25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER 5 ARALIK 1982 üzyıllar boyunca medreselerde akla ve bilimsel yöntemlere değil, körükörüne ezberciliğe dayanan bir öğretim sistemi içinde «nakilciliğe» (yani ağızdan ağıza şeriat bilgisi aktarmanın koiaycılığına) alışmış bir ulus olduğumuz için, 1933 üniversite reformunda Atatürk'ün İstanbul Üniversitesi'nde görevlendirdiği yabancı profesörler birer birer uzaklaştıktan sonra birçoğumuz her konuyu ilk kaynağından değil, ikinci, üçüncü ağızlardan, yani eskîsi gibi «nakilci» yöntemle öğrenme doğrultusuna yönelmeye başladık. Bu nedenle aydınlarmıızm büyük çoğunluğu Ankara' da açılan ilk yüksek öğretim kurumunun niçin bir fen veya edebiyat, ya da iktisat fakültesi olmayıp *Hukuk Mektebi* (1) olduğunun bilincine varamamışlar, bu olguyu sadece o dönemdeki memur ve yargıç gereltsinmesiyle yorumlayarak basite indirgemişlerdir. Bu nedenle ben Türk tüze (hukuk) devriminin ilk kaynağını bugüa kü dile çevirerek okurlarıma sunmak istiyorum. Bu belge, Atatürk'ün şimdi TBMM Muzesi olan Ulus Meydanı'ndaki ilk Meclis binasmda, bir çok milletvekili yargıçlar, bakanlar, profesörler ve Ankara Hukuk Mektebi»nin bu satırlan yazanın da ıçlerinde bulunduğu ilk öğrencileri karşısmda 5 kasım 1925 gönü yaptığı kısa açış konuşmasınm tam metnidir (2). Demek ki Turk Devrimi'nin tamı taraına 57 yıllık bir belgesi; saklanmaya değer sanınm. Bunun üzerinde yine duracağım. *•• Y Saym Baylar, Cumhuriyet'in Başhentinde bir Hukuk Okulu açmak girişimi, bugünkü toplantvmızm nedenini oluşturuyor. Bugün tanık olduğumuz olay, yüksek memur ve uzman bilginler yetiştirmek girişiminden daha büyüh bir önem taşımaktadır. Yıllardan beri süregelen Türk Devrimi varlığım ve temel düşünceslni, taplumsal yaşamın dayanağı olan yeni hukuh kurallan ile perçinlemeh ve oekiştirmek yoluna koyulmuştur. Türk Devrimi nedir? Bu devrim, sözcüğün ilk anda gösterdiği «ihtilal» anlamından başka, ondan daha geniş bir değişimi belirtmektedir. Bugünkü devletimizin biçimi, yüzyıllardan beri gelen eski biçimleri ortadan haldırıcı en gelişmiş biçim olmuştur. Ulusun. varlığım sürdürmesl için bireyleri arasmda düşündüğü ortak bağ, yüz yıllardan beri surelen biçim ve niteliğinı değiştirmiş, yani ulus, bireylerini. din ve mezhep bağlantısı yerine Türh müliyetçiliği bağlantısı ile toplamıştır. Ulus, uluslararası genel savaşım alanında yaşamınm ve gücünün temeli olacak bilim ve aracın ancak çağdaş uygarlıkta bulunabüeceğini kesin bir gerçehlih olarak kandisine ilke edinmiştir. Kısacası Baylar, ulus, saydığım değifim ve devrimlerin doğal v« zorunlu gt rupa'da öğrenim görmüş yükseh uzmanlardan oluşan Baro Kurulu .açıfeça hilafetçı olduğunu bildiren ve bunu bildirmekle övünç duyan birisini kendisine başkan seç miştir. Bu olay cürümüş hukuh adamlaHıfzı Veldet VEÜDEDEOĞLU rının cumhuriyet anlayışına karşı içten va gerçek durum ve eğilimini belirlmeğe yeterli değil midirr> reği olarak, genel yönetiminin ve bütün yüz yıldan beri harcadığı çabalann ne den Bütün bu olaylar, devrimcilerin en büyasalannın ancak dünya gereksinimlerınli üzüntü ve acı doğuran engeller karşısınyüfe, fakat en sinsi can düşmanmın, çürüden esinlenen ve bu gereksinmelerin deda boşa gittiğıni, çok büyük üzüntü ve uya müş hukuk ve onun cılız hukukçulan olğişmesi ve gelişmesiyle sürekli olarak den ile gözönüne koyarak söylüyorum. Uludununu gösterir. Ulusun aleşli devrim atı ğişip gelişmeyi ilke edinen laik bir yönesumuzu çöküntüye sürüklemiş ve ulusun lımları sırasında sinmek zorunda kalan tim anlayışını yaşamınm temeli saymıştır. venmli bağrında zaman zaman eksik oleskt yasa kurallan <?ski hukuk adamları, Eğer yalnız altı yu önceki anılanntzı mayan atıhmcuarı, yurtssver çabalarda buyurtseverlerın etkinlik ve ateşi yavaşlayoklarsanız, devletin biçiminde, ulus bilunanlan, sonunda bezdirmiş ve altetmiş mava baslar baslamaz hemen canlanarak reylerinin ortak bağlantısmda, güç kaynaolan olumsuz ve ezici güç, şimdiye değin devrim ükelerini. onu içten benimsevenleğı olacak uygarhk yolunun izlenmesinde, elimizde bulunan hukuk kurallan ve onun ri ve onlann kııtsal ulkulenni eemefe için kısacası, bütün kuruluş ve gereksinimleriızindeki uvgulayıcılar olmuştur. Belki ağır fırsat beklerler. Bu fırsat, eski yasaların ni dayandırdığı kurallarda, büsbütün başve suçlayıcı olan bu tarihsel gözlemim".; varlığı ve eski hukuk ilkelerinin yürürlükka ilkeler üzerinde bulunduğumuzu anıtnseçkin topluluğunuz içinde ve cumhuriyet te olması, eski görüslerini içlerinde ve yüsarsınız. Altı yıl içinde büyük ulusumuzun hükümetinin bugün çalışmalarından yarar rehlerinde saklamakta direnen yargıçlann yaşam akısında gerçekleştirdiği değişikliklanmakta değerli memurlar ve yargıçlarıve ovuhaüann varhğı ile sağlamr. ler, herhangi bir ihtilulden çok fazla, çok m\z arasmda kimsenin saşmıyacağma inaBugünkü hukuksal çalışmalanmızın yüksek olan yüce devrimlerdendir. nıyorum. Bununla. birlikte düşüncemi hinedenlerini açıklamıs olduğumu umanm. raz daha acmak için izin vermeruzi rica Çoğu uluslann kurtüluş ve yükselis Büsbütün veni yasalar oluşturarak eski ederim. Uluslararası genel tarihin akışmsavaşımmda atılımcı olduklan görülmüşhukuk kurallanm temelinden söfeüD atmak da Türklerin 1453 utkusunu. İstanbul'un tür. Fahat bu atılım Türk ulusunun bilinçgirişimındcyiz ve yeni hukuk kurallarını alınışını düşününüz; hütün bir cihana karli atıhmına benzemez. abecrsinden öğre'imeğe başlıvacak yeni şı İstanbul'u sonsuza defe Türk topluluğuSözünü ettiğim buyük devrim yolunda bir hukuk kıışağını vetiştirmek için bu kuna katmış olan erk ve güç; yaklasık avnı Türk Ulusu'nun bugüne dcğin harcadığı ç.arumu acıyoruz Bütün bu giris'mle.rimizde yıllarda bulunmuş olan matbaayı Türkiyeba; iç ve dış düşmanlara karşı yorulmaz, dayanağımız, ulusun eğilim ve yeteneği ve ye kabul etmek için hukukçulann uguryıpranmaz savaşımlar içinde ve doğrudan kesin istencidir. suz direnişîni kıramamıştır. doğruya ulusal istencin (iradenin) karşı Bu girişimlerde arlzadaşlarımız, yeni Cürümüş hukukun ve bunu uygulayıhonulmaz atılımları alanında hukukçulahukuhu biz'.mle birlikte, sözünü ettiğim bicılann, basımevinin ülkemize girmesine rın elinde bulunan yasa ve kurallann çimde anlamış olan seçkin hukukçulanizin vermeleri için üç yüz yıl gözlem ve varlığım bilmezlihten gelerek herşeyden mızdır. duraksama içinde bulunmalarına, bunun önce Türk Ulusu'nun ve Türh Devleti'nin Toplumsal yaşamımızın yeni hukuk için ve buna karşı olanların pek çok enervarhğmm yeni biçimini eylemli olarah orhurallan, doktrin ve uygulama alanında orji ve çaba harcamalarına zorunluk doğtaya çıkarmak uğrunda geçmiştir. taya konup gerçekleşinceye değin geçecek muştur. Şimdi oluşan bu büyüfe yapıtın temel zamanı sağ'.ama bağlayan, doğrudan doğEshi hukukun çok uzak ve yeniden ilkesini, gereksinimlerini karşılayacak yeruya ulusumuz ve onun devrimindeki yocanlandırılması olanahsız bir dönemini ve ni hukuk huraUannı ve yeni hukukçulanrulmaz ve vıpramnaz güç olacaktır. o dönem hukuhçularını örnek gösterdiğinı oluşturmah için girişimde bulunma zaOğrenciler, Yeni Türk toplumsal yami sanmayımz, Eski hukukun ve ona bağmanı gelmiştir. şamınm kurucusu ve pekiştiricisi olma idh olanlann yeni devrim dönemimizde doğ Sanınm ki Ankara Hukuk Okulu ile, diasıyla öğrenime başlayan sizler; cumrudan doğruya bana yaptıklan engellemsCumhuriyet Hukuku'nu, yalnız dış görünüm huriyet döneminin gerçek hukuk bilginlelerden örnek getirmeğe kalksam sizleri rave söz biçimiyle değil, fakat büinç ve anri olacaksmız ,bır an önce yetişmenizi ve hatsız etmek tehlikesivle karşılaşırım. Ama layış niteliğiyle, yasalarıyla ve hukukçulaulusun isteğini eylemli olarah yerine gebılesiniz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisı' nyla dile getirecek ve savunacak önlemi tirmeğe başlamanızı, ulus sabırsızlıkla nin kuruluşu sırasında onun bugünkü nialmış bulunuyoruz. beklemehtedir. Sizi yetiştirecek olan protelik ve durumunu hukuksal ve bilimsel fesörlerin kendilerine düşen görevi, geCumhuriyet Türkiye'sinde eski yaşam kurallara aykırı sayanların başında en tarektiği gibi yerine getireceklerine inanıyokurallarının ve eski hukukun yerini, yenmmış hukuk adamları bulunuyordu. Bürum. ni yaşam kurallarımn ve yeni hukukun yük Millet Meclisi'nde egemenliğin bağsız almış bulunması, bugün hiç kuşku götürCumhuriyetin güvencesi olacak bu yüve koşulsuz ulusta olduğunu belirten yameyen bir olup bittidir. Bu olup bitti sice kurumun açılışmda duyduğum mutlusa önerisini verdirdiğim zaman bu i\k<i luğu hiçbir girişimimde duymadım ve buzin kitaplarınızda ve uygulanacak yasalanin Osmanh Anayasası'na aykınhğmdan rınızda belirtüip açıklanacaktır. nu açıklcmak ve belirtmekle sevinçliyim. dolayı karşısında bulunanların başında yiOğrenciler ve Saym Hukukçular; ne eski ve bilimsel otoritesiyle ulusu kanYeni hukuk ükelerinden, yeni gereksi(1) Bu okul 1927'de çıkan Bakanlar Kurulu dıran, kendini beğenmiş hukuk adamları nimlerimizin istediği yasalardan söz ederkararı ile •Fakülte» adını almış ve Anbulunuyordu. ken 'her devrimin kendine özgü yaptırıkara Üniversitesi'nin çekirdeğini olu^mı bulunması zorunludur» ilkesine, yalnız Saym Baylar; turmuştur. bu ilkeye işaret etmiyorum; boş bir eleştiri Cumhuriyet üan olunduktan sonra bi(2) Atatürk bu konuşmayı yazılı bir meteğilimine kendimi kaptırmah tstemem; ama le meydana gelen acı bir olayı da ibret göz ne dayanarak değil, doğrudan doğruTürk Ulusu'nun çağdaş uygarlığın araç ve lerinizin önünde canlandırmak isterim. En ya yapmış ve bu söylev Meclis tutaverimlerinden yararlanmah için en az üç buyük kentimizin, bu ülkede ve belki Avnak memurlarınca saptanmıştır. Tüze Devrimfiîîn ilk Belgesi Geleceğe Dönük Kurgu ve Düşlemler... atı demokrasilerinde «politika» partilerin devlet yönetimini ele geçirmek amacıyla örgütlü uğraşına verilen addır. Bu tür polltikamn yelpazesi sağa doğru sermayeye, sola doğru emeğe açılır; fikir özgürlükleri kapsamında parlamento saç ve sol kanatlardan oluşur. Sosyal kesimleıin hiçbiri parlamento dışında kalmaz; en slvıi fikirlerin örgütlenip söylenmesindeki güvence, siyasal akımları yer altma girmekten alıkoyar. Bu durumda bile t.eröre, silaha. cinayete, kundaklamaya başvuranlar varsa, sağlıklı bir tepkl gücü sürekli biçimde yaratılabilir. B Italya'da Komünist Partlsi'nln Kızıl Tugaylar adı verilen terör örgütüne karşı büyük güvencelerden birisini oluşturroası, Avrupa'nın slyasal demokrasilerindekl vamyı vurgulaması bakımından çarpıcı ve susturucudur. Batı Avrupa'da siyasal demokrasinin diyalektiği böyle işler; seçenekler bu ortamda oluşttr. Türkiye'de hiçbir zaman Batı'daki anlamıyla parlamentoculuk benimsenmemiştir; fikir özgürlüklerl gerçekleşememiştir. Fikir özgürlüklerini istemek suç sayılmıştır. Niçin? Batı ülkeleriyle bizlm toplum arasmda yapısal aynmlar vardır. Siyasal demokrasinin Batı'da güçlü endüstri ekonomisi üstünde yükseldiğini yadsıyamayız. Bizim toplumun siyasasmda Avrupa Konseyi, AET, NATO ülkelerlndeki gibi parlamentarizml savunanlar ya da kurmak isteyenler yenilciye uğramışlardır. 1970'lerde her yıl tırmanan. 1980'de doruğuna çıkan terör de toplumu otoriter düzen özlemine itmiş: «kerim devlet» siyasası boy atmıştır. Bu ortamda kısıth bir parlamenter rejinı'e geciş olanaklan aranmaktadır. Eğer, bu yolda başarı gerçekleşirse ne olacaktır? Ve yeni siyasal süreç nasıl gelişecektir? CVET OKTAY AKBAL Oğİu Aşçının MİLLtYET Padisah Olmus! YASAK.» r . Okullarımızda kiml öğretmenlerce Öğütlenerek bln Hra ederle satılan bir koca kltap: 'Atatürk Yüzyıl Kronolojisl'. Şimdi bu kitaptan bir parçayı birlikte okuyalım: «Padişahlardan biri camide hatibin şu sözlerlni dinlemiş: 'tnsan stilâiesinde katil, dolandırıcı, hırstz varsa; ne kadar zengln, şöhret sablbi olsa da bn tip adamlarla konuşur ve zararlı insanları korur. Baba mesleğinin bile ojula teslri vardır. Babanın meslef Ine ogullar sempatl duyarlar. Avcınm oğlu avcı, sporcunun oğlu sporcu, yazarm ogrlu yazar olur, demiş. Bu nedenle 'kenarına bak bezini al' derler. Alınacak kızın anasının, babasınm ahlâksız olmamasım araştırmalı' der.» Okullara sokulan, öğrencilerln eline verilen, Atatürk'ü tanısm, öğrensin, Atatürk'ün yaşadığı yüzyıl içinde neler olmuş bitmiş aniasm diye "bin lira' karşılığında alınan bu kitapta böylt saçmasapan sözlerin işl nedir? diye soracaksııuz. Durun, daha blr şey görmediniz. Kitabm önsözünde yer alan bu 'öykü'nün arkası var. «Padişah düştinür: 'Neden mntfağa gidip sarma sarmak, börek yapmak istlyorum, acaba babam aşçı mı? diye şüpheye düşer. Eıbcını çeker Valde Sultan'm odasına gider: 'Valide benlm babam Padişah olmayıp aşçıdır değil mi?' Valide Sultan oğlunun herşeyi öğrendiğini sanır: «Bvladım, annen yirmi yaşında, Padişab efendimiz kendLsi yetmiş yaşında idi. Beni okşar, uyandırır, sonra da derin uykuya dalardı. Bir gece beni tahrik etti ve uyudu. Şnursuzca mutfağa koştum, çok begendlğiuı aşçı Dursun'un koilarına kendimi attım. Dursun'u baştan çıkardım. İşte o şuursnz gecede hamile kaldınt. Senin asıl baban aşçı Dursun'dur, bagıjla beni demiş.» Şimdi, bu öyküyü gerçek sanan oğrenciler kendi kendilerine düşünmezler mi: Benlm babam doktor, avukat, işçi, memur, yazar, gazeteci, esnaî vb. ama ben onun mesleğinden hoşlanmıyorum, başka bir meslek sahıbi olmak îstiyorum, yoksa annem beni başkasından mı edindi böyle bit 'şuursuzluk" gecesinde? diye... Ne demek, askerin oğlu asker, hukukçunun oğlu hukukçu, aşçımn ağlu aşçı «olması? Kimi zaman olur, ama çoğu kez çocuklar babalarmkınden çok daha ayn meslekler seçerler. Büyük yazarların, sanatçıların çocukları ille de yazar, sanatçı olmaz. Okullarda okutulmak İçin hazırlanan bir kitapta böylesine yanlış düşüncelerln yer alması olacak şey midir? Ya ahlâk dışı öyktileri bozuk bir Türkçeyle anlatmak? Böyle bir kitabı öğrencilere öğütlemek, Ostelik 'bin' lira ödeterek aldırmak yanılgıdan da öte bir davranıştır. Önsözde daha neler yok ki! Kitabı hazırlayan ve 'Edebtyat öğretmeni' olduğunu söyleyen kişiye göre 'Gayri meşru çocuklardan aşk mahsülü olanlar zeki ve başanlı olurlar. Ailesiz büyümeleri itl lip horlanmaları onlan yeteneklı yaparmış. Böylelerl 'partl başkanı bile olurlar'mış! 'Partl* kazanınca da devlet başına geçerler ve yurdu bagka rejimlere sürükler ve hatta satarlar'mış... Bilmem ki sözünü ettiği 'Parti Başkanı' kimdir? Ne zaman rejimi 'satmıştır'? Genç çocuklanmıza bu tür zehirli sözleri Önenıll birer düşünceymiş gibi aşılamak cinayet sayılmaz mı? Bu yayıncı yazara göre yabancı Devlet Başkanları arasmda da 'piç'ler çoğunluktaymış!... Bakm ne diyor bu konuda: «Stalin bir gürcüden gayrimeşru doğmuş. Babasmı bilmez, papaz okulunda okumuş. Troçkl bauası belirslz bir Yahudi. Lenin'in ki de öyle. Felsefe hocası olmuş. Mao tarih hocasıdır. Sülaleri belli değüdlr. Hitler on(Arkan 11. Sayfada) Mehmet Barlas, Cumhurbaşkanı Evren'in Artvin'de yaptığı konuşmanın kamuoyunda «nedense bir uyarı» kabul edildiğinl ve «basm ve diğer kamuoyu odaklarının bu konuşmadan sonra, iç politikaya ve partilerin oluşmasma değgin yorum ve haberleri tümden kestiklerini» belirtiyor ve «Oysa Saym Evren'in Artvin konuşması bir uyan değil, bir hukuki durum değerlendirmesidir» diyor Cumhurbaşkanı Evren'in bu ko nuşmasında belirttiği yasağin bir Anayasa hükmü olduğıanu bellrten ve bu hükümleri sayan Barlas, şöyle diyon «... Basmda ve toplum hayatında. siyaset hakkmda düşünce alıştırması yapmak ya da görüş açıklayıp, haber ve yorum yazmak yasak değildir. Açıkcası, 12 Eylül öncesi çekişmeleri canlandırmak yasaktır. Buna bağlı olarak, 12 Eylül öncesi siyasal düzeni, bir miras kavgası biçiminde sürdürmeye çalışmak yasaktır.» sıttığı zıhnıyet>e de deginen Ekşl, şöyle dîyor: «... Yeminli memurlann, aslında vatandaşa hizmet etmek için görev yaptıklarmı onlara hatırlatan hiçbir Ibare yoktur. Bu haliye yemin metni, memurlann 'vatandaşa hizmet etmek suretiyle devlete yardımcı olacaklanna' değil. 'devlete hizmet etmek suretiyle vatandaşa yardımcı olacaklarma' inanan bir zihnıyeti yansıtmaktadır. Oysa bu, bizim bürokrasimizin temel yanlışıdır. Daha açığı da şu ki, memura 'vatandaşm amiri' değil, 'hizmetkân ' olduğunu oğretmedikçe kamu hizmetinı düzellmek mümkün değildir.» münizme savaş açılanlar' daha doğrusu 'Komünistlerin kanlı tecavüzlerJne cevap vermek zorunda kalanlap' çlduklarııu bilmeyen yöktur.» Eski özdeyiş der ki: « Tarih tekerrürden lbarettir.» Oysa tarihin yinelenmedîjH, yeni'endîg:i binlerce yıldan beri Izieniyor. 12 Eylul'den sonra girilen voldan geriye döniilenıiyeroği de kesindlr. Eskiye özlemleri yürekIerini dolduranların, romantik aınaçlarmı yeni poiitika dije gür.dcme gelirmeleri yanh"? bir yakIaşimdır; ama yenidfn kurulacak politika platformunu îstedikleri biçinıde düzenlfyeceklerini sananlarm özlernleri de gerçekçi sayılanıaz. Politika tek yanlı bir kavram değildir. Toplumsal smıf ve katmanlar varoldukça politlkayı çok yanlı (en a^ından iki yanlı) bir uğraş niteliğînde düşünmek gerçekçiliktir, Her siyasal rejim kendi koşulları içinde «iktidarmuhalefet» çelişkisini oluşturur. Türkiye'nin dünyadaki yeri, çok yanlı İç politlkayı gündeme getiriyor; koşullaştırıyor. Ve bu koşul, geleceğe dönük tasarımların kurgularını zorluyor. • Eğer (dar kapsamh da olsa) yeniden çok partlll rejime geçilecekse politika arenasmı düzenliyecek güçler bellidirler. Bu güçler elbette yeni siyasal iktidarı da saptamak isteyeceklerdir. Ancak yeni rejimin (koşulları ne olursa olsun) Türkiye' nin bugünkü toplumsal birikim düzeyinde. muhalefeti olmayan (ya da güdümlü muhalefeti olan) bir iktidar kurması olası mıdır? Yeni iktidar sermayenin çıkarlarını devletin çıkarlarıyla eşanlamlı sayarsa, muhalefeti de beliıiemiş olur.. ki emeğin haklarmı koruyacak olan bu muhalefete, içinde yaşanan özgül koşullar nedeniyle, kimi sermaye çevrelerinin de güç vereceğinl düşünmek yanlış sayılmaz. GÜNEŞ BEDAVADIR.. Güneri Cıvaoğlu l aralık günlü yazısmda yeni vergi düzenlemelerine değiniyor ve «İlk uygulama zamlardı. Yani akaryakıt ve otesi... Şimdi gelir vergisl ve kurumlar vergisinde yeni düzeniemeler... Sanırız sırada iç gelirler idaresinin yentden düzenlenmesi ile Turk lirasının değerinde bazı değişiklikler var. Sonra da para • faiz • banka 'şeytan flçgenf gündeme gelecek..» diyor. Cıvaoğlu yazısını şöyle sonluyor: «Frenklerin bir sözü vardır 'tavsiye bedavadır' diye. Buna dilerseniz 'eleştiri bedavadır' da diyebilirslniz. Yukarıdaki satırlarda Gelir ve Kurumlar Vergisi tasansını 'eleştirdik...' Başka eleştirenler de olacak elbette. Çünkü 'bedava'. Ya bu değil de ne yapılsaydı? sorusunun cevabı... Gelir vergisinde en düşük oran yuzde 36 değil de 'sıfır' olabilir miydi? Ücretler yüzde 100 arttırılabilir miydi? Türkiye, bir Liechtenstein gibi, yaşayanlar için vergi cenneti olabilir miydi? Öyle sorumsuzca uygulamaiara kim iç rahathğıyla 'evet' yanıtını verebiiir? Mflmkiln olanlar, gönlün istediği hiçbir zaman üstüste oturmuyor.» TERCÜMAN PRAVDACILAR.. Ahmet Kabakh 4 aralık günlü yazısmda Ağca olayına değiniyor ve «Pravdacı denilen basmda neler döndürfllüyor farkmda mısınız?» diye soruyor. Farkında olmayanlara ise neler döndüğünü anlatıyon «M. Ali Ağca'nın Papa'ya suikast olayında Bulgar Antonov yakalandı ya... Sanki, KGB'den ve (Türkiye'de kendilerine açıldığı bilhassa sezdirilen) meçfaul, solcu Istihbarat (?) örgütlerinden sızdırılmış (?) bir takım dflzmeceler manşetlerden veriliyor. Gizli istlhbarat mantığı ile perçinlenmls fakat kaynağı meçhul (Ama bir gazete ve yazarca biünmeBi değil duzOlmesi dahi imkansız) zorlamalarla suçlar, siyasi boyut da verllerek 'sağcı' dedlkleri kesime yükletillyor. (...) Bütfln bu suçlananların 'Ko CumhurİYet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazetecilik T.A.Ş.adma NADİRNADİ Cenel Yayin Müdürii Müessese Müdürü Yazı Işleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR HÜRRİYET AMÎR Mİ HİZMETKÂR MI?.. Oktay Ekşl, 2 aralık günlü yazisında «Yeminli Memuriyet» konusuna değiniyor ve «Örneğin bir kayıt memuru. bir laborant veya bir hayvan sağhk memuru, yemin etsa ne olur, etmese ne lazım gelir?» diyor. Getirilen •yemin metninin yan • Yazı lşleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEMSJLCJLER • • ANKARA : • İZM'R : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN dış basın Washington Post istanbul Haberleri :Se!ahatîin GÜLERDış Haberler .Ergun BALCI Fkonomı: Osman LJLAGAY Yurt Haberleri Barbaros GENÇAK Kııltiır: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltmt»: Konur ERTOP Araştırma'. Şahin ALPAY Reagan'ın Latin Amerika turu Washtagton Post» gazetesine göre, ABD Başkanı Ronalri ReaKan'ın gezisinin en önemii yani içte iktîdar savaşı veren, ekonomide borç batağına saplanmı$ olan Latin Amerikn ülkelerinin beklediğı yardım. Yazı şövle devam ediyor. «Reagan'ın Latin Amerika gezisi çe ?ltli tepkilere yol açıyor. Rta.'îan Latin ülkelerîne giinıediğl için öneml! bir hölçeyl ihmai ottigl gerekçesiyle eleştiriliyordu. Ziyareti İse kendl politikasını çiğnediğl şeklinde yorumlanıyor. Gezinltı «kolay» tsrafı, Reasan'ın Latln filkelcrinde g6zledi|i «dcmokratikleşme» hareketlerini kutkunası olacak. Or t» Amerlka'da, Kosta Rika'da iktidarda bulunan Demokratlann dışmda tüm ülkelerde tntucu, askeri yönetimler buInnuyor. Bu ySnetimler bir vandan sos va) değişiın sağlamaya çalısırken, öte vandan iilkoierindeki gerilla saldınlarun sindlnneye çalışıyorlar. Tüm Latin ulkelerl Reagan*m bu iki g5rev üzerine sSyleyeceklerini dikkatle dlnle yecek. Ancak, Latin Amerlka'nm sava?ı daha btujk» bir temelde verilecek. Son 20 yılda Latin Amerikanın ekonomisi İSnemll bir büyüme gösterdl. Ancak bu bfiyfimenin siirmesi ve bölgedeki ülkelerln büyük miktarUra ulaşan borçİannı Sdeyebilmeleri için acil yardım gerekll. ABD Kongres! bu noktada Ka rayib ülkelerlne gereken vardınu yapabilir.» «Sovvîetunion Heute»: BUROLAR İğne deliğinden tîcaret Federal Almanya'daki Sovyet elçillğinin yayın organı «Sowietunion Heute» de bir Alman ihracatçısı Sovyetler Birliği ile tica^t yapmanm güçlüğüne değiniyor. perginin Hamburgiu ihraçatçı ile yaptığı görüşmede Alman işadamı şunları süylüyor: «Almanya'da Sovyet ticaret ortaklarunıza piyasamızı açık tutuyoruz. Aynı şeyi onlarda da bulmak isteriz... Sovyet lerle licareti geiiştirmenin önündeki ba; lıca engel, elde bulunan ticaret kanallarının azlığı. Sovyetler BirllSî'nin tüm dış tîcaretinin tek bir dış tlcaret 6rgütü tarafindan serçekleştirllmesi, blıl bir bakıma iğne deliğinden geçmeye zor layor. Girişîmlerimiz geneide Moskova' dski bürodan ctevp seçemivor. Her cumhuriyelteki fabrika yönetlmieriyle knnuşup anluşîr.a imkam olsa daha iyl olur. Bir fabrikanın yöneticisiyle ya da Sovyet Cumhuriyetlerinden birinin yetkili bakanıyia, yani ticaretimizde doğrudan ilgili tarafla konuşmak cok daha ko lay. Ticaret iUşkilerini geHştirebilmek içîn geniş bir kanallar yelpazesi en iyi cözümdflr.» * KonurSokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 idare: 18 33 35 Halit Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Atatürk Caddesl, T.H.K Işhanı Kat2/13 ADANA Tei:1455019731 Basan ve Yayan: «Daily Mail»: GATT Toplantısı Londra'da yaymlanan «Dally MaO» Gürrniik Tarifcleri ve Ticaret Anlaşmasına imza atan ülkelerin Cenevre'deki bakanlar toplantısınm fiyaskoyla sonuç landığı karanna varıyor. Sonuçta ABD ve Avrupa'nın birbirinin bogazına sanldığını belirten yazı şöyle devam ediyon «Cenevre'deld GATT doruğu sadece de^ersiz olmakla kalmadı, bu defa blr felakettl. Sınıriı. korumacı blr uluslarara sı ticaret politikası yönündeki ksyma iinlenmedi, aksine hızlandınldı. Batı, yani ABD ve AET önceden ortak bir strateji bazırlamış olsaydı. belki Japonya'yı dünya pszannı doldururken bir yandan giimrük kapılanm dışa kapatıyor diye sanık sandalyesine oturtmak mümkün olahUlrdi. Oysa Amerika ve Avrapa AETnin tanm fîrfinlerine uyguladıiı destek ynzfinden blrblrlerlnin gırtlağına sanldılarj» CUMHURİYET Matbaacılıkve .Gazetecilik T. A.Ş, Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 İstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVİM İMSAK 6.25 GÜNEŞ 8.08 . ÖĞLE 13.05 IKİNDİ 15.28 5AEALIK19M AKŞAM YATSI 17.41 19.19 ALMANCAYI KOLAY VE ÇABUK ÖĞEENMEK İSTİYOR MUSUNUZ? MUAMMER ÖZSOY'CX YENt KtTAPLARI ÇIKTL 1 Örneklerle Bugünkü Almanca: 750 2 Almanca Fiiller: 250 Hra. îsteme adresi: Papatyalı Sok. 12/7 Kızıltoprak İSTANBUL TEL.: 58 92 58
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle