım seçimlerinin "fevkalade önemli" olduğunu bir kez daha vurgulayan Özal, " B u ismi meşhur, kendisinden iş gelmeyen adamlan değil, genç dinamik kadrolan sizin yardımınızla meraleket yönetimine getiriyonız" dedi. Özal'ın konuşmalarını kampanya öncesinde olduğu gibi samimi bir hava içerisinde ikili konuşur gibi yaptığı dikkati çekiyor. Konuşmalarında heyecanlı vurgulayışları ve halkın coşkun tepkileri olmadığını belirten bir gazeteciye özal "Yavaş yavaş oiacak, hemen olmaz" yanıtını verdi. Kampanya öncesi ve simdiki konuşmaları arasında Özal'ın konuşmalarında bir farklılık olmuyor ve aynı konuları yineliyor. Daha sonra Siirt'e gelen özal, seçimlerde diğer partilere fark yaparak iktidara geleceklerini savunarak "Bundan hiç şüphem yoktur, çünkü millelimize inanıyonım, unlar kendilerine hizmet edecek, akıilı kişileri seçecektir" dedi. Daha sonra Bitlis'e hareket eden özal'ın burada nasıl karşılanacağı heyacana yol açtı. Partililer Kâmran İnan'ın memleketi olması nedeniyle burada yapılacak gövde gösterisine büyük önem veriyorlardı. Bitlis'te slogan atmayan ve pankart taşımalan bir topluluğa hitap eden özal,"yıllanm aranızda geçirmemiş insanlara da fazia itibar ettneyiniz, size tepeten bakan insanlara rey vermeyiniz"dedi. Özal'ın bu sözüyle Kâmran Inan'ı kastettiği sanılıyor. ANAP'lılar mıtingi değerlendirirken dinleyici kalabalığından memnun gözüktüler. Daha sonra Siirt'e giderken yolda göcebe cadırlanm ziyaret eden özal burada halay cekti. Batman'da hava karardığı için konuşmayapamadı. Silvan'da parti merkezini ziyaret eden özal daha sonra Diyarbakır'da kapalı salonda partililere hitap etti. Sempozyum Boğaziçi Üniversitesinin düzenlediği "Atatürk Türkiye'sinde Dış Politika" Sempozyumu 24 ekbn pazartesi gunü başlayacak. Tahliye edildi Geçen ağustos ayında bomba var diyerek htanbul'dan Münih'egiden THY uçağının havadayken geri dönmesine neden olan F. Alman Gernard Stroppe dün tahliye edildi. Hermesli Balkondan düştü Kocasinan Hürriyet mahailesinde balkonda oynarken birind kattan aşağıya düşen Aytekin Güllüce (6) öldü. Atina'da Türk bahklarına el kondu Türkiye'dengelen 620kilo balığa sağlığa aykın olduğu gerekçesiyle el konuldugu bildirild'.. Haberiveren Yunan Devlet Radyosu bahklan Türkiye'den ithal eden tüccar hakkında soruşturtna açıldtğını, dünkü yayınında duyurdu. Ueri Madentş yöneticilerine dava açıldı İSTANBUL, (ajı.) İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı, tleri Madentş Sendikası'nın dört yöneticisi hakkında 1 Numaralı Askeri Mahkemeye dava açtı. Sanıklann, anayasal düzen yerine işçi sınıfı öncülüğünde sosyalizmi gerçeklestirmek ve proletarya dıktatörlüğü kurmak için eylemde bulundukları iddia ediliyor. Sendikanın kapatılması da istenen iddianamede 6 yıl 8 ay ile 20 yıl arasında ağır hapisle cezalandınlmalan istenen sanıklann adlan şöyle: "Hamdi Toptaş, Hakkı Giirçay, Mebmet Gümoşoğla ve Höseyin S İ " • VEFATLAR İÇtN Yurtiçi, Yurtdıjı, ctnaze nakledilir. Cenaze ilaçlama, malzeme, tabul, buıür. işlemler hassasiyet ve sUratle vapılır Tel.: 147 20 06 140 68 86 Ijletmede aynca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarından hizmet bedeli alınmaz, acı günkrinizi paylaşır, gdnün her saatinde emrinizdeyi7. İSLÂM CENAZE İŞLERİ (Bastarafı 1. Sayfada) çıkaran tngiliz deniz piyadeleri kalabalık oluşlarmdan ve "komando" eğiıimi görmelerinden de yararlanarak alış yeriş yaptıkları yerlerde sağa sola sataşmaya başladılar. Sirkeci Hüdavendigâr Caddesi 'nde Bilal Semerci'ye ait lokantaya gelen 10 kadar tngiliz askeri burada kavga çıkartldar. Lokantanın veyanında bulunan bir dükkânın camlarını kıran "Hermes"in tayfaları kendilerine engef olmak isteyen Setim Yaşar isimli şahsı da hastanelik ettiler. Selim Yaşar hastaneden 2 günde iyileşir şeklinde rapor aldı. Eminönü Emniyet Amirliği'ANKARA, (ANKA) Anane bağh ekiplerin olay yerine yeyasa Mahkemesi, Anavatan Partismesi sonucu saldırgan tngiliz tisi'ne "ihtar" verilmesine ilişkin tayfalarmdan 4'u yakalandı, diCumhuriyet Başsavcılığı'nın isteğerleri kaçtı. Daha sonra Adlimini bugün görüşüyor. ye'ye sevk edilen Edmons StepAnayasa Mahkemesi Başkanı hen, Burn Dale, Andrev Stote ve Ahmet Hamdi Boyacıoğlu, ANJonathan Spicer isimli tngiliz piyadeleri, zararları ödeyecekleri KA ajansına yaptığı açıklamada, ni bildirmeleri ve şikâyetçilerle ele alınacak konuya ilişkin raporun yeterli görülmemesi duruanlaşmaları üzerine Savcılıkça serbest bırakıldılar. Olaylar üze munda, partiden aynca sözlü rine tngiliz Konsolosluğu ve açıklama istenebileceğini söyleHermes yetkilileri konuyu yakın di. Bilindiği üzere, Cumhuriyet dan izlediler. tngiliz denizcilehn Başsavcılığı Anavatan Partisi'nin tatbikat nedeniyle 5 haftadır ka'tanılıcı özel rozetini", Siyasi raya çıkmadıkları belirtildi. Dün gazetecîler tarafından gezilen ge Partiler Yasası'na aykın bularak ihtar verilmesi isteminde bulunmide 1800 personel bulunuyor. Günde yanm ton bira ve 6 bin mustu. SERMİN ONAYGtL porsiyon yemek tükeüldiğini be(KIPÇAK) lirten gemi yetkilileri, askerlerin içkiye aşırı düşkünlüklerinden ile yakınıyorlar. Geminin subay salonunda yer alan "Daily Grud'' OKTAY ONAYGİL isimli duvar gazetesinin manşeevlendiler tinde "Saionda içki bunalımı" Aksaray Orduevi 13.10.1983 diye baslık atılmıs. timiz 6 kasımda iktidara gelecektir" diye konuştu. MDP tzmir İl Başkanı Yüksel Ökede, Izmir mitinginin amacına ulastığını savundu, "Talip olduğumuz İktidara en yakın adayın partimiz olduğu bir kere daha ortaya çıktı" dedi. ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, Siirt'te dün gazetecilere yaptığı açıklamada, "Büyük bir şey olmazsa seçimi büyük bir farkla alınz" şeklinde konuştu. ANKA muhabirinin özal'a "Büyük birşey"le neyi kastettiğini sorması üzerine "Seçiıne daha 20 gün var, Allahın takdiridir, kadere inanmak lazım" yanıtını verdi. Özal, MDP'nin lOmilyon dolayında bir para harcayarak gerçekleştirdiği Izmir mitinginderı daha kalabalığının parfısince yapılacağını söyledi. "Önemli olan hitap edilen topluluğun kalabalık olması degil, dinamik ve canlı olmasıdır" diyen Özal, Erzurum mitingine 10 binin üzerinde kişinin katıldığını, 1000'e yakın aracın ise miting alanına giremediğini sözlerine ekledi. (Bastarafı 1. Sayfada) adayı Süleyman Koyuncugil ile ANAP'h Pehlivanoğlu, basın mensupları önünde ilginç bir sohbete koyuldular. HP'li Koyuncugü'in sorulanndan eski bir politikacı olarak sıynlmasını bilen Pehlivanoğlu konuşmasında, ANAP'ın Erzurum mitinginin fiyasko olduğu görüşüne katılmadığını belirterek, "Siz 8 deyin, ben 10 bin, iyi oldu iyi.." dedi. Dün sabah oteldeki kahvaltıda Calp, "Seçim yasagı kalkınca partilerin 12 Eylıil'e karşı çıkacağı sanılıyordu. Söylentiler benitn de kulagıma geldi. Malatya konuşmamda üstüne basa basa ordumuzun başansını anlattım, 12 Eylül'ü savundum" dedi. Calp, "12 Eylül harekâtı bir olgudur. Olmasaydı, haliraiz ne olurdu" biçiminde konuştu. Calp, kendisine getirilen bir gülle Inönü Anıtı'na gitmek istediğini, Vali'den izin alınmasını istedi. Ancak açıkhava mitingi gibi Inönü'nün anıtına çiçek koyma izni de verilmedi. Yoldan geçerken, Inönü'nün heykeline bakarak, "Paşam, buralara kadar geldim, sana bir çiçek bile sunamadım" diye konuştu. Saatin 09 olduğu halde Konvoyun hâlâ hazırlanmamasından yakınan Calp, bir araba hazırlatarak, yola koyuldu. Bazı gazeteciler Malatya'da unutuldu. HP'nin Konya plâkalı seçim otobüsünün kilometre saati çalışmıyor ve 70'den hızlı gidemediğinden gidilecek yerlere ya en arka vanyor, ya da birkaç saat önceden yola çıkıyor. Diğer partilerin otobüsleri hatırlanınca HP'nin önünde "Kadınhanı" yazan otobüsü gerçekten içler acısı. Calp, gazetecilere, "Ne yapalım, halkın otobüsü böyle olur. Onlann 83, bizimki 73 model" dedi. TRAFtK KAZASI Calp, Gaziantep'e giderken kendilerinden önce yola çıkan HP Gaziantep milletvekili adayları Süleyman Koyuncugil ve Mehmet Güvenç ile İl Yönetim Kurulu üyesi Garip Avşar'ın içinde bulundukları Ankara plâkah otomobil, aşın hız nedeniyle kaygan yoldan çıkarak uçuruma devrildi. Gaziantep'e 20 kilometre kala ve "Başbakan Calp" tezahüratı ile karşılanan Calp, "Söyleyene degil, söyletene bak" dedi. Gaziantep'de saat 16'da il binasını açarak konuştu. tl binası ile bahçesinin almadığı kalabalık sokaklara taştı. Konuşmasmdan sonra, "Aferin Gaziantep'e, iyi çalışmıslar" dedi. HP Genel Başkanı daha sonra gittiği Kahramanmaraş'ta salon toplantısında konuştu. 18 yerine 19.15'de başlayan Çiçek Sineması'ndaki toplantıya 250 kişi katıldı. Konuşmasının bir bölümünde basından dert yanan Calp, "Dün, fenalık geçirdi, diye yazdıiar, arabada bile uyuyamıyorum, fotoğrafı çekip, şimdiden uyumaya başladı, diye yazarlar altına. Ne yapacagız böyle, bilemiyorum" deyince alkışlandı. Bir yurttaş, "Biz onlara inanraıyoruz" diye bağırdı. Calp'ın böylece seçim kampanyasının ikinci günü de bitmiş oldu. Anayasa Mahkemesi ANAP'a ihtar verilmesi istenıini bugün görüşecek DILEK TANYOLAÇ ile M.EHMET ÖNGEN evlendiler 17 Ekim 1983 ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle