19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurjyet 12 1 MASIS 1982 Sofya'dan izlenimler Sabancı, "Bir Kayseri plağı döndürmek,, icin gelmisti | Ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Lukanof'u Türk Heyeti çok sevdi. İTO Başkanı, «Özal'la görüşmek için gelecek olan Lukanof un Istanbul'da da kalmasını istedi. Erbil TUŞALP Bulgaristan Ha!k Cumhuriye ti'nın ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Andrea Lukanof, Odalar Birlıği Heyeti'nce en çok sevilen Bulgar Devlet adamı oldu. Lukanof, Bulgaristan'da son bir yüdır göze batan liberalleşme eğiliminin sorumlusu ya da planlayıcısı olarak tanınıyor. Türk ve Bulgar heyetlerinin temaslan sırasında kendieine «Bulgaristan'm Turgut özal'ı» denllerek haksızlık bile yapıldı. SABANCI SOFYA'DA 1 Bir sabah, ünlü Vıtoşa OteIl'nin lobisinde söyleşen Odalar Birliği Heyeti birden ayağa kalktı. Yazar «Hoşgeldin ağam» diyerek Sakıp Sabancı ıle kucaklaştı. Sabancı, kendi deyişi ile «bir Kayseri plağı döndürmeye gelmisti» Sofya'ya Naylon ipliği hammaddesi almak için görüşmeler yapacaktı. Yazar yine ttim kültür ve sanat etkinliklerini bir yana iterek Vizon Show"u anlattı a, yaküstü ve görmesini sahk ver di. Büyükelçi Yıldınm Keskin Sabancı ile ilgileneceğinı söyledi. Sabancı böylece Elçilik Müsteşarımn eşliğinde Türk haftasını renklendirdi. Sabancı önce Türk sanayi sergısini gezdi. Sonra da Vizon Show'u gördü. Buzdolaplan ve çamaşır makinalarmın bulunduğu reyonda «Allalı Vebbi Koç'tan razı olsun,» dedi. Narenciye reyonundan bir limon alıp «Ob mis gibi Anadolu kokuyor» dedı. TCDD reyoriunun önünde duran bir görevliye sa rılarak «Bizi siz kurtaracaksınız» diye konuştu. Bir de anısını anlattı Sabancı: 500 BtN LİRALIK BÜZ OOLABI « 1957 yılında evlenecektirn. Buzdolabı almak gerek, ama Türkiye'de yok. Çare, Incirlik'teki Amerikalıların kuilandıklan eskiyi almak. Yüzba şı Crevven'i bulduk. 9 bin lira ödedik ve 9 ay bekledik. Bugünkü parayla vuruşturursan 50u bin lira eder. Çok şükür bugünkü Türkiyede buzdolabı almak için artık Amerikalı yüz başıyı, binbaşıyı beklemeye gerek yok. Bunun için AUah razı olsun dedim. Vebbi Koç'a yağ çekti diye yazmayın.» Sabancı, Türk Sanayi Sergisi'nden «Bir gün bana burada gördüklerimi göreceksin deselerdi, benimle alay etmeyin der dim.» diyerek aynldı. FAZLA GELEN YAN Bir Bulgar diplomat sanayi sergisinin amacının dışına çıktığıru çok ince bir dille anlatırken haksızlık ettiğini sanıyordum. Ama Bulgaristan'da 4 yü ticaret ataşeliği yapan Yu suf Tunalı'nın Bsrnik Kültür Sarayuun 700 kişilik tiyatro sa lonundaki balk danslan göstorısinden memnun kalmayışuıın gerekçesi haksızlık etmediğimi ortaya çıkardı. Yusuf TunaU Pernikte bir tek Türk olmadığını yana yakıla anlatırken «bu gösteriyl Şumnu'da yapsajdıkyer yerinden oynardı» dedi. Bulgaristan'm başkenti Sofya'daki Türk haftası böylsce ardından konuşulacak çok şey bırakarak başarı İle tamamlaadı. « B i T T i J Boğazici Rektörü: Kontenjanı bir kişi bile arttıramayız DEGISIKLIGINE TEPKILER Yardımcı Doçent Erdal Yavuz «YÖK'ün eğitim programlannı kısıtlı ve tek diize hale getiren son düzenlemeleri bilimsel özerkliğe aykındır.» Dr. Tülin Hoşgör, «bu konuda atılacak bir adım daha olabilir, bu da üniversite öğretim elemanlarının ses kayıt bantları ile ikame edilmesidir.» ANKABA, (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek öğretim Yasasında yapılan değişikliklere tepkiler sürüyor. ODTÜ Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Y. Doç. Dr. Erdal Yavuz, «Yüksek Öğretim Kurulunun eğitim programlarını lasıtlı ve tek düze hale getiren son akademik düzenlemelerinin üniversitelerin bilimsel özerkliğtne aykın olduğunu vurgulamak bir görevdir» dedi. Sîyasal Bügiler Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Tülin Hoşgörı ise «Üniversite gibi topiumun ve insanın iiretilmesüıde böyle hayatl önemi olan bir kurumun bu tür cezalandırmayı haketmiş olduğu düşüniUemez» dedi. tstanbul Haber Servisi 19 üniversite rektor ve temsılcıleriyle Gülhane Tıp Akademısı temsilcjlerinin katıldığı Univer sitelerarası Kurul dün Istanbul da toplanarak YÖK'e sunulacak önerilenn komisyonlarda belirlenmesini kararlaştırdı. Toplantı sonunda bir açıklamada bulunan Üniversitelerara rası Kurul Başkanı Prof. Dr. Cem'ı Demiroğlu. doçentlik sınavı için 30 hazırana kadar es ki yönetmeliğin geçerli olacağı nı, ancak bazı yasa maddelerin de tereddütlerin bulunduÇunu belirtti. Demiroğlu, 30 hazirana kadar basvuruda bulunacak do çent adavlarınm girece^i sınav ve işlemleri konusunda YÖK ve idare hukukcularmdan görüş ah nacağını ifade etti. Doçentlik sınavlanna yapılan itirazlarm toplantıda ele ahndı ğım da kaydeden Demiroğlu, doçentlik sınavlanna katılanlar için 6 kasımdan önce bir sınav açılacağını söyledi. Üniversitelerin Kurul toplantısında, YÖK'e sunulacak önerilerin komisyondan geçirilmesi kararlaştınldı. Doçentlik Sınavı için 30 hazirana kadar eski yönetmeliğin geçerli olması kararlaştınldı, ancak YOK'ten görüş istenecek. Prof. Demiroğlu ayrıca, ünı versite ve fakülteler arasmdaki nakillerin ilgili Dekan ve Komısyonlardan oluşturulacak, sağlık, sosyal, fen ve teknık bı limlen konseyinın göruş'.eri a lınarak önerilerin YOK'e ıleüle ceğini, nihaı karann ise YOK tarafından alınacağını sözlen ne ekledi. Demiroğlu, açıklama lan sırasmda, profesörlüğe yük selme işlemlerinin 1750 sayılı yasaya göre, tamamlanacağını, ancak atama ışleminin yapıla mayacağını bildırdi. DOĞR.'VMACI YEMEĞE KATILDI • İstanbul Ünlversitesi Senato salonunda verllen öğle yemeği ne YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramaeı da katıldı. Yapılan açıklamalardan anla sıldığına göre, toplantıda YÖK'e sıınulmak üzere hazırlanacak ö nerilenn komısyonlardan geçı rılmesı kararlaştınldı. Yemek sırasında bir gazetecinin Demiroğlu'na «YÖK'e ne gibi somut öneriler sunacaksınız?» şek lindeki sorusuna «Doğramacı'ya sorun yanıtını verdi. Doğra ramacı ise aynı soruya «Ben ml safirim açıklama yapamam» de di. ÜRKÜTÜCÜ Toplantıdan sonra Prof. De miroğlu, YÖK'ün üniversite kontenjanmı bir misli arttırmak ıstemesi önerisiyle ilgili bır soruya «Üniversiteye giriş te başansız öğrencilerln durmadan smava girmeleri ürkütüeüdür. Üç defa başan göste remeyen öğrenci hiç gösteramez. Bu yıl üniversiteye 400 bin küsür ögrenci sma\'a gırdi. Artırılan kontenjana da bu ihtiyacı karşılayamaz» dedi. «YÖK'e rağmen siz kontenjanınızı artırabüecek ve bugünkü eğitim düzevinde ö'ğren ci mezun edebilecek misiniz?» sorusuna Prof. Demiroğlu «Is tanbul ve Ccrrahpaşa Tıp Fakültelerinın kontenianlannın arttınlması mümkün değildir. Zaten İstanbul'daki Tıp Pakül teleri, Türkiye'deki toplam Tıp öğrencîlerimn yüzde 45'ini oluş turnyor» derken, Boğazici Üni versitesi Rektörü Prof. Semih Tezcan da «Azanı! kontenjanı mızı belirİPdik. Blr kişi dahl fazladan öğrenci alamayızj» Y. Doç. Dr. Erdal Yavuz (ODTÜ Ekonomi Bölümü) Nasır döneminin izleri canlanıyor «Yüksek öğretim Kurulu Başkanı Sayın Doğramaeı'. mn son yasa değişîkliğine artan tepkiler üzerine görevlerini yapanlann korkmaması gerektiğini ifade ettiğini gazetelerde okudum. Korku veya korkusuzluğa dayandınlan bir platformda yasa ile ilgili düşüncelerini açıkça söyleyenlerin, üniversite mensuplarının temel hak vo özgürlükleri yanında mesleki giivencelerinî de keyfiliğe nıahkum edecek bir düzenlemeye karşı çıkanlann görevlerini yaptıklan ve bu nedenle de korkacak bir seyleri ohnadığı inancmdayım. Öğrencilerini, yasanın amaçladığı şeldlde «Hür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş bir dünya görfişüne sahip insanlar» olarak yetiştirme görevini üstlenen her ögretim üyesinin esasen bu niteliklere sahip olması bir gerek ve bunlan savunması da bir görevdir. Aym şekilde Yüksek öğretün Kurulunun eğitim programlannı kısıtlı ve tek düze hale getiren son akademik d&zenlemelerinin üniversitelerin bilimsel özerkliğine aykın olduğunu ve yasanın ilkeleriyle bile çeliştiğinl vnrgnlamak da bir görevdir. Korkulacak olan bu görevler yerine getirilemezse TürkiyedeM yüksek Sğretimin geleceğidir.» «Yasayı o zaman doğru anlayıp, sakmcalannı değerlendirebilenler için son değişiklikler sürprlz olmamıştır. Değişiklik yasalan esasen, YÖK ile öngdrülen yeni bir yüksek öğrenlm ve billm anlayışımn yaptınmlarıdır. Ümversite, böylece tüm kurumlan ve üyeleri ile özgür ve biUmsel düşünceden, çağdaş huknk ve demokratik yönetim ilkelerinden yana olan inanç ve tutumunu sürdürmek ile, toplum ve insanı üretme görevini yerine getirirken aydın ve eğitmen olmanın onur ve sorumluluklanndan özveride bulunmak arasmda bir seçime zorlanmaktadır. Oysa insanın özfine geUşim lde«(Arkası 9. Soyfada) Mısır'da 8 yıl aradan sonra radyo ve TV'de yurtseverlik sarkıları çalıyor Cengiz ÇANDAR bildiriyor KAHİRE, Mısır TV'sınde geçen akşam genel istek nedeniyle ikinci kez gösterilen program vardır. Progra mm adı «MisriyyunMısırlılar» idi. Program, 4 savaşı (1948. 1956, 1967 ve 1973) ve Sma'nin gerı alınışına dek geçen sıyasal gelişmeleri konu ahyordu. Belgesel film lerle süsienmişti. Bu arada yetkililer de ekrana Çikıp konuşuyorlardı. Örneğin bugünkü Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Hava Kuvvetleri Komutanı ünifonnasıyla, 1973 savaşı sırasında genel karargâhmda çekilen bir görüntüyle programda yer aldı. 1973 savaşı sırasında topçu birliklerine ku manda eden, şımdıki rejimin güçlü adamı ve Cumhurbaşkanı Yardımcıhğının en buyük adayı Savunma Lakam Mareşal Abdulhalim Abu Gazala da konuştu. Abu Gazala, Mısır askerinin sa vaştaki kahramanlığını anlatırken, bunun doğal olduğunu. çünkü Mısır askerinin Bamses'in oğlu ve Halit Bin Velid'in oğlu olduğu nu söyledi. Ramses ile Halit Bin Ve lid'ın arasında her ikisinin de Mısır tarihi geçmişinde yer almış olnaalanndan baş k a hiçbir özellik yok. üki Mısır'ın araplık ve islam ön cesine ait. İkfncisi ise Arap ların Islam'la birlikte Mısır'a girişini ifade ediyor. Aslında Mısır'da bir süre kalmca, Abu Gazala'nm söz lerinin ardında bugünun Mısır'ımn gerçeğinin yatta ğı kavranabiliyor. Mısır yakın tarıhte bu iki sınin bileşimi 1952 devriminden beri, tüm Nasır dö nemi boyunca Mısır'ın Arap karakteri vurgulanmış. Camp David'den sonra ise Mısır, Arap Dünyası'nda yal nızlığa itilince araplıkla tam aynıyet taşımayan özel Mı strlı kimliği öne çıkarılmış. Bu da Firavunlar dönemini. öne çıkarmak, Mısır'ın bu döneme. yani binlerce yıl gerilere gıden özel bir kişi liği oldugunun altını çizmek demek.. Nasır ile Sedat arasmdaki çarpiCT farklardan biri de bu. Nitekim, söyleşimizd© Mı sır'm ençok satan gazetesi ElAhbar'ın (500 bin, cuma günleri 1 milyon, buna kar şılık ElAhram 400 bin. cu ma günleri 800 bin. üçüncu durumdaki ElCumhurriyye ise 120 bin dolayında. ElAhbar'ın magazin haberi de vermesine karşılık ElAhram tümüyle ciddi. siyasi bir ga zete) başyazan kıdemli ga zeteci Mustafa Amin kendi si amansız bir Nasır muhalifi olarak tanmıyor. «Sedat bize Mısır ismini geri getirdi. Nisır zamanında Mısır Iı olmaktan çıkarılmıştik. ts mimiz Birleşik Arap Cumhu riyeti idi» demişti. Sedat'la birlikte ülke kapı larını dünyaya, özeüikle Ba tı'ya açmca Mısır turist akınma uğramış. Kahire sokaklannda gezerken insan kendisini Sultanahmet'te ya da Nuruosmaniye'de his sediyor. Tabii. bu san saçh mavi gözlü turist toplulugu da Ayrıca, Sedat dönemindo neredeyse tümüyle izleri sllinmiş olan Nasır döneminin anılan yavaş yavaş can landırılmak isteniyor. Bunun en belirgin işaretlerinden biri yaklaşık sekiz yıldır radyo ve TV'de hiç çalınmamış olan 1960'lann yurtseverlik şarkılan son bir haftadır programlarda yer almaya başladı. Daha da önemlisi, Sedat döneminin son yıllannda resmi yayınlardan çıkarılmış olan ünlü şarkıcı Üm Kaltum (Türkiye'de Ommü Gülsüm olarak tanınır) yeniden tele vizyonda gözüktü. Dr. Tülin Hoşgör (SBF) Hacca gitme basvurusu 3 mayısta başlıyor ANKARA, (a.a.) Hacca gjtmek isteyen yurttaşların 3 mayıs pazartesl gü nünden Itibaren ll müftülüklerine başvurmaları gerektiği açıklandı. Bakanlıklararası hac ko misyonu 1982 hac programı ile ilgili esasları belirle dl. Buna göre. bu yıl da daha önce hacca hlc gitmemiş yurltaşlar dini vecl belerini yerıne getirebılecekler. Ingiltere, "ne zaman, nerede, nasıl,, vuracağını hesaplıyor Ahmet TAN bildiriyor LONDRA Bayan Thatcher şu sıralarda mesleğe yeni başİamış bir gazetecinin heyecanı ve tedirginliği içinde: «N»lerın doğru yanıtlannı bulmaya çalışıyor... îngiliz Silahlı Kuvvetleri «Ne zaman», «Nasü», «Nerede» harekete geçecek?. Güney Georgia'nm «Yeniden fethi»nden sonra, İngüiz Genelkurmayı, askeri seçeneklen «Harekat masası»na sermış, Başbakan'ın kararını bekliyor. Masa'daki seçenekler şöyle: Falkland adaları'na çıkart ma yapmak, paraşüt birliğı indirmek. Arjantin'deki deniz ve hava Uslerini bombardıman etmek, Adaları çok sıkı bir deniz ve hava sblukası altmda tutup adadaki Arjantin birliklerini yiyecek ve askeri gereksinmeler bakımmdan zayıflatıp dirençsiz hale getirmek. Bu seçeneklerin «Etüdü» ise sonuncudan başlıyarak şöyle yapıhyor: Palkland adaları çerçevesinde uzun surecek bir «Nöbet maratonu»nun rıski fazla. Güney yarım kürede kış bastınyor. Kutup bölgesinde beklemeye dayanan boyle bir askeri operasyon belkı diplomatik çözüm içın kapılan açık tutacağından, yararlı gorülebılır ama bu donanmanm insan gücünü zayıflatır. Okvanus ortasmda sıfırm altında bir havada haftalarca sürebılecek böyle bır bekleme yarışı îngiliz askerlerımn de dırencıni azaltır. Kaldı ki, böyle bir operasyondan adadaki Arjantin birlikleri kadar îngiliz asıllı halk da zarar görür. Falkland adalarına değıl de doğrudan Arjantin'dekı hava ve deniz üslenne yönelecek bir askeri harekat, stratejık bakımdan çok etkin bir yol. Ancak bunun siyasal riski çok fazla. Önce Latin Amerika ülkelerinden bir çoğu bölgelerindeki bir ülkenin bir Avrupa ülkesi tarafından bombardıman edilmesine çok sert tepki gdster rebüirler, aktif olarak Arjantin' ın yanında savaşa gırebılırler. Bunun ötesinde Ariantinin hava ve deniz üslennın felce uğratılmasma ABD, karşı çıkacaktır. Çünkü Reagan yönetimi hava ve deniz kuvvetleri «mahvedilmiş» yada «sakatlanmış» olan Arjantin'in kayıplarını karşılamak ve Arjantin'i askeri bakımdan yeniden donatmak zorunda kalacaktır. Ayrıca îngiliz silahlı kuvvetlerinin doğrudan Arjantin'e saldırmasını tngiliz kamuoyunun ve İngiliz parlamentosunun desteklemesi çok kuşkuludur. Görüldüğü kadarı ile Îngiliz halkı bu «Işgal olayı» ils ulkelerinın onurlannın zedelen nıiş olduğuna inanmış olmakla birlikte, «1800 kişilik Güney Kutbu adalan» için ülkelerinin topyekün bir savaşa girmesinden yana değildir. Aynca şimdiye dek hükümeti destekleyen parlamento'daki siyasal partilerin ve iktidar (Arkası 9. Sayfada) Yunanistanla Rum yönetiminin arası açılıyor £ Yunan hükümet sözcüsü Kipriyanu'nun A KEL'le anlaşmasma tepki gösterdi Stelyo BERBERAKİS bildiriyor ATtNA Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun, Kıbns Rum yönetimi lideri Kipriyanu ile önemli bir görüş ayrılıgına düştüğü hükümet sözcüsü tarafından yapılan bir açıklaınadan sonra anlaşıldı. Kiprıya nu'nun Rum Demokratik Par tisi (DEKO) ile Kıbrıs Komü nist (AKEL) Partisi arasmda ya püan ve Başkanlık seçimlerin de Kipriyanu'yu desteklemeyi öngören anlaşma tki lider ara smda kesin hatlı bir görüş ay nlığına dönüştü. DEKO ile AKEL arasmdald işbirliğinin amaç ve nitelikleri nı Papandreu'ya anlatmak üzere Atına'ya özel olarak gelen ve önceki gün Papandreu ile görüşen Kipriyanu'nun guvenı lır Savunma Bakanı Benjamin de, bu göruş aynlığının ortaya çıkmasım onlemede Papandreu yu ikna edemedı. Nitekım bu gdrüşmeden he men sonra Yunan hükümet söz cüsü Kıbrıs'takı bu ışbırlıği hakkmda şu açıklamayı yaptı: «Yunan hükümeti, Kıbns hal kına kendJlerinin mücadelesini desteklemeye ve tüm Yunan hal kının dayanışmasının kesin ve israrlı olduğu güvencesinl bir kez daha bildirir. Kıbns'm her yasal Başkanı ve partisine des tek olmak ve Işbirüği yapmak Yunan lıükümetinin ulusal gö revidir. Ayrıca bağımsız Kıbrıs devletinin onurunu, içişlerine karışmaksızın korumak da bu görevleri arasındadır. Ancak Atina hükümeti, son günierde imzalanmış ortak bildiri ve bir leşik programı da bu ulusal gö revi jçinde mütalaa ederek aiı yor demek değildir.» Bu arada Yunan Komünist Partisi, Yunan hükümetini Kıb rıs'ın içişlerine karışmakla suç ladı. (a.a)'ya göre, Kiprıyanu demeçten hemen sonra telaşa kapıldı. Bir yandan Yunan Büyükelçisi, diğer yandan da Pa pandreu ile temas kurmaya ça lıştı. Ancak Rum kaynaklanna gore, en az 10 kez Atina ile telefon bağlantısı kuran Kipri yanu'nun Papandreu ile görüş mesi mümkün olamadı. ERMENÎ TASARISI Bu arada Kıbns Rum Temsilciler Meclisi «sözde Ermeni katliamını» kınayan bir karar tasansını oybirliğiyle kabul et ti. KTFD Başkanı Denktaş, RumErmeni isblrliöini tuırt. Mr Haig, 13 mayısta Ankara'ya geliyor ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) ABD Dışişleri Bakanı AIexander Haig'in ocak aymda ertelenen ziyaretini mayıs ayı nın ikinci haftası icînde yapma sı kesinleşti. Haig'in 1315 mayıs tarihleri arasmda Türkiye yi resmen ziyaret edeceği dün Dışişleri Bakanhğmca resmen açıklandı. Açıklamada, Haig'in iki Ulkeyi ilgilendıren konulan görüşmek üzere Türkiye'ye geleceği bildirildi. Haig'in ocak ayında yapması gereken ziyaret, Polonya'da ordunun vönetime el koyması so nucu ortaya çıkan gelişmeler üzerine ertelenmişti. Amerika Mektubu Haiuk ŞAHİN Tanıtma cabaları benimsetici olmalı m Yunanistan NATO tatbikatına katılmıyor ATİNA, (Cumhuriyet) Yunanistan Savunma Bakanlığı 3 15 mayıs tanhleri arasında NATO tatbıkatma Yunanıstan'ın katılmayacağmı ve aynca NATO ul kelerinin bu tatbikat sırasın da Yunan Ulusal Egemenlik alanlarını kullanamayacağını açıkladı. Eğıtim niteliğindeki bu NATO tatbikatına 1982 yıhn da Yunan Silahlı Kuvvetlerinın «komutanlık, güvenlik ve denetim konusunda çıkan sorunlardan ötürü katıl mayacağı» belirtildi. Rogers planı ile NATO'nun askerı kanadına donen Yunanistan'm bugünkü sos yalist Pasok iktidarının Başbakanı ve Ulusal Savunma Bakanı Andreas Papandreu, «Ege denizinde bu planın öngördüğü komutanlık, güvenlik ve denetimin Türkiye ile paylaşılamayacagını : ve Rogers planınm ne içinI de ve ne dışında olduğunu» garıp bir biçimde söylemek 16 Alman Kaymakam Vali Ayaz'ı ziyaret etti ÎSTANBUL, (a.a.) tçişlerl Bakanljğının resmı davetlısı olarak bır hattadır ülkemızde bulunan Federal Alman 16 kay makom, dün istanbul Valısı Nevzat Ayaz'ı ziyaret etü. Ayaz, zıyaretlerı sırasında ko nuk kaymakamlara kentin ida ri yapısını anlattı. Ayaz, İstan bul'un en büyük sanayi, kültür ve ticaret merkezı olduğunu be lirtü, Türk sanayısının yüzde 50'sini, Devlet gelırlerımn de yüzde 36'sını bu kentin karşıladığını söyledi. Ayaz, kaymakamları İstanbul'da görmekten büyük mutluluk duyduğunu kaydetti. Konuk kaymakamlar adına konuşan Federal Ahnanya Ilçeler Birliği Başkanı D.. Karl Rehrmann ise, iki Ulke arasındaki ilişkilerin ve bağlılığın da ha da kuvvetlendirilmesini arzuladıklannı ifade etti. tstanbul'a gelmeden önce Ankara, Antalya ve Ege Bölgesinde ıncelemeler yaptıklannı belirten Başkan Dr. Rehrmnıann, Türlc WASHÎNGTON Geçenlerde buradakı Türk Amerıkan Derneğı bır şıır muzik geceü duzenledi. Washıngton ve dolaylarmı pıtrak gıbı saran dev apartmanlardan bırının partı salonunda yuzu aşkın Türk ve Amerikalı bıraraya geldi. Yenildı, ıçıldı, aralarında bır Türk kızının da bulunduğu bır üçlunün çaldığı müziğe kulak verildi. Sonunda sıra şiire geldi. Uzun yıllardır îndıana Unıversitesı'nde Türk dili ve halkbilimi dersleri vermekte olan Profesör îlhan Başgöz, Yunus Emre'den Bedri Rahmi'ye, koşmalardan manilere, bir dızi şiir okudu. Eaşgöz şiir okııma sanatmın yabancısı değıl. Bu alandaki deneyimi ta 1940'larda Ankara Radyosu'ndaki Şiir Saati'ne kadar dayanıyor. Şıirle hiçbir yakınlığı olmayanlarm bile kulağının pasını almasını, bambaşka kültür rüzgârlarıyla aşınmış gdnüileri Türkçe'nin ılık esintisiyl© okşamasını iyi biliyor. Pek az Türkçe bilen Amerikalılar da bu esintiden kendisine bir pay çıkarabiliyor. Oysa şiir, Amerikalıların içli dışlı olduklan bir şey değil. Hemen hiçbir zaman da olmamış. Her şey gibi şiir de uzmanlaşmış burada, daha çok Üniversitelerin ya da Bohem kentlerin bir kuytusuna sığınmış. Şiir matinelerine şairlerden başkası pek katılmıyor. Türkiye' de bir zamanlar şiir defterlerinde bulunan avuntuyu, buradaki gençler Rock müziğinin sözlerind* ya da melodisinde anyorlar. Bu olgu ABD'de yetişen TUrk çocuklan için de doğru. (Arkon 11. Soyfado) TÖNETtCtLER Türkiye'de Hk kez caz festivali düıenleyen İstanbul Filarmoni Derneği yöneticllerl basm toplantıstndan sonra (Fotoğraf: Ferda VOLKAN THA) Mussolini'nin oğlu da katılacak Türkiye'de ilk kez caz festivali düzenleniyor Fitaş ve Dünya Sinemalannda gerçekleşecek festival çerçevesinde 24 konser verilecek Sanat Semrlsi îstanbul Fi Türk topluluğunun katılacağı larmoni Derneği'nin 1830 ma bildirildi. Rtaş vo Dünya Sineyıs tarihleri arasmda duzenledi malannda da Benito Mussolini'nin oğlu Romanno Mussolini'nin toplulu ğu da yer alıyor. Uluslararası 1. tstanbul Caz Festivali ile ilgili olarak dün Filnrmnrn Tiami****"* •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle