Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 11 OCAK 1983 2h, oylesine az olurdu ki sınıfı takıntısız geçtiğim yıllar, ılkokulda' Doğru dan geçmenin bedeli ise o yaz Ankara'ya gonderilmem dır, babam meslekdaşı arkadaşı eczacı Seyıt amcalara, Hamamonü'ne. Sonra 1941 güzünde lise içm yollara düşüş, Atatürk Lısesine; ne ki bu. bir tarih oğretment yüzünden yedi ay sürecekti1 Nereden nasıl bilebillrdım. bır îstanbullu gazeteci olarak yedek subaylık için 1956 yılında Ankara'ya gel• dığim zaman bu0 gelişın tam 23 yıl süreceğinı Bu, taaa çocukluğumdan beri vurgun olduğum Cumhuriyet'in AIlah'ın bozkınnda var ettiği ama şoyle ettiği ama boyle ettiği zamanla nice kişinin de içine ettiği, tüm bunlara karşıtı tutkunluğumun sürdügü Ankara'yı, sevdiklerimi. blnlerce yıllık dostlanmı. arkadaşianmı, herbıri üstüste çekılmiş fotoğrafları ammsatan anılarımı, acılarımı. kıvanclarımı artık yaşanması imkânsız o tarifsiz güzel aşkları, herşeyı ama herşeyı 26 mayıs 1979 saat 12 50'de arabanın kontagını çevirip ardımda bırakacağımı düşümde gdrsem acep hayra yorar mıvdım'> Ama gerçekti, arabamızın ardından dokülen suları. yakınlarımızm dolu gozlerin! aynen oyle görüyordum dikiz aynasmdan ve lçım bihoş, buruk. Karayollarının mav! boyalı koca tabelasında Ankara yazıyor. üzerinde bir kırm\7i şerıt fosforlu ki artık Ankara'nm bittiğini vurguluyordu' Ve artık yoktu Ankara.. Ankara'dan yollara düsmek. yedi iklim dort koşeyl dolanıp yine donmek yoktu artık. direksıyondakı de Cumhuriyet Gazetesi'nden emekli gazeteci Pikret ldl' Ve radyoda bir ezgi: A Ve ilk akrebi buluyoruz ak badanah duvar üstünde «Ankara Türkiye' nin kalbidir.» Ne ki artık bizim için çok gerilerde kalıyordu bu vurgunu olduğum kent. Ankara'dan yollara düşmek yedi iklim dört köşeyi dolanıp yine dönmek yoktu artık, direksiyon daki de Cumhuriyet Gazetesi'nden emekli gazeteci Fik ret idi! Ve radyoda bir ezgi «gide gide ben yollarda fandım.» Kapıdan bir an olsun aynlmayan kadim dost Haydut 14 kişinin baldırlannm tadına bakmaktan geri durmuyor ve son oluyor ki Gazipaşa'ya «gazeteci babanın köpekleri felâket» GAZIPASA Röportaj: Fikret OTYAM Selinus kalıntıları. BU kemerleri ve davar sürüleriyle çoban çocuklar... Kadmlarm, kızların hemen hepsi serada, yer fıstığı tarlasında. denize dokülüyor önttmüzde sağa doğru yüz metre enınde ıkı kilometre uzunluğunda Hacı Musa kumluğu, plaj Kent, denizden üç kilometre ıçerde ol nedenle deniz tertemız. en düşük ısı 15, en yüksek ısı ise 29 derece, ortalaması ise 1920 derece oluyor boylelikle. Evımızin olduğu dağm arka yüzü Koru Alanı, 4 kilometrelik bır kumsal, kumu ince ve alabildiğine ıssız. Bıçkıcı çayınm oradaki kum sal da yine yüz metre eninde ve üç kilometre uzun luğunda, kumu irmiği andınyor ne kı bır mayolu erkek ya da kadm gormek olanaksız. dolup taşacağı gün W aelırm'ola' Kör Süleymanh köyünden halıs koyun yünlerı gelıyor çuvalla ve birgün tutturuyor, «beyaz yünunı bitti, bir olsa razıyım!» sıydı, yapay gübrelerdl atı yorlar arabaya, artık yolumuzu gozleyenler var, «Gaz teci baba sımdi geçer, çarşıdan gazetesini ekmeğinl, postadan mektuplarını ve rakısını almaya.» Ve eve donüşte durduru yorlar «a konıştı hele dur» biraz sonra ellerinde sepet ler, çıkmlar. seradan camekandan turfanda sebzeler, taze ekmekler «A kom şu. komşu ne yapıyor?» «Komşu curfalıkta takılavıp duruvor!» En çok da buna güluyorlar, «A komsu yorma kanyı, kilimse ge lin alın bizde çoook. yazık karıya!» Mal almış manav lar gıbı gıriyorum akeve, ıstedığin kadar diren, zorla tıkıştırıyorlar arabaya! çesinin Eskibağ koyünde Ha rı, siyah, gri lekeler tıpkı san ustanm da tahta işleri fukara yaması gibi. tlhaml ni yaptığı ak badanalı eve, Soysal dostun 1970 yılı anıustalar anahtarı bırakmış sı dışı kurt köpeğl Haydut, lar kapınm deliğine Engln Karadeniz dostun 1978 1935 nüfus yazımmda A anısı erkek kurt Korsan. 1979 lanya ilçesmin Gazipaşa bu Kemal Aydar dostun süs ko cağmda 426 erkek, 537 ka yılı anısı kahverengi özgürpeği Başka llk anda dın sayılmıştır, Bilos koyün lüklerinin tadmı çıkarıyorde de 90 erkek. 130 kadın. lar, aşıları da yapıldı ne kl 1970'de Gazipaşa ilçesinde kapıddn bır an olsun ayni5226 erkek, 6077 kadm var mayan kadim dost Haydut dır, bucak ve köyleriyle top «Gide gide ben yollarda lam nüfus 25 302'dir. tlçeye llk başta Belediye Başkanı farıdım.» giriş tabelasmda nüfus şlm Bekir Akyol'un, taa îstanKapattım. di 8 bin yazıhdır, bu sekiz bul'dan gelen romancı Keritn Korcan'm ve daha onAfyon'u geçende yol ça bine biz de dahiliz artık. iki kişinin baldırlannm tatallaşır, dıkmesi îzmir'e, so la sapanı Burdur'a gotürür mi Kimi atlı klmi yayan, ki dına bakmaktan gerl durtraktorlü kimi kamyonadamı ve sola dondüm, ka la, kimileri motosikletli, kl muyor ve şan oluyor ki Gazipaşa'ya, «Gazeteci babara şerit Burdur'dan Antalgeya'ya sağılır. Kepez Boğa miierl katırla akm akm ku nın köpekleri felâket» ol lıyorlar «Hosgeldiniz»e zından dolanı dolanı iner caklannda muz dalları, se nedenle çoğu klşl eve geleçift olarak, eğer kente gir petlennde mevslm sebzeleri, miyor hâlâ' mek istemiyorsanız Alanya ya da Mersın gostergesinın cingillerde yoğurtlar, sütler, ağızlar, samanlı kutularda yoluna saparsınız çevre yo yumurtalar. küçük taslarda A Yedi boğumlu lundan ve yirmı dakika son tereyağlar. Kapları boş verakrep ra sızi Antalya'nın llk ilçe mek tore dışı, hazırlıksızız si karşılar, Serık. Sonra Ma ve çarşıya ilk inende. lokum e ilk akrebi buluyonavgat çıkar karşımza, de du, bısküviydi, şekerdi, maruz ak badanalı du niz sağınızdadır ve Alanya, karnaydı alıyoruz kllolarca. var üzerinde, açık kalesıyle ışılar ve sonra bir Rahatlıkla bir manav dükkahverenkh yedi bo tabela çarpar gozünüze: kânı açılabillr, muz dalları ğumlu' Sonra zaman zanı asıyoruz tavana ne kl man arkadaş olacağımız ka ne ben ne Flliz< sevmiyoruz ralı bozlu yılanlan. Ya41 «Gazipaşa 42 Km» muzu oldum olası1 îkl yıl malı büyüyor ve cıvcivler önce toprağa koyduğum beş üneş, 27 Mayıs 1979 çamdan ücü boy atmış, ya plliçtir artık, tavuktur ve "abahı Gazipaşa'da kınımızdaki bir kuyuyu o akrebin baş düşmanıdır, ke doğdu üstümüze ve nartmak, hemen bir elektrik dıdır duman eder yılanı ve bu bizim ilk gttne motoru koymak ilk işımız gün gelıyor Ankara'dan eşirnlzdi Gazipaşalı olarak, oluyor ve kümes ve civcıv dindığımiz yılan ve akrep kamyon da homurtularla ler ve bir delıkanlı utana serumlannm kullanma tadurdu yarım günde dolan rak gellyor, elinde bir ku nhleri doluyor buzdolabıneşya, yarım saatte boşaltıl tu içinde bir kedi yavrusu, da> Deliçay yetmiş metre sadı Bllos koylü ustalarm taş, adı konuluyor Yamalı Sağımızdan. karşımizdakl AkAntalya'nın Gündoğmuş 11 ^ Ak keçiden tutam tutam kıl A Eve gelen tezgâh ltı yıl Amerika'da okuyup çalışan, ülkeye dondüğünde de gorevl gereğl sık sık yurt dısına çıkan Fillz, yeni oyuncağını bır an once gormek istıyor, bu işm ustası Hatiboğlu'nun işliğine gidıyoruz, pek az işi kalmış. bir kutu koyu meşp bo ya alıp boyamaja başlıyorum, bu bır alâmet kilim tez gâhıdır, adı Curfahk, gıcır gıcır akcamdan Uzun araştırmalardan sonra Istar ya A V G ni halı tezgâhı yerine curfahk kılim tezgâhmda karar kılmıştı ve bu ışlerden anlayan çoğu yaşlı, bura de yimiyle, «karı»lar buluyoruz, ışln püf taraflarını oğretecek, ne ki tezgâh yeni olduğundan sorunu çok, kücü denilen yeri tam açılmıyor, biz ise bu işin daha us tası «karı»lar arayıp buluyor, eve getlriyor çahşması, tam çalışması İçin çareler auyoruz üç hafta boyu, Filiz hepsinden birşeyler oğrenıyor ve sonunda kendl gobeğinl kendi kesiyor, lki aya varmadan evin lçi elvan elvan, biçim biçim nakış doluyor, Malatya'nm ağ, davar sürülerıy le dolu, motorsikle te atlayıp vuruyorum sürülerın peşı ne, beyaz keçılerı kovalıyorum, çoban çocuklar feryat figan bağırıp ağlaşıyorlar elinde makas davarları kovalayan adama bakıp'. «Korkman bebeler bir tutam kıl alacagım» ve ilk e lime geçen ak keçiden tutam tutam kesiyorum kılları en uzunlarından! Akev'deki «karı»nın, «ya bancı karı»nın dokuduğu kilımleri yaman meraklanan yerll «karı»lar yine akm akm geliyor, inceliyor ve şaşkma dönüyorlar, «A yenge felâket olmuş», «felâket» çok hoş, çok güzel demektir' Çok seviyorlar, felâket buluyorlar ama genç kızla ım pek hevesı yok, yaşlı «karoiar ise geleneksel do kumaya devam ediyor. Ka dınlarm kızlann hemen hep & serada, cemekânda ve i yer fıstığı tarlasında çalışıyor, gelirlerl iyi, kim uğ raşacak tezgâhta, kamyonla gelen makina işi o rezil, o yakılası killmlere parayı bastınp alıyorlar gezgln ve araçları hoparlörlü heriflerden' D A Kiremitli damdır yuvalan v yine dolup taşıyor, herbiri yanı in ceden inceye gozlüyorlar en çok da aUfranga tuvaleti seviyorlar kl, kımıleri ıki kışi giri yor, kıkırtılar gelivor içerden, sıfonun gümbtirtüsüy le kıkırtılar artıyor En yeni ev armaganı. bir çift güvercin yavrusu, daha yenı vuramıyorlar. ana sı gibı besllyorus!, ağzımız da çığneyip ağızlanna veriyoruz VP ilk kanat çırpma lan, bir metre kadar uçma ları ve gün gelıyor artık yu valan kiremitli damdır ne kt kahvaltıya, oğle yemeği ne, akşam yemegine masa ya geliyorlar ve bir gün süt bevaz dışinın parçalanmış olüsünü acıyla görüvoruz. Karalı aklı erkeği alıp ku maş boyasıyla bovadım; ga vercin, papağan arası lır kuş oldu. kapıdan kovsafe pencereden giriyor, yazı ya zarken. resim vaparken ya omuzumda ya tepemde, adı artık «Boyalı»dır. bahçede capa yaparken da sırtımda dır' E 11 OCAK 1933 # VE ÖTESİ Eskllerdeu soz ediyorum. Bizde politlkacı muhalefette İse kuzu. iktidarda ise azgın bir boğadır. Politlkacı muhalefette İse bin sırtına ne desen kaldırır. Ama iktidarda ise burnundan kıl aldırmaz. îttihatçılarm en babayanl gorümlüsü Talat Paşa'dır. Itilafçı Refık Halit, bir gün Talat Paşa için, «Hırkaya alışanlar birdenblre frak gf~ yerlerse gulunç olurlar» diye yazası olmuş. Vay, sen misin bunları yazan, boyle kısacık bir tümcenin cezasını beş yıl sürgünle odenmiş. Oysa Talat Paşa'nm; bir telgraf memuru iken efendi ya da bey denildiğınde Selanik kahvelerine hırka ve gecelikle çıktığını gorenler vardır, bilenler çoktur. Rus Elçillğlne, üstüne oturmayan bir frakla gidişinl «gülünç» dlye Reflk Halit yazdığında içine sindirememiştir. Îttihatçılarm en demokratı billnen boyle yaparsa, sırmalı cafcafcılan neler etmez! Hani şu çok partlll dlye adlandırdığımız 46 demokrasislnde, tsmet Paşa tcMilli Şefati. Üstünden bu adı atmak istıyordu ama, bir türlü atamıyordu. Koltuğunda, Iki karpuz glbl, bir yanda «Milll Şeflik», bir yanda partl başkanlığı vardı. Ankara'da yayımlanan bir muhalif gazetede Hikmet Bayur, paşanm dalına blnmek İçin durmadan Bay Inonü diye yazardı. Bay înonü... Bay Inönü... Buna Adalet Bakanının buyruğuna bağlı olanlar, durmadan dava açarlardı. Bu gazetenln sorumlu müdürü olduğum İçin Hikmet Bayur, her Bay înönü dedikçe açılan davalara dayanamadım. Sorumlu müdürlüğü bıraktım. öyle oldu kl gazete sahiplerl, Bay tnönü davalarma yazı müdürü dayandıramadılar. Bereket, uzayan davaların ardından 1950 basm affı yetışti de, hepimiz yakayı sıyırdık. Paşa'nm damadı Metin Toker, 1950'den sonra cıkardığı dergide Menderesiçin, «Karnıyarığa tahin helvasım karıştırıp» yiyor diye yazdığı İçin mah POLfTİKA # Borçlar mes'elesinin son şekli Siyasette Saka kemeye verllmis, mahkum olmuştu. Oysa Metin Toker, Menderes'in karnıyarıkla tahın helvasım yediğıni nereden bılecek, Menderes'ın gençlık arkadaşı Feyzl Lutîi kulağına fısıldadığı İçin yazmıştı. Muhalefet yıllannda Adnan Menderes, genç gazetecilerle «al gülüm, ver gülümdu»... Ama iktidara geçtıkten sonra tahin helvası karnıyanğa dayanamaz olmuştu. Eskiden Basın Yasasında bir madde vardı. Savcılar, bir yazıda «tezyif ve tahkir» gordüler mi, uğrayandan «muvaıakatname izin kâğıdı» alırlardı. Bu kâğıdı aldılar mı hemen davayı açarlardı. Menderes için yazılan bır yazıdan mahkemeye verilmiştım. Sadece ben değil, bir çok kişi verilmisti Politikada bahar havası başgosterînce, Menderes basınla iyi geçinmek amacıyla verdiği bütün kâğıtlan geri almıştı. Ancak tomarla önüne getlrllen «muvafakatı» gerl alma kâğıtlarını imzalarken birinı atlamış, o da bana düşmüştü. Bır benım kâğıt imzasız kalmıştı. Tanışım olan savcı yardımcısı, telefon ettı: «Kâğıdı getir, getirmezsen senl tutuklamak zorunda kalacağım.» O debdebell yılları düşünün. kim glder de, Menderes'e, «eBir kagıdı ünzalamayı nnntmuşsunuz efendim.» diyebillrdl. Akşama kadar kâğıdı getlremezsem, akşam üstü tutuklanacaktım. Hemen Başbakanlığa koştum. Tanıdık. sözüm geçen bir bakan arıyorum. Deıken, kondorda rahmetll Fatın Rüştü' ye rasladım. Fatin Rüştü, o yıllarda, basm işlerlne bakan devlet bakanı olmuştu, basınla arası iyiydi. Durum boyle böyle diye anlattım. «İyi zamanına rastladın, ben şlmdi gider imzalatır sana yollarım» dedı. Allah razı olsun, gıtti, imzalattı, yolladı. Böylece akşam üzeri tutuklanmaktan kurtulmuştum. Osmanlı tmparatorluğu'nun mlras bıraktığı borçların yekunu 161. 500.000 altındı. Bu miktardan yeni Türk devletinın hissesine düşen 107. 500 000 altın lira idi. 1928 Paris mukavelesinde 64 sene müddetle ödiyeceğimiz bu borç için her sene bir buçuk milyondan başlayarak üç milyon altına kadar çıkacak tediyatta bulunmak mecburiyetinde idik. Son itılâfname ile borç miktan 8 milyon altına, yani bızım hıssemize düşen borcun onda birınden çok aşağıya indırilmiştir. Her sene faiz ve resülmal olarak ödıyeceğımıs mıktar 700 000 altından lbarettır. Bu suretle yakın zamanda Imparatorluğun bıraktıgı bu fena miras büsbutün kalk mış olacak ve esasen beş para borç vapmamış olan Cumhuriyet Türkiye' sı tamamen borçsuz kalacaktır. Saraçoğlu Şükrü Bey hükümetten son talimatı aldıktan sonra Parıs'e gıdecek ve yeni esaslar dahilln de parafe edllmlş bulunan mukavelenameyi lmzalıyacaktır. Meclis, bir kaç gün sonra yapacağı devre tatilıni müteaklp yeniden açıldığı zaman yeni borçlar mukaveiesini lmzalamış ve tasdik için kendisıne arzedilmış bulacaktır. Çoban kız felsefe çabşıyor (gününyanlan) O İftiharla ilan ediyoruz Memleketimızde çevrilen ikınd Türk filmi. Herhangl bır Avrupa filmi ile gururla, iftiharla mukayese edllebilir. Karım Beni Aldatırsa' Rejisor: Ertuğrul Muhsin. Musiki ve şartalar: Muhlis Sabahattîn. # Itimat gişeleri Bugünden ıtibaren bilumum lkramlyeleri tediye edecektir. Yeni tertip biletleri geldt. Toptan ve perakende satılmaktadır. Merkezi Fatih' te, şubesi Beyazıt'ta. ızlarm bir başka işi çobanhk, hayvan güderken durmadan dantel işliyorlar ki çeyızllklerldir. Bir genç kız da kitap okuyor durmadan; okuduğu kitaba bakıyorum: Felsefe! Lise son sımftaymış ve takmtısı varmıj, ona çalışıyormuş. Şalvarlı kızlar günü gelen de önlüklerlnl giyip okulla rınm yollarım tutuyorlar, altı kilometre yol tepenler var ve kışın bıle Deliçay' dan geçerek öteki yakaya giderek' Bu, yağmurda, fır tınada bile değışmiyor, be beler el sallıyorlar önceleri, selâma duruyorlar, arabayı yanlarmda durdurduğum za mansa kaçıyorlar ama gün gellyor, en has yolcularım bebelerdir, gidiş donüş 18 kilometre boyunca araba boş kalmıyor. sonra «karı» lar, sonra erkekler, onarıma götürdükleri, onarımdan aldıkları kazmaydı. ça paydı, kürekti, ilaç pompa K Yargıç gordü çarşıda, «G8 ziin aydın» dedi, «Savcı ta kipsizlik kararı verdi!» Son ra, oğrenıyorum, şikâyetler olmuş eski eserleri tahrip edıp ev yaptırdı diye, savcılık soruşturmuş, boyle bir şeyın olmadığına kanaat gettrınce takipsizlik kararı vermış Ama bir ay sonra aym savcının karşısındaydım: «1710 sayılı eskl eserleri koruma yasasına muhalefetten» ifade vermeye! YARIN: BEN NE YAPAYIM?.. TARIHTE BUGUN ( 1905'TE &UGUN,MUSTAFA KEMAL, MEKTEBM&EN MEZUM OIMUŞTUMANAS. Tiü ASKERI iMPiSlNI IKINCl OLARAK 81TlREN MUSTAFA KEMAL 1839'DA ISTANBUL 'A GELEREK UARBIYE'YE GtRMI$Tl 6ENÇ HARBtYELipilN' APOLETNUMARASI1Z8S İDİ. OKULU^BlTIRMEK O YILLAR0A M Gi/Ç BIR iŞn.BİRÇOKOĞRENCl &AŞARAMIYORDU AMA MUSTAFA KEMAL BU KOMÜ. DA IPDIALIYÛI "KURMAYOL4MAZSAM UNl FORMAMI TERKEDERlM"D/YORÛU H A&PULMAMIT YÖNETtMlNDEKI lUPAffA . TORLUK ÇATIROIYCR,BUNAL/MU yilLAB YAŞANiYORDU FAKAT, TUM OLUMSU2LUK. LAR OJVA ADETA, HIZ KAZANOIRIYORDU OM.ULLJ BEŞIMCİ OLARAK YIRMIUÇ YAŞINDA BİR KLJRMAy Dl ARTIK 11 Ocak J MümtazAnlcan FUZUÜ'NİN OLUMÜ M.KEMAL KURMAYYUZBASI' , /SSS TE UHLU DIVAN$AlRlM\2 CUZUU OLMUŞTU KERBEL4DA , /494 TE DO&AN FUZULl ÇOK İYİ 8lR O&RENIM GORMUSTU OMRU 8OYUMCA IRAK'rA , ŞAMIf OLAN$AlR,kXNUNı , SULTÂN SULEVMAN'IN 8Ag OATI FETUIVE DE TAMIK OL, MUŞ.TU TÜRKÇ£,FA#SÇA VE ARAPÇA UÇ DıVANI OlAH $A, IRIN;LEYLA ILE MECNUN. HA DıKATUSSUEDA 6L8> ESER, LER/ VARCHR DEVLETÇE A£W BAĞLANAAt MAA$IN r DISINE AKSAMASl U2E&IME Ğ $ j A E İ E K SL VERDlM, RUÇVETOE6/L