19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 12 ŞUBAT 1982 Istanbul'un su sorunu dört milyar liralık harcama ile çözümleniyor Selim YALÇINER Bakırköy yöresinde özellikIe yoz aylannda görülen su sıkıntısının, Ömerli Barajı İle Bakırköy Bahçelievler arasında 4 milyar liraya yapılmakta olan su iletim hattının 1983 yı lında tamamlanmasıyla ortadan kalkacağı bildirlldi. Devlet Su İşleri İstanbul Bölge Mü dürlüğü'nden alınan bilgiye göra, aynı zamanda Ömerli Ba raiı ile Kartal arasında da su iletim hattı kurulmasmı içeren proje, istanbul'un tüm su sorununu ortadan kaldıracak. FİNANSMAN DSİ İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye gö Orhan ApaydınTercüman, davasına devam edildi ÖMERLİ BARAJI İLE KARTAL ARASINDA SU İLETİM HATTI KURULMASINI İÇEREN PROJE, İSTANBUL'UN TÜM SU SORUNUNU ÇÖZÜMLEYECEK. re ömerli Barajı ile Bakırköy ve Kartal yörelerini birleştiren su iletim hattı projesi Dünya Bankası ile Kuveyt Arap Fonu kredileriyl e finanse ediliyor. Projenin Boğaz sualtı geçişl de bir Japon firmasınca üstlenilerek 1981 yılında tamamlandı. Alınan bilgiye göre halen Sahil Yolu'nda ilerlemekte olan yapım çalışmaları 1983 yılı sonunda bitirilecek. Ömer li Baraiı ile Kartal arasındaki hattın da 1984 yılında sona erdirilmesi bekleniyor. İLETİM HATTI Projede başlıca iki tip nakil haîtı kullanııyor. DSİ mühendislerince «1850'lik» olarak adlondırılan 1850 mm. çn pındakj boruların öngerilimli betin, «1600'lük» olarak adlan dırılan 1600 mm. capındaki boruların da kısmen ceük ve kısmen öngerilimli beton oldu ğu belirtildi. iletim hattı Ömerli Barajı'ndan İstanbul Boğazı'na, Saray burnu'na kadar su altından Tasfiyesi istenen banker sayısı 142'ye yükseldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara'da gerek alacaklıları gerekse kendisi tarafından tasfiyesi istenen bankerlik kuruluşlarmın sayısı 141'e yükseldi. Bunlardan 79'u hakkında tasfiye kararı verilirken, 82'sinin durumu ise mahkemece incelenmeye alındı. Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi Başkam Gönen Eriş, alacaklılarm telaşa kapılmamalarını v& boşuna mahkeme kapılarında beklemelerini belirterek, Alacakhlar sadece tasfivesî için başvurulmamış baııkerler için müracaat edcbilirler. Tasfiyesine kaıar verilenlerden alacaklı olanların başvurması için de biz aynca resmi ve özel yayın organlarından duvuru vapacağız» dedi. Bugün Ankara'da bır basın toplanüsı yapan Gönen Eriş şunlan söyledi: «Tasfiye isteıne süresi 22 şubatta sona eriyor. Bıı süre alacak kaydetme süresi değildir. Alacaklar ancak tasfiye kurulları olııştuktan, gerekli bina ve pcrsonel bulunduktan sonra ilan edilecek ve tanınacak bir ay süre zarfında belirlenen tasfiye kuruluna başvuracaktır. Alacaklılarm 22 şubata kadar sadece tasfiyesi için hiç bir baş rurııda bulunmadığı kııruluşliir lc.'in tasfiye isteyebilecelrtir. Alacakhlar tasfiye istemi için 22 şuhat tarihini bankerin sözlerine kanarak, ya da başka bir nedenle geçirirlerse tasfiye kararını daha sonra oluşturulacak Sermave Piyasası Kurıılu 5 aylık süre içinde isteyebilecektir. Bu nedenle alacaklılarm telaşa kapılmaları gereksizdir. Sonuç olarak şıınu söyleyebiliriz: tasfiye kunılları çalışmağa başlamadığı için alacaklılarm, alacağını kayıt hakkı süresi başlamamıştır. Bu nedenle alacaklılarm alacak kaydı için mahkememize başvurmanıaları gerekir. Alacak kayıt hakkı henüz başlamadığından, alacak kayıt süresinin de, geçmesi elbette düşünülemez. Bu açıklamaları, alacaklı yurttaslaruı dikkatle lzlemeleri ve ona göre hareket etmeleriııi tüm alacaklı yurttaşlardan önemle rica ederim.» Ankara ÜçüncU Ticaret Mah kemesi tarafından tasfiyesine karar verilen 79 bankerlik kuruluşundan 76'sının kendi tasfiyelerini istedikleri, ayrıca kendi tasfiyesini isteyen 24 bankerlik kuruluşunun tasfiyesine çok yakında karar verileceği öğrenildi Tasfiyesine karar verilen kuruluşlar şunlar: Akçe Tıcaret, Banker Banko, Aktürk Ticaret, Sistem Menkul Değerler, Cemal Mülazımoğlu, Banker Piyale, Banker Cengiz, Odintaş, Niltaş, Martaş, Banker Aloer, Doruk AŞ., Paksan, Türintaş. Arken Ticaret, Bayılh Ticaret, Miingan Menkul Değerler, Gelişim Yatmm Finansman, Dedekargınoğlu Ticaret, Selban, Uğur Ticaret, Filiz Sahin, Palukent (Stüeyman Atilla), Banker Gündüz. Merdnn Ticaret, Gözen Finansman, Tun cer Ticaret, Şafak Ticaret, Ban ker Karaca, Arsan Finansman, Öztürk Ticaret. Simtaş. Banker Namık, Uludoğan Ticaret, Bortaş, Fatih Ticaret, Yücer Emlak ,Borsa (Babaevi), Onur Bankerlik, Nihat Taşkm, Banker Atalay, Atalay Lt. Şt., Ziynet Atalay, Banker As, Ahmet Dogan Taşkm, Aydvn Erdoğan Finansman, Erdoğan Ticaret fZühtü Erdoğan), Meriç Ticaret (H. Nebil Oğuz, A. Ismail Irrnak), Nurdemir Ticaret, Banker Göktaş, Nilgün Finansman, Sahil Arsa Ofisi, Yeni Ara Ticaret, Mustafa Abra, Banker Nusret, EvBa Ticaret, GUneş Finansman. Banker Şahban, Tam Ticaret, Denizcak Tatil Köyleri, Cemalettin Caferoğlu, Banker Hidayet, Ahmet Kargın, İsmail Ümit Bayrak, Selçuk Ticaret, Banker Mü.jde, İmsan AŞ., Arsan Menkul Değerler, Namsa, Naci Gürbüz, Sakıp Günay, İlkay Ticaret, Salman Menkul Kıymetler Yatırım Finansman, Salman BesiGıdaTıırizm Ticaret, Banker Yalejın Doğan, AS. Haydar Öztürk. AlacakUlan tarafından tasfiyesi istenen 37 kuruluşun adlan da sövle: Şevket Alatop Kavnak Fınans man, Sönmez Ticaret, Camoğlu Ticaret. îşTur, Selim Ticaret, Şahnak Ticaret, Şark Menkul Değerler, Banker Sayın, İ. Şirinoğlu Ticaret, Banker Sahan Sebank, Tamcan Yatınm, Banker Perim (Vatansever Ticaret), Palukent, Omikron Elektronik Sanavi. Ö?saray, Midas İnşaat. Mustafa TJya nık Avsu SümerDarket Mıı* tafa Ercan, Kelaynak Yayınevı, îleri İnşaat, Erdem Finansman, Duru İnşaat, Dotaş. Genser, Dinçer Ticaret, Borsas. Bekir Şen, Bektaş Hahcıoğlu, Basak Ticaret, Bantas, Banker Ay(Arkası 7. Sayfada) ve Sarayburnu'ndan Bahçelievler'e kadar da Sahil Yolu'nu izleyerek yeraltından devam ediyor. SORUNUN ÇÖZÜMÜ Devlet Su İşleri İstanbul Bölge Müdürlüğü yetkilileri proienin kentin su sorununu cozümleyeceğinı, ancak bu dağıtım sebekesinin daha son ra Büyükcekmede Barajrnın yapımıyia güclendırilmesi gerektiğini bildirdiler. DSİ yetkilileri bu genel c o lışmanın dısında ara dağıtım şebekelerinin ceşitli nedenlerle arızalanması ya da yeterli çalışamaz duruma girmesi ne deniyle susuzluk görülmesinin sözkonusu olduğunu, ancok bu tür sorunların verel yönetimlerce cözümlenebileceçjinı vurguladılar. Özellikle yüksek kotlu yörelere su basılmasında karşılaşıfan güçlüklerin ye reı yönetimler tarafından ortadan kaldırılabileceğini anlatan yetkilüer, DSİ'nin sadece suyu temi n ettiğini, ara doğıtımın ise öteki kuruluşlarca yapıldığını belirftiler Apaydın, Zeytinburnu mahkemesini reddettı • TERCÜMAN ALEYHİNE AÇTIĞI DAVADA ORHAN APAYDIN'IN AVUKATI BURHAN APAYDIN OĞLU NAZLI ILICAKIN AVUKATI OLAN SAVCIYI MANEN REDDETTİĞİNİ BİLDİRDİ. İslanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın'ın Tercüman Gazetesi yazar ve sorumluluları aleyhine açtığı ceza davaları ile Tercüman gazetesi yazarı Ahmet Kabakh'nm gazeteıniz yazarı Oktay Akbal aleyhine açtığı davaların duruşmalarına dün Zeytin buınu Toplu Basm Mahkemesinde devam edildi. İlk olarak Orhan Apaydın'ın İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinde görülmekte olan DİSK davasındaki sanıklarm sa vunma görevini üstlenmiş olmasından dolayı Ergun Göze'nin Tercüman'da yaymlanan yazısında, görevinden dolayı Or han Apaydın'a hakarette bulun duğuna ilişkin davaya bakıldı. Orhan Apaydın'ın avukatı Burhaıı Apaydın söz alarak Zeytinburnu Savcısı İsmail Hakkı İpükçioğlu'nun oğlu Avukat Asnıı İplikçioğlu'nun Tercüman gazetesi sahibi Kemal Ilıcak'ın karısı ve aynı gazetenin yazarı Nazlı Ilıcak'm avukatı olarak Sarıyer Sulh Ceza Hakimliğinin 1981/161 sayılı davasmda, Nazlı Ilıcak'ı temsil ettiğini ileri sürdü. Apaydın, Avukatlık Kanununun 13.'ncü maddesinde, bakılmakta olan bir davada ve işlerde Savcı'nm oğlu'nun avukatlık yapmasına imkân olmadığım bildirerek, «... Görülmekte olan bu davada Savcılık makamının tarafsız olamıyacağına kaniyiz. Heyetin başkan ve üyeleriniıı aynı Adliye içinde Zeytinburnu Savcısı ile şalısi temas ları ulduğu tabiidir. Etki altında kalabilecekleri şüphe ve kanaati bizde doğmuştur. Nitekim, duruşmalar karşılıklı söz lerden öteye gidememiş ve davaların açılnıasından bu yaııu uzun bir süre geçtiği halde, bir aşanıaya ulaşılamamıştır. Usül hükümlerine aykırı olarak hareket edildiğinden davalar uzamaktadır. Adaletin süratle gerçekleşmesi gerekir. Aynı zamanda adaletin her türlü şü[>heden uzak olarak tecellisi icabeder. Dilekçemde bildireceğim diğer sebeplerle de, heyeti reddediyorınn.» MANEN RED Söz alan C. Savcısı, Savcılık makamını da reddedip reddetmediğinin sorulmasım istedi. Bunun üzerine Avukat Burhan Apaydın, «Usul hükümlerine gö re, Savcılık reddedilemez. Ancak, tarafsız olamıyacağı kanaatinde bulunduğumdan dolayı, Savcıyı manen reddediyorum» diye yanıt verdi. Bu arada, Başkan sözleri zapta geçirirken, Zeytinburnu Savcısının oğlunun ismini Mehmet Asım İplikçioğlu diye yazdınrken Avukat Apaydın, «Ben Mehmet demedim» şeklinde hatırlatmada bulundu. Mahkeme heyeti, gerekçeli red düekçesinin verilmesine karar verdi. DtĞER DAVALAR Bundan sonra, Orhan Apaydın'ın açtığı diğer davalara bakıldı ve o davalarda da Avukat Burhan Apaydın mahkeme heyetini aynı sebeplerle tarafsız olamıyacağına inandıkları içaı Başkan ve üyelen reddettiğiiu bildirdi. Bunlarda da gerekçeli red düekçesinin verilmesi için duruşmalara bakıldı. AKBAL KABAKLI Bundan sonra Ahmet Kabaklı tarafından gazetemiz yazarı Oktay Akbal aieyhine açılan davanın duruşmasına başlanıldı. Oktay Akbal'ın Avukatı Bur han Apaydın, söz alarak, «Davacı yazar, mensup oltiuğu gazetenin öteden beri izlediği ve temsil ettiği eğilimine uygun olarak, başta Atatürk olmak üzere ülkenin namuslu aydınlarına, insan hakiarına dayaiı demokratik hukuk düzenini savunan kişi ve kurumlara kara çalarak saldırmayı aiışkanhk durumuna getirmiştir. Müvekkilim Oktay Akbal ise, Atatürk ilkelerine bağlılığı ile tamnmış ve çağdaş edebiyatımızda ün yapmış bir yazardır. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcından bu yana Atatürk ilkeleri doğrultusunda yayınını her tür baskı ve saldırıya karşı yılmadan sürdüren Cumhuriyet gazetesinde, dava konusu yazıları davacının kişiliği dışında, Tercüman gazetesindeki ya yınlarma yanıt vermek ve bunları eleştirmek amacı Ue yazmıştır» dedikten sonra mahkemeye bazı belgeler verdi. Ahmet Kabaklı'nın Atatürk'ün ölüm yıldönümünde Tercüman gazetesinde yayınlanan bazı yazılanndan bölümler okudu. Bundan sonra Apaydın, Cum huriyet Gazetesinin öteden beri Atatürk düşmanları ile savaşmakta olduğunu ve 1953 yılında Samsun Milletvekili Hasan Fehmi Ustaoğlu'nun Atatürk aleyhine yazı yazması üzerine, Cumhuriyette yayınlanan bir yazıdan dolayı o tarihlerde de Cumhuriyet aleyhine dava açıldığım ve Cumhuriyet o davada da avukatlığını Orhan Apaydın'la birlikte yaptıklarım ve Cumhuriyet Gazetesinin beraat ettiğini söyleyerek, «Atatürk'e lıakaret edilemez. Ancak, hakaretc cüret cdenler çıkabilir. Cumhuriyet gazetesi Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyet preıjsiplerine hiçbir taviz vermedeıı sahip bir gazete olduğ.u Için Cumhuriyet yazarları da Atatürk akyhtarlarımn karşısına çıkmayı bir görev adde^ıişlerdir. Ahmet Kabaklı. bugün elinde bir kalem tutabiliyorsa. bu Atatürk'ün sayesindedir. Fakat. o kalemi Atatürk aleyhine kullandığı takdirde. o kalemi kırmak icln karşısına tereddütsüz çıkarız» dedi. Mahkeme Tercüman gazetesini savunmaya ilişkin yazılarının getirtilmesine karar vererek duruşmayı bir başka güne ertelemiştir. Sinema yasasıySa kaliteli yapırnlar tesvik edilecek ANKARA, (a.a.) KUltUr ve Turizm Bakanı İlhan Evliyaoğlu dün bir açıklama yaparak, sinema ve özel tiyatrolara bugünkünün ilerisinde denetımı öngören bir müdahalenin sözkonusu olmadığmı bildirdi ve «Türk kültürüne nıilli değerlerimiz vnııünden daha iyi hizmet verilmesi ilkesi benimscntniştir» dedi. Evliyaoğlu, Türk sinemasınm gerek eğitim ve gerekse topluma hizmet götürmesindeki dağımklığı düzene sokmak üzere bir yasa tasansı harırlandığını belirtti ve şunları söyledi: «Yasa tasarısında mevcut denetim muhafaza edilmektedir. Ancak ödül verilecek ve dış ülkelere Kİİnderilecek filmleri seçmek ve kaliteli film yaııımını tesvik amacıyla bir değerlendirme kurıılu düşünülmüştür. Bu yasa ile Türk sinerna diinvasına devlpt özendiricl Imkanlar çetlrmekle beraber sanat ve egltl"1 .v:inii«ıden vararlı (Arkası 7. Sayfada) Festival İstanbul Haber Servisi Yukarıdaki fotoğrafta yer alan gö rüntü bir gece kulübünden değil, bir defileden çekildi. Defi le, bir «festival» nedeniyle dü zenlenmiş ve Türk tekstil ürüıı lerin dış pazarlara tanıtımını amaçlamıştı... Hemen her konunun istisma rının olağan bir «alışkanlık»la gerçekleştirildiği ülkemizde ba zı iyiniyetli ve çok yar.arlı gi rişimler de «dej;işik» yorumla nabüiyor. Örneğin son yıllav da büyük bir dışsatım kaınpan yası yürütüldüğü artık Anado lu'nun en uzak köşelerindeki çocuklarca bile biliniyor. Dış satımımızı arttırmamızın gerek liliği de o denli açık. Ancak, bu gerçekler başına «dışsatıma yüııelik» yaftası asıl mış her girişimi alkışlamak an lamına mı yorumlanmalı? Aklma esenin fuarlar, festi valler dilzenlediği ve aklı sıra dışsatıma katkıda bulunduğu bir ortamda düzenlenen 10. İs tanbul Uluslararası Moda ve Tekstil Fuarı Hilton Oteli'nde taaşladı. LCC tarafından bir sü re önce düzenlenmiş olan ben zeri fuara katılan bir çok fir döndü ına «aldatıldıklarını, hiç bir dışsatım yapamadıklarmı, kal dı ki iç piyasaya bile satış yap makta büyük güçlük çektikleri ni, yabancı ahcılara açık oldu ğu belirtilen fuara bir tek bile yabancı alıcı gelmediğini, fes tivalin sonuç olarak hiç bir işe yaramadığını, üstelik bir sürü para harcadıklaruıı» açıklamış lardı. LCC'nin bir festivalde ki başarısızlığımn, tüm festi vallerinde tekrarlanacağını san mayanlar böylesi bir iyiniyet le 10. İstanbul Uluslararası Mo da ve Tekstil Festivali'ni izle dilcr. Festivalin tek özelliği du rumuna sokulan ve yerli man ken yokmuş gibi yurtdışmdan «itlıal» edilen yabancı manken lerin yerli giysilerden. örneğin «şalvar»ı sunmaya çabaladıkla rı defilelerde, kendilerindeıı çok şey beklenen bu yabancı manfen hanımlar büyük bir başarıyla «şarkılı gazino» ve «gece kulübü» havası yarattılar. Bu havanın ise, kendi ül kelerinde çok sayıda güzel gece kıılübü bulunan yabancı alıcı ları, istanbul'a bu iş için geldi lerse, ne oranda etkileyeceği anlaşılamadı. Amerika Mektubu Haluk ŞAHİN Babıali'deki son gelişmeler Amerikan basınına yansıdı VVASHİNGTON Bizim Babıali'nin son aylardaki çaikantısı sonunda New YorK Times'a haber oldu. Amerikalı okurlar, büyük gazetelerimizde neler olup bittiğıni, basın piyasamıza giren paralann kaynağını, beş büyük gazetederı dördünün birbirine karşı giriştiği amansız rekabeti ve onlardan çok farklı bir yol izleyen Cumhuriyet'in sürekli okuyucu kazandığını Marvine Howe'in kaleminden öğrenmiş oldular. Amerikalı meslektaşlar ,doğrusu, basınımızdaki canlılığa bimz gıpta ile bakıyorlar. Haksız da sayılmazlar: Bizde yenı gczeteier tezgahlanırken, onlarda kurumlaşmış büyük gazeteler şapır şapır dökülüyorlar. Üo beş ay önce, ünl u VVaşhington Star kapandı, koskoca ABD'nin başkerti tek gazeteli bir kent oldu. İki hafta önce, 137 yıllık bir geçmişi olan Philadelphia Bulletin, zor iktisadl koşullar karşısında pes etti. New York'un bir buçuk milyon satışlı Daily News gazetesi aynı nedenlerle satışa cıkarıldı, (gozete sahibi olmak isteyen yeni zenginlerimize duyurulur). Kısa zamanda hayırlı bir müşteri cıkmazsa, sansasyon gazeteciliğinin temsilcisl sayılan Daily News' un de gazete mezarlığını boylaması kimseyi şaşırtmayacak. Belli ki, yapısal bir bunalım söz konusu. Halkın yaşam biçimlerinin değişmesi, yenl lletişim teknolo|ilerinin ortaya cıkmosı, :iân kaynaklarının başka yerlere yöneırrıesi gibi nedenlerle beMrlt tür gazetelerin geleceği hic parlak görünmüyor. Oysa Türkiye'de henüz kuüanılmamış müthiş bir okur potansiyelı var. Azgelişmişliğin biriktirdiği bir potansiyel bu. İyi değerlendirılirse Türk basınının günlük satışını önümüzdeki on yıl icinde, en az iki katına cıkarabilecek bir potansiyel. Hesap ortada, isterseniz rakamları konuşturalırn: Türkiye'de bugün her bin kişiye düşen gazete satışı sayısı 50 6O'ı gecmiyor. Oysa 1977 yılında dünya ortalaması 136, Avrupa ortalaması 264, gelişmiş ülkeler ortalaması ise 321 gazete idi. Evet, Türkiye henüz gelişmiş bir ülke sayılamaz. Tam Avrupalı da değil. Ama, sosyo ekonomik gelişme göstergeleri Türkiye'nin düzeyinde olan, «gelişmekte» bir ülkede günde en az 75, hatta 100 gazete satılması beklenir. Gazete satışları genellikle nüfus artışı, okur yazarlık düzeyi, kentleşme ile doğru oranlı olarak artıyor. Türkiye'de bu göstergelerin hepsı yükselmekte. Üstüne üstlük, tüketim zihniyeti ve popüler kültür yavgınlaşıyor .Ama günclelik gazete satışı, ta 1960'lann sonundan berl artmıyoı. Nicin artmıyor? Bence, gazeteciliğimlzln blrlncl cıkmazı, olur olmaz şeylere büyük paralar dökerken, bu soruya yonıt aranmamasında yatıyor. 1970'lerde dendi ki, televizyon yüzünden artmıyor. Kobul. Ne ki, televizyon artık bir çok yerde kanıksandı. Üstelik şu sıralar yüzüne bakılabiiecek bir televizyon da yok. (Arkası 11. Sayfada) Sigaranın içindekı «Polonium» maddesi kansere yol açıyor MASSACHUSETTS, [a.a.) Birleşik Amerika Massachusetts Ünıversitesi araştırmacıları, sigaranın içindeki «Polonium» adlı maddenin radyoaktif olduğunu ve kansere yo! açtıpını belirlediler. Dr. Thomas VVinters ve Joseph Di Franza yaptıkları inceleme so nucunda yayınladıklan rapordo, bugüne kadar sigaranın kansere yol açmasının nedeninin radyasyonla bir ilgisi olduğunun bilinmediğini. kanse re, sigara içindeki «Benzopyrenesin yol açtığının sanıldığı nı belirttiler. Benzopyrene'in kanserle ilişkisi 17 yıl önce ortaya çıkarılmıştı. £' Italya'da terörist avı ve özel timler... KIZIL TUGAYLAR TARAFINDAN KAÇ1R1LAN AMERİKALI GENERAL DOZİERNİN GEÇTİĞİMİZ HAFTA BULUNMASl İLE ÖRGÜTE AĞ1R DARBE İNDİREN İTALYAN GÜVENLİK KUVVETLERİ, KIZIL TUGAYLARIN DİĞER MİLİTANLAR1NI DA ELE GEÇİRMEK İÇİN YOĞUN BİR KAMPANYA SÜRDÜRÜYORLAR. BİR POLÎS YETKİLİSİ, BULDUKLARI YENİ İPUÇLARINl DEĞERLENDİRMEKTE OLDUK Amerikalı bilim adamları, LAR1NI BELİRTTİ. FOTOĞRAFTA, ÖZEL ANTİ TERÖR TİMLERİ Benzopyrene'in de kanserin oROMA'NIN KUZEYİNDE BİR BÖLGEDE ARAŞTIRMA YAPARKEN luşumuna katkısı olabileceğıni ancak asıl etkenin, tütün bitkisinin yetiştirilmesi sırasmda kullanılan suni fosfat gübresinden bitkiye gecen «Poloniud» adlı maddenin olduğunu açıkladılar. Meteoroloji tahminleri yüzde 8 2 oranında dogru cekıyor ANKARA (a.a.) Hava olayları tahminlerinln doğru çık ması açısından dünyamn sayılı merkezleri arasında yer alan Devlet Meteoroloji îşleri Genel MüdürlüğU, hizmette 45. yılma girdi. Devlet Meteoroloji îşleri Genel Müdürlüğü'nün yaptığı istatistiksel değerlendirmeler, yüzde 82 gibi yüksek bir oranda doğru çıtayor. Devlet Meteoroloji îşleri O« alınan bilgiye göre, kesin bir ölçüm yapılmamış olmasına karşın, Türkiye'de meteorolojik hizmetin ekonomiye katkısı yüzde 20 olarak tahmin ediliyor. Dünya Meteoroloji örgütü'nün yayınladığı «IJlusal Meteoroloji Servislerinfn Ekonomiye Katkısı* raporunda, meteorolojik tahminlerin ülkelere göre değişik oranlarda katkıda bulunduklan belirtiliyor. öroagin, İtaeUtera Metaorolojl örgütüntto bütçesine yapılan bir birimlik yatırım karşılığında, 100 birimlik yarar sağlandı. Fransa Meteoroloji Örgütü, bütçesinin 20 katı, Sovyetler Birliği 50 katı büyüklükte ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Türkiye'nin havası, suyu, ik limi ve genellikle meteorolojisi ile ilgili bütün hizmetleri yapmakla yükümlü olan Devlet Meteoroloji îşleri Genel MUdUrlügU, kuraklık, su baskuu, kasırga gibi doğal afetler, önceden haber vererek büyük yararlar sağlamanın yanısıra, tar:m, orman yangınları, çevre sorunları, ulaşım, turizm, 'sanayi, enerji, tip, adliye, silahlı kuvvetler, ticaret gibi alanlara bügi sağlıyor 750 YAGIŞ tSTASYONU Yurt düzeyinde 16 bölge mll dürlüğü, dört uluslararası hava limaru ve deniz istasyonu. 400 iklim, 750 yağış istasyonu bıüunan genel müdürlük, bu istasyonları Ue gece, gündüz, bayram ve tatil günlerinde uluslararası çalışma standartlarma uygun rasatlarla ve öteki ülke meteoroloji kurumlanmn ölçümlerini de değerlendirerek, ülke iklimi ve yağış rejimini ortaya koyuyor. Genel Müdürlük aynı zamanda, uzaya gönderilen meteoroloji uydularından da, otomatik olarak foroğraflsr alıyor ve bu fotoğraflan değerlendirerelt tahminler yapıyor. :{•• «New England Journal Of Medicine» dergisinde yayınlanan raporda, günde 11,5 paket sigara icen bir insanırı, her yıl, 300 kez rontgen filmi çektirmiş kadar radyasyonn tabi kaldığı v e bu miktardn radyasyonun da bazı hücrele rin yapılarında değişiklik yapo rak, kanserin oluşmasına neden olduğu bildiriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle