16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 AMUUVUNA açıklanan Anayasa tasansınm temel hak ve ödevlere ilişkin düzenleraesi, tasan kabul edillrse, toplumsal ilişkilerin nasü geUşeceğl konusunda önemll ipuçları vernektedir. Tasannın felsefesi, özellikle sosyal ve ekonomik haklar bölümünde belirgin bir biçimde ortaya çıkıyor. Bu bölümde kimi haklar aynntılı olarak sınrrlandınlırken, kiml haklann korunması yblu tutulmuş; Sosyal ve ekonomik haklar bölümünün kısa bir dbkümü Anayasa taslağının özünü ortaya koymaya yetmektedir. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24 AGUSTOS 1982 R Anayasa Tasarısında Sosyal ve Ekonomik Haklar SONUÇ OLARAK ANAYASA TASARISI, GEREK DEVLETİN GÖREV VE AMAÇLARINI DÜZENLEYEN MADDEDEKİ FELSEFESİYLE, GEREKSE BU FELSEFENİN SOMUTLAŞTIĞI SOSYAL VE EKONOMİK HAKLARA İLİŞKİN DÜZENLEMESİYLE SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINDAN UZAKLAŞMŞTIR. önce genel sınırlama: Tasarınm 12. maddesi, temel hak vo özgürlüklerin «Devletin ulkesi ve milletiyle bütünlüğünü, Cumhuriyeti, konut düzenlni, kamu yararını, genel asaylşi. genel sağhğı, başkalannın hak ve özgürlüklerinl korumak amacıyla» ve kanunla sınırlanabileceğini öngörmektedir. Anayasa taslağı bu maddesiyle, yasa koruyucuya hak va özgürlükleri sımrlama olanağı vermiştir. Üstelik. 1961 Anayasasmda yer alan «Kanun temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunamaz» hükmü de tasarıda yer almadığmöan, yasa koyucu Anayasa Mahkemesinin denetimlne karşı bir ölçüde korunmuş olmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken bir konu şudur: Sosyal va ekonomik haklardan hangileri bu gene] sınırlama maddesinin kapaamına girmektedir? Tasannm 12. maddesi bu konuda haklar ve özgUrlUkler arasında bir ayıtnn yapılmadığı lzlenimi vermek istemektedır. Maddeye göre, «genel sınırlama nedenleri, temel hak ve özgürlttklerin tümü için geçerlıdir». Oysa, tasanda ayn ayn ele alınan sosyal ve ekonomik haklann ait olduklan maddeler okun öuğunda, bu haklardan bazılanna ayrıcaük tanındığı görülmektedir. Sendika kurma hakkı, toplu iş sözleşmesi ve grev haklan yukanda saydığımız nedenlerle «nurlanabilecektir. Buna karşılık yasa koyucu özel teşebbüsün özgürlüğünü, mülkiyet ve miras hsklan ile çalışma, sözleşme ve meslek seçme özgürlüklerini 12. maddedeki nedenlere dayanaıak sımrlayamayaeafetır. Çünkü, tasannra 43. maddesine göre, mülkiyet ve miras haklan, 50. maddesine göre çalışma, sözleşme ve meslek seçme özgürlükleri «ancak kamu yaran amacıyla»; 51. maddesine göre, özel teşebbüsün özgürlüğU «ancak kamu yaran, milîi ekonominin gerekJeri ve sosyal amaçlarla» sımrlanabilecektir. Sonra özel sınırlama» Sendika hakkı, toplu sözleşme ve grev haklan kendi özel maddelerinde de bir Anayasada yer almayacak biçimde aynntılarına kadar sınırlandınlırken özel teşebbüsün özgürlüğü, mülkiyet ve miras haklan, çalışma, sözleşme ve meslek seçme özgürlükleri sırurlandırümamıştır. Bunlann sımrlandınlması, «ancak kamu yaran amacıyla» hareket edilmesl koşuluyla, yasa koyucuya bıratalmıştır. Acaba, yasa koyucu mülkiyet hakkma ya da özel teşebbüsün özgürlüğüne, «kamu yaran amanyla» bir smırlama getirirse, bu gerçekten bir sınırlama mı olacaktır? Anayasa taslağ; böyle bir smırlamanın bu haklann sahiplerine aarar vennemesi Için koruyucu hükümleri unut mamıştır. Eğer, «kamu yaran amacıyla». büyük topraklar kamulaştınlacak, özel teşebbüs işletmeleri devletleştirilecek olursa, kamulaştınlan ya da devletleştirilen şeyin karşıhgı rayiç bedel üzerinden, peşin olarak ödenecektir. Doc. Dr. Yücel SAYMAN îst. Hk. F. öğretim üyesi Üstelik, 48. maddeye göre, ancak işletümeyen ya da verimsiz işletilen töpraklar kamulaştırılabilecektir. Böylece, devlet, büyük toprak sahiplerine düşük değer göstererek çok az bir vergi ödediklert ve işlemedikleri topraklan için milyonlar belki de milyarlar verecektir. Sonuçta, mülkıyet hakkı ve özel teşebbüsün özgürlüğü, «kamu yaran amacıyla» değil, «mülkiyet sahibl yaranna» sınırlandinlmış olacaktır. Sendika hakkı, toplu sözleşme ve grev hak larına gelince, bu haklann korunması bir yana, kuJlamlabilmelerini olanaksız kılacak ne kadar cnlem varsa Anayasa taslağına konmuştur. önce, serıdikalan etkisiz kılacak çareler bulunmuştur: Üyelerin eldatı işverenlerce kesılmeyecek, her üye aidatını üye olduğu sendikaya kendisi yatıracaktır (md. 56) (sendikalann mali gücünün zayıflatılması). sendikacılar işyerinde çalışmak zorunda olacaklardır (md. 56) (sendika yönetiminin zayıflatılması); en çok on işçi çalıştıran işyerlerinde toplu sözleşme ve grev yapılamayacaktır. (md. 59) (sendikalarm işyeri bakımından faaliyet alanının sımrlandırılmast); sendikalar siyasi partilerden destek göremeyecek, siyasi partıiere destek olamayacaklardır (md. 56) (sendikalara siyasi desteğin engellenmesi). sendikalar derneklerle ortak hareket edemeyeceklerdir. (md. 42) (sendikalara toplumsal desteğin engellenmesi). Sonra, sendikalann fealiyetlerl sınırlandınlmıştır: Sendikalar. 12. maddede belîrtilen örneğin «genel asayış» ya da «başkalannın hak ve özgürlüklerinin korunması» gibi, ne anlam taşıdığı kesınleşmemiş sınırlamalara aykın hareket edemeyecekler, siyasi faaliyette bulunamayacaklardır (md. 56). Tüm bu önlemlere karşm, sendika yaşayabilmiş ve toplu sözleşme yapabilecek düzeye erişmişse, bu kez grev silabmı kullanırken bir yığın yasal engellerle karşılaşacaktır. Bir kere, grev hakkı «iyi niyet kurallanna aykın tarzda ve toplum zaranna ve milli serveti tahrip edecek şekilde» kullanılamayacaktır (md. 58). «tyi niyet kurallan ve toplum zaranndan ne anlaşılacagı belli degil, ama bunlar sınırlama nedeni. Sendikalann kalk masını istedikleri yasaklar bu kez. Anayasal yasak durumuna getirümiş: Genel grev, sivosal amaçlı grev, verim düşürme, direniş ve dayanışma grevi yasaklanmış. (md. 58). Grevin etkisini azaltacak başka önlemler de Anayasa taslağmda yer alıyor. Grev uygulanan işyerinöe işçılerin yaptıklan zararlardan sendika sorumlu tutulacaktır. (md. 58) (kışkırtıcılan teşvik edici, sendikalara gözdağı verici bir hüküm). Grev yine de sürüyorsa, ertelenmemış ya da yasaklanmamışsa, 60 gün içinde başarıya ulaşmak zorundadır. Yoksa, artık toplu sözieşme yapma işi taraflardan çıkacak. Yuksek Hakem Kurulu'na ait olacaktır. (md. 58 ve 149). Grevin başarısı da yasa Ue tamnmış haklarla smırh kalacaktır. ÇünkU, 57. maddeye göre, «toplu iş sözleşmelerine, kanun hükümıerino ay kın, bunlan değiştiren veya kaldıran htikümler konamaz.» «Sosyal devlet» anlayısından aynlı?: Anayasa tasansında yer alan sosyal ve ekonomik haklann bu kısa dökümü, akla su soruyu getirmektedir: Acaba, tasan «sosyal devlet» anlayısını terk mi etmiştir? Sosyal devlet, sosyal sınıflar arasında dengeyi sağlayarak yurtlaşlannm sosyal dummlannı geliştiren, onların yaşam düzeylerini yükseltmeye çaba gösteren, bunlan, yaparken de sosyaı güvenlik önlemleriyle yeünmeyip ekonomik ve sosyal engelleri ortadan kaldırmaya çalışan devlettir: Anayasa taslağmda lse, böyle bir snlayısın yer aldıgı söylenemez. Gerçi, tasannın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyet'nin «sosyal bir hukuk devleti» olduğunu söylemektedir. Ne var ki, devletin temel amac ve görevlerini belirleyen 4. madde, kaleme alınış biçimiyle, çalışanlar yaranna aüzenlemeler yapılmasmı zorunlu olmaktan çıkarmaktadır. Maddeye göre, «Devlet, kişinin temeı hak ve özgUrlük!erini, hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağda.famayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanm maddl ve manevi varlığının gelişmesi İçin gerekli şartlan sağlamaya çahşır.» Oysa, 1961 Anayasası bu konuyu kesin bir dtle kullanmıştır: «... engelleri kaldınr ve... gerekll şartlan hazırlar». Böylece, Anayasa tasansı, 1961 Anayasasınm aksine, sosyal devlet anlayışmı gerçekleştirecek yapısal degişikIikleri devlet için bir görev olmaktan çıkartmaktadır. Anayasa tasansınm sosyal devlet anlayışım terkettiğini gösteren iki çarpıcı örnek daha var. Bu örneklerden birincisi şöyle: 196ı Anayasası 10. maddesınde, «Devlet, kişinin temel bak ve hürriyetlerini sosyal adalet... İlkeleriy le bagdaşmayacak surette smırlayan engelleri kaldınr» demektedir. Tasan ise, devletin görevlerini belirleyen 4. maddesinin 2. fıkrasında aynı düzenlemeyi getirirken, «Devlet, Mslnin temel hak ve özgürlüklerini... adalet ıl. keleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan engelleri kaldırmaya... çalışır» demektedir. 1961 Anayasssındaki sosyal adalet kavramı. sosyal sınıflar arasında sosyal ve ekonomik yaşam bakımından zayıf olanlann içinde bulundukları eşitsizlıği azaltacak hukukı önleralerin almmasını ifade etmektedir. Anayasa tasarısı, sosyal kelimesini düşürerek, devletten bu gorevl almıştır. Anayasa tasansınm, yukanda ele aldığımız sosyal ve ekonomik haklara ilişkın düzenlemesi de, böylece, kendı felsefesine uygun olarak gerçekleşmiştir. Sendika hakkı, toplu is sözleşmesi ve grev haklan katmerli smırlamaya tabi tutulmuş, bu haklann sağlıklı kullammı olanaksız hale getınlmiştir. Buna karşılık, mülkiyet ve miras haklan üe özel teşebbüsün özgUrlüğü sımrlandınlmamış, bu hak ve özgürlüklere getirilecek sınırlamanjn uygulamada toprak ve ö?el teşebbüs sahiplennin yaranna işlemesini sağlayacak koruyucu düzenlemelere gidilmiştir. Ikirci örnek, Anayasa tasansınm «herkes için tnsanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış sevfyesl sağlanması amacisnı da terketmesidir. 196ı Anayssasmın iktisadi ve sosyal hayatın düzent» başlıkh 41. maddesine göre, «îktisadl ve sosyal hayat, adalete, tam çalışma esasına ve herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması amacına göre düzenlenir» .. Anayasa tasansı, aynı başlık altında, «Devlet özel teşebbüs faaliyetinin rekabet koşullan uyannca yararlı yönde gelişmesine yardımcı clun) demektedir (md. 60) Anayasa tasarısına göre ekonomik ve sosyal hayatın düzenir.de gbzetiîecek esas «herkes içm insanlık haysiyetine yaraşır bir, yaşayış seviyesi sağlanması amacı» öeğil, «özel teşebbüs faaiiye. tinin rekabet koşullan uyannca» gelişmesidir. Aynı tutum çalışma hakkı ile ilgili düzenlemede de bulunmaktadır. 1961 Anayasasına göre, «Devlet çalışanlann insanca yaşaması... için, sosyal, iktisadi ve mali tedbirlerle çahşanları korur.. » (md. 42/2). Anayasa tasansı ise, çalısma hakkını şöyle düzenlemiş: «Devlet, işçi işveren ilişkilerinde mentaatler dengesini ve çal'şma banşını korur» fmd. 52/2). Anayasa tasansmda sosyal devletin, başhca kay?"!i olan calışanlann özel olarak korunması, yerini menfpatler dengesl ve çahşma banşınm korunmasma bırakmış. Yine, 196ı Anayasası, ücretlerle ilgili maddesinde, «Devlet çalışanlann yaptık:an işe uygun ve insanlık haysiyetine yaraşjr bir snlsyış seviyesi sağlamalanna elverişli adaletli bir tteret elde etmeleri için gerekli tedbirleri alır.» (md. 45) hükmünü getirmiştir. Anayasa tayansı ise. «Devlet, ücretin ve aylığın... çalışma sürelerine, iş verimine, iş değerine ve ifin niteligine uygun olmasım gözetir.» (md. 62) demektedir. Sonuç olarak, Anayasa tasansı, gerek devletin görev ve amaçlannı düzenleyen maddedeki felsefesiyle. gerekse bu felsefenin somutlaştıgı sosyal ve ekonomik haklara ilişkin düzenlemesiyle çalısanlann yasam diizeylerini geliştirmeyi amaçlavan bir sosyal devlet anlayısından uzaklaşmiştır. tokavü Anayasal hak düzeylne çıkartan tasandan çalısanlann lehine bir düzenleme umulabilir mi? Güclü Devlet? Yaşadığımız günlerin doruklarda esen rüzgârı «gltçlü devlet» özlemini saçıp savuruyor ve bu felsefe Anayasa tasarısmm hamurunu yoğuruyor. Masallardaki ünlü «Tuba» ağacı gibi dünya anayasal tarihini tersine çevırdik. Oysa insanlık; devlet gücünü sınırlamak, denetlemek; kişinin haklarını ve yönetime katılımım gerçekleştirmek için Anayasa'yı icat etmiştir. 18. ve 19vuncu YY'ların Batı dünyasında yürürlüğe giren bu özlem, şimdl dalga dalga bütün dünyayı sarıyor. Peki, bizim «güçlü devlet» isteğimiz nereden kaynaklanıyor? Çünkü varsayımlar üstüne şatolar kurmak istiyoruz. Güçlü devlet kavramıyla «güçlü iktidar» kavrammı birbinne karıştırıyoruz. Sanıyoruz ki, devlet gücü el değiştirmez; oysa devletin gücü el değiştirdi mi hiç istenmiyen yönelişlere doğru dlreksiyon çevrilir de şaşıp kalınz. • Gerçekte «güçlü devlet» özleminin Türkiye'de özgül bir dayanağı da yok değil. Toplum yıllar boyunca terör ve anarşinin kanlı batağında öylesine çırpmdı ki, «otorite» aranışı bireyleri kapsadı. Kimbilir? Belkl de terör ve anarşl. toplumun boynunu bükmesl ve kişilerin yılgmlaşması için özellikle pompalandı. «Pompacıbaşı» kafasmdaki plana göre terör ve anarşi örgütlerini birblrine kışkırtıp, çatıştırıyordu. Bir ülkede lç savaşa doğru tırmanma eğilimleri gösterebilecek ölçüde terör ve anarşiyi pompalayabilmek için varolan çelişkilerden yararlanılır. Nasıl çeligkilerden? 1) Soy, 2) Mezhep, 3) Sımf çelişkilerini keskinleştirmek, devletin içinde çatışmaların yatırımı sayılır. Türkiyede çok ıizun süre bu iş yapıldı. Dar ve kısır milliyetçilik kavramı kökü dışarda kapıtalizmle birlikte gündeme girer. Anadolu'da ekonomik kalkınmanın yöntemini dışa bağımlı kapitalızme oturtan kafa, bu kuralı kuşkusuz biliyordu. Kapitalizmin eşitsiz ve adaletsiz gelişmesinin Doğu Anadolu'da bölücülüğü ve aynlıkçıhğı körükleyeceğini hesaplamak zor değildi. Pompacıbaşı'nın bildiği başka gerçekler de vardı. Atatürk'un hilafeti ve saltanatı kaldırarak laikliği devlet düzeni yapması, Anadolu'daki tarihsel mezhep kavgalarını ve çelişkilerini geriye itmişti. Alevî ve Sünnl kavgalarını tarihin derinliklerine gömüyorduk. Eğer Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) çok partiii rejimden sonra kâğıt üzerinde kalmasayuı; din, siyasal içerikll eylem niteliği kazanmasaydı: terör ve anarşinin üstüne oturduğu çelişkilerden birisi daha yok olacaktL Ya sınıf çelişkisl? Anayasamız «hiçbir sınıf bir başka sımf üzerine dikta koramaz» diye yazar. Ama dışa bağımlı çarpık kapitalizmin otuz yıl pompalanması, sınıflar arasındaki çelişkiyl derinleştirdi. Kentleşme sürecinde gecekondulaşan toplumda lüks apartunanlar yükseldi. Servetsefalet çelişkisini «pompacıbaşı» terör ve anarşiyi üretmek ve türetmek için kolaylıkla kullandı. * Eğer bu elverişli ortam yaratılmasaydı, Türkiye oyuna getirilemezdl. «Güçlü devlet» istiyorsak toplum yaşammdakl çelişkileri sıfıra indirgeme yolunda çağdaş bir düzene doğru yürümemlz gerekiyor. Çelişkileri daha da derinleştirecek her önlem geleceğe doğru güvensizlik yatmmıdır. Çağımızda «güçlü devlet» derin çelişkilerle yanlmış topraküstünde temellenemiyor. tnsanımızı özgürlük ve sosyal adalet savaşımma zorlamaktan kaçmırsak, sağlıklı devlet yapısı için en doğru yolu tutmuş oluruz. e/cıpla/mcı H BurhanİARFAD ÖJenin Arkasından Yazılanla^.rr ^ 5 •nsanlar şu ölümlü dünyada çok kısa süre kal*Ibiliyor. Altmışı, yetmişi aşanlann sayısı hiç de •kabarık değil Bir yüzyılı arkada bırakabilnns olanlar ise varla yok arası. İnsanlar doğuyor, büyüyor, çocukluktan gençliğe. sonra orta yaş dönemine geçerek, en sonunda, yaşlı ve çok yaşh kişi olarak ömrünü sürdürebiliyor. Sonra! Sonrası 61üm. Ölen kişi varlıkhysa, gazete llanlan admı son olarak duyuruyor. Bir de mezartaşı kalıyor arkada: Doğumu... Ölümü... diye. Ölen kişi sanatcı. edebiyatçı. bilim adanu. politlkacı. ya da devlet adamıysa arkasından övgüler yazüıyor. Radyoda. televizyonda konugmalar yapılıyor. Eskl Basbakanlardan Dr. Refik Saydam'ın kırkıncı ölüm yılı dolayısıyla Sağük ve Sosyal Yardun Bakanlığı'nm yaymladığı broşürü kanştınrken ölümü ve ölenin arkasından yazılanlan düşündüm. Çoğu hiç değil şimdilik hatırlanıyor. Kitaplan basıhyor. Yazdıklan söz konusu ediliyor arada bir. Kişilikleri, düşünceleri tartışılıyor. Sevdiğim bir yazann, kendimden bildiğim bir edebiyatçınm arkasından yazı yazmak bana güç gelmiştir Herşeyden önce bir lnancımız vardır: «Ölüler hayrile anılır..» diye. ölünün anısına gölge düşürmemek, aşın uzüntü ve duygululukla abartmalara kaymak çekingenliğinden. Amma yine de yazdığım olmuştur. Yazdıklanmın hiç bir şeyi değiştirmiyeceğini bilerek ve içim yanarak. Fikret Adil ve Fahir Onger için yazdıklanm gibi. îkisi dj öleli on yılı geçti. «Fikret Adil Gerçeği» başlıklı yazımdan bir kaç satır. «Fikret Adil, bütün bu ayn ayn yanlannın bütünleşmesiyle ele alındığında. Turkiye capında bir edebiyat adamı gerçeğidir. Sanat ve edebiyat. günlük olaylar açısmdan günügününe okurlara. yığınlara ulaşsm isterdi. Ulaştınlsın duyurulsun da, Türkiye'de sanat ve kültür yaygınlassın, benimsensin İsterdi. Yazarlığı boyunca hep bu yolda direndi. Kendi admı pek çok kitapta basılı bırakma olanağını bile umursamayarak.» Fahir Önger için yazdıklanmdan bir bölüm: «Fahir Öngör'le 19651971 arasında haftada birkaç defa. hatta her&ün konuştuk. Onger yayınları bürosunda. Ankara caddesinde tanış kitap evlerinde. Kimi gün yokuşu çıkarken Kimi gün postahanede. Konulanmtzda çeşitülik yoktu. Türkiye'nin sorunlanna değiniyorduk. Günlük konulan ele ahyorduk. Yorumlanmız, yargılanmız umutlandıncı değil. kaygulandınaydı. 1945'ten bu yana görülen geüşmeler hep dıştaydı, biçimde kahyordu. Dış polltikayla bağımhydı. îpler belirli çıkar çevrelerinin elindeydi. Fahir Onger. 19401ı yıllarda yazar ve edebiyatçılardan hoşlanmayan yöneticl çevrelerin günümüzde de ağır bastığını görmüş ve bunu yüreklilikle beUrtmiştir. Türk edebiyatı, Fahir Onger*le, görüşünü hiç bir çıkar ve ard kaygu beslemeden açıklayan erkek bir kaleminl yitirdi.» Yazıyı bu satırlarla bitirmiştim M, sevgill Ayduı Arakon'un ölümü haberini Cumhuriyet'te okudum. 1050'li yıllar Türk sinemasmın önde gelen relisörlerinden Aydın Arakon otuz yıllık yakın tanışımdı. 1952'de Türk Fim Dostlan Derneği'nin kuruluşunda işbirliği yapmıştık. Aydın Arıkon canlı, konuşkan. hırçra, şakacı, öfkeli yanlanyla gerçek bir sanat adamıydı Çevresiyle sık sık uyuşmazlığa düşmesi sanırım bu niteliklerlnden ötürüydü. Türk Kurtuluş savaşını değişik bir açıdan değerlendirmiş olan Vatan îçin (1951) Türk sinemasının para ve teknik sınırlannı aşabilmiş tstanbul'un Fethl (1950) filmleri. Aydm Arakon'un unutulmaması İçin yeterli başan belgel "idir. anayasa icin DGM yersiz ve gereksiz Komisyon üyelerinin bile karsı çaktıgi; çelişkileri, yanlış ve bozuk sözcükleri kapsayan Anayasa Taslagını bu biçlmi ile ortaya koymak hem ayıp hem de gülunç olmuyor mu? öteden beri örnek ve dayanak gösterilen va tasanda yer alan Dev let Güvenlik Mahkemeleri de son seçimlerden sonra Fransa'da kaldınldığı halde. (*) Bu eskünis modelin gunumüzde tasanya konulması ise gereksiz ve gereksiz oldugu kadar da yersizdir. Kıh kırk yaran adil ve bagımsız mahkemelerimlze yeterlnce guvenilmiyor mu? (*) Bu konu üzerinde klnue durmuyor. M. Nurl ALPAY ANKARA zalandıracağun diye yola çıkmca ölçüyü kaçmp iyiyi cezalandırnuştır. Yanlışı yok edeceğim derken ölçüyü yitirip doğruyu yok etmeye kalkışmıştır., Ostelik bu Anayasa Taslağı ko'kunç bir suç lşllyor! Atatürk'un «Egemenlik kayıtsız şartsız ulusun, dur» diy e perçinledigi egemenlik hakkını ulusun elinden alarak baskalanna veriyor. Her yanı dogru olsa bile bu yanıyla onaylanması olanaksız bir taslaktu* bu!.. Bu işe soyunan kişilerin ne yaptıklannın bilincinde olduklanna Inanmak gerçekten çok güç!... MuhUs GÜNAY Gazeteci . SİVAS # Kazanılmış haklar geri alınıyor 1982 Anayasa tasansı, sendlkal ve toplu sözleşme hakkı diye bir şey bırakmazmş. Lokavtm Anayasa hükmU naline getirilmesi çağdısıdır. Toplu iş sözleşmelerinln, kanun hUkUmlerine ay Inn olarak işçiler îehine düzenlenmeye ceği ve değiştirilemeyeceği esasının getirilmesi kazanılmış haklann geri aünmasından başka bir şey değildir. Tasannın 42. maddesindeki «Devlet okur • yazarlığı yaygınlaştınnak İçin gerekll önlemleri alır» şeklindeld olumlu hükmünü gözardı edemeyiz. Tasannın 76. maddesinin 2. fıkrasmda seçmen yaşımn 21 yaş olarak öngörülmesi toplumumuzun eriştiği sa viyenin gerisindedir. Idarenin yargısal denetimine llişkln olarak öngörülen «tdarl yargı, tdare Ue Iıamu görevllsi arasındakl görev değiştirme ve nakil lşlenüertne llişkln davalarda yürütmeyl durdarma kararı verllemez» hükmü, ileride ldare cileri keyfiliğe sevkedecek gert nitelik11 bir hükümdür. Yürütmenin gUçlendlrümesine llişkin hükümleri benimsiyoruz. Cumhurbaşkanınm yetkilerinin arttmlmasmdan yanayız, ama bu yetkilere eşdeğer sorumluluklarm da getirilmemesi bir eksikliktir. Yalmz yürütme güçlendirilirken demokratik hak ve özgUrltiklere bu derece kısıtlamalar getirilmesi çağdaş demokrasi ile bağdaşmaz. Anayasamızda «Hak ve özgfirlfiklerin özüne dokunulamaz» hUkmUne yer verilmelidir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen 1982 Anayasa tasansınm Danışma Meclisi ve MGK'da olumlu yönde değişikliğe uğrayacağına olan lnancımı koruyorum. AI1 TATFDN Ogretmen, A.Ü.H.F. öğrencisl • Atatürk'un düşüncelerini dışlamak düşündürücüdür Cumhuriyetimizln kurucusu büyük önder Atatürk'un yeni yetigen nesillere, genç kuşaklara saygısı ve güveni bir bakımdan tamdı. Oysa gelin görün ki 20. yuzyıhn son çeyreğine ulaştığunız şu günlerde hazırlanmış olan Anayasa Taslağmda seçmen yaşı halen 18 değil de 21'dir. Bu durum, biz gençliğe karşı duyulan güvensizliğin açık bir anlatımı olmakla beraber Atatürk bilincini karalamaktan başka bir şey değildir. Atatürk düşüncelerine her zamankinden daha yoğun gereksinim duyduğumuz şu son birkaç yıl içinde, onu böylesine karalamak, dışlamak gerçekten çok düşündürücü ve de acıdır. Doğan YILDIRIM Öğrenci, Kadıköy . ÎST. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü Müeşsese Müdürü Yazı İşleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL ,. OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • Eleştirmek cesaret işî Grev hakkının yok hale getirildigi. sendikalaşmanın rafa kaldınldıgı, lokavtm Anayasal hak olarak belirlendiği. basın özgürlüğü başta olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerin brpanlandıgı bir Anayasa Tas lagını eleştirmek gerçekten cesaret işi.. Zaten Sayın Hocam da buyurmadılar mı ki. «Bu taslağı eleştirenler cahildir» diye. O halde ne etmeli? Bu cahillere fırsat vermemek için hemen bir geçici madde eklenmeli. (Bu Anayasa Taslağı olumsuz olarak eleştirilemez, eleştirenler, eleştiri hakkını kaybederler. Hak kaybı Anayasa Komisyonunca belirlenir.) Işte bu eksik de tamamlanınca ortaya dört dörtlük bir taslak çıkıverecek. Mustafa DEMÎRKANLI Ögrenci • İSTANBUL • Yazı İşleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEMSfcjCİLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVlS ŞGFLERİ • Kısa... Kısa. • «Anayasa Taslağı, 196ı Anayasa'sına ve onun Atatürkçü Ilderlerlne beslenen bir nefretin ürflntidür diyebillrlm. Çünkü 1960 hareketi kimlere karşı yapılmışsa, bu Anayasa, onlan korumaya çalışmıştır.» Ahmet TURAN Bağlar • Diyarbakır • «Yurttas olarak bizlerin de görüşlerini belirtmesi gereklyor. Ki taslağuı olgunlaşmasına katkımız olsun. Çağdaş ve onurlu birer davranış olur bu. Taslak üzerindeki görüşüm, bataü anlamda bir demokrasi vadetmiyor.» Hurşit ARIKAN Graîiker Sirkeci îstanbul • «Yirmincl yüzyıldakf bn anayasa ile demokrasiye dönüşülemer.» Eftal Y. KÖYLÜOĞLU ,'••' Slvas • «Anamızın ak sütü gibi helal ederek gelen 1961 Anayasasından yüzlerce yıı geri nitelikte, tam işverenlenn istedıği gibi hazırlanmış bir Anayasa taslağıdır.» Yusuf ÇALLI, Emekli Balıkesir • «Taslak, A'dan Z'ye bir eşitsizlikler abidesi nlteliğindedlr. Ontın İçin üze rinde bazı yerlert değiştlrmek yerine bu işi gerçek uzmanlara verip yeniden çağdaş, topltımsal, banş ve denge sağ layabilecek bir Anayasa zaman geçlri) meksizin hemen hazırlantnalıdır.» Ali ÇELİK, tşçi Babkesir # Ulusayönelik tasan yapılmalıydı Saym Prof. Aldıkaçtı; son günlerin en popüler ve en çok eleştirilen şimşekleri üzerine toplayan insan. Bu eleştiriler kişiliğine yönelik değil sayın Aldıkaçtı'nın. Halkımızı böyle sine doğrudan doğruja ilgilendiren, böylesine çok boyutlu ve ileriye yönslik bir sorunu çözmeye çahşırken bu işi savsaklamasma, aceleye getirmesine karşı duyulan doğal bir ters tepki. Çünkü bana ve genele göre bu tasarılar; özgürlüksüz, düşünceden söz edilmeyen, demokratik bir düzen içiıvde uygulanması tasarlanmasma karşm dsmokratik olmayan, ulusu kalıplara sokan, sınırlayan kısıtlayan bir tasarılar dizisi. îşte sayın Aldıkaçtı tüm bunlan yaparken ulusumuzun kendi özgün kt şiliğini görmezlikten gelmiş. özgürlüğüne bağımsızlığına nasıı bağlı olduğunu ve bu niteliklerini yitirmek durumunda kaldığmda nasıl bir yol izl» diğinin sapsız örneklerinl tarih sayf» lannda görebiliriz. Ve tüm bunlan düşünerek ulusa yönelik, ulusumuzun özgün kişiliğine yönelik bir tasan yapılmalıydı. Sonuç olarak Aldıkaçtı'ya şunu ilet mek istiyoru.n «Halkımız kendinln Wlinclnde özellikle hassas olduğu bu konuda son derece sağduynlu ve kararlıdır. Atatürk ilkelerine bağlı ve tntarU bir yol Izleyecektir.» Gfll AKBORÜ İşçi K. Yafea / İZMİR İstanbul Haberleri:Selahattin GÜLERDış Haberter î Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAYYurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin: Yalçın PEKŞEN Spor:Mehmet TEZKAN Araştırma: Şahin ALPAY Düzeltme: Konur ERTOP. BÜROLAR * Q Anti demokratîk bir içerikte 1961 Anayasası'na tepkl niteliği taşıyan Aldıkaçtı taslağı. tümü ile çağdışı ve antidemokratik bir içerik taşımaktadır. Eğer 12 Eylül öncesi döneme bir suçlu aranıyorsa, o suçlu 1961 Anayasası değil. o Anayasa'ya ters düşen ve rafa kaldıran gerici siyasal kadrolardır Türk ulusu, insanca, hakça, çağdaş ve demokratik bir Anayasa bek lentisi içindedir. Ulusal ÖZCAN Serbest meslek sahibl Kızıltoprak . İSTANBUL KonurSokak No. 24/4Yenlşehlr ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 HalitZlya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 254709131230 Atatürk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat2/13ADANA Tel: 14 55019 731 BaunveYayan: CUMHURİYFTMatbaacılıkve ^ e t e c i l i k T . A . Ş . Türbocağı Cad. No: 39 • 41, Cağaloğlu . İSTANBUL P.K.: «46 İstanbul, Tel.: 20 97 03 (5hat) " ~ 24 Ağustos 1982 İMSAK 4.24 GÜNEŞ 8.18 ÖĞLE 13.16 İKİNDİ AKŞAM 17.02 19.55 YATS! 21.34 Egemenlik yalnız ulusundur Anayasalar öfkelerimizi. tepkilerimizı boşalttığnnız birer boşahm aracı değildir. Öyle olmadığı ıçindir ki başkalannın bizler gibi düşünmeme. söylememe, yazmama davıınmama haklannı gözardı etmez, tersıne onlan güvence altına alır. Bu Anayasa Taslağı kötuyü ce OzgUn Sanat Yapır«Vanetim/ Muscafa O§uz Bunsf 1 z£nMURSELÇUK SON 4 RESITAL . BiletlerŞan SinemaBi gışelerinde, saat:18'cian leibaren de RumallhtoarıYıda 5 sa«ılmaktadın TfaJ «««»•=<=» • OÜI^OBIM 8UGÜIVIB 9 «Hemen hemen her maddesi İle azznlıgın Anyasası olma durumunda..» Sevgi Tepe, ev kadını Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle