25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 eza yasalan suçlular lçlndir, ceza yargılama usul yasalan ise dürüst klşiler için. Çünkü, bir kemsenin suç işlememesi kendi istemiyledir. Oysa bir kimsenin hakkında kovuşturma ve dava açılması istemine bağh değildir. Kişi suç îşlemese de, istemese de hakkında ceza kovuşturması açılabilir. Bu nedenle yargılama usul yasalarındaki kurallar dürüst, suç işlememe karanndakı kişiler için de güvencedir. Güvencelerin en önemlisi ise kuşkusuz «savunma hakkı»dır. Savunmanm temel haklardan sayılması da bundandır. Insanlar •savunma»nın dcğerini ve önemini, ancak kendileri de savunma hakkından yararlanma durumunda kaldıklarında anlarlar. Basında, Devlet Güvenlik Mahkemelerl yasa tasansı çahşmalan ile ilgili bir haber çıktı. Bu mahkemelerde sanıklara «sözlü savunma» hakkınm tanınmayacağı, yazılı savunma ile yetinileceği belirtildi. Konu bu nedenle yeniden gündeme girmiş oldu. Yetkililer bu bilginin doğru olmadığını belirterek duyulan kaygıyı sildiler Ancak özel önemi nedeniyle konuya değinmekte v e sözlü , yazılı savunma ikilemine ışık tutmaya çalışmakta yarar umuyoruz. ••• • Savunmanin bütünlüğü: Sözlü savunmanm gerekli olmadığı, «yazıü usuUün daha yararlı olacağı görüşüne öncelik tanınması düşüncesi ile birlikte elo ahnır. Özünde «savunma hakkı»nı da gerçek boyutlanyla tanıyan ve sağlayan özgürlükçü demokrasilerde sözlü savunmadan vazgeçilemeyecegi ve iki tür savunmanın birbirinin bütünleyicisi olduğu kabul olunmaktadır. Savunma bîr bütundür. Kovuşturma ile başlar, hükümle biter. Bu süreç içinde sanık ve onun yardımcısı olan savunucu (avukat) savunma hakkırun bütün olanaklarmdan yararlanmahdır. Bu olanaklann. yargılamanm gidişi içinde ve aşamalar boyunca en uygun biçimini seçmek ise sanığın ve avukatının hakkıdır. Savunma «yazılı» ve «sözlü» diye ayrılmamalıdır. Bu ikisi bir bütünün görüntüleri ve biçimleridir. Kimi durumda «yazılı»sı daha elverişli, kiminde ise •sözlü»sü en uygundur. Gerek Anayasamız, gerekse ulusiararasi insan hakları belgeleri savunma hakkın OLAYLAR VE G Ö R Ü Ş L E R b!r avukatın yardımından yararlanmak isteğine «adları mahkemece belirlenen» üç avukattan birini tutabileceği bıldirilmiştir. (Bkz. Erem Faruk, Sözlü Savunma, 1978 Ankara). «Güdümlü Savunma» en az «güdümlfl yargı» kadar tehlikelidir. Avukattan sözlü savunma yerine yazılı savunma verilmesini isteyerek «zaman kazamlacağı»nı düşünmek çoklukla «banane»dir. Eğer yazılı savunma karar sırasmda gerçekten okunacaksa zaman kazanılmış olmayacaktır. Eğer savunma okunmayacaksa o zaman da sanık savunulmamış demektir. Savunmasız yargı düşünülemeyeceğine göre böyle bir yöntemin sonuçta yargıyı ve adaleti zedeleyeceği açıktır. 7 ARALIK 1982 C Savunma Atilâ SAV Türkiye Barolar Birliği Başkanı da herhangi bir kısmayı ve smırlamayı ö&gönnemiştir. 2708 sayılı 1982 Anayasası'nın 38. maddesi «berkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercilerl önünde savunma hakkına sahiptir» demektedir. Sözlü ve yazılı savunma yollannın «Meşru» olduğu tartışılamaz bile. Suçlama ile karsı karşıya olan «sanık» br. Savunma hakkı, bu suçlamaya karşı korunması için kendisine tanınmıştır. Amaç gerçeğin aydmlanması, adaletin sağlanmasıdır. Savunmanın biçimi için «seçme»yi sanığa bırakmak zorunludur. Savunmanın en önemli anı olan son karardan öncekı son savunmayj «sözlü» ya da «yazılı» yapnıa olanağı sanıktan esirgenemez; esirgenmemelidir. Yoksa sanığa «savonma hakkı»nın tanınmadığı yakınmalan yaygmlaşacaktır. Bu da yargının kararlarını eksik ve eksikli gösterebilecektir. •*• • Sözlü Savunmaya Karşı Görüş : Sözlü savunmaya karşı çıkılması, daha çok, baskıcı ve toplamcı rejimlerde görülmektedir. Nedense bu tür siyasal düzenlerde «sözlü savunma» hep kuşkuyla karşılanmaktadır. Sözlü savunmanm davalarm uzamasma yol açtığı düşünülmüş; bu nedenle yalnızca «yazüı savunma» ile yetinilmesinin çözüm sağlayacağı îleri sürülmüştür. Oysa, yukarda değindiğimiz üzere savunma bir bütundür. Sanığın savunmasınm, sözlü ya da yazıh biçlmlerden birisiyle sınırlanmak istenmesi kabul olunamaz, Adalette yuzyıllar boyu yerleşmiş savunma kurallarını ve geleneklerini topluralann zaman zaman geçirdikleri sarsıntılara ve bunalmalara baicarak ortadan kaldırmayı düşünmek büyük yanılgı olur. Kurallar nasıl olsa geri gelir. Ancak iz bırakırlar. ••• • Sözlü Savunmadan Vazgeçilemez: 1966 yıhnda Paris Barosu'nun ünlü başkanlanndan Charpentier «Sözlü duruşma ve savunmayı kaldınnız, arkasmdan engizisyon gelir» demiştir. Fransız Yargıtayı yazılı savunmayı, savunmanm esası saymamaktadır. îazılı metnin hazırlanması avukata bile gerek göstermez: herhangi bir kimse de yazıh metin hazırlayabilir. Gerçek savunma sözlu olandır. Sözlü savunmanm uzunlugu ya da kısalığı gibi sakınca olarak gösterilen özellikler savunmanm kendisine göre öylesine önemsizdir ki; bu nokta tartışmada ağırlığı olan bir etken sayılamaz. Sözlü savunma olmazsa «duruşmanın açıklıği»ndan söz edilemez. Her şeyin yazıh olduğu bir ceza dosyasında «açıkhk» yoktur. Ceza yargılaması için en büyük sakınca İse «kapalıük»tıı, «gizlilik»tir. Çoklukla siyasal davalarda sözlü savunmanm uzatıldığı inancı vardır. Bu yuzeyde kalan bir gözlem ve inançtır. Devlet Cüvenlik Mahkemeleri'nde sözlü savunmayı kaldırma düşüncesi böyle bir inanca dayandınlmamahdır. Duruşmanm gizli ve kapalı oluşu; duruşmanın uzamasmdan daha büyük bir sakıncadır. Siyasal davalarda savunma görevi yüklenen avukatm sayısız sorunlarla karşı karşıya olduğu açıktır. Buna bir de savunma olanaklannin sınırlanması ve kısılması eklenirse; bu tür davalarda savunma görevi yapmak olanaksızlaşır. ••+ • Siyasal davalarda savunmanın îşlevit Toplamcı ve baskıcı düzenlerdeki siyasal davalarda sanığın avukat tutması, bir savunucunun yardımından yararlanması engellenmek istenir. Fransa'da XVI. Louis .tngiltere'de Charles Stuart davaJarmda olduğu gibi; Mithat Paşa'nm yargılanmasında da avukat tutma olanaklan kısılmıştır. Mithat Paşa'nm Af?.. ezaevlerinden mektuplar alıyorum. Hükumlüler, İçinde yaşadıkları kötü koşullardan söz açtıktan sonra «af çıksın» dlyorlar; yaşadığıraız dönemde genel af için elverişli ortam var mı yok mu, düşünmüyorlar. Ama ben dileklerini yansıtmakla görevliyim; mahpushanelerln dünyasında af, bir umut ışıgı.* Çeyrek yüzyıldan beri toplum düzeninde sapı samanı birbirine karıştırdığımız için sorunlarımız kördüğüm olmug. Her konuya ilişkin İleri geri konuşulabilir. Genel aflarla özel aflar öylesine îçiçe geçip yürürlüğe kondu ki ceza hukukunun «Infan» bölümü işlemez oldu. Bizlm toplumda hiç kimse yedlgl ceea süresince yatacagına lnanmıyor. Pekl. suç kimin? Sanıyorum bir konuya yaklaşırken ille dfc suç ve suçlu aramak sağlıklı bir sonuca varmayı engeller. Eğer bir olay derin toplumsal nedenlerle gündeme girerek olgulaşmışsa geçmlşl bırakıp günümüze bakmakta yarar vardır. Bugün Türklye'nln mahpushanelerinaeki koşullann ne olduğunu (en başta Adalet Bakanı) tüm yetkililer blliyorlar. Blr insan, suç ıslemeyl meslek edlnmiş sabıkalı olabilir; raslantıyla suç lşlemis ya da suç işlemeye zorlanmış olabilir. Bu insan tutuklanır, yargılanır ve karar verilir; yargıç der ki: Senl 10 yıl cezaya çarptırdım. Yargıç demiyor ki: Be& sana 10 yıl hapis cezası veriyorum; hem bu sürede doğru dürüst beslenemiyeceksin; görevlllerden hakaret göreçeksin; üç fcişl ile birlikte tek yatakta yatacaksın; navasızlıktan clğerlerin kuruyacak; hapishane düzeni içinde stirekli baskı altmda yaşayacaksın: hiçbir yeteneğini geliştirme olanağı bulamıyacaksın; ruh saghğm büsbtitün bozulacak; yaşadığm koşullar seni ömür boyu suç işlemeye itecek... Yargıcm kararında böyle çeyler yoktur. Ceza yasalanmız bir yatakta üç hükümlünün yatmasını öngörmüyor. Verilen cezanm üstüne ikinci, üçüncü cezayı ekîemek yalnız «infaz hukuka»nu değil, tüm adalet dengesini bozacak ağırliü taşır. C **• • Usul Hukuku açısından: Sözlu savunma yerine yazılı savunmayla yetinilmesıni isteraek Ceza Yargılaması Hukukumuzun ilkesine de aykındır. Yasamız «soruştunna» (tahkik) yöntemi değil «suçlama» (itham) ycntemini kabul etmiştir. (Bkz. Erem, a.g.y) Bu yöntemde avukatm iyi hazırlanması, fakat metinden okuyarak savunma yapmaması. gerekir. Kaldı ki, bir avukatm savunraayı uzatma bahanesiyle dinlenmek istememesi; savunmayı kısa kesmesini; ya da yazılı savunma ile yetinmesini istemek temel hakların en önemlilerinden bin olan savunma hakkınm özünü zedeler. Savunmayı sabırla dinlemek yargıcm görevidir. Çunkü vereceği kararda savunmanm bütün aynntılannı gözönünde tutarak eksiksiz ve tam oluşmuş bir vicdanî inanca ulaşabilecektir. Savunucunun salt uzun ve güzel konuşmalarla, parlak sözlerle savunmada hakh çıkması beklenemez. Güzel sözîerle ve uzatılmış savunmayla dava kazanılamaz. Kazantlabiliyorsa esasen adaletin anlamı ve değeri yok olur. Bu nedenle meslekten savunucular gereksiz ve uzun konuçmaktan kaçmular. Öte yandan savunmayı uzatan kişiden çok, savunmayı dinlemek istemeyen yargıçtan yakmmalar vardır. Yargıçtan yakınma ise adaletten yakınma durumuna dönüşebilir. Bu ise en sakıncahsı ve en tehl'keîısidir. p Burhan i ARFKD iyana Devlet Tiyatrosu CBurgtheater) Egmont lemsılinden erken çıktım. Daha önce Salzburg festivalinde izlediğim Egnaont'un bu yorumu sarmamıştı. Viyana'nm birinci bölgesinde kalıyordum. Yüruyerek Graben semtıne vardığunda olağanüstu bir kalabaük gördüm. Gençler tartışıyordu. 6 kasım günü Viyana'da yapılacak toplantmın on çalışmaları niteliğinde. Gençler, broşürler da» ğıtıyorlardı. Savaşa ve atom bombasma karşı görüşler ileri sürüyorlardı. Böyle düşünmeyenler de konuşuyördu. Orta yaşlı olanlar da vardı. Ikinci Dünya Savaşı'na katılmış, ya da savaş koşullannın acımasızlığını yaşamış insanlardı. Olçülü ve akılcı konuşuyorlardı. Avusturya ordusu Bundesheer'in genç subayı da konuşuyor ve gençlerle tartışıyordu. Gcnçlerin yanıldığmı değişik görüşler ve kanıtlarla ileri sürüyordu. Gençler de, genç subay da heyccanh konuşuvorierdı Fakat s'nırlenmecon Ertesi sabah oradan geçerken baktım, gençler brcşurler dağıtıyoriar ve tartışıyorlardı. Ne var k' gençlerin az ötesinde yeni bir stand çevresinde kümeleşmeler vardı. Konuşuluyor ve tartışılıyordu. Bro^urlar dagıtılıyordu Snvaşı degışık aı i''an değerlendıren broşürler ve konuşmalar. Yaklaşıp bak ttm. Avusturya Savunma Bakanlığmca düzenlenmişti pankartlar ve broçürler... Broşürde Avusturya Cumhurbaşkanı Dr. Rudolf Kirschenschlaeger'ın şu sözleri göze çarpıyordu: «Savaşı her yönüyle ve bütün korkunçluguyla yaşamış ve halâ tesinnden kurtulamamış bu* kişıyim. Ordunun gereklığıne kuşku duyan kimi genç yurttaşlarımın bana inanmalarını istiyorum. Gunü müzün dünyasında ve Avrupasında yürürlükte olan koşullar altında barışın korunması ve Avusturya'nın bağımsızhğı için Federal ordunun vazgeçilmezlığine kesinlikle inanmaktayım.» Gençlerin broşüründe ise, özellikle atom sılahlarma karşı görüşler arasında bir Kızılderililerin özdeyişı göze çarpıyordu. «En son ağaç sokülüp atıldıktan, en son akarsuya zehir bulaştıktan, en son balık oltaya takıldıktan sonradır ki. paranin besin olma'lıftı 'ysnmpdiğil kafanv/.a dank edecek!» Bu tartışmalı açık hava toplantılarmm ertesi günu 26 ekimdi. Avusturya millı bayranuydı. Ikınci Dünya Savaşı sonrası Uurtarıcı dörtler'in (Amenke, Scvyetİ€T îngiltere. Fransa) ordularınm ülkedon aynldığı ve Avusturya'nın bağımsızlığa kavuştugu gunrlu 26 ekmı bayramı açık hava konserien spor yürüyüşlen, bütün müzelerin ve sanat galerilerinın halka kapilarını açmasıyla kutlandı. Poliüka olavını kültur vs sanfifip le^erlenHırivorlardı. Burg'tm görkemll salonlarında açılmış tiyatro müzeciklerini gezdım. Operet bestecisi Kalman ve Zıera, yazar Hermann Bahr. tiyatro ustası Max Reinhardt, sahne sanatçılan Hugo Thimmıg ve Kainzdekor ressamı Prof. Caspar Neher'in anılanna o gör kemli salonlarda düzenlemiş raüzelenni yet.kili bilim adRmlarınm acıklamalarıyla Izledim. Fotoğraf lar, notalar. mektuplar, mobilyelar. kişilerin öteberisi ve ben7eri betgelerle donatılmış beş salonda saatlerce kaldım. Avusturya devletı. Avusturya kü!türünü dünya çapında yüceltmiş tiyatroculara, operetçilere, şalrlere görkemli tmparatorluk sarayının salonlannı anı müzeleri olarak vermişti. 28 ekim milli bayramı dolayısıyla basin müdürlüğünün yaymladığı bültende şu satırlar van •Avusturya, dış politika alanında yan tutmayan güveıülirbağımsızülkeimaiını korudu. 26 ekim müli bayramı büyük şenliklerle değil. 1955'te yabancı güç lerin aynlmasmdan sonra tutulmuş yolun doğru olduğu biünciyle kutlandı. 28 ekim bayramj, Millet Meciisince kararlaştınlmış yan tutmazlık politıkası. Avusturya'nın davranışınm temell olarak dünyaca kabu! edilmiştir. Bu ilkeyi bütün Avusturyalılar çok olağan saymaktadır.» Viyana'dan aynlacağım gün rastgele dolaşır ken. Opera'nın arka alanında küçült bir çiçek tar hında sıradan bir tabela üstünde şu yazılar gözü me çarpti: «Burada Philips Hof vardı Polonya'da vı îngiltere'de sivii hnika Varsı bBS'ntılmıs olan akıl a1 maz korkunçlukta bombardmanlar benzerl b i r ha va saldmsından korunmak İçin sığmakta kurtulu^ yotu aramı? yüzlerce insan burada can verdi. HP va savaşlannm her yerde kurbanı siviî insanlaru ^nısı unutulmamalıdır Dönyada yönetimi elind» tıtan hükümetlere bl r uyan olarak seslenlyon^ .Halklara banşı seğlayın! Tmza; Viyana 1 Bölge BP 'ediye Başkanlığı • 30 ekim «çünü hava alanı otobüsüyle şehirden uzaklaşırken hava güneşll, şehir yemyeşil ve insan lar mutiu: Rençler elele ve dudak dudağaydı. V Gezi Izlenimleri: I * 0 Üniversiteye kayıtlı olan öğrencilere ÖSYM'nin haksızlığı ÖSYM, öğrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi'nin çıkardığı 1983 ÖSYM smav kılavuzunun 19. sahifesindeki 3.19. Orta ögrettm Başan Puanı Nasıl Hesaplanır? Açıklamasmdaki verilen hakkı (Kılavuz 'un) 21 sahifesindeki 3.1.10 ÖSS PU ANI NASIL HESAPLANACAKTIR? Açıklamasında: «ÖSTM'ce yerleçtirilmeyen veya cnkayıtla kaydolmayan adaylar için diploma notu 1/4 dlğer adaylar îcin 1/20 olacaktır.» Bu kararla ÖSYM'ce Yerleştlrllen, önkayıt yaptıran öğrencilere haksızlık yapılmakta ve eşltlik dengesl bozulmaktadır. Sayın ÖSYM kurulundan blz Üniversitede kaydı olan öğrencllerln de diploma notunun diğer adaylarla aynı derecede ctklaıesinl ve bu haksızhğm glderilmesini arz ederim. M.Hakanravuf Trakya Üni. Mlmarlık Fak öğ. bileceğini kenara atalım, güneş altmda, güneş v© renklerl inkâr eden, bozuk filme cekilmiş hissini veren gorçekten bu çok kötü görüntülerle ne işçlnin vatan hasreti giderilir ne de turiste bu güzel yerlerl gidip gonne hırsı verir. Seyrederken göz lerimiz yoruldu, içimize sıkmtı bas tı, yabancılardan utandık. Özel bir uğraşıyla kötü çekildiği kanısını veren bu filmler nasıl olur da gönderilir? Ülkeujn parasına, turizm ilgllilerin ve katılanlann gayretlerino, bu (çekimcilere) ödenen ücretlere ve de uzun süreli bir propaganda fırsatım bu yolla harcamaya ÇOK hem de pek çok yazık. îlgililere önomle duyururuz P»ris'ten. Hotofe TARCAN eskimesl, yıpranması doğal sayılabilir. Ne var ki, halkımız belki de çoğunluğu cüzdan bullanmıyor: kağıt paralan gelişl güzel ceplerine, defterler ve başka kağıtlar arasma koymayı yeğliyor. Bu tür para dolaşımma (tedavül) ne denli sağlam ve özel kağıttan olursa olsun para dayanmaz, çok çabuk yıpranır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tonlarca eskimiş kagıt paranın piyasadan çekilerek «lmha> edildiğinl; yenllerinin hazırlanması için (özel para kağıdı içm) büyük harcamalar (döviz) gerektiğinl ara sıra TRT aracılığıyle duyurmakla yetinlyor. Ve bu duyurularda toplumun bekledlği çok kolay kesln bir önîeme h!ç deglnllmlyor. Bilindiği üzere kağıt parayı temlz ve sağlam kullanma. sürekll blr eğltim (ahşkanhk kazanma) sorunudur. Ancak yine dolaylı bir kullanma sorunu oîan, yıpranmada etkisi buyüb (ya. da anlamı, duygusal yönü önemli) olan bir başka durtım vardır. Yukarda yeterince açık lanan bu durumun önlenmesl gerçekten kolaydır. Para üstündeki son radan yazı ve resimlerle ilgili, Merkez Bankası'nca (yetklsi yoksa, Bak?ni?r Kurulu'nun yasa ?;Ucündekl kararnamesiyle) sorun kesinlikle çö ! ' 'vy p ı^c ay'ii: nelli bir süre tanmır, sözü edilen türdeki yazılı, işaretll paralann geçmezliği (değiştirilemeyeceği) TRTden «ilan» edillr; Resmi Gazete'de yayımlanır. Böylece Türk parası üze rindeki çirkin ve utançlı görüntüler görünmez olur. Kemal ÜSTÜN Kadıkoy / İST: Yakmda çıkacak imar affı 2,5 müyon yapıyı ilgllendirlyormuş a.5 milyon yapı mı suçludur? Yapı suçlu olamıyacağma göre yapıyı yapan suçludur. Her bir yapıda (kimisi gecekonuu, klmisi apartman) dört kişi otursa 10 mllyon, beş kişi otursa 12,5 milyon insan suçlulugun gölgesi aîtında yaşamaktadır. Inanmak güç... Ama gerçek o ki toplumsal zorlamalar yasalan insanımıza çiğnetmiş. Şlmdi İmar affı çıkacak diye bir sürfl tartışma yapılıyor: imar affı cıksa ne olacak, çıkmasa ne olacak? 2,5 milyon yapıyı yıkıp yeniden yapacak, ya da pergeli eline alıp düzeltecek güç var mı? • Vaktlyle Batı'da fiklr suçu vardı. Batı'nın yazarı, çizerl, aydını fiklrlerlnden ötürü mahpushanelere atılırdı. Zaman gectikçe suç işleyenler öylesine çoğaldı kl fikir suçunu suç olmaktan çıkarmak zorunda kaldılar. Tarihin blr evreslnde suç olanm toplumsal degişim içinde suç olmaktan çıkması doğaldır. tnsanları suçlamadan önce suçu yaratan toplumsal nedenlere bakmak aklın gereğidir. tnsanı suçlamak kolaydır da insana insanca yaklaşınak zordur. Bu zorluğun üstesinden gelmeye çabalamak gerekir. Kağıt paralar ve bir önerî Para blr ulusun simgesıdir, bayrak gibi. Böyle bir benzerlik, onu iyl kullanmayı daha da öte ona say gı duymayı gerektirmez ml? Elbette gerektirir. Gerektirir ama, ellmize geçen geçraeyen kâğıt paralarımızın üsttinae neler neler gör meylz ki! Sayahm: Imzalar, sayılar, dört işlem hesapları: sevgi sim geli çizgiler ve çiçekler arasında kızerkek adları; partizaniığa, saldırı ve kaba güce yönelik savsözler (sloganlar); çağrı seslemşli telefon numaraları: şarkı, türKü dizelerl, tnaniler... Ve daha neıer! ATA'nm resmi, saydam görüntüsü üzerinde çizgiler. yırtmalar, delmeler... Paralanmızın değsrlnl (alımcOnü) yitirmesl ve çok çabuk elden ele geçmesi nedeniyle kısa sürede @ Ayıplar dizisi 14 kasım pazar, Fransa 3. kanaldaki Mozayik programında Türkiye 80 dakika gibi uzun bir süra göründü. Izmir, Marmaris. Bodrum ve Efes gösterildi. Güneş ve ışık cennetinden söz edildi. Turist davet edildi. Fakat filmler soluk ve hasta bir ışıkla çekilmiçlerdi. Haydi Izmir'i geçelim, çünku sis varmış ve bu yörede yağmur ve fırtmalı havalarda bile çok güzel filmler çekile Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıiık ve Gazetecilik T.A.Ş.adına NADİRNADİ Cenel Yaym Müdürü Müessese Müdürt) Yazı Ijleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLICİL OKAYGÖNENSİN AHMETKORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • Konkordato Komiserliğinden îzmir 3. îcra Tetklk Mercii Hakimllğinin 982/ 897 Esas, 982/749 sayılı kararı ile konkordato mehli almış bulunan İzmir Sanayii Sitesi 2830 Sokak No: 37'de yedek parça ticareti ile iştigal eder HATİPOĞLU Otomobilcllik ve Ticaret A.Ş.'ne komlser tayın edilmiş olduğumdan işbu ilanın neşrinden itibaren YİRMİ GÜN içtNDE alacaklıların komiserliğimize hitaben yazılmış dilekçe ve alacaklannı gösterir belgelerln fotokopllerini de eklemek suretiyle müracaat ederek alacaklarım deftere kaydettlrmelerinl. müddeti içinde müracaat etmiş alacaklılarla konkordato ödeme şartlarını müzakere etmek icln 14 ocak 1983 cuma günü saat 14.00'de îzmir 3. tcra Tetkik Mercii Hakimllğinin duruşma salonunda yapılacak toplantıda bazır bulunmalarını, kayıt yaptırmamış alacakhlann yasa gereği toplantıya almmayacaklan. isteyen alacaklımn toplantı gününden evvelki 10 gün içlnde dosyayı tetkik edebilecekleri ilan olunur. MÜBACAAT BtROSD Alanyah iş ham 208, Konak / İZMİR cumartesi, pazar harlç hergün. Saat: 13.00 16.00 arası. Konkordato Komiseri Av. Erdoğan KESEE (Basın: î. 9935 26130) ANMA 7 aralık 1979 günü silahlı bir saldırı sonucunda şehit olan eşim, babamız, • YazılşleriMüdürYardımcısı HaberMerkeziMüdürü Mizanpaj Yönetmeni • PROF. DR. TEMSİLdLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ CAVİT ORHAN TÜTENGİL'İ aramızdan aynlışının tiçüncü yüında saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. AİLESİ Istanbul Haberleri:Selahattin GÜLER Dı? Haberler : Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAY Yurt Haberleri: Barbaro* GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırmai ŞahinALPAY BÜROCAR • Konur Sokak No. 24/4 Yenişehlr ANKARA Tel:17 58 251758 66ldare:18 33 35 Hallt Zlya Bulvan No: 6S/3 İZMİR Tel: 25 47 091312 30 TÜTENGIL'e SAYGI Halkımn Mutluluğu ve özgür Dügünce Yolunda Yaşamım Yitiren TAKVÎM AUtörV Caddasl, T.H.K Işhanı Kal 2/13 ADANA Tel: 1455019 731 BassnveYayan: CUMHURİYET Matbaacılık ve ^GaZetecllikT.A.Ş. Turkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) ÎABALIK198^ AKŞAM YATSI 17.41 19.1» 8.10 13.06 15.28 PROF. DR. İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDÎ 6.26 CAVİT ORHAN ALMANCAYI KOLAY VE ÇABUK ÖĞRENMEK İSTİYOR MUSUNUZ? MUAMMER ÖZSOY'ÜN ÎENt KtTAPLABl ÇIKTI. 1 örneklerle Bugünkü Almanca: 750 2 Almanca Fiiller: 250 Ura. tsteme adresi: Papatyalı Sok 12/7 Kızaltoprak İSTANBUL TEL.: 58 92 58 TÜTENGİL'İ ölümünün üçüncü yıldönümünde O'nun inançları nı bilinclraizde, acısını yüreğimizde taşıyarak anıyoruz. DOSTLAR1 DtŞ TABİB! ORHAN TÜZÜN Levent, Güvercin Durağı. Gazeteciler Yapı Kooperatifi C/3 Blok. D. 7 Saat: 9 13 Tel: 64 57 25 Randevu aünması rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle