18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 5 ARALIK 1982 "Erkeğin Gücü Kadmın Sabrıdır,, filminin yönetmeni Perincioli: Oyuncularım kocalannca dövülen kadınlardı îından ilgiyle izlendi. Perincioli, Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: Geçtiğimiz günlerde Ankara, 197O'I1 yıUarda Almanya'îzmir ve Istanbul, birer hafta da bfrden bu kadar cok kadın beş Alman kadın yönetmerun yönetmenln ortaya çıkmasını filmlerıni ızleme fırsatını bulnasıl açıklıyorsunuz? du. Kısıtlı bir seyirci larafın Bence bu, bir sekılde Aldan ızlenen ve basmın nedense manya'daki kadın hareketinm fazla ilgi göstermedigi bu tılmsonucu. Yeni kadın hareketı ler, asirnda Almanya'da ve Ba1970'lerde başladı. Bircok alantı'da son sekizon vılın veni da da aktif mücadele verdi. •bir olayım vansıtıyor. Kadınlar Insaniar kadınlann kendi şeyllk kez sinema alanma girivorlerüıi söyleme olahağından, lar. Hem de oldukca kabarık şansından yoksun olduklarını sayıda. îstedikleri, dünvayı bir farkettüer. TV ve benzen kude kadın gözüyle görüntülerumlar da, gösterdiklerinih sarnek, anlatmak. Buna ne ölçüde ulastıkları tartışılabilir. An dece erkek bakış acısı olduğtı yolunda giderek daha fazla cak gerçek şu kl, daha ışın eleştıri almaya baslîidı kadınbaşındalar. Arayışîarını ve çalardan. Bu kurıım genelhkie balannı giderpk yeni boyutlar kadını ikinci sımf vatandaş ekîeyerek sürdürecekler. olarak gösteriyordu. Fakat bıBu kadın vönetmenlerden bizim çabalanmız sonucu bu çarrl de aıristina PerincioH. Festi pık imge bir ölçttcte yıkıldı. valde gösterilen filmi AlmanKamuoyıı giderek bizle daha ya'da kocalanndan davak yiçok ilgüenmeye başladı. Dolayen kadınlan işliyordu. İsvlçre asıllı olan Christina vısıyla, kadın filnıleri çok ivı karşılandı, hatta bazıları hate Perincioli 1947'de doğdu. Berettiginden de fazla. lin'de yaşıyor. Alman Sinema Fiim yapımında erkek bave Televizyon Akademisinde eğitim gördü. Bircok filmin kış acısmdan söz ettiniz. Buyapımma katkıda bulundu. nuıı karşıtı olarak kadm bakış 1972'de «KadmJar tçin • 1. Bö acısmdan ne anladığlnrzı söylüm» adlı filmi çevirdi. Ülke ler misiniz. Kadmlann yaptıih filmlemızde de gösterilen ve 1978 yırin herbiri farklı türde. Alılında çevirdiği filnı «Erkeğta Gücü Kadının Sabndın». Al şılmış hikâye türii olabilir, deneysel, belgesel, vs. olabilir. man televizyonunun ikinci prog ramında milyonlarca kişi tara Ancak, sanki genellikte ortak Kadın yönetmenlerin fîlmleri feminîzmin çıkmazını belgeliyordu Atilla DORSAY Geçtiğimiz haftalarda Ankara'da TürkAlman Külttfr Derneği'nın düzenlediği bir açık oturuma katıldım. Konu, dernekte gösterilen bir avuç filmin ana temasına koşul olarak düzenlenen «Kadın Filmleri»ydi. Prof. Nermin Abadan Unat' ın yonettiği, Dr. Oguz Onaran ve Mahmut Tali Öngören'ın yanı sıra, göstendeki bir filmin yönet nıeni Christina Periucioli'nm de katıldığı tartışma, hazır bulunanlann anımsayacağı üzere bir haylı 'nteşli' oldu. Bu tur taıUşmalann başlıcü yaran, gerek katılanları, gerekse dinleyicilen belli bir konu üstünde yoğun bıt;imde dügünmeye yöneltmesı oluyor. Ben de kadm fîlmleri iızerinde daha genış bir inceleme yapmaya karar verdım. Ama şımdilık bu konuda birkaç soz yazma gereğini de duydurn. Kadın filmlerl, kuşkusuz son yıllarda gehşen kadm hareketlerinin bir parcası olarak önem kazandı. Kadınlar, erkeklerden çok daha az olsa d i sinema da eskıden beri çalışmışlar. zaman zaman fılmler yönetmişlerdi. Ama kadın yönetmenlerin özellikle kadm sorunlannı işleyen filmlcr yapmaları. son 5ıllardaki fenıinist eylemlerin bir parçası olarak ele alınabihr. Bu konuda daha geniş bir yazıda eie almması gereken bîrrok olumlu örnek var. Ne var ki, Alman KüIU'r Derneği'nde tartışraa öncesi üstüste izleyebildiğimiz üç film, bence bu konudaki olumsuz örneklere dahil edilebllir. Bu filmlerden özelîikle ikisinde, C. Perincioli'nin «Erkeklerin Gücü Kadmların Sabndır»! ve Margarethe Von Trotta'nın «Christa Klages'în tkinci Uyani5i»nda, özel yaşamlarında mutlu olamamış, (Arkasi !). sayfada) Türk cerrahlar: Sonucu zaman gösterecek Nakiye BORAN bir nokta var. Kadınîar çok kişisel bir biçimde film vapıyorlar. Filmde adeta ken&üenyle hesaplaşıyorlar. Bunun kadın sinemasında lik sarha olduğunu düşünmüjor nıusunuz? Belkî de işe kcn (tücrinı anlatmakla basiadıiar. Evec, bu durum degı^bllır. 12 yıldır kadın harekeıınde yer alan ben, kendıroe bakıyorum. gımdı artık benımle doferudan ılivkisi olmayan bırçok konu îigunı çekıvor, nükleer santrallar, NATO gıbl. Dîger kadınlarda cla Közlemuyorum. Yıliar&m beri teminıst hprekette çahşan kadmlar, meselâ ıktısada, mefelâ fiziğe, dogal bilımlere eğılip bu alanlara farklı bıçımlerde bakmaya başladılar. Bıraz da sizin filminize ge lelim. Filmde gerçek bir olay, lcocaiarından dayak yiyen ka<lır>iarın sığındığı «Kadın Koru nak»lan cle almıyor. İçlerinden birinin hlkayesi anlalılarak. Bu konnda ılaha etraflıca bUgi verir mlsiniz? Kadın korunaklarını ılk kez Ingılterede öğrendım. tngı liz femınistlerı dayak yiyen ka dınları barındırabilmek ıçin ılkönce boş evleri ışgal ederek (squat) başlamışlar, sonra da yeTel yönetımlenn ya da kamu kuruluşlarınm malî desteğiyle bu «kadm korunaklannı» açnıışlar. Bunun üzerine Almanya'da da acaba dayak olayı var ını diye soruşturmaya başladık ki sorunun ne kadar yay gın olduğu çıktı ortaya. Bir proîesörün kansı, TV" yetkilile rinden birinin kansı vs. îkl yıllık uğraştan sonra nihayet 1974'de ilk kadın korunağını pçhk. 1976'da bu korunak 1000 kadın ve 1800 çocuğu banndınj'or ve ihtiyaca cevap verml yorclu. Şu anda Almanyada 3040 korunak var ve bunlar talep lerin tümünü karşılamaktan çok tızak. Bn kadın korunakları nasıl Işliyor? Almanyada evinl terkeden ve geliri olmayan her kadın otomatik olarak, mıuımelelsr zor da olsa sosyal güvenlik kurumundaıı cuzı bir ayU alır. Bununla ayn bir ev K tutamaz ama bir korunakta yaşayabilir. Bu nedenle kadm gumpları işe ılkönce bir yer bulmakla başlıvorlar. Bu bına nın kirası ve sürekli çalışacak elemanlan ücrsti Için de para bulmalan gerekiyor. Aksi takdirda bu elemanlann bedava çalışması gerekir ki ben bunu yanlış bıüuyorura. Toplumun bu denlı önemli bir ihtiy^cı yı ne toplum tsrafından k?r«:iin (Arkası 9. sayfada) Yapay kalbi iki tehlike bekliyor Kan yabancı ortamda pıhtılaşabilir. Kalp atışlarının düzenlenmesi güçtür. da bu kez sürekli olarak tatalmasmın, selecek içın ümit yarattıgım söyledi. Prof. Dr. Barlas, şimdiden kesin bir şey söy. ğîni açıkladı. Bugünkü uygulama ile yapay kalp takılan hastanm sürekli yatakta kalacağma da değinen Türk kalp cerrahlan ldeal sonucun sistemin vücuda yerle^ tirilmesi olduğunu be'irttiler. Belediye acıklama yaptı: Işgaliye harcının otopark ücreti ile ilgisi yok İstanhul Haber Servisl îstanbul Belediye Başkanlığı, 1 aralık 1982 tarihinde başlanan sraçlardan işgaliye harcı almması uygulamaEinm «kamuoyun rla bazı tereddütler yarattiffinıj belırterpi; rîun bir acıklama yaplı. Açıkiamaya gore, aylık abonman kartı bedelmı oluştu ran ısga'ıye harcının «otopark iıcretijîe ilgisi yok» Açıkiamaya gore, araç sahiplermden otomobıl ve teletaksı ler içııı aydı 1200, nunibüs, kamyonet ve bsnzerlerı ıçın d/ da 180!), otobüs, kamyon ve ben zerlci için ayda 3 bin lira içgalıye harcı phnıyor. rvlerınde ozel garajı olan avag sahiplerı, halka açık verlen ı.şgal etmelerı halinde yıne KADIN KORUNAKLARININ ÖYKÜSÜ «Erkeğin Gücü Kadının Sabndır» da Chnstma Perincioli, (solda) kocalanndan dayak yiyen kadmlann «kadın korunaklarına» sığınmalarını ve buradaki yaşamlarım anlatıyor.. îstanhtıl Haber Servisi Bır leşik Amenka'da gerçekleştirılen amelıyatla bır hastaya sürekli kullanabıleceği yapay kalp talulmasımn yankılan sürüyor. Dunya tıp çevrelerinde olduğu gıbı Istanbul'daki kalp cerranları da konuyîa ilgileniyorlar. Yapay kalp ile ilgıli olarak Turk cerrahlav «sonucu zaman gösterecek. Şimdiden bir şey s'ijlenemez.» deöıler. 1987 yılında Dr. Barnard'uı yaptığı ılk kalp naklınden 15 yıl sonr.ı bu kez yapay kalp nakhiıH gerçclflcştırılm?sının tıp dunyasınca beklendığinı söyleyen Hayaarpaşa Gbğüs Cerrahi & Msrkez'inden Prof. Dr. Mehı rnet Abuç, «Dr. Barnard, ilk kalp naklini yaptığı zaman tam çözum bu dcğil, tam çözüm yapav kalplerdedir demişti. Hemen hemen 16 yıldır bu ko nu üzerintle çalışUıyordu.» dedı. Prof. Dr. Mehmet Abuç, yapay kalp takılan hastayı bugünkü aşamada bekleyen iki f^hlıke olduğunu belirterek şoyle konuştu: «Kan, damar dışma çıkıp ;abanfi bir ortama girince pıhtıls •>ır. Yapay kalbin yapıldığı materyal de yabancı bir ortam olduğu için pıhülaşma tehlikesl vardır. Aynca kalbin otonom sinir sisteml, vücudun ilıtiyackna göre uvarı çıkariır ve özeJ bir nalcil hattı ile bunu kalbe iletip kalp atışlarmı düzenler. Yapav kalpte hu atışların diiztnlenmesi de bir sorun olaral» karşımıza çıkrnaktadır. Ancak, hütiin bu çalışmalar son tlerece gi/H yiirütüiüyordtı. Bu ko işgil harcı ödeyecekler. nuda, Iıerhangl bir b?igi açıldaıı Belecuyenın açıklamasınaa, mamıştı. Yapay kalp takılan biı lıalka açık yerleri ışgal etmesı dananın 9 ay sonra akciğerlerin halınde abonman kartı araftma dckî yetersirfik nedeni ile öldü yacaK olan araclar şoyle sıra i;ünü biliyorduk. Solununı \» landı: rtolaşun sistemleri içiçedir. Bu «1 Devletlevarası Udli an Iıakımdaıı tam cöyümlenememıs Jıışmalara göre muafiveti olan hir tjkım eksiklerin olduğu izKordiplonıatik nıensuplann ı Icnimi vardır. Amerikalıların ya ait araçlar. nısıra .lapoıılar ıla bu konuda 2 Yolcu taşıyan nıhsat'ı ba7i çalışmalar yapıyorlar. 78 tnksi, rtolmuş, minibüs ve otc >ıl önce, o dünemin koşullarıbüslev. na göre yapıümış bir yapay kalp S Yiilc almak VP boşalt Merkezimize de şretirilmis fakat mak amacıyla kısa süre bekleçalışnıa iınkanı olmanııştı.» n e yapan araclar. Capa Tıp FalruHesı'r.dcn Prof. 4 Yurtdışı ve yıırtlçlnden Dr. Cemil Barlas daha önce tstanbul'a gelen yabancı plaka ?eçicı olarak takılan yapay kalp lı ararlar (Bu glbi araçların h.sl lerin vücut tarafmdan reddedıı Va açık yerleri işgal etmeJcri diğıni belirtsrek son derece giz(Arkası 11. sayfada) li tutulan bir çalışmanm sonun TEK Zî P ... Gazetenizin 28 Kasım 1932 tarihli nüshasında hakkımda asılsız ve mesnetsız bır takım ıthamlarda bulunuîmakta, salı &ıyttı.ııe 4olje duşururu beyanlarla kamuoyuna yanîış bıl gı verilmeye çalışılmaktadır. Olay aşağıdadır. Belediye butçesi zamanımda bir önceki yıla orania % 105 artmış ve hiç bir fuzuli harcama yapılmamıştır. Hıç bir encümen üyesme baskı yapılıp yasa dışı kararlar aldırılmamıştır. tdarem zaraanînda kamu düzeninin sag lanması ve ilçe yararını gerektiren konularda açtırdıgım davalar 35'si geçmez ve bunların hiç biride neticelenmediği içın her hangi bir vekalet üc leti söz konusu olmarmştır. Yakınlarunın kacak inşaat vapmasma hiç bir zaman göz vummadım. Eşime ait 48 M2'lık ev 1977 vılmda insaa edilmıs ve bıtirümi^tir. evın mühurlendıği ve ıdarem zamanmda tamamlandı6ı tamamen uydurmadır, ev, esimin baba st tarafmdan 1962'de satu» alınan ve tapusu mevcut olan arsa iızerinde yapılmıstır. Yukanda belirttigim gibl iki yıilık fahri olarak yaptığım Belediye Başkanh^ı zamanın da kamuya hizınet etmekten başka hiç bir art düsüncesi ol mayan sahsiına karçı yönelülen bu asılsız ıddialan yazan vc yayınlayanlar hakkmda tazminat davası aoacağımı belirtmek isterim. Savçıiarımla. 29/11/1982. Gökcc BIÎYUKER Yapay kalpli dis hekimi konuşmaya basladı % Yapay kalbin mucidi Doktor Jarvik, Clark'ın uzun süre yaşaması halinde kalp ameliyatlarının ucuzlayacağmı ve pekçok yaçamın kurtanlabileceğini söyledi.. Dış Haberier Scrvlsi Dün ya tanhıne ılk yapay kalbin sahıhı olarak geçecek olan 6ı yaşmdakı empkli dış hekınu Barney Clark boğazmdaki solıı nıım cüıazmdsn çıkanirnasmc'nn sonra konu&maya başlacı ve ılk is olarak «biraz su» is tedi. Hsstsnp Közcüsune gör« Clark hrıtık donemı atlattı. Si?z cü lıastanın durumunun cıdüi, ancak ıstijtrarh oldııgunu bı! riırdi. Nakli yapsn doktorla.dan birı Chase Peterson has. tanm durumunım .yi olduğunu, bunyesirın toıoarlanarsK' guçlenmesını fcekledıklennı bıidırdı Bclli bir acıya dek yatal: 1a otuwbıleıı Cıark eşı, doktoı u ve zıyaretçilerıyle konuşturu luyor. tltalı UrJversıtesi kiiniğ: lıpmsitelennden bir. haslamn sımdıLk sesınm biTp.z kısık & 1 dugunıt belirttı, ancak neler söy lediKinı gçıklayaînayacağını söy ledi. AP Ajansı, ameliyatta bulunan doktorlardan Wı)lıam DevriPs'in Clprk'm normai beslenme dıbenine geçmesme ayaga kalkmasma çalışılacağını bildırdi. Bamey Clark'a çarşamba gocesi yapılan bir amelivatla, ken di kalbi çıkarı'.arak yerine yapay bir kalp takılmıçtı. Daha önce 3 hastaya geçicı oUrak yapay kalp takümıştı. Sıiıekli olarak organik bir kalhın veri nı alacak yapav kalp ılk deta deneniyor. Daha önceki hastalar yapay kalple bır süre yasatıldıktan sonra kendilerine ınsan kalbi nakledilmişti. Yapa^ »'calbin mucıdı Doktor Robert Jarvik, Clark'ın yapay bır kalple uzun süreli ve rabat bır sekılde vas>avabılmcsi halinde. kalp amelivatlarımn ucıi7İavaca?mı ve vapay kalple daha önce kurtanlma ınıkânı bulunmayan bırcok hastanm vaşaülabilecetHnı belirttı. Bövlece kalp amelivatları cok daha fazla kisiye uvKUlsnabilecek. Şimdive kadar kalbi degişmesi gereken bir hastanm yaşaması. veni ölen bir kışinin kalbinin bagışlanmasma bağhydı. paristen Mehmet ALTAN Zamanın savunucusuna rağmen kasnn da geçti Paris'te ünlü kültür merkezl Beaubourg'un yanında, çarsıları, fı&kıyelen, kahvelen ile yeni oluşturulmuş bir mahallecik var. Adı Quartıer de L*Horloge, (Duvar Saatı Mahallesi). Bu yeni küçük mahalle. sahip oîduğu bir tonluJc hareketli madeni bir yontu İle ilgi topluyor. Fransız yontucu Jacques Monastıer tarafmdan dört yılda oluşturulan «Le Defenseur du Temps» (Zamanın Savunucusu) adlı hareketli ycnlu. aynı zaman da ssat işlevi görüyor. Oğleyin 12'de, aicşam üstü 6'da, gece de saat 10'da «kipırdak yontu»nun, elindeki gürzü ile yan çıplak adamı, kendisine garip uğultuyla saldıran, yerin, gokyüzünun ve denizin temsilcisi, ejderha, kuş. yengece karşı. sanki zaman savunulabilirmiş gıbi zamanı savtınuyor. Mimarlar Odası Başkani: "İmar affı, yasalara uyan ve hakkma razı olanları cezalandırmak olacak,, ANKARA. (Cumhuriyet Biirosu) Tlırk Mühendıs ve Mımar Odaları Birlıgine (TM MOB) bağlı • Mîmarlar Odası Başkanı Abdullah Tuncel, imar affmın şelecek kuşakları saglıksız bir çevrede yaşamaya mahkum edeceğini belirttı. Tuncel «İmar Affı yasalar.» uyan ve hakkına razı olanları cezalandırmak anlaınına gelecek, buna kaışılık kaçak yapılaşmayı önleme konusunda üze rine düşen görevi yapmayan kamu karuluşlanm affetmiş olacaktır» dedı. Mimarlar Odası Başkam Tun cel dün yaptığı açıklamada, «Kaçak yapı sorununun kent planlarıyia çozüimesi gerektiğini» vurgulayarak özetle şöyle dedi: «tmar ve Iskan Bakanlığı'mn bazı yönetlcilerince hazırlanmış olan İmar Affı yasa taslağı, bir süredir Danışma MecJisi'nde görüşülmektedir. Kentlerimizin, tayılarmuzın, tanm alanlarımızm geleceğini olumsuz yönde etküeyecek böyle bir yasanın sakıncalannı. Mimarlar Odası olarak ilguilere birkaç kez iletmiştik. Ancak, gelecek kuşaklan da sağbksız bir çevrede yaşamaya mahkfim edecek bu tür bir girişimin yanlışlığım bir kez daha vurgu lamayı görev biliyoruz. Yurdumuzda, yasalann ve planlann getirdlğl smırlamaların yetersizliğl nedeniyle, yaşadığınuz çevre, zaten sağlıklı olmaktan çıkmıştır. Kentlerimlzin beton yığınlanna dönüşmesi, Ankara'nm hava kirliliği, Izmlr Körfezi'nin pisliği, başka yer yokmuş gibl Btırsa vc Adam'dnki çok verimli tanm alanlannda sanayı tesislerinin kurulması, Istanbul ve öteki kent lerde tarihi ve doğal değerler'n korunamayışı hep bu nedenden kaynaklanınaktadır.» Tuncel, af yasasmm, «Bugüne dek yasalarla ve planlarla sağlanan aşırı olanaklan da yeterli bulmayanların, sağuksızbğı dayanılmaz noktalara ulaştıran uyçulamalannı yasallaştırmakv gıbi bır sonuç doğuracağını vurgulayarak şöyle devam etti: «Af çıkarmayı haklı gösterecek nedenlerden kamu yaranna ilîşldn olanlarla, temel barınma çereksinmesinl karsılamaya yönetik olanlar, af çıkanlmadan da giderilebilir. Kaçakfılaşu kamu yararını zedele'mcycn ve bu arada yakın çev rede yaşayanlan olumsuz yönde ctkilemeyen yapılanu sorun. lan ds, af yasası olmadan çtizülebiltr. Yapüasma kurallanna uymakla birlikte. ban baslt formaliteler nedeniyle kaçak sayılan yapılann sornnlarmı, af yasasına gerek kalmadan çözmenin yollan her zaman vardır. Bfltün bnnlan sağlamada, kent planlarımn kamu yarannı gözeterek hazırlanması ve uygulanması, bununla ilgili kamu kuruluşlanmn gerekll yetki ve olanaklarla donatılnıası. en nygun yoldur. Ve ancak planlar aracılığıyla ber bir ken tin, her bir mahallemn, her bir yapının, kendi özel durumunu gözeterek, yasal olmayan yapıIar hakkmda tek tek saglıkU ksrar verileblHr.» îşte o «zaman savunucusunun» savunamadığı saniyeler, dakiicalar, saatler günleri oluşturdu ve bir kasım ayi daha gerilerde kaldı. Kosım ayınm birincl gfinü Fransa'da «Olüler Günü»dür. yaşıyanlar. bu tati! günü. belediyeierin kendilerine tahsis ettiği otobüslerin parasız seferlerinden yararlanarak mezarlıklara gider. «Zaman Savunucusuna» çoktand>r ihtiyaç duymayan yakmlar, tanıdıkiar ziyaret edılir. Mezarhklar, gene zamanm kısa bir süre sonra solduracağı ciçeklpre bezenir. «Olüler Bayramı» bizim dini bayram günierindoki mezarlık ziyaretlerimizi içeren «vefa» ve «hfizün» dolu bir gündür. 11 kasım günü Ise, Birinci Dünya Savaşma son veren atpşkes anla^masının imzalandığı gündür. Birinri Dunya Savasmda yaklaşık 9 milyon kişi ölmüştür. Ölenlenn 1 milyon 400 bini Fransızdır. 11 kasımda ateşkesin yıldönümü kutlanırken, siz anlaşmanm imzalanmasından önce ölen son Fransız askerini düşünürsünüz. 65 yil önce gene böyle bir kasım günü dünya'ya veda eden bu asker, «ölüm» ile «yaşar kalma» arasında bir köprü. Mşisel yaşam acısmdan ise «talîbsîz» bir «vatansever»dir. Kasım ayınm ilk yansmın son günü, mevsimin ilk bağbozumundan oluşan «yeni beaufolais» şarabı piyasada boy gösterir. Beaujolaia, Massif Central bölgesindeki Loirs ve Soane ırmağı arasındaki şarapları ile ünlü bölgenin adıdır. Hic mahzenlerde dinlendirilmeden piyasaya sürülen «Yeni Beâufolais»nin buruk tadma Loire ırmağmda yıkanmış üzümlerin kokusu karrşır. Kasımm 15'inde ortaya çıkıp. 20 gün lcinde kaybolan Beaupolais, aym önemli fakat iddiasız konugudur. îddiasızdır, çünkü ilk bag bozumu ürü nü oldugu v e dinlendirilmeden piyasaya sürüldüğü Için, kendlsinden bfltün amatör ve profesyonel «şarapcılar» aym damak tadını alır. Aynca, «Yen! Beauiolals», sakin ve birbirine benzeyen günlerin bir ölçüdo aklınızda iz bırakmasmı saâlar. Geçen kasım ayian Içindekl bazı olayları «Beauiolals zamanıydı», diyerek hatırlamaya çahgırsınız. Ve «Yenî Beaujolaîs» şarabmm gelişini haber veren Ilanlar, sizden bir şeyler götürür En azmdan. Beaubourg yakınındakî «Zaman Savunucusuna» rağmen, kasım, «Yeni Beaufolals» nln buruk tadmı ağzımzda bırakarak, bu yıl da, gerilerda kalmıştır. N'OLOU A N Y ÖNCE PATKoNUNU DuVOÜ b
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle