Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 6 ARALIK 1982 Yiyecek sağlamak için tarımı kadınlar başlattı Doğum sırasında dişilerin erkeklerden ayrı kalması çok uzun geçmişi olan bir gelenektir. Insan yaşammm ilk dönemlerine dek uzanır. 4ıteed, «Kadmlarla kocalann yemeklerini birbirlerinden ayrı yedikleri, gerek anaerkil gelenekleri sürdüren ilkel bölgelerde. gerek ataerkilliğe tümüyle geçmiş olan bölgelerde görülmektedir» diyor. Bunun doğruluğuna inanmak, bizim içın. güç olmasa gerek. Büyuk kentlerın çok yakınlarındaki köylerimizde bile erkekleritı ayrı sofralarda, ayrı yiyecek leri yediğini, kadın ve çocuklann erkeğe hizmet rttikten sonra ayn bir sofrada, kalanlarla idare ettiğirı büıyoruz çunkü Ve dünyanın ilk halklarıyia gün'ımüzdeki ilkel halkların avnı uygulamayı yasadıklanm öğrenirken. evrendeki ilk canlıdan bir şeyler tasıdıarımız gerçeği üzerirde düşünceye dahyoruz. Crawley adindaki bilgin. şu saptam.ıla r ı yapıyor: Gniana yerlilerlnde de kadınlarla kocalar ayn avrı yemek yerler. Macusi kadınlan erkeklerden sonra vcmek yer. Fçki Meksika'da herkesin ayn bir tası vardır, erkekler önce ve tek baslarına, kadınlarsa daha sonra çocuklarla birlikte '{a rınlarını doyuTurter... Hindistan'da. Manu'ya Köre, «erkek karısmm eslîğinde yemek yiyemez.» ... Kuzey di? Evet, bu gelenek, insanlığm evriminin ilk evrelerındo ortaya çıkan doğum sırasında cinslerin ayrılması kuralmın bir kalıntısıdır Doğum sırasında dişilerin erkeklerden ayrı kalması çok uzun gecmişi olan bir ge'enpktin insan yasamı | $ Lobusa ve nın ilk dönemlerine dek uKirk Gün Yasa^ı zanır. Dişi memeli, doğum «Kırk gezmesi», «kırkı ve emzirme sırasında gizleçıkmak» gibi İS. 1982 yıhn nebileceği uygun bir koruda bile kullanılan deyimlerın nak ya da sığınak bulur. binlerce yıl öncesinde yaşa Kendi türünden bir yetişkin yan geleneklerin bir kalıntı erkek, onun yanına yanaşsı olduğu aklımıza gelir miy maya kalksa, ana, yavrusuna zararı dokunabilecek bir başka hpyvanla savaşırcasına onu kovacaktır. Günümuz yerli kabilelerinc'e. «Bir erkeftin doğum sıras'nda bir kadının yanmda bulunduğu ilk ve son durum, kendi doğumudur.» sözleriyle özetlenen ve günümüzde de uygulanan bu tabunun bir uzantısı da. doğum yapmış bir kadının Hacca gidip dönen yurttaşlarımızdan Alaattin kırk gün dışarı çıkmaması • urker, başmdan geçenleri şöyle anlatıyor: yasağı olsa gerektir. Günü«... Hacı adaylannı Ankara'dan göturen uçağın müzde bile özellikle Anadoharekef, saati 19.45 olduğu halde, bizlen altı buçuk lu'da kırkı çıkmayan kadısaat önce havaalanında topladılar. Saat 2030da nın ve bebeğinin sokağa çık Qdde Havaalanfna indik. Dokuz saat de burada, madığı bilinmektedir. Bu sü yerlerde surunduk. Sahipsizlikten yanımızda götürre içınde erkekle cinsel ilişdüğümüz konserveleri hep attılar. Ikincı gunu saat kiyi de yasaklayan bu tabu, 07.15'te ilkel, kötü otobüslerle on bir saatte Mediaylık kanama dönemlerinde ne'ye vardık. Cidde ıle Medine arası 700 küsür de işlemektedir. Ilkeller km.'dir. Medine'de yirmi metrekarelik odaya on iki dünyasmda, en katı yasakkişi yerleştik. lardan biri olan bu tabuya Banyosu yok, buzdolabını ikinci günü aldılar. karşı gelmenin cezasıysa Yuznumarasının suyü açıfınca lavabdnun suyukeçok ağırdır: süir. Baca ve öteki Güney AfO kadar modern ototiflsler varken, yine avnı rika kabilelerindo «bir erkek eski otobüslerle Mekke'ye gittik. Bize aynlan odaaylık kanama dönemlndekl nm kapısına bitişik yüznumara tıkanmış, binken kadına dokunursa, kcmiklemikroplu su, odanın kapısında. Bir türlü açtırari yumuşayacaktır.» Güney madık Durumu kafile başkanı S. S.'ye arzettim. Afrika'da yaşayan göçebe «Incelettiririm» dedi. Aynldığımız güne kadar sohalk, aylık kanama dönemiran ve ilgilenen olmadı. ni yaşayan bir kadından ge Arafat Dağına çıktık Durulmayacak derecede lecek tek bir bakışm bir sıcak olduğu halde, bıze çadır kurmamışlardı. O erkeği, o an olduğu durumsıcakta bulabildiğımız bir çadır ile hayli zorluklarda dondurup bırakac?ğma, la bir gölgelik yaptık. Akşam geç vakıtte Medine' onu ağaca döndüreceğine iye gitmek üzere yola çıktık. Sabah şeytanı taşlananır. Yeni Gine'de bir ermak uzere yola düştük. Yollar çok kalabalık. Onkek, yeni doğum yapmış bir de kafile başkanı «S.» sağında ve solunda grup kadını görürse. erkeğin bebaşkanı hocalar. ellerinde hoparlör «Sağa yanaşin, deni şişecek ve kuşkusuz ösola yanaşm» diye komut vererek yürüdüler. Gerilecektir... Orang Belanga de kımler kalmış, gelmeyenler kaç kişlymiş, arayerlileri aylık kanamadaki yan soran olmadı. bir kadmla ilişkide bulunKafilernizde bulunan hastalarla. ancak bız Ilgimanın yavaş yavaş ölmeye lenmek zorunda kaldık. Kızılay'ın sağlık ekiplenne yol açacağma inanırlar. ait arabanın yanına bıraktık. Hastanın eşi yanında kaldı. Bizler de kafilenin gerisinde kaldık. Bizleri 0: Kırmızı boyalar arayan, soran, ilgilenen olmadı Çekilen çile o kaBu yasakların, konuşmadar çok ki, yazmakla bitecek gibi değil. Bizlerden nın bile iyice gelişmediği 255 bin TL. almdı. buna karşılık bin riyal verdiler. bir evrede kadınlar tarafmBir kurbanlık keçi 500 rlyal Geri kalan 500 riyalla dan ve bir koruma aracı onasıl geçinilir? Edindiğım bilgiye göre, uçakla otolarak konulduğu bilinmektebüslerin ücretleri 100 105 bin TL 'dir. Geri kalan dir, ancak aynı kuralların da, yirml günlük. on ikişer kişilik odaların ücreti erkekleri de koruduğu, örile beş kilo hurma parası. Bu kadar «fahiş» bir ücneğin doğum sırasında olareti hacılara nasıl reva görüyorlar? Biz bu sefası bir ölümden sorumlu tulet ve zahmetleri çektik. Bundan böyle gidecek tulmamalarını sağladığı gehacı adaylanna zahmetleri, sefaletleri çektirmesinne ilkel halkların yaşantıler.... larını inceleyen bilim adam••• ları tarafından gözlemlenEskişehir'den Bayan B. G. şıınlan yazmış: miştir. Bu yasağı simgele«22 kasım 1982 tarihinde çıkan Timur SelçuklS mek üzere kadının yüzünsöyleşi» yazınızdan esinlenerek, buruk bir acıyla de ya da bedeninin başka yazıyorum yerlerinde kırmızı süsler ta«Eskişehir Çahşan Kadınlar DemeğLnin îstemi şıdığı da günümüz Afrika üzerine. Timur Selçuk'un şehrlmize gelmesl çok yerlilerinde bile görülegelen gü7el bir olay. Yalnız bizim gibi dar gelirli vatanbir olgudur. Önceleri kanla daşlar için bin TL gibi bir para oldukça yüksek. yapılan bu işaretlerin yeri7 10 bm TL. asgari ücretle çalışanlar, kazançlanni kırmızı toprak boyanın nın birkac binini ayırıp da nasıl gitsinler? aldığmı da biliyoruz. Öyle Çoğunlukla, ana baba eline bakan; ekonomik ki, Avustralya'nın çeşitli bağ'Tî!7'ıeın?ı kivuşamivan pençlık ni^'l pitsin?» yörelerinde bulunan kırmızı Atna sanatçımızın durumunu da gözardı edetoprak boyaların, yerlilerin meyi? Bulunduğu yerden geliş gidiş içln, sinema Alçeringa dedikleri çok eski sahibıne, organizatöre (aklıma ilk geliverenler) de çağlarda kadınların cînsel belirli paralar ödenecek. Öyle bir döner çark ki, organından akan kanla obu sanatçıyla halk arasma bir sürü el giriveriyor. luştıığuna inanılmaktadır. 1 G"nr r"an!anm'/' !>n Havrf»r Fr"üJen bir Hizesinde: «Kırmızı renk, yalnız ka«Şimdilik pazan olmasa bile / Kanıksanmış sevgidın ve çocuklarda tabu işaler de tecime elverişli» diyor... reti olarak kullanılmakla Iki hafta kadar önce Edip Akbayram Dostkalmamış, yasaklanmış ya lar ve birkaç sanatçı daha geldiler. Sahneye son da tehlikeli sayılan herşey, çıkan <=anatçı Akbayram oldu Ben Akbayram'ın kırmızıya boyanmıştır. Kengelerek kusaklara, insamn ta... yüreğine Işleyen ya'da kırm'zı boyaya bulanmü/ıği ve sesinin var olduğu plaklarla birlikte. mak ya da boyanmakla, tatüm heybtti ve cana yakınlılıği ile anıtlaştırılması bu sayılan insan ve nesnegereken «anatçılar arasında olması gerektiğint düler arasında cesetler. insan şünürken dılerkea inanır mısınız bazi bireyler, öldürenler, savaş reislerl, Akbayram sahnedeyken, salonu terketmeye başlagelinler, kutsal ağaç ve tasdılar Onlar geldiler. gördüler. göz zevklerini oklar da sayılmaktadır Günüşadılar o kadar. müzde de kırmızı renk Akbavram'm acısı hâlâ yüreğimdeyken, Timur yasal tehüke işaretidlr.» Selçuk gibi bir sanatçmın şarkılannı izleylp, özüm# Üretimi îlk leyememe acısı çöktü içime. Arnavut ozan Migjeni'nin bir şiirinde su dize Baslatan Kadmdir geçivor îlk Insanın uvguiadığı ve •Voksulluk, çocuğu daha büyümeden olgunlaş«cinsel ilişld» dahası, «kantırır.» daşla cinsel Hişki» tabusıı Bana önerilen yol ne biliyor musunuz? On doolarak bilinen yasaklann kuz yaşımın bahannı yaşayıp, olumsu?Iuklarla kacinsel illşkileri ve kandaşlafami doldurmamalıymışım. Düşünmemeliytnişim. n da içermekle birlikte doğBenim efbi cici blr kıza yakışmazmış. Bizler acıyı rudan cinsliğe yonelik yabal pv'evpli çok oldu. .• saklamalar de&il. kadınİRrm çevresinde gelisen ve kadın li yerli kabilelerinin çoğunda durum aynıdır. Natçe yer lilerinde koca, kansına karşı çok saygılı davrandığı, kadının kölesiymiş gibf onunla konuştuğu halde aynı sofrada oturamaz Ataerkıl duzende, kadının aşağılanması biçiminde yorumlanan ve bu anlamda uy guianan sofra ve yiyecek ayrımının insanlığın doğuşunda çok daha başka nedenlerle ortaya çıktiğını, ka dınların koyduğu yasakların bir uygulaması olduğu görulmektedır. İlk insamn ya da ilk kadınların kendılerini korumak ve insanları toplumsallpştırmak çabaları ıçınde koyduğu bu vasaklar ve onlarin oluşturdukları go lenekler. ataerkil düzenın gelmesıyle birden ortadan kalkmamış, bu yeni ilkelere gore yorumlanarak dişi cınsin aşağı konumda olmasına kadınların aylık kanamalan nedeniyle «kirli» sayılmaiarma bsğlanmıştır. Bu yorum. araştırmacıyı, doğum ve aylık kanama tabularım incelemeye götü^müştür. ıiyecek kaynaklarının bulunması ve yiyecek lerin saklanması yöntemlerle gerçekleşmiştir. lar tarafından başlatılan top lumsal örgutlenmelenn ilk adımları olduğunu görüyoruz. Erkeklerin yapısal ve ruhsal açıdan daha güçlü olduğu savının erkek kültür tarafından yerleştirilmiş asılsız bir gerekçe olduğu ia insanlığm geçmiş tarihinın incelenmesiyle ortaya cıkıyor. Reed, bu olguyu gün ışığma kavuşturmak için insanlığın üretim tarihinl incelıyor ve canlı yaratığin insana dönüşmesinde ilk adım olan üreHmin de kadınlar tarafından başlatıldığmı sa\ynuyor «İnsan'ığın flretim tarihj», diyor R"ed, «îlk yontulmuş taş y?. da topra*ı kazmada kulîanılan sopadan, jet uçağı ve uzay gemisine dek yeni gereksinmelerin ve o sçereksinmeleri doyuracak teknolojinfn surekli olarak ortaya çıkmasmdan doğmuştur.» Tarımı baslatan ilk kazma çubuğunun, yiyecek leri pişiren ilk çanak ve çöm leklerin. insanları koruyan ilk bannaklann da kadınlar tarafından üretildiği insanın evrımini gün ışığına çıkarmaya uğraşan insanbilimciler tarafından saptanmıştır Çağdaş toplumda temel flreticiler erkek olduğundan bunun her zaman için böyle olageldiği sanılmaktadır Gerçekte uygarlıVtan önce, daha uzun çağlar boyunca bunun tam tersi geçerliydı. iMn daha büyük payı kidınlara duşuyordu. Avu1;*'ralya'da yaşayan bir Ku^ naı yerlısinin üzerinde hiç duşünmeden söylediği sözler de bu gerçek açığa çıkmaktadır. Yerli. erkeğin işinin balık avlamak, savaşmak sonra da oturmak, kadının işininse. «geri kalan herşeıi yapmak.» olduğunu söylemiş tır Bu geri kalan herşey. nelerdir? kadınların geliştirdiklerî ® Tarımı Baslatan Kadmlardır Bu «geri kalan şeyler»den en önemlisi. yiyeceğin sağlanması ve denetimi olsa ge rektir Canlılann yaşamlarını surdürmesi icin karınlarını doyurması gereklıdir. Hayvanlar yalnız günlük yiyeceklerini sağlayarak ya şamlarını sürdürebilirken, insanlar yarını da düşünmek, gelecekte kullanılmak uzere yiyeceklerı saklayıp koruyabilmek durumundadır. Yiyecek sağlama. biriktırme ve bu yontemlerı gelıştirme yolunda kad'iılqnn sürekli olarak çalısfıkları bilinmektedir Bu çalısmalar da kullanılan ilk alet. "ia7ma çubuğu denilen ucu fiv riltilmiş bir ağaçtır Bu ılet günümüzde de dünvanm fca zı yörelerinde kadının bcbeği gibi yanmdan ayirmadığı bir gereç olma durumunu korumaktadır. Kazma çubuğunu kuüanarak büyük deneyimîer ediııen kadınlar. giderek totîrağı ışleme sanatını da öğrenmıslerdir. insanlığm tarihinm bilinmesine büyük katkılaıv da bulunan Frazer, Avustralya yerlilerinin de yaşadîğı bu sürecı şöyle anlatmak tadır: «Batı Avustralya yerlileri arasında, köklü sebzeleri kazıp çıkarma işinin ka dınlar tarafından yapılması genel olarak benimsenmiştir. Bu yüzden kadınlar, sağ elde tutulan uzun, ucu sivri bir çubukla dolaşırlar. Bu çubuğu sıkıca toprağa dalciınr, topragı kabartmak için sarsarlar. Sol elin parmaklarıyla kabaran toprağı alır, bir kenara atar, böylece büyük bir hızla kazarlar.» Yapılan gozlemler, bu işlemlerin toorağın kabarması, tohumların dağılması. bir anlamda ekilmesi ^ibi tarımsal sueçlenn de başlangıcı olduğunu, erkekleri avlanmak içın u?aklara gitmış bulunan kadınlar topluluğunun tarımı geliştirdiğıni ortaya koymaktadır. Bu şercekhk, ilkel insanların, kadınlara çocuk buyütmeıieki guçlerinin yanısıra yıyscek yetıştirmede de gizemlı guçlere sahıp kişıler gözüyîo bakmalarının bir nedeni o!sa gerektir. Nitekim Orinico verlileri kadındaki bu g'zRmi su gerekçeye dayandırmaktadır: Kadınlar mısır ektiklerind P bi r dalda iki üç mısır çıkmaktadm manyok ektiklerinde, bir ocaktan ikiüç sepet manyok kökü çıkan herşey, böylece çoğalır. Neden? Çünkfl kadınlar, çocuk üretmeyi biüyorlar, ımsırı fili7İenip gelişecek biçimde ekmesini bilivorlar. Bu durıımda bırakıyorıu onlar pksin; biz onlar kadar çok bilmiyoruz ki... YARÎN: Ateşi kadın buldu Iki Mektup... İstanbul Telef on Başmüdürlüğünden 6 ARALIK 1932 Kalp sekteleri artıyor Son günlerde üstüste gelen bir çok ölüm vak'alariyle karşılaştık ve bir çok kıymetli zevatı kaybettik. Bunların hemen hepsi kalp sektesinden olduler. O kadar ki bir çoklarımızın ıçme îstanbul'da kalple alâkadar meç huj bir hastalık mı türedi şüphesi girdi. Bir salgını andu*an bu kalp sektesi vukuatı ihtiyar, genç bir çok kımseleri doktorlara koşturdu. Memlekette kalp hastahklan niçin çoğalıyor?.. Dun maruf doktorlarımızdan bazılarma müracaat ederek bu suali sor duk. Aldığımız cevapları yazıyoruz: Doktor Osman Şerafettin Bey su alimıze şu cevabı verdi: « Son zamanlarda kalp hastalığı neticesi vaki olan füc'eten vefatlar hun nakı sadır tabir edilen marazdan mü tevellıttir. Bu maraz kalp şiryanların da vukua gelen tağayyürden tausule gelir. Bu tabu tagayyür sırf maadi te sirler altında olmayabilir. Hannakı sadır Cangine de poitrine) hemen ek seriyetle kalp şiryanlannm asabi bir surette takallus etmesinden ve tıkanmasından ileri gelir. Bu hal uzun sü recek olursa mevtle neticelenir. Sık sık tekerrür ederse kalp şiryanlarmda uzvi tagayyürat hâsıl olur ve bu nun neticesi olarak kalp adalesi de zayıflar. Geçirdığimiz harbi umumî, işgal, ve şimdiki buhran devrelen her kesin sinirleri üzerinde pek fena tesirler bırakmıştır. îşte bu teessürat ne ticesi şu gördüğümüz kalp hastahklarına şahit olmaktayız. Bu hal sari değildir. Sirayetle münasebeti yok tur. Hali hazırda harp ve buhranın muzır netayicini en hassas ve mütefekkir zevatm hayatı ile ödemekteyiz.» Doktor Süreyya Hidayet Beyin cevabı şudur: « Bu gibi vak'alar hiç bir vakit sari herhangi bir hastahğm neticesi değildir. Yabıız yaprak dökümü dedi ğimiz bu zamanlarda havada husule gelen tebeddüler dolayısıyle bazı da mar hastalıklarmin neticesi olarak vü cudün mühım merkezleri olan kalp ve beyinde nezifler husule gelir. îşte bu nezıfler ölumün sebebini teşkil eder. Bu gibi ölümlere biz kalp sektesi diyoruz. Bu turlü ölumler ekserıya yaş h kimselerde görülür. Bu kimselerin damarlan soğuk ve sıcaktan çok ça buk muteessir olur. Bir ikinci nev'i de bir iki günlük kısa hastahklan mütea kıp görülen ölümlerdir ki bunlar kal bin kan devirlerinde noksanlık varken herhangi bir hastahkla büsbütün muşkulâta maruz olmasından vuku bulurlar..» Başmüdürlüğümüz ihtiyacı 21 kalem aletedevat kapalı yazılı teklif mektubu almak suretiyle satınalınacaktır Bu işe ait şartname Gayrettepe Yıldız Posta Caddesindeki Başmüdürlük Malzeme Müdürlüğünden temin edilebilir. İstekli olanlann kapalı teklif mektuplannı engeç 16121982 tarihine kadar Malzeme Müdürlügüne tevdi etmeleri ilân olunur. (Basm: 25470) 8041 z s tt SÜMERBANK KAHRAMANMARAS PAMUKLU SANAYİİ MÜESSESESt MÜDÜRLÜĞÜMDEN 1 Muessesemizde bulunan hurda 42 kalem makina ve ihtiyaç fazlası malzemelerin satışı açık pazarlık yapmak suretiyle 15121982 çarşamba günü saat 10.00'da Memur Lokalinde yapılacaktır. 2 îhaleye iştirak etmek için 100 000, TL. muvakkat teminatlarını nakit veya teminat mektubu olarak ibraz etmeleri gerekmektedir. 3 Bu satışa ait şartname ve listeleri Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden temin edilecektir. 4 Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi olmadığmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basm: 25839) 8065 (günün ilanlan) % Sanol Beş damla mendile damlatıp bütün gün latif ve muzadı milcrop burun, boğaz iltihabı vesair bulaşık has talıklardan muhafaza olunur. Her ec zane ve ecza depolarında bulunur. Nu muneler doktor Beylerin emirlerine amadedir. Laboratuvar Bodo Aslan. MENKUL SAT1Ş İLAN1 KADIKOY 2. 1CRA MEMURLUĞUNDAN 1982/2077 Tal. Bir borçtan dolayı mahcuz olupta satılarak praya çevrilmesine karar verilen 122 000 lira muhammen bedelinde 1. adet buzdolabı, bir adet regletör, bir adet televizyon, bir adet seyyar kalorifer regletörü. kadife koltuk takımı, bir adet çanta. bir adet hesap makinası, bir adet Bünyan halı ile blr adet makina hahsı halen bulunduğu Yıldızbakkal Acıbadem Caddesi No 9/B Kadıköy adresinde açık artırma suretiyle satılacaktır. BİRÎNCİ SATIŞ 2212.1982 tarihinde saat 17 00 ile 17.15 arasında yapılacaktır, bu satışta mahcuz mallar muammen bedelinin % 75'ini bulmadığı taktirde 23.12.1982 günü aynı yer ve saatte yapılacak 2. satış günü en yüksek bedeli teklif eden müşterislne ihale edileceği, dellaliye ve damga resmi alıcıya ait olacağı. Borçlu Mustafa Temizer'e satış ilamı tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 24.11.1982 Q Çözgücü Okur yazar hesap bilir Türk genç lerine: Münasip yevmiye ile çözgücü yetiştirilecektir. Balat'taki Süreyyapaşa mensucat fabrikasına müracaatlan. tLLER Tesisin Adı Sarayönü Kınkhan Samandağ Karakoçan îli Konya Hatay Hatay Elazığ BANKASI Temînat 450.000, 540.000. 540.000, 285.000. Soğukhava Tesisat İşleri Yaptırı Jacaktır Keşif bedeli 15.000.000, 18.000.000, 18.000 000, 9.500.000, t LAN BERGAMA ASLtYE HUKUK HAKİMltĞİNDEN Dosya No: 1980/489 Dürdane Öznar vs. vekilleri Av. N. Kemal Ercin tarafından Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan kayıt tashihi davasmın yapılan vargılaması sırasında verilen ara kararı gereğinceDavaa vekili müvekkillerinin murisi Vahide Öznarlı nın anne ve baba adının Mustafa kızı Zühre ve Veli Lökçüler olarak tesbit ve tesciline bu hususta nüfus kayıtlarına gerekli şerhin verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davaya dahil edilen Cumhur Pekkara ve Ismet Pekkara (îsmet Pekkara. Halk Bankası Beşiktaş Şubesi İstanbul, Cumhur Pekkara. İsmet Pekkara eli ile) adreslerine çıkarılan davetiye tebliğ edilememiş ve zabıtaca da tebliğe elverişli adreslen tesbit edilemediğinden teşmilen davalılar adına dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar venldığinden İSMET PEKKARA ve CUMHUR PEKKARA'nın duruşmanın bırakıldığı 22.12.1982 çarşamba günü saat: 9 00'da Bergama Asliye Hukuk Mahkemesinde hazır bulunmaları veya kendileılni bir vekil ile temsil ettirmeleri dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 2.11.1982 26063) ^ 8063' Asgari Karnesi Grubu îhale Evrağı Bedeli 2.500. 2.500. 2.500, 1.500. G G G G 1) Yukanda gösterilen soğukhava tesisi tesisat İşleri kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2) îhale evrakı Bankamız Muhasebe Dairesi Başkanlığından bedeli karşıhğında temin edilebilecektir. 3) Teklif verecekler teklif şartnames'n de istenilen belgelerle yeterlik belgesi almak üzere 10.12.1982 cuma saat 17.00'ye kadar Bankamıza müracaat edeceklerdir. 4) Teklif zarflan 17.12.1982 cuma saat 12.00'ye kadar teslim edilecektir. 5) Teklif zarflan 17.12.1982 cuma saat 14.00'de Banka Satmahna Komisyonunda açılacaktır. 6) Banka 2490 sayılı yasaya tabi olmayıp yeterlik belgesi verip vermemekte ihaleyi yapıp yapmamakta veya işi ihaleye girenlerden dilediğine vermekte serbesttir. (Basın: 25430) 8060