19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 1982 Cumhuriyet 9 Çalışanlar.. Sorulan.. Sorunlan... YıfrnazSİRVL x %50 faiz oranı = 422.240 TL. Brflt faiz, 422.240 Brüt faiz X %25 =105.560 Gelir Vergisi stopajı 422.240 brüt faiz 105.560 Gelir Vergisi = 316.680 ydlık net faiz 316.680 yıllık net faiz 12 ay = 26.390 TL. Aylık net faiz. Sonuç: 844.480 TL. Bankaya yatınlan para = 17 yıl ögrenim ve 25 yıl bizmet. Türkiyeden Anayasa (Baştaran 1. Sayfada) diktatörlüğü kurmamak lazım. Devletin baskısı olmamalı. Devletin ağırlığı olur, baskısı olmaz, devletin yüceliği olur dev letin diktatörlüğü olmaz. Bu tasan ile, devlet ağırlığt devlet baskısına dönüştürülmüş gibi olmuş. Devlet yaşamında yöneticiler biraz daha sorumsuz acmlyeyim de daha fazla yetkilı kılınmışlar. Tasan ile devlete bas ki kurabilecekleri yetltiler veriı miş. 13 Eylül'ü getiren olaylann haklı olduğunu sSylemiyonım ama onların çözümü için önpmli yol bu yol değil. Bu ana yasa ile de bütün sorunlara çözüm getirilmemlş durumda.» TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER özden, Anayasa tasansmda yer alan temel hak ve özgürlük ler konusunda şunlan söyledi: «1961 Anayasası'nın getirdiği smırlamalar aşılmış. O zaman bilc soyut kavramıar taşıyordu. Genel ahlâk, milli güvenlik çibi. Bunlara genel asayjşi eklemişler. Özel sebeplerle de sınır lamalar getirilmiş. Ama yasal sebeplerin anayasanın öngörülen maddelerinde mi özel yasaların kendi maddelerinde mi sınırlamalar getlreceği belü de ğil, 1961 Anayasası'iitla soyut bulduğunı, kamu hukuksal çcrçevclerine yeni bir çerçeve, dolayısıyla yeni bir sınırsızlık daha getiriliyor. Aynca belirsizlik ve daha çok daraltma bulunuyor. Temel hak ve özgürlüklcrin sınırlanmasmda sınırsızlık ve soyutluk var.» ÖLÜM CEZALARI «Ölüm cezalarmm Anayasa ta sansının bir maddesinde yer almasmı nasıl karşıhyorsunuz?» sorusunu Yekta Güngör özden şöyle yamtladı: «1961 Anayasası'nda. bana göre, kabul edilen ölüm cezalarırtı büsbütün açık bir hale getiriyor, 1961 Anayasası'nda yaşama hakkını savıınanlar, ölüm cezasının Anayasaya aykın olduğunu iteri sürebilecek boşluk bulabiliyorlardı. Kendilerine göre, bunda bu boşluğıı bulamazlar. Görevliler görevlerml yaparken adam öldürürlerse yaçama hakkma dokunmuş sayıunazlar diye bir açıklık daha getiriliyor. Yaşama hakkı temel hak olarak korunmakla birlikte idam cezalanna bu Anayasada açıklık getirilmiş. Ve buna karşı çıkma olanağı ortadan kaldırılımş. ttîam cezası reddedllmez ve karşı çıkılmaz hale getirilmiş.» DEMOKRATÎK NİTELTK Anayasa tasansınm demokra tik niteüğinin 1861 Anayasasından çok gerüerde olduğunu sby leyen Yekta Güngör Özden «Ana yasa taslağı bu biçimıyle halk oyunda kabul edilebilır mi?» so rusuniı ise şöyle yamtladı: «Bir iabminde bulunmak çok gUç. Anayasa halk ojiından geçer ama geçerli, olumlu, uygun Olduğu için değil.» • «Tasarmm toplumsal gelişme• leri sağlayıcı ileriye dönük^ nitfeliği var rnı?» sorusuna karşılık Özden şunlan söyledi: «Anayasayı bulundugunuz duruma göre tutarsanız iîerlemc olmaz. Anayasa tasansı bugünkü duruma güredir. Bazı çevrelerin, ban özel sektörden gel miş veya dar düşünen. birnz da hastahk!annuzı rahatsızlıklanmızı yanlış yorumlayan, teşhisleri uygun olsa bile tedavi önerileri yanlış olan insanların tasarmm hazırlanmasiRda daha etkili olduklarmı zannett.'gim bir Anayasa taslağıdır bu. Daha iyisi yapüahilir. Hazırlayanîann kötü nlyetli olduklarmı zannetmiyorıuıı ama kişisel dürtüierln den kendilerinl lnırtaramatmşlar zannediyonun, bunu çok yansız hazırlamak lazım Hak ve özgüriükler İcötüye kullanmalar olmuştur doğrudur. Ama Idmileri bu haklan özgürlükleri kötüye kuUandılar diye, geriye gitmenuı bir antamı yok.» Anayasa Mahkemesi Uyesl Yekta Güngör Özden «TUrk milleti bu Anayasaya layık mı dır?» şeklindeki son soruyu ise «Türk milleti çok daha iyi Anayasalara layıktır» diyerek yamtladı. (2) GÜNDE 8, AYDA 208 SAAT CAUSMA: (1) 17 YIL ÖĞRENİM VE 25 YIL HİZMET: 5 yıl ilk, 6 yü orta ve 6 yü da yük sek olmak üzere toplam 17 yıl ögrenim gören ve Devlet memuru olan biri, 25 hlzmet yılını da doldurduktan sonra son kademe olan 1. derecenin 4. kade mesinden emekli olursa ayda Sosyal Yardım Zammı ile birllkte 26.390 TL. emekli aylığı alacaktır. Buna karşılık 844.480 lirası olan biri bu parasını 6 ay vadeli olarak herhangi bir bankaya yatırdığında aynı parayı alacaktır.. (844.480 TL. Bankaya yatınlan para GUnde 8. ayda 208 Saat ve en az ücretle çahşan bir işçi, ayda 10.000 TL. Brüt, 7.433 TL. de net aylık almak tadır. Buna karşılık da 237.856 lirası olan biri de bu parasını bir bankaya 6 ay vadeli yatırırsa, günde 8, ayda 208 saat çahşmasına gerek olmaksızın aynı parayı 7.733 TL. alacaktır. (23Î.85S TL. Bar>kav» ratmlan pa rK X <^50 **• nm^, ~ 11S.928 Brüt yıl lık faiz. 118.928 Brüt faiz X %25 = 29.732 Gelir Vergisi stopajı. 337.856 Brüt yılhk faiz 29.732 TL. Gelir Vergisi = 89.196 TL. yıllık net faiz, 89.196 yıllık net faiz / 12 ay = 7.433 TL. aylık net faiz. Sonuç: 237.856 TL. bankaya yatınlan para = Günde 8, ayda 208 saat çalışma. • KIBRIS Bans Harekaünın 8. Yıldönümü KTFD'de kutlanıyor. • ADLI tatil bugtln başlıyor. • IÇlŞLERt Bakanı Selahattin Çetlner Kapıkule sınır kapısmda incelemelerde bulundu, E5 karayolunu da helikopierle hava dan denetled). • AMERİKA Birleşik Davletlerl'nden alman TC Alçıtepe muhribi dün Gölcük'te düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri'ne ltatıldı. Deniz Kuvvetleri Komutam Oramiral Nejat Tttmer'in de katıldığı törenda aynca 2 lojistik destek gemisinin omurgalan kızağa kondu • KREDt ve Yurtlar Kurumu'na bafiı yurtlara başvuru süresl 1 ağustosta başlıyor, • ESKÎ Bcşbakanlardan Nihat Erlm ölümünün ikinci yıldönümünde Zincirlikuyu'daki mezan başında anıldı. • İSTANBUL'da bulunan F. Almanya Büyükelçisi Dirck Oncken tstanbui Vallsi Nevzat Ayaz'a nezaket ziyaretinde bulundu. • DEVlıET Bakanlığı'na atanan Sermet Refik Pasin Cenevre'ye gitti. Pasin'in Cenevre'deki işlerini tasfiye ettikten sonra yurda döneceği bildirildi. • GAZtOSMANPAŞA'da ablasını ekmek bıçağı ile oldürmck suçundan gözaltma alınan Nuri Çelen (39) parmak izi için getirildiği Emniyet Müdürlügü'nün 3. katmdan atlayarak intiha ra kalkıştı. Çelen ağır yarah olarak hastaneye kaldmldı. • ISTANBUL Beledıyesi, şeker bayramında her türiü önlemin almdığını bildirdi. • BASIN Yayın Genel MüdürlUğü'nün AtatflrkHin doğumunun 100. yıldönümü nedeniyle beş ülkede açtıgı reslm, şür ve kom pozisyon yarışmasuu kaıanan öğrenciler Ankara'ya geldiler. CengizCONDRR (Baştarafı 1. Sayfada) ALAMANCILAR DEVLET ÖZEL riyeti «çaüşma ve sözieşme hürriyeti» içinde ele ahn mışken yeni tasan ayrı bir madde ile özel teşebbüse yer vermekte. Devletin görevleri arasından özel teşebbüsün «mflll iktisad gereklerine ve sosyal amaçlara uygun» yUrümesini sağlamak kaldırıiırken devletin bu konu ile ilgili görevl sadece özel teşebbüsün «güveni ve kararlılık içinde çalışması» için tedbirler almakla kısıtlanıyor. Bu hUkümlere göre özel teşebbüsün güvenlik içinde çalışması sosyal amaçlardan daha öne çıkarılıyor. • Yenl Anayasa tasansı ekonomik ve sosyal ha yatın düzeniyle ilgili olarak devlete «özel teşebbüs faaliyetlerinin rekabet koşulları altında geliştlrllmesini sağlamak ve tekelleşmeye karşı «nlem almak» yükümlülüğünü vermekte. Eskı anayasada lse Iktisadi ve sosyal hayatın düzeni İle ilgili olarak kalkınmayı demokratik yollardan gerçekleştlrmek ve kalkınma planları yapmakla sorumlu tutulmaktaydı. Yeni anayasanın ilgili bölümüne göre ise kal kınma planı yapmak devletin bir ödevi olarak gözükmemekte. MALt KAYNAKLAR • Yeni anyasa tasansı ile sosyal ve ekonomik hakların sınırı için devletln ekonomik istikrann ko runması gözetilerek mali kaynaklarm yeterliği ölçütü getiriliyor. Buna göre 1961 Anayasasında devlet mali kaynakları ölçüsünde iktisadi ve scsyal ödevlerini yerine getirirken yani kişinin devletin ö'devlerinin sınınnın bitiminden öte de bir hak elde edebilmesi söz konusu iken 1982 Anayasası ile elde edilebilecek hakların sınırı yalnızca devletin mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde tutuiuyor. • Yenl Anayasanın getirdigl ve 1961 Anayasasında olmayan bir dlğer hüküm de hazinenin naklt ihtiyacını karşılamak İçin Merkez Bankası kay naklarını kullanamaması. Ancak Merkez Bankası carl yıl genel bütçe ödeneklerinin yüzde 15'inl geçmemek kaydıyle hazineye kısa vadeli avans hesabı açabilir. Bu avans mlktarı ise bir sene evvelkl avans miktarından düşülerek aradaki fark olarak ödentr. Böylece Merkez Bankası ile hükümet arasmdaki llis kl sadece sımrlı borç illşkisine dönüşttirülmekte. Merkez Bankası'nın kamu maliyesl lçindekl görevl ve yükümlülükleri özerkleşmekte. Merkez Bankası için ayrıca anayasaya bir hüküm konularak banka başkanının cumhurbaşkanı tarafından tayin edilmesl karara bağlanıyor. Aynca ilgili maddede Merkez Bankasının devlet ve kamu lîuruluşlarının tah villerini alamaması hükme bağlanırken özel kurum, kuruluş ve bankalarınm çıkardığı tahvllleri al matnasına ilişkin bir karar bulunmamakta. • Tabii kaynakların aranması ve işletilmesi ile ilgili olarak yeni anayasa tasarısında devlet ve özel şektöre birden yer verilmektedir. 1«61 Anayasasmda doğal zenginliklerin aranması ve işietümesi hakkı sadece devlete ait iken bu anayasa tasansı özel teşebbüsün de arama ve işletme hakkını kapsamakta. Ancak anayasa tasansmda devlete hem aramada hem de işletmede öncelik verilmiştir. Aynca işletilmeye hazır olduğu halde iki sene içinde devlet çe işletilmeyen doğal kaynaklarda devletin işletme önceliği düşmekte. Böylece doğal kaynakların özel şektöre devredilmesinin yasal olanakları genişletUmekte. (Baştaran 12. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) «Kaptan» habire bastırma çabasmda. Ama o trafikte.. Top(Baştarafı l.*Sayfad«) kapı'nın o rezil kesmekeşinde... Sol eli, sinirli sinirli direkslyonun Ustünd«n bir kalkıyor, alan öniemler geliştlrilmek bir iniyor «güüm...» diye... Yol üstündeki her duraktan öndekj istenmiştir. • Sendikalar, her eylem araba yolcu topladıkça, «kuduruyor» bizim «kaptan».. «Yahu» dijorum, kendi kendime, «Dimyata pirince çiderken, lerinde, siyaset yapıyor ol evdekl bulgurdan olmayalım?.j> makla suçlanacaklan bir Usumuz sıra Kapıkule'ye gidip de yurda gelen lşçilerin çembere sokulmaya çalışıl durumlannı saptayacağız. Nasıl uykusuzca binlerce kilometre mıştır. yol geldiklerini, nasıl yollarda, kurallara uymayıp, kazalara ne• Sendikalann idari ka dsn olduklarmı. Gözümüzün önünden «gnrbetçllemimizin yaptıklararla biie kapatılabilecek n kazalar geçiyor sıra sıra. «Yahu... Aman..» lerl bir düzenleme geUştiril Koca 302 dönüveriyor bir kavşağı. Tam yana savrulacakken mek istenmiştir. • tnsanlık suçu olarak yapışıyorum koltuğun «kıyıcığına»«.. «Aman kaptan... tkl üç fazla yolcu için gidiyor yanu bizim kabul edilen lokavt anaya kelle..» diyeceğim, ama rnümkün mti?.. saya girmiştir. önüne her araç çıkışında eli bir kaltayor, bir iniyor,«güm, • Devletin «sosyal» nite gfim de güm güm...» direksiyona.. ligi ancak kağıt Uzerinde Ana yola çıkıyoruz, başlıyor yavaş yavaş «Alamanya»dan, dakalacak bir biçime sokul ha bilmem nereden gelen araçlar.. Hemen tümÜnUn de tepeleri tıklım tıkış dolu... Içleri dasen öyle... Çoluk Çocuk eşyaların maya çalışılmıştır. Tüm bu düzenlemeler iş içine bulanmışlar, neredeyse saUom saçak.. Silivri'yi geçıyoruz artık. «Kaptan» köklemiş gaeı gidiyor ha veren isteklerl istikametin gidiyor. dedir.» îçimden, «aman daha da sinirlenmese» diye bildlğim tUm Türkîş'ln, Danışma Mec «duavları okurken, önümüze tepesi yüklü bir «Alamancı» arabası lisi'nde yapılacak görüşme düşmüyor mu bu kez?... önünde de kocaman kocaman ikl TIR.. «Kaptan» habire otobüsün kafasmı uzatıp tizatıp auruyor » lerde ve sonuç olarak da Milli Güvenlik Konseyi'nde. radan ama, karşıdan da habire geliyor araçlar akm akm.. Üse tasanda yer alan yanılgı telik bir dönemeçtesiz ve de çizgiler «geçilm z» demek lstiyor buralarda... «Kaptan» bu kez jki elîni birden direksiyona indirip ve yanlışlıklarm düzeltile kaldırtrıaya başlıyor... Giriyor önündekl «Alamancı» arabasının ceği umudunu koruduğu di kuyruğuna, değdl değecek... le getirilen görüşün son bö Hafif öne eğilip bakıyorum; TIR'la «Gurbetçi» arabasının alümünde şöyle denildi: rasındaki açıklık normal boyutlarda. Yani bir arabanın sollayıp «12 Eylül demokrasiyi ko gireceği bir pozisyon., «Uian yürü be yav...» diyor habire «Kaptan»... «Ytirü be yav..ı ruma ve kollama harekatıArkasmdan da söyleniyor: nın Önde gelen hedefi. 12 «Çekmiş altına kız gibl arabayı, kullanmasım bilmez daha..» Eylül 198(1 öncesinde derln Neden sonra sollayıp geçiyor «Alamancunm arabası önündeki acılara yol açan sarsıntısı TIR'ları. «Geçilmez» çizgisi bitmiş, karşısı «temiz...» nı geride bırakmak ve baEğiliyorum arkasından, «bu Alamancılar da bayağı dert oluderde, kıvançta, tasada or yor sizin başımza ha kaptan?..» diyorum... tak bir ulus olarak böliln( . «Ne diyorsun be yav..» diye yanıtlıyor. «Ne diyorsun be yav..» mez bir bütün halinde. A> ' Yanıtlıyor ya, yanıt degil de «azarlama» sanki. tatürk ilkeierinin ve dtv« i .Korkunıdan bir daha ağzımı açarmyorum. Qlur a, bana da sinirlenlr ye geriye dönüp yanıt yetiştirecerimlerinln yol • göstericiltfci 11e demokrasiyi yeniden kur ğitn derken yuvarlar otobüscağızı bir tsraflara... Tam bunlan mak ve sürekli kılmakta yeniden dikilmiyor düşüntirken, bir adam çocuğuyla birlikte mu bizim «kaptan»m tepesine.. dır. «Kaptan aman» Gidiyor kızan bc yav.. Amel nlmuş da hanl ITlusumur için hayati ö flzcrlne afiyet...» nem taşıyan bu bedefin «Aman kaptan...» dive geçlriyorum Îçimden. «Aman ha... Btr gerçekleştirilmesinde tophı de otobüsün içinde... Ttiüü.» Neysekl bütün sinlrine karşm bu kez insaflı davranıyor. Armun her kesimlnin sorumluluklarını bilmesi, özHlik tık yapacağı bir şey kalmamış gibi. Durmasa?.. Durmasa sonu le geçiş dönemine özgü ön «vahim» işin.... Gene de gidiyor çiîgısınln üstünlemlere saygılı olması bek dfi önündekl bir süre solluyor,ama. «Geçilmez» «ufak» araçları araçları karşıdan gelen lenilmiştir. sağa sola atıyor.. Derken bakıyorum Tekirdağ kavşagına geîıToplıımdan bu davranış vermişiz. Tam kavşağı geçeceğiz, otobüsün ön cammdan gc>zükurallarına nymalarını is mün merceğine, yarısı biçilivermiş bir «Alamancı» arabası gelip teyenler, buna karşılık, ge oturuveriyor... Nereden bileceğim, lçtade daha bir kaç gün once leneksel tutarlıklanna da altı camn'yitip gittiğini.. «Cık, cık. cık...» derken kendi kendime az, ötede iki «gurbetuygun blr biçimde, topluçi» arabası daha çıkıveriyor önümüze. Ama az ötelerinde duran ma her alanda adaletli ve «ölüm arabası»ndan habersiz, yayılmışlar çayır tistüne yıyip içtarafsız bir yönetlm sözü msdeler... vermişlerdir. yarının devHemen yambaşımızdan yine bir «gurbetçi» arabası geçıyor. let yapısında ve demokra Arka koltuklarda çoluk çocuk salkım saçak.. Birinin elini uzatıp sisinde TUrk toplumnnun «hacetln»! görmekte olan çocuğu işaret ettigini aynmsar gibi oen büyttk güvenceslni, bu luyorum. Türkİş tarihinden asağı yukan üç hafta kadar önce soa kez gördügüinüz ve savasın ilk gunlerde ölüm haberini aldığımız Abu Cihad'la bu ortamda görüştük. Filistin Mukavemeti'nin liderlerinin îsrail hava baskınlanna ve suikast olasılıklanna karşı sürekli yer değistirdiklerüıi işittigimizden, 18 haziran cuma gecesi saat 10'da görüşme yerine doğru yola çıktıgunızda, «acaba Abu Cihad'la nerede, nasıl bir dekor tçinde Körügeteciz» diye düşünüyorduk. suydu. Yaser Arafat'ı yaklaşık 25 yıl öncesinde örgüsuydu. Yasir Arafat'ı yaklaşık 25 yıl öncesinde örgüte o almıştı. Ve bu adam bütün bir ömrünü harcadığı emeklerin sonuna gelmiş gibiydi. Acaba onu nasıl bulacaktık, neler düşünüyordu?.. 18 haziran gecesi, Israil'in ilan ettiği 48 saatlik ilk mühletin başlangıcıydı. Otomobilimiz karanlık Baia Beyrut sokaklarında Ortak Kuvvetler (Filistinliler ve müttefikleri solcu Lübnan örgütlerinden oluşan kuvvetler) barikatlannı aşarak son bir buçuk yıl içinde Abu Cihad'la beş kez görüştüğümüz tanıdık bir semte yöneldi. Geldi, Abu Cihad'ın evinin önünde durdu. Biraz şaşkınlıkla sekiz katlı binanın dördüncu katına kadarki merdivenleri elektrikler kesik olduğundan el feneri kılavuzluğunda tuTnandık. Kapıyı her zamanki gibi Abu Cihad açtı. Her zamanki gibi toplantısı olmadığı geceler Abu Cihad evde, ailesiyle birlikteydi. Her zamanki gibi kansı, delikanlılık çağmdaki oğlu Cihad ve küçük kızı çıkıp konuklara «hoşgeldiniz» dediler. Her zamanki gibi misafir odasına geçtik. Sanki Abu Cihad'ın yaşamında hiçbir şey degişnsemişti. Tek farklılık odanın ortasında duran büyük gaz lambası galiba diye düşünürken, gözümüz Abu Cihad'ın oturdugu koltuğun yaxnbaşuıdaki M16 tufeğe ilişti. Abu Clhad'ı ilk kez silahlı görüyorduk. İSRAİL SALDIRISI BEKLENİYOR Dakikalar ilerledikçe Abu Cihad'ın evindeki değişikliğin gaz lâmbası ve liderin yanıbaşındaki M16 tüfeğinden ıbaret olmadığını farkettik. Oturaklı, dengeli, herşeyi kontrolü altında bulundurabilen siyaset adamlanna özgü kendine güven ve rahathğı çevresine saçan bir lıder olarak hatırladıgımız Abu Cihad, o gune dek hıç görmediğimiz ölçüde gergindi. Asabiyetini farketmemek olanaksızdı. Genellikle onüne bakıyor, pek az konuşuyordu (zaten pek konuşkan değildir. Abu Ammar Yaser Arafat ve Abu Iyad'ın aksine gazete sayfalannda ve TV ekranlarmda görünmekten hoşlanmaz.) Gözleri sık sık boşluğa takılıyordu. Söyleşinin ana teması sürekli olarak «sonuna dek savaşmak», «silah elde toprağa düşmek» yani kısacası ölüm ve şahadat üzeriheydi. Abu'Cihad'ın evine ölüm kokusu çökmüş diye düşünmekten ken*'' dimizi alamadık. Ne olabalir? Ne olacak? diye sorduk... «Başka seçenek yok. Ölene dek savaşmaktan başka seçenek bırakmaya'caklar. Sonuna dek savaşacağız» dedi. Altını çizerek üstüste tekrarladu «1948 bir daha yaşanmayacak. Israilliler bir kez daha 1948'i bulamayacaklar. Tel Zaatar olabilir ama 1948 olmayacak, Sonuna dek savaşacağız...» 1948'de Filistinli yüzbinlprce kişi bu arada Yaser Arafat, Abu Cihad gibi bugünkü Filistin Mukavemeti'nin önderleri îsrail terörü karşısında evlerini barklannı terketmişler ve çevredeki Arap ülkelerine sığınmışlardı. 197ft yıhnda Lübnan îç Savaşı'nda Dogu Beyrut'ta Hıristiyan semtleri arasında sıkışmış bir Filistin mülteci kampı olan Tel Zaatar ise topçu ve roket ateşi altında Suriye destekli Falanjist kuşatması karşısında imha olmak pahasına direnmiş ve 52 gün dayandıktan sonra düşmüştü. Tel Zaatar direnişi bugün bir kahramanhk destanı olarak hatırlanıyor. Abu Cihad'ın anlatmak istedigi açıktı...Yerinden kalktı. Gitti, bir teleks kupürü buldu getirdi. Teleks birkaç saat önce Washington'dan dost bir Amerikan yetkilisinden gelmişti. Ismini vermedi ama tanımmdan ABD Temsilciler Meclisi Dış llişkiler Komisyonu Başkanı Paul Findley olduğunu anlamak güç değildi. Telekste, «İsrail saldınsınm başlamak üzere olduğu» yazılıydı.. îsrail Başbakaru Menahem Begin o sırada VVashington'daydı. Teleks, Amerikan Kongresi'nin liderlerinden birinden geldiğine göre, haberin kaynağı belli ki, bizzat Begin'di... Prof. Oztekin Tosun (Baştarofı 1. Sayfada) hurbaşkam üye sececek. Ihtisas Kurullan varken Dil Kurultayı İle Cumhurbaşkanımn ne ilişkisl var.» Posun, daha sonra özetle şun lan söyledi: «öncelikle kendi alanuu uzerinde görüş belirteyim; 1961 Anayasa'nın en kusurlu tarafı yargılama blrilğüıi bozmuş olması idl. Askeri yargılama, adli yargılama, askeri yargıtay, Uyuşmazhk mahkemesi.. Başka ülkelerde görülmeyecek derecede paramparça idi. l'enl Anayasa tasansmda birleştiriımeye gidileceğine daha çok par çalanmaya gidllmiş. Vüksck mahkeme uzerinde uyuşmazbk mahkemesi, yanında yarısı asker, yarısı sivilden oluşan devlet güvenlik mahkemeleri. Vargılama birliği en ileri derecede ihlal ediliyor.» KELEŞ't\ SÖZLERİ 1982 Anavasa tasansına tlişkin görüşlerini açıklayan Sijasal Bılgiler fakültesı öğretım üyesi Prot. Ruşen Keleş. «Katnulaştırnıa bedeli ilkesinde geriye gidildiğüıi» söyledi. Prof. Keleş yerel yönetimlere mecbu rt birlık kurdurmanm yerel özerklik ılkesme ters düştüğünü beliıttl. Milli Güvenlik Konseyi'nin bu maddeyı kendi iradesi doğrultusunda düzeltebıleceğini ümıt et tiğini belirten Proı. Keleş, kıyılardan yararlanma ile çevre korunması maddelerin! olumlu yenilikier olarak niteledi. Prof. Ruşen Keleş, kamulaştırma konusunda şunlan söyledi. Kamulaştırma bununla birllk te kamulaştırmayı düzenleyen 48. maddenln kamulaştırma bedeline ilişkin, hem Anayasa da 1971 tarihinde yapılan vergi değeri ilkesinı getiren değişiklikten bir geriye gidlş anlamına gelmekte hem *de son tki vıl tçinde MGK'nin türlü yasal düzenlemelerle israrla geçerli kılma™ oalıcfıiH Irario İİB ra. söz teşkll etmektedir. Anayasa çalışmalarında, bu sö ze ve ulusca ulaşılmak iste npn çağdaş hedefe gölge dtt şürülmemeslne özen gösterilmesini yürekten dllemek teyiz.» YENİ İLKELER lişki halindedir. FİŞEK'IN SÖZLERİ Hacettepe Üniversitesi Tor, lum Hekırnliği Kürsüsü Başkanı Prot. Nusret Fişek, görüşlerini açıklarken, «Uygulaması mttmkün ohnayan genel sağlık sigortasını Anayasal hüküm baline getirerek hUkümetleri bağlamak doğru ounaz» dedi. 1961 Anayasasında sağııgın bir hak, olarak. tamndığım hatırlatan Fişek «Bu tasanda güvenlik ve konut bir hak olarak tamnmış, buna karşın sağlık bir hlzmet olarak ele alınmış. Bu bir gerileme tabii» biçıminde konuştu. Tasanda özel nekimliğe anajasal bir yer verildığım belirten Prof. Fişek, Bunun, özel he kimlerln savunma önlemi olarak kabul ediimesl lâzun. Böyle bir güvencenin anayasada bulunnıasının da gerektlği kanısında değillm.» dedi. GIRİTLI: «TASARI ÇAGDASTIK» Istanoul Unıversıtesi Hukuk Fakültesi öğretım üyesi Prot. îsmet Giritli, THA'nın haberıne göre «Bu tasan bütünüyie ele aündığı takdirde genel hatları ile çağdaş özgürlükçü üemokrasilerın Anayasa modeline taraamen uygundur.» dedi. Istanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Ersin Nomer, «Anayasa taslağınm üniversitelerle ilgili bölümünU olumlu karşıiadıklannı» bildırdi. Nomer yaptığı açıklamada, «Bir öğretlm üyesi olarak da genclik ile ilgili bir bölümün yasalarda yer almasına sevindim» dedi. Ege Üniversitesi RektörU Prof. İbrahim Karaca ise, özet. le şunlan söyledi: «1983 Anayasa tasarısını 1961 Anayasasınm açık bıraktığı yer leri tamamlayıcı, noksanlıkları giderici ve toplumumuzun sosyal ve ekonomik gelişmelerini gözönüne alarak eski Anayasaya oranla daha gellştiriuniş bir Anavasa nlarak srörüvorıım.» Aldıkaçtı telefonla arayan a.a. muhabirinln sorulannı yanıtlarken de, «yuvarlak laflarla değil, gerekçelerle karşımıza çıksınlar» dedi. Anayasa tasarısının bir tepki Ana yasası olduğu yolunda görüşler bulunduğunun hatırlatılması üzerine Aldıkaçtı şunları söyledi: «Bu görüşe katılmıyorum. tasan bir tepki Anayasası değildir. Yaşadıgımız gerçek lerden eslnlenerek, geçtigimiz tecrübelerden yararlanarak hazırlanmıştır. Elbetteki geçmişte karşımıza çıkan hatalara yol açan boşluklar kapatılmaya çalışılmıştır. Aldıkaçtı, «Sendikal hakların sınırlandığı ileri sürülüyor, bu konudaki görüşünüz nedir?» sorusuna ise şu yamtı verdi: «Sendikal haklar elden gidiyor, görüşüne kesinllkle katıunıyorum. Checkoff sistemine karşı çıkıyorlar, üye sendikasma götürür aidatını yatmr, bunu büyütmeyelim.» Ben başından beri eleştirilere açık lnsamm, saygıyla karşılıyorum görüşumfl tekrarlıyorum: Türk milleti bu Anayasayı benimseyecek ve kabul edecektir. ÇUn kü bu bir huzur ve banş Anayasasıdır.» ERGİN'İN SÖZLERt öte yandan Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Feridun Ergüı, «Hazırlanan tasan, temel davalanmıza arzulanan dengell ve istikrarlı çözümler getirmeye yeterli nitelikte degUdir» dedi. (Baştaran 1. Sayfada) rine uzlaşmazlığm Yüksek Hakem Kurulunca çözüme kavuşturulmasmı öngörüyor. Buna karşılık, 275 sayılı yasanın çeşitli maddelerinde, grev veya lokavtlarm en çok otuz gün süreyle geclktirilebileceği, bakanlar kurulunun bu geclktlrme kararının gecikmesinl Yüksek Hakem Kuruluna vereceği, YUksek Hakem Kurulunun görüşünü bildirdikten sonra bakanlar kurulunun bu kararı en çok altmış gün da ha uzatabileceğl yer alıyor. Yeni Anayasa tasansına göre, YUksek Hakem Kurulu" nun yalnızca 12 eylülden önceki toplu sözleşmeleri yenilemesine ilişkin 2364 sayılı yasanın da değişmesi gereklyor. (Baştarafı 12. Savfada) İSVEREN KESİMİ (Bastararı 1. Sayfada) nin yatıracağı hükmü çok yanlış ve sendikalan yıpraücı bir nitelik taşıyor. Bu kurallarla demokratik ve liberal ekonomik bir sistem kurulamaz. tkincisi, basınla ilgili. Basının işlevi yok ediliyor. Devletin sırrı açıklana maz diyor. Buna kim karar verecek. Bir şeyin üzerine çift ay vurdun mu gizli olur ama buna kim karar verecek. Bammn işlevi yok ediliyor. Begendigim taraflanna gelince, kuvvKli hükümetlerin olmasma olanak tanıyor. Koalisyonlar zamanın da, bu koalisyonlann zararını gördük. Kuvvetli hüktimetler bürokrasinin de daha guçlü olmasma yol açacaktır.» İBRAHİM BODUR Istanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı ibrahim Bodur, yeni anayasa taslağı ile ilgili görüşlerinl açıklarken, «Yeni taslak işçi ve işveren açısmdan bir denge ve hakkaniyet yaratmayı amaçlıyor.» dedi. ibrahim Bodur, THA muhabirine yaptığı açıklamada, Anayasa taslağında çalışma hayati bakımmdan iki önemli noktayı oluşturan 'grev ve lokavt» a yer verilmiş olduğuna dikkat çekti. Bu durumun işçi ve işveren kesimleri açısından, «bir den ge ve hakkaniyet yarattıgı» görüşünü savunan Bodur, o bakımdan anayasanın gelecekte olaylara müsbet bir yaklasım ve adil bir çözüm getireceğine inamyorum» dedi. ISO Meclis Başkanı ibrahim Bodur, «Uzun zaman uzerinde çalışılmıştır bu nıet nin ve geçmişte de uzun tec rübeler geçirildi. Bu bakımdan müsbet neticeler getireceğinden eminim» biçiminde konuştu. NURULLAH GEZGİN öte yandan ÎSO Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Gezgin de THA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni ana yasa taslagının, «12 Eylül öncesi dönemde görülen yet ki boşluklarınm, yetki tecavüzlerinin ve aksakhklann çözümlenmesinl öngördfiğünQ» belirtü. İSO Meclis Başkanvekili Murtaza Çelikel de, «MGK'nin 52 ve 65 sayılı bildirllerlnin gözden geçirilerek eskl polltikacıların da Anaya sa tartışmalanna katılmalarının sağlanmasını» lstedi. (Baştarafı 1. Sayfada) ğin başlayacak olan değerlendir melerin de 1 2 hafta kadar süreceğini dile getiren Prof. Gü nalp değerlendirmelerin de bir hafta kadar zaman alacağını kaydetti. Prof. Günalp, ağustos ayınm ilk haftası içerisinde yer leştirme işlemlerinin yapüacağmı ve bunun da ilk hafta sonlarına doğru tamamlanarak, sınav sonuçlarının postalanmasına başlanacağını söyledi. Prof. .GUnalp, Üniversite yer leştirme smavlanna katılan yabancı uyruklu öğrencllerin sınav sonuçlannın ise belirlendiğini ve postalama işlemlerine başlandığını açıkladı. (Baştarafı 1. Sayfada) , Taslağın hazırlanmasında tüm sorunlara Anayasa tekniğinden çok «Bir hükümet veya parti programı gibi Eirilmiş» ol duğunu vurgulayan Profesör Yalçmtaş, «Bu aşm aynntmın mevcııt Anayasa tasarısını katı bir ,metin haline getirdlğini» söyledi. Profesör Nevzat Yalçm taş, böyle bir Anayasa taslağı ile toplumsal dilzenlemeye gidilmesinin gelecek vıllarda sos yal ve ekonomik yasamla ilgili değişiklikler yapılması sözkonusu olduğu zaman «Anayasa krizlerine» yol açacagını kaydetti. (Baştarafı 12. Sayfada) Başbakanhktaki dünkü toplantıdan sonra tahvillerle ilgi li kararnamenin birkaç gün içinde Hesmi Gazetede yayın lanması bekleniyor. TahviUe rin sahiplerine ödenmesi göre vi Holdinglerin kendi bankala nna verildiği takdirde, faiz ö demeleri ve vade kısıtlamalan için Merkez Bankasının ilgi li bankalara kredi açması bek leniyor. Üniversite TAHMİN EDİLEMEYENLER Evden aynlmadan önce dayanamayıp bir zamandır kafamızı kurcalayan soruyu yönelttik: Bundan üç hafta önce son kez görüştüğümüzde îsraillilerin mutlaka geniş çaph bir istila hareketine gireceklerini, başka seçenekleri olmadığını söylemiştiniz. Bu.istila hareketinin Damur'a,• hatta Halde CBeyrut Havaalam'nın bitişiğD'ye kadar Güney Lübnan topraklannı işgal altma alma hedefini gudeceğini; Fakhani'nin bombalanabileceğini belirtmiştiniz Ama bu kadarını tahmin etmiş miydiniz? Batı Beyrut'ta kuşatılabileceğinizi ve kellenizin isteneceğini hiç aklınıza getirmiş miydiniz?. İki şeyi tahmin etmedik. Birincisi Îsrail blrHklerinin dağlık Şuf bölgesine de girip Beyrut • Şam karayoluna dek ilerleyeceklerini ve Suriyelilerin bu bölgeden karşı koymadan savaşmadan çekileceklerini.. Bunu tahmin etmedik. tkincisi, Baabda'ya, Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na dek geleceklerini ve buradan Doğu Beyrut'a gireceklerini.. Bu kadarmı tahmin etmemiştik. Kapıdan çıkarken Abu Cihad'a «Allah Sizinle Beraberdir» dedik. Teşekkür etti. Oysa, daha önce hep «görüşmek üzere», «yine görüşelim» diye uğurlardı. Bu kez belki bir daha görüşemeyeceğimizi düşünüyor olmalıydı. Îsrail saldınsı ve olası katliamın başlaması an meselesiydi. Günler geçti 3 temmuz cumartesi gecesi yani Abu Cihad ile görüştüğümüzden tam tamuıa 15 gün sonra bambaşka bir Abu Cihad'ı gördük. Savaştan önce tanıdığunız Abu Cihad'a benzeyen. Rahat, daha konuşkan, oldukça neşeli ve güvenli. Aradan geçen iki haftada Filistin Mukavemeti'« nin umutsuzluktan çıkıp askeri yenilgiyi siyasi başan haline dönüştürme hesaplan yapabilecek duruma gelmişti. Filistin Mukavemeti'nin umutsuzluktan sıynldığı bu iki haftada sayısız acılar, sıkıntılar yaşanmış; karadan, havadan ve denizden sürdürülen vahşi Îsrail bombardımanı yüzünden Beyrut'un birçok köşesi yerle bir edilmiş, nice ocak sönmüştü. Aslında Filistinliler umutlannı yeniden kazanmışlardı ama Beyrut «şehit» olmuştu... Prof. Nevzat Ulusu YARIN: ŞEHİT KENT...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle