18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 onumuz, geçen hafta döviz kuru (paranın dış fiyatı) idi, bu hafta falzdir (paranın lç fiyatıdır). Bu hafta ki konuda; olaylara, deneyime ağırlık vereceğim; yüksek faiz oranı, ekonomide, iyi midlr, kötü müdür sorusunu, kötüdür diye yanıtlayacağım. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tiç yıllık yüksek faiz oranı sergüzeştimizin, bence kötü olduğunu açık seçlk gösterir. Kurama gelince, bllgime göre, dört yüzyıllık ekonomik düşünce tarihinde, yüksek faiz lehine bir tek amma bir tek kuram yoktur, tersine düşük faiz lehine kuram çoktur. Kuramın, kaback, ayrmtılarına inelim: Ekonomik gelişme dar anlamda büyüme, geniş anlamda kalkınma yüksek faiz oranları ile değil, düşük faiz oranları ile olasıdır. Ülkemizde, en ciddi bankada, işletme kredisi faiz oranı, yıllık, %72 oldukça, bir fabrika kurulup işletilemez, işsize iş verilemez. Yüksek faiz oranı. tasarruf miktarını arttırmaz, tersine azaltır. Hiç bir yazımda yanlış anlaşılmayı arzuetmem. Enflâsyonsuz ekonomi, onsuz olmaz koşuldur. Enflasyon (pahaülık) var diye yüksek faiz oranı savunulamaz, tersine yüksek faiz oranı enflâsyonun (pahalılığın) nedenidir. Ekonomide atı arabaya koşmamak. neden sonuç ilişkisini tersine çevlrmemek. pek önemlicîir. Yüksek faizin bölüşüm etkisi. mantıksalda. sacmadır. Yi'ksek faiz oranı aylaklığa prim verir. Çalışanı düştik maaş ve ücretle özveriye çağırdığımız bir ortamda. çalışmavanı yüksek faizle ödüllendiremeyiz. Bölüşüm sorununda, ekonominin ünlü bire eşit oyunlar kuramını hatırdan çıkaramayız. Bu kurama göre, Ahmet'ten bir şey almadıkça, Mehmet'e bir şey veremeyiz. ••• Yazımı. pek kesin politika önerilerl ile sonuçlandırıyorum. Nasıl üc yıllık kısa dönemde faiz oranlarını bir olandan beş olana çıkardıksa. iki yıllık kısa dönemde varolan faiz oranlarını birinci yılda yarıya, ikincl yılda yarmın yarısma daha indirelim diyorum. Yüksek faiz oranları kötüdür yamtim. dayanakları ile doğru ise. kötülükten. faiz oranlarını hapsederek kurtuimayı öneryorum. 6 ARALIK 1982 K Faizler Çıldırmıştı «YÜKSEK FAİZ ORANLARI KÖTÜDÜR, YARGM, DAYANAKLARI İLE DOĞRUYSA, KÖTÜLÜKTEN, FAİZ ORANLARINI HAPSEDEREK KURTULMAYI ÖNERİYORUM.» •*• / Faiz yanşını, 1979 yılı başmda, hem i yüksek faiz oranı hern de kısa vadede ö1 deme (aylık ödeme) biçiminde bankerler başlattı. Yanş, en az, ortalama, yıllık, net (vergisiz) %20 oranla basladı. Bu oran, 1979 yılı sonunda %30, 1980 yılı sonunda %45, 1981 yıh sonunda %55 idi. 1979 181 döneminde, bu üç yıllık dönemde, yerden mantar biter gibi, büyük boy küçük boy, yüzlerce banker ortaya çıktı. Faizler, bankerlerde çıldırmıştı. Bankalar, 1979 yılı başmda, yıllık, net, %9 faiz veriyordu. Bu oran, 1979 yılı sonunda %15, temmuz 1980'de %24, haziran 1981'de %41 idi. Bankalar, bu faiz oranları ile yarışa katıldılar. Temmuz 1980'de, resmi adı mrvduat sertifikası, reklâm adı sırdaş hcsap cüzdanı, Perşembepazan adı karapara cüzdam olan belge, Yönetimce getirildl. Bu belge, kimi bankalar dışında. iyice kötüye kullanıldı. Bu arada, yıllardır, Anadolu'da, sıfır malvarlığı ile, ölü halde bulunan, kasaba bankaları, yeni ve iddialı adlarla, sıfır malvarlıgına ve sadece banka adına milyarlarca lira ödenerek, diriltildi. Birkaç banka dışmda, mevduat sertifikası yolu ile. bankabanker ilişkisi başladı. Kimi bankalar, merkez bankalarmın banknot basması gibl, mevduat sertifikası bastı, bunları bankerler eli ile pazarladı. Faizler, bankalarda da, çıldırmıştı. ••• Büyük Atatürk, milli ekonomik politika çerçevesinde, önce Mehmetçiği Samanpazarı'nda, Ankara'da, paranm başına dikerek Iş Bankasmı kurmuş, sonra Merkez Bankası'nı kurarak, ülkemizi, pa Kurtarıcılar?.. Cambrldge Üniversltesl öğretlm üyelerinden Thomas Woolston, 1730 yılında yayınladığı bir incelemesi yüzünden görevinden uzaklaştınldı; bir yıl özgürlüğünden yoksun bırakıldı; ayrıca para cezasına çarptırıldı. Suçu neydi? Isa'ya iftira etmek... Profesör, încıl'deki öykülerin saçma sapan, temelsiz ve yakışıksız olduklarmı kanıtlama yolunda bilimsel bir çalışma yapmıştı. O dönemde Ingıltere'de böyle bir inceleme için hoşgörü ortamı yoktu. Hapis cezasına çarptırılan Woolston büyük bir ün kazandı. Yandaşları ve karşıtları çoğaııyordu. Kimileri Profesörün incelemesini onaylamasa» lar da fikir özgürlüğü açısından hapsedilmesine karşı çıkıyorlardı. Profesör o denll tanmmıştı ki kentte yürümesi bile zorlaşmıştı. Bir gün sokakta rasladığı bir hayat kadını bılim adamınııı yolunu kesti: Ulan koca teres, diye suratına bağırdı, seni daha idam etmediler mi? Profesör: Bayan, dedi, ben sizl tanımıyorum bile; benden ne kötülük gördünüz ki? Hayat kadını: Sen yok musun sen, benim kurtarıcımı kötüledin; yok etmeye çalıştın. Hazreti Isa olmasa benim günahla yüklü bedenlmi ve ruhumu kim kurtaracak? Toplumlarda kurtarıcılara gerek vardır. Mekanik duzenierde de bu kural geçerlidir. Uçaklarda ve otomobillerde yola çıkmadan önce kemerler bağlanır. Uçak koltuğunun arkasında şu yazı okunur: Altımzdakl minderl suda batmamak İçin kullanabilirsiniz. Gemilerde cankurtaran simitleri ve sandalları, büyük kent yaşamında cankurtaran arabaları; hastanelerde çeşitli aygıtlar kurtarıcıdır. Kalbi duran bir hastayı ölüm kesitinden çıkarmak için şok yöntemi denenir. Her hekim insanoğlu için bir kurtarıcı gibidir. Yüzme havuzlannda ve plajlarda görevli kurtarıcılar vardır. • Ne var ki insanlığın karmaşık toplumlar düzeninde klmi zaman kurtarıcılar fos çıkarlar. Hitler, Birinci Dünya Savaşından yenik ve ezik çıkan Alman ulusuna bir kurtarıcı gibi görünüyordu; ama, milyonları ölüme sürükledı. Çok görülmüştür böyle yanılgılar... Toplum (ya da toplumun bir kesımi) Kurtarıcı diye ardına takıldığı kişinin gerçek kimliğini zamanla anlar; belki iş işten geçmiştir anladığı gun; kurtarıcı kimbilir ne kadar can yakmış: tıpkı kötü blr hekim gibi iyileştireceğim diye canına okumuştur kendisine inanan hastanın... Yine de çaresizlik içindeki halklar, kurtarıcılar üretip türetmekten vazgeçemezler. Çünkü bu oluş insan istencinin elinde değildir. Toplumlar kuıulalı beri insan lnsanın kurtarıcısı olmakla görevli olduğuna inanır: bu içgüdüsel bir davranış olmakla kalmaz; yaşamm nesnel yasası biçiminde belirginleşir. * Kurtarıcı kimdir? 1730'da Profesör Thomas Woolston'un suratına tüküren hayat kadını için Isa'dır; günümüzde kanserli bir hasta için ünlü bir hekimdlr: ya da ekonomik anaforda çırpınan dar gelirll için bir partl lideridir. Kurtarıcı yaşamın süreçlerinde değişik biçimde gündeme girer; ama hep glrer... Kuuarıcısız toplum var mı? Dünyanm gellşmişleri bile nükleer silahlara kendilerlnl kurtaracak birer araç diye bakmıyorlar mı? tnsanoğlu toptan ölüm aygıtlannı kurtarıcı sayacak kadar mantık çarpıklığma uğramış değil midir? Prof. Dr. Salih ŞANVER ra pazannda, Düyunu Umumiye'nin ve Düyunu Umumiye Bankası'nm ağından sıyırıp çıkarmıştı. 196O'lı yıllarda forse mevduat (forse mevduat, o zaman yasal faiz oranları üzerinde faizle para toplamaya takılan ad idi) badiresinl, dört bankanın tasfiyesi ile kolay atlatan milli bankacılığımız, 1979 bankerleri ve diriltilen kasaba bankaları ortaya çıkana kadar, genelde, sağlıklı yolda gelişmişti. 1979 ve 1980 yıllarında ne bürokrasimiz, ne üniversitemiz, ne de bankalanmız, para pazannda yüksek faiz ur'unu görebildi. Esasında, her konuda olduğu gibi, bu konuda da, bürokrasimizin, kuram yönünden ünlversitelerimizle, uygulama yüzünden bankalarımızla hele bankerlerimizle, başlangıçta bir ilişkisi olamadı. Neden sonra. bürokrar.i banka işbirliği başladı. Bu işbirliğinde bankalar, bankerleri kendi yasal ve sorumlu çerçevelerinde disipline alacak yerde, faiz yarışı ile, bankerlerin düzensiz ve sorumsuz çerçeveslne girdiler. Inanmak istemem amma. faiz yarışmı, 1979 ve 1980 yılları Yönetiml'nin sohbetlerde başlattığı söylenir. ••* Küçük boy bankerler olayı 1981 yılı sonuna doğru. büyük boy bankerler olayı 1982 yılının ilk yanstnda, patlak verdi. llk olayın ateşi, şimdilik, tasfiye kurulları ile küllendi: ikincl olayda, para pazannda bankerler uru, güya. gene şimdilik. bir neşter darbesi ile alındı. Hesabıma göre, bu ame.'iyat, Kamu'ya 100 mılyar liraya oturdu. Güya diyorum, çünkü ur veya sorun bankerler düzeyinden bankalar düzeyine atladı. Kamuca, kurtarılması yapılan iki ünlü sanayl firması ile kurtanlmayı bekleyen otuz beş. sanayi firması, bankalar düzeyindeki ur'un veya sorunun belirtileridir (ârazıtiır). Bankalar düzeyinde. gereken ameliyatın. kamuya kaça malolacağını pek yakında göreceğiz. ••• Yazımın başındaki soruya dönüyorum. Yüksek faiz oram iyi midir, kötü müdür? Bu soruyu, hem deneyimle hem kuramla sabittlr ki, kötüdür diye yanıtlıyorum. Şöyle ki: Ülkemizde, vurguladığımız olaylar, her şey, üç yıl gibi kısa bir dönemde oldu. Olayları örneklerle somutlaştırayım. Disiplinsiz ve denetimsiz, ülkemizin yüz milyar lirasma kumanda eden banker bu kısa dönemde göründü, kayboldu. Uzun dönemde, yarım yüzyılda, ulusça ve sanayicilerce büyük özveri ile kurabildiğimiz sanayimiz, bu kısa dönemde. bir ölçüde el değiştirdl, haksız yere, bu kısa dönemde ortaya çıkan yeni dışsatımcıların eline geçti. Kırka yakın sanayi firmamız, bu kısa dönemin sonunda, kurtarma için Başbakanlığa başvurdu. Bunlar, taze deneyimdir. Bu taze deneyim. İlffi Kanh HAVİR ÖKTOT ÖT AKBAL I n m e k Terör durdu, cinayetler önlendi, pek çok kişl adalet önüne çıkarıldı, ceza ve tutukevlerinde binlerce yurttaş var, akşamları eve dönerken öldürülme korkusu, sabah, sabah evden çıkarken 'bakalım akşama sag dönecekmiyiz' kuşkusu yok... iki yılda, barışm ve huzurun kurulmasında önemli yol alındı. Yeni bir Anayasa yapıldı. Şimdi de Seçim Yasası ile Partiler Yasası hazırlanacak, bir yıl lçinde de genel seçime gidilecek... Geçmjşi, unutmaya çalışahm, gereksiz yere eskl günlerin acüarını animsamayalim, denlliyor. tyi, güzel, bunu herkes ister. Ne var kl geçmlşln yaraları büsbütün kapanmış değil... öyle cinayettler, öyle kanh kıyımlar yaşandı kl, bunları unutmak, hele o suçları lşleyenler, işletenler, katlller ve suçortakları yakalanmadan, Adalet önünde yargılanıp cezalandırılmadan unutmak, olası değil... Şöyle bir dügünelim: Nerde Prof. Cavit Orhan Tütengil'in, Prof. Ümit Doğanay'ın, Prof. Kararakioğlu'nun, yazar Ümit Kaıtancıoğlu'nun, Kemal Türkler'in, Doçent Bedrettln Cömert'ln, Savcı Doğan öz'ün, öğretmen Talip öztürk'ün, öğretmen Doğan Erdoğan'm, Doktor Sevinç'in, milletvekili Köksaloğlu'nun, Emniyet Müdtirlerinin, Parti ll Başkanlarının, öğretmenlerln, öğrencilerin, nlce nice insanlarımızm katilleri? Kimdir bunlar, nerdedir, bunca zamandır nlye yakalanamamışur?. Simdl 'geçmişe sünger çekerken' bütün terör kurbanlarını da mı unutmak zorundayız? Oysa pek çok kişinin, hangi aşırı örgütlere kurban gittiklerl bllinmektedlr.. Planlı bir girişimdi Türklye'dekl aydınları, yazarları, öğretmenleri, ilerici kiştleri teker teker temizleyip ortadan kaldırmak. îstediklerl aydm gücünü sindirmekti... 12 Eylül 1980'den bu yana iki yıldan çok zaman geçti, yukarıda da yazdığım gibi pek çok klşl yakalandı, pek çok dava sürüp gidiyor. Bu davaların sanıkları arasında cinayetlere kanşanlar oldugu gibi hiç bir terör eylemine katılmayanlar da var. Nice cinayetin suçluları ise daha yakalanmış bile değil... Karafakioğlu'nun, Tütengil'in, Doğanay'ın, Cömert'ln vb. vb. aydınlanmızın öldürülme olayları planlı, ve önceden hazırlanmış bir biçimrie gerçekleştinlmiştir. Bunlar güçlü örgütlerin işidir. Bu 'kurban'ları seçen kimdi, kimlerdi? Bu denli 'ince' bir uygulamayı başarmak için ne denli deneyimli olmak gerekirdi? Bütün bunlar henüz karanlıktadır, gerçek demokrat, ilerici, Atatürk devrimcisi aydınlanmızın öldürülmelerindekt esrar ne zaman aydınlatılacaktır? Yoksa, bütün bun ların üstüne karanlık bir perde mi indirilecek? Gerçek bir demokrasiye, gerçek barış ve huzura kavuşmas; için bu kanlı olayların birer birer aydınlatılması gerekir. Bir de toplu kıyımıar var: Onlar büsbütün unutuldu sanki!.. Oysa bir Maraş kıyımının yüzlerce sanığı adalet önünde yargılanıp 'idam' cezasına ya da ağır hapis cezasına çarptırılrmştı. Aradan iki yıl geçti, Maraş kıyımı ve bu kıyımın eylemcileri konusunda hiç bir açıklama yapılmadı. Ne oldu Maraş kıyımcıları? Ne oldu öteki illerde Atatürkçüleri bir anda yok etmeK için toplu eylemlere girişenler? Son günlerde bir takım olaylardaki esrar perdesi yırtılmaya başlandı. tpekçi'nin katilı olduğu ılerl sürülen kendisi de bunu benlmsemiştl Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı ötdürmeye ka.lkışması bu esrarlı olayın derinliklerine girilmesine olanak verdl. îtalyan adaleti işin ardmı bıraKmıyor, bir bir söküyor esrarlı yönleri... îpekçi'yl vuran Ağca'nın silah kaçakçılarının bir aracı olduğu anlaşılıyor. Arkadaşımız Uğur Mumcu yıllardır bu 'kaçakçılığın herşeyin ana kaynağı' olduğunu yazdı, söyledi, anlattı. Kimse dinlemek istemedi. Şımdi herşey teker teker çözülüyor. Mumcu'nun 'Silah Kaçakçıhgı ve Terör' kitabını yeniden karıştırdım. Mumcu belgelerle bu sorunu yıllar önce gözler önüne sermiş. Nice kanlı olayın altında bu kaçakçılık Mafyaları var. Türkiye'yi bir kan gölüne çevirtmek, bu yolda sağcı ve solcu militanlan araç olarak kullanmak da bu Mafya'nın işiydl. Türk adaleti işin derinliğine inmeli, gizll kalmış cinayetleri, kaçakçılık örgütlerlnin bu cinayetlerdekl rolünü ortaya çıkarmalıdır. Bır toplumda gerçek barış, karanlık cinayetlerin aydınlığa çıkarılması ile başlar. (okuırlarclan... 9 Ünalan Mahallesinin otobüs sorunu # Milli park yapımı neden durduruldu? Erzincan illnde Ulu önder Atatürk'ün 100. doğum yılmda gerçekleştirilmesi için Tarım ve Orman Bakanı Saym Prof. Sebahattln özbek'in teşebbüsüyle geçen yıl istim lakine başlatılan İstasyon mahallesi ve Beybağı mahallesindekl harebelerin yerleri temizlenerek yerine Mil li bir park yapılması kararlaştırılmıştı. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı mühendisler Erzincan'a gelerek deprem yılmdan kalma Beybağı îstasyon mahallesindekl gecekonduların temizlenerek yerinin istimlak edilip ağaçlandınlması sürdürülürken mühendislerin tarım yapılamaz dediği yerlerde istimlak îşlert durduruldu. Mühendis' lerln tarım yapılamaz dediği yerlerde 3. Ordu Karargahının yeşil sebze yiyeceklerinln büyük bir kısmı buradan temin edilerek ihtiyaca cevap vermekte, ve ayrıca kavak ağacı dikllerek satılmaktadır. Bu davranışm sonucunda istim lak işlerinin durdurulduğu Beybağı ve İstasyon mahallelerinde tekrar gecekondu yaparak halk konut ihtiyacı için konut yapmaya çalışılacaktır. Söz konusu yerler öntimüzdekl yıllarda ylne eskisl gibl harabe evler ve gecekondularla dolunca şeh rimizin görüntüsü eski hallni alacaktır. Tarım ve Orman Bakanımız Prof. Sabah attin özbek'ten dileğimlz, bu sorunumuza tekrar eğilmeleri ve Erzincan'ın gecekondusuz bir kent görüntüsü olmamasıdır. Erzincan'dan bir okur Üsküdar ilçesine bağlı olan Ünalan mahallesi de îstanbul'un bır çok semti gibi gecekondu mahallesidir. Genelllkle dar gelirll işçi ve memur ailelerinden oluşan öu mahalle halkınm en yıkıcı sorunu oto büs sorunudur. 21 hat numaralı Beledîye otobüsünden başka ulaşım arceı olmayan bu mahalle halkma sabah ve akşam iş saatlerlnde tahsis edilen ve 20'şer dakika arayla çalışan 3 adet otobüs kafi gelmemektedir. tş saatleri dışındaki saat lerde ise otobüs sayısı blre lnmektedir. Ve sıkratılar böylece devam et mektedir. . tsçinin kartını zamanında ba.r , sabilmesi, memurun savtmma$z Wr gün geçirmesl ve öğrendnin derslne zamanmda girebilmesl İçin yetkllilerden sorunumuza çözüm bekliyoruz. Otobüs sayısmın arttınlması ve otobüs saatlerinin vapur saatlerine uygun olarak düzenlenmesl İle Ünalan mahallesi halkmın sorunlan na çözüm bulunmus olacaktır. Ünalan Mahallesi halkın dan bir grnp. Üsküdar / tSTANBTJL Devlet taratmüan vunieıı yem^K ıış leri kantinde yalnız ayemek için gecerlidir» deniliyor ve tüm öğrenciler yararlanamıyor. Çünkü «Yemek» yemek için en az bir saaı beklemek gerekiyor. (Bazen daha fazla) Burda salt kantincinin çıkarı düşünülüyor. Eğer kantincinin çıkarı düşünülmüyorsa. neaen yemekler bir an önce tabldot şeklinde verümiyor? Yoksa bize verilen yemek fişlerinin hiç bir anlamı kalmıyor. Kantinde yemekler bir yurt öğrencisi için çok pahalı. Bun dan ötürü birçok öğrencl yurdun dışındaki lokantalarda yemek zorunda kalıyorlar. Acaba burda önemli olan kantincinin aşırı kazanç elde etmesi mi? Yoksa 1490 öğrencinin sağlığı mı? Yetkililer, lütfen ilgileninlz. Ya kantin devlet tarafından işletilsin ya da yemekler tabldot şeklinde uygun bir fiyatla çıkartılsın. tzmir Inciraltmdan bir a grup ögrenci. # Bakanlık: Memura yazılı uyarıda bulunuldu Ulaştırma Bakanlığı'nın, 11.7. 1982 tarihinde «Haberleşme Festlvali» başlıkh habere gönderdiği açıklamada şöyle denildi. İstanbul 51 88 38 numaradarı 5.7.1982 tarihinde saat 13.41'de Yıldırım meviinden, Nasrettin Hoca ve Turizm Derneği Akşehir talebi, Akhisar kodu ile kayda almmış 16.51*de Akhisar cihetinin sırası geldtğin de sözkonusu yanlışlık farkedilmiş ve hatanın telafisi cihatine gidilmiştir. Ancak abonenin karşı merkez den arandığını bildlrmesi üzerine arayan vazgeçti kaydı ile konuşma talebinin gayrivaki işleme ta"bl tutulduğu bilet üzerinde yapılan tetkikte görülmüştür. Anılan tarihte. sözkonusu festival r.pdeniyle, 10.0018.00 saatleri arasında Yıldırım kategorili konuş ma taleplerindeki artış normaün üzerinde beklemeye sebep olmuştur Akşehir talebini Akhisar kodu ile koyr^den memura yazılı uyarıola. sbulunulmustur. ^"" Ahmet Haşhn AYDIN Basın ve Halkla tlişkiler Müşaviri TEK ilgilileri haksızlığı giderin Bizler Erzincan llinin Kemaliye ilçesine bağlı Kızılçukur köyünde oturuyoruz. Bu ilçeye bağlı ttim köylere, ki bunların arasında jjrojest bulunmayanlar da vardır, cereyan verildi. Bizim kö yümüzün projeleri bulunmasına karşın, köyün elektrifikasyon işl ihale bile edilmedi. Projesi olmayan köylere dahl elektrik verilmişken köyümüzün karanlıkta bırakılmasına bir tütlü akıl erdiremiyoruz. Buna akıl erdirsek bile, tüm köylere cereyan getirilmişken, neden köyümüz karanlıktadır. Bunun da bir açıklaması olmalı herhalde.. KÖY HALKI Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü Müessese Müdürü Yazı Işleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR # Yurt öğrencilerî: Yemek sorunumuz çözümlenmedi Bizler kesin kayıdı çıkmayıp ye dek listeden ATATÜRK ÖĞRENCÎ YURDUNA (ÎNCİRALTI) binbir güçlükle girebilen öğrencileriz. öğrencileri yurda almakta aca ba sorun tam olarak çözülüyor mu? Asıl önemli olan yurda almdıktan sonra öğrencinin sorunlarma değin mektir. Yurdun en büyük sorunu olan Yemek» daha çözülmüş değil. • Yazı Işleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni „ TEMSİLCİLER • • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN Çay Kurumu Genel Müdürlügünden TRAF île FIRIN ISITICIS1 ve VANTİLATÖR SAT1NALINACAKTIR 1 Kurumumuz îşletmeleri • ihtiyact olarak merkezi ısıtma sistemi için gerekli olan aşağıda cins ve miktarlan yazılı üç kalem teknik malzeme teklif alma usulü ile satmalınacaktır. Malzemenin cinsi: Miktari: Fırın ısıtıcısı (ısıtıcı I) 30 Adet Traf ısıtıcısı (ısıtıcı II) 100 » Vantilatör (20000 m3/h) 130 » 2 Bu işe ait şartnameler: Çay Kurumu Genel Müdürlüğü Satmalma Müdürlüğu/RİZE, Bölge Ticaret Müdürlüğü Sinan Paşa Köprüsü Sok. No: 19 BeşiktaşİSTANBUL ve İrtibat Müdürlüğü Konur Sok. No: 28 YenişehirANKARA adreslerinden bedelsiz temin edilebilir. 3 İhaleye iştirak etmek istiyenlerin şartnamo esaslan dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplannı en geç 30.12.1982 perşembe günü saat 17.30"a kadar Çay Kurumu Genel Müdürlüğü Satmalma MüdürlüğüRİZE adresinde bulunacak şekilde iadelitaahhütlü olarak göndermelerl veya elden vermeleri gerekmektedir. 4 Postadakî muhtemel geciktneler ve telgrafla yapılan müracaatlar kabul edilmez. s Kurumumuz 2490 sayılı yasaya bağlı olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta, kalem kalem yapmakta veya dilediğme yapmakta serbesttlr. (Basın: 25196) 8066 SERPİL ÖZEKMEKÇÎ ile Gazetemiz Ankara Bürosu muhabirlerinden, arkadaşımız, PARUK BİLDÎRtCİ Söke'de s aralık 1982 pazar günü evlendüer. Mutluluklar dileriz. CUMHURİYET GAZETESÎ ÇALIŞANLARl İstanbul HaberlerirSelahattin GÜLERDış Hnberter : Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAY Yurt Haberlerı • Barbaros GENÇAK Kültür: Avdın EMEÇ . Magazın ; Yalçın PEKSEN Diizeltme : Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BÜROLAR • Konur Sokak No. 24IA Yenişehir AN KARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare. 18 33 35 Halit Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 0 9 1 3 1 2 3 0 Atatürk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel: 14 55019 731 Basan VB Yayan: istanbul Telefon Başmüdürlîiğünden 40 m3 tahta ve 40 m3 kadran satmalınacaktır. Başmüdürlüğümüz ihtiyacı olarak 40 m3 tahta ve 40 m3 kadran kapalı teklif mektubu ahnmaJı suretiyle satmalınacaktır. Bu işe ait şartname Gayrettepe Yıldız Posta Caddesindeki Başmüdürlüğümüz Malzeme Müdürlügünden temin edilebilir. Istekli olanlann bu işe ait kapalı teklif mektuplannı engeç 30.12.1982 perşembe günü saat 11.00'e kadar Malzeme Müdürlüğüne tevdi etmeleri ilan olunur. (Basın: 26067) 8062 CUMHURİYET Matbaacılıkve Gazetecilik T. A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVtM İMSAK 6.25 GÜNEŞ 8.09 ÖĞLE 13.05 İKİNDİ 15.28 6 A R A u K l 9 8 2 AKŞAM 17.41 YATSI 19.19 DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZJL1 Levent, Güvercin Durağı, Gaietecıler Yapı Kooperatifi C/3 Blok, D. 7 Saat: 9 13 Tel: 64 57 23 Randevu ahnması rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle