Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MAYIS 1982 •••• Cumhuriyet 11 Nadir Nadi'nin • Devlet Bakanı Mehmst özgüneş, Vakıf klralannın gülunç denecek kadar düşük olduğunu söyledi. • Türkiye'nln en yaşlı kadını Zekiye öaser Ankara Yenldoğan daki evinde geçirdiği bir kalp krizi sonucunda öldü. 136 yaşında ölen özer'in 11 çocuğu, 64 torunu, 340 torun çocuğu 95 tanede tornnun torunıı bulunuyor. •5 Haziran Dünya Çevre Günü tstanbul Kutlama Komitest flk toplantısım diin İstanbul Vali Yardımcısı Adnan Kızıldağlı başkanhğında yaptı. • Mehmet Zeki Kuşoğlu'nun «günümüz sanatında metal kes me, sedef kaknıa kıymetli madenlerle tablo ve madalyon yapımı» sergisl diin 18.30'da Topkapı Sarayında Vall Nevzat Ayaz tarafından açıldı. • İstanbul Sağlık Müdürlüğü salgın hastahklara karşı şehir suyunu günaşın «klor» kontrolünden geçiriyor. (Baştarafı 1. Sayfada)' davada gazetemiz kurucusu Yu nu s Nadi İle Başyazaramz Nadir Nadi aleyhine söyledigi söz lerden dolayı Nazlı Ihoak hakkında, Başyazanmız Nadir Nadi'nin açtığı davaya da Zeytinburnu 1. Asliye Ceza Mahkeme si'nde devam olundu. Başyazarımız Nadır Nadi'nin Tercüman Gazetesi hakkında açtığı tazminat davasımn duruşmasma, söz konusu yazıların sahibi Ergun Göze ve avukatı katılmadılar. Nadir Nadi'nin avukatı Burnan Anaydın, mahkemeye sunduğu cevabi dilekçesinde, Tercüman avukatının ileri sürdüğü savunmayı ya nıtladı. Savunmasında avukat Sahir Erman Cumhuriyet Ga zetesi için «Cagaloğlu'nun veya Babıall'nin Pravda'sı denilmesinde bir hakaret olmadıgını ileri sürerek «Çünkü Sovyetler Birliği'nde yayinlanan Pravda'mn Komünist Partisinin resml organı olduğu meçhulümüzdiiri diyordu. Burhan Apaydın bu savı yanıtlarken şunları belirtti: «Davali vekili avukat Erman ın Sovyetler Birliti'nde yayınlanan Pravda Gazetesl*nin niteliğlni bilmeyecek kadar gözlerini dünyaya kapamış olduğu düşünülemez. Dcmek ki, Tercüman Gazetest yazarlan hoşlarma gitmeyen însanlara komflnist derken, komünizmin ne oldufunu da bîlmiyorlar. demektJr.» «Şimdi biz. Profesör .Sahir Erman'ı ve Tercüman yazarlarını Pravda'nın ne olduğunu öğrenmelcri İçin «!Woskova»ya göndermeye lüzum bırakmadan, Türkiyc'de yayınlanmış olan «Meydan Larousse» adlı eserln 10. cildinin 317. sahifesin de yer alan «Pravda» pasajım oltuınaya ve o suretle öğrcnmeye davet edellm: «Pravda (Gerçek), S.S.C.B.'de günlük gazete. Komünist Partisinin merkez yayın organıdır.» Bu durumda, Profesör Avukat Sabir Erman tarafından «Pravda'nın Komünist Partisinin resmi organı olduğu meçhulümüzdür» şeklindeki beyanının bilgi kıthğından mı yoksa samiml bir Itirazda bulunmadıgından mı tlerl p;eldiğmin takdirini sayın haldmlig'lnlze bı rakıyortız. Fakat. herhalde, bundan sonra bir öğrencisi ken disine «Pravda gazetesi nedir» diye sorduğunda, Profesör Sahir Erman «Meçhulümdür» veya «Bilmiyorum» diye bir cevap vermeyecek ve en azından Meydan Larnusse'deki bilgiye dayanarak öğrenrisini cevapl» yacaktır.» Avukat Burhan Apaydın cevabi dilekçestncie «Fikir adamlarına mlUetin menfaati için ça ba eösteren insanlara iftlra ama cıyla komünist demektedirler. TCK'nın 142. maddesine göre komünist yayında bulunmak suç oluşturur. Bir kimseye komünist diyerek ithamda bnlunmak, bu bakımdan hakaret fiiHni tşlemek demektir» görüşünü savundu. Ergun Göze'nin bu yazıları sazete sahibi Kemal Ihcak adına yazmaya memur edildiğinin anlaşıldığını da savunan Apaydın, dilekçesini şöyle sürdürdü: «Bu davanın konusu l'lusal Kurtulnş Savaşı'nda Atatürk'iin vannda dö?üsf kntılan va Atatürk'ün Büyük Nutku'nda ö zel yer verdiği ve tarîhe şerefle geçmlş olan merhum Yunus Nadi ile birlikte Nadir Nadi'nin şeref ve haysiyerine saldırılmış olmasıdır. Biz bunun hesabını soruyorur.» ZEYTİNBURNü'NDAKt DAVA Zeytinburnu 1. Aslive CeTa Mahkemesi'ndeki davada ise, Tercüman yazan Nazlı Ihcak, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi aleyhine sarfettiği sözlerden dolayı yargılandı. İstanbul Barosu Başkarıı Or han Apaydın'm Tercüman Gazetesi sorumluları hakkında açtığı davanın görülnıesi sırasmda, Nazh Ihcak gazetemiz kurucusu Yunus Nadi've hakaret etmiş ve bu sözjer uzerine Baş yazarırmz Nadir Nadi kendisi hakkında ceza davası açmıştı. DünkU duruşmada, avukat Orhan Apaydm'ın Banş Derneği davası nedeniyle tutuklan madan önce yazdığı dava dilek çesi okundu. Daha sonra Nazlı Ilıcak'm sor RUSU yapıldı. Ihcak, sorgusunda «hakaret kastı» taşımadığını, îstanbul Barosu Başkanı Apaydın tarafından aleyhine açüan davanın görülmesi sırasında, avukat Orhan Apaydın'ın Tercüman Gazetesine ve eşi Kemal Ilıcak'a yönelik konuşması nedeniyle yanıt vermek zo runda kaldığını belirtti. Ihcak, 2. Dünya Savaşı sırasında da Cumhuriyet Gazetesinin kapatıldığım söyledi. Bu sözler Uzerine Burhan Apaydın, gazete kapatılmasınin bir suç niteliği taşımadığını belirtip, Tercüman gazetesi nin de bir süre önce kapatıldığıni hatırlattı. Apaydın, Tercü man'da her zaman Atatürk aleyhinde yazılar yaymlandığını belirterek, «Yunus Nadi, Atatürk'ün Büyük Nutku'nda yer alraış bir insandır. Orhan Apaydın tarafından samk , aleyhine TopJu Basın Mahkemesinde açılmış olan ceza davasında, hiç geregi yok iken Cumhnriyet cazetesine ve onun ku rucusu Yunus Nadi'ye hakaret nitellğindeki sözlerin sarfedilmesi bundan ileri gelmektedir» dedi. Eurhan Apaydın, samğın sa bıka kaydımn eksik gönderildiğini de belirtti ve Nazh Ilıcak1 ın Danıştay'a hakaretten kesinleşmiş bir mahkumiyet karan olduğunu belirtti. Duruşma, sabıka kaydınm sorulması ve diğer belgelerin getirilmesi için başka güne er telendi. DISK davası '(Baştarafı 1. Sayfada) ragrafın yorumlanması yolaçtı. SORGU SÜRDÜ Saat 11.00'de başlayan dünkü duruşmada duruşma yargıcı Çetin Güvpner bir önceki oturumda. «Demokratik S«Sinıf ve Kîtle Sendikacılığı Temel tlkelerl» kitabındaki görüşlerden kalındığı yerden sorguyu sürdürdü. «İşçi sınıfınm ekonomik. politik ve ideolojik mücadeleslnin bütünlüğünün bilincinde olan ve sendikal mücadeleyl bu temel üzerinde siirdürme ilkesine dayalı sınıf sendlkacıhğmın temel ilkeleıi şunlardır» cümlesinin açiklanmasını istedi. BaştÜrk daha önce birkaç kez açıkladığı gibi bütünlükten anladıklarının ekonomik mücadelenin sendikalar; sivasal ve ideolojik mücadelenin partiler tarafından yürütülmesi olduğunu bildirdi. «Buna Have edilecek birsev vok. Sınıf Rpndikalan işçi sınıfınm ekonomik mücadele araçlandir. Politik. fdeoloiik mücadelenin de işçiler tarafından verileceği belirtümiştir. tşçi sm»ının politik ekonomik. Ideolo.tik mücadelenin bütünlüğünün blMnrinde oldufu, sömürüyü smırlandırma mücadelesini. sömürtivü kaldırma mücndelesinin bir par çası eördüğü. sendikaiann sömüriiyü kaldıran degil. sömürüyü sımrlandıran mücadelevj yapacaklannı anlatıyor.» dedi. nomik, politik ve ideolojik mü cadelesinin bütünlüğünün bllin cinde olma ve sendikal mücadeleyl bu temel uzerinde sürdürme ilkesine dayalı olmak demek sınıf sendikaları» şek linde geçirdi. Baştürk bu zapte itiraz etti. «Yazdığımız tarihlerde suç olmamış deyimler uzerinde tartışıyonız.» dedi. Bu arada avukatı Ercüment Tahlroğlu da söz almak istedi. Yargıç, sorgu arasında söz veremeyeceSini bildirdi. Tahiroftlu açıklamanın zapta yanhş geçtiğini bildirerek itirazmı sürdürdü. Bunun uzerine Mahkeme Başkanı Orhan Gülhan'ın talimatı ile «dlslplinsizüğl aebebiyle» Tahiroğlu duruşma salonundan çıkarıldı. Bastürk yeniden söz aldı ve itirazı, oBaştiirk bondan ötirekl heyanın yanlış anlaşıldığım bildlreppk cevabım siirdiirdn» şeklinde g^sçti. Daha sonra da açıklaması zapta şöyle aktanldı: Eğitîm Kursunu bitiren gümrükçülere diplomaları verildi İstanbul Haber Servlsl Gümrük Muhafaza Müdürlüğü 29. dönem mesleklç! eğltim kursunu bitiren 3'ü bayan 73 memura diplomaları önceki gün Tekel Cevlzli tesilerında törenie verildi ve bu kursların bundan sonra da südürüleceği beürtildi. Gümrükler Genel Müdürü Hayrettin Hanağası'nın bir ko nuşmo yaptığı törene, İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdür Vekili Necdet Güneşoğlu, Bakanlık Müçaviri Hldayet Karagül ve öteki ilgilüer de katıldılar. GÖZL (Baştarafı 1. Sayfada) Gelişim maşallah çok umut vericl: Zarar eden özel sektörün lmdadına devlet baba yetişsin, ancak KİT'ler zarar ederse, devlet buna karışmasın! Kamulaştınlan topraklar ve madenler de eskl sahiplerine geri verilsin! Bu «geri verme» işlerinde, Danışma Meclisl Uyesl Turgut Yeğenağa adı ortaya çıkıveriyor. TurRut Yegenağa. Toprak ve Tarım Reformu Yasası ö n Tedbirler Yasası'nı görüşen Geçici Komlsyon'un Baçkanıdır. Toprak sahiplerlnin avukatı Adil Rastgeldi'yi cagırıp. Komisyonda konuşmasmı saglayan ve de Maden Yasası konusunda madenlerin eski sahiplerine geri verilmesi için konuşan da sayın YeSenaga'dır. Saym Yeğenağa. 1961 yılmda sosyalist aydmların imzaladıkları «Yön Bildirisî»nde bakın hangl düşünceleri savunuyordu: «Sendikaların kuvvetlendirîimesi, aganm yerini teşkilâtlanmış çiftçinin ve kooperatifin almasmı saçlayacak şekilde toprak reformıınnn gerçekleştirilmesi modern devletçüi&in ödevidir ve bunlar ancak devlet miidahalesi ile bnşarılabilir. Bunu sağlayacak bellibasiı şartlardan biri de fktisadf hayatm ne<!itlî kesimlerine hakîm olan kllit sanayilprin mutlaka devlet elinde bulundurulmasidır.» (Yön Derglsi. yıl 1. sayı 1, 20 arahk 1981, s: 13). Aradan necen yfrmi bir yıl icinde Sayın Yegenağa'nın Yön Bildirisinde belirtllen bu «radikal devletcilik» görüşlerinde oldukça köklü değişikllkler olmuş: sayın YeSenaga önce elektrik üretlmindekl devlet tekeiinln karsısmdakl tek örnek olan Çuknrova Elektrik adlı özel kurulusu yönetmiş; oradan da Danışma Meclisl üyeliğine seçilmlş ve «devletçi» görüşlerin karşısmda yeralmıstır. 1961 yılında Yön Bildirisindekl Imza ise unutulmuştur!.. Sosyalist Kültür Derneğl'nde ve Yön dergisinde kimierin dolastıklarını buraya tek tek yazsak. kimilerinin yüreklert hop eder. kimileri şimdiki koltuklannda ve postı.annda. altlarına çivi batmış gibi zıplarlar. ama «badi neyse» diyelim şimdilik, ne diyelim? Dünya dönüyor, dönecek! Konnmuz Turgut Yegenaga değlldlr. Yeğenaga. bu konular lçinde raslantılann önümüze getirdiği bir parantezdir. Bu narantezl açıp, kapadıktan sonra konumuzun özüne geliyoruz: «Devletçe İşletilecek Madenler Hakkındaki Yasa» gereğince 1 bölgede Bor tuzlannm, 11 bölgede maden kömürü ve asfaltitlerin. 9 bölgede demirlerin devlet eliyle aranması vc işletilmesi için Bakanlar Kurulu kararlan çıkartılmıştır. Bu kararnamelerin kapsamma giren 927 maden alanında «takdir ve tesbît işlemleri» yapmak üzere komisyonlar kurulmuştur. 1979 yılı ekim ayı sonuna kadar. 16 Bor tuzu alanından 9'una, 238 kömür ve asfaltit alanmdan 85'ine. 117 ciemir alanından 84'üne devletçe elkonulmuştur.. 1979 yıhnın sonundaki iktidar degişildiglnden sonra, bu yasamn uygulanmasını durdurmak için ceşitli girişimlerde bulunulmuş, önce. yasanm uygulanması için çıkartılan Bakanhk genelgesl Bakanlar Kurulu karan üe durdurulmuş: bundan hemen sonra. madenîerin devlet eliyle işletilmesini engelleyen bir Bakanlsr Kurulu kararnamesl çıkartılmıstır. Bu arada, «Maden MüstahsiHeri Derneği» zamanm Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakam'na, yasamn uygulanmasını engellemek îçin ne gibi yollara başvuracağmı gösteren bir mektup yazıp, yollamış, bu mektup, bir raslantı sonucu bizlere ulaşmış ve bu yolla da okurlarımıza sunulmuştu. Bugün, komisyonlarda dolaşan «Maden Müstahsillerl Dernegi» lşte bu demektir: «Derneklerin memleket idaresine karıştıldan» yolundaki görüş sahiplerine, bu derneğin çalışrnalarmı saygı ile Maden konusunda devletin «kötil Isletmecb» olduğu yolunda özel kesimden kaynaklanan görüşler. hic de gerçeğl yansıtmamaktadır. Dr. Hikmet Sami Türk'ün (Yön Bildiricisi Yeğenağa'ya öncelik ve ivedilikle okumasını salık verdiğimiz) Türkiye Maden îşçi Sendikaları Federasyonu Ckorkmayın DİSK'e degil, Türkîş'e bağlı) tarafından yayınlanan «Devletçe fsletilecek Madenler Hakkındaki Kanun'da degîsiklik yapılmasma Uişkin tasan uzerine düşünceler» adlı incelemesi, bu konuda başvurulan yalanlan kökünden silip, atmaktadır. «Maden MüstahsiHeri Dernegri» yanmda bu İşçi sendikası sözcülerinin de komisyonlarda dinlenmelerlnde yarar yok mudur? Madenîerin devlet eliyle işletilmeslni «komünistlik» sayanlara, Atatürk'ün, 1922 yılmda TBMM açılış konuşmasında söyledlklerlni aktararak yazımızı noktalıyoruz: Ekonomik siyasetîmizîn Önemli amaçlarmdan biri de kamu yarannı do|nıdan dogmya ilgilendirecek ekonomik kurnm ve girişimlerl, mal! ve teknik pücümüzün izin verdi&i ölçüde devletleştirraedir. örnek olarak, toprak altmda terkedilmlş maden hazinelerlni az «amanda işleterek, ulusumuzun çıkarlarına acılabllmesi de ancak bu usül sayesinde mümkündür... 1922'den 1982'ye kac yü yaşamışız, kaç yıl? Bu konuda kaç yıl geri gitaıişiz. kaç yıl ileri? Amerika Mektubu (Baştarofı 12. Sayfada) Ya Türkiye'de yetişip sonradan buraya gelen analar babalar? Onların büyük bir bölümünün de şiir ve edebiyatla hiçbir alışverişleri yok. Şiir meraklısı sayılanlann da bildiği «Hancı», «Sesslz Gemi» ya da «An!atamıyorum»un pek ötesine geçıniyor. Dünya Bankası' nda, tivrp'de calışıp, yılda 50 • 60 bin dolara para demeyenlerin, tlhan Başgöz ile Talat S. Halman'm birlikte hazırladıklan Yunus Emre plağma ve kitabına 1" dolar vermekten kaçınmalannı şaşırtıcı bulmamak gerek. Bir de Türkiye'vi tamtmayı görev edinmiş olanîar var. Onlar buradaki Türk topluluğunu bilinçli tutmanm önemine inandıklanm her fırsatta söylüyorlar. Amerika'daki Türkleri örgütlemek için çaba gösteriyoriar. Gel gör ki, böyle bir örgütlenmenin mayası olması gereken kültür konularmda ya kara cahiller, ya da bürokratik bir kafayla, bu küitürün resmi ideoloji ile her zaman bağdaşmayan zengin boyutlanndan korkuyorlar. Ve korktukları için, en iyi, en çarpıcı, en özgün örnekler yeıine, en renksiz, en sığ örneklerle yeünmeyi tercih ediyoriar. Zaman zaman da bu işlere hiç bulaşmamayı en güvenilir yol sayıyorlar. Oysa, Türkiye'den gelenlerin benliklerlnden kopmamalannı isteyenlerin, kültür konusuna özel bir önem vermeleri gerekiyor. Amerika'daki etnlk topluluklar arasmda kültür aktancılığı işlevinl kiliseler vürUtüyor. Rum'u. Ermeni'si, Estonyalı'sı, Hırvat'ı kendi kllisesl aracılıgl ile kökleriyle bağlantısını sürdürüyor. Bu arada, tarihin tözlu sayfalan arasmda bırakılması gereken eski düşmanhkları, garazları, kinleri de ögreniyor. TUrkiye'den gelenleri birarada tutabilecek başhca etmenlerf dll ve kültür olmak zorunda. Amerika'nm ırk potasına savrulmuş olan herkes geçmişine bakıp övünebileceği bir şeyler anyor. Yediyüz yıl öncesinden en tnsancıl bir lletiyle seslenen Yunus Emre'vi övünecek kadar kac klşl biliyor? Ya ötekileri, ya çağdaşlan? Halkla ilişkiler çirketlerine milyonlar kaptırtnadan, büyük gazetelere çarşaf çarşaf «an vermeden, petrol zengini Arap ülkelerinin yaptıklarım örnek almadan yapılabilecek nice mütevazi fakat anlamlı şeyler var. Ancak bunun için vadsıyıcı değil, benimseyict olmak şart. Çaglann akışı tcinden bugüne kavuşan kültür mirasımn tek sesli bir «şarkı değil» çok sesli bir koro olduğunu önce bizim unutmamamız gerekiyor. Toprok reformu fBaştarafı t. Sayfada) 495 milyon lira kamulaştırmalçin, 14,5 mtlyar üra da sosyal ve Iktisadi kalkınma amacıyla tahsis edildl. Toprak ve Tarım Reformu ile ilgili tedbirler dördflncü beş yılhk planda da öngörüldü. TJrfa'da 1978'de 176 köyde 336 bln 884 dönüm arazi 1918 clftcTallesine. 1979'da 232 köyde 394 bln 178 dönüm arazl 393 çtftçl aileslne. 1980'de 299 köyde 763 bln 441 dekar arazt 4660 çiftçi a'leslne, 1981'de de 383 köyde 1 milyon dekar arazt 8911 çiftçl allesine klralandı. Urfa'da reform hizmetiyle blrlikte 268 bln 500 dönüm arazl sulandı. 227 kilometre 1 yolu, 1012 kilo1 metre köy volu. 87 erup icme suyu. 6 yatılı nölge oku1u. 3 Hse. 39 saglık ocağı. 89 konııt vanılrlı 1 Kasıra 1973'te Urta'nın ilk toprak ve tarım reformu bölgesl llan edildigint ammsatan Devlet Bakanı öztrak. bumm nedeninln. «Bu yörem'zde en ppn's ha zine arazisinin buhınması ve aynı zamanfla en geniş ölçüde kamuiaştırmaya elverlşli arazinJn yer alması» olduğunu belirtti. 4. beş yılhk kalkmma pla mnda. yasamn iptal edllmiş olmasma rağmen «öncelikle reform uypulaması yapılan bütün bölgelerde yasa uyarınca kamulaçtırılan topraklarda devlete, topraklardan başlayarak yurt dil?;eyinde tüm. devlete ait topraklardan or man n!îeligin\ yitirmiş olup da y;V?a uyarınca orman rejlmi dısma çıkarıla cak topraklar da dahll top raksjz ve az topraklı köylülerin yararlanacaeını, on lara kiraya verileceftHnin öngörüldü^üne dikkat ceken Öztra^ daha sonra şun ları söyledi: «Vasanın iptaiinden önce bir miktar araziyi dene me olmak üsere çiftçilere vermiştik. Onlar adaylik sürelerini doldursalardı (1175 aiie) maiik olacaklar dı. Yasa iptal edildi&i Içîn dfr ki, malilc oiamadılar, kl racı olmakta devatn ediyor lar. Urfa'da reformun baslamadı>'inı sftvlpmpk baksızlık olıır. DevJpt gerekenl yaRtnıştır ama 12 eyltil'den öncekl derletln sıkintılannı eözden nıak tntarsak dofîru teshls ve karar vermemek hatasma düşer, vlc dan azabı çekerlz. ToDrak ve Tarım Reform Ön Tedblrler Yasa Tasnnst' nı da mnhkemelere müdahale pîRîn dp$i1. vatandaşlann liiznmsuz yere aldatılarak onlar adına davalar açılması. zaman kaybettiril mesi. bölsrede ahnak Isteyen ve olinden toprafîı ai'nacak 'ki kit!e arasındakl kırRinlıklann davalar sonucu ortaya oıkmaması icin Kftird'k. Sosyal hazıırsıi7İ«gu önlemek için gctirdik.» Tüsrkiye'de (Baştarafı 13. Sayfada) kurucusu başkanı Cemal Reşid Rey, Dernek Mıidürü, Müzisyen Mükerrem Berk, Panayot Abacı, Akgül Usta ile ömer Tektaş katıldılar. Toplantıyı bir konuşma ile açan Cemal Reşıd Rey şurüarı söyledi: «Dünyada caz müziği öyle bir seviyeye ulaşnuştır ki, muhte lif sazlarla belli isltn yapnıış dır. Caz miiziğt konser ve plak larîa, Itlasik de diyebileceğimiz bir yüksek müzik seviye sine ulaşmıştır. Çok ünlü sa natçılar bugün caz yapmıyor. Fakat ne yazık ki Ulkemizde caz henüz yeterince tarunmamaktadır. Biz cazı yurdumuzda da sahneye getirecek tammana sını ve gerektiği yere ulaşması nı sağlamak Istiyoruz. Caz Festl vall memlekettmiz için çok ye ni. Halkımızın ilgileneceğini sa ıuyorum» Rey aynca bu festivalin her yıl aynı mevsimde yi nelerek süreklilik kazandınlacağını söyledi. Daha sonra söz alan MUker rem Berk de ciddi caz mUziği nin tanıtümasını Filarmoni Dernegi olarak Ustlendiklerine dikkati çekerek şunları söyle di: «Topluluklan, hanffi ülkeler de cazın gelişmiş oldngunu araştırıp ekonomik dunımumu za uygun olarak dernekçe be lirledik. Çagırdığımız gruplardan yalnız Amerika, maddi olanaklann yetersiz olduğunn öne sürerek gelemeyeceğini be lirtli.» Uluslararası 1. İstanbul Caz Festivali'ne katılan topluluklar şöyle: Milskahe Banana Toplu luğu (Belçika), Belgrad Radyo Televizyon Cazband Topluluğu (Yugoslavya), Jean Pierre Jumez Orkestrası (Fransa), Bu) garistan All Stars Topluluğu ve Kamelie Todorova (Bulgaristan) Vijlicky • Andrest îkllisi (Çekoslovakya), Narius Popp Broup (Romanya), Theo Loevendie Topluluğu (Hollanda\ Stanislaw Sojka Topluluğu (Po lonya), Romano Mussolinl Or kestrası (ttalya), Madar Pege Caz Topluluğu (Macaristan), Tiflis Radyo Televizyon Caz Or kestrası (Sovyetler Birliği) ve TRT tstanbul Radyosu Caz Orkestrası ve Erol Pekcan Orkestrası. 12 mî\ Sayfada) (Baştarafı 1. Türk önergesinin reddedilme sl Uzerine yeni Deniz Hukuku sözleşmesinin konsensus (Genel onay) üe kabul edilmesi bekleniyordu. Bu durumda Tür kiye konferansta bir oy açıkla ması yaparak sözleşmede kendisi açısmdan sakıncalı hüküm ler bulunduğunu bildirecekti. Böylelikle Türkiye sözleşmeye çekince koyacak. katılrnadıgını kayda geçirecekti. Ancak koni'eransın kapanış Oturumu dün gece TSİ 23.0ü'de açüdığmda beklenmedik bir ge lişme ortaya çıktı ve ABD birden tutum değiştirerek sözleş menin konsensus yerine oylama ya konulmasmı istedi. Sözleşme oya konulursa Türkiye a» leyhte oy kuüanacak, başka bir deyişle katılmayacak. Konferansın sonuounu kntik bir duruma sokan bu gelişme meydana geldiğinde gazetemiz yayma girmek üzereydi. Kesin sonucun bugün alınması bekle niyor. «tş sımfuun ekonomik, politik mücadelesinin bütünlüŞü ekonomik mücadelenin sendika larda, politik ideolojik mücadelenin Nİvasi partllerde yapılacağı cereğini açıklamak içindir. Bu bilinçte ve anlayışta olan işçi smıfının sendikal mücadeleyi bu temel ilke uzerine, üçiü mücadeleyl sürdürme İlkesine dayalı olarak çahşma yapacak, sınıf sendlkalartnın nitelikleriyle şunlardır: Saymak için (işçi sınıfımn ekonomik, politik ve ideoloiik mücadelesinin bütünlüğünün biAVUKAT ÇIKARILIYOR Yargıç Güvener tekrar parag lincinde olma ve sendikal mücadeleyi bu temel uzerinde sürrafın açıklanması Uzerinde dur dürme ilkesine dayalı sınıf du. Baştürk'ün yeniden yapmaya ba$ladığı açıklamayı zap sendikalarının) cümlesi kullanılmış ve temel nltellklerl İse ta söyle geçirdl: şöyîe açıklanmıştır: Demokra«tşçi smıfının ekonomik, potik kitle sendikaları temel ilItt'k. îrtpnioflk mücadcipsinin keleri broşürünün 11. sayfa 7. Miüînlüğü ilkesine dayalı sen praçrafm sınıf sendikalan tedikalar yapl işçi sınıfımn eko ınei nlteUklerinl belirlemek !çin yazılmıştır. Bn nitellkler broşürde gösterildiğl gibi ve yasamn da gereğl olarak sendikalar kitle örgütleridir. Sendika(Baştarafı 1. Sayfada) lar sınıf örgütleridir. SendikaÜstelik Yunanlı Bakan'ın teplar demokratik örgiltlerdir. Bakisi olmasaydı. Türkiye ortak ğımsız örgütlerdir. Bu dört Uke açıklamada sadece 3 kelimelik sendikal bareketln yasal ve bir madde olacaktı: «Türklyc* anayasal dayanağıdır.» nin durumn Incelendl.» Yargıç daha sonra sendikalaBu madde ve Türkiye'ye lltş rın nfve parti yerine konmak kin olarak Bakanlar Komitesi istendiğini sordu. Bastürk dave parlamentoda ortaya konuha önceki ceîsede de bu konulan görüşler, taraflann tutum yıı anlatmaya çalıştıgmı, bazı larını giderek donan bir biçimı de koruduklarmı ortaya koyu slvasi eğilimlerin zaman zaman sendikalan siyasi parti yerine yor. Nitekim Dışişleri Bakanı tlter Türkmen konuşmasında koymak çaba ve girişiminde bulunduklarını söyledi. özetle zaman zaman «Bazı üyeleri» de şöyle devam etti: fîil tüm «Avrnpa Konseyi»ni «Okunan paragrafta da açıkkastederek ya da açıkça itade landığı gibi, sendikalan oluştuederek geleceğe llişkin olarak Türkiye • Avrupa llişkilerinin ran temel ideolojik yada politik birlik değll, çıkar birliğitaşıdığı rjotansivel tehlikeleri dir. Sendikalar isçl sınıfı parcüla getirdi. l^ürkmen'in toplan tisi verlne koymak. sendikalatı boyunca yaptığı konuşmalar ra parti işlevlerini yüklemek, da oldukça net olarak ortaya «endikaiann Wtle nHelîğnH rekoydugu bir husus da şuydu: cieler. Sendikaları kitle örgütü Baskılar daha da artarsa Türolmaktan çıkarır, parcalanmakiye çekip gitmekte tereddüt larına vol açar. Bn paragraf, etmeyecektl ve böyle bir duru DtSK'in İdeolojik ve politik rnıın ilerde yaratacağı sorunlabir örgüt değü ekonomik mürın tek sonımlusu Avrupa Kon cadele veren bir Sreüt olduğusey{ camiasmın anlayışsızlığı nu ortaya koyar.» olacaktı. Bu gerçekçl sargilemenın mu Yargıç Güvener, sendikaların hatapları ise kendi anlayışlan politik ve ideolojik mücadeleyi na ters düşen uygulamaları atstemediklerinden mi, yoksa çık seçik ortaya koyuyor. Anparçalanmayı önlemek için parcak onlar Türkiye ile ilişkileri ti yerine konmayı tstemediklekoparmayı kesinlikle düşünrini mi sordu. Baştürk sendikal mediklerinl belli ediyorlardı. E örgüt olmanm birinci niteliğivet bir sürü içten ya da içtennin kitle örgütü olmak olduğuliksiz kaygı ve kuşkuları varnu vurguladı. Kitle örgütü yapıdı, görmek istedlkleri belli gesmın siyasal görüşü, dinsel lişmeleri henüz görmüyorlarinancı. ırkı. renai ne olursa oldı. Bir bölümünün ise Oncesun, işçileri biraraya getirme den açıklanmış yargılan peki anlamuıa geldiğini belirtti. şiyor, bunlar toplantılar dışın«Kitle örgütü olması. ekonoda ömeğin parlamento sosya mik mücadele örgütü olması, list grubunun yamladığı bildirinedenl ile işçi smıfı partisl yede tekrarlanıyordu. Ancak rine koytna çabalanna karşı Konseyin Türkiye dışmdakı 20 mücadele edilmistir. Siyasi par üyesinden hiçbİTİ daha radikal ti yerine konması tnümkün deörneğin Insan Hakları Komis ğildir.» dedi yonu'na başvurrnak gibi) bir Duruşma 5 mayıs'a ertelendi. eyleml göze şimdilik almıyor ya da alamıyordu. SÜRECEK Terörizmin temel tartışma konulanndan biri olmasma karşın Türkiye, Ermeni teröriz mi sorununu gündeme getirmedi. Yalnız Dışişleri Bakanı (Baştarafı 1. Sayfada)' Türkmen, Fransa'mn çok yükBazı terörist hareketleri lanetselmiş olan eleştiri tonuna illşlerken bazılarını haklı gösterkln bir soruyu yanıtlarken kome çabalannın sadece vıırdum nuya çok ucundan değindl. Ba duymazlık olduğunu anlamalıkanlar Komitesi'nde TUrkiye yız» denildi. tartışılırken Türk Delegasyonu Avrupa Konseyi üyeleri arayine genel yaklaşımı tekrarlasmda yapıcı isbirliği önerilen makla yetindl. Türk görüşünde diplomatik Ylne Kıbns Rum Kesiml Dışişleri Bakanı Rolandis'e dö misyonlarm güvenligi ve huzunersek: hem Bakanlar Komite nı için etkili önlemler istendi ve söyle denildi: si'nde hem de Parlamento'da «Biz üye ülkeleri nerede görüşlerinl dilediği gibi açıkla ve ne zaman hangl şartlarda odi, bakanlarm yanm gününden lursa olsun terörist eylemlerl fazlasmı alan Türklye'nin tek önlemek amacıyla ciddl bir tu satırla girdiği ortak açıklamaya o iki satırla ve lstediğl gitum takınmaya çağırıyoruz. bi girdi. Aynca gelecek toplan Biz Türk hükiimefi olarak bu tıda Parlamento'ya Rum millet türtü olayları hirbirinden ayırvekillerinin girmesi için gerek madan ve hanpi baskılar sonukonuşmasında gerekse resmi cu oluştuğuna bakmaksızm suç ve yan resmi temaslannda ge luyomz.» rekU hazırlıklan yürüttü (bu VÎZENtN KALD1RILMASI arada böyle bir olasılığa karşı Strasbourg'da 3 KTFD milletDışişleri Bakanı tlter Türkvekilinin bekledigini belirtme men bazı ülkelerin Türk vatan liyiz). daşlarına iki yıldır uyguladıkBakanlar Komitesi toplantısı lan vizenin gecikmeden kaldısırasında bir ara Rolandis'in rılmasını istea. Türkmen, tek oturuma başkanlık etmesi Uze taraflı vize uygulamasının ayrine Türkmen salondan dışarı rımcı bir nitelik taşıdığım ve çıktı. Ancak bu çıkışın sessiz Avrupa Konseyinin amaçlarma bir protesto mu, yoksa o sıra ve isbirliği ilkelerine ayn düş da salonda pek az Dışişleri Ba tüğünü belirtti. Vizenin seyakanı kalmış olmasından mı hat özgürlüğüne ciddl bir engel kaynaklandığı pek anlaşılamateşkil ettiğini söyleyen Türkdı. men «Türk hükümetinin aldıAvrupa Konseyi Bakanlar Ko ğı idari ve yasal tedblrler jşı mitesinin bu dönem toplantısı ğında dostlarımızın uyguladığı da böyle sona erdi. Haziranda tedbirlerin bundan böyle lıakBonn'da yapılacak. NA lı görülemeyeceğine inanıyoTO Zirvesi ve Bakanlar ruz. Bu nedenle ilgill ülkelerin dtizeyinde birkaç toplantıdan vize uygulamasını eeclkmeksisonra Konsey üyesi 21 ülkenın zln kaldırmalarını istiyoruz» de Dışişleri Bakanları 10 kasımda di. Avrupa'daki göçmen işçiler yine biraraya gelecekler. Gerkonusuna da değinen Türkmen çi birçok üye ülke büyükelçi ya da bakan yardımcılan dü işçilerin kendi arzulan dışmda ülkelerine dönmeye zorlanmazeyinde temsll edilmekle yetimalannı ve psikolo.uk ve sosniyor. Ama, Avrupa Konseyi ku yal baskılarla yüzyüze bırakıl ruluşunun temel amacı olan insancıl ve özgürlükçü Ukele mamalarını da istedi. Türkmen rin taklpçiliğini yapma çabası «Geriye dönüş karan sadece lş nı yoğun biçimde sürdürüyor. çinln kendisi tarafından ve ser best Iradesiyle alınmahdır. Du Başka düzlemlerde başka tarum böyle olsa blle kabul eden vırlar alan Ulkeler burada zaman zaman görmezlikten gel ülkeler g8cmen işçllere karşı yükümlülüklerinl yerine getlrdikleri bazı ilkelerin en aman meye devam etmelidirler» dedi. sız savunucusu oluyorlar.. İstanbul Haber Servisi 66. Mekanize Tümen'e bağlı 23. Mekanize Alayda temel eğitimlerinı tamamlayan 19611 tertip erler için yemin töreni yapıldı. Tören İstiklal Marşı'nın söy lenmeslyle başladı. Acış konuşmasını yapan Aloy Komutanı Piyade Kıdemli Albay Hüsamettln Yener, Alayın tarihcesini anlattı. Eğltlmlerini bitiren erlerin yemin etmelerinden sonra, Alay gecit töreni yaptı, kapanış konuşmasını yapan 66. Mekanize Tümen Komutanı Tümgeneral Ibrahim Türkgenci Alayın 1800'lü yıllar dan bu yana yurt savunmasın daki başarılı hizmetlerini anlattı. 23. Mekanize Alayda yemin töreni yapıldı Avr&ıpa ...Ve ABD (Baştarafı 1. Sayfada) si konusundaki çabalarunızdan vazgeçemeyeceğiz, ancak Arjantin BM GUvenllk Konseyinin karan uyarınca geri çekilmeUdlr» Cumartesı ya da pazar günü Haig'le görüşmek Uzere Waşhington'a gideceğini bildiren Pym daha sonra Nevyork'a geçerek BM Genel Sekreteri Cuellar ile görüşeceğinı söyledi. Ingiltere Dışişleri Bakanı, «ABD'nin desteğiyle Arjantin'in yasal olmayan saldınlarina kar şı adaletin gallp geleceğine her zamankinden fazla inanıyorum» dedi. BBC Haig'in konuşmasını «dramatlk bir açıklama» olarak niteledi. İngiliz yayın kurumu BBC «ABD daha fazla tarafsız kaiamaz, bugün dramatik bir değlşiklik içlndeylz» dedi, îngil tere Sosyal Demokrat Parti başkanlarından Davld Owen de, Amerika'nm karannın çok iyi olduğunu söyledi. Arjantin resmi tepkisi ise he nüz belli olmadı. Ariantin Dışiş leri Bakanı Costa Mendez, BM Genel Sekreteri ile yaptığı gö rüşmeden sonra gazetecilerin sorusu uzerine «yorum yok» de di. «Biz Amerlkan planını rcddet medik» diyen Mendez, Güvenlik Konseyi kararın da reddet mediklerinl, askerlerinl adalaı dan çekebileoeklerini, ancak bu ııun için İngiliz donanmasının geri çekilmesinin gerektiğinl ve Arjantin'in Falkland adaları üzeııindeki hükümranhk hakkı r.m tanmmasmuı şart olduğu nu yineledi. Costa Mendez «hükümranhk hakkımız konusunda pazarlık yapamayız» diye konuştu. Gazetecilerden biri Costa Mendez'in bu açıklaması üzeri ne «Acaba Arjantin tutumunn değiştirdlmi» diye sorunca Costa Mendez «kesinlikle hayır, hükümranhk hakkı konusunda demin de belirttijrim gibi tar tışma kabul etmeyiz» dedi. sunanz. Türkiye Sağ görüşlü (Baştarafı 1. Sayfada) ralarında hücresinden almarak özel bir odada annesi, babası ve ağabeyi ile görüştürüldü, iki saat süren görüşme sıkı güven lik önlemleri altmda yapıldı. İki yıl önce Hasan Doğan'ı dükkanında öldürmekten suçlu bulunan Bağtemur hakkındaki infaz çarçamba günü dosyası gelmediği için, perşembe günü de Regaip Kandili olması nedeniyle yerine getirilememişti. Hasan Doğan'ı 20 şubat 1980 günü dükkanında tasarlayarak öldüren Bağtemur olaydan son ra peşine düşen güvenlik kuvvetleri tarafından vakalanmış ve Elazığ Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesince yargılanması sonunda 11.5.1981 günü idam cezasına çarptınlmıştı. Samğın cezası Yargıtay tarafından onaylanarak kesinleşmişti, cezası MGK'nce de çarşamba günü onaylanmıştı. Bağtemur hakkındaki kararın yerine getirilmesiyle Elazığ da yapılan infaz ikiye yükseliyor. Daha önce de sağ görüşlü Cevdet Karakaş idam edilmişti. NATO (Baştarafı 1. Sayfada) Edinilen bilgiye göre, NATO Büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımosı Büyükelçi Erdem Erner kabul etti. Toplantıya Yunanistan'm An kara'daki Büyükelçisl Georges Papulias'ın çağrılmadığı ögrenüdl. Yunan büyükelçisinin top lantı dışında tutulması özellik le TürkYunan ilişkllerine ağırlık verildiği olasılıfiını güçlen dlriyor. Dışişleri yetkilileri, toplantıda Ege sorunlannın da görüşüldüğünü doğruladılar. Toplantıda Yunanistan'm ka rasularını 12 mile çıkarmasınm doğuracağı olası tepkiler karşı sında NATO üyelerinin bir kez daha dikkatlerinin çekildigi dip lornatik çevrelerde öne sürülüü (Baştarafı 1. Sayfada) l»mek belki bugün için değil fakat yarın için bazı gellşmelerirı önüne geçmiş olabilir. 24 Ocak kararları bünyemize uydurulacak düzeltmelerle devam ettlrilmelidlr» dedi. Koç, «Oemokraslmlz! yerleştlrmek İçin bugün içinde bulunduğumuz hazırlık dönemlnln en İyi şekilde değerlendirilmesl gerektiğinl» söyledi. Vehbi Koc. Trakmak Traktör Bayileri topiantısında yaptığı konuşmada «Mevcut sanayllnin devamı, gelişme için kafl olmayıp, yeni yatırımlaro glrilmesl zaruridir. Bunun icin de yatırımın kur garantisi ve ucuz faiz ile teşvik edilmesi şarttır,» dedi. Işletmelerin öz kaynaklarının bugünkü ekonomik güclükler karşısında yetersiz koldığıno işaret eden ve sabit kıymetlerin yeniden değerlendirilmesi, hisse senedi olım ve satımlarında verginin kaldırılması gerektiğini söyleyen Vehbl Koo KİT'lerle ilgili görüşlerin) ise şöyle özetledi: «Amme hlzmeti gören kuruluştar, poliiik müdaholelerden kurtarılarak ayn bir bünye için de toplanmalıdır. Ekonomik şartiar İcinde ayakta durma gücü olan kuruluşlarm daha verimli çalışmaları sağlanmalıdır. İslahı mümkun olmayan kuruluşlar İse tasfiye edllmelldlr.» Ortakpazar'a Yunanlılardan VEHBİ KOC evvel vsya Onlarla birllkte gtrmediğimiz icm cok büyük hata yaptığımi2i söyleyen Vehbl Koç. «Türkiye Atatürk'ün cizdıği yoldan ayrılmamalı, Batı üe olan Işbirüğimiz devam etmeli, Ortakpazar'a tam üye olma çalışmaları hızlandınlmalıdır.» dodi. Vehbi Koç, toplontı sonrostn da gozetecilerin renkli televîzyon konusunda ne düşündüğü yolundaki sorusuna ise şu yanıtı verdi: «Türkiye icin henüz erkendlr. Herhalde en son alacaklardan biriyim.» için (Baştarafı 1. Sayfada) rak üç yı] İcinde kredi talebi için çerekli belgelerl tanıamlayarak kredi almaya hak kacanacak duruma eelemeyeııler &• zel krediden yararlanamaz. Geçici kabulü vapılnıış veya Iskan ruhsatı alrtns konutlar icın ve belediye ve mücavir alan sınırları dıstnda knnut üıptcn kooperatifler ile ana ftn< lesmelerinde amaçlan mevsinv lik veya Ikinci konut üretiml olduğu belirtilen kooperaütlere kredi acılmaz. Mevzi imar planı tastik edilmiş ve fakat anakent İle altyapı hağlantı sonınu olan ko» neratiflerin durumu proje bazında degerlendlrilmek Uzere Toplu Konut Yüksek Kurulu' na arzedilecek ve almacak karar uyannca proje bütünü de» teklenebilecektir.»