19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 1982 ltflide hoyratlaşan hayatımızda, güngörmüş mobil yalorın son sığınaklarından blrl olarak kalan Pera Pa las'ın yüksek tavanlı salonları, gecmişi orayanların pek sevdikleri o sakin oğleden sonralarrian cok farklı bır pazar günü geciriyor. Bu mobilyalardan bir bölümünü iceren bir solon, doğasına cok aykırı şeylerle doldurulmuş, onla ra hayretle bakar gibi sanki: parlak ışıklar saçcm yüksek voltlu lombalar ordan oraya Uîanan kordonlara takılmama ya calışarak koşuşan bir sürü inson, bir kamera... Bir film çevriliyor Pera Palas'ta... Elinde <cki bardağıyla. kanape de oturan güzel (cok güzol) bir kadına yaklaşan kır saclı odam şöyle diyor: KÖLTÜR YAŞAM Cumhuriyet 5 G sinema Beni Seven Casus ngiliz ys.mn lan Flesraing'in romanları, yazarın yaşamı süresınc.e sözgelimi bir Agatha Chrısüe, bir Georges Simenon'a kıyasla çok daha az ilgi görmiiş kitaplardı. Sinemanm 19öO'ların başmda Fleming'e ve onun kahramanı «Majestelerinin Hafiyesi» 007 JaraüS Bond'a dört elle sarıhnası, başlarda anakronik. bile görülebilirdi. Zira 1930'lerm soğuk savaş yılları geride kalmıştı, Kruşgev Kennedy ikilisi «doruk görüşmeleri»ni ve «yunıuîiama» siyasetini başlatmışlardı. Oysa Bond öyküleri genelde doğu ve batı blokları arasında sünüşmelere, casus çntışmalarına ve eşige dek gelen savaş tehlikeierine dayanıyordu. I Yönetmen: Lewis Gilbert / Oyuncular: Roger Moorc, Barbara Bach, Curt Jurgens, Richard Kiel, Wa!ter Gotell, Bernard Lee / United Artists filmi (İnci, Saray, Köşk vs.)« «Bu boşanma işl nerden çık tı? Buaüne kadar Fırat aileslnde hic kocasından oyrılan kndın veya karısını terkeden koca gördün rnü?» Bizim fllm' df( bir kez duyacağımız bu cumle, oyuncunun ağzından sayısız kez ylnelenlyor. Ama karar veremiyor yönetmen Fey zl Tuna: «Ortaya mı, yoksa Türkân hanıma mı söylenmeII?» veya «yeterl kadar sert olmadı» gibi uyarılarda bulunuyor. Ahmet Mekin ylneliyor cümleyi, bıkmadan... Ne zor şey sinema yapmak, bir film cevlrmek.. Bir sahnenln, olabileceğin «en lylsl» olduğuna korar vermek... «Türkân hanım», yanl Törkân Şoray yanıt vermiyor bu soruya... Müfik Kenter: «Ayrıl mayı ben Istemlyorum... Ama Eylül böyle Istiyor» diye yanıtlıyor... Umursamaz bir tavırla yuk6ek arkalıklı bir koltukta slgarasını tüttüren Colpan llhart da karışıyor söze: «Ben cok doğal karşılıyorum. Başka blrlslnl sevlyormuş»... Her bir repllğin her bir hareketln son biçimini alması daklkalar, glderek saatler sürüyor. Oyuncular sabırlarını koruyorlar. Arada yan salondakl Nllüfer Hatun Okulu yemeğinin cağrılıları gelip filme kaçamak ve alaycı gözler atıyor, arada dışan cikan oyunculardan Inrua Istlyorlar... 14 kişlyl bulan set ekibl arasında kameraman Muzaffer Turan, aslstan Arif Erkuş, 2. asistan Birket ilhan (Attila ilhan'ın eşi) de bulunuyor. Bir de bu filme yüregini koymusa benzeyen, cekirnl boştan sona izleyen öykünün v= senaryonun yazan Selim İleri... CEKİM SONRASI DA SÜREN GERİLİM Feyzi Tuna, , sık sık oyunculann goıuşünü alıyor, bir sahne icm... Herşeyı dinliyor, sonra.kpran verıyor. 15 dakıka arçıaa herkgsm bir senaryo bulup repiıkleri bir kez daha okumosını istıyor. hierkes bir vano dagılıyor bir coy ve yıyecek bırçeylenn cevresınde toplortıyor. Setın gergın atmos ferl bır sürp, vumuşuyor. Ama herkesteki vumuşama bır tek kiside hemen oiuşmuyor: Türkân Soray'da... Şoroy, cekim sonrasında hemen kendisıne gelemıyor bir öncoki sahnenin tüm gerilımini sürdürüyor sankı... Eylül'ün, kurulu düze ne aşkt ile karş, cıkan ve tüm bir aileyı karşısına alan bu ka dının öyküsü Şoray'ı lyice etki lemiş, belli... Kendisi de kabulleniyor bunu: « Evet, konunun getirdiği gerillmi sonra da sürdurüyorum. Biraz da isteyerek beiki» diyor... «Böyleco atmosferden cıkmıyorum, daha başarılı olurum sanıyorum»... Şoray'ın bilinen sinema tutkusu, sevgisl bu... Siz. bırakın Türk sinemasını, dunya sinemasında rolünu böylesine yaşıyan ve özel hayatıno da tasıyan kac oyuncıı tanıyorsunuz? YAPIMCI NE DİYOR? Sette aralardan yararlnnarak kücük röportajlor yapıyorum. «Eylül /a da Seni Kalbime Gömdürn» filminin yapımcılıöını oyuncu, operncı ve aununıüzün reklnmcısı Altan Günbay yüklenmiş. aiyi bir film yapmak. 'saıon filmi', büyük kent ve burjııvazi üstüne bir fümin d e iyi bir film olabi leceğinî göstermek istedim» diyor Günbay..• Ardında 165 filmlik bir gecrmşi olan Günbay, vnpımcılığı ilk ke2 deniyor, Müşfik Kenter fazla konuşmak istemiyor, konuyu tam brlmediğinı, ama rolünü sevdiğinl söylüyor Cekimin, Vfuıl hcızırlandığı (Şu ando başla \ atîlla dorsay Colpan llhan, Türkân Şoray, Neriman Köksal ve Muşfik Kenî'jr, «Ly\ü! ya d j it.,ı Kuloir.ıo üo.ııtium» ün bir sahnesinin Pera Palas otelinin salonlarında yapılan çekiminde... BIR FİLM CEKIMINDEN İLK NOTLAR "Eylül ya da Seni Kalbime burjuvaziden inandırıcı bir mı? olan) «Sirano dö Ber|erak» oyununun provalarını aksatma sından üzüntülü gözuküyor... ÇOLPAN'IN DÖNÜŞÜ Sonra Colpan ilhan'la konu şuyorum. 7 8 yıldır sinemadan uzak kolmış sanatcı, Sellm ilerl'nln kendisi icin yazdığı bir rolle perdeye dönüyor. Slnemadan kopmuş, koparılmış olmanın acısını sezl yonım sanatcıda: «İnsan kondlne belli bir meslek seçiyor, yıllarını veriyor. Sonra bir an da mesleksiz kalıyorsunuz» dl yor. Sinemamızda 30 yaşını gecen oyuncunun karakter rol lerlne mahkum edildiğinl Ikln cil rollerin de cok yeterslz işlendlğinl belirtiyor. Sinemadaki bunalımın başoyuncuları bl le oturmayo zorladığı bır dönemde, kendisinin sinemodan Kameraman Muzaffer Turan 1967'den beri görüntü yönetmenliği yapıyor. Son dönemde «Cemil» «HazaU gib! filmleri anıyor, çalışmaları arasında... Bu fllmde 'natürel' ışık uygulamak istediğini belir tiyor. Sanatcıları olabildiğince makyajsız cekmek istiyor. Geneld"e b i r pastel ton yakalamak da. bu filmdekl amaçlarından biri... SENARYODA YAZAR YÖNETMEN OYUNCU İŞBİRLİĞİ Uzun v» yorucu bir cekim öğleden sonrosını geride bırakmış, akşam üzeri birer ickl kadehiyle oturmuş konuşuyoruz, Şoray, Tuna vs İleri'yle.. İleri, şöyle anlatıyor olayı: «Kırık Bir Aşk Hikâyesi»nin cekiminden sonra İstanbul'a Ce yaka • paça onu bu işe soktuk.» Sonra 3 sanatcı arasında bir oriak calışma dönemi baş lamış. Selim'in yazdıklannı ücü oturup tartışıyor, gerekli değişikiikleri getiriyorlarmış. Bu arada, İleri ile Tuna'nın birkac yıl önceki işbirliğ! olan «Seninle Son Defa»dan söz ediyoruz. Fevzi Tuna şöyle diyor: «O film benlm en sevdiğim 3 filmimden biridir. Bu elbette taşıdığı yanlışları aklamaz, Ben köy filmi de yaptım, serüven, western, gansgster film leri de... Bir dönem geldi, 2 yıl film yapmadım ve şunu düşündüm: Ben neyim, nasıl bir insanım? Asıl ilgl alanımın büyük şehlr ve onun Insanları, kendl sınıfımın insanlan ol duğumu anladım, onları anlat veriyor tada beiki kad:nca bir sezgn'le önemsiz bir . iki şey eklediğim ueya önerdiğim oluyor» (Burada Tuna, Şoray'ın senaryoya katkısının tam tersıne cok önemli olduğunu belirtiyor..) Bunca film yapmış olan Şoray, ilk kez Feyzi Tuna ile calışıyor. Bundan ikisinin de belli bir heyecan taşıdığı anla şılıyor. Perdede sayısız kişilik canlandırmış sanatcıya Eylül üstüne riüşüncelerini soruyorum: Onu kendine yakm buluvor mu? « Birçok köy filmlnde oynad;m. Şah'r filmlerinde oynadığım tiplerin büyük çoğunluğu Ise boyutsuz, kukla gibi tip lerdi. Eylül Ise cok İyi Işlenmiş bir tlp, dramı cok lyl beliriyor. Bu rolü gercekten severek oynuyorum.» FEYZİ TUNA uzak kalmasını normal karşıl'yor: «Bu rolü beğenjyor musunuz?» « Evet, güzel bir rol, ama hacmi kücük geldi bana... Gerçek bir donuş değil bu. Sınemayı bırakmış sayıyorum artık kendiml, hayalleri bıraktım, gerçekci olmaya çalışıyorum»... İlhan, yckında ağabeyi Attila İlhan'ın yazdığı TV dizisi «8 Sütuna Manşet» in bir bölümünde kücük ekrana geleceğini ekliyor. Filmin bir dığer oyuncusu olan Neriman Köksal, kendini zaterı sinemodan kopmuş his setmiyor: «Bir ara koptum, sahne hayatım ön plana geçti. Ama şimdi birçok filmde oynuyorum, anno rolleri filan.. Burda Türkân hanımın yengesini oynuyorum. Rolümü seviyorum.» 30 yılda 400'ü aşkın filmde oynadığını söyleyen sa natcı sete cağrıhnca konuşma Vı kesiyoruz. NERİMAN KÖKSAL döndüğümde Türkân hanım benl aradı, böyle bir öneri aldığını, senaryoyu yazıp yazmı yacağımı sordu. Türkân franımla çalışmayı ben de Villar dir isterdim. Sevinçle kabul ettim. Türkân hanımın 20 yıllık cok saygıdsğer sinema oyunculuğunun kafamda bımktığı bir izlenim vardı. Onu hep Türk toplumunda yaşıyan bir tür Anna Karenfna olarak gö rüyordum, yazar olarak... Bu bir Anria Karenina uyarlaması değildir yanlış anlaşılmasın... Anna Kcrenlna'nın dünya edebiyatında bıraktığı izleniml cağrıştıran bir öykü. Dlğer bir deyimle, başkalarının gizll kcpoklı yaptığı şeylerl dürüstcs yaşamak istediği vakit bir bur|uva kadınının başına neler gelir? Bunu onlatmak istedik. Sonra yönetmen üstünde durduk. Feyzi Tuna o arada yurt dışındaydı. gelin ÇOLl'AN İLHAN mak istedim. O film de, 'Eylül' de bu sınıfı ve merkezde kadını anlatıyor. Kadınlara her za man çok büyük ilgl duydum ben, bizim toplumda en cok hırpalanan, orselenen insanların kadınlar olduğuna inanıyo rum. Bu yalnızca kırsal kesim içln değii, Bundan sonra sine macılık yopmak fırsatını bulursam, yine kadını, burjuva kadınını anlatacağım. Bir zamanların aşırı politize ortamında 'Sıra bur|uva kadınını anlatmaya mı geldi?' diye üs tüme bile yürüdüler. NİCİN EYLÜL? Türkân Şoray, son yıllarda konu secmekte büyük titizlik gösteren, üstelik senaryo calışmalarını ynkından izleyen Türkân Şoray, bu konularda şöyle diyor: «Sennryonun aşa maicrını, gelişimini izlemek benim icin cok yararlı oluyor. Rolümü cok İyi tanıyorum. A AHMET MEKİN Eylül ismini Türkân Şoray onermış. Çok sevdiğı bir isim rnış bu, bir zamanlar bır fılmde kuilandığı... Oyküdekı kadının hüzün dolu yapısma ve kışiliğine uygun düşecegıne ınanmış... İLERİ, EDEBİYATA KIRGIN .. Selım llsri, sinemayı cok sevdiğini, ilerde senaryo yazmayı sürdüreceğinı söylüyor: «Şu anda edebiyata karşı bozı kırgınlıklarım var. Son bir yıl icinde özellikle hakkımda cıkan yazılar beni cok şaşırttı. Bir 'stress' geçiıdim. Cok kısa zamanda yazılan bu senaryo, Türkân Şoray'ın 'Acı Hayat' gibi, 'Ana' gibi, 'Vesikalı Yarim' gibi unutulmaz fümlerindeki unutulmaz oyun gücünü gözönüne alarak ortaya cıktı. Bu, 20 yıldır Şoray'ı izleyen bir hoyranının ona kücük bir armağam olarak ahnabilir. Diğer rolleri de yazarken kimlerin oynayabileceğinl tasarla yıp ona göre yazdım. Cihan Ünal olsun, Müşfik Kenter veya Colpan ilhan olsun baştan dü şünüldü.» Ne var ki, yapımcı ikilisi Harry Saltzman ve Albert Broccoli, Fleming'in öykülerine romanlann ıçeriğinı çok aşan bir görsel zenginlik ve başdöndürücülük vernıeyi ba^ardılar. İlk 2 James Bond, «Uoktor No» ve «Rusya'dan Sevgilerle», içerdiği mizah ve gerılim dozu, teknolojik buluşlan ustaca kullanışı, birbirinden güzel kızlar ve Sean Connery'nin kıvrak ve esprili oyunuyla inanılmaz bir ilgi gördü, efsanenin de temellerini attı. Zaten «vumuşama» siyasetı gerçekte sağlam ve sürekli bir durum yaratmıyor, Küba bunalımı, dtı^ıürülen U 2 uçağı gıbı olaylar sık sık, kamuoyuna çok sonraları açıklanan savaş olasılıkları getiriyordu. Aynca, Marie France Pisier ve John Beck Bond öykülerinde artık, «Sovyet ajanları» baş hedefi oluşturmuyordu. 2 büyük ülkenin dışmda, «dünyaya egemen olmak» isteyen bir üçüncü güç vardı ve dünyanın yeni yeni deYÖNETMEN: CHARLES JARROTT / OYUNCULAR: ğişmeye başhyan siyasal konMARİE FRANCE PİSİER, JOHN BECK, SUSAN SAjonktüründe, Fleming'in roRANDON, RAF VALLONE / UA YAPIMI (ŞİŞLİ KENT) manlannda yalnızca akıldışı tutkuları olan garip, eksantrik .. KINCİ savaş öncesinde harcandığı belli olan parakişiler olarak çizdiği bu «üçünI başlayıp yıllar süren ya karşın ucuz, bayağı ve cü güçler», beiki de, 2 yan için İ bır aşk öyküsü... Sesıkıcı bir melodraın. Melode merak ve kaygı konusu olan viştiği bir Amerikalı pilotdramın en bayağı trükleriyeni devi, yani Çin'i simgelitan gebe kalan, onun tarani kullanan, kötü oynanrnış, yordu.. «Altınparnıak» ve «Yüfından terkedilince, ünlü kötü yönetilmiş.. Sonunda dırım Harekâtı» gibi filmlerde Bond efsanesi doruğuna ulaşıbir yıldız olup yıllar sonra beklenmedik bir sürpriz yordu: Her filmde gitgide arintikamını alan bir Fransız final var, ama bunun icin tan bütçeler, bu 2 yapıtta (ökızının öyküsü... Sidney 2 saat 45 dakikalık bu keci zellikle «Altınparmak»ta) nerSheldon'un bir çoksatmış boynuzunu ciğnemek gerek deyse bir «uslup», bir anlatım romanından alınan bu film, biçimi oluşt.uracak denlt ustaca kullanılıyordu. Eleştirmen Penelopa Gilliatt, şöyie diyordu bu film için: «Aşırılığm nasıl bir başan nedeni olabileceftı no varsa, bu filmde en gös gormeden dolaşan «üstun • inğine görkemli bir örnek...» san» Bond: «tsmim Bond. Jaterişli biçimiyle var... İnsanUm«s Bond» diye her filmae gı yoketmeye yönelik karanhk kullar.dıgı klasik cümlesını yıve belirsiz güçler ve bunların Sonra Jaınes Bond yorulmaneliyerek.. Yıllar önce bır uyandırdığı, ortak büinçlere ya başladı. Yönetmenlik TerenBond filmi eleştirimds behrtce Young'dan Guy Haınilton'a, yansıyan kaygılaı, gitgide getiğim gibi Nietszche'nin üstün lişen ve ölüm saçan silahlar, ondan Lewis Gübert'e, Bond'u insanınm çağdaş ve güncel geliştirilmiş, karacia gittigi gicanlandırmak Connery'den bir bi suda ve deniza'.tmda d:ı yü hir Kimumu sanki.. Görülmakuşak genç olan Roger Moore'a miş balıkların ismmden ınıklezen arabalar.. Havoya uçp.n segeçiyor, bütçeier büyüyor, memiler, kamyonlar, hclikopteıier, er bir silahm başlıgını gevkanizmalar daha baş döndüruşptmeye fıerşuyı bılen ve bececü, kızlar daha güzel oluyoı, tabrikalar... Kitle halinde kıren, sanayi • çagı • ötesı Batı yımlar.. Köpekbahklanm bile ama eski büyü tutnıuyordu. topulumunun her türlü bilgı ve haklayan madeni dişli 2 met.Bond kendini yıneliyordu. Bu 5'stenekle donanmış üstün bırelik eanavar insanlar... Yer mevsim gördüğümüz 1974'den reyi, yüzyıllar boyu «üzerinrie kalma «Altm Tabancalı Adam», yer bilim kurgusal buluşlar, Kiineş batınıyan» impaıatorluk. bir nebzo egzotizm. bıraz seks bu yorgunluğun açık bir örnetopraklannda her ırktan ve ve erotizm, biraz da «eski ve ğiydi. renkt.en insana hükmetmiş, biltemiz duyRulara döııüş», yanı giçlik taslamış İngiliz centilaşk... Bu arada çeşitli «pop Ondan 3 yıl sonra kot.arılan meninin son ve çağdaş örnekültür» değinmelerr. Çöl sahve Bond taşlaması «Casino Roği... Artık çok riaha ince yönyale» sayılmazsa tam 10. Bond nesiride. fonda çalmaya başlatnmlerle ve hesoplarla varhğı* «Arabistan'lı Lawrcnce» £ilmi olan, «Beni Seven Casus», yan nı sürriürrneys çalışan empermüziği, veya «vüzpn otomobil» ashnda yine eskilerin bir ymeyalizmin kendi • kendini yeiiile denizaltına ininre, yanındakı lemesi.. Ama, bu fılmde herlemcsıne koşut olarak, a'.abılşey «cuk oturmuş»... Bu kez bır Barbara Bach ısimli eüzple Coriiğins seviınli, gönül alıcı, ze«Uenizaltı uygarlığı» kurmak is le Porter'in ünlü şarkısmın iskânın. rsprinıı1 ve bilginın ınt.eyen ve bımun için tüm dün mini söyleyen Bond: «Alnne At ıe zırhına bürünmüş, ama kaLast N'ihayet Yalnızız!»... 2 yayı havaya uçurmaya na7.ır ba gücü de o denli ihmal etmısaat 5 dakikalık ıızunhiRu içinbir çılgınla savaşıma giriyor yen biri... Tümüyle düşsel ve Bond... Bunun için 2 süper de gorilimi bir dakika bile ak masalsı. ama tümüyle ideologüç, Amerika ve Sovyetler iş samıyan, modem, parlak, gözjik, tasarlanmış ve işlevsel... boyayıcı bir masal, her yaştan birliği yapıyorlar.. Avusturya jşte çağdaş masal, işte çağdaş çocuklara keyif verici bir yeni Alp'lerinde başdöndüriicü bir üstün insan, işte çağdaş yıl (veya tatil) hediyesi... kayak numarasıyla başhyan Bond... Ama, bu denli derinifilm, Kahire'de, Piramitlerin ne gitmeden (hatta gitseniz bigölgesinde, Londra'da, SardunVe tüm bunların ortasında, le) James Bond serisine yeni ya adasında, denizlerin üstüngiysileri buruşmadan, gömleğı bir soluk ve hayat veren bu güde ve altmda devam ediyor. kirlenmeden, perçemleri bozulze'.im eğlenceyi, bu pırıltılı gös Sinemanın günümüzde gfiniş yı madan, «centilmen gülümseyiteriyi kaçırmaym derim.,. ğmları bağ'.amak için kullandışi» ve espri yeteneği hiç zarar Geceyarisinın Otesi mini röportai Cüneyt Arkın Unutu!mayan!arı ve FISTAS'ı aniatıyor on haftaların ilgi gören filmi *Unutulmayanlar» ve bunu yapan ortahhğın tüm üyelerinin birükte gözüktüğü bir banker reklanı kampanyası, kamuoyunun ilgisini çekti. Bu konuda Cüneyt Arkıria sorular sorduk MAHGAVX HEMİNGWAY • Margaux Hemingvvay, son filmi «Personal Bestote bir baş ka kadın atletle eşcinsel bir ilişki yaşıyan bir sporcuyu canlandırıyor. Robert Towne'un yö nettiği film, şimdiden büyük gürültü kopardı. • «O Tek Başma Dansediyor» isimii filmde, Avusturya'lı yönetmen Robert Dornheim, yüzyıl başının ünlü dansörü Nijins ki'nin Los Angeles'de yaşıyan kızı Kyra Nijinski'yî ekrana getiriyor. • 84 Nevv York'lu sinema eleştirmeni, 1981'in en lyl filmi olarck Warren Beatty'nin oynayıp yönettiği «Kızıllar Redsııi sectiler. Film, Amerlkalı gazeteci John Reed'in Sov yet devrimine tanıklık ettiği günler üstüne kitabını sinemalaştırıyor, En lyl yönetmen «Kentin Prensi»yle Sldney Lumet, en lyl yabancı film «Pi Sonra Türkiye'de film cekmenin zorluklarından, hele «lüks» cevrelerde. «sosyete»de, burjuvazide gecen öykülerin cekimindeki zorluklardan söz xote» adlı Brezilya yapımı, en film cevlrmiş olan Fransız yıl ediliyor. Yapımcı Altan Güniyi oyuncular ise «Atlantic dızı Estella Blain, «Stardust», bay'ın senaryoda önemli bir «The Nearness of You» gibi City» ile Burt Lancaster ve yer tutan parti ve davet sah«Stevie» İle Glenda Jackson unutulmaz şarkıların bestecisi, nelerinde, başta opera sanatpiyanist ve oyuncu Hoagy Carsecildi. John Gielgud ve Mona cıları, tüm bir tanıdık, dost VVashburne, yardımcı oyuncu michael, son haftalarda sine cevresinl kullanabilmesinin larda ödüllendirilirken, Abel manın yiiirdiği sanatcılardan katkısı ortaya cıkıyor. Gance, Andrzej VVajda ve Krz bazıları... «Eylül ya da Seni Kalbime ystof Zanussi'ye bir «homma • Brian de Palma'nın son fil Gömdüm» bir burjuva kadınıge» yapıldı. mi «BlowOut» Fransız eleştir nın dramını anlatacak bize... 9 Yaşlı Amerikalı yönetmen menlerince cok beğenildi. Bu Yazanların, yönetenlerin. oyfilmi «enteHektüel bir suspenAllan Dwan (96), Türkiye'de nayanların percekten Inandığı yıllar önce «Salem Buyücüle se» olarak niteliyen Marcel bu öykü, kuşkusuz sinemamıri» (Cadı Kazanı) filmini izle Martin, De Palma'nın en iyi za da yeni bir soluk getirediğimiz tiyatro ve sinema yö filmi olarak niteledi ve Anto cek... Bir film yaratmanın Inetmeni Raymond Rouleau, bl nionl'nln «BlowUp»ı ile kıyas nanılmaz güclüklerl ve büyuk emekleri şu günlerde bu film raralar Türkiye'ye de gelerek ladı. icin de sürüyor. Sonuc beklonmeye değer... sinemadan kısa kısa S « FİSTAŞ ortakhğı nasıl kuruldu, neler yapacak?» . Hasan Kazanhaya ile Erdoğan Demirören isimii iş adamları (Demirören Ankara Pazarlan sahibidir) biraraya gelerek, büyük oyunculann güç ve isim birliği yaparak hirleşmelerini önerdiler. Bize de çok uygun geldi bu, böyle hir çıkışın kamuoyunda ilgi toplayacağını düşündük. Şarkıcı türkücü fiımlerine bir alternatif getirmeh mümkün olacaktı. Ben ve arkadaşlarım, 3. kez bir savaş veriyoruz sinemada, 3. kez dnğuyoruz. Once 'sehs filmleri' akımı çıktı, gerçek sinemayı mahvetti. Sonra arabesk filmleri çıktı. yine ayni şey oldu. Devam edeceğiz elbette. En büyük sorun, senar yo sorunu. İlk önceleri çok iddıalı. sosyal konulara değinen filmler yapmıyacağız. İşletmecilerin bu konularda genel talepleri var. Kaliteli seyird sinemaya gelmiyor, schs ve şarkıcı füminden gen katanları toplamaya çohşmak gerehır dıyorlar. Biz de öncelen haltıı mnemaya çefeecete, bayagılıktaıı uzak filmler yapacagız. 1 Mayıs'ta yeni bir filme başLıyoraz. Elimizde sansürden çıkmış 2 senaryo var. İkincisi de bir komedi filmi olacak.' « Banker reklamları eleşünliyor. ne dersiniz?' « Bu eleştirilere katılınm. lîeklam lara çıkmak, bir oyuncuya her zaman zarar verir. Ben kendim için soyleyeyım: Seyircide oluşmuş bır Cüneyt Arkın imajı vardır. Sahne de, reklam da huna zarar verir. Ne çare kı eteunonuk gerçekler de var. Sırkeîi kurdugumuzda ancak bir filmlik sermayemiz varciı. A' kadaşlannuzın maddi sıkıntıları vardt, yıUardır bir tek film çevırmeyenıer var dı. Bır ek gelir olur nedeniyıe konu Yö netım Kurulu'na geldi, oy çofeluğuyla kabul edildi. Arkadaşlannuz FtSTAŞ dışında da rol aiabilirler, ama biz Dır rol politihası saptadık, herltes buna uymak zorundadır. 'Bır de madem kı şu konuşmayt yapıyoruz, sinemamızda özellikle laboratuar sorunlarının büyük boyutıara u laştığını bclirtmeliyim. Alınan sonuçlur emekleri ziyan etmektedır. Benlm a yıl önce çektiğim «Vatandaş Rıza» filmımin negatifleri, kullamlan maizemenın eksikliği yüzünden şimdiden bozulmaya başladı. Ilaçtan çalınmatita, işini bilen eleman bulunmamaktadır. Devlet soruna egilmediği takd.ir.de, yanna hıç bir film saglam kalmıyacaktır. Bu arada set ckiplerinin arabesk filmlere adap te olmalan yüzünden çekımı zor fihnlere kolay uyamadıklannı görüyaruz. Bu da büyük bir sorundur. Bir diger sorunumuz, sinemalarınhalidır. Ben Lüks sinemasma yeni basüınış Uopyayı elımle götürdüm. ama projeksiyon bozukluğu yüzünden seyirciy'e nasıl sunuldugunu siz de gördünüz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle