18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 1983 HABERLERIN DEVAM1 CUMHURÎYET/U Trakya'da altın ve bakır (Bastarafı 1. Sayfada) Karadere arasındaki Yandere mevkiinde Türkive'nin en zengin bakır yataklan bulundu. Dünya bakır arama standartlannın çok üzerinde olan ve Türkiye'nin en zengin bakır yataklannın Istranca Ormanlannda bulunduğu haberi Kırklareli'nde büyük sevinç yarattı. MTA tarafından Karadeniz sahil şeridi ile Istranca Ormanlannda 10 yüdan bu yana devam eden altın ve bakır arama çalışmalarının olumlu netice ile sonuçlanması üzerine arama, sondaj ve rezerv projeleri hazırlanıyor. Iğneada'daki Mert Gölü'nden başlayarak kilomeırelerce uzunluğundaki sahil şeridinde bulunan plaj kumundaki altın oranının dünya standartlanna göre ekonomik olması üzerine MTA tarafından 4 yıllık yeni bir arama projesi hazırlandı. Bu bölgede altın arama ruhsatını elinde bulunduran MTA birinci derece jeolojik haritaları hazırlama safhasındayken özel bir kuruluş olan Türk Maden Şirketi altın elde etme hazırlıklarını hızlandırdı. Mert Gölü ile Karadeniz arasındaki sahilde Türk Maden Şirketi tarafından kurulan tesislerde altın çıkarma çalışmalan aralıksız sürdürüluyor. TANTAL Türk Maden Şirketi tarafından kurulan tesislerde altın çıkarma çalışmalan sürdürülürken Kırklareli Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü'ne başvuran MTA bu bölgedeki altın arama ruhsatının kendilerine ait olduğunu belirterek, tesislerin kaldınlmasını istedi. MTA tarafından kaldınlması istenen tesislerdeki ilgililer; "Biz altın degil Untal çıkanyonu" diyorlar. Türk Maden Şirketi görevlileri bu tesislerde plaj kumunun işe yaramaz bölümünü ayırıp elde ettikleri konsantreyi Demirköy'deki molibden fabrikasına götürüp tantâl elde edileceğini ileri sürdüler. söküyoruz. Fabrika şu anda pilot tesis aşamasında olduğu için henüz altın çıkanp para kazanmış durumda değiliz. Bir a> içinde altın çıkarma) a başlıyacaKıyıköy Pabuçdere'den elde edilecek konsantreyi Demirköy'deki fabrikaya getirip işleyerek altın üretecek olan Türk Maden ve Anadolu Maden Şirketleri'nin Iğneada'daki çaljşnalan yaz başından bu yana aralıksız sürdürüluyor. Elde edilen konsantre fabrikaya getirilerek depo ediliyor. MTA'mn, tantal aradıklarını söyleyerek altın için gerekli konsantreyi depolayan ve paravan olduklan öne sürülen şirketlerin bu çahşmalannı engellemek için bulunduğu girişimler Kırklareli Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü tarafından inceleniyor. JAPON UZMANLAR MTA'nın yaklaşık 10 yıldır Dereköy ve çevresinde sürdürdüğü bakır arama, sondaj ve rezerv çalışmalan şimdiye kadar ekonomik bulunmamaktaydı. MTA Dereköy'ün Şükrüpaşa köyü çevresindeki aramalan durdurup Karadere köyü çevTesinde tespit edilen 4 yerde sondaj çalışmalanna başladı. tlk üç kuyudaki sondaj çalışmalan 200 metreye kadar yapıldı ve neticenin olumsuz olması nedeniyle durduruldu. Dereköy Karadere arasındaki Yandere mevkiindeki dördüncü sondaj kuyusundan alınan ilk örnekler Ankara'ya gönderildi ve yapılan laboratuvar incelemesinde bakır oranının burada çok fazla olduğu anlaşıldı. Yandere'de 200 metreye kadar yapılan sondaj çakşmalarımn devam ettirilmesi istendi ve 300 metre derinükten alınan örneklerin incelenmesinden sonra bir Japon uzman çakşraalan izlemek için buraya geldi. Japon uzman MTA ilgililerine sondaja devam edilmesi gerektiğini söyleyerek Ankara'ya döndü. MTA'nın 4 numaralı sondaj kulesinde yapılan çalışmalar 500 metrenin üzerinde devam ederken Japon uzman beraberindeki bazı görevlilerle birlikte tekrar gelerek burada Türkiye'nin en zengin bakır madeni yataklannın bulunduğunu açıkladı. Dünya bakır arama standartlannın çok üzerinde, Türkiye'nin en zengin bakır madeninin bu bölgede olduğunu belirten Japon uzmanın hazırladığı rapor MTA Çorlu Bölge Müdurlüğü'ne verildi. Ankara'da diplomatik trafik yoğunlaştı ANKARA (Cumhuriyet Bnrosu) Başkent'te diplomatik trafik yoğunlaştı. Dün Federal Almanya'dan iki ayrı heyet, Ingiltere'den Savunma Bakanı Hescltine ve Çin Dışişleri Bakanı Hu Xueqian Ankara'da çeşitli temaslarda bulundular. Fedaral Alman tktisadi tşbirliği Bakanlığı'na bağlı Uluslararası Göç ve Gelistirme örgütünden oluşan heyet Ankara'daki temaslarını sürdürüyor. Helrant Jelden Başkanlığı'ndaki heyetin 1972 yılında imzalanmış olan Ankara anlaşması uyannca her yıl bir fonda toplanması öngörülen teknik yardım fonunun 1984 miktan ve biçimi konusunda görüşmeler yaptığı belirlendi. Heyet dün Başbakan yardımcısı Zeyyat Baykara ile Bayandırlık Bakanı Tahsin Önalp'i ziyaret etAralannda Içişleri eski Bakanı Baum'un da bulunduğu Devlet eski Bakanı Dr. Burkhart Hirsch BaşkanlığYnda Federal Alman Hür Demokrat Partisi üyelerinden oluşan 4 kişilik parlamento heyeti dün Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şidc, Milli Eğitim Bakanı Hasan Spğlam, Türklş ve TtSK'i ziyaret etti. Heyet üyeleri Türklş't e Federal Almanya'da bulunan Türk işçı çocuklannın büyüduğünü ve evlenme çağına gelmiş olduklarım ve, bu durumda 200 bin Türk'ün olduğunu belirterek ne gibi önlemler alınması gerektiğini sordular. Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz bu soru üzerine, "Federal Alman Anayasası'nda Tfirkler'in Türkiye'den gelin götünnesine engel olan bir madde var mı?" şeklindeki bir soruyla yanıt verdi. Heyet üyeleri TİSK Genel Başkanı Rafet İbrahimoglu'nu da zi yaret ettiler. Gorüşme sırasında Ibrahimoğlu"Grev cesaretinin kınldıgım" söyleyince Federal Alman parlamenterler 'Bunun ne anlama geldigini" sordular. Jbrahimoğlu bunun uzerine, "Türk işverenleri grev hakkına saygılıdır" şeklinde konuştu. ÇtN HEYETİ Çin Dışişleri Bakanı Hu Xueqian Başkanlığı'ndaki Çin heyeti dün Ankara'da llter Türkmen Başkanlığı'ndaki Türk heyetiyle iki ayn toplantı yaptı. Toplantılarda iki ülke arasındaki ticaret hacminin artınlmasırun yanısıra bölgesel ve dünya sorunları da gündeme geldi. Çin Dışişleri Bakanı dün Başbakan Bülend Ulusu'yu da ziyaret etti. Doğramacı: Oğretim tiyesi açığı 2 (Bastarafı 1. Sayfada) Doğramacı Söyledığinız doğrudur Kadro yasasıyla Ana. do!u tiniversitelerine ortalama 20 tıp. profesörü kadrosu verilirken, tstanbul Üniversitesi'ne 5060 tıp profesörü kadrosu verildi. Dengeli dağılım dediğim zaman, bundan her üniversiteye aynı sayıda öğretim üyesi kadrosu dağıtıldığı anlamı çıkarılmamalı. . Universitelerin sayısının 27'ye yükseltflmesi yerine neden var olan üniversitelerin geiiştirilmesi yoluna gidilmedi? Doğramacı Her iki tezin de tutarlı tarafı var. Büyük kentlerde birden fazla üniversite olmasında yarar var. Nitekim, Ankara, tstanbul ve Izmir'de 12 üniversitemiz var ve bunlann her biri öbür kentlerdeki üniversitelerin birkaç katı büyüklüğündcdir. Geri kalan 15 üniversiteyi Türkiye düzeyine serpiştirmenin elbette yararı var. Universiteler bulunduklan yöreye yararlıdır. Biraz pahalı olmakla birlikte üniversitelerimizin neredeyse yarısı büyük kentlerdeyken, diğer yöreleri bırakıp pahalıdır diye üniversite kurmamak herhalde doğru olmazdı. SIKINTIYI GÖZE ALMAK Ancak bazı üniversitelerde öğretim üyesi, araç gereç sıkııttılan söz konusu. Ornegin Trabzon Tıp Fakültesi'nde yeterli 6gretim üyesi ve teknik olanaklann bulonmadığı belirtili>or. Doğramacı Hızla gelişmek zorunda olan bir ülkeyiz, hızla gelişmek zorunda olunca rahatlık yerine sıkıntıyı göze almak zorundayız. Ancak sıkıntıyı görmezlikten gelmek de kötüdür. Ne kadar öğretim uyesı, gereksinim olan yerlerde görevlendirilecek? Doğramacı Istanbul'da toplanan Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Konseyi toplantılannda üniversitelerin ihtiyaçları hakkında bilgi verdiler. Bu ihtiyaçlan hangi üniversitelerin karşılayacağını da tespit ettik. Bir iki gün içinde bize resmen bildirecekler ve biz gerekli yazıyı yazdıktan sonra öğretim üyeleri iki hafta içerisinde görevlendirildikteri yerlere gidecekler. Bu görevlendirme en çok 4 yarı yıl içindir. Ancak dünyanın hiçbir yerinde öğretim üyesi ihtiyacı tam olarak karşılanamaz. Ama bu ihtiyacın normal bir düzeye inmesi birkaç yıl içerisinde mümkün olacak. SEVİLENLER, SEVİLMEYENLER Görcvlendirilecek öğretim üyderinin adlan da universiteler tarafmdan mı belirlenecek? Doğramacı Evet. Tamamını universiteler bildirecek. İşte bu Universitelerin akademik özerkliğidir. öğretim üyelerinin universiteler tarafından görevlendirilmesinde şu akla gelir, "Acaba üniversite yönetidleri istedigini mi görevlendirecek? Yoksa sevdigini mi?". Bu sorun her zaman ortaya çıkabilir. Ama bunun kısıtlaması vardır. Bu görevlendirme hiçbir zaman 4 yarı yılı asamayacak. Geçen yılki uygulamada kura çekiliyor, birisinin kurası çıkıyor ama araştırması devam ediyordu. Bunlar önlendi. Bakanlıklara iade edilen öfretim üyeleri konusu var. Yasa degişikligiyle bu sorun çözümlendi gibi gözükse de bazı iiniyersitekrde sorun devam ediyor. Örnegin Gazi Üniversitesi'nde 208 öğretim elemanına görev verilmiyor. Doğramacı Gazi Üniversitesi'nde 750 kadar öğretim elemanı var. Bakanlıklara iade edilip de dönen 208 öğretim elemanı varsa, özlük hakları da işin içine girdiğinden 208 sorun var demektir. iade edilirken en iyileri mi seçildi, en kötüleri mi? O ayn bir konu. Bana gelen bilgiye göre, ders yükleri bu öğretim elemanlanna da belli ölçüde dağıtılacak. Kanunun öngördüğü gibi haziran sonuna kadar öğretim elemanı ihtiyaçlan belirlen»cek. Bu üniversitede ihtiyaç yoWsa mesela Meslek Yüksek Ol'.ulu'nda ihtiyaç var denerek orada görevlendirilecekler. Üniversite seçme ve yerleştirme sınavına giriş sayısına getirilen sınırlamalar hemen hemen hiç uygulanmadan kaldınldı. Buna neden gerek duyuldu? Doğramacı Öğrenci affı diye devamlı öneriler geldi. Ama kanunun son çıkan şeklinde öğretim programınm tamamına devam etmiş ve son sınıfta bazı dersleri başaramayan öğrencilere yeni sınav hakkı tanındı. Bu öğrencilere yeniden devam hakkı tanınmıyor. Çünkü sayılannın ne kadar olacağı belli değil. Bu ' öğrenciler de gelirlerse zaten dersane, laboratuvar yetersi?liği var. Ancak anarşik olaylar vb. nedenlerle okuldan aynlanlara devam hakkı verilebilir mi diye uzun tartışmalar oldu. Bunlara sınav hakkı verilse bile, bütün şanslannı yitirmiş olurlardı. Çünkü liseyi bitireli üç beş sene geçmiş. tşte bunlar için kanun yeni bir imkân getirdi. Liseyi bitirdikten sonra kaç yıl geçerse geçsin yine üniversite sınavına girebilecekler. Smırlamayı kaldırmanın nedeni budur. Üniversitelerde birinci sınıf öğrencilerinin başansız oldukları derslerin yanı sıra ikinci sınıfın derslerini de alıp alamayacaklan konusunda farklı uygulamalar var. Doğramacı İkinci sınıftaki dersler birinci sınıf derslerinin önşartı değilse, o dersleri de alabilir. Ama önşartı ise alamaz. Üniversite diyecek ki, benim için ikinci sınıf derslerinin tamamı birinci sınıf derslerinin önsartıdır, o zaman birinci sınıftan başansız dersi olan öğrenci ikinci sınıfın dersini alamaz. Ama şu anda uygulama yetkisi Universitelere aittir. YARGILANAN ÖĞRENCİLER Prof. lhsan Doğramacı, universitelerdeki başan oranının arttığını belirterek, bu konuda üniversitelerden gönderilen raporlardan örnekler okudu. "Anarşik olaylara katıldıklan savıyla yargılanan öğrencilere tahliye olduktan sonra da üniversitelere devam hakkı tanınmadıgı" yolundaki bir soruyu da YÖK üyesi Kemal Karhan yanıtladı. Karhan'ın yanıtı şöyle: "Üniversitelerin tüzel kişilikleri vardır. Anarşiye kanşanların ögrenci olamayacaklan kanunda acıkça belirtiliyor. Hakkında dava açılan bir kişinin anarşiye kanşıp kanşmadığı konusunda bir tereddüt var demektir. Beraat edip dönen oğrencinin devam etmediği siire de dikkate alınır. Ama bu konu üniversitelerin karar vereceği bir konudur." Prof. İhsan Doğramacı, YÖK'un 2 yıllık çalışmasını şöyle değerlendirdi: " 2 yıldır üniversitelerde eskisiyle ilgisi olmayan yeni bir düzen uygulandı. Aradan 2 yıl geçti ama çok büyük ölçüde intibak var. Bizim arzumuz ogretimi ciddiye almak, üniversiteleri akademik konularda serbest bırakıp onlara yardımcı olmaktır. "Araştırmalar durdu" deniyordu ama araştırmalar arttı. YÖK üniversitelerin dışında değil, onlann bir desteğidir. Bunu ögrenmişJerdir. Bu yeni düzen bazı öğretim üyeleri için rahat bir düzen değildir. Fakat sonımlu bir düzendir ve Batılı ülkelerde bile uygulanacak bir düzeydedir. Son üç yılın idaresinde kanımca en büyük hizmet Yüksek Öğretim Kanunu'nun getirilmesi olmuştur. Bunda çok samimiyim." GOZLEM (Bastarafı J. Sayfada) su Başkanı Say»n Orhan Apaydın'ın avukatlık mesleğinden yasaklanması için İstanbul Barosuna bir yazı yazmış ve gereğinin yapılmasını istemiştir. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Adalet Bakanlığı'nın bu isteğini oy birliği ile reddetmiş ve avukat Apaydın hakkında herhangı bir işlem yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Konu yalnızca Orhan Apaydın ile ilgili değildir. Konu, Apaydın'ın kişiliğini aşmış, bütünüyle bir "savunma hakkı" sorunu olmuştur. Bu nedenle konunun hukuksai yanını kamuoyu önünde incelemek ve sonuçları tartışmaya açmak istiyoruz: Avukatlık Yasası'nın 154'üncü maddesini değiştiren "kanun kuvvetinde kararname" hükmü, hakkında "son soruşturmanın açılması karan verilen" avukatların işten yasaklanacaklarını öngormüştür. Ceza yargılaması hukukunda "son soruşturmanın açılması karan" sanık yaranna kabul edilmiş bir hukuksai güvencedir Bu karar, savcılar tarafından değil, sorgu yargıçlarınca verilir. Sorgu yargıçlığı, sav cılardan sonra ikinci bir inceleme yeridir. 353 sayılı "Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Vargı/ama Usulü Kanunu"nda "sorgu yargıçlığı" adı altında bir kurum olmadığı gibi "son soruşturmanın açılması" diye bir karar da yoktur. Askeri Savcı, yasanın 114'üncü maddesine göre, "hazıriık soruşturması sonunda kamu davası" açar. Askeri savcının işlemine "son soruşturmanın açılması karan" denmez. 353 sayılı yasada savcıların dışında ikinci bir inceleme yeri öngörülmüş değildir. Bu yüzden, 353 sayılı yasa gereğince ceza yasasının söz getişi 141 ve 142. maddeleri ile yargılanan avukatlar için "kanun kuvvetinde kararname"nin tanımladığı "son soruşturmanın açılması karan verilen" koşulu gerçekleşmiş sayılmaz. Yasa koyucu, "kamu davası" ile "son soruşturma karan "n\n hukuksai nıteliklerinı.doğurduklan huKuksal sonuçları bildiği için bu gibi suçlar için ancak ve ancak, "son soruşturmanın açılması karannı" zorunlu saymaktadır. Kaldı ki, avukatların görevlerıne ilişkin suçlarda da "son soruşturmanın açılması karan" aranır. Avukatlık Yasası'nın 59'uncu maddesi, Cumhuriyet Savcısının avukat hakkında iddianame düzenlemesini yeterli görmemekte, bu ıddianamenin "son soruşturmanın açılması" ya da açılmaması için "sorgu yargıçlığına" gonderilmesini önkoşul olarak betirtmektedir. 353 sayılı yasa uyannca yargılanan avukat Orhan Apaydın'ın durumu, "kanun kuvvetinde kararname" ile değiştirılen Avukatlık Yasasının 154'üncü maddesinde yer alan "son soruşturma açılması karan verilen.. avukat" koşuluna uymamaktadır. Olayın bir başka yönü de doğrudan doğruya Anayasa ile ılgılıdir. Anayasa'nın 38'inci maddesi, "kimse, işlediği zaman yürüriükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz, kimseye suçu işlediği zaman kanununda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez" biçiminde ifade olunan bir güvence getirmiştır. Avukatların "işten yasaklanmaları" kararları hukuksai yapılan ile "disiplin suçu" niteliğindedir. Bu "kanun kuvvetindeki kararname" Apaydın hakkındaki kamu davasının açılmasından çok sonra yürürlüğe girmiştir. Böyle olunca da söz konusu kararname, geçmışe etkili biçimde uygulanmakta ve böylece Anayasa ile çatışmaktadır. Hakkında, yasanın açıkça önkoşul olarak aradığı "son soruşturmanın açılması karan" buiunmayan Apaydın için "işten yasaklanması" karan verilmesi hukuka, yasaya, yasanın özüne ve sözüne açıkça aykırı duşmekte ve yasa koyucunun amacını da aşmaktadır. Herhalde yasa koyucu "kamu davası'nm kimler tarafından açıldığını, "son soruşturma kararı"mn kimlerce verildiğini herkesten 1yi bilmektedir. Hakkında "kamu davası açılan" avukatlar işten yasaklanacaksa, yasa koyucu, aynca nıçin hukuksai yapılan ile "son soruşturmanın açılması karannı" aramaktadır? Demek ki, yasa koyucu. savcıların kararından sonra aynca bir de sorgu yargıçlarının karannı gerekli görmektedir. Savunma hakkı kutsaldır ve bu hak herkes için vazgeçilmez güvencedir. Bugün Apaydın, yarın bir başkası. Kişiterin önemi yok, ilkeler, kurumlar ve güvenceler herkes için gereklidir. Bunu kimse unutmasın! Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelmiş olan Sayin Adalet Bakanının ileriye sürülen bu gerekçelerı hukuk terazisinde yeniden tartmasmı dileriz. Savunma hakkı kutsaldır, zedelemeyelim!. UGUR MUMCU Demirköy'e 5 kilometre mesafedeki fabrika 1970 yılından 1980 yılına kadar bakır, molibden tantal üzerine işletildikten sonra üretimine ara verilmiş. Üç yıllık aradan sonra tekrar faaliyete geçme hazırlıkları içinde olan fabrikadaki eski tesislertamamen sökülerek, yerlerine altın elde etmek için yeni tesisler kuruluyor. tğneada'daki Mert Gölü ile Karadeniz arasında kurulan tesislerde görev yapanlar "Tantal çıkanyoruz" derlerken, fabrikadaki tantal tesisleri tamamen sökülmüş bulunuyor. Türk Maden ve Anadolu Maden Şirketleri'ne ait görünen fakat as (Bastarafı 1. Sayfada) lında bir Isviçre şirketine ait ol koglu ve arkadaşlannca verilmiş, duğu ileri sürülen bu fabrtkadaki teklifın ilk metninde DM üyelegörevliler konuyla ilgili olarak rine dokunulmazlık hakkı da dasunlan anlatıyorlar: hil olmak üzere çok geniş kapsamlı ayncalıklar tanınması is"Kıyıköy Pabuçdere'de altın teniyordu. arama ruhsatı aidık, eski lesisleri Ek zamda (Bastarafı 1. Sayfada, ren temsilcisinin konunun daha önce YHK'da ele alınıp değerlendirildiği, enine boyuna tanışıldığı ve bir karara vanldığı gerekçeleriyle ek zam önerisine karşı çıktığı öğrenildi. tşveren temsilcisinin konunun TİSK tarafından daha önce değerlendirildiği ve göruşünu belirlediğini kunıl üyelerine söylediği ve bu kararlannda bir değişikliğe gerek görmediklerini ifade ettiği de belirtildi. DM "Otomobar Dünyanın her köşesinde, "satın almak zorunda kalmadan otomobil bulmak ve kullanmak" isteyenler,Avis'in hizmetinden yararlanıyor: "Otomobüi Kiralayın" Bu harika olanağı iki yüze yakınülkede toplam binlerce otomobillesunan;güleryüzü ve çalışkanlığı dünyacaünlüpersoneliyle, dünyaya benimseten kuruluş AviSjTürkiye'de de böyle hizmet veriyor. Nasıl İşliyor?Cevap: Hızlı ve Kolay! Avis, yepyeni ve bakımlı yüzlerce otomobilinden birini, emrinize verir. Bizzat sürersiniz! İşiniz bitince iade eder, kullandığınız süreye ya da mesafeye göre, bir "kira" ödersiniz. (Otomobilin bakımı, vergisi, sigortası Avis'e aittir.) ADANA: Ziya Paşa Bulvarı 11/B. ANKARA: Tunus Cad. 10/5 Bakanlıklar. ANTALYA: Talya Hotel. İSTANBUL: Yedikuyular Cad. 4/4 Elmadağ Hilton Oteli. Yeşilköy Havalimanı. Bağdat Cad. 202/5 Kadıköy. tZMİR: Telefon ivebakımlı erce otomobüi emnnıze reren dünya sistemi: # f Elinizi Attığınızda, Otomobil Altınızda! Avis'in bulunduğu kentlerde yaşıyorsanız, ya da bu kentlere iş için, gezi için gidiyorsanız, "otomobil" denen olanaktan her an yararlanmak elinizde: "Otomobüi Kiralayın". Üniversite Forumu (Bastarafı 1. Sayfada) ÇAKIŞAN DERSLERİN AZİZLİĞİ BAKt YAVUZ (l.T. V.) t.T.Ü son sınıf öğrencisiyim. Buyılokulu bitirmem gerekirken çerçeve yönetmelik nedeniyle çakışan derslerimi alamadım. Yani iki ders yüzünden bir yıl kaybetmış oluyorum. Bu durum sadece benim değil I. T. Ü'deki bütün öğrencilerin sorunudur. Bizim için artık bu aşamada çözilm ek sınav yapılmasıdır. EN KATI UYGULAMA ADNAN KARAHAN (İTİJ/Maden Fak.) YÖK kararlarmm universiteler arasında kuşkusuz en acımasızca savunucusu İTÜ. Bu yargıya varmamızm nedeni, Rektör Prof. Dr. Kemal Kafalı 'nın YÖK kararlarını uygulamadaki ısrarlı tutumu. Birçok üniversite senatosunun, öğrencilerin durumlartnı guzönune alarak verdiği kararlar sevindiria oldu. Ne yazık ki tTÜ daha kesinleşmediği halde en az 50O öğrencinin okulla ilişiğini kesme çahşmalannı surdüruyor. Hergün bir fakulıenm panosuna "infaz" listeleri asılıyor. TEK DERSİN KAYBETTİRDİKLERİ MÜMtN HACIMUSALAR (Ankara Ü./Fen. Fak.) Okulumuzda dersler dönemliktir ve dönemler birbirinden bağımsızdır. Yeni okul yöneımeliğine göre bir ait sınıftan dersi olan öğrenci öncelikle o dersi alacak ve kalan süre içinde toplam kredisi 15 V geçmemek koşuluyla isterse bir üst sınıftan ders alabilecek. Ben birinci sınıfın, birinci döneminın matematik dersini veremedim. Fakat ikinci dönemin ma. tematik ve diğer tum dersleri verdim. Bu nedenle birinci dönemde kaldığım tek ders yüzünden kredi sınırlama nedeniyle program çakışmadığı halde bir ust sınıftan ders bırakmak zorunda kalıyorum. Böyle olunca tek ders yüzünden bir dönem daha fazladan okuma gerekiyor. Benim ve benim durumumda olan diğer arkadaşlann dönem kaybetmemeleri için uygulanan kredi sınırlaması kaldınlamaz mı? Telcks 62378 62378 Otomobiller, koşullar, hizmet merkezleri, özel hizmetler konusunda bilgi için, kuponu doldunıp şu adrese gönderin: AVIS, Tramvay Cad. 72 KuruçeşmeİSTANBUL. Adım, soyadım: 56111 (711)21 295 (41) 25 17 25 17 30 ?3 (311) 16693 VİZENİN ESKİSİ YEIMİSİ MUZAFFER SAYIN (Gazi Ü./Elektrik) Bilindiğı gibi birdersten vize almış öğrenci o dersten yıl sonu smavlarına gırebilmektedir. Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislık Fakültesi'nde yıl sonu sınavmda 100 üzerinden 30 ile 49 arasında not alanlar ise daha sonra açılan bütünleme sınavına girebilmektedirfer. Aynca bu yıl yapılan bir uygulama ile 100 üzerinden 0 ile 29 arasında not alanlar da bütünleme smavlarına alındılar. Ben yıl sonu sınavında 100 üzerinden 35 aldığım halde her iki stnava da alınmadım. Benim gibi yüzlerce kişinin smavlara alınmadığını biliyorum. Gösıenten gerekçe "eski vizett"olmamdır. Bir öğrenci ya vizelidir, ya vizesizdir. Aynca, "yeni vize" almak isteğımizde "eski vizeüler yeni vize alamaz" denilmektedir. Keyfi ve adil olmayan uygulamalar öğrenim gören bizleri sürekli zor durumda bırakmaktadır. Yanlış uygulamaların bir an önce duzeltilmesi için iyi işleyen bir oğrenim düzeninin başlamasım hasretle beklıvorum. Bodrumda Satılık Lebidena Arsa 0 km. de Doğanla Takas edilir. Tel. 149 24 70 19.00'dan sanra • Gayrettepe Vergi Dairesine 618962 No ile ödediğim 16300 Tah. 8150 liralık makbuzu kaybettim. Hükümsuzdür. StLVA TOROSOĞLU. Mesleğim: Adresim: Yaşım: (1) 141 78 96 141 29 17 146 70 50 573 14 52 573 64 45 356 71 16 22718 22718 22718 22718 C Atarürk Cad. 1453 Sok. 1 Alsancak. (51) 21 12 26 21 61 39 52183 Sctur Oto Kiralama A.Ş., Koç Holding'in bir kuruluşudur. SETUROto Kiralama A.S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle