Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 6 EKONOMİ 20 TEMMUZ 1982 EKONOMİDE Öza.'dan sonra ekonomi nasıl bir yol iz.eyecek? Güney Sanayi ağustos'ta fekrar üreîlme baslıyor ADANA, {Cumhuriyet Güney ÎUeri Biirosu) DevİPt dssteği sağlanan Gtlney Sanayl Fabrikası'nın, en geç ağustos ayı başında yeniden üretime geçeceği büdirjliyor. Edinilen bilgilere göre Güney Sanayl işverenl Sapmazlar, bir süre önce ücretli izine sevkedilen 5153 işçinin üyesi bulunduğu Türkİş'e bağlı Teksif Sendikası Adana Şubesl yönetimine, fabrikanm ağustos ayının ilk günlerlnde üretlme başlayacağını duyurdu. Içerisıne düştüğü flnansman dar boğazını aşması içln îş Bankası, T.C. Ziraat Bankası lle Sümerbank'ın ortak edildigl Güney Sanayi'nin mevcut yönetiminln bugünlerde değlşebileoeği belirtiliyor. Bugüne kadar bir aile şirlcetl nitellğini koruyan GUney Sanayi 1 tşletmeleri Anonim Şirketi nin yönetitn kurulunda îş Bankası, T.C. Ziraat Bankası ve Sümerbank'm öa temsil edileceklerl kaydedlUyor. Yönetim deglşikliğinin buEÜnlerde gerçekleşmesi bekleniyor. Öncelikle ÖzaVdan nasıl birmİras almdığını saptamak gerekiyor Özal'ın ekonomideki bazı sorunlann ertelene mez noktaya geldiği ve kritik nitelik kazan* dığı bir dönemde görevden çekildiğini kabul etmek lazım. Osman ULAGAY Turgut özal'ın meydandan çekildiği noktada ekonominin ne durumda bulunduğunu saptamak, gelecekte yapılacak de ğerlendirmeler açısından sanı rız büyük önem taşıyor. Eko nomiye bundan sonra yön ver recek olanlarm nasıl bir miras devraldıklanm ilk gUnden çok iyi değerlendirmeleri de heı halde zorunlu. «Temmnz Bankacıbğı»nm Udc ci yıldönUmiinde TUrk ekonomislnin durumu neydi? iSoronlar nereden nereye gelmiş, hangi yeni sorunlara gebe blr ortamın gölgesi ekonominin üzerine düşmilştü? Ekonomidek) son gelişmeleri ana başlıklarla sıralamaya çalışalım: • Bankabanker keslminde sürekli ertelenen sorunlar beklenenden iki ay kadar önce pat lama noktasma gelen (ya da gcürilen) Kastelli olayıyla su yüzüne çıktı. Bu noktada ba zı bankalann da çökmesine göz yumulamayınca sıkı para poll tikasınm ipleri aniden gevşetıldi. • Bankabanker keslminde. ki bunalım aslında sanayi kesimindekl finansman bunalımının blr yansımasıydı. Nitekim Kastelli olayımn hemen ardm dan tekstll sektöründe üreti mini durduran ya da kapanan fabrikalar birbirini izlemeye başladı. tnşaat sektörUnde de durum parlak değlldl. Bankalardan sonra çok sayıda büyüK lnıruluşım kurtanlması gündeme geldi. • Kastelü'nin passarlamış olduğu tahvillerin ödenmesi ola yı da sanayideki îinansman sı kıntısmı ve bazı büyük holding lerin her kuruşun hesabını yaparak devletten destek istemek durumunda olduklarını ortaya koydu. • tstanbul büyUk ve kUçük sanayilnde talep yeterslzliği va finansman sorunlarının kapasi teyi sınırladığını ortaya koyan anketler birbiri ardından yayın lamrken İSO Meclisi'nde iklü« ay içinde acil önlem aluımaz sa yaşanacak büyük felftketten ve intihar eden sanayicilerden EÖZ edealerin çoğaldıgı görüldü. • Son gelişmfeler nederüyle llkldite durumlan sıkışan bankalann sanayiciye kredi kullandırmakta daha da katılaşmalannın bankasız sanayJcller içinde bankalı holdinglere va genel olarak bankalara karşı tepkileri keskinleştirdiği dikkatl çekti. • Daralan iç pazarda holdingler arasmdaki rekabetin giderek keskinleştiği ve özelllkle Özal'ın politikalarından zarara uğrayan daha çok içe dönük yapıdakl büyük holdinglerin ekonomi politlkasmda değı şiklik içln ağırhklarını koymaya başiadıklan hissedildi. Faizlerin sınırlandırılması, şirketler İçln yardım fonu kuruiması, kâr gaıantisi gibi lstekler birbirini izlemeye başladı. • Devletin tüm bu destek Isteklerini karşılaması dunımunda para basmak zorunüa kalması bir yana bütçe dengesini nasıl tutturacağı sorusu da sorulmaya başlandı. • Merkez Bankası'mn içer de bankalara destek sağlamaK içte ihracat reeskontlarım don durmak zorunda kalması ihracatın geleceği konusundaki kuş kuları da artırdı. Bu arada örneğin bir Libya'ya yapılan ihracatm gerileme belirtilerl göstermesi de ilginçti. • Haziran ayı fiyat göstergelerl İse altmcı ayda fiyatlan n bir duraklama ve hatta bazı endekslere göre küçük bir gerlleme İçinde olduğunu gösteriyor, yüzde 25 değilse bile yüzda 30 dolaymda bir resmi enflasyon rakamı konusunda umut veriyordu. 1982 ortasmda vanlan bu noktada ekonominin çok kritik bir kavşağa geldiği, enflasyonu aşağı çekme ve lhracatı artırma pahasına İç pazan ihmal etmenln sürekli ertelenen bede Hnin artık ertelenemez nitelik kazandığı görülüyordu. îşte bu kavşakta ekonominin yönetimini devralanlarm çetin bir Ucilemle karşıiaşmaları da galiba kaçınılmazdı. Bir yandan çöküntünün eşiğindeki bazı sektörleri desteklemenin aciliyet kazandığı bir ortamda iç piyasayı biraa olsun canlandıracak adımlan atmak zorunluydu. Öte yandnn bu adımlar atıldı ğmda özal'm önlemlertyle ancak kafese kapatılabilen enflas yon canavarımn yeniden boy göstermesi hic de uzak bir olasılık degildi. Özal'ın yeni yönetime bıraktığı mirasın özü de galiba bu ikilemde yatıyordu. YORIIMDOGAN Icislerine Karısmak Iste Budur • • * • * Uluslararası kuruluşların îstisnasız tümünün önemli bir özelliği vardın îlişkide bulundukları ülkelerde özellike ekonomik poUtikalan yönlendirseler. reçeteler önerseler, önerilerinin uygulamadaki gelişmelerini gözetseler blle, herbangi bir slyasal degişimde ağızlannı açmazlar. îster İMF, ister Dünya Bankası, İster bir başka kuruluş. Ama, elbette gelişmeleri izlerler... Ne var kl. gellsmeleri izlerken. hatta uygulanan ekonomik politikaya illşkin görüşlerinl yetkililere iletirken, kamu iletişim araçlannı kulKnmazlar. Dü şüncelerini «odabı erfeamylo» anlatırlar. Üstelik bu nu belli sınırlan aşmadan yapmaya özen gösterirler. Tüm dünyadaki uluslararast kuruluşların ge\eneği bu iken, Ekonomik İşbirliği ve Kalkmma Orçütü (OECD) Genel Sekreteri Van Lenrıep. Turgut Özal ile Kaya Erdem'in istifalanndan sonra blr açık lamada bulundu. Geçen hafta sonunda BBC'den ya yınlanan acıklamasmda OECD Genel Sekreteri Lennep şöyle diyor: 'Ozal ile Erdem'in istifaîanm basmdan ögrendim. Her iki bahan da son iki yıldan bu yana, özeL lihle ekonomik politika alanmda büyük bir işbirliği içinde bulunduğumuz kişilerdi. Bundan sonra. Türhiye'nin geleceği konusunda Türh dış potitifeosındafei gelişmeler tarahmızdan yakm izlenecektir.' Çizmeyl aşmak, herhalde buna denir. Gerek lstifalardan sonra böylesine blr acıklama vanılması, gerekse geleceğe yönelik, nerdeyse «bozı tehartlerU içermesi. uluslararası diplomasiyle en ufak bir bag lantısı olmadığı gibi, küstahhğa kadar uzanan bir tavnn göstergesidir. Aslında, OECD'nin gelen6<îsel tavn. difcer uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi, üye üVkelerin içişlerine kesinlikle karışmamaktan seçer. Hele de bir . iki bakanın istifalanna ilişkin. bu tür kuruluşlann hprhan?1 bir resmi acıklamada bulunmalan. as la adetten» değildir. Buna rağmen, OECD Genel Sekreteri iki istifa karşısmda kurulus.lann ülkelerle varolan ilişkilerine son derece ters düşen yolu seçmiş ve geleneksel tavrını bozmuştur. îlk anda, lstifalann OECD'yl de yakınden ilgilendirmesl doğal karsılanabilir. Çünkü. Türkiye'nin izlemekte olduğu iktisat polltikasını OECD de dikkatle gözlemektedir. Genel Sekreter lstifalann «oco ba ekonomik politikada bir değişikliğe mi yol açacağı* sorusunu yöneltebilir. araştırab'.llr. îzlenmekte olan poHtikalara yardımcı bir kuruluş olarak OECD olayla vakından da ilgilenebilir. Ancak, ahşılagelmiş tutumdan vazgeçerek bir iç politika olayına ilişkin yorumda bulunmak neyin nesi?.. Açıklamanın başlibaştna yapılmış olması çok kaba bir talihsizlik. Açıklamanın içerigi iso, herhalde tam bir •skandal.» Genel Sekreter Istifalan önce 'basmdan öğrendiğinU vurguluyor. Sanki, önceden kendisine btı konuda haber verilmeliymiş ve danısılmahymış gibi. Böyle bir zorunluk sanki varnuş gibi!.. Sonra da, küstahlıgın çizgisi daha d a artıyor ve «Türfe dif politihasındaki gelişmeler tarafvmızâan Izlenecektlr* diyor. Türkiye'nin dıs polittkasını acaba Turgut ö z a l mı çiziyordu H. OECD Genel Sekreteri böylesine telasa kapılıyor?.. Ya da alı nan her karar eskiden anında kendisine lletlliyor muydu da, Genel Sekreter istifalan 'basından öğrendiğini* vurgulayarak, iktisat poliükaîannda herhangl bir degişikliği önlemeye çalışıyor?.. Kaldı kl, lkl bakanın istifası neresi, Türk dış politikasmdakl gelişmeler neresi?. Türkiye'nin ekonomik po'itikasında. bu polltikanın çizilmesi ve uygıılamasında Genel Sekreter Lennep çok caba harcamıs olabiiir. Hatta. Türkiye'nin başan kazanması içln çok flnemli toplantılara da katılmış olabilir. Ama, tüm bunlar çizmeyi açmaya yol açar mı? Bu adamlan böylesine şımartanlar kimler acaba?.. 23 hisse senedi iiyat degistirdi ANKARA. (ANKA) Geçen hafta içinde, 16'smda değer artışı. 7'sinde değer kaybı şeklinde olmak üzere 23 kuruluşun hisse senetleri fiyatlannın değiştiği bildirildi. SERPA yetkililerlnden ahtıan bilglye göre geçen hafta en yüksek değer artjşı 5250 lira ile Kav hisse. senetlerin de görüldü. Bu kuruluşun hisse senetleri 6250 lira üzerinden işlem görmeye başladı. Geçen hafta en yüksek düşüş ise Kalefleks hisse senetlerinde oldu. Bu kuruluşun hisse senetleri 800 lira düş.üş.le 3200 hradan işlem görmeye başladı. tş Bankası hisse senetleri 2000 TL, Şişe Cam 1500 TL. artarken GoodYear hisse senetleri ile Transtürk hisse senetleri 750 lira değer kaybetti Degişiklik gösteren başhca hisse senetleri şunlar: DEĞlŞtKLtK GÖSTEREN HİSSE SENETLEBİ 12 tem. 1981 19 tem. 1982 Fark Kav 1000 6250 5250 T. fş Bankası 30000 32000 2000 T. Şişe Cam 5500 7000 1500 Otosan 1500 2200 700 Sarkuysaa 8500 9000 500 Kalefleks 4000 3200 800 3500 2750 750 Good Year Transtürk 1750 1000 750 T. Demir Döküm 1700 1300 400 3500 3200 300 Koruma T a n m 7750 7500 Z50 Sifa* Koç Yatınm Paz.. 1000 950 50 Bölge îdare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri göreve baslıyor ANKAKA, (UBA) r 20 Ocak 1982 tarihinde yürürlüge giren kanun uyannca kurulan Bölgo İdare Mahkemeleri ile tdare ve Vergi Mahkemeleri bugünden itibaren çalışmalarınB baslıyor. Söz konusu mahkemelerin çalışmaya başlaması nedeni ila bugün bir basm toplantısı düzenleyen Adalet Bakanı Cevdet Menteş, mahkemelerin kuruluşunun idari yargıda bir reform olarak nitelendirilmesi gerektiğinl «ade ettl. Menteş, «Burada, gerekll ha> klm kadrnlarının doldurulamamış olduğuna Işaret etınek Isterim. Bllhassa tdare Mahkemelerinin bir kısun kadrolan yeter sayıda eleman temin edilemedlgi İçln doldurıılamamıştır. dedi. Tasfiye kurullarından biri daha yazım islemlerini bitirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tasfiye islemlerini yürütmek la görevli tasfiye kurullanndan birisinin daha yazım işle rini tamamlayarak, elde edilen bilgileri Başbakanlığa gönderdigi saptandı. Ankara'da yaklaşık 3,5 aydır görev yapan 2. tasfiye ku rulunda toplam Î0 bankerlik kuruluşunun alacak kayıt işlemlerl yapıldı. İşlemlerden el de editen sonuca göre 10 ban kerlik kuruluşunun 14 bin 365 alacaklısı olduğu, 3 milyar 94 milyon 300 bin 150 lirası ana para, 373 milyon 965 bin 741 lirası fals olmak Üzere top lam 3 milyar 468 milyon 265 bin 861 liralık borcuna karş* lık, 42 milyon 91 bin 523 lirası nakit 1 milyar 408 milyon 838 bin 626 lirası gayrimenkul değerinde varlığı bulunduğu saptandı. Seker safıslan da durgunlukiah efkilendi Ekonomi Servisi Bayram öncesinde şeker satışlannın büyük ölçüde artması beklenirken, şekercıler, henüz umulan canlanmanın olmadığını söylüyorlar. «Blzim bayramunız bundan sonra» dlyerek önümüzdeki günlerde satışların canlanacağını tahmin eden şekercıler, geçen yıla göre, fiyatlarda önemli artışlar olduğunu ve halkın daha çok ucuz şekerlev re yöneldiğini belirtiyorlar. . ' Görüştüğümüz şekercıler şöyle konuştular: • Hacı Beklrzade All Muhlddin: «Satışlarda, önceki günlere göre bir artış vaı. Ama, «sıl foundan sonra artar. Benim bayramım bundan sonra. Bizde badem şekerl, lokum, çukulata çok gidıyot. Ama, en çok elvan (karışık) şeker satılıyor.» Hacı Bekir'de fiyatlar şöyle: Elvan: 330 lira, fıstıkh lokum: 350 lira, karışık lokura: 250 lira, sade lokum: 190 lira, madlen çukulata: 2150 lira çukolatin: 1800 lira, badem şekeri: 1000 lira. • tpek Şekercisi: «Daha bir canlılık yok. Bayram oncesl satışlarda artış olması gereklrdi ama, olrnadı. Geçen yıl daha iyiydi. Bu yıl bayramın ay ortasına gelmesl satışın azalmasına yolaçtı. En çok şekerleme, karamela, aldde şekeri gibl ucuz mallara rağbet var.» Buradaki üyatlar: Akide: 180, sade lokum: 180 11», fındıklı lokum: 280 lira, karamela: 400 Ura, badem: 800 lira, çikolatin: 1400 lira. • Gfizel trtanbul Şekercisi: «Bayram üzeri satıslarda biraz artış var. Ama, beklediğinuz Kadar değfl. Lokum ve karışık şeker daha çok satılıyor. Satışlar herhalde önümüzdeki günlerde daha da artar* Fiyatlar şöyle: Sade lokum: 200 400 lira, karıkış lokum: 350 lira, badem: 900 lira, madlen çuituiata: 2000 lira, çukolatin: 1300 1600 lira. Asil Çelik'in İdaresi Ziraat Bankasına verildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Asil Çeliğin sevk ve idaresin de aracı kuruluş olarak Ziraat Bankasına gdrev verildi. Asil Çeliğin kur farklarmdan dolayı meydana gelen 9 milyar Uralık borcunun tasfiyesl için dün Başbakanlıkta blr toplantı yapıldı. Ziraat Bankası Genel Müdürü Rahmi Önen Başbakanlıktan çıkarken gazet«cilerin sorularım yanıtlarken, «Asil Çeliğin sevk ve idareslnde aracı kuruluş Ziraat Bankası olacaktır. Bu görev bize devredilmiştir» blçiminde konuştu. Alacak kayıtlan tamamlanan bankerlik kuruluşlanmn adlan ve dökümleri şöyle: Banker Alacaklı sayısı Ana p»ra miktan 61.757.850 5.608.000 60.244.000 12.118.000 2.191.255.974 46.008.150 4.220.000 325.854.057 204.059.119 183.175.000 3.094.300.150 Faiz miktarı *6.059.145 511.150 5.151.315 875.318 , 288.049.024 951.500 2.594.300 23.015.612 27.784:962 18.973.415 313.965.141 (Gayrimenkul varhk 35.300.000 1.214.225.135 3.578.491 5.133.000 150.602.000 1.408.838.636 42.091.523 35.000.000 41.523 750.000 NaUt miktan 299 Banko (M. Kocaman) 24 Banko menkul değ. • 183 Piyale (E. Tongur) 49 Bapaş (Piyale Finans.) 1İ.280 Anadolu Menk. kıy. • . 109 Tam Ticaret 4 Mustafa Abra 805 Ilkay Tlcaret 950 Yücer Ticaret 664 Akcora Ticaret • 14.365 Toplam 5 D »C)CVİZ.I<URLARI« Dövlzin Cinsl 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danlmarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florinl 1 İsveç Kronu 1 Isviçre Frangv 100 İtalyan Iiretl 100 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dinan 1 Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S. Arabistan R. DÖVÎZ An» Satıs 165.20 167.36 9.53 67.05 3.5i 19.39 24.09 60.78 27.05 78.80 11.99 65.12 131.11 576.10 26.14 287.53 48.05 168.50 170.71 9.72 68.39 3.59 19.78 24.57 62.00 27.59 80.38 12.23 66.42 133.73 587.62 26.66 293.28 49.01 EFEKTÎF Alı» Satı» 165.20 158.9» 9.53 67.05 3.34 19.39 24.09 60.78 27.05 78.80 11.39 61.86 124.55 547.30 24.83 287.53 45.63 170.16 172.38 9.82 69.06 3.63 19.97 24.81 62.60 27.86 81.16 12.35 67.07 135.04 593.38 26.92 296.16 49.49 ':%#•% *::» :• •• Atrnvı r"İVAT1 GÜMÜŞ ı 19 Temmuı 1982 13.150 13.250 13.506 13.750 1990 2.000 1.800 1.885 36.00 35.00 Al &• nl LP<Dl & 16 Temmuıla fark 300 Ura arttı 600550 lira arttı 65 lira arttı 5035 lira arttı Park yok Cumhuriyet Reşat Kulpsuî 24 Ayar 22 Ayar bllerik OHmüs VEFAT Selanikli merhum Aziz Aktel ile merhume Ayşe Aziz Aktel'ln oğulları merhum Nabi Aktel'in kardeşi, Güzin Dural ve Müzeher Akm'm ağabeylerl tsmail Dural ve Ismail Akın'ın kaymbıraderleri, Fatma Arığ Haluk Arığ, Mehmet AkınNurdan Akm, Mine Esibatır Oğuz Esibatır ve Sevil Aktel' ln sevglll dayılan Ayla Asılyazıcı Ue Aziz Aktel'in babaları KEMAL AKTEL 18.7.1982 günü vefat etmistlr. 20.7.1982 çarçamba Şişli cami'indeki öğle namazından sonra Zinclrllkuyu kabristanmda toprağa verllecektir. AtLESt ış ekonomik illşkiler, 24 Ocak uygulamalannı savunanlarm en çok üstünde durduklan dayanak. İlk bakışta haklı gibi görünüyorlar. 1979'dan 1981'e dış satım önem 11 bir oranda (yüzde 110) artmıştır ve 1982'de da bu artış, aynı oranda olmasa da sürmektedir. 1979'dan 1980'e artan dış ödeme açığı, 1981 de azalmıştır ve bu azalış 1982'nin ilk beş ayında sürmektedir. 1982'nin ilk beş ayında dış satımların dış alımları karşılama oranı yüzde 60'ı geçmlştlr. BUtün btınlar epeyce göa alıcı sayısal veriler. Ama göze batıcı bir gelişme daha var. 24 Ocak 198O'de 47 lira olan dolar bugün 170 liradır. Yani bütün bu dış ticaret ve dış ödemeler dengesi olayları olurken para değerimiz de yüzde 260 değerinde düşmüştür. Bir ülkenin hem dış satımı yüzde 110 artsın hem dış ödeme açığı yüzde 60 azalsın ve hem de para değerl yüzde 260 düşsün... (x) Bunun dünya ekonomi tarihinde örneği var mıdır? Denebilir ki, 24 Ocaktan önceki dolar değerl gerçek çi değildi. Yani (Bir dolar = 47 lira) değil, daha üst düzeyde bir rakam idi. Peki ne idi? Elimizde iki rakam var 52 ve 56 Ura. Buradaki son rakam bu konulardaki çok yetkili bir Mşi tarafından v«rilen rakamdır. Diyelim ki, doğrudur. O zaman değer düşüşü yüzde 260 değU de yüzde 204'tür. Doların gerçek değeri o gün 52 Uraysa bu daha doğru gejiyor bise değer düşmesi yüzde 227'dir. Yine aynı soruyu soralım: Bir Ulkede dış ödemeler (cart ödemeler) açığı yüzde 60 azalır ken, paranuı dış değeri yüzde 204 ya da yüzde 227 düşer ml? Dış ödemelerde cari kalemler (yani dışarıya borçlanma ve dışanya ödersn borçlar dışın. da kalan dış ödemeler) bu ölçüde gellşirken dış para değeri 100'den 304 ya da 327"ye çıkabilir mi? Blzim bildiğimiz kadanyîa dünyada bunun örnaği yoktur. Denebilir kl, «Içerde flyatlar srtıyor. Bu nedenle dış satımcı zararlı çıkmasm dlye blz de doların fiyatmı ventden biçiyoruz.» Ama dikkat edilirse dolar fiyatı iQ fiyat artışlannın ötesindedir. Eldeki rakamlara göre 24 Ocaktan bu yana İiyat artışları, «enflasyon soruMU çözöm buldu. şavmı doğru göstermeyecek kadar yüksektir. Ancak yine de dış paralara göre paramızın (hela dolara göre') düsmesl, bundan da yüksektlr. Demek oluyor td, dış ticaretln ve carı dış ödemeler dengesinin oluşumunda bir tu • Arslan Başer Kafaoglu Kastelli den soııra ekcKnomiye bakıs Ne pahasına olursa ihracat anlayısı dısa esareti getirir haflık var. Ya dışalım ya da dışsatım kalemlerindekl sayüar gerçeği yansıtmıyor. Yalnız burada şunu belirtelim, buradaki gerçeği yansıtmama, dışalım için fatura dışı para ödemelerinin, dışsatım için ise bu satışı yapabilmek için bazı ödemeler (flnansman giderleri, ko misyonlar) resmi kanallar dışında ödenmesi anlamındadır, Bunu burada kaydettikten sonra daha esasU bir noktayı belirtelim. Daha fazla mal satıyoruz. Ama bu mallan satarken «Ticaret Hadlerl = Tenns of Trade» bizimle yarışıyor. ( « ) Yani ay nı malı alabilmek için daha çok mal sfttma zorunda kalıyoruz. 1981 yılında dış ticaretimiz, petrol fiyatlanndakl düsmeye karşın böyla bir Ticaret Hadlerl gerilemesı içinde. Şöyle diyelim: 1981'de, 1980 yılına göre daha çok maı satmışız aynı parayı elde etmek İçin, ya da aynı malı almak için. 1 Temmuz günlü bir gazete haberine göre 1982 yümda da örneğm en önemli dışsatım malımız olan pamuk ipliğlnde aynı eğilim süregitmişür. Daha çok pamuk ipliği satıldığı halde (ilk beş ayda) daha az döviz elde edilmiştir. Şimdi düşünelim: 1. Hem daha çok mal satıyoruz, 2. Hem de dış para değerinden yitiriyoruz ve, 3. Aynı zamanda mal alırken ve mal satarken varolan oranlar gitgide bozuluyor. Bunun ancak bir anlamı olabilir: Ülke dışarıdan sömürülmektedlr. tçerlde firmalann nefes borusu olan parakredi musluğunu sıktığımıs için, tirmalar ihracat yapma zorunda kalıyorlar. Yani esld deyimle buna «mahkum»* oluyorlar. Mahkum olunca da «elde avuçtA ne vars» ve hangi flyatla olursa» satışma gidiyorlar. Bu nun adı dış ticaret değil, dış esarettir. thracat (dışsatım) artışının nedenl buradadır. «Dışsatım yapma/sanız, ysşayamazsuuz» sloganı ilk bakışta blzde haklı bir slogan gibi göruldü ve tutuldu. Ama her slogan ekonomide zararlıdır. Her tek yanlı çaba sonunda anormalliKler getirir. Dışa satım ya pan kışi ve firmalar bunu sadece «mal bedeli» için yapmıyor, bu mal bedeli yamnda aynca yaşama olanağını sağlıyor, satm alıyor. îhracatm asil ma liyeti budur. Yani dış alıcının karşısına zayıf çıkmaktır. Dış alıcının verdiği fiyata mahkum olmaktır. Bu ilk bakışta görün meyen maliyet .ülkenin Gumhu riyet dönemi öncesinde olduğu gibi, dışandan sömürüsünün yo ğunlaşması ve mutlak fakirleşmesi sonucu doğurur. Dedik ki. bu ihracat politikasırun, bu ekonomi polltlkasımn bir ilk bakışta görünmeyen ma liyeti vardır ve bu maliyet hem paramızın dış değerinin düşme si ve hem de aldığımız mallann fiyatlanyla sattığımız mallann fıyatlan arasındakl oran bozulmasıdır. Ama, bunun yamnda bir de görünen maliyetler vardır. Bunlar da vergi iadeleri, ucuz krediyi gerçekleştlrmek için faiz iadeleri, bir çok işlsm ve gellrde tamnan verg) bağışıklık ve indirimlericür, Hepsı hesaplanabilir ve he saplanıyor. Bizde bugüne kadar ancak bu incelendl ve JK^ racatm artışının maliyet 6larak üeri sürüldü.Bu maiiyet katlanüabllir bir maliyet gibl görüldtt. Ve bugünkü politikayı savunanlar tarafından «Canım bunun lâfı mı olur?» yamtları yükselHldi. Doğal ki bu ilk bakışta görünen maliyet, biraz işm derinine lnüince ortaya çıkan maliyet yanmda küçük kalır. Ne var ki, «Canım bunlsnn da lâfı mı olur?» denilen ve hepsi de devletin ys da kamunun sırtmdan çıkan bu maliyet lere yani hemen görünen maliyetler de dışsatım arttıkça, rtayanılamaz hale Relinmiftir. Merkez Bankası artık «Ooo ne çiizel Jhracat yapm slz benden kredi isteyin!» tutumunu değiştirmeye 9 ay öncesinden baş lamıştır. Kastelli panlgi bu uy gulamayı şiddetlendirmiştir. Ama Merkez Bankası uygulamalannın bir «Teşvik Duvan»na çarpacağı, hatta çarptığı bir çok ügili taraimdan Kastelli paniği kopmadan da belirlenen ve endişe duyulan bir durum İdi. Nedir Teşvik Duvan? Bir ekonomik kategorinin «Ifrat biçlmde» desteklenmesi öyle ekonomık sorunlar doğurur ki, artık o teşvlgi uygulanamae ha le gelebilir bir ulusal ekonomi, Geçmişte, «Ne pahasın» ve na. sıl olursa olsun yatınm» slogan ve uygulaması nasıl doğurduğu enflasyon ile kendlne son vermişse, «Ne pahasına olursa olsun İhracat» slogan ve uygulaması da ekonominin dışar. dan sömürülme, dolayısiyle güç ten düşmesi sonucu kendl eliyle kendine son verecektir. Ve «Ne pahasına ve nasıl olursa yatırım» sloganı tilkeyi dış mal alımında «Dış satıeıya mahkum ettiği için» sömürülme sonucu nu doğurmuştur. Dış satıcıya mahkum olmamanm yolu aranarak bulunduğu samlan kurtuluş yolu, yani «Ne pahasına ve nasıl otana olsun dışsatım» sloganı ve polltikası da ülkeyi .ihracatçıyı «Dış alıcıya mah kum ettlğl için» yine sömürülme sonucunu doğurmuştur. Bonapart, 181l'de yazdığı blt mektupts, «Şu Almsnlara savaşmayı bir türlii ögretemedlm» der. Bu zayıflığın verdiği kompleks. Almanya'mn tek talıhsüsliğl buymuş gibi Alman yöneticilerl ve ulusunu karşıt yöne iterek Almanya'mn slyasal çökUntülerine (iki kez) neden olan Alman militarizmini doğurmuştur. Bonapart'ın bu satırlanna 55 yıl sonra gtilmeyen kalmamıştı. Ulusların yaşa nunda da bir yandan gelen ba şansızhk, öteki yana gereğinden fazla eğilmeyi gerektirebllir. Eski Türkçe'de buna «tfrat •an tefrite ifltme» denirdi. Îşte bizde ekonomi politlkavsnıian hata buradadır. TARIN: TEŞVtK DVVARI (x). Aslmda 21 Ocaktan önce dışalım ve dışsatımımızın dörtte Uçü 47 liradan değll 35 liradan yapüıyordu. Bunun hiç göıden kaçırümaman gerekir. Bu değer hesaba katüdığmda doların değerinde mey dana gelen yükseliş yüzde 385'e varmaktadır. (xx) 24 ocaktan bu yana ticaret hadlertnde ttlkcmlrin uğr» dıgı JM yılhk kayıp 1970*. den 1979'a geçen «flredeki nn yılhk kayıptan fazladır. (Oran olarak). Bu rakamlar 1970 s 100, 1979 s 73 ve 1981 = 52'dlr. Bu ticaret hadleri rakamlan ekonomlrtrM kanamanın ne büyüklüklere ulaıjtıjının yadsınmaı Siçifariidttr. ACI KAYBIMIZ 1953 12.7.1982 Gazi Eğitim mezunu Matematik ö ğ retmeni, METE'mizin kaybının üzüntüsü Içerisindeyiz. ANNE BABA va KARDEŞLERİ birliksan »ORO MAKtNAlARI TAMİR MERKEZt • Her m a r k a yazı. hesap, teksir, k a s a ve elektronik hesap m a k i n a l a n tamir ve bakımı. • Abone kabul edilir. • Kullanılmış makina alınır. Yuhsekkaldırım Cad. Oîiva Han No: 30 Kat: 9 No: 15 KARAKÖY 43 72 S9 SÜMERBANK MERİNOS YÜNLÜ SANAYll MÜESSESESİ BURSA ^ ttAN Müessesemlzde mevcut muhtellf harmanda yünlü üretim artıkları ile takriben onbln kllogram clvarında hamyün yağı (lanolln) açık arttırma suretiyle 4 ağustos 1982 çarsamba günü saat 14.00'de tnüessesemizde satışa çıkarılacaktır. Şartnaraesl: ÎSTANBUL'DA: Sümerbanb Alım ve Satım Mües8esesl Müdürlüğü Haberleşme Servisi Bahçekapıtstanbul ÎZMÎR'de: Sümerbank Konak Mağazası Müdürlügünden. BURSA'da: Müessesemla Tlcaret Müdürlütünden temin edllebllir. (Basın: 13989) 5208